• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıalinin iç yüzü:Abdülhamid sordu:Fransa ile İngiltere arasındaki rekabet ve ortaya çıkarılan bir mesele

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıalinin iç yüzü:Abdülhamid sordu:Fransa ile İngiltere arasındaki rekabet ve ortaya çıkarılan bir mesele"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sahile 8

0. t

¿L*

Son yedi padişah (İkinci Mahmut, Abdttlmccit, Abdülâzİr, Murat, Abdülhanait, Reşat, VahideddİT«) devirlerinde

Y a z a n : S Ü L E Y M A N KANI m Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur •» Tefrika n o. 64

Fransa ile Ingiltere arasındaki rekabet

ve ortaya çıkarılan bir mesele

Reşit paşanın beşinci defa sa­ darete getirilmesi (3 rebiülevvel 1273 — 11 zilhicce 1273) İstan- bulda İngiliz siyasetinin galebe- sile Fransız nüfuzunun sukutuna alâmet addedilmişti.

Padişahın huzuruna kabul için diğer sefirler gibi uzun merasime tabi tutulmıyan İngiliz elçisi lord Stranfort bir gün Sultan Mecit huzurunda Fuat paşadan pek zi­ yade şikâyet etmiş:

— Kraliçe Viktoryanın zatı şa­ haneye pek samimî muhaleseti vari se de vükelâ heyeti (Âli paşa kabinesi) bu İhlasın kıymetini takdir etmiyor, yolunda sözler söylemiş,ti.

Padişah iki gün sıraya hare­ minde hep Reşit paşa lehinde is­ tirhamlara maruz kalmıştı.

Cuma selâmlığında hemşiresi Âdile sultanın zevci kaptan Meh­ met Ali paşaya gaile ve endişele­ rinden bahsetmiş, bir dakika ra­ hatı olmadığını, İngiliz elçisinin entrikalarına nihayet vermek için Reşit paşaya bir şey yapmak ni­ yetinde olduğunu açmıştı.

Reşit paşaya muhalif olan kap­ tan paşa hünkârı bu düşüncesin­ den vazgeçirmeğe, lord Stranfor­ dun metalibini isaf ettirmemeğe çalışmıştı; fakat İngiltereden çe­ kinen padişah üzerinde bu sözler tesir yapmamıştı.

Sultan Mecit camiden Topane- ye giderek Fethi Ahmet paşanın da reyini sormuş, ondan tasvip ce­ vabı almış, bunun üzerine Reşit paşayı sadarete getirmişti.

Ali paşa infisaline muntazır de­ ğildi. Baş mabeyinci gelerek Re­ şit paşanın sadarete tayin edil­ diğini tebliğ edince işlerin kendi­ sine tahmil ettiği ağır yükten kur­ tulduğuna memnun görünmüştü.

Tebeddül vukuu üzerine bütün vükelâ usulen Babıâiide ha*tı hü­ mayun kıraetinde hazır bulunma­ ğa davet edildiler.

Bu hatta Âli paşanın infisali se­ bebinden bahsedilmiyor, ancak (vukuf ve tecrübesi bir çok mu­ allâk işlere birer tesviye sureti bulmağa kâfi görülen) Reşit pa­ şanın sadarete nasbmdan bahse­ diliyordu.

Fakat Reşit paşanın iktidar mevkiine getirilmesi Fransa se- faretince ve Parisçe fena tesirler uyandırdı; Fransızlar Reşit paşa aleyhinde gayz izharına başla­ dılar.

Fransız sefareti baş tercümanı M. Otre bir raporunda şöyle diyor: (Görüştüğüm eski vükelânın hepsi Padişahın Reşit paşayı sa­ darete getirmek kararını bir şaş­ kınlık zamanında ittihaz etmiş, bugün geçen günkü kararından pişman olmuş bulunduğuna kani­ dirler.

Başka bir zehap daha vardır ki buna nazaran: Padişah Reşit pa­ şanın bu defa sadaretini kendisi­ ni ebediyen düşürmek için sebep­ ler çıkacağı yolunda gizli bir ümit ile icra etmiş!

