• Sonuç bulunamadı

Spor işletmeleri çalışanlarında tükenmişlik durumu araştırması / Research of the burnout that the workers of the sport company

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Spor işletmeleri çalışanlarında tükenmişlik durumu araştırması / Research of the burnout that the workers of the sport company"

Copied!
86
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C

FIRAT ÜNĐVERSĐTESĐ

SAĞLIK BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

BEDEN EĞĐTĐMĐ VE SPOR ANABĐLĐM DALI

SPOR ĐŞLETMELERĐ ÇALIŞANLARINDA

TÜKENMĐŞLĐK DURUMU ARAŞTIRMASI

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

SERHAT POLAT

(2)

ONAY SAYFASI

...Fırat Üniversitesi...

Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü

Bu tez Yüksek Lisans/Doktora Tezi standartlarına uygun bulunmuştur. ___________________

... ... Anabilim Dalı Başkanı

Tez tarafımızdan okunmuş, kapsam ve kalite yönünden Yüksek Lisans/Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir.

Yrd.Doç.Dr. Fikret RAMAZANOĞLU

Danışman

Yüksek Lisans/Doktora Sınavı Jüri Üyeleri

... _____________________ ... _____________________ ... _____________________ ... _____________________ ... _____________________

(3)

TEŞEKKÜR

Tez çalışmamda her konuda yardımcı olan danışmanım Yrd.Doç.Dr. Fikret RAMAZANOĞLU’na, kaynaklarda yapmış olduğu yardımlardan dolayı Yrd.Doç.Dr. Sebahattin DEVECĐOĞLU’na, ayrıca yüksek okulumuzun değerli personeline ve yüksek lisans eğitimim boyunca her türlü desteğinden dolayı Prof.Dr. Nazmi POLAT’a teşekkürlerimi sunarım.

(4)

ĐÇĐNDEKĐLER TABLOLAR LĐSTESĐ Sayfa VI 1. ÖZET 1 2. ABSTR ACT 2 3. GĐRĐŞ 3 3.1. SPOR 4 3.1.1. Sporun Doğuşu 5 3.1.2. Sporun Önemi 7

3.1.3. Sporun Günümüzdeki Yeri 9

3.2. SPOR TESĐSLERĐ ĐŞLETMECĐLĐĞĐ 10

3.2.1. Spor Tesisleri ve Đşletmecilik Faaliyetleri 11

3.2.2. Spor Tesislerinin Planlanması ve Yapımı 12

3.2.3 Spor Tesislerinin Đşletmeciliği 13

3.2.4. Spor Tesisleri Personeli 14

3.3. TÜKENMĐŞLĐK 15

3.3.1. Tükenmişliğin Alt Boyutları 18

3.3.1.1. Duygusal Tükenme 18 3.3.1.2. Duyarsızlaşma 19 3.3.1.3. Düşük Kişisel Başarı 20 3.3.2. Tükenmişliğin Nedenleri 21 3.3.2.1. Kişisel Nedenler 23 3.3.2.2. Çevresel Nedenler 23

3.3.3. Stres ve Strese Neden Olan Faktörler 24

3.3.4. Tükenmişliğin Belirtileri 25

3.3.4.1. Davranışsal Tükenmişlik Durumu 26

3.3.4.2. Fiziksel Tükenmişlik Durumu 27

3.3.4.3. Duygusal Tükenmişlik Durumu 27

3.3.5. Tükenmişliğin Sonuçları 28

3.3.6. Tükenmişlikle Baş Etme Yolları 29

3.3.7. Tükenmişlikle Đlgili Yapılan Araştırmalar 31

4. GEREÇ VE YÖNTEM 33

(5)

6. TARTIŞMA 66 7. KAYNAKLAR 69 8. EKLER 74 8.1. Ek-1 74 8.2. Ek-2 75 9. ÖZGEÇMĐŞ 79

(6)

TABLOLAR LĐSTESĐ

Sayfa Tablo 1.

Çalışanların Đşlerinden Soğuma Konusundaki

Görüşlerinin Dağılımı 35

Tablo 2. Çalışanların Đş Dönüşü Ruhen Tükenmişlik

Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 35

Tablo 3. Çalışanların Sabah Kalktıklarında Bir Gün Daha Bu Đşi Kaldıramayacaklarını Hissetmeleri Konusundaki

Görüşlerinin Dağılımı 36

Tablo 4. Çalışanların Đşleri Gereği Karşılaştıkları Đnsanların Ne Hissettiklerini Hemen Anlamaları Konusundaki

Görüşlerinin Dağılımı 37

Çalışanların Đşleri Gereği Karşılaştıkları Bazı Kimselere Đnsan Değillermiş Gibi Davrandıklarını Hissetmeleri

Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 38

Tablo 6. Çalışanların Bütün Gün Đnsanlarla Uğraşmalarının Kendileri Đçin Gerçekten Çok Yıpratıcı Olması

Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 39

Tablo 7. Çalışanların Đşleri Gereği Karşılaştıkları Đnsanların Sorunlarına En Uygun Çözüm Yollarını Bulmaları

Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 40

Tablo 8. Çalışanların Yaptıkları Đşlerden Yıldıklarını

Hissetmeleri Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 41

Tablo 9. Çalışanların Yaptıkları Đş Sayesinde Đnsanlara Katkıda Bulunduklarına Đnanmaları Konusundaki Görüşlerinin

Dağılımı 42

Tablo 10. Çalışanların Đşlerinde Çalışmaya Başladıklarından Beri

Đnsanlara Karşı Sertleştiklerini Düşünmeleri

Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 43

Tablo 11. Çalışanların Đşlerinin Giderek Kendilerini

Katılaştırmasından Korkmaları Konusundaki

Görüşlerinin Dağılımı 44

Tablo 12. Çalışanların Çok Şeyler Yapabilecek Güçte Olduklarını

Hissetmeleri Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 45

Tablo 13. Çalışanların Đşlerinin Kendilerini Kısıtladığı

Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 46

Tablo 14. Çalışanların Đşlerinde Çok Fazla Çalıştıklarını

Hissetmeleri Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 46

Tablo 15. Çalışanların Đşleri Gereği Karşılaştıkları Đnsanlara Ne Olduğunun Hiç Umurlarında Olmaması Konusundaki

Görüşlerinin Dağılımı 47

Tablo 16. Çalışanların Doğrudan Doğruya Đnsanlarla Çalışmanın Kendilerinde Çok Fazla Stres Yaratması Konusundaki

Görüşlerinin Dağılımı 48

Tablo 17. Çalışanların Đşleri Gereği Karşılaştıkları Đnsanlarla Aralarında Rahat Bir Hava Yaratmaları Konusundaki

(7)

Kendilerini Canlanmış Hissetmeleri Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı

Tablo 19. Çalışanların Bu Đşte Birçok Kayda Değer Başarı Elde Ettiklerini Düşünmeleri Konusundaki Görüşlerinin

Dağılımı 51

Tablo 20. Çalışanların Yolun Sonuna Geldiklerini Hissetmeleri

Konusundaki Görüşlerinin Dağılımı 52

Tablo 21. Çalışanların Đşlerinde Duygusal Sorunlara Serinkanlılıkla Yaklaşmaları Konusundaki Görüşlerinin

Dağılımı 52

Tablo 22. Çalışanların Đşleri Gereği Karşılaştıkları Đnsanların Bazı Problemlerini Sanki Kendileri Yaratmış Gibi

Davrandıklarını Hissetmeleri Konusundaki

Görüşlerinin Dağılımı 53

Tablo 23. Spor Đşletmelerinde Çalışan Kişilerin Yaşlarına Göre

Dağılımı 54

Tablo 24. Yaş Gruplarına Göre Duygusal Tükenmişlik Düzeyi

Dağılımı 54

Tablo 25. Yaş Gruplarına Göre Duyarsızlaşma Düzeyi Dağılımı 55 Tablo 26. Yaş Gruplarına Göre Kişisel Başarı Düzeyi Dağılımı 55 Tablo 27. Spor Đşletmelerinde Çalışan Kişilerin Görev Sürelerine

Göre Dağılımı 56

Tablo 28. Görev Süresi Gruplarına Göre Duygusal Tükenmişlik

Düzeyi Dağılımı 56

Tablo 29. Görev Süresi Gruplarına Göre Duyarsızlaşma Düzeyi

Dağılımı 57

Tablo 30. Görev Süresi Gruplarına Göre Kişisel Başarı Düzeyi

Dağılımı 57

Tablo 31. Spor Đşletmelerinde Çalışan Kişilerin Cinsiyetlerine

Göre Dağılımı 57

Tablo 32. Cinsiyet Gruplarına Göre Duygusal Tükenmişlik Düzeyi

Dağılımı 58

Tablo 33. Cinsiyet Gruplarına Göre Duyarsızlaşma Düzeyi

Dağılımı 58

Tablo 34. Cinsiyet Gruplarına Göre Kişisel Başarı Düzeyi

Dağılımı 58

Tablo 35. Spor Đşletmelerinde Çalışan Kişilerin Medeni Hal

Durumlarına Göre Dağılımı 59

Tablo 36. Medeni Hal Gruplarına Göre Duygusal Tükenmişlik

Düzeyi Dağılımı 59

Tablo 37. Medeni Hal Gruplarına Göre Duyarsızlaşma Düzeyi

Dağılımı 59

Tablo 38. Medeni Hal Gruplarına Göre Kişisel Başarı Düzeyi

Dağılımı 60

Tablo 39. Spor Đşletmelerinde Çalışan Kişilerin Eğitim

Düzeylerine Göre Dağılımı 60

Tablo 40. Eğitim Düzeyi Gruplarına Göre Duygusal Tükenmişlik

Düzeyi Dağılımı 61

(8)

