• Sonuç bulunamadı

Ermeni soykırımı iddiası çürütülüyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ermeni soykırımı iddiası çürütülüyor"

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yayına Hazırlayan: H. Fahir ALAÇAM - Emeldi Büyükelçi

TP- i

t p X i / - L- 4

-■D

Z

3

0 )

BU yazı dizisini üç nedenle hazırlam aya karar

verdim.

İlki, Birinci Dünya Savaşı sırasında uygulandığı

iddia edilen "Ermeni S o y k ırım ın ı Türk hükümet­ lerine kabul ettirmek ve o olaylarda hayatlarını kaybedenlerin sözde öcünü almak m aksadıyla Er­ meni teröristlerin kurşunlarına hedef teşkil ederek şehitlik mertebesine yükselmiş olan ve aralarında akrabalarımız, dostlarımız, yakınlarım ız ve tanı­ dıklarım ız bulunan tüm görevlilerim izin ve vatan­ daşlarım ızın ruhlarını bir kere daha şad etmektir.

İkincisi, 1 9 1 5 -1 9 1 7 tarihleri arasında vuku bu­

lan olayların "soykırım " olarak adlandırılamaya- cağının bu kere bir yabancı tarafından açıklanm a­

sına ve bu açıklam a ile neden olduğu polemiğin dünyanın ve Fransa'nın en büyük ve ciddi gazete­ lerinden biri olan "Le Monde"da yer alm asına rağ­ men, konunun y azılı ve görsel basınımızda çok az akis bulmasıdır.

Sonuncusu ise, okulda hocalarım ızın ve Dışiş-

leri'nde am irlerim izin bize öğrettikleri, benim de şimdi Marmara Üniversitesi Avrupa Topluluğu Enstitüsü'nde her ders yılı başında öğrencilerime tekrarladığım şu kuralı olaya uygulamaktır: "B ir sorunu tartışmaya başlamadan önce, onu bütün yönleri ile inceleyiniz. Kendi tezinizi ve görüşünü­ zü ayrıntıları ile saptayınız. Daha sonra karşınız­ dakinin ya da karşınızdakilerin görüşlerini öğreni­

niz ve onların söyleyeceklerine verebileceğiniz makul ve inandırıcı cevaplarınızı hazırlayınız, işte o zaman tartışmadaki başarı şansınızı artırmış o- lursunuz." Ben de gerçekten yararlı bu öğüte uy­ gun biçimde konuya yaklaşacağım. O layları bi­ zim tezlerim ize yakın şekilde anlatanlar kadar, ak­ si tezi savunan ve bizi suçlayanların görüşlerini, hoşlanmasak da, aynen aktaracağım.

Yukarıda sözünü ettiğim yabancının adı Ber- nard Levvis'tir. Devrim izin en ünlü şarkiyatçıların-

dandır. 1916'da Londra'da Musevi bir aileden doğmuştur. Londra Üniversitesi'nde 1949 - 1974 yılları arasında görev yaptıktan sonra A B D 'y e göç etmiş ve Princeton Üniversitesi'nde araştırmacı

-profesör olarak çalışmıştır. Çalışm alarını, Orta­ çağ d a Arap tarihi, O sm anlı devleti ve Türkiye Cumhuriyeti tarihleri üzerinde yoğunlaştıran Ber-

nard Levvis'in bizim le ilgili olarak "İstanbul ve O s­

manlI imparatorluğu'nda Medeniyet" ve "Modern Türkiye'nin Doğuşu" gibi kitapları bulunmaktadır.

Bu dizide tam bir tercümesini vereceğimiz yazı­ sı nedeniyle geçen ay, biri Ermeni öteki Fransız i- ki örgüt bu ünlü bilim adamını mahkemeye ver- di.Sol eğilimli Libaration gazetesine göre, Levvis'e dava açan örgütleri, O rly baskınını düzenleyen A- SALA üyesi teröristleri savunan Patrick Deveciyan adlı avukat temsil ediyor

F.A.

E rm en i ö rg ü tler, b u g ü n e k a d a r ö n e sü rd ü k le ri so y k ırım

id d ia la rın ı b ilim sel o la ra k ç ü rü te n ü n lü A m erikalı

ta rih ç i B e rn a rd L ew is h a k k ın d a d av a a ç tıla r

“ Yüzbinlerce Ermeni, Suriye’ye doğru tehcirleri sırasında,

açlıktan ve soğuktan ölmüşlerdir. Fakat soykırımdan söz etmek

için, Ermeni milletini sistemli şekilde yok etmeye yönelik kasıtlı

Eımenilerin sokırım iddalan yüzünden onlarca diplomatımız ve yüzlerce ma­

sum insan, ASALA denilen terör örgütü tarafından katledildi

bir politikanın, bir karann varlığı gereklidir. Bu çok şüphelidir”

B

emard Lewis’in Ermeniolaylarına ilişkin görüşleri Le Monde gazetesinin 19 Kasım 1993 tarihli nüshasının 2. sayfasında yer almıştır. 30 tarihçinin Bemard Lewis’in görüşlerine cevap teşkil eden müşterek mektupları 27 Kasım 1993’de, Bemard Lewis’in ek açıklaması 1 Ocak 1994’de ve “Ermeni Sorunları Hakkında Düşünce ve Bilgi Grubu”nun Direktörü Mardiros Solakian’ın Ermeniler adına verdiği ikinci cevap da 15 Ocak 1994 tarihli Le Monde gazetesinde yayınlanmıştır.

