Ö L Ü M Ü N Ü N
1 0 .
Y I L D Ö N Ü M Ü M Ü N A S E B E T İ Y L E
Ahmet Hamdi Tanpınar
«DUYGU V E DÜŞÜNCESİNİ SES HALİNE GETİREBİLEN TANPINARTN BAŞLICA ÖZELLİĞİ, ZAM ANI BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALMASI V E HEMEN HEMEN HER MESELEYİ TARİHÎ BİR PERSPEKTİF İÇİNDE
DÜŞÜNMESİYDİ»
Prof. Dr. Mehmet K A P L A N
Milletlerin hayatı, bugünü, geçmişi ve gele ceği ile bir bütün teşkil eder. Bundan dolayı, sos yal meseleler üzerinde düşünürken, onları tarih ve zaman çerçevesi içinde ele almak büyük fayda sağlar. Bunu yaparken, bizden önce aynı konular üzerine eğilmiş olanları hatırlarsak, insanı daima yanıltan yalnızlıktan kurtulmuş oluruz. Büyük Fransız filozofu Alain; «Düşünen fert değil, in sanlıktır» der. Eskiden yapılmış hatâların bile doğ ruyu bulmada faydası yok mudur?
Bundan on yıl önce çok sevdiği bu dünyaya gözlerini yummuş olan Ahmet Hamdi Tanpınar (23 haziran 1901 - 24 ocak 1962), eserlerini okuyan her Türk aydınına derinden hitap edebilecek bir fikir ve san’at adamıydı. Onun başlıca özelliği, zamanı bir bütün olarak ele alması ve hemen hemen her meseleyi tarihî bir perspektif içinde düşün mesiydi. Hayata bakış tarzını bir şiirinde şöyle ifade ediyordu :
Ne içindeyim zamanın; Ne de büsbütün dışında, Bölünmez büyük bir ânın Parçalanmaz akışında.
Yukarıki mısralarda da görüldüğü üzere Tan- pmar, şahsiyeti olan, yani duygu ve düşüncesini ses haline getirebilen bir şâirdi. Onun Bursa’da Zaman şiirini sanırım Türkiye’de bilmeyen lise mezunu yoktur. Fakat Tanpınar sadece bu şiirden ibaret değildir, daha bir hayli güzel şiiri vardır ve o, şiir dışında roman, hikâye ve denemeler de yaz mıştır.
Tanpınar, Cumhuriyet devrinde yetişen en büyük fikir ve san’at adamlarından biridir. Her Türkün kütüphanesinde onun eserlerinin bulun
ması icabeder.
Yahya Kemal ile Paul Valery’nin. «mükem meliyet» fikrini benimseyen Tanpınar, fazla şiir yazmamış olmakla beraber, Türkçeye b;r kesme billûr kesafeti ve parıltısı veren bir şâirdir. Haya tının son yıllarında dostlarının zoru ile bastırdığı Şiirler adlı kitabında 37 şiir vardır. Tanpınar ser best tarzda yazdığı şiirleri bu kitabına almamıştır. Halbuki onların arasında Türkçenin şaheseri sayı lacak eserler vardır. Bunların hepsinin bir arada neşredilmesi çok yerinde olur.
Tanpınar, şiirlernin çoğunda insan kaderinin derin meselelerini, kâinat ile insan varlığı arasın daki münasebeti, aşk, ölüm ve san’at konularını işler. Rüyâ ve hayâllerde gizli mânalar bulan
Tan--
18
-ve
Zaman
Ahmet Haindi Tanpınar (Ara Güler)
pınar, şiirlerini umumiyetle kapalı, fakat uzak yıl dızların esrarlı ışıkları gibi güzel sembollerle ör müştür. Anlaşılması zor olmakla beraber, oku dukça insana zevk verir.
Hâlis sanatçı titizliğini roman ve hikâyelerin de de sürdüren Tanpınar, bu nevi eserlerinde daha geniş ve zengin br dünya yaratır. Huzur (1949) Türkçenn en güzel romanlarından biridir. Bu ro manda Tanpınar, kendi şahsiyetini Türk toplumu- nun son asırda yaşadığı kültür ve medeniyet buh ranının çalkantıları içinde ele alır. 1901 yılında doğan Tanpınar, nesli gibi bir yıkılış ve yeniden doğuşun bütün buhranlarını kendi şahsında yaşa mış bir insandır. Fakat Huzur, bizde alışılan mâ nâda bir vak’a romanı veya hayatı sadece nakle den romanlaştırılmış bir biyografi değil, herşeyi derinden duyan, tahlil eden, duygu ve düşüncele rine en güzel şekli veren bir fikir ve san’at adamı nın ruh senfonisidir. İnsan varlığının derin mâna sını san’atta bulan Tanpınar, bu romanında İstan bul peyza.iı ile klasik Türk musikisini bir keman gibi kullanır.