Tablo 42. Eğitim Düzeyi Gruplarına Göre Kişisel Başarı Düzeyi

Dağılımı 62

Tablo 43. Spor Đşletmelerinde Çalışan Kişilerin Gelir Düzeylerine

Göre Dağılımı 62

Tablo 44. Gelir Düzeyi Gruplarına Göre Duygusal Tükenmişlik

Düzeyi Dağılımı 63

Tablo 45. Gelir Düzeyi Gruplarına Göre Duyarsızlaşma Düzeyi

Dağılımı 63

Tablo 46. Gelir Düzeyi Gruplarına Göre Kişisel Başarı Düzeyi

Dağılımı 64

Tablo 47. Duygusal Tükenmişlik Düzeyi Genel Tablo 64

Tablo 48. Duyarsızlaşma Düzeyi Genel Tablo 65

Tablo 49. Kişisel Başarı Düzeyi Genel Tablo 65

(9)

ÖZET

Bu araştırmanın amacı; spor işletmelerinde çalışan kişilerin mesleki

tükenmişlik düzeylerini belirlemeye yöneliktir. Araştırmaya Elazığ Gençlik Spor

Đl Müdürlüğünde ve Müdürlüğe bağlı spor işletmelerinde çalışmakta olan 117 erkek, 17 bayan toplam 134 birey gönüllü olarak katılmıştır.

Spor işletmelerinde çalışan bireylere; sosyo demografik özellikleri

belirleyici "Kişisel Bilgi Formu" ve likert tipi bir ölçek olan "Maslach

Tükenmişlik Ölçeği" uygulanmıştır. Kişisel bilgi formunu yaş, görev süresi,

cinsiyet, medeni hal, eğitim düzeyi ve gelir düzeyi oluşturmaktadır. Maslach

Tükenmişlik Ölçeğini ise; 22 soruluk bir formdan oluşmaktadır. Bu sorulara

verilecek yanıtlar “Hiçbir Zaman”, “Çok Nadir”, “Bazen”, “Çoğu Zaman” ve

“Her Zaman” olarak 5 belirleyici yanıt seçeneğidir.

Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programından yararlanılarak

bulgular, frekans dağılımı ve çapraz tablolar halinde sunulmuştur.

Spor işletmelerinde çalışan bireylerin duygusal tükenmişlik (1.62) ve

duyarsızlaşma düzeyindeki (1.12) tükenmişliklerinin çok az olduğu, kişisel başarı

düzeyinde ise (2.76) tükenmişliğin fazla olduğu görülmüştür. Sonuç olarak genel

tükenmişlik düzeyi olarak ise bireylerin tükenmişlik düzeylerinin fazla olduğu

görülmüştür.

(10)

ABSTRACT

The purpose of this research aims to determine the level of occupational

burnout of the people who work fort he sports companies. 117men, 17women,

totally 134 individuals who work for Elazığ Youth and Sports Administration and

who work fort he sports companies which are connected to the administration,

have joined the research voluntarily.

The ‘Personal Information Form’ which determines the

socio-demographic aspects and a likert type inventory ‘Maslach Burnout Inventory’ has

been applied to the individuals who work for the sports companies. The ‘Personal

Information Form’ consists of age, duty period, sexuality, marital status, the

level of education and the level of income. ‘Maslach Burnout Inventory’ consists

of a 22-question-form.The answers to these questions ‘never’, ‘rarely’, ‘many

times’, ‘always’ are 5 characteristic answer alternatives.

In the evaluation of the datum, by the help of SPSS program, inventions

are presented as frequency distribution and transverse tables.

At the frequency disribution and the transverse tables, the burnout point

and the average of burnout are estimated.

Đt has been seen that the individuals who work for the sports companies have less burnout at the level of desensitization (1.12) and sentimental (1.62)

burnout, and have much burnout at the level of personal success (2.76).

Consequently As the general burnout level, it has been revealed that the burnout

level of individuals is much.

(11)

3.GĐRĐŞ

Günümüzde, insanlar yaşamlarını sürdürebilmek için daha fazla çalışmak

ve mücadele etmek zorundadır. Bu mücadele sırasında sorumlulukları ve

hayattaki rolleri de taşıyabileceklerinden fazla olmaktadır. Zamanla bu etkenler,

kişiler üzerinde baskı ve ruh sağlığını zorlayıcı bir takım sorunları ortaya

çıkarmaktadır.

Toplumların refahı, bireylerin beden ve ruh sağlığının iyi ve sürekli

olmasına bağlıdır. Spor insanın beden ve ruh sağlığının uyum içinde çalışmasını

sağlamaktadır. Spor faaliyetleri ülkeler bazında milli ve ulusal anlamda devamını

sürdürmektedir ve bütün toplumlar bu alanda başarılı olabilmek için çok sıkı

çalışmak zorundadır. Bu nedenle spor işletmeleri günümüzde önemli rol

oynamaktadır. Bireysel ve toplu olarak yapılan müsabakalarda sporcunun çok iyi

antrenman ve yeterli hazırlık yapması gerekmektedir. Bunun içinde kulüp ya da

spor işletmelerinden faydalanması gerekmektedir.

Doğrudan doğruya insanlarla çalışanlar, kişiler arası ilişkilerin yoğun

olduğu durumların etkisi altında kalmaktadır. Kişi yaşadığı stresi karşısındakine

yansıtabildiği gibi, bazen de umursamaz tavırlar sergileyerek yaptığı işi

önemsemeyebilir. Hatta kendini başarısız hissederek insanlara karşı olumsuz

tavırlar da sergileyebilir. Bütün bunların bir araya gelmesi tükenmişliği ortaya

çıkaran bir tablo oluşturur.

Tükenmişlik insanlarla yüz yüze ilişki içerisinde olan meslek

elemanlarında çok sık görülen bir durumdur. Đşletmelerin faaliyetleri doğrudan

insanlara yönelik olduğundan, bu kurum ve kuruluşlarda insanlarla etkileşim

(12)

doğrudan insanlara hizmet etmektir. Bu kurumlarda insanlara amatör ve

profesyonel anlamda hizmet verilmektedir. Bu sebeple spor işletmelerinde

çalışanların tükenmişlikle karşı karşıya kalmaları muhtemeldir. Ancak,

çalışanların son derece hoş görülü olmaları ve sosyal hayatta yaşadıkları

olumsuzlukları iş hayatına yansıtmamaları gerekmektedir.

Kişinin tükenmişlik yaşamasındaki sosyo demografik etkenler; yaş, görev

süresi, cinsiyet, medeni hal, eğitim ve gelir düzeyidir. Bu çalışma, sosyo

demografik özelliklerin spor işletmelerinde çalışan kişilerin tükenmişliği üzerine

etki düzeyini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu konuda yapılacak çalışmaların

sonuçlarının değerlendirilmesi neticesinde, çalışanlardan hizmet alan kişilere

olumlu yönelimler sağlanarak dolaylı yoldan spora katkı sağlanabilir.

3.1. SPOR

Spor, insanların bedenlerini ve zekalarını birlikte çalıştıran ruhsal, sosyal,

kültürel, ekonomik, antropolojik, antropometrik, eğitim, politik, teknolojik,

ahlak, sanat gibi yapıların çeşitli yönlerinden oluşan eğlenceli, organizeli ve

bilimsel hareketlerin hepsini kapsayan, insanlar tarafından yapılan veya yaptırılan

hareketler bütünüdür. Spor, eğitimcilerin, kişiliğin oluşumu ve karakter

niteliklerinin gelişimini sağlamak için önerdikleri disiplindir. Yöneticilerin,

enerjiyi biçimlendirmek ve mücadele anlayışı uyandırmak için kullandıkları

yöntemdir (22). Başka bir deyişle sosyal ve kültürel kalkınmanın başlıca unsuru

olan insan gücünün beden ve ruh sağlığını geliştirici faaliyetlerin yarışmaya

dönüşmüş biçimidir (30). Spor bireyin bedenen, ruhen, fikren gelişmesini ve bu

(13)

3.1.1. Sporun Doğuşu

Spor kelimesi sözlük anlamı olarak latince Disportare ve desport

biçiminde "dağıtmak, birbirinden ayırmak" anlamına gelen sözcüklerden 17.

yüzyıldan sonra günümüze gelinceye kadar ilk hecesi aşınarak Sport biçimine

dönüştüğü araştırmacılar tarafından öne sürülmektedir.

Spor, diğer bir araştırmaya göre ise Đngiliz aristokrasinin konuşma

dilinden kaynaklanmıştır ve eğlence, eğlenme, oyalanma anlamına gelmektedir.

18. yüzyıl ortalarından itibaren Đngiltere’de fiziksel aktivitelerin o zaman kadar

bilinmeyen performans, rekabet ve rekor prensiplerini kapsayan yeni bir türü

olarak ortaya çıkarak gelişmeye başladı. Đngilizler bunu spor olarak tanımladılar.

