• Sonuç bulunamadı

Cemal Reşit Rey'e yapılan büyük haksızlık üzerine

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cemal Reşit Rey'e yapılan büyük haksızlık üzerine"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

büyük

Reşit Rty 'e yuf

haksızlık üzerine

TMVifÖöO

REBtA KERVAN

S1' birkonser, bir düzine konse- ralara çaldıran, plaklarını yapan

İstanbul Kültür ve Sanat Vak­ fı, 12. İstanbul Festivali’nde bes­ teci Cemal Reşit Rey’in 80. yaş jübilesini yapmak kadirşinaslığı­ nı gösterdi.

Atatürk Kültür Devrimi’nin en önemli yönlerinden birini oluşturan Türk Müzik Devrimi’­ nin beş öncüsü, Saygun, Akses,

Erkin, Alnar ve Cemal Reşit

Rey’dir. Bunların dördü Anka­ ra’ya yerleşti. Başkentin daha geniş olanaklarıyla seslerini, eserlerini yurda ve dünyaya du­ yurdu. İstanbul’da kalan Cemal Reşit, Konservatuvar’da, Bando Mektebi’nde öğrenci yetiştirdi, radyoda programlar sundu, or­ kestra kurdu, yönetti, piyano çaldı, bir yandan da besteler yaptı. Kurup çalıştırdığı İstanbul Şehir Orkestrası, İstanbul dinle­ yicisinin müzik kültürünü geliş­ tirdi. Konserlerine Avrupa’nın en ünlü solistleri katlıyordu. Ce­

mal Reşit, bir yandan da sanatı

halka götürebilmenin etkin bir yolu olan operetler yazdı. İstan­ bul bahçelerinden sunulan bu operetleri halk öyle benimsedi ki, kent sokaklarında herkesin ağzından o yıllar onun besteleri duyulurdu.

ri dolduracak kadar eser yazmış­ tır. Bunlar burada, yanıbışamız- da dururken acaba neden kon­ serin ancak yarısı Cemal Reşit’e ayrıldı? İkinci yarıda dinlediği­ miz Berlioz (Fantastik Senfo­ n in in taşralı bir Romen şef yö­ netiminde yaz yorgunu İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası tara­ fından yorumu çok mu gerekliy­ di Cemal Reşit’in 80. yaşında?

2- Cemal Reşit’in yetiştirdiği öğrencilerinden şef Pertev Apay­

dın Avrupa’da ödül kazandı. Demirhan Altug yıllardır İstan­

bul Devlet Senfoni O rkestrası­ nın başında. Haydi bunlara kı­ ran girdi... O zaman gerçekten uluslararası ün yapan Gürer Ay-

kal, Cemal Reşit’in eserlerini ya­

bancı ülkelerde yabancı

orkest-Hikmet Şimşek var. Acaba bun­

lar kendi ülkelerinde, kendi bes­ tecilerine, kendi hocalarına ya­ pabilecekleri en güzel jestten ne­ den mahrum edilir? Konsere ka­ tılan Devy Erlih kırk yıl önce kendisini İstanbul’a tanıtan Ce­

mal Reşit’in keman için bir ese­

riyle ona 80. yaş jübilesinde ar­ mağanını sundu; ancak iki kısa eserle ve konserin yarısıyla böy­ le bir jübile geçiştirmeyi içlerine sindiremeyen İstanbullular, İs­ tanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Cemal Hoca’nın öğrencileri hicran içindeler... Ve Cemal Re­

şit’in temelini attığı İstanbul

Devlet Senfoni Orkestrasının bunu telafi edecek bir Cemal Re­

şit konserini gelecek konser se­

zonunda bekliyorlar.

Cemal Reşit gerçekten bir “ İstanbul” bestecisiydi. 80. yaş

gününü kutlarken onu progra­ mına almakla, İstanbul Festiva­ li, adını taşıdığı kente en yara­ şır davranışta bulundu. Ne yazık

İri, bu güzel girişim gözarriı edi­ lemeyecek bazı noktalarda ama­ cının yanına ulaşamadı.

1- Koskoca Cemal Reşit...

de-Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Muhlis Sabahattin esaslı ir şekilde bilmediği garp musi- isine hiç sokulmamış ve eski mu »ikimizde biıgiıl ve ona meftun bir baba evinde o musikinin ahen­ gi

Konser­ den sonra bizi sahneye getirmeleri ve kırmızı kur- delâlarla sarılı armağanlarımızı almamız ve hediyeyi aldıktan sonra da çarçabuk sahneden koşarak

Zekâya hay­. ran, duyguyas

Ancak, onun saray tarafından ne kadar tutulduğunu bilmediğinden kendi azledilerek yerine Cevat Paşa tayin olundu ve bir süre sonra da mareşallik rütbesi

Necip Fazıl ’ın eserleri, oğullan Mehmed ve Osman Kısakürek tarafından devam ettirilen Büyük Doğu tara­ fından yayınlanıyor. Hitabeleri, makaleleri, sohbetleri,

Ancak ne yazık ki Schumacher’in erken takipçilerinden pek çoğunun gayreti, teknik açıdan yetersiz veya deneyimden yoksun kalmıştır: gelişmekte olan neredeyse

Soğuk bir gün olduğu için çorbayla başlamaya k arar verdik ve birimiz Çinliler için havyar kadar değerli bir yemek olan balık yüzgeci çorbası, di­ ğerimiz

Osman Hamdi’nin tablosu ile sayısı 30’u bulan ve hepsi Türk ressamlarına ait olan tablolarla birlikte vakıftan müzayedeye çı­ karmak için alman eserlerin toplamı