FANTAZİ VE YERGİ
Abdullah Efendi’nin Rüyaları (1943) derin lik psikolojisi ile izah edilebilecek fantezilerle do ludur. Yaz Yağmuru (1955) adlı kitabında top lanan hikâyelerde de yazar insan ruhunun denli liklerinde dolaşmakla beraber rüyâ ve hayâller vasıtasiyle şiir ve san’ata yükselir. Nükteyi seven Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962)
Ahmet Hamdji Tanpınar
(Bajtarafı 18. sahifedeadlı romanında kendi nesli ile Cumhuriyet devri bürokrasisinin en güzel, en lezzetli hicvini yap
mıştır. Geniş kültürü olan Tanpınar, ironik bir ta vır almakla beraber, bu eserinde de derine gider, sosyal meselelerin arkasındaki zemberekleri gö rür. Tanpınar’m bu eserler dışında henüz kitax haline getirilmemiş başka romanları da vardır.
Beş Şehir (1946, 1960, 1969) Türkçede ben zeri bulunmayan bir denemedir. Türk tarihini çok iyi bilen, güzel sanatlara aşina olan, şâir, romanc hkâyeci Tanpınar, hocası Yahya Kemal’in meto dunu kullanarak Türk milletinin ruhunu, vücuda getirdiği eserlerde araştırır. Şehirler medeniyetle rin aynalarıdır. Görmesini ve gördükleri üzerinde düşünmesini bilen Tanpınar. Ankara, Bursa, İstan bul, Konya ve Erzurum’u zengin tarih, coğrafya ve san’at terkibi içinde ele alır. Bu şehirleri gezenler ve tanıyanlar «Beş Şehir» i okuduktan sonra onları daha başka bir zaviyeden görecek ve seveceklerdir.
Tanpınar’in diğer konulardaki denemelerin Dr. Birol Emil, Yaşadığım Gibi (1968) adlı kitap ta toplamıştır. Tanzimatın yüzüncü yıldönümü dolayısiyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakül tesinde kurulan Yeni Türk Edebiyatı Kürsüsünün başına getirilen Ahmet Hamdi Tanpınar, ölünce ye kadar bu kürsüde ders okutmuş, geniş kültürü ve sanatçı görüşü ile Türk edebiyatına yeni açılar dan bakmasını bilmiştir. X IX ’uncu Asır Türk Ede
biyatı Tarihi (1949, 1967) son asır Türk edebiyatı sahasında yazılmış en değerli eserlerdendir. Tan- pmar’ın bu kitap dışında, Türk edebiyatına daı. yazdığı makaleler Zeynep Kerman tarafından Ede bi vat Üzerine Makaleler (1968) başlığı altında toplanmış ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından bastırılmıştır. Tanpınar’ın şahsiyet ve eserlerini aydınlatan mektupları henüz tam olarak derlen- memiştir. Tanpınar o cins yazarlardandır ki, her cümlesi şahsiyetinin damgasını taşır, derin bir fi kir veya insana ufuk açan bir değer hükmünü ih tiva eder. Bu bakımdan onun elinden çıkan her yazının basılması Türk kültürü için bir kazançtır.
EBEDİ DOST
1940 yılından ölüm tarihi olan 1962 yılma ka dar, önce asistanı, daha sonra meslek arkadaşı olarak Ahmet Hamdi Tanpmar’ın yanında bulun dum. Zengin duygular, hayâller ve düşüncelerle dolu olan bu eserleri yazan insanı oldukça yakın dan tanıdım. Kâinat ve toplum karşısında ezilmiş, bütün gücünü kendi içinden, sanatkâr muhayyile sinden, sevgi dolu kalbinden, kitap v e güzel sanat eserlerinden alan büyük bir şahsiyetti. Tabiat v hayat karşısında her an uyanık, kıvılcımlar saçan bir zekâ ve muhayyileye sahipti Bize ne mutlu ki, bu harikulâde zengin ruh, duygu, düşünce ve ha yallerini en güzel şekilde Türkçeye aktarmış bu lunuyor. İsteyen her Türk onunla ebedî dost ola bilir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi