• Sonuç bulunamadı

Değişen Beyoğlu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Değişen Beyoğlu"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Değişen

r

---Eski "Caddei k< bir,, — Beyoğlunun Ameli hayat ders, — Beyoğlunun 3ski bar dönüşleri — “ Yayla Kartalı,,

Bir

inhitat devri — Meyhane bolluğu dört devresi — Eski pastahaneler ndaki meşhur tipin örnekleri

tavsiye Beyoğlu değil yıl geçtikçe, hatta | aylar ve günlet geçtikse değişen bir dünya oldu.

Beyoğlunun eski demlerini anacak dfgüim. 1890 tipi Beyoğlu artık ne k- 'ar mazidir, iı^ıha hacet yok. Hem l f 90 a gitmeğe n » Hizum var ? Bugün icat Beyoğlusu bile artık bir “mazi,,

d iı .

Peki, noldu şu bizim kırk yıllık Be yoğ.una? Aradan altı sene bile geçme d bu tanınmayacak kadar büyük değişiklik neden ?

Eskiden Beyoğlu deyince insana dört başı mamur nezih bir eğlence

îıiti gc! rdi. Aileler ve nişanlılar ve hatta “sevgililer,, kol kola, ferah ferah gezer, dolaşabilirdi. Bu muhitte. Sonra? Şimdi?

Bana öyle geliyor ki Beyoğlunun a. .evi inhitat devri 1942 den sonra iaşlar. Bol para, kolay ve namütenahi l'ezanç öte taraftaki “fakru hai„ le karşılaşınca gi gide büyüyen bir uçu

•um hası' •’du.

1943 Modeli Bey oğlu başka bir âlem 44 Beyoğlusu başka. Hele 1945 Beyoğlu ? a Hayır' T’ en ne bir ahlâk softasıyım, ne de aşın deıecede bir ecnebi pe - rest. Sadece normal, kendi halinde i" vatan'’ -«im. İşte. Ve böyle oldu­ ğum için de şehrin bu en göze çarpan cad *nde rastladığım çirkinliklere işaret etmeden geçemiyorum .

“Şehirde gezinti,,1er yapıyoruz. Şa­ lı,. mı bu?!

Ama, diyeceksiniz ki sen keyf için şan olsun diye “ Şehirde gezinti,, yap mıyorsun; seninle beraber biraz da bizi gezdirmek, şehirde dolaştırmak için taban tepip duruyorsun. Eh.. Bu arada hoş ve nahoş şeyler görmekten tabi! ne olabilir? Hep gülüp eğlene­ cek değiliz ya.,

Müsamahanıza teşekkür etmek bor cı:r :lur. Hayatımızın acı taraflarını da görmemize mademki müsaade edi yorsunuz, o halde başlayabiliriz .

Bir kere, nedir bu meyhane bollu­ ğu ve bu sarhoş kalabalığı? Bu göste riş ve sefahet?

1945 İstiklâl caddesi sanki bir mey hane, sinema ve mahallebici meşheri imiş; Üst üste, alt alta, omuz omuza mahallebiciler, meyhaneler ve sinema lar.. Sonra bunların yanında kundu­ racılar, berberler, ve zannederim üç aö t i, sahih kitapçı., ve bir okul!.,

Tezada dikkat buyuruluyor mu ? Kazır sırası gelmişken şu noktaya da işaret etmek isterim; Bu okulun yerini değiştirmeği düşünmek yerinde galiba. Buradaki çocuklarımıza verdi ğimiz “ ameli hayat,, dersi kâfi olsa gerektir.

