• Sonuç bulunamadı

Basiret Gazetesi nasıl yayımlandı?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Basiret Gazetesi nasıl yayımlandı?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

I R

N O K T A S I /ORAL ÇALIŞLAR

oralcalislar@ cum huriyet.com .tı

Basiret Gazetesi Nasıl Yayımlandı?

Ali Efendi, 1283 (1866) yılında İstan­

bu l’da Basiret adlı bir günlük gazete çıkarm aya karar verir. Basiretçi Ali,

Abdülaziz, V. Murat ve II. Abdülha- mit dönemlerinde yaşamış bir gaze­

teci. O yıllarda, İstanbul’da gazete çı­ karmak ne anlama geliyordu?

Malum, karlı bir İstanbul gününde- yiz. Evde oturup kitap okum ak en iyi­ si. 1976 yılında yeni Türkçe harflere çevrilm iş bir İstanbul kitabına uzanı­ yorum . Kitabın başlığı "İstanbul’da Elli Yıllık Olaylar. ” Yazan: Basiret ga­

zetesi imtiyaz sahibi Ali. Ali Efendi 50 yıl boyunca Basiret gazetesini çıkarır­ ken başından geçenleri ölümünden kı­ sa süre önce 1909 yılında bir kitap haline getirerek basmış.

Sander Yayınları da bu kitabı göz­ den geçirmesi ve önsöz yazması için

Tank Zafer Tunaya’dan ricada bulun­

muş. İstanbul’da A ğustos 1976 yılın­ da yeniden basılan bu kitabın iç ka­ pağına Sander Yayınları’nın kurucu­ su Necdet Sander şunları yazmış:

“Bu küçük ama değerli kitabı geçmi­ şin tozlarından kurtararak yeni bas­

kısının yapılmasına önayak olan, ya­ yımlanmasıyla ilgilenen, yoğun çalış- malan arasında kitabın önsözünü yaz­ maya vakit ayıran sayın dostum Pro­ fesör Tarık Zafer Tunaya’ya burada açıkça teşekkürü borç bilirim. ”

Tarık Zafer Tunaya ise kitaba yaz­ dığı uzun önsözde Basiretçi A li’nin yaşamına ilişkin bilgiler verir: “Genç b ir OsmanlI gazetecisi, Augsburg’ta, bir silah ve makine fabrikasında, 1871 Avrupa’sının yarattığı b ir baskı maki­ nesini hayranlıkla seyretmektedir. El­ le döndürülürse saatte 2 bin, motor­ la çalıştırıldığı zaman da saatte 5 bin

‘nüsha’ basan bir makinedir bu. Tek­ nolojinin bu denli ilerlemesini imre­ nerek anlamaya çalışan genç de İs­ tanbul Vezir H an’ında, Papazyan Efendi’nln eski eser sayılabilecek ma­ kinesinde, ‘Basiret’ gazetesini basan A li E fen di’dir. Batı ile Doğu, Bis- m arck’ın aracılığıyla b ir kez daha kar­ şılaşmıştır. ”

Tarık Zafer Tunaya, Basiretçi A li’yi ve kitabı tanıtmaya devam eder: “Ünü­ nü gazetesinden alan ‘Basiretçi Ali

Efendi’, Alman-Fransız 1870 sava­ şından kazançlı çıkan tek OsmanlI sa­ yılabilirdi. Bu kitapçıkta, Basiret ga­ zetesinin, OsmanlI toplumunun ve Ali Efendi’nin bütünleşen öykülerini oku­ yacaksınız..." Tunaya, kitabı inceler­

ken OsmanlI’nın son dönemlerine iliş­ kin yapılan tartışm alara da yanıtlar arar:

“Akla gelen ilk soru şu: On doku­ zuncu yüzyılın ikinci yarısında, Os­ manlI toplumunda b ir kamuoyu oluş­ muş muydu? A li Efendi’nin üzerinde birkaç çizgi ile durduğu, 1293 (1876) Kanunu Esasisinin (anayasasının) ne dereceye kadar yerli b ir kamuoyu olup olmadığını araştıranlar, genel­ likle bu işin yalnızca, b ir yabancı bas­ kısı olduğu sonucunda birleşmişler­ dir. örneğin, Prof. Bernard Lewis 1876’da, Osmanlı kamuoyundan söz

etmenin ‘saflık’ sayılacağını belirt­ miştir. ”