Spor yenme ve muktedir olma gibi insan içgüdüsünün tatmini amaç edilen, belirli

kurallar içerisinde yapılan, rekabete dayalı, sosyalleştirici, bütünleştirici, fiziki,

zihni ve ruhi faaliyetlerin bütünüdür (11). Sporun ne zaman başladığının

belirlenmesi hemen, hemen olanaksızdır. Bazı araştırmacılar bu soruya; "Spor

insanlığın yeryüzüne yayılması ile başlamıştır" derken, bazıları ise sporu;

"Đnsanların ilk çağlarda ana babalarından, daha sonra içinde yaşadıkları kavim ve

kabilelerden taklit etmek suretiyle öğrenmişler" demektedirler (4). Sportif

öğelerin tümünde dinlenmek, eğlenmek olduğu kadar aynı zamanda sosyal bir

kaynaşma da vardır. Toplumla kaynaşma ve özdeşleşme konusunda spora önemli

görevler düşer. Sporun sağladığı bedensel ve ruhsal anlamdaki doyum olanakları,

serbest zamanları ve yaşam seviyeleri düzenli olarak artan sanayileşmiş ülkelerin

özlemini duyduğu yeni bir yaşam şeklinin ayrılmaz parçasıdır. Spor evrensel

kültürün bir parçası, dünyada dili, ırkı, dini farklı insanları birleştiren önemli bir

(14)

çağımız sporunu; fiziksel faydalarının yanı sıra insanların ruhsal sağlığını da

olumlu yönde etkilemek, sosyal ve moral kazanmak amacı ile yapılan hareketler

topluluğu olarak da tanımlayabiliriz.

Evrimleşme sürecinin ardından insanlık tarihinin başlangıcı ile birlikte

spor değişik formlarıyla insanın yaşantısına girmiştir. Veya bu değerlendirmeyi o

dönemdeki yaşam formunun bazı şekilleri, daha sonradan spor olgusunun

doğuşuna neden olmuştur. O ilk çağlarda insanoğlu dönemin vahşi

hayvanlarından korunabilmek için saklanmak, kaçmak ve koşmak zorundaydı.

Dolayısıyla tarihin ilk koşuları insanoğlunun yaşamını kotarmak için

gerçekleştirdiği vahşi hayvanlardan kaçış olarak nitelendirilebilir. Yine o

dönemlerde insanoğlu yaşamını devam ettirebilmek için beslenmek zorundaydı ve

gerek taşlar, gerek mızraklar, gerekse oklarla vahşi hayvanları öldürmek zorunda

kaldı. Bunlar da kuşkusuz tarihin ilk gülle atma, cirit atma ve ok atma

etkinleriydi. Dönemin gereği insanoğlu eşini seçmek veya eşini korumak için

diğer insanlarla dövüşmek zorunda kaldı. Bunlar da tarihin ilk güreş ve boks

etkinleri adı ile adlandırabiliriz (2).

Daha sonraki dönemlerde uygarlığın gelişiminin ardından insanoğlunda

boş zamanları değerlendirme kavramı yani rekreasyon adını verdiğimiz kavram

ortaya çıktı. O kavramın ortaya çıkışı ile birlikte boş zamanı olan kesim, doğal

olarak geçinmek için çalışmak zorunda olmayan veya ekonomik durumu çok iyi

olan kesimde spor yaşantılarının bir parçası olarak rol almaya başladı. Kimisinde

avlanma, kimisinde evcilleştirilen hayvanlar atlarla yarışma ve daha değişik

(15)

Spor büyük bir toplumsal dinamiktir. Çünkü, spor giderek daha çok kişi

tarafından doğrudan yada dolaylı olarak ilgi görmeye başlamış daha organize hale

gelmiş ve uluslar arası bir saygınlık prestij gösterisi konumunu alarak ulusları

sevince yada yasa sürüklemeye başlamıştır. Spor günümüzde insanın toplumsal

yaşamına derinlemesine girmiş ve toplumsal yapıya göre biçimlenmiş bir olgudur

(42).

3.1.2. Sporun Önemi

Spor, çağdaş insanın karşısına dikilen bu tehlikeye karşı dinamik, güncel

yaşamın getirdiği streslerden uzak bir ortam yaratarak çözüm getirmekte ve

kazandırdığı sağlıklı yaşam biçimiyle de koruyucu tıbba yardımcı olmaktadır.

Sporun bu işlevi yanında kişilerin sosyal ve bireysel karakter gelişimi üzerinde de

olumlu etkileri açıktır. Bu nedenle gelişmiş ülkelerde spora büyük önem

verilmekte ve erken yaşlardan başlayarak çocuklara spor ve beden eğitimi

programları uygulanmaktadır (25).

Bir toplumda spora katılımın şekli, düzeyi yararı ve sorunları sadece

kişilerin yetenekleri ve ilgilerine bağlı değildir. Toplumun spora bakış açısı

dolayısıyla sporu yönetim ve organizasyonu büyük önem taşımaktadır.

Günümüzde tüm dünya ülkeleri spora büyük önem vermekte ve uluslararası spor

organizasyonlarında ön sıralarda yer almak için mücadele etmektedir. Bu sonuçlar

ulusal saygınlığın bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Ancak kaybedenler her

zaman kazananlardan daha çok olmaktadır. Başarıları sürekli olan ülkelere

bakıldığında ise sporun bu toplumların yaşam biçiminin bir parçası olduğu

(16)

Spor kendi geçmişi ile toplum geçmişi arasında sıkı bir bağ oluşturur. Bu

kuvvetli ilgi, sporun toplumsal süreçler yolu ile şekillenmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle spor, otonom olarak kendiliğinden oluşmaz.

Özellikle, toplumdaki ilişkiler yolu ile ortaya çıkarak, değişir ve yeniden biçim

kazanır (33). Spor uluslararası yasaları, yönetmelikleri ve kurallarıyla, en rasyonel

biçimde kurulup çalıştırılan örgütler durumundadır. Ancak, yine de yapıları ve

işleyişlerinde içinde bulundukları toplumun geniş ve derin izlerini taşırlar. Bu

yüzden spor ve toplum ilişkisini doğru biçimde tartışabilmek için genel sosyolojik

bulguları spor sosyolojisinde yeterince kullanabilmek gerekir.

Günümüzde hızla gelişen teknoloji, insan gücüne duyulan gereksinmeyi

giderek azaltmış ve bunun sonucu olarak insanın doğal yapısına uymayan bir

yaşam biçimi ile birlikte iş ve sosyal çevreden gelen baskılar, stresler dolaşım ve

solunum sistemi hastalıklarını, özellikle gelişmiş ülkelerde başta gelen ölüm

nedenleri arasına sokan faktörlerdir. Spor, çağdaş insanın karşısına dikilen bu

tehlikeye karşı dinamik, güncel yaşamın getirdiği streslerden uzak bir ortam

yaratarak çözüm getirmekte ve kazandırdığı sağlıklı yaşam biçimiyle de koruyucu

tıbba yardımcı olmaktadır. Sporun bu işlevi yanında kişilerin sosyal ve bireysel

karakter gelişimi üzerinde de olumlu etkileri açıktır. Bu nedenle gelişmiş

ülkelerde spora büyük önem verilmekte ve erken yaşlardan başlayarak çocuklara

spor ve beden eğitimi programları uygulanmaktadır (25). Modern toplumların en

belirgin özelliği olan sosyal farklılaşma artan işbölümü ile sosyal bütünleşme

arasındaki uyumun sağlanmasında spor aktif bir ajandır. Toplumun sosyal yapısı

(17)

davranışların azaltılması ve bunların normlarla ahenkleştirilmesi, gerginliklerin

toplum yararına yöneltilebilmesinde spor önemli faktörlerden biridir (18).

Sportif öğelerin tümünde dinlenmek, eğlenmek olduğu kadar aynı

zamanda sosyal bir kaynaşma da vardır. Toplumla kaynaşma ve özdeşleşme

konusunda spora önemli görevler düşer. Sporun sağladığı bedensel ve ruhsal

anlamdaki doyum olanakları, serbest zamanları ve yaşam seviyeleri düzenli olarak

artan sanayileşmiş ülkelerin özlemini duyduğu yeni bir yaşam şeklinin ayrılmaz

parçasıdır.

3.1.3. Sporun Günümüzdeki Yeri

Günümüz anlayışına göre spor ilk başta çok önemli bir kitle eğitim

vasıtasıdır. Spor, insan bedenini fiziki yönüyle geliştirdiği gibi oyunlar,

hareketler, yarışmalar vasıtasıyla aynı zamanda insan seciyesini, egosunu,

davranış niteliğini, psişik yapısını belirleyen bir bilim dalıdır.

Spor bugünkü yapılış biçimine, ilk toplumlardan modern toplumlara doğru

olan değişim içinde yaşam biçimi olma, estetik ve fizik güzellikleri yakalama,

elitlere eğlence kaynağı olma, savaşlara hazırlanma, soğuk savaşın aracı olma

gibi bir kısım aşamaları geçerek gelmiştir. Bu değişim içinde spor, 20. yüzyıldan

başlayarak, bilimsel çalışmalara açılmış, değişen toplumsal koşullar nedeniyle

ekonomik bir yön kazanmaya başlamıştır. Bilim adamları, daha iyi sporcu

yetiştirme ya da toplumsal yaşam içindeki rekabet ve ilerleyen teknik yaşama

uyumu sağlama çabasının yanı sıra, insanın yaşam kalitesini yükseltebilme, stres

ve depresyon ile başa çıkabilmesine yardımcı olma amacıyla da çalışmalar

(18)

Sporun getirdiği farklı sorunlara ait bilimsel bulgu, tartışma ve metotların

oluşturduğu alana spor bilimi diyoruz. Günümüz özellikle sporda ileri gitmiş

ülkelere on yıl öncesine göre daha farklı algılanmaya başlamıştır. Örneğin spor

meslek alanları alt gruplara ayrılmış, bu meslek dalları da kendi konularında

uzmanlık gerektiren meslekler haline gelmişlerdir. Çok yakın bir zamana kadar

ülkemizde de hepimizin bildiği gibi spor meslek dalı olarak sadece beden eğitimi

öğretmenliği ile branş antrenörlüğü bulunmakta idi. Oysa şimdi spora ilişkin

öğretmenlik, kondisyon ve sağlıkla ilgili meslekler, spor yönetimi, spor basını

ve yayımcılığı, spor hukuku, spor danışmanlığı, spor bilimcisi, spor hekimliği,

spor istatistikçisi, ve benzeri bir çok değişik meslek grupları ortaya çıkmıştır.