Le Monde gazetesinin 16 Kasım 1993 tarihli nüshasının 2. sayfasını tamamen kaplayan ve tanınmış gazetecilerden Jean - Pierre Langellier ve Jean - Pierre Peroncel - Hugoz tarafından müştereken yapılan mülakatta, Bemard Levvis’in “Tarihte Araplar” ve “Ortadoğu’da Irkçılık ve Kölelik” adlı kitaplarının Fransızca tercümelerinin piyasaya çıkarıldığına işaret edildikten ve Ortadoğu’daki İslamcılık ve köktencilik hareketlerine ve bazı Ortadoğu ülkelerindeki siyasi rejimlere ilişkin sorular sorulup cevaplan alındıktan sonra, konu Türkiye’ye ve oradan da “Ermeni soykırımı” iddiasma getirilmektedir.

Mülakatın bundan sonraki bölümü ile diğer 3 belgenin tam metinlerinin Türkçe çevirileri aynen aşağıdadır.

ERM ENİ KONUSUNA

İLİŞKİN BÖLÜM

(16.ll.1993 tarihli Le Monde gazetesi, S: 2) Som: Türkiye’de, burjuvazi ve ordu hariç, Mustafa Kemal’in laiklik ilkesinin gittikçe

itibarını kaybettiği dikkati çekmektedir. Türkiye, Islamiyete karşı bir direnç noktası mı olabilir, yoksa dinsel bir rejime doğru mu yol alabilir?

Bemard Lewis: İkisi de mümkündür. Bu, Avrupa'nın kesin söz sahibi olduğu bir alandır. Türkiye, Avrupa Birliği’ne tam üye olabilmek için müracaatta bulunmuştur. Birliğin kararı çok önemli sonuçlar doğuracaktır. Türklerin, bir asırdan beri katılmak istedikleri Avrupa tarafından dışlandıklarını hissetmeleri halinde, uğradıkları hayal kırıklığının da etkisiyle, diğer tarafa dönmeleri büyük bir ihtimaldir.

Som. Türkiye’nin Avrupa’ya dahil olması, bütün Türklerin isterlerse Avrupa’ya gelebilecekleri anlamına gelir...

Bemard Lewis: Bunun Avrupa için çok ciddi bir sorun olduğunu inkar etmiyorum... Türkiye için temel bir mesele oluşturduğunu da İslam Devletleri Konferansı’nda 51 ülke vardır ve bunların arasında demokratik rejimle idare edilen tek ülke Türkiye’dir.

Som: Türkler Ermeni soykırımım tanımayı niçin hep reddetmektedirler?

Bemard Lewis: Tarihin Ermeniler tarafından yapılan yorumunu demek

istiyorsunuz? Rusların Türkiye’de üerlemeleri ve bölgede Kafkasya’dan gelen Ruslara sempati besleyen Osmanlı aleyhtarı bir toplumun varlığı dolayısıyla, Türkler için bir Ermeni sorunu mevcut idi. Ayrıca,

Ermenilerin kahramanca faaliyetlerinden övgü ile söz ettikleri Ermeni çeteleri de mevcut idi ve Türkler de muhakkak ki savaş sırasında güvenliğin korunmasına ilişkin sorunlarla karşı km-şıya idiler. Yabancı işgalinin tehdit ettiği bir bölgede kendisinden

şüphe duyulan bir topluma karşı cezai ve önleyici tedbirler almak, Türklerin ana sorununu oluşturuyordu. Ermeniler için ise, amaç, ülkelerinin kurtuluşunu sağlamak idi. Fakat, iki taraf da, tenkilin coğrafi açıdan sınırlı kaldığında mutabakat halindedirler. Örneğin, bu tenkil hareketinden Osmanlı împaratorluğu’nun başka bölgelerinde yaşayan Ermeniler etküenmediler.

