• Sonuç bulunamadı

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Opsismodisplazi ve tubülopati birlikteliði:

Bir vaka takdimi

Ali Bülbül1, Hülya Kayserili2, Ilýmay Bilge3, Nurçin Saka4, Memnune Yüksel Apak4, Feyza Darendeliler4

Ýstanbul Üniversitesi Ýstanbul Týp Fakültesi 1Pediatri Uzmaný, 2Týbbi Genetik Doçenti, 3Pediatri Doçenti, 4Pediatri Profesörü

Ýlk kez 1977’de Zonana ve arkadaþlarý1

tarafýndan tanýmlanan ve 1982’de Maroteaux ve arkadaþlarý2 tarafýndan adlandýrýlan

“opsismodisplasia” seyrek görülen bir hastalýk olup, bugüne kadar 16 vaka bildirilmiþtir. Hastalýk adýný gecikmiþ matürasyon anlamýna gelen Yunanca kökenli “opsissmo” teriminden almaktadýr. Hastalýðýn tanýsý klinik ve radyolojik bulgulara dayanýr, ancak immünohistokimyasal ve histopatolojik bulgular taný için yardýmcýdýr3,4.

Doðumda gözlenen bulgularý rizomelik kýsalýk, küçük el ve ayaklar ile sosis þeklinde el parmaklarýdýr. Geniþ fontanel, belirgin alýn yapýsý, basýk burun kökü, küçük ve antevert burun delikleri ve uzun filtrum karakteristik bulgularýdýr. Özgün radyolojik bulgularý, kemik geliþiminin çok geri olmasý, el ve ayak kemiklerinde kýsalýk, metafizlerin konkav ve ince

olmasý olarak sýralanabilinir. Bazý hastalarda distal femur ve proksimal tibiada aðýr ossifikasyon kaybý ve karpal kemik nükleus-larýnýn olmadýðý gözlenebilir. Motor geliþim geriliði görülürken, mental geliþim normaldir. Hastalar sýklýkla pulmoner enfeksiyonlar nedeniyle erken yaþta kaybedilmektedir4.

Otozomal resesif kalýtým ile geçtiði düþü-nülmektedir (OMIM 258480)3,4.

Bugüne kadar opsismodisplazi ile hipofosfatemi birlikteliði gözlenmemiþ olup bu yazýda böyle bir vaka sunulmuþtur.

Vaka Takdimi

Yedi yaþýndaki kýz hasta, 4-5 yýldýr fark edilen büyüme geliþme geriliði ve yürüyememe þikayeti ile kliniðimize getirildi. Aralarýnda birinci derece kuzen evliliði olan anne-babanýn yaþayan

SUMMARY: Bülbül A, Kayserili H, Bilge I, Saka N, Apak MY, Darendeliler F. (Department of Pediatrics, Ýstanbul University Ýstanbul Medical Faculty, Ýstanbul, Turkey). Opsismodysplasia with tubulopathy: a case report. Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi 2005; 48: 242-246.

Opsismodysplasia is a very rare disorder which causes a serious retardation of developing skeleton. Underdeveloped trabecular ossification, no carpal ossification centers and facial dysmophism are cardinal features of the syndrome. Cartilage of metaphysis is hypertrophic and abnormal high level type I collagen antibodies can be found in this region. There are only 16 previously published cases. We here present a seven-year-old female who was referred with serious retardation of ossification and with no epiphysis development. Hypophosphatemia secondary to tubulopathy was determined as a second major finding. Our case will be the first reported case of this rare disorder associated with hypophosphatemia.

Key words: opsismodysplasia, tubulopathy.

