• Sonuç bulunamadı

Bilgisayar ve öğretim teknolojileri eğitimi bölümü öğrencilerinin girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik niyetinin duygusal zekâ faktörerine göre incelenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bilgisayar ve öğretim teknolojileri eğitimi bölümü öğrencilerinin girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik niyetinin duygusal zekâ faktörerine göre incelenmesi"

Copied!
216
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ EGİTİMİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN GİRİŞİMCİ KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE

GİRİŞİMCİLİK NİYETİNİN DUYGUSAL ZEKÂ FAKTÖRLERİNE GÖRE İNCELENMESİ

Dilek USLU

DOKTORA TEZİ

EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)

i

TELĠF HAKKI ve TEZ FOTOKOPĠ ĠZĠN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koĢuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 12 (oniki) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı: Dilek Soyadı: USLU Bölümü: Eğitim Teknolojileri Ġmza: Teslim Tarihi: 30/09/2015 TEZĠN

Türkçe Adı: Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özellikleri ve GiriĢimcilik Niyetinin Duygusal Zekâ Faktörerine Göre Ġncelenmesi

Ġngilizce Adı: Analyze of Computer Education and Instructional Technologies Students‟ Entrepreneurial Competences and Entrepreneurship Intention According to Emotional Intelligence

(3)

ii

ETĠK ĠLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dıĢındaki tüm ifadelerin Ģahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Dilek USLU Ġmza:

(4)

iii

Jüri Onay Sayfası

Dilek USLU tarafından hazırlanan “Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özellikleri ve GiriĢimcilik Niyetinin Duygusal Zekâ Faktörerine Göre Ġncelenmesi” adlı tez çalıĢması aĢağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Eğitim Teknolojileri Anabilim Dalı‟nda Doktora tezi olarak kabul edilmiĢtir.

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Sami ACAR

(Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) …………

BaĢkan: Prof. Dr. Ahmet MAHĠROĞLU

(Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) .………...

Üye: Prof. Dr. Dilaver TENGĠLĠMOĞLU

(ĠĢletme Anabilim Dalı, Atılım Üniversitesi) …………

Üye: Doç. Dr. Hasan ÇAKIR

(Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) …………

Üye: Yrd. Doç. Dr. Özlem ÇAKIR

(Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Anabilim Dalı, Ankara Üniversitesi)………...

Tez Savunma Tarihi: 05/08/2015

Bu tezin Eğitim Teknolojileri Anabilim Dalı‟nda Doktora tezi olması için Ģartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Servet KARABAĞ Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(5)

iv

(6)

v

TEġEKKÜR

Duygusal zekâ faktörlerinin giriĢimci kiĢilik özelliklerine ve giriĢimcilik niyetine etkisini inceleyen bu çalıĢma beĢ bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde araĢtırmanın problem durumu, amacı, önemi, sınırlılıkları ve tanımları belirtilmiĢtir. Ġkinci bölümde duygusal zekâ, giriĢimci kiĢilik özellikleri ve giriĢimcilik niyeti ile ilgili kavramlar ve ilgili çalıĢmalar sunulmuĢ, üçüncü bölümde araĢtırmanın yöntemine iliĢkin bilgiler verilmiĢtir. Dördüncü bölümde ise araĢtırmanın amaçları ve alt amaçları doğrultusunda elde edilen bulgulara ve bu bulgulara iliĢkin yorumlara yer verilmiĢtir. BeĢinci ve son bölümde ise araĢtırmaya ait sonuç ve öneriler kısmı yer almaktadır.