Bir iki sene evvei, bahsettiğim

okulun başka bu Dinaya naklolunarak buradaki yapmın şehir oteli veya şe­ hir evi şeklinde kullanılacağım bazı

gazeteler yazm.ştı. Gazetelerin eek cak’lı birçok haot-rierı gibi bunun da sonu gelmediği işte meydanda.:

Beyoğlunun den devresi vardır: Sabahtan öğleye, öğleden akşama, akşamdan gece yarısı ve ualıi sabaha kadar»

Bu çizdiğim pıânı, kendim bizzat yaşayarak, görerek ve her devre ara nnda gayet keskir. birer ayırma çiz­ gisi mevcut onluğuna inanarak ha­ tırladığıma sizi temin ederim. Bu, bey edir. Hiç şaşmaz .

t

Harpten evvel, bu caddede yaz kış, 24 saat kapanmayan, gece gündüz ekip değiştire c'eğiştire çalışan Rus kırması pastahaneler vardı. Bunlar - dan birinde bazan rahmetli Sadri Ertemin başkanlığında sabaha kadar devam eden ¿debi toplantılar yapılır­ dı Sakin, sessiz konuşmaların en cid di anında bir de bakardınız ki bar dönüşü başlamış. Artık mübahaseye devam ne mümkün? Sarhoş mukalli­ di bar kadınlan ve hakikaten sarhoş hovardalar. Nedense mübarekler hep de fransızca konuşurlardı.

— Kafe! —Ün sup!

— Silvupl madam...

Ve Ay tenlerin, Aysellerin Fifi; Mi- milerin altında Zehradar, Emineler, Marika Elefteriyaiar ne kadar da sı­ rıtır dururdu.

1945 Beyoğlusunda ise bar dönü şü sahneleri değişik; Bar kadınlanma yerini daha, çok daha körpecik vücut iar ve öskj ho .’ardaların yerini de ye. ni tip hovardalar admış: hani şu Fa- ruk Nafizin “ Yayla Kartalı,, piyesin­ deki tip.

Hele onlar, hele onlar..

Ve sonra sarhoşlar, sarhoşlar. . r öğürür gibi gülüşmeler, o böğü­ rt gibi kahkahalar!.. ,

Soğuk, çirkin, bayağı şakalar, lâf atmalar..

Her şeyin bir yolu yordamı, usulü adabı olsa gerek. Sarhoşluk da bu kal ö^den uzak değildir .

Yalnız blrşev var. Bu kadar bol meyhane, bu kadar bol “Fosforlu Cev riye„ ve bu derece “hürriyet,, varken çığandan çıkan “Beyoğlu,, nu zorla < düzene koymanın da mümkün oldu­ ğuna inananlardan olmadığımı tasaca^ arzetmek isterim .

Mamafih, Beyoğlu tasfiyeye uğra *■ yacaktır, bu muhakkak. Ancak mu­ hakkak olan bugün gelinceye kadar ana babalara halisane tavsiyem şo- dur:

— Aman dikkat! Beyoğlunda tehli­ ke var; aman dikkat!

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Başlangıçta askerî amaçlarla kurulan, zaman içerisinde birer dinî, siyasî ve kültürel merkez haline gelen Basra, Kûfe, Fustat ve Kayrevan gibi şehirlerde

Şiir ve hikâye yazanların deneme yazmaya da yatkın olduklarına dair söylem yeni değil.. Deneme, şairin ve hikâyecinin kendine daha rahat bir oyun alanı bulduğu,

Capon’u şehre götüren bir başka neden daha vardır: Kendini arkadaşlarına ispat etmek, böylece onlarla eşitlenmek, bir bakıma büyüdüğünü onlara olduğu gibi

Karacabey Longozu’ndan Nilüfer Çayı’nın temiz akması için yapılan çalışmalara, İznik’teki bazilikanın keşfinden ve antik tiyatronun restorasyonuna kadar

İnsanın yaratma güdüsünün kaynağı ontolojik bir temele dayansa bile toplumların kültürlerine, kendini ve evreni algılayış biçimlerine göre belirgin ayrımlar

Cahit Irgat, ilk şiirlerinden itibaren şehirli bir şair olarak karşımıza çıkar. Dönemin politik ve ekonomik açılımları gereği daha çok köy ve kır

Tam da bu noktada bir birey olarak, suyun gerçek tüketicilerine kar şı ve onların tüm karşı çıkışı olacak olan kâr güdülerine kar şı, aşırı üretime karşı

Me şrutiyet Caddesi’nde yıllardır tartışma konusu olan üst geçitler, Ankaralılar tarafından kullanılmıyor.. Köprünün merdivenlerinin dik ve çok eski oluşu,