Bunlar da kendi içerisinde alt gruplara ayrılmaktadırlar.

3.1.SPOR ĐŞLETMECĐLĐĞĐ

Đşletmeler kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla üretim faktörlerini uyumlu bir biçimde bir araya getirerek, ekonomik mal ve hizmet üretmek ve

pazarlamak için faaliyette bulunan kuruluşlardır (8).

Hizmet sektöründe insan, işletmenin en önemli sermayesidir. Đşletmelerde

yönetimin her kademesinde insan unsuru vardır. Đlişkiler ve davranışlar hizmetin

birer parçasıdır, kendisidir. Bu anlamda işletmelerde insan unsuru ön plana

çıkmaktadır. Bireyler ve örgütler kendilerine özgü stratejileri olan canlı

organizmalardır.

Birey ve örgüt birbirleriyle karşılıklı olarak daima etkileşim içerisindedir.

Đşletmede çalışan bireyler o işletmeye varlığı ile birlikte katkıda bulunurlar. Hem işletmenin hem de bireyin faydasına olabilecek bir durum söz konusudur.

(19)

1. Đnsan ihtiyaçlarını tatmin için mal ve hizmet üretmek amacıyla faaliyette bulunmak,

2. Bu amacı gerçekleştirmek için gerekli üretim faktörlerine sahip olmak Đşletmelerin başlıca genel amaçları kar toplama, hizmet ve işletmenin yaşamını sürekli kılmadır. Đşletmeler mal veya hizmet veya her ikisinden oluşan

ihtiyaçları karşılayacak değerleri üretir. Spor üreten işletmelerin bu hizmetlerinin

üretim anında tüketilmesi gerekmektedir. Spor hizmetleri depolanamaz ve

stoklanamaz. Đşletmeler sosyal fayda oluşturacak bir şekilde mal ve hizmet

üreterek, insan ihtiyaçlarını karşılamak niteliğine sahiptirler (45).

Đşletmedeki personele de geniş ölçüde işbirliği yapabilme imkanı verilmesiyle, işletmelerin önceden belirlemiş oldukları amaçlarına ulaşmaları

kolaylaşacaktır (51).

Spor ortamının öğelerinden olan özel spor işletmeleri de, sporu kitlelere

yayarak toplumsal hizmet ve fayda oluştururlar. Ancak, özel spor işletmeleri

sermayelerini sürekli tüketerek ayakta kalamayacakları için üretim faktörlerine

yaptıkları harcamaların üstünde bir gelir sağlamak durumundadırlar. Buradaki

esas nokta, spor işletmelerinde hizmet görenlerin ihtiyaç ve isteklerinin

karşılanması, kaynakların tasarrufla kullanılması ve işletme yönetimi ilkelerine

uyulmasıdır (1).

3.2.1. Spor Tesisleri ve Đşletmecilik Anlayışı

Spor tesisleri, spor faaliyetlerinin her spor branşının kendine özgü çalışma,

hazırlık antrenmanlarının, ulusal ve uluslararası müsabakaların yapılabilmesine

(20)

karşılayacak (saha, tribün, duş, soyunma odası v.b.g.) üniteleri bulunan yapı,

saha ve alanlardır (11).

3.2.2. Spor Tesislerinin Planlanması ve Yapımı

Spor tesislerinin planlanmasında ve yapımında aşağıdaki esaslar göz

önünde bulundurulmalıdır;

• Yalnız özel bir spor dalına hitap eden bir tesis ancak o spor dalının faaliyet gösterdiği veya o spor dalı için büyük bir potansiyelin bulunduğu bölgede

kurulur.

• Tesislerin dizaynında, kapasitesinin tespitinde ve programlanmasında yerel gereksinimler, kullanma ve seyirci kapasitesi gibi faktörler kesinlikle göz

önünde bulundurulur.

• Antrenman tesislerinde veya seyirci potansiyeli bulunmayan yerlerde tesise seyirci tribünü yapmaya gerek yoktur.

• Uluslararası ve milli yarışmaların yapıldığı ana merkezlerde spor salonu ve sair tesislerde kesinlikle uluslar arası normlar aranır. Bu gibi tesisler mümkün

olduğu kadar çok amaçlı dizayn edilir.

• Yapılacak tesislerde dayanıklılık, kolay bakım ve temizleme, en az personel kullanma yoluna gidilir. Kitleye açık, yetiştirici anlamda hizmet veren

ve antrenman maksadıyla kullanılan tesislerde yaygınlık ve maliyet unsuru ile

norm ve standart arasında denge kurulur (49).

Günümüzde spor tesisleri spor faaliyetlerine uygun olarak; • Çok amaçlı tesisler,

(21)

Spor tesisleri yapımında uluslararası normlar göz önünde tutularak büyük

organizasyonların ev sahipliği yapılabilmesini sağlayacak spor tesislerinin

yapımına gidilmektedir. Yine, spor hizmet ve yatırımlarının topluma dönük hale

getirilmesinde fırsat eşitliği göz önünde tutulmalıdır (18).

3.2.3. Tesislerin Đşletmeciliği

Belirlenen amaçlara ulaşmak için ekonomik ve verimli üretimde bulunmak

üzere üretim faktörlerini belli bir düzen içinde, uyumlu şekilde planlama,

teşkilatlandırma, yönetme, kadrolaşma ve kontrol etme fonksiyonlarını yerine

getirme faaliyetlerine işletmecilik denir (16).

Devlet spor programlarına katılan seyirciye ve spora aktif olarak

katılanlara hizmet vermede sabit yatırım programlarında bulunur. Birer hizmet

olan spor programlarının kar amacı güdülmeden belirlenmiş bir hedef grup için

çekici hale getirilmesi veya kar amaçlı olarak sunulmasıdır (47). Spor tesisinin

varlığı hem spor talebine ve spor programlarının üretimine hem de hizmetlerden

faydalanma oranına tesir eder (31).

Geliştirilen spor programının uygulama aşamasında uzmanlaşma

önemlidir. Herkesin her işi verimli ve etkili yapabilme güçlüğü karşısında spor

tesislerinde katılımcıya doğrudan veya dolaylı hizmet veren her işgörenin kendi

alanında asgari nitelik ve kaliteye sahip olması gereklidir. Çünkü, spor tesislerinde

sunulan hizmetin kalitesi büyük oranda müşteri memnuniyeti ile kontrol edilebilir

(29).

Spor işletmeciliği, dar anlamda yerleşim yerlerindeki ve yakınındaki açık

ve kapalı spor tesislerinin optimal bir şekilde kurulmasını ve işletilmesini, geniş

(22)

göl, deniz, plaj ve hatta gökyüzü gibi doğal çevreden yararlanmak suretiyle çok

büyük ve pahalı tesislere gerek duyulmadan gerçekleştirilebilecek sportif hizmet

ve programların etkin bir biçimde planlanmasını ve uygulamaya konulmasını

saptamaktadır (31).

Spor işletmeleri yaptıkları hizmetin karşılığı olarak maddi açıdan kazanç

elde etseler bile genel olarak, spor işletmelerine gelen insanların sportif

ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulurlar. Bazı ülkelerde de sporun bir kamu

hizmeti olarak görüldüğü düşünülürse, devlet tarafından kurulan ve işletilen spor

işletmelerinin temel ve ana amacı ise sporu kitlelere, kısımlara yaymak amacıyla

toplumsal hizmet ve sosyal fayda yaratmak olduğu söylenebilir.

3.2.4. Spor Tesisleri Personeli

Đşletmedeki faaliyetler önce planlanır, ardından örgütlemeye geçilir. Planlanmış ve örgütlenmiş işletmenin yürütülmesi, amaçların gerçekleştirilmesi

aşaması başarının başlıca şartını oluşturmaktadır (12). Đşletmedeki çalışanları

talimatlar vererek yönlendirmek gerekmektedir (14).

Spor işletmeleri açısından, spor hizmeti talep edenlerin sayısal durumu,

aynı hizmetten yararlanmak için tekrar gelmesi ve dolayısıyla tüketicinin

memnuniyeti kontrol edilmelidir (31).

Spor yöneticisi, kurumun amaçlarının gerçekleştirilmesi için bütün

unsurları harekete geçiren örgüt içi ve dışı insan ilişkilerini düzenleyen ve

geliştiren, onları sevk ve idare eden, belirli yönde onlara liderlik ve rehberlik

eden ve onları etkileyen kişidir (55).

Spor yöneticilerini, spor hizmet ve faaliyetlerinin sevk ve idaresinde

(23)

• Resmi Spor Yöneticileri: Belirli bir ücret karşılığında spor hizmet ve faaliyetlerinin sevk ve idaresinde fiilen görev alan bireylerdir. Resmi spor

yöneticilerini sadece sporla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarında görevli

personelle sınırlamak mümkün değildir. Kulüpler ve diğer özel spor

kuruluşlarında çalışan yöneticiler de bu statüdedir.

•Gönüllü Spor Yöneticileri: Kendi mesleklerinin yanında spor hizmet ve faaliyetlerinin sevk ve idaresinde ücret almadan gönüllü olarak çalışan bireylerdir.

Gönüllü spor yöneticileri toplumun her kesiminden olabilmektedir (14).

Bir spor programının dikkatle planlanıp, uygun yöntemlerle halkın güven

ve anlayışını kazanabilmesi ve halkın büyük kesiminin bu tür işletmelerden ve

programlardan haberdar olabilmesi için spor ve işletme bilgisine sahip kişilere

ihtiyaç vardır (31).

3.3. TÜKENMĐŞLĐK

Đlk olarak tükenmişlik kavramı 1974’te Freudenberger tarafından ortaya atılmış ve insanların aşırı çalışmaları sonucu işlerinin gereklerini yerine getiremez

bir duruma gelmeleri anlamını taşıyan duygusal tükenme durumu olarak

tanımlanmıştır (34). Tükenmişliği enerji, güç ve kaynaklara olan istek ve

taleplerden dolayı tükenmeye başlamak olarak tanımlamak mümkündür (46).

Freudenberger her ne kadar tükenmişlik kavramını ortaya çıkarsa da tükenmişlik

kavramına asıl şeklini veren Maslach olmuştur ve eserlerini 1982 yılında

“Burnout: The Cost of Caring” adlı yapıtında toplamıştır (38). Daha sonra,

Maslach ve Jackson 1981 yılında yaptıkları ortak çalışma ile Maslach

(24)

Maslach’a göre tükenmişlik kavramı, işi gereği insanlarla yoğun bir

ilişki içerisinde olanlarda görülen duygusal tükenme, duyarsızlaşma ve düşük

kişisel başarı sendromudur (37). Tükenme belirtileri; iş ortamındaki duygusal

ve kişiler arası ilişkilerin stres verici niteliğe dönüşmesi ve kronikleşmesi ile

ortaya çıkar. Đşin ciddi ve riskli sonuçlar içermesi ve bireyin iş ilişkilerini

yönetememesinden kaynaklanır. Stres tepkisi, ağırlıklı olarak insan ilişkileri

yumağında gömülüdür (7). Kişilere ulaşamayacağı hedefler konması, fazla iş

yükü, düşük motivasyonlu kişilerle çalışma, kişinin karakteriyle yaptığı işin

uyuşmaması, sosyal desteğin az olması gibi kişisel sorunlar bireyin

tükenmişliğe ulaşmasının nedenleri arasında gösterilebilir. Tükenmişlik

bireysel düzeyde yaşanan bir olgudur. Olumsuz duygusal bir yaşantı içeren,

kronik, kesintisiz süren bir duygu sürecine dayanmaktadır. Tükenmişlik,

belirli bir dinlenme sürecinden sonra ortadan kalkan, geçici bir yorgunluk

durumundan çok farklıdır. Çalışma yaşamının değişik evrelerinde ortaya

çıkabilen tükenmişlik olgusu, olumsuz duygusal tepki özelliği gösterir ( 15) .

Iwanicki’e göre, tükenmişlik çeşitli derecelerde ele alınabilir ve her

derecede farklı davranışlarla gözlenebilir. Ona göre tükenmişlik, hafif, orta ve

şiddetli olarak üç grupta incelenebilir ve şu davranışlar ortaya çıkabilir (32). ● Birinci derecede tükenme gösterenler (hafif), kısa süren sinirlilik, alınganlık, bitkinlik, endişe ve sonuçsuz çabalarda bulunur.

● Đkinci derecede tükenme gösterenlerde (orta), bir öncekiyle aynı belirtiler vardır. Ancak bu belirtiler en az iki haftada bir veya daha sık

(25)

● Üçüncü derecede tükenmişlik gösterenler (şiddetli), fiziksel rahatsızlıklar, ülser, kronik ağrılar ve migren gibi sorunlar bildirirler (32).

Maslach’a göre, tükenmişlik gösterenler psikolojik olarak geri çekilirler

(37). Psikolojik geri çekilme; yüzeysel ilişkilere girme, hizmet için kişilere

ayrılan zamanı kısıtlı olarak uygun olmayan bir biçimde harcama, oyalama ya

da yardım alan kişiden uzaklaşma biçiminde görülür. Geri çekilmenin ortaya

çıkardığı sonuçlar:

● Düşük performans

● Görevden kaçma (o benim görevim değil)

● Kuralların arkasına saklanmadır. Kurallar, bir düzenlemeyi, uygulamayı sağlayarak ve acı verici kararlarda sorumluluk almaktan kurtararak

(üzgünüm ancak bu benim hatam değil. Bunlar buradaki kurallara uygundur ve

ben bunlara uymak zorundayım) hizmet alanlarla herhangi bir bireysel

bağlamada çalışanları korurlar (52).

Birçok sosyal hizmet alanında tükenmişlik ve duygusal yorgunluk

tehlikesi, işin sürekli olarak duygusal katılım gerektirmesinden doğmaktadır.

Tükenmişlik, özellikle işlerin ilk yıllarında çok idealist ve istekli insanlarda

görülebilmekte; eğer birey işine ciddi olmayan ve alaycı tutumlarla başlarsa

tükenmişliğin ortaya çıkma olasılığı zayıf olmakta, buna karşılık diğer

insanlara hizmet verme yönünde yoğun istek ve heyecana sahipse,

tükenmişliği ağır boyutlarda yaşama olasılığı yükselmektedir. Freudenberger,

tükenmişlik kavramını birlikte çalıştığı bireyleri gözlemek suretiyle, iş

koşullarından kaynaklanan fiziksel ve duygusal tükenme durumu olarak

(26)

yorgun, depresif ve işlerine karşı ilgisiz olduklarını gözlemiştir. Böylece

kendini mesleğe adamış olanların tükenmişliğe en fazla eğilimli kişiler

oldukları, çünkü çok fazla, çok uzun ve çok yoğun çalıştıkları sonucuna

ulaşılmıştır (21).

Tükenmişlik, bireyin iş hayatında ters giden bir şeylerin olduğu ve

buna inanmayı reddettiği durumlarda gelişir. Bu durum sürekli ümitsizlik ve

olumsuzluğun olduğu bir enerji tükenişidir. Bu görüşe göre tükenmişlik,

değişimi imkansız görünen durumların insan ruhuna çizdiklerinin birikimi ile

oluşan bir durumdur. Bu bir “meslek otizmi”dir. Duruma engel olma çabası

görülmez, hatta bazen uyum gibi görülebilir. Yaratıcılık yok olur. Daha iyisi

için uğraş verilmez (15).

Tükenmişliğe yol açan, üç belirgin özellik, hizmet verilen bireyleri

merkeze alan bir yönelim, insanlara yönelik hizmetleri seçmelerine neden olan

belli kişilik özellikleri, duygusal yoğunluğun fazla olduğu işlerde bulunmaktadır

(50).

3.3.1. Tükenmişliğin Alt Boyutları 3.3.1.1. Duygusal Tükenme

Yaşanan çatışmalar sonucunda çözümlenemeyen duygusal birikimlerin

yarattığı duygusal tükenmişlik hali ile birlikte enerji kaybı ve takatsizlik görülür

(7). Duygusal kaynakların tükendiği şeklindeki hislerin attığı görülür. Çalışanlar

bu hissettikleri psikolojik yapıları ile daha fazla dayanamayacaklarını düşünürler.

Duygusal tükenme tükenmişlik sendromunun başlangıcı ve merkezidir.

(27)

zorlar ve diğer insanların duygusal talepleri altında ezilir. Đşte duygusal tükenme

bu duruma tepkidir (38).

Genellikle yüksek düzeyde duygusal tükenme kişinin amacına ulaşmasını

engellemektedir Erişilmek istenen bir amacın veya arzunun gerçekleşmemesi

sonucu ortaya çıkan ruhsal durumlar kişiler arası anlaşmazlıklara yol açar ve

bunun sonucu olarak da iş yerinde çalışma ahengini bozar ve çatışmalara neden

olur. Psikolojik tatminsizliğe uğrar. Hangi nedenle olursa olsun psikolojik

tatminsizliğe uğrayan bir kişi. Davranış bozukluğu içine girer ve insanlarla olan

ilişkilerinde kendini gösterir. Bir kimsenin göstereceği başkalarının arkasından

olumsuz sözler sarf etmek, dedikodu yapmak, başkaları ile alay etmek,

başkalarım beğenmemek, hep geçmişe dönmek, saldırganlık gibi davranışlar

psikolojik tatminsizlik yaşayan kimsenin davranışlarına örnek olabilir (28).

3.3.1.2. Duyarsızlaşma

Kişinin bakım ve hizmet verdiklerine karşı, bu kişilerin kendilerine özgü

birer birey olduklarını dikkate almaksızın, duygudan yoksun biçimde tutum ve

davranışlar sergilemesini içerir (13).

Duyarsızlaşma ile ilgili başka bir açıklama ise kişinin yapmak ve olmak

istediklerinin önünde aşılmaz engeller oluştuğuna ilişkin inancı ile ortaya çıkar.

Hizmet verdiklerine karşı olumsuz ve uygunsuz tutumlar gelişir. Đdealizm kaybı,

huzursuzluk, ani hiddetlenme ve kızgınlık patlamaları ortaya çıkar (7).

Duygusal tükenmeyi yaşayan kişi, üzerindeki duygusal yükü hafifletmek

için kaçış yolunu kullanır. Đnsanlarla olan ilişkilerini işin yapılabilmesi için

gerekli olan minimum düzeye indirir. Đnsanları kafasında kategorize eder,

(28)

kural ve prensiplere göre hareket eden bir bürokrata dönüşürler. Bunlar

duyarsızlaşmanın ilk belirtileridir. Sendroma yakalanmış kişi diğeriyle arasında

bir nevi duygusal tampon oluşturur. Fakat hem işi gereği insanlarla yoğun bağlantı

içinde olup, hem de mesafe koymak kolay değildir. Bunlar arasında bir denge

kurmaktansa çoğu insan iki zıt kutuptan birisine kayar. Genelde "başı dertte" olan

kişi, insanlarla arasına mesafe koymayı tercih eder. Dolayısıyla başkalarının

hislerine ve duygulanma soğuk ve kayıtsız bir tarzda yaklaşır. Gelişen soğuk,

ilgisiz, katı, hatta insani olmayan yapı tükenmişlik sendromunun ikinci ayağı

olan duyarsızlaşmayı oluşturur. Dozu aşağılayıcı ve kaba davranabilir onların rica

ve taleplerin göz ardı edebilir veya gerekli yardımı sağlamada başarısız kalabilir.

Diğer insanların hayatından çıkıp kendisini yalnız bırakmasını içten arzu eder.

Duyarsızlaşma kişinin diğer insanlara kirli gözlükler arasından bakmasına da

benzetilebilir. Kişi insanlar hakkında yanlış düşünceler geliştirir. Onlardan nefret

eder böylece işi gereği karşılaştığı insanlara karşı duyarsızlaşır, onlara insan

yerine sanki birer nesneymiş gibi davranır (15).

3.3.1.3. Düşük Kişisel Başarı

Yetersizlik duygusu ve düşük başarı güdüsü, kişisel başarıyı olumsuz

yönde etkiler. Başarısızlığını dış etkenlere bağlayarak haklı çıkma, geri çekilme

gibi psikolojik telafi mekanizmaları ve enerjinin olumlu çözümlere

yönlendirilememesi, giderek kişiyi bir kısır döngü içine çeker ve daha fazla

başarısızlık üretir (7).

Bireyin kendileri ile ilgili değerlendirmelerinin olumsuz bir nitelik

kazanmasının sonucu olarak, işinde ve işi gereği karşılaştığı kişilerle ilişkilerinde

(29)

kaydedemediğini, hatta gerilediğim düşünen bu kişiler kendilerim suçlu hisseder

(28).

Başkaları hakkında geliştirdiği olumsuz düşünce tarzı, kişinin kendisi

hakkında da negatif düşünmesine yol açar. Kişi, bu düşünce ve yanlış davranışları

nedeniyle kendini suçlu hisseder. Kendisi hakkında başarısız hükmünü verir. Bu

noktada, tükenmişliğin en son aşaması olan düşük kişisel basan hissi ortaya çıkar,

işinde ilerleme kaydetmediğini, hatta gerilediğini düşünen bu tür kişiler

kendilerim suçlu hisseder ve harcadıkları çabanın bir işe yaramayacağına

inanırlar. Bunun sonucunda ise kişi kendine olan saygısını kaybederek depresyona

girebilir (15).

3.3.2. Tükenmişliğin Nedenleri

Freudenberger göre tükenme yavaşça ve sinsice başlar. Ortaya çıkışı ne

kadar ani olsa da tükenme sürekli gelişim durumudur. Kişi haftalar, aylar, hatta

yıllar boyunca belirlediği ideale ulaşmak için kendini zorlamıştır. Bir gün daha

önce hiçbir uyarıda bulunmadan ani bir belirti ona tükendiğini gösterir. Tükenme

durumuna gelmeden kısa bir süre önce, genellikle bir baskı, bir aile üyesinin

hastalığı yada arka arkaya gelen işyerindeki olumsuzluklar gibi çevresel koşullara

rastlanır. Bazen de çok seyrekte olsa herhangi bir olay olmadan bir anda ortaya

çıkar. Tükenmiş kişiler, zayıf yönlerini iyi gizleyebilen, becerikli ve yetenekli

insanlar oldukları için çoğunlukla bu durumun ilk dönemlerinde içlerinde olup

bitenlerin farkında değillerdir (21).

Đncelenen tükenmişlik tanımlarında onların değişik yönlere odaklaştıkları görülmekle birlikte tükenmişlik daha çok stres süreci ve strese karşı geliştirilen

(30)

Đş stresi, işin insan üzerinde oluşturduğu baskıdır. Kişiler için de kurumlar için

de sorunlara yol açar. Toplumun sağlığını etkileme ihtimali de vardır. Đş stresi,

çalışan bireyi üzer, yakın çevresini etkiler, verimini düşürür, sağlık harcamalarını

artırır, ifade bozukluğuna neden olur ve enerji düzeyini düşürür. Öte yandan

optimum seviyedeki iş stresinin performansı artırdığı da gözlenmiştir. Tam bir işe

vuruk tanımının bulunmamasının sebebi ise çok sayıda ve karmaşık bozukluk

belirtilerini içermekte olmasıdır. Çok çeşitli belirtilerle sinsice ortaya çıkması,

sürecin yansımalarının kişilerde farklı şekillerde belirebilmesi tükenmişliği

karmaşık yapan en önemli etkendir (24).

Tükenmişliğin nedenleri insanların beklentileri ile ilgilidir. Eğer insanın

beklentileri olacağın çok üstünde ise ve kişi kendi kafasındaki bu amaca ulaşmak

için ısrar ediyorsa, huzursuzluk ve sıkıntı yolda demektir. Böyle kişiler iç

dünyalarında yoğun çatışma yaşayacak demektir. Bunun kaçınılmaz sonucu ise öz

kaynaklarının, yaşam enerjisinin ve işlev görme yeteneğinin tükenmesidir (52).

Tükenme belirtisi genellikle çok başarılı olmak için yoğun ve dolu bir

programla çalışan, her çalışmada kendi üzerine düşenden fazlasını yapan ve

sınırları tanımayan kişilerde görülmesidir. Abartılı genellemeler yapmak,

uygunsuz neden - sonuç ilişkisi kurmak, esnek olmamak, olayları büyütmek,

başkasından çok şey beklemek, kendini küçümsemek, küçük parçaya

odaklanıp, hata yapmak, olumsuzluklara hazırlıklı olmamak, alınganlık

yapmak kişilerin tükenmişlik yaşamasına neden olan etkenlerdendir.

Mesleklerde görev ve sorumlulukların, yetki sınırlarının

belirginleşmemesi rol karmaşasını artırmakta buna paralel olarak çatışmaların

(31)

Tükenmişliğe yol açan, üç özellik vardır. Bunlar, hizmet verilen

bireyleri merkeze alan bir yönelim, insanlara yönelik hizmetleri seçmelerine

neden olan belli kişilik özellikleri, duygusal yoğunluğun fazla olduğu işlerde

çalışmaktır.

Stresin kaynağını oluşturduğu bu en üst ve yaşamı değiştiren olumsuz

sonuç yine geniş bir yelpazede her sınıftan, her meslekten ve her cinsten

insanın başına gelebilecek özellikle çalışma dünyasında sık sık görülebilen bir

durumdur ve özellikle sürekli insan ilişkilerine bağlı olan mesleklerde çok daha

sık görülmektedir.

Genel bir açıklamayla ise tükenmenin nedenleri kişisel ve çevresel olarak

ikiye ayrılır.

3.3.2.1. Kişisel Nedenler

Yaş, evlilik, aile statüsü, çocuk sayısı, eğitim, kendini işine adayan ve

işine aşırı bağlanma, iş kolik olma, kişisel beklentiler, motivasyonlar, bireyin

ego gücü ve kişilik karakteristiklerinin özgün bir seyri olan dayanıklılık, yaşam

olayları, öz saygı, deneyim, A tipi kişilik (hırs, rekabet vs.) kendindeki değişimi

fark edemeyiş, kişinin kendisi için koyduğu sınırlamalar, kişisel yaşamdaki

streslerdir (9).

3.3.2.2. Çevresel Nedenler

Đşin cinsi, çalışmanın şekli, çalışma yoğunluğu, mesai saatlerindeki boş zaman aralığının az oluşu, kişinin iş hayatındaki yeri ve rolü, maaşı, işverenin

çalışanlarına gösterdiği tutum, işteki yoğun tempodan dolayı gerilim, ulaşım gibi

(32)

3.3.3. Stres ve Strese Neden Olan Faktörler

Stres artık günümüzde hemen hemen her ortamda algılanan bir kavramdır.

Algılanması oldukça çabuk olmakla birlikte stresi oluşturan temeller oldukça

karmaşık ve çeşitlidir.

Stres tarifinde de oldukça çeşitli ve farklı ifadeler kullanılmakta ve birçok

açıklamalarla stresin ne olduğu açıklanmaya çalışılmaktadır. Bu kavramı ilk kez

ortaya atan Hans Selye ortaya çıkarmıştır. Stresi, organizmanın her türlü

değişmeye yaygın tepkisi olarak tanımlamaktadır. Hans Selye’nin çok yaygın

olarak benimsenen bu tanımına göre stres, memnuniyet verici olup olmadığına

bakılmaksızın, her türlü isteme bedenin uyum sağlamak için gösterdiği yaygın

tepkisidir ( 44).

Đş stresi bazen belirgin olmayabilir ya da kişi bunu doğrudan paylaşmak istemeyebilir. Fakat, kişide unutkanlık, dalgınlık, toleransında azalma,

uykusuzluk ve tahammülsüzlük olması iş stresini yaşadığını göstermektedir (5).

Çalışanların iş stresiyle tükenmesini ve verimini düşürmesini

engellemek için yöneticilere de birtakım görevler düşmektedir. Öncelikle,

yöneticiler çalışanlara karşı destekleyici bir tavır sergilemeli ve çalışanların

kendi dünyalarının olduğunu unutmamalıdır. Ayrıca çalışanlar arasında

ayrımcılık yapılmamalı ve herkese eşit davranılmalıdır.

Kurumlarda stres genellikle şu faktörlerden oluşabilir:

 

 Görev kaynaklı stres (işin zorluğu ve iş yükünün fazlalığı),

 

(33)

 

 Davranış ortamından kaynaklanan stres (kalabalığın etkisi vb),

 

 Fiziksel çevreden kaynaklanan stres (aşırı soğuk-sıcak yerde çalışma)

 

 Sosyal çevreden doğan stres (bireyler arası anlaşmazlık, özel yaşamla ilgili stres, dışlanma ve yalnızlığa itilme gibi),

 

 Bireyin kendinden kaynaklanan stres (bireyin kaygı durumu, algılama düzeyi, kendine güven duyma gibi) (20).

Kurum kaynaklı stresle başa çıkmada, kurumsal sağlığı ve kararlığı

sürdürmede yöneticinin önemli etkilerinin olduğu kuşku götürmemektedir.

Yöneticinin, kurumsal etkinliklerde önemli rol oynayan, çalışanlarda meydana

gelebilecek olan çatışma kökenli streslerin azaltılması yada bu tür streslerin

etkilerinin en aza indirilmesi konusunda dikkatli bir politika izlemesi gerekir (27).

3.3.4. Tükenmişliğin Belirtileri

Kişi duygusal çatışmaların çukurunda erir, işle arasına bir mesafe

koyar, yaptığı işin bir parçası olmaktan kaçınır, kendi yaklaşımları ve

tutumları sonucunda ortaya çıkan tatsız durumlara nesnel açıklamalar bulmaya

çalışır. Tükenmişlik kısa bir sürede ulaşılan bir nokta değildir. Büyük ve yoğun

ve ardı arkası kesilmeyen stresler yumağının kişiyi sürekli olarak sarması

sonucu enerjinin, sevincin, coşkunun, ideallerin, amaçların, zevklerin kaybı

noktasıdır. Aslında bu noktanın ilk aşaması olan heyecan evresi gerçekten

birçok kişi için gelecekteki tehlikeyi akla bile getirmemektedir. Fakat aşama

(34)

yere hareket edemediği o en kötü noktada bitmişlik tükenmişlik noktasında

buluverir.

Bu bağlamda tükenmişliğe doğru giden yolu heyecan, durgunluk,

karışıklık, kayıtsızlık olarak dört ana basamak halinde değerlendirmemiz

mümkündür.

3.3.4.1. Davranışsal Tükenmişlik Durumu

Çabuk öfkelenme, ani irritasyon ve engelleme belirtileri, apati ve

negativizm gösterme, işe gitmeyi istemeyiş, hatta nefret etme, alınganlık ve

taktir edilmediğim düşünme, iş doyumsuzluğu, işe geç gelmeler, gelmemeler,

ilaç, alkol ve tütün vs. almaya eğilim yada alımda artma, öz saygı ve öz güvende

azalma, evlilik, aile çatışması ile aile ve arkadaşlardan uzaklaşma, izolasyon,

uzaklaşma, suçluluk, içerlemişlik, teslimiyet, hevesin kırılması (çaresizlik),

kolay ağlama ve konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, hareketli olmayış, kendi

kendine zihinsel uğraş içinde olma, örgütlemede yetersizlik, rol çatışması, görev

ve kurallarla ilgili karışıklık, kuruma yönelik ilginin kaybı, benlik imajı,

emosyonel yapıdaki dalgalanmalardan etkilenerek negatif yönde değişmeye

başlama, görevlilere fazla güvenmeme veya onlardan kaçınma, başarısızlık hissi,

çalışmaya yönelmede direnç, arkadaşlarla iş konusunda tartışmaktan kaçınma,

hizmet veren kişilere tek tip davranma, küçümseme ve alay etme, düşüncede

katılık, değişime direnç (15, 24).

Doyumsuzluk, kendine, işine ve genel olarak yaşama karşı negatif

(35)

3.3.4.2. Fiziksel Tükenmişlik Durumu

Kronik yorgunluk, güçsüzlük, enerji kaybı, yıpranma, hastalıklara daha

hassas olma, bulantı, kas krampları, bel ağrısı, uyku bozuklukları,

tahammülsüzlük, yeme alışkanlığı ve kilo değişimleri, hormon dengesizlikleri ve

doğal olarak yüksek tansiyon gibi değişik sorun ve yakınmaları içerir.

Kişi uyuşukluk, baş ağrıları, yorgunluk, mide-bağırsak hastalıkları,

uykusuzluk, solunum güçlüğü vb. gibi rahatsızlıklar görebilir (15).

3.3.4.3. Duygusal Tükenmişlik Durumu

Depresif duygulanım, desteksiz, güvensiz hissetme, ümitsizlik, evde

gerilim ve tartışma artışı, kızgınlık, sabırsızlık, huzursuzluk gibi negatif

duygularda artış, nezaket, saygı ve arkadaşlık gibi pozitif duygularda azalma,

duygusal bitkinlik, başkalarıyla paylaşılabilecek hiçbir şeyin olmaması, duygusal

kontrolün kaybı (sık sık ağlama), gülümsemeyi bile unutmak, birçok kişinin zevk

aldığı belli başlı etkinliklerden zevk alamamak, alınganlık, büyük bir iç sıkıntısı,

sosyal yaşamdan uzaklaşmak, kendinden hoşlanmamak ve kendine güveni

yitirmek, kendini suçlama ve başarısızlık hissi gibi duygusal olarak kişide

oluşabilecek sorunları sıralayabiliriz.

Tükenmişliği önleyebilmek için en azından aşağıdaki noktalara dikkat

edilmelidir;

Kişi, gereğinde hayır demeyi bilmeli, gerektiğinde her şeye ara

vermeli, gerçekçi hedefler konmalı, sağlıklı yaşamalı, sosyal hayat canlı

tutulmalıdır.

Ayrıca tükenmişliğe kadar varabilecek iş stresini önleyebilmek için;

(36)

seçenekler üretebilmeli, kişinin mesleği ne gerektiriyorsa, en iyisini yapmalı,

profesyonel amaçlar gerçekçi olmalıdır (53). Genellikle yüksek düzeyde

duygusal tükenme kişinin amacına ulaşmasını engeller.

3.3.5. Tükenmişliğin Sonuçları

Tükenmişliğin sonucunda işi savsaklama, işi bırakma eğilimi ve niyetinde

artış, hizmetin niteliğinde bozulma, işe izinsiz gelmeme, izin sonunda rapor vb.

yollarla izni uzatma eğilimi, işte ve iş dışında insan ilişkilerinde bozulma ve

uyumsuzluk eğilimi, eş ve aile bireylerinden uzaklaşma, düşük iş performansı, iş

doyumsuzluğu, sebepsiz hastalanma eğilimleri, işteki yaralanma ve iş kazalarında

artma gibi olumsuz sonuçlar görülmektedir (28).

Meslektaşlarla, hizmet verilen kişilerle, arkadaşlarla ve aile bireyleriyle

ilişkiler tükenmişliğin etkilediği bir başka alan olarak ortaya çıkmaktadır.

Tükenmişlik düzeyi arttıkça içe kapanma, sabırsızlık, huysuzluk, hoşgörüsüzlük

eğilimleri artmakta ve iş ortamından uzaklaşmak için yemek ve dinlenme arlarını

uzatma girişimlerine rastlanmaktadır.

Tükenmişlik sonucunda işle ilgili uyuşmazlık artar ve bireyin ruhsal durumu

etkilenir. Kişi duygusal çatışmaların çukurunda erir, işle arasına bir mesafe koyar,

yaptığı işin bir parçası olmaktan kaçınır, kendi yaklaşımları ve tutumları

sonucunda ortaya çıkan tatsız durumlara nesnel açıklamalar bulmaya çalışır (7).

Tükenmişliğin etkisinin en çok görüldüğü durum, kişinin iş performansındaki

düşüştür. Bu düşüş daha ziyade kişinin niteliğinde ve kalitesinde kendisi gösterir.

Bunun sonucu olarak, motivasyon düşer, sinirlilik artar, itici davranışlar ortaya

(37)

kişiler kendilerini yenileme ihtiyacı duymaz, yenilikçi değil tutucu ve

statükocudurlar (28). Birçok insanla çalışmanın yarattığı duygusal gerginlik

hizmet sunan kişileri psikolojik olarak çekingenliğe ve insanlarla en alt düzeyde

ilişki kurmaya itebilir. Hizmet sunan kişi yerindedir fakat yanında kimse yokmuş

gibi davranır. Bazı durumlarda da insanlarla doğrudan ilişkili olmayan görevleri

seçerler. Tükenmişlik her şeyi kendine dert etme ve iç mücadele şeklinde

gelişimine devam eder. Đç mücadele endişe ve üzüntünün artmasına neden olur.

Böylece verilmesi gereken bir kararı sürekli olarak erteler, kendisini yetersiz

hissettiği için kararsızlık içine düşer. Kararsızlık tükenmişliğin başında gelir. En

kötü karar bile kararsızlıktan daha iyidir. Yöneticiler karar sürecini, karar

modellerini, karar tiplerini ve iyi bir kararın niteliklerini bilmeleri ve çalıştığı

kurumda uygulamaları gerekir.

3.3.6. Tükenmişlikle Baş Etme Yolları

● Tükenmişliği yaşayan bireyler dinlendirilmelidir.

● Tükenmişliği yaşayan bireyin ilgi ve desteğe ihtiyacı nedeniyle çalışanlar birbirleriyle ve başkaları ile yaşantıları paylaşmalıdır.

● Bireyin azalan enerjilerini yeniden yükseltmek için seminerlere, grup çalışmalarına katılmalıdır.

● Kurumların felsefeleri açık ve net olmalıdır. Yöneticiler, karar ve direktiflerinin personel üzerindeki etkilerini önceden görebilecek yeterlikte

olmalıdır.

● Kurumlarda antiburnout programı uygulanmalı, bu konuda eğitim ve gelişim programları oluşturulmalı, olumsuz yarışma durumları önlenmelidir.

(38)

● Yöneticiler kurum içi iletişim biçimlerini gözden geçirerek ilişkilerin kalitelerini artıracak önlemler almalıdır.

● Tükenmişlik yaşayan bireylere tükenmişliği azaltmak için değişik seçenekler sunmalıdır (15).

Tükenmişlikle mücadele etmede örgütsel yöntemler olarak; işin

yoğunlaştığı dönemlerde yardımcı personel ve ek donanım sağlamak, serbest

karar verme imkanlarını ve karara katılma imkanlarını artırmak, başarıları takdir

etmek, ödül dağıtımını gözden geçirmek, kişisel dinlenme ve gelişme için

tanınan süreleri artırmak, üst yönetimin desteğini sağlamak, kişiler arası

ilişkilerin biçimini değiştirmek, iletişim miktarını azaltıp kalitesini yükseltmek,

işin gerektirdiği sorumluluk miktarını yeniden ayarlamak ve kişileri yeni

görevlere atamak bu tür tedbirlere örnek verilebilir.(28).

Tükenmişlikle mücadele etmede alınabilecek önlemler bireysel düzeyde,

işle ilgili gerçekçi beklenti ve hedeflerin geliştirilmediği, atılganlık eğitimi,

kişisel gelişme ve danışmanlık gruplarına katılma, zaman yönetimi, hobi edinme,

tatile çıkma, meditasyon, gevşeme eğitimi olabilir.

Tükenmişlik sendromu ile baş edebilmek için bireysel çalışanlarda,

çalışma gruplarında ve işverenlerde, strateji belirleme, planlama ve uygulama

daha çok işveren ya da çalışma koşullarını belirleyenlerin kararlarına bağlıdır.

Bireysel ve grup olarak çalışanlarda tükenmişlik sendromu ile baş edebilme

yöntemleri oluşturmak ve bunları yaşama geçirebilmek için bireysel kontrol

olanakları çok önemlidir. Đş ortamlarını kontrol etme olasılığının az olduğu

yerlerde bireysel baş etme yöntemleri öncelik kazanmaktadır. Tükenmişlik

(39)

yararlı yöntemdir. Đş yerinde sosyal destek amaçlı gruplar kurmak ve toplantılar

düzenlemek benzer koşullar altında çalışanların iş ortamlarının zorlukları ve

stresle baş etme yöntemleri hakkında karşılıklı fikir alıp vermelerini sağlamak için

uygun bir ortam olabilir. Eğitim içerikli uygulamalar bireysel baş etme

yöntemlerini geliştirmek amacı ile oluşturulmuş teknikler içermektedir. Stresi ve

tükenmişliği kanalize etmek sıklıkla kas gevşetici egzersizler ile olanaklıdır.

Gevşeme teknikleri özellikle bitkinlik hissini azaltarak hastalar ile olan ilişkilerin

uyumlu olmasına yardımcı olur (19).

3.3.7. Tükenmişlikle Đlgili Yapılan Araştırmalar

Tükenmişlikle ilgili yapılan ilk araştırmalar Freudenberger ile Maslach

ve Jackson tarafından yapılmıştır. Maslach’ın ilk çalışması tükenmişlik

sendromunun psikolojik ve sosyal yönlerini ortaya çıkarmaya için yapılmıştır

(37). Çalışanların karşılaştıkları kişiler arası stresler, bu streslerle baş

edebilmek için çalışan kişilerin hazırlanması, hizmet alan kişilerle arada

mesafe bırakmak için kullanılan özel teknikler ve bu tekniklerin etkileri

çalışma sonunda bulunmuştur. Đlk çalışmanın örnekleri sosyal hizmet

uzmanları, doktorlar, klinik psikologlar, avukatlar, çocuk bakıcıları,

hapishane personelleri, öğretmen ve yöneticiler olmuştur (13).

Türkiye'de tükenmişlikle ilgili yapılan çalışmaların bir bölümü

doktorlar ve hemşirelerle, diğer bir bölümü ise öğretmen ve yöneticilerle

yapılmıştır. Öğretmenlerle yapılan çalışmalarda okulun düzeyi, okulun

büyüklüğü, okulun konumu, okulun sosyoekonomik düzeyi gibi çeşitli

(40)

yetersiz kaynaklar, bürokratik iş, okulun havası gibi özellikler de tükenmişliği

etkilediği düşünülebilir.

Hemşireler üzerinde Maslach tükenmişlik ölçeği kullanılarak yapılan

çalışmada, tükenmişliğe bireysel değişkenlerin çok fazla rol oynamadığı, iş

ortamından kaynaklanan ortamla ilgili değişkenlerin hemşirelerde mesleki

tükenmişliğe yol açtığı saptanmıştır (9).

Diğer bir araştırmada ise Đzmir il teşkilatında çalışan pratisyen hekimler

üzerinde yapılmıştır. Pratisyen hekimlerin tükenmişlik sendromunda yaş,

cinsiyet, çalışma yılı, çalışılan kurum ve coğrafi konum belirleyici etkenler

olarak alınmış, elde edilen verilere göre ise cinsiyet değişkeninin

duyarsızlaşma ve duygusal tükenmeye pek etki etmediği fakat kişisel başarının

kadınlar için daha anlamlı olduğu saptanmıştır. Çalışma süresi ile kişisel başarı

arasında doğru orantı olduğu görülmüştür (40).

Connolly ve Sanders, öğretmenler üzerinde yaptıkları bir araştırmada

erkeklerin duygusal tükenmeyi daha fazla yaşadıklarını bulmuşlardır. Özellikle

tecrübeli öğretmenlerin tükenmişliği daha fazla yaşadıkları görülmüştür.

Duyarsızlaşma ve eğitim düzeyi arasında, kişisel başarı, cinsiyet, öğretim

yılları ve meslekte son yılları yaşama arasında ilişki olduğu saptanmıştır (3).

Bu alanda yapılan çok sayıda araştırmanın, birçok insanın 35 – 50 yaşlar

arasında yaşamak zorunda olduğu, kariyer ve statü kazanma isteği başta olmak

üzere, sosyal içerikli bazı problemler nedeniyle bunalıma girdiğini ifade etmiştir

Referanslar

Benzer Belgeler

2 no'lu örnekten farkl~~ olarak tamamlanm~~~ durumda olan heykelin, yelesiz olarak yap~lm~~~ bir Urartu arslan ba~~~ oldu~u anla~~lmaktad~ r.. Arslan~ n yelesiz iri boynu

Bu amaçla Türkiye’deki 30 büyük şehir, şehir sürdürülebilirliği kavra- mının ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarını açıklayan temel göstergeleri yardı- mıyla

SEOLS-R alt boyutlarının iç tutarlılık katsayıları incelediğinde teknoloji yeterliliği alt boyutunun .86, çevrimiçi ders öğreticisinden beklentiler alt boyutunun .77,

S oğuk Savaş’ın sona ermesi Türkiye’nin jeopolitik önemi- ni azaltmamış, aksine ülke içinde Türkiye’nin uluslararası konumu ve oynayacağı rol hakkında yeni

Diğer yandan, İlâhiyat Fakültesi’nde kayıtlı bulundukları bölüme göre öğren- cilerin birey düzeyi değer yönelimlerinin özetlendiği yukarıdaki Tablo’ya göre,

Bu hikâyeler de, o cennet gibi ellerin dağ otlarının, kıyılarının, vahşi kayalarının, ha­ rabelerinin ve açık denizlerinin mahsulüdür.. Hepsini yine onlara

State of muraqaba means a man feeling that Allah is always close to him, and is watching over him, because Allah is everywhere. What a man walking on the path of

Bu çalışmada, otomotiv endüstrilerinde gövde yapımında kullanılan 1 mm kalınlığında yumuşak çelik IF 7114 ve çift fazlı yüksek mukavemetli DP600