Çok kötü şeylerin vuku bulduğundan, çok sayıda Ermenınin - ve de Türk’ün - hayatmı kaybettiğinden hiç kimse şüphe etmemektedir. Fakat, olayların oluş şekli ve bundan zarar

örenlerin adedi kesin olarak asla ilinemeyecektir. Çok kısa zaman önce ve dünyanın gözleri önünde cereyan eden Lübnan savaşma ilişkin olay ve sorumlulukların ortaya çıkarılmasında karşılaşılan güçlükleri hatırlayın. Yüz binlerce Ermeni, Suriye’ye doğru tehcirleri sırasında, açlıktan ve soğuktan ölmüşlerdir. Fakat, soykırımdan söz etmek için, Ermeni milletini sistemli şekilde yok etmeye yönelik kasıtlı bir politikanın, bir kararın varlığı gereklidir. Bu, çok şüphelidir. Türk belgeleri, yok etme değil, tehcir amacı güdüldüğünü ispatlamaktadırlar.

Soru: Türkler bu dediklerinizi dahi kabul ediyorlar mı?

Bemard Lewis: Bu, hangi Türklerden söz ettiğinize bakar. Resmi makamlar hiçbir şeyi kabul etmiyorlar. Bazı Türk tarihçiler size daha nüansh yanıtlar verebilirler.

(Mülakatın bundan sonraki bölümü Fransa’daki İslam hareketleri hakkındadır.)

YARIN: ERMENİLERİN CEVABI

Genellikle Fransa'da üslenen Ermeni terör örgütleri, eylemlerinin çoğunu bu ülkede gerçekleştirdi.

(2)

• •

üijh

25

M lLÜ Y ET 6 MART 1994 PAZAR H H ÜMH£

Ei

V

1 E İ SOInuRlİMİ

ıi

DİDİKl

I I

ıcu Rü

İ l

ııa YCIR|

I İ

2

Yayına Hazırlayan: H. Fahir ALAÇAM - Emekli Büyükelçi

▼ “Osmanlı

Hükümetinin,

Ermeni milletini

yok etmeyi

amaçlayan bir

k aram ın ya da

planının

mevcudiyetine

ilişkin ciddi hiç

bir delil ve belge

mevcut değildir.

Ermenileri

doğrudan hedef

alan bir kin

kampanyası da

yoktur”

I

Lewis: ‘Ermediler yanılıyor

Amerikalı tarihçinin görüşleri Emıeniler arasında telaş uyandırdı

B

ERNARD Lewis’in bu mülakatı ya­yınlanınca Ermeniler ayağa kalktı. Batılı, üstelik Amerikalı bir bilim ada­ mı nasıl böyle konuşurdu ? Hemen bir metin kaleme alındı ve aralarında ba­ zı bilim adamlarının da bulunduğu 30 kişi bu metni imzalayıp gazeteye gönderdiler. Le Mon- de’un 27 Kasım 1993 tarihli sayısında yer alan “Buna soykırım derler” başlıklı mektup aynen şöyleydi:

“Bernard Lewis’in 16 Kasım 1993 tarihli Le Monde gazetesine İslam köktenciliği hakkında verdiği geniş bilgiye dayanan mülakatın orta yerinde, 1915 Ermeni soykırımı hakkında farklı içerik taşıyan sonuçlara varmasını görünce hayret ettik.

Bu katliamın, soykırım olarak, diğer bir de­ yimle bir milletin kasıtlı şekilde yok edilmesi politikası biçiminde nitelendirilmesini ‘ olayan Ermeniler tarafından yorumudur’ diyor

Bernard Lewis, Ruslarla birlikte Fransızlar ve Ingilizler dahil, müttefik hükümetlerin, 24 Mayıs 1915 tarihinden itibaren, bu insanlık su­ çuna karışmış olan Osmanlı hükümetinin bü­ tün üyelerini ve onların temsilcilerini şahsen sorumlu tutacaklarını Bâb - 1 Ali’ye resmen du­ yurduklarım bilmemezlikten gelemeyeceği gibi, Türkiye’nin müttefiki olan ve olay yerinde bu­ lunan Alman ve AvusturyalI diplomatlarla ta­ rafsız ABD diplomatlarının gönderdikleri ve Genç - Türk’ler hükümetinin savaşı bahane ede­ rek Ermeni sorununu “kesin şekilde tasfiye et­ mek” amacıyla yürüttüğü “imha kampanya­ s ı n ı kınayan onlarca telgrafı unutamaz. Türk belgelerinden başkalarım dikkate almak iste­ meyenler bile, liberal İstanbul hükümetinin, so­ rumluluğunu saptadığı bakanlar, iktidar partisi ve hapishanelerden özellikle devşirilen haydut

çeteleri aleyhine 1919 yılında açtığı davayı gör­ memezlikten gelemez.

Tarihçi, hayatta kalan şahitlerin birbirleriy- le uyum halindeki ifadelerini reddedemez. Bir kısım ahalinin bulundukları yerlerde, diğerleri­ nin tehcirleri sırasında maruz bırakıldıkları öl­ dürülme şekillerine ilişkin sayısız belşe mev­ cuttur. Tehcir yaz aylarında gerçekleştiği için, kurbanlar, Bernard Lewis’in belirttiği gibi don­ ma dolayısıyla ölüm hah hariç, ölümün her tür­ lüsüne gönderilmişlerdir.