ÖZET: Opsismodisplazi iskelet sisteminin geliþiminde aðýr gerilik ile giden, seyrek görülen bir hastalýktýr. Trabeküler kemiklerde ossifikasyonun geri kalmasý, karpal kemiklerin nukleuslarýnýn olmamasý ve fasiyal dismorfizm hastalýðýn özelliðidir. Metafizer kýkýrdak dokuda hipertrofi ile beraber bu bölgede artmýþ tip 1 kollajen antikorlarý vardýr. Günümüze kadar 16 vaka bildirilmiþtir. Aðýr ossifikasyon geriliði ve epifiz geliþiminin olmamasý ile opsismodisplazi tanýsý alan yedi yaþýndaki kýz hastada ilk kez tubülopatiye baðlý hipofosfatemi birlikteliði saptandý. Vakamýz seyrek görülen opsismodisplazinin, hipofosfatemi ile birlikteliði tanýmlandýðý için sunulmuþtur.

(2)

dördüncü çocuðu olduðu; 14, 16 ve 18 yaþ-larýnda saðlýklý üç kardeþi bulunduðu öðrenildi. Yirmidokuz haftalýk iken preterm olarak normal spontan doðum ile 1950 gr aðýrlýðýnda doðduðu; doðduðunda kaþ, kirpik ve týrnaklarýnýn olmadýðý, kollarýnýn, bacaklarýnýn ve parmak-larýnýn kýsa olduðu, her iki dirsek ekleminde hareket kýsýtlýlýðý ve karýn þiþliði olduðu; dokuz aylýk iken baþýný tuttuðu, bir yaþýnda oturduðu, iki yaþýnda yürümeye baþladýðý ikibuçuk yaþýnda iki kez düþtükten sonra tekrar yürüyemediði ifade ediliyordu. Birbuçuk ay anne sütü almýþ daha sonra hazýr mama ile beslenmiþti. Birbuçuk yaþýnda konuþmaya baþlamýþ, iki yaþýnda ilk diþi çýkmýþtý. Dokuz, ondokuz ve yirmidokuz aylýk iken üç kez febril konvülsiyon geçirmiþti. Aile büyüme geliþme geriliði þikayeti ile ilk kez ikibuçuk yaþýnda bir hastaneye baþvurmuþ ve doðumdan kalça displazisi olduðu söylenerek ameliyat önerilmiþ, ancak aile ameliyatý yaptýrmamýþtý. Büyüme geliþme geriliði nedeniyle birçok kez saðlýk kuruluþlarýna baþvuran aile inceleme ve tedavilerden fayda görmemiþti.

Fizik muayenesinde vücut aðýrlýðý 10.200 gr, boyu 78 cm, baþ çevresi 48 cm, oturma yüksekliði/boy 0.64 cm, kulaç uzunluðu 60 cm (ortalama boy yaþýndan -16 cm) idi. Yüz görünümü kaba, ancak zekasý normal idi. Seyrek, kalýn telli saçlarý, çýkýk alýn, belirgin burun kökü ve uzun filtrumu vardý. Damak yüksek ve dar, kulaklar belirgin ve antevert yerleþimli idi (Þekil 1). Toraks dar ve çan

þeklinde idi. Göðüste pektus karinatus ve pektoral kaslarda hipoplazi saptandý (Þekil 2). El ve ayak parmaklarý kýsa, geniþ ve künttü (Þekil 3). Her iki el bileðinde radial deviasyonu, her iki ayak bileði eklemlerinde þiþlik ve içe deviasyonu vardý. Kalça, diz, dirsek ve el bileði eklemlerinde özellikle ekstansiyonda olmak üzere tüm hareketlerde kýsýtlýlýk saptandý. Karýn aþýrý þiþ, ön karýn kaslarý hipoplazik ve barsak anslarý ele geliyordu. Kan basýncý 100/70 mm/ Hg, kalp tepe atýmý 108/dk, ritmik olarak deðerlendirildi. Karaciðer midklaviküler hatta 1cm , dalak 2 cm ele geliyordu. Derin tendon refleksleri azalmýþtý; hipotoni vardý. Kranial sinir iþlevleri normal olarak saptandý.