Mütercim Mehmet Rüştü paşa son derece münfeildir. Bana:

«Padişahın haysiyeti

düşünül-seydi İngiliz elçisine pasaportu verilir, Reşit paşa da münasebet­ siz hareketlerinden dolayı muha­ keme altına alınırdı. Kaptan pa­ şaya - hünkârın eniştesi olduğu için hoşnutsuzluğunu saklamasını tavsiye ettim.» dedi. Ben: .

— Sizin harem dahilinde mü­ nasebetleriniz var. Hünkârın bi­ raderini, oğulları görüyorsunuz. Şayet hiddet ve iğbirar gösterirse­ niz Reşit paşa bunu aleyhinizde silâh olarak kullanacaktır. İşten çekilmeniz ve padişahın hareke­ tini takbih eylemeniz Abdülâzize takarrüple hakanı haletmek iste­ diğinizden ileri geldiğini zatı şa­ haneye ilhamdan geri durmıya- caktır. Reşit paşaya göre her ted­ bir caizdir. Sizi bütün, bütün mahv için bu fırsatı kaçırmıyacak, ha­ yatı ve tahtı aleyhinde bir fesat tertibi korkusunu hükümdarın zihnine koyacaktır.)

Reşit paşanın arkadaşlarile mü- lâkatı soğuk oldu. Aralarında an­ cak bir kaç söz teati ettiler. Ev­ velâ Reşit paşa Mehmet Ali pa­ şaya selâm verdi; kaptan paşa da ağzından bir söz çıkmadan muka­ belede bulundu.

Âli paşaya padişahın kendisine ne yolda tebligatta bulunduğunu sordum. Bu tebligatın teveccühkâ- rane olduğunu, tebeddüle yegâne sebep olarak halin Ucasından çı­ kan bir lüzum denildiğini söyledi. Mehmet Rüştü paşa lord Stran­ fort ile Reşit paşa ve padişah ara­ sında bir takım tertipler olduğuna zahiptir.»

Fransız sefiri Tuvnel, Reşit pa­ şayı tezlil suretile İngiliz sefiri lord Stranfordun azamet burnunu kırmağa azmetti.

O sırada Eflâk ve Buğdan ida­ resinin tayini için iki memlekette Paris muahedesine tevfikan di­ vanlar intihabı yapılmıştı.

Tuvnel bu intihabın tesir altın­ da yapıldığından, Buğdanda Voy­ voda kaymakamı Vogoridesin yolsuz müdahaleleri vukuundan şikâyet ederek intihabın feshini ve tecdidini istedi.

Babıâli intihap muamelesinin yolunda cereyan ettiğini beyan etti.

Mesele büyütüldü.

Paris muahedesinden bir sene geçince garip siyasî bir vaziyet peyda oldu.

Eflâk ve Buğdan eyaletleri üçüncü Napoleonun milliyet pren­ sipleri dairesinde birleşerek dev­ leti aliye hâkimiyetinden sıyrıl­ mak yolunu tutmak istiyordu.

Fransa, Rusya, Sardonya, Prus­ ya devletleri Uiahlann bu yoldaki emellerini terviç ediyor, İngiltere ve Avusturya ise siyaseten devleti aliyeye yardım şeklinde buna mu­ halefet ediyordu.

Bu suretle Fransa bir sene ev­ velki müttefikleri devleti aliye ve İngiltere ile siyasî bir tnuhasa- ma vaziyetine geçiyordu.

Fransız partisi Buğdandan Voy­ voda kaymakamı Vogridesin in­ tihapta Babıâlinin emrile bir çok desiselerde bulunduğu iddiasında

gittikçe şiddetlenen ısrarlar gös­ teriyorlardı.

Sultan Mecit tarafından zevce­ sine ihda edilen bir kulye için te­ şekkür vesilesile M. Tuvnel padi­ şah huzuruna çıktı. Bu meseleden bahsetti; fakat sözlerinin Sultan Mecit üzerindeki tesiri derecesin­ den memnun kalmadı. Tuvnel Re­ şit paşanın yanına ayak atmama­ ğa karar vermişti.