SOYKIRIM SULANDIRIYOR

Ermenilerin yok edilmesi olayları, coğrafi bakımdan mahdut bir alana inhisar etmemiş, Bati’da Bursa’dan güneyde Rus hududundan 800 km. uzaktaki Halep’i içine alan bir sahaya yayılmıştır. Yok etme hareketi, bir hükümet ta­ rafından, tebaasmm bir bölümüne, aynı din ve etniğe mensup belirli bir gruba sırf böyle olduk­ ları için uygulanmıştır. Bu tür hareketler soykı­ rımın tarifine girer. Soykırım deyimini sulan­ dırmak özellikle tehlikeli olduğu içindir ki, şüp­ he bulunmadığı ahvalde hareketin soykırım ol­ duğunu kabul etmek önem taşımaktadır. Nite­ kim, 1930’lu yıllarda Nazizmin yayılmasından telaşa düşen Alman hukukçular, PolonyalI Lem- kin gibi, Osmanlı İmparatorluğu Ermenilerinin imhası girişimini soykırım kavramı için refe­ rans olarak göstermişlerdir. Bu planlanmış im­ ha hareketini devletin tamamen çöktüğü Lüb­ nan iç savaşı ile mukayese etmek yo­

lundaki her türlü girişim esastan yok­ sundur.

“Olayları inkar etmek, cinayeti ört­ mek, Mustafa Kemal’den bu yana Türk hükümetlerinin kullandıkları tekniklerdir. Bernard Lewis çapındaki bir bilim adamının, dünkü canilerin yalanlarım doğrulayan bu resmi görüşü benimsemesini hiçbir şey ma­ zur gösteremez. Köktenciliğe karşı laikliği desteklemek ne kadar meşru ise, herkes tara­ fından bilmen sorumlulukları gizlememek de o kadar önem­ lidir. Bernard Lewis’in, Türki­ ye’nin yakında Avrupa’ya da­ hil edildiğini görmek yolunda­ ki temennisi, gerçeğe ihanet ve ve kurbanlara hakaret et­ meyi haklı gösteremez.”

BERNARD LEWIS’TEN

EK AÇIKLAMA

Okuyucular tartışmalım burada biteceğini samyorlar- dı.Yeni yılın ilk günü yani 1 Ocak 1994’de Le Monde’u alan­ lar 2. sayfada tarihçinin “Şar- kiyyatçı görüşlerine açıklık getiriyor” başlığı ile Ermenile- re verdiği cevabı görünce , A- merikalı tarihçinin işin peşini bırakmadığım anladılar. Le­ wis’in cevabı aynen şöyleydi:

“1915 Ermeni tehciri hak- kındaki görüşlerimi, ister iste­ mez seçici olmak durumunda kaldığım bir röportajın müsa­ ade edebileceğinin ötesinde, da­ ha açık ve öz bir şekilde açıklamak ister­ dim. Birçok olaym kesin şekilde aydın­ latılması her zaman kolay değildir. Lüb­ nan’a yaptığım atıf, iki olay arasında herhangi bir benzerlik bulunduğu değil ve fakat karmaşık ve karışık bir durum­ da olayların gidişatını saptamakta ve kıymetlendirmekte güçlüklerle karşıla­ şıldığını belirtmek amacına yönelik idi. Bununla bildikte, Yahudi mezalimi (Ho­ locauste) olayı ile benzetme, önemli bazı yanıltıcı hususlara dayandırılmaktadır.

MADDE MADDE YANITLAR

“1) Ermenileri doğrudan hedef alan bir kin kampanyası mevcut olmadığı gi­ bi, Avrupa’daki Yahudi aleyhtarlığına benzer bir şeytanlaştırma da söz konusu değildir.

“2) Ermenilerin tehciri, geniş kitlele­ ri ilgilendirmiş olsa bile, tüm

Ermenile-ri kapsamamış ve özellikle İstanbul ve İzmir gi­ bi iki büyük şehirde uygulanmamıştır.

“3) Türklerin Ermenüere karşı giriştikleri hareketler, nisbetsiz olmakla birlikte, sebepsiz değildi. OsmanlI'nın doğu eyaletlerindeki Rus taarruzundan duyduğu korku, birçok E m en i­ nin Rusları Türk idaresine son verdirecek kur­ tarıcılar olarak gördüğünün bilinmesi ve Os­ manlI devletine karşı girişüen E m en i ihtilalci hareketlerinin su yüzüne çıkması: Bütün bun­ lar, imparatorluğun gittikçe ümitsizleşen duru­ munun ve savaş sırasında görülen alışılmış si­ nirliliğin etkisi üe, bir endişe ve şüphe havası­ nın yaratılmasına yardımcı olmuştur. Ruslar, E m e n i gönüllülerden kurulu dört birliği 1914’te, üç birliği de 1915’te oluşturmuşlardır. Bu birliklerde, bazdan kamuoyunun çok yakın­ dan tanıdığı kişüer olmak üzere, birçok Osman­

lI Ermenisi de bulunuyordu.

