• Sonuç bulunamadı

Dağlarca'nın duyargaları...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dağlarca'nın duyargaları..."

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

- T T - * T ı 3 3

¿ 3

20 K A SIM 1987

PENCERE

Dağlarca’nın Duyargaları...

Fazıl Hüsnü Dağlarca “Çocuklar Korkunç Allahırrf'ı yarım yüz­ yıl önce yazmış:

Çocuklar korkunç, Allahım, Elleri, yüzleri, saçları, Uyurlar bütün gece Yok sana ihtiyaçları

Çocuklar korkunç, Allahım, ^

Bebek yaparlar haçları. Aşina değiller hatıramıza Severken aynı ağaçları.

Yarım yüzyıldan bu yana Dağlarca şiirleşmlş, şiir Dağlarca- laşmış; edebiyat olayını aşan bir olgu yaşanmış...

Batı uygarlığının kimi büyük kentinde, bir kavşakta, bir mey­ danda tunçtan ya da mermerden bir şair heykeline rastlarsı­ nız; Fazıl Hüsnü Dağlarca belki Kadıköy’ün bir meyhanesinde içiyor, çiçek pazarında geziniyor, sokakta dolaşıyor; ama, ya­ şarken yontulaşmıştır.

TÜYAP 6’ıncı İstanbul Kitap Fuarı’nda Fazıl Hüsnü Dağlar-

ca’ya onur ödülü verildi; Alpay Kabacalı’nın hazırladığı bir de kitap yayımlandı:

“ Türkçe’nin Ses Bayrağı, Fazıl Hüsnü Dağlarca..."

Dağlarca her olaya şiirle yaklaşan adamdır; diyelim ki içki konusunda fikrini söylüyor:

İçki, kendimize sığmadığımız anlarımızın ta uzaklardan başka bitkilerce dile getirilmesidir. İçki, kendini söylerken, bizim özel yaşamımızın da tanığı olur"

Şiirimizde Doğusallık-Batısallık:

B ir Türk ozanı istese de istemese de ilk imgeleriyle Doğu­ lu, belki de Orta Asya’lıdır. Bunun dışına çıkması olanaksızdır. Ayağını bastığı halıdan, anneannesinin giydiği giysilerden, kendi tarihinden gelen yakınlıklarla dönüktür oralara. Yine Türk ozanı yüzyıllardır başlayan Batılılaşmanın da dışında varsayılamaz. Bu güzel bileşim ozanlarımızın sürez-açıklığıdır. Karanlıkla

(2)

C U M H U R İY E T/13

PENCERE

(Baştarafı 2. Sayfada)

ğın birleştirdiği damarlarında akışını duyduğu güçtür, Batı ara­ yıştan anlattığım bu bireşim içinden çıkanlırsa şiirin yapaylığı baş­ lar; kalıcı ürünler kazanılamaz. Yarının kocaman gözleri, bu de­ diklerim i görecektir sanıyorum."

Çocuk ve Allah kitabı:

— ... insan ne yapsa, ne yazsa, ne kadar kitap yayımlasa,

yaptığı b ir büyük önsözden başka nedir?"

Neden Türkçeci oldu:

— Ben şundan öztürkçeci oldum: "Ş iir yaza yaza. B ir gün

bana şiirlerim , şiirlerim deki Türkçe sözcükler dedi ki: ‘Arkadaş, sen hem burda ışık diyorsun, hem de orda müselles diyorsun, hem hitam diyorsun, hem anne diyorsun; biz o yabancı sözcükle aramızda b ir anlam dolaşımı yapamıyoruz. Bugün ışık sözcü­ ğüyle su sözcüğünün, anne sözcüğüyle uzak sözcüğünün çağ­ rışımlarıyla, bunların hepsinin b ir d il salkımı olduğu gözüküyor; b ir anlam bütünlüğü veriyor. Dizelerin içine yabancı sözcükler koyarsak, bu d il salkımı olmuyor. Dinlel.. olmuyor. Ya b izi seç, ya onlarıl..’ Ben de başladım ayırmaya. Ayıra ayıra şu gerçeğe vardım ki, şiir b ir d il olayıdır."

Dağlarca, öteki insanlar gibi değil; duyargaları var şiire doğru

bedenini yönlendiren.. *

Peki, Fazıl Hüsnü, yaşadığımız dönemlerde nasıl değerlen­ dirildi?

Doğaldır ki çoğu büyük şairimizin başına gelenleri o da ya­ şadı; gözaltına alındı, tutuklandı, bileklerine kelepçe vuruldu, şiirlerinin yayımlandığı dergiler toplatıldı, yargılandı...

Ama, Dağlarca yaşarken anıtlaştı.

O, senin benim gibi görünse de, Kadıköy'de bir meyhanede içse de, çiçek pazarında gezinse de bir anıttır. Çocuklarımıza adını öğretmek gerekir Dağlarca’nın, hem de çok doğal biçim­ de; İşte bu Erciyas dağı, bu Kızılırmak, bu Çukurova, bu An­ kara kalesi, bu Susurluk, bu Toros dağları...

Bu da Dağlarca...

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İstanbul surlarının ehemmiyeti nazarı dikkate alınarak, bunların muhafazası kati surette lcabeden kı- sımlarile yıkılması icabeden kısımla­ rının tesfoiti

Onun için sa­ bahın en erken saatinde gidilir, kurna kapılır, yıkanılır, yemek yenilir, göbek taşında saatlerce dinlenilir ve akşam eza­ nına kadar, hava

Ali Mirabi ve diğ., katı faz ekstraksiyon için yeni sorbent olarak Fe3O4 manyetik nanopartiküllerinin üzerini difenil karbazon/ sodyum dodesil sülfat ile kaplayarak eser

Subsequent vertebral angiography revealed that this delayed enhancement was related to contrast extravasation from a torn anterior meningeal branch of the right vertebral

İstanbul için yeni olan fu­ arın TÜYAP Sergi Sarayı’nda gerçekleşi­ yor olması hem katılımcı hem ziyaretçi açı­ sından farklı bir etkinliği olacak.. — Daha

Oysa Bakanlar Kurulu Turgut Özal'ın tarikatçı annesi­ nin Süleymaniye Camii avlusuna gömülmesi için karar ve­ riyor, kadın gömülüyor, Aziz Nesin, göm ülm esine izin

Otobüsün camında Yılmaz Güney, duvarlar boyu Yılmaz Gü­ ney, kahve ocağının yamacında Yılmaz Güney, manavın dük­ kânında Yılmaz Güney, gezgin

Muhterem Vahap Ko­ ca Memi, bnnu amcasının el yazi- sile görünce, kendi tarafından ya­ zıldığını zanneder, ve böyle zan­ netmesi için de sebep var: