y
sí-CUMHURİYET/9
EKONOMİ NOTLARI
O SM A N U L A G A Y ________________
Celâl Bayar’ın Önemi
Türkiye’nin cumhuriyet döneminde ekonomisini yeniden bi çimlendirme çabalarında belirleyici rol oynayan kişilerden biri kuşkusuz Celâl Bayar’dı. Tarihsel olaylar ve kişilikler hakkın da yargıya varırken yanılgıya düşmenin çok kolay olduğunu baş tan belirterek Celâl Bayar’ın Türkiye ekonomisinin yakın tari hindeki önemli rolü konusunda fikir veren birkaç noktaya de ğinmek istiyorum.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında özel girişime bazı ola naklar tanınarak ekonomide atılım yapma çabalarının umulan sonuçları vermeyeceği anlaşılırken "1929 Dünya Bunalımı" so runları daha da ağırlaştırıyor, devletin ekonomik hayata müda hale ederek bir şeyler yapması zorunluk haline geliyordu.
"Devletçilik" tartışmalarının yoğunluk kazandığı bu dönemde
iktidar üzerinde fazla ağırlıkları olmayan "Kadrocular” ve Ah met Hamdi Başar kendilerine özgü "devletçilik" görüşlerini sa vunuyor; "iktidar bloku" diyebileceğimiz kesim içinde ise
"devletçilik" anlayışı konusunda farklı iki görüş bulunuyordu.
İlhan Tekeli ve Selim İlkin bu dönemi ayrıntılı olarak inceleyen ilginç çalışmalarında bu iki görüşü şöyle özetliyorlar;
“Bir görüşü gerçekte liberal iktisat politikasını benimsemiş çev reler temsil etmektedir. Devletçiliği böyle bir inanç çerçevesi için de ‘kişilerin yapamadığını devlet yapar1 diye formüle ederek bir tür geçici devletçilik anlayışı önermektedirler. Bu çevreler ve ki şiler arasında Âli İktisat Meclisi, Türkiye İş Bankası çevresi, İs tanbul Darülfünunu, Celâl Bayar ve Ahmet Ağaoğlu sayılabilir. İkinci grupta yer alan diğerleri ise devletçiliği ‘kişilerin yapama dığını devlet yapar1 formülünün ötesinde sürekli bir çözüm ola rak görmektedirler. Toplum çıkarları açısından bazı üretim ke simlerinin sürekli olarak devlet elinde kalması gerektiğine inan maktadırlar. Bir tür sürekli karma ekonomi öneren bu kişiler ara sında İsmet İnönü, Recep Peker, Mustafa Şeref Özkan, Şükrü Kaya ve çevresi sayılabilir." (1)
Celâl Bayar’ın başını çektiği liberal-özel teşebbüsçü kanat la İsmet İnönü’nün başını çektiği bürokratik-devletçi kanat ara sındaki bu görüş ayrılığı, izleri günümüze kadar gelen ve Tür kiye’de çok partili yaşamın gelişimine de damgasını vuran iki çizgiyi belirlediği için önem taşıyor. Celâl Bayar da, Türkiye’de devletçilik uygulamasının gündeme geldiği dönemde üstlen diği İktisat Bakanlığı görevinden başbakanlığa ve Demokrat Parti kuruculuğuna uzanan bir süreç içinde bu çizgilerden bi rini simgeleyen ve olayların akışına damgasını vuran adam ola rak önem kazanıyor.
Celâl Bayar'ın devletçilik uygulamasının zorunlu olarak gün deme geldiği dönemde, 1932 yılının eylül ayında, karşı görü şün temsilcilerinden Mustafa Şeref Özkan’ın yerine İktisat Ve kili oluşu tabii ki rastlantı değil. Celâl Bayar, devletçiliğin sü reklilik kazanması ve kolektivizme kayması endişelerini dile ge tiren iş çevrelerini sevindiren bir kararla İktisat Vekili olurken Mustafa Kemal’den alışılmamış uzunlukta bir tebrik telgrafı alı yor. Mustafa Kemal bu telgrafta yeni İktisat Vekili'ne şu talima tı veriyor:
“Milli iktisat yolunda emin olarak ve emniyet vererek kat'i ve radikal adımlar atarken, esas programımızın ilham ettiği ameli tedbirleri tercih etmek en doğru yoldur. İçtimai heyetimizin bü tün iş bölümleri sahiplerini aynı faydalı alâka ile bu yolda el ele vermiş, omuz omuza dayanmış, bir hedefe yürüyen samimi yol cuları yapmak, devletin iktisat işinde yorgunluğunu azaltmak ve muvaffakiyet zamanını kısaltmak için tek çaredir.” (2)
Ekonomik hayatta devlete zorunlu olarak daha büyük bir rol verilirken iş çevreleri gibi Mustafa Kemal de, bürokratik-devletçi kanadın ipleri tamamen eline geçirerek, geçici olması öngö rülen devletçilik uygulamasına süreklilik kazandırma yönünde adımlar atması olasılığından tedirgindir. Bu nedenle devletçi lik uygulamasının en yoğun olduğu dönemde, 1. Beş Yıllık Sa nayi Plam’nın hazırlandığı ve yürürlüğe konduğu dönemde, uy gulamayı en yakından denetleme noktasında, İktisat Vekili kol tuğunda karşı kanattan biri değil Celâl Bayar oturmaktadır.
Bu, "Türkiye’yi müstakil (bağımsız) millet yapma şiarının bu
günkü manası Türkiye’yi iktisaden müstakil ve tam teşekküllü bir vahdet (bütün) haline getirmektir" (3) diyerek kapitalist dün
yanın engellemelerine aldırmadan sanayileşmeyi ve kendi için de bütünlük gösteren bir ekonomik yapıya yönelmenin zorun-; lu olduğunu savunan bir Celâl Bayar’dır. 1930’lu yıllarda bu gö rüşleri de savunarak devletçilik uygulamasını “gözetim altında" tutan Bayar daha sonra dışa açılmanın ve kapitalist dünyayla bütünleşmenin savunuculuğunu yapan Demokrat Parti’nin li der kadrosu içinde yer alacaktır.
Rahmetli Celâl Bayar’ın Cumhuriyet Türkiyesi’nde geçerli olacak ekonomik düzenin belirlenmesinde oynadığı rol belki- de Türk siyaset hayatında oynadığı rolden bile önemli görün mektedir___________________________________________
(1, 2, 3) İlhan Tekeli-Selim İlkin Uygulamaya Geçerken Türkiye’de Dev letçiliğin Oluşumu, Ankara, 1982, S: 81, 171, 185.