Bulgularý ile hastada kas ve iskelet sisteminde zedelenmeye neden olan hastalýklar arasýnda ön planda iskelet displazileri, kemik yapým

Þekil 1. Yüz görünümü: kalýn telli saçlar, çýkýk alýn, belirgin burun kökü, uzun filtrum mevcut, kulaklar

belirgin ve antevert yerleþimli.

Þekil 2. Toraks dar ve çan þeklinde, pektus karinatus deformasyonu ve pektoral kaslarda hipoplazi

görülmektedir.

Þekil 3. Sað el-elbileði, el parmaklarý kýsa, geniþ ve künt görünümde.

(3)

bozukluklarý, kollajen hastalýklarý, kalsiyum-fosfor metabolizmasýný bozan böbrek hastalýklarý ve mukopolisakkaridozlar düþü-nüldü.

Üç yaþýnda iken çekilen direkt grafilerinde torakal ve lomber vertebralarda korpus ön-arka yükseklikleri azalmýþ, anteriorlarý konkav görünüyordu. Kraniumda multiple vormian kemikler vardý. Ellerde karpal kemik geliþimi izlenmedi. Metakarp ve falankslar kýsa ve geniþti (Þekil 4). Özellikle humerus osteoporotik görünümde idi.

Þekil 4. Üç yaþýnda sol el-elbileði radyolojik görünümü: karpal kemik geliþimi yok, metakarp ve falankslar kýsa

ve geniþ.

Yedi yaþýnda çekilen direkt grafilerinde epifiz geliþimi yoktu. Tüm kemiklerde metafizler silinmiþti. Her iki radiusta kallus geliþmiþ fraktürü vardý. Metakarp ve falankslar kýsa ve geniþti. El bilek kemikleri geliþimi izlenmedi (Þekil 5). Asetabulum-pelvis ve diz eklemi geliþimi hiç yoktu (Þekil 6). Dizin altýnda ve üstünde bursalar düzeyinde eklem ve bursalara uzanan opak nodüler dansiteler vardý. Her iki fibula distal diafizde kallus geliþmiþ fraktürü vardý. Tarsal kemik geliþimi görülmedi. Çok az kalkaneus geliþimi vardý. Torako-lomber vertebra yükseklikleri azalmýþtý. Tüm grafilerde aðýr osteopeni belirgindi. Kemik yaþý deðer-lendirilemedi.

Biyokimyasal incelemelerinde serum fosfor düþüklüðü (0.8 mgr/dl) dýþýnda bir özellik yoktu. Hipofosfatemisinin etiyolojisine yönelik yapýlan incelemelerinde kan gazý, 25-hidroksi-kolekalsiferol, 1-25 dihidroksikolekalsiferol ve osteokalsin normal bulundu. Paratiroid hormon düzeyi 77.4 pg/ml (normali 10-40 pg/ml) ve

Þekil 5. Yedi yaþýnda sað el-elbileði ve ön kolun radyolojik görünümü: radiusta kallus geliþmiþ fraktür, metakarplar ve falankslar kýsa-geniþ, el bilek kemikleri

geliþimi izlenmedi.

Þekil 6. Yedi yaþýnda sað kalçanýn ve dizin radyolojik görünümü: asetabulum-pelvis ve diz eklemi geliþimi

(4)

kalsitonin 33.7 pg/ml (normal 0-30 pg/ml) olup hafif yüksekti.

Hipofosfateminin renal kaynaklý nedenleri araþtýrýldýðýnda, tubüler fosfor reabsorpsiyonu (TRP) %66 olarak saptandý. Ýdrar kalsiyum atýlýmý ve serum alkalen fosfataz düzeyleri normaldi. Ek olarak glikozüri (500 mg/dl/gün) ve aminoasitüri saptandý.