Tarık Zafer Tunaya, Basiretçi A li’nin anılarını da örnek göstererek Osman­ lI’daki bu önemli reform adımının, ka­ muoyu olmadan yapıldığı düşüncesi­ ne karşı çıkar: “Oysa pek öyle değil, öyle olmadığını da, örneğin A li Efen­ di kanıtlıyor. 1868'de, Basiret günde 10 bin sayı olarak basılıyordu. Aynı yıl­ da İstanbul’da çıkan Türkçe gazete­ lerin sayısı on kadardı. A li Efendi, Os­ manlI halkında -daha doğrusu İstan­ b u l’da- belirli dozda siyasal b ir kıpır­ danma ve bilinçlenme olduğunu gös­ termekte. ‘Hakayikil Vekayi’ gazete­ sinin sahibi Filip Efendi gibi, hüküme­ tin hoşuna giden, padişahtan bahşiş koparıcı yazılar yazması öğüdünü, Ali Efendi şöyle yanıtlar: ‘Sadrazamın ne

denli güçlü olduğunu biliyorum. Fa­ kat ne çare ki, günüm üzde kamuoyu ondan daha güçlüdür.’ ”

Ali Efendi Basiret gazetesini

çıkar-'T '7 — G I 2 . 0 & °)

maya karar verdikten sonra bir dilek­ çe ile 1283 (1866) yılında Hariciye Na- zırlığı’na (Dışişleri Bakanlığı) başvu­ rur. Gerisini kendisi şöyle anlatır: “(Müs­ teşar) Sait Efendi Nazır Paşa’nın oda­

sına girip biraz sonra çıktığında altı­ na kırmızı mürekkeple havalesini gös­ terdiler: ‘Bu dilekçenin şim dilik sak­ lanması’ işareti yazılmıştı. ‘Acaba bu­

nun nedeni nedir?’ diye sorduğum­ da ‘Şimdi G irit’te karışıklıklar var. Sa­

na m üsaade e d ilm iş olsa birtakım Rumlar da gazete imtiyazı istiyorlar, on­ lara da Vermek gerekir. Evraktan nu­ marasını alınız ve bu karışıklıklar son bulunca başvurunuz. O vakit müsa­ ade olunacaktır, buyurdular’ diye ce­ vap verdiler. ”

İki yıl sonra Girit karışıklığı sona erer. Ali Efendi de uzun yıllar sürecek Ba­ siret gazetesi macerasına başlar. “O vakitler matbaa bulmak çok zor oldu­ ğundan Vezir Han’ında Tatyosun kı­ rık dökük b ir makinesine başvurdum. Pazarlığı kesip sayısı yirm i paraya ol­ mak üzere küçük boyda Basiret’iy a ­ yımlamaya başladım."

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

D) İslam, bilim ve teknoloji tarihi alanında yaptığı çalışmalarla T.C. Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü gibi birçok ödül alan dünyaca ünlü

Örnek 4: Mükellef (Ç) hakkında 2018 yılının Gelir Vergisi ve Gelir Geçici Vergi yönünden incelenmesi sonucunda düzenlenen rapor uyarınca Kazım Karabekir Vergi

<;alt§mamtzda idrar Mg degeri kontrol grubuna gore anlamh derecede dti§Uk bulunup hipomagnezilri Uriner sistem ta§h hastaJarda % 27 orantnda tespit

Biri, bu yüzden daha umutla bakıyor kaleme, bir ince daldan bahara bakar gibi ve o ince dalın üstünde şimdiden gördüğü bir tomurcuğun baha- ra yakınlığıyla

* Mütenevvi eklerin, diş açılmasına lüzum olmadan, muhtelif kuturdaki borular için tedarik edilebilen hususi boru aksamile (somunla sıktırma veya şariyet esasına dayanan

lû'b iddiası olmayan bu ev, sadece bugünkü sos- yal şartlarına uygun şekilde bir ailenin rahatça yaşaması için düşünülmüş ve meydana getirilmiş- tir. Denizden

Mektebin plânı L şeklinde olup esas kısımda bir antre, kat merdiveni ve arkada toplantı ve spor salonu vardır.. Diğer kola,

Büyükadada Dadilar çamlığında denize hâkim bir sırt üzerinde bu sene ikmal edilen bu köşk, etrafındaki tabiat parçasına iyi ve iddiasız bir sadelikle imtizaç ettirilerek