Bu çalıĢmanın gerçekleĢtirilmesi sırasında, baĢta danıĢmanım Yrd. Doç. Dr. Sami ACAR olmak üzere, değerli hocalarım Prof. Dr. Ahmet MAHĠROĞLU, Prof. Dr. Dilaver TENGĠLĠMOĞLU, Doç. Dr. Hasan ÇAKIR ve Yrd. Doç. Dr. Özlem ÇAKIR‟a sağladıkları destek ve katkılarından dolayı teĢekkür ederim. AraĢtırmamın uygulama ve analiz aĢamasında katkıda bulunan ArĢ. Gör. Dr. Furkan BAġER ve ArĢ. Gör. Dr. AyĢegül ERMEÇ SERTOĞLU‟na da teĢekkür ederim. Bütün bu isimlere ek olarak burada adını sayamadığım verileri toplamamda yardımcı olan hocalarıma, arkadaĢlarıma ve çalıĢmanın uygulama aĢamasında katkıda bulunan tüm öğrencilere teĢekkür ederim.

Hayatımın her safasında yanımda olan ve desteklerini esirgemeyen sevgili aileme Ģükranlarımı sunarım. Bu süreçte moral ve enerji destekleriyle hep yanımda olan eĢim Cengiz, çoğu zaman istemeyerek de olsa ihmal ettiğim oğullarım Ali Eren ve Erdem‟e anlayıĢları ve sabırları için ayrıca teĢekkür ederim.

Dilek USLU Ankara-2015

(7)

vi

BĠLGĠSAYAR VE ÖĞRETĠM TEKNOLOJĠLERĠ EĞĠTĠMĠ BÖLÜMÜ

ÖĞRENCĠLERĠNĠN GĠRĠġĠMCĠ KĠġĠLĠK ÖZELLĠKLERĠ VE

GĠRĠġĠMCĠLĠK NĠYETĠNĠN DUYGUSAL ZEKÂ FAKTÖRLERĠNE

GÖRE ĠNCELENMESĠ

(Doktora Tezi)

Dilek USLU

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ

EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

Eylül, 2015

ÖZ

Bu çalıĢmanın amacı Türkiye‟de Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) bölümünde öğrenim gören 1. ve 4. sınıf öğrencilerin giriĢimci kiĢilik özellikleri ve giriĢimcilik niyetinin duygusal zekâ faktörlerine göre etkisini ortaya koymaktır. Bu temel amacın yanı sıra demografik değiĢkenlerin de giriĢimcilik özellikleri ve giriĢimcilik niyetine etkisi incelenmiĢtir. Bu amaçla, tabakalı örnekleme yöntemi ile tespit edilen 16 üniversiteden 980 öğrenci ile araĢtırma gerçekleĢtirilmiĢtir. Toplanan verilere araĢtırma sorularına göre t-testi, one-way ANOVA ve korelasyon analizi uygulanmıĢtır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda; duygusal zekâ ile giriĢimci kiĢilik özellikleri arasında boyutlararası farklılıklara rağmen önemli ölçüde iliĢkinin olduğu görülmüĢtür. Duygusal zekâ ile giriĢimcilik niyeti arasında ise duygusal zekâ faktörlerinden empati, kiĢilerarası iliĢkiler, iç motivasyona sahip olma ve kendini bilme ile doğru yönlü, ruh halini ayarlama ile ters yönlü bir iliĢkinin olduğu görülmüĢtür. GiriĢimci kiĢilik özellikleri ile giriĢimcilik niyeti arasında ise giriĢimci kiĢilik özelliklerinden kendine güven, yenilik, baĢarma ihtiyacı, kontrol odağı, risk alma, belirsizliğe karĢı tolerans ve proaktif kiĢilik ile doğru yönlü bir iliĢkinin olduğu görülmüĢtür. GiriĢimci kiĢilik özelliklerinden kendine güven,

(8)

vii

yenilik ve baĢarma ihtiyacı boyutlarında sınıflara göre önemli bir farklılığın olduğu; kontrol odağı, risk alma, belirsizliğe karĢı tolerans ve proaktif kiĢilik boyutları arasında ise sınıflara göre önemli bir farklılığın olmadığı görülmüĢtür. AraĢtırmada elde edilen sonuçlar çerçevesinde duygusal zekâ faktörlerinin giriĢimci kiĢilik özelliklerini ve giriĢimcilik niyetini etkilediği yargısına varılmıĢtır.