“4) Tehcir, Osmanlı împaratorluğu’nda, asır­ lardan beri cinai, stratejik ya da diğer nedenler­ le uygulanıyordu. Osmanhların tehcirleri sade­ ce ve doğrudan Ermenilere yönelik değildi, işte bir örnek: Van şehrinin Osmanlı Valisi, geliş­ mekte olan Rus taarruzu ve şehrin pek yakında Rusların eline düşmesi tefdikesi karşısında, Müslüman ahaliyi Rus egemenliğine bırakmak- tansa vasıta ve yiyecek sağlamaksızm yollara dökerek Van’ı acilen boşaltma kararı almıştır. Bu Müslümanlardan pek azı söz konusu “dosta­ ne tehcir” sonunda hayatta kalabilmiştir.

“5) Ermelilerin çektikleri acıların feci bir

in-Ermeniler, çeçitli yerlerde Türklere karşı giriştikleri katfiam eylemlerine bir kı­ lıf bulmak için soykırım iddialarına sarılmışlardı.

sanlık trajedisi teşkü ettiğinde ve mezalime uğ­ rayan Yahudiler (Holocauste) gibi Emıenüerin de bu acfiarı hafızalarında hala yaşattıklarında şüphe yoktur. Ermenilerin büyük bir bölümü, açlıktan, hastalıktan, refakatsizlikten ve de so­ ğuktan - zira tehcir olayı kış ayları boyunca da sürmüştür - hayatlarını kaybetmişlerdir. Ame­ rikan misyonerlerinin, gönüllü Ermeni birlikle­ rinin eline düşen Van bölgesinin Müslüman a- halisinin akıbeti hakkında tehcirden önce gön­ derdikleri raporlarda da işaret ettikleri gibi, di­ ğer tarafın da çok feci mezalim hareketlerine gi­ riştiği kuşkusuzdur.

“B ununla beraber, bu olaylar, gerçek

hedefle- yok-sun Ermeni ahalisine karşı Türklerin duydukla­ rı şüphesiz çok mübalağa edilmiş fakat tama­ men yersiz olmayan bir endişenin çerçevelediği koşullar açısından değerlendirilmelidir.

Istan-bul’daki Genç - Türk’ler hükümeti, bu sorunu, sık sık kullanılmış eski bir metodla, yani tehcir yolu üe, çözümleme kararı almıştır.

“Tehcire tabi tutulanlar, Anadolu’daki sava­ şın zor şartlarının, sağlam erkeklerin tümünün orduda görevli olmaları dolayısıyla refakatçüe- rin görevlerini yapamayacak durumda bulun­ malarının ve fırsattan yararlanan haydutların ve diğerlerinin giriştikleri çapulculuk hareket­ lerinin ağırlaştırdığı acfiar çekmişlerdir. Bu­ nunla birlikte, Osmanlı hükümetinin Ermeni milletini yok etmeyi amaçlayan bir kararının ya da planının mevcudiyetine ilişkin ciddi hiç­ bir deül ve belge mevcut değüdir.”

ERMENİLER ISRAR EDİYOR

Bu kesin ve belgesel açıklamalara rağmen Er- menüer durmadılar.Aradan kısa bir süre geç­ mişti ki Le Monde’da bu defa (15 Ocak 1994) Er­ meni Sorunları üzerinde Düşünme ve Haber Grubu (ARMENFAX) Direktörü Mardidos So- lakyan’m bir açıklaması yayınlandı. Bu mektup aynen şöyleydi:

“Bernard Lew is’in Ermeni soykırımı gerçe­ ğini inkar etmeye yönelik revizyonist ifadeleri­ nin neden olduğu reaksiyon üzerine, şarkiyat­ çı, 1 Ocak 1994 tarihli mektubunda daha önce iş­ lemiş olduğu suçta ısrar etmeyi uygun buluyor. Yaptığı yeni “açıklamalar” inkarcılığım teyit e- diyor. Heri sürdüğü delillerin hepsi ya uydur­ madır ya da aldatıcıdır. Bernard Lewis ve diğer

kötü niyetli Türkologlarla münakaşa­ ya devam edüecek midir? inkâr - ce­ vap oyununa gelmek suretiyle Erme­ ni soykırımının mevcudiyeti bir ilmi münazara ya da münakaşa konusu haline getiriliyor.