Romanya meselesinde Paris muahedesi ahkâmı ihlâl edildiği­ ne dair yazdığı bir muhtırayı Ba- bıâliye baş tercümanla göndere­ cek yerde sırf hakaret olsun diye bir kavasla gönderdi.

Bir sene evvel İngiltere hükü­ meti Fransadan: (Lord Stran­ fordun İstanbulda ipkasının Fran­ sa - İngiltere arasındaki ittifaka dokunacak bir mesele telâkki edi­ lip edilmediğini) sual etmişti. Fa­ kat o zaman imparator Napoleon lorda bu derece paye vermeği mu­ vafık görmemişti.

Şimdi ipmarator artık İngiliz elçisinin İstanbuldan kaldırılma­ sını arzu ediyordu. Bu mesele im­ paratorun İngiliz kraliçesini (Os- burn) da ziyaretinde halledile­ cekti.

Napoleon sadrıazam Reşit paşa­ nın, Voyvoda kaymakamı Vogo­ ridesin azillerini, yapılan intiha­ bın feshini Babıâliden talep et­ meğe, olmazsa elçisinin pasaport­ larını istemeğe karar vermişti.

İntihabı feshe razı olmıyan Ba- bıâli vakit kazanmağa çalışıyordu. Fransa sefaretinde yolculuk ha­ zırlıklar başladı. (Arkası var) A K Ş A M K İ T A P H A N E S I neşriyatı

D E L İ

R O M A N T azan: S e lâ m i İzze t

10 formadan ibaret olan bu güzel roman z arif bir kitap

halinde intişar etti.

Fiatı: 30

kuruş

* * 4

Taşradan arzu edenlere iyi bir ambalaj içinde İstanbul fiatına gön­ derilir: ayrıca posta ücreti alınmaz.

T e v z i y e r i :

A K ŞA M K İT A P H A N E Sİ

121, Ankara caddesi, 121

Bir bulgar talebesi dişçi mektebinden boğuldu Dişçi mektebinde okuyan Bul­ gar talebeden Vlâdimir efendinin saat kösteğine takılı ve Türklüğü rencide edecek mahiyette bir ro­ zet görülmüş ve bu vaziyet Türk talebesi arasında haklı teessürler uyandırmıştı.

Dişçi mektebi müdürlüğü tara­ fından Vlâdimir efendi hakkında verilen tart kararı darülfünun di­ vanı tarafından tastik edilmek su­ retile katiyet kesbetmiştir.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Mercekli, aynalı ya da katadioptrik te- leskoplar arasında, aynalı teleskoplar ama- tör teleskop yapımcıları tarafından diğer- lerinden çok daha fazla tercih edilir.. Çün-

1934'te Ürdün'ün Ankara Büyükelçisi Prens Emir Zeid'le yaptığı evlilik nedeniyle “ Prenses Zeid” olarak da tanınan sanatçı, diplomat, hattat ve tarihçi Şakir

For atmospheric dispersion calculation PCCOSYMA software based on Gaussian plume model was used (Jones et al., 1995). For 15 different atmospheric conditions,

Meğer uzaktan sadece baş üstünde bir hotoz gibi görünen kale ta aşağı­ ya kadar bir mustatil çizerek uzanıp inmekte imiş, iki yüz elli metre yüksekliğindeki

□ 6 ay önce iş dönüşü bir taksi kapısında sol elinin orta parmağı ezilen Neca­ ti Tokyay, bugün felçli kız kardeşi ve yeğeniyle bü­ yük bir dram

B ern, Londra ve Madrit’de Büyükelçilik yapmış, arada Dışişleri Genel Sekreterliği görevinde bulunmuş olan Zeki Kuneralp, son zamanlarda dış politikamıza

Hansa kentindeki kapahçarşıyı anlatır. Han- sa’nın 6 ilçeye ayrıldığını, bu 6 ilçeden üçün- cüsünde Müslümanların yaşadığını, burada kurulan,

[r]