Osteogenesis defektine baðlý aðýr osteopeni geliþebileceði düþünüldüðü için bakýlan N-telopeptit düzeyi 244 nm/mM/kreatinin (normali 5-65) olarak yüksek bulundu. Kemik dansitometresinde aðýr yoðunluk kaybý (z skor– 6.2 yaþýna göre %93 kayýp) saptandý.

Kaba yüz görünümü ile mukopolisakkaridozlarý andýran hastada karbonhidrat kromotografisi ve idrarda mukopolisakkarid atýlýmý normal bulundu. Kalýtsal metabolik hastalýk ayýrýcý tanýsý için kantitatif aminoasit düzeyleri ve göz dibi muayenesi normal bulundu. Tiroid hormon düzeyleri normal sýnýrda idi.

Hastanýn iskelet sistemi bulgularý, radyolojik ve klinik bulgular birlikte deðerlendirildiðinde opsismodisplazi ile uyumlu idi. Opsismodisplazi ön tanýsýyla Dr. Ralph Lachman’a (“Ýskelet Displazisi Registry”, Cedars-Sinai UCLA, ABD) klinik ve radyolojik bulgularý ile konsülte edildi ve taný onaylandý. Histopatolojik taný için kemik biopsisi ve renal patolojinin aydýnlatýlmasý açýsýndan da böbrek biyopsisi önerildi, ancak aile onay vermedi. Hastaya aðýzdan fosfor solüsyonu (250 mg/kg/gün), aðýzdan kalsiyum (50 mg/kg/gün) ve 1,25-dihidroksi kolekalsiferol (0.5 mg/gün baþlanarak izleme alýndý.

Tartýþma

Kemik geliþiminin geri olmasý, rizomelik kýsalýk, küçük el ve ayak parmaklarý, belirgin alýn, basýk burun kökü, büyüme geliþme geriliði ve hipotoni bulgularý opsismodisplazi hastalýðý ile uyumlu idi. Grafilerde kýsa tübüler kemiklerin ve konkav metafizlerin olmasý, vertebra kemik-lerinde yükseklik kaybý ve aðýr osteopeni olmasý, epifizlerin olmamasý, asetebulum ve pelvik kemiklerin geliþiminin görülmemesi opsis-modisplazi tanýsýný destekliyordu.

Hipofosfatemiye yönelik araþtýrmalarda idrar fosfor atýlýmýnýn yüksek olduðu saptandý. Hastada fosfor kaybýnýn, glükozüri ve amino-asitürinin proksimal tübülopatiye baðlý olduðu

düþünüldü. Ancak opsismodisplazi ile tubülopati birlikteliði diðer opsismodisplazi vakalarýnda bildirilmediðinden rastlantýsal olabileceði kabul edildi.

Opsismodisplazi tanýsý klinik ve radyoloji bulgularý ile konmaktadýr3,4. Kondroosseöz

çalýþmalarda kýkýrdak dokuda, metafizlerin içine uzanan geniþlemiþ hipertrofik bölgeler, bað dokusunda azalma ve trabeküler yapýnýn bozulduðu saptanmýþtýr2,3. Ýmmunohistolojik

çalýþmalarda tip 1 kollajen antikorunun hipertrofik kýkýrdak dokuda arttýðý bulunmuþtur. Bu özelliðin tanýyý koymada yardýmcý olabileceði düþünülmektedir2,3.

Altý aylýk bir opsismodisplazi vakasýnda aðýr veziko üreteral reflü, nöromusküler defekt ve beyin atrofisine baðlý olduðu düþünülen ventrikülomegali bildirilmiþtir5. Aralarýnda

birinci derece kuzen evliliði olan iki ailede beþ çocuk opsismodisplasi tanýsý almýþ ve bu olgularda hipertrofik kýkýrdak dokusunda yapýlan incelemede tip 1 kollajen antikoru anormal düzeyde yüksek bulunmuþtur3.

Hastamýzýn ailesinde birinci derece kuzen evliliði olmasý otozomal resesif geçiþi desteklemektedir.