“Halbuki, 1984’te Daimi Halk Mah­ kemesi, 1985’te Birleşmiş Milletler ve 1987’de Avrupa Parlamentosu tarafın­ dan tanınmış bulunan Genç Türkler cinayetinin mevcudiyeti ve sıfatı mü­ nakaşa ve münazara konusu yapfia- maz. 18 Haziran 1987 tarihli kararın­ da, Avrupa Parlamentosu’nun, Os­ manlI imparatorluğu toprakları üze­ rinde yaşayan Ermenüere karşı 1915 - 1917 yılları arasında yöneltüen trajik olayların Birleşmiş MUletler Genel Kurulu tarafından 9 Aralık 1948 tari­ hinde kabul edüen soykırım cinayeti­ nin önlenmesine Ve menedümesine i- lişkin sözleşmeye göre soykırım teş­ kü ettiğini benimsediği ifade olun­ maktadır.

“Bernard Lew is’in kesin bir bi­ çimde belirttiği gibi, eğer “Osmanlı hükümetinin Ermeni mületini yok et­ meyi amaçlayan bir kararırım ya da

E

lanın mevcudiyetine ilişkin ciddi içbir delü ve belge mevcut değü” ise, Ermeni soykırımı uluslararası kuru­ luşlar tarafından nasü tanınabilmiş- tir? Tek bir Ermeni kaynağına müra­ caat etmeksizin, Türk, Alman, Ingiliz ve ABD kaynakları, yok etme gerçeği­ ni ve bunun planlı bir şeküde uygu­ landığını göstermeye yeterüdir. İçiş­ leri ve Savunma bakanları olan Talat ve Enver paşalar, ABD Büyükelçisi Henry Morşenthau üe görüşmelerin­ de, Ermenüerın imhası projesinin varlı­ ğını açıkça kabul etmişlerdir.

“Hangi delü Ittihatçüarm 1919 yılında açtık­ ları davadan daha reddedüemeyecek bir içerde taşıyabüir? Bu “Nürenberg davası” sonunda soykırımın tertipçüeri Türk Divan - 1 Harp’i ta­ ralıdan 5 Temmuz 1919 tarihinde ölüm cezasma mahkum edilmişlerdir. Kimsenin olayları inkar etmeyi düşünmediği bir devirde, dava celsele­ rinden ahntilar yapan bazı Türk gazeteleri Er- menüerin imhasına Uişkin planın ayrıntüarını açıklamışlardır. Bernard Lewis, bazı tehlikeli belgeler Türk arşivlerinden temizlenmiş olsa bi­ le, bu davanın mevcudiyetini inkar edemez.

“Bernard Lewis’in ilk defa ortaya attığı böy-inkarcüarın için-

' delik açtığı kuşkusuzdur. Bu itibarla, Ermeni toplumunun tarihi tahrif edenlere karşı hukuki alanda yü­ rürlüğe konulabüecek vasıtalar konusunda ar­ tık düşünmeye başlamasında yarar vardır.”

(3)

ERMENİ SOYKIRIMI İPPİflSI ÇÜRÜTÜLÜYOR I

Yayına Hazırlayan: H. Fahir ALAÇAM - Emekli Büyükelçi

▼Bernard Lewis,

olayları ayrıntıları

ile incelemiş olan,

kendi dalında

saygı duyulan ve

olayların soykırım

olarak

nitelendirilemeye-

ceğini savunması

için hiçbir

nedeni

bulunmayan bir

bilim adamı.

Ermenilerin

duydukları

rahatsızlığın

gerçek sebebini

burada aramak

gerekir

Enmeniler, Paris sokaklarında Türkler aleyhinde gösterilerden birinde.

Soylarım iddiası m ahkem elk

y

Yalanlan meydana çıkınca Ermeniler paniğe kapıldı

B

e m a r d L ew is’in Birinci Dünya Savaşı sırasındaki Ermeni soykırım ı iddialarına ilişkin görüşlerinin esasları şöylece özetlenebilir:

- O laylar ancak "tehcir (sürçün veya zoraki göç)” olarak nitelendirilebilir. Bunların “soykırım ” oluşturduğuna ilişkin bir karar m ya da planın varlığını

ispatlayacak hiçbir ciddi delil veya belge mevcut değildir. Ayrıca, “tehcir” olayı Osmanlı împaratorluğündaki tüm Ermenileri kapsamamıştır. Bu nedenle, Türkler, Ermenilerin olayları yorumlayış biçimini, diğer bir deyimle olayın bir “soykırım” olduğunu reddetmektedirler.

- T ürklerin Ermenilere uyguladıkları “tehcir” kararı, nispetsiz olsa bile, sebepsiz değildir. Zira, olaylar, Ermenilerin savaş içinde düşmanla birlikte OsmanlIlara karşı cephe almasının ve birçok Ermenin in cephede OsmanlIlara karşı fiilen

çarpışmasının sonucu olarak OsmanlIların Ermenilere karşı duydukları belki

mübalağalı fakat tamamen yersiz olmayan bir endişe ve şüphe çerçevesinde

değerlendirilmelidir. Osmanlı idaresi, bu endişe ve şüpheden kurtulmanın çaresini, daha önceleri Müslüman ahaliye dahi uygulanan “tehcir”de bulmuştur.

E rm en iler ise, “soykırım” iddialarını özetle aşağıdaki nedenlere

dayandırmaktadırlar:

- M üttefik hükümetler, Rus hükümeti ile birlikte, Ermenilere karşı girişilen

hareketler dolayısıyla Osmanlı hükümetinin bakanlarını sorumlu tutacaklarına ilişkin açıklamalar yapmışlar, savaşta Osmanlılarm müttefikleri olan Alman ve AvusturyalI diplomatlar ile tarafsız ABD’nin diplomatları da bu yönde telgraflar göndermişlerdir. ABD Büyükelçisi Morgenthau’nun hatıratında da soykırım ın vuku bulduğunu ispatlayan bölümler vardır. Ayrıca, Osmanlı hükümeti, sorumlular hakkında dava açmış ve idam kararları verilmiştir.

- E rm en ilere yönelik olaylar, batıda Bursa’dan, güneyde Rus hududundan 800 km. uzakta Halep’e kadar uzanan geniş bir bölgede uygulanmıştır.

- O layları inkar etmek ve cinayetleri örtmek Atatürk’ten bu yana uygulanan taktikler olduğu gibi, Bemard Lewis tarafından ileri sürülen delil ve belgeler de ya uydurmadır, ya da aldatıcıdır.

- E n azından üç uluslararası kuruluş olayları “soykırım ” olarak nitelemiştir. Bu kuruluşların, ortada ciddi belgeler olmadan, bu türden kararlar alması mümkün değildir.

TARİHİ GERÇEKLER

E rm en i iddiaları ile ilgili olarak bazı tarihi gerçekleri bu vesile ile hatırlatmakta

yarar vardır:

1- Ermenilerin sözünü ettikleri mahkeme, Sadrazam Damat Ferit Paşa zamanında Nemrut Mustafa Paşa’nm başkanlığında bir iç politika hesaplaşmasmm sonucu olarak kurulmuştur. Bu mahkemenin esas amacı, iktidarda olan Hürriyet - İtilaf Partisi’nin İttihat - Terakki Partisi mensuplarını mahkum ettirmek idi. Ermeni sorunu da bu hesaplaşmada bir unsur olarak kullanılmıştır.

2- İşgal kuvvetleri tarafından İstanbul’da nezaret altına almanlardan Ermeni olayları ile ilişkisi olduğundan şüphelenilenler de muhakeme edilmek üzere Ingilizler tarafından Malta’ya götürülmüştür. Ancak, Ingilizler delil yetersizliği dolayısıyla bu kişiler hakkında dava açamamışlardır. 3- ABD Büyükelçisi Morgenthau’nun hatıratının kulaktan dolma olduğu, bilgilerin kendisine Ermeniler tarafından verildiği ve büyükelçinin Anadolu’ya ayak dahi basmadığı sabit olmuştur. 5- Talat ve Enver paşaların iadelerine ilişkin olarak Sadrazam Damat Ferit Paşa’nm Paris Barış Konferansı Başkanlığı nezdinde yaptığı talebin, açılacak davada yine delil

iden aklanmaları ihtimali zler tarafından engellendiği yetersizliği yü

dolayısıyla ınj bir gerçektir.

5- Tevfik Paşa kabinesinin Dışişleri Bakanı Reşit Bey, 1919 yılında, Ermeni tehciri hareketinin sorumlularının

araştırılması amacıyla kurulması kararlaştırılan komisyona ikişer üye göndermeleri için Danimarka, Hollanda, Ispanya ve İsveç hükümetleri nezdinde yaptığı teşebbüs îngilizlerin gayretiyle sonuçsuz kalmıştır. îngilizler, ilk önce, bu teşebbüse ilişkin telgrafın gönderilmesini engellmeye çalışmışlar, bunda muvaffak olamayınca doğrudan ilgili hükümetler nezdinde baskı yaparak bu hükümetlerin olumlu cevap verm esine mani olmuşlardır.

6- Talat Paşa’nm katili olan Soghomon Tehlirian’m Berlin’deki muhakemesinde şahit olarak dinlenen Aram Andonian’m yayınladığı kitabın düzmece olduğu ispatlanmıştır.

7- Ermeniler tarafından sözü edilen uluslararası kuruluşların kararlar m m tümü siyasi ağırlıklıdır. Bilindiği gibi, bu tür kararlar alınırken çoğu zaman gerçekler değil o sıradaki siyasi hava ile oya katüanlarm çıkarları büyük rol oynar. Ermenilerin sözünü ettikleri kararlarda da siyasi faktörler ağır basmıştır.

G örüldüğü üzere, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Ermeni iddialarının uluslararası siyasi arenada avukatlığını yapmış olan İngiltere’nin, Ermeni olaylarında sorumluluk taşıyan kişileri Malta’ya götürmesine rağmen bunlar hakkında delil yetersizliği dolayısıyla dava açılm ası yoluna gidemeyerek soykırım ı ispatlayan bir mahkeme kararı çıkartamaması ve objektif bir araştırmarun yapılm asını mümkün kılacak uluslararası bir komisyon kurulmasına ilişkin Osmanlı önerisinin hayata geçm esini önleyen davranışlarda bulunması ilginçtir. A ynı şekilde, Ermeni iddialarını desteklemeye yönelik olarak o tarihlerde ve daha sonraları ortaya çıkarılan

belgelerin sahte olduklarının anlaşılm ası da dikkat çekicidir.

B u durum ortaya şu gerçeği çıkarmaktadır: Ermeni olaylar m m

“soykırım ” olarak nitelendirilm esine imkan verecek hiçbir belge m evcut değildir. Olanlar da düzmecedir.

SONUÇ

Le M onde gazetesinin Ermeni soykırım ı iddiasma ilişkin olarak yayınlanan görüşler, cevaplar, açıklamalar ve açıklamalara cevaplar şim dilik burada sona ermektedir. Ancak bu açıklamalar ve tartışma yeni bir perde açılmasına neden oldu. Fransa’daki Ermeni yanlısı iki kuruluş Bemard Lewis aleyhinde geçtiğimiz ay dava açtılar. ASALA katillerini de savunan Patrick Deveciyan » adındaki avukatın önderliğinde açılan dava konuyu tekrar dünya kamuoyu önüne getirecek. İşin ilginç yam Türkiye’nin öteden beri savunduğu bir görüşe bu defa ünlü bir Amerikalı tarihçinin sahip çıkması Le Monde gazetesinde yer alacak yazılar şu gerçekleri suyüzüne çıkardı.

1- Şimdiye kadar ilm i çerçevede kalan ve ilim adamlarının ve ilgililerin dışında bilgi sahibi olmayan dünya kamuoyu, bu yaym sayesinde, “Ermeni soykırım ı” iddiasının gerçek anlam ım anlamaya başlamıştır.

2- Ermeniler, bu konuda, dünya kamuoyu önünde münakaşa açılmasından

ürkmüşlerdir. Nitekim, Solakian,

mektubunda, Ermeni tezinde bir “rahne” veya “delik” açüdığmdan bahsetmektedir. “Delik” gerçekten açılmıştır. Ama, bu kere “rahne”yi açan bir Türk değil, tanınm ış bir yabancı bilim adamıdır. Olayları ayrıntıları ile incelemiş olan, kendi dalında hürmet edilen ve olaylarm “soykırım ” olarak nitelendirilem eyeceğini savunm ası için hiçbir nedeni bulunmayan bir bilim adamı. Ermenilerin duydukları rahatsızlığın gerçek sebibini burada aramak gerekir.

BİTTİ

Paris Başkonsolosluğumuzu basıp diplomatımızı öldüren Ermeni katiller. Önde solda Bemard Lewis aleyhinde dava açan­ ların da avukatı olan Patrick Deveciyan oturuyor.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Nitekim, aynı sorunun geçerli olduğu başka bir uyuşmazlıkta, dava açma süresi, yanlış olarak işletilmiş itiraz yolları sonucu tesis edilen son iş­ lemin

Bu tez çalıĢmasında genel olarak silindirle sıkıĢtırılmıĢ beton için kullanılan bazı önemli kimyasal katkı maddelerinden bahsedilmiĢ, son zamanlarda pek

The screenshot of the MATLAB program written for the differential equation system which gives integral curves of this linear vector field is given below:..

SİPARİŞ ADRESLERİ İSTANBUL ANKARA ANKARA ANKARA GAZİANTEP ELAZIĞ DİYARBAKIR ESKİŞEHİR ADAPAZARI BALIKESİR SAMSUN : ESİN YAYINEVİ Taşsavaklar Sk.. Abdullah Alpdoğan

Kırgız boy ve uruğları arasında Lakay adı sadece Munduz boyunda uruğ adı olarak mevcuttur.. Tacikler, Lakaylara boşuna

Ankara ve İstanbul radyolarında uzun yıllar çalışan sanatçı ünlü ses sanatçılarının saz toplu­ luklarında da

işte o gördüğüm Beyoğlu bile bambaşka bir şeydi, iş­ te onu ve daha sonraki Beyoğlu’nu, aklımda kaldığı kadar, size anlatmak istiyorum bugün.. Sokaklar ne kadar

Bir tasavvuf şairi olan derviş Yunus’un ele alındığı eserde yazar, Yunus’un bilinen menkıbelerden hareket ederek onun manevi dünyasını bize tanıtır. Tanrı’ya