Sonuç olarak; opsismodisplazi iskelet disp-lazileri grubunda yer alan seyrek görülen bir hastalýktýr. Tip 1 kollajen dokusuna karþý geliþen antikorlarýn neden olduðu düþünülmektedir. Daha önce yayýnlanmýþ 16 vakada fosfor düþüklüðü bildirilmemiþtir. Hastamýzda tubülo-patiye baðlý hipofosfatemi saptanmasý ilgi çekicidir. Hastamýzda proksimal tubüler disfonksiyona baðlý hipofosfatemi hastalýðýn bir bulgusu olabileceði gibi, ayrý bir patolojiye baðlý olduðu da düþünülebilir. Ýleri yaþlarda sýk geçirilen akciðer enfeksiyonlarý sonrasý hasta-larýn kaybedildiði bilinmektedir3,4. Yayýnlarda

bildirilen en ileri vaka yaþý beþ iken hastamýzýn yedi yaþýnda olmasý ilgi çekicidir.

Henüz geni lokalize edilmemiþ olan bu hastalýkta, farklý mutasyonlarýn hastalýðýn aðýrlýk derecesini etkilediði ve farklý mutasyonlarýn veya genetik heterojenitenin hipofosfatemi birlik-teliðine de açýklama getireceði düþünülebilir. KAYNAKLAR

1. Zonana J, Rimoin DL, Lachman RS, Cohen AH. A unique chondrodysplasia secondary to a deficit in chondroosseous transformation. Birth Defects 1977; 13: 155-163.

(5)

2. Maroteaux P, Stanescu V, Stanescu R, Le Marec B, Moraine C, Lejarraga H. Opsismodysplasia: a new type of chondrodysplasia with predominant involvement of the bones of the hand and the vertebrae. Am J Med Genet 1984; 19: 171-182.

3. Tyler K, Sarioglu N, Kunze J. Five familial cases of opsismodysplasia substantiate the hypothesis of autosomal recessive inheritance. Am J Med Genet 1999; 83: 47-52.

4. Beemer FA, Kozlowski KS. Additional case of opsismodysplasia supporting autosomal recessive inheritance. Am J Med Genet 1994; 49: 344-347. 5. Zeman J, Baxova A, Houstkova H, Kozlowski K.

Opsismodysplasia: a case report. Australas Radiol 1997; 41: 35-37.

Referanslar

Benzer Belgeler

translocate to the perinuclear membrane and the nucleus or can cross from the cytoplasm, and, binding to the residue of N-lactosamine found on the

Freeman (1992) ve Nelson’a (1993) göre ulusal inovasyon sistemi dar bir tan mlamayla yeni › teknolojilerin üretim, yay n m nda aktif olarak bulunan özel ve kamu AR › › ›

Sığınmacıların kendilerini bağlı hissettikleri etnik ve milliyet grubuna göre iltica etmene denlerinin en yüksek yüzdeleri şu şekildedir: Kendisini ‘Türk’

In the pre-treatment clinical management of patients diagnosed with TOA, we believe NLR and PLR may be inexpensive complementary laboratory parameters that can guide

Genel olarak çatışmalar, çocuklar farklı gelişim süreçlerinden geçerken ortaya çıkar ve kardeşlerde zaman ve ilgi paylaşımıyla mücadele eder ve bireysel

Bu çalışmada amaç; insülin direnci açısından yüksek riskli olan MetS’lu popülasyonda, irisin düzeyleri ve MetS bileşenleri arasındaki ilişkiyi saptayarak,

Bu araştırma bireylerin finansal inançları, finansal kaygıları, satın alma davranışları, ekonomik durumlarına ilişkin algılarını ortaya koyabilmek, finansal

Ayrıca erkek, ebeveyn eğitim düzeyi düşük, ebeveyn tutumu baskıcı olan, babası çalışmayan, parçalanmış aile yapısına sahip çocukların akran şiddetine maruz kalma