Bilim Kodu:

Anahtar Kelimeler: Duygusal zekâ, GiriĢimci kiĢilik özellikleri, GiriĢimcilik niyeti, GiriĢimcilik eğitimi.

Sayfa Adedi: xvii + 198

(9)

viii

ANALYZE OF COMPUTER EDUCATION AND INSTRUCTIONAL

TECHNOLOGIES STUDENTS’ ENTREPRENEURIAL

COMPETENCIES AND ENTREPRENEURSHIP INTENTION

ACCORDING TO EMOTIONAL INTELLIGENCE FACTORS

(Ph.D Thesis)

Dilek USLU

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

September, 2015

ABSTRACT

The purpose of this research is to determine the effect of the emotional intelligence factors, entrepreneurial personality traits and entrepreneurship intentions of 1st and 4th grade students who study in the department of Computer Education and Instructional Technologies (CEIT) of the universities in Turkey. Besides the main purpose, the determination of the effects of demographic variables is also aimed. According to that, the research is conducted to 980 students among 16 public universities by means of stratified sampling method. Gathered data is analyzed with t-test, one-way ANOVA and correlation analysis according to research questions. The result of statistical analyzes show that; there ise a significiant relationship between emotional intelligence and entrepreneurial personality traits despite dimensional differences. A right way direction relationship is observed betweeen emotional intelligence and entrepreneurial traits in terms of emotinoal intelligence factors such as empathy, interpersonal skills, international motivation and self awareness-on the other hand an inverse relationship is observed with mood regulation. A right way direction relationship between entrepreneurial personality traits and entrepreneurial traits in terms of entrepreneurial personality traits such as trust yourself, innovation, need for achivement, focus of control, risk taking, tolerans for ambiguity and proactive personality is also observed. According to classes, a significiant difference is monitored in the dimensions of entrepreneurial personality traits such as trust yourself,

(10)

ix

innovation and need for achivement, however, a significant difference is not monitored in focus of control, risk taking, tolerance for ambiguity and proactive personality dimensions according to classes. Within the framework of results obtained in this research, it is reasoned that; emotional intelligence factors effect entrepreneurial personality traits and entrepreneurial intention.

Science Code:

Key Words: Emotional intelligence, Entrepreneurial personality traits, Entrepreneurial intention, Entrepreneurship education.

Page Number: xvii + 198

(11)

x

ĠÇĠNDEKĠLER

Jüri Onay Sayfası ... iii

ÖZ ... vi

ABSTRACT ... viii

ĠÇĠNDEKĠLER ... x

TABLOLAR ... xiii

SĠMGELER VE KISALTMALAR LĠSTESĠ ... xvi

BÖLÜM I ... 1 GĠRĠġ ... 1 Problem Durumu... 1 AraĢtırmanın Amacı ... 6 AraĢtırmanın Önemi ... 7 Sınırlılıklar ... 8 Tanımlar ... 9 BÖLÜM II ... 11 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 11

Duygusal Zekâ Kavramı ... 11

Duygusal Zekâ Modelleri... 14

Karma Modeller ... 15

Yetenek Modeli ... 24

AraĢtırmada Kullanılan Duygusal Zekâ Modeli ve Boyutları ... 25

Duygusal Zekâ ve GiriĢimcilik Arasındaki ĠliĢki ... 26

(12)

xi

GiriĢimciliğin Ekonomik ve Sosyal Fonksiyonu ... 32

GiriĢimci KiĢiliğin OluĢmasına Etki Eden Faktörler... 33

KiĢilik ve GiriĢimci KiĢilik Özellikleri ... 37

GiriĢimcilik Niyeti ... 42

GiriĢimcilik Eğitimi ... 44

Türkiye’de GiriĢimciliğin GeliĢmesine Katkı Sağlayan Bazı Kurum ve KuruluĢlar ... 47

Ġlgili AraĢtırmalar ... 56

Duygusal Zekâ Üzerine Yapılan ÇalıĢmalar ... 56

GiriĢimcilik Üzerine Yapılan ÇalıĢmalar ... 59

Duygusal Zekâ ve GiriĢimcilik Üzerine Yapılan ÇalıĢmalar... 71

BÖLÜM III ... 76

YÖNTEM... 76

AraĢtırmanın Modeli... 76

Evren ve Örneklem ... 77

Veri Toplama Araçları... 79

Duygusal Zekâ Ölçeği ... 79

GiriĢimci KiĢilik ve Proaktif KiĢilik Ölçekleri ... 80

GiriĢimcilik Niyeti Ölçeği ... 81

Veri Toplama Aracının Uygulanması ... 82

Verilerin Analizi ... 82

BÖLÜM IV ... 85

BULGULAR ve YORUM... 85

BÖTE Öğrencilerinin Demografik Özelliklerine ĠliĢkin Bulgular ... 85

BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliği Farklılıkları ... 90

BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özellikleri Farklılıkları ... 124

GiriĢimcilik Niyetine Ait Bulgular ... 127

Duygusal Zekâ ve GiriĢimci KiĢilik Özellikleri Arasındaki ĠliĢkiye Ait Bulgular . 132 Duygusal Zekâ ile GiriĢimcilik Niyeti Arasındaki ĠliĢkiye Ait Bulgular ... 135

(13)

xii

BÖLÜM V... 139

SONUÇ ve ÖNERĠLER ... 139

Sonuç ... 139

Öneriler ... 144

Uygulamaya Yönelik Öneriler ... 144

KAYNAKÇA ... 146

EKLER... 165

Ek 1: AraĢtırmada Seçilen Üniversitelere Ait Dağılım ... 166

Ek 2: Uzman GörüĢ Formu ... 168

Ek 3: AraĢtırmada Kullanılan Anket ... 174

(14)

xiii

TABLOLAR

Tablo 1. Duygusal Zekâ Modelleri ve Boyutları ... 15

Tablo 2. GiriĢimci Tanımları ... 30

Tablo 3. GiriĢimcilik Ġçin Gerekli Olan Beceri Türleri ... 34

Tablo 4. AraĢtırmada Modeline Ait Tablo Görünüm ... 76

Tablo 5. Belirlenen Örneklem Sayısının Tabaka Ağırlıklarına Göre Dağılımı ... 78

Tablo 6. Duygusal Zekâ Ölçeği Güvenilirlik Analizi Sonuçları ... 80

Tablo 7. GiriĢimci KiĢilik ve Proaktif KiĢilik Ölçeği Güvenilirlik Analizi Sonuçları ... 81

Tablo 8. GiriĢimcilik Niyeti Ölçeği Güvenilirlik Analizi Sonuçları... 81

Tablo 9. BÖTE 1. ve 4. Sınıf Öğrencilerinin Demografik Özelliklerine Ait Bulgular ... 86

Tablo 10: Demografik Özelliklere Göre GiriĢimci KiĢilik Özellikleri Farklılıklarına Ait Özet Tablo ... 91

Tablo 11. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Cinsiyete Göre DeğiĢimi ... 93

Tablo 12. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin YaĢa Göre DeğiĢimi ... 95

Tablo 13. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Aylık Gelire Göre DeğiĢimi ... 97

Tablo 14. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Anne Eğitim Düzeyine Göre DeğiĢimi ... 99

Tablo 15. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Baba Eğitim Düzeyine Göre DeğiĢimi ... 101

Tablo 16. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin YetiĢtirilme Tarzına Göre DeğiĢimi ... 102

Tablo 17. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Öğrenim Sırasında Kalınan Yere Göre DeğiĢimi ... 104

(15)

xiv

Tablo 18. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Gelir KarĢılama Durumuna Göre DeğiĢimi ... 105 Tablo 19. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Baba Mesleğine Göre DeğiĢimi ... 108 Tablo 20. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Anne Mesleğine Göre DeğiĢimi ... 109 Tablo 21. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Not Ortalamasına Göre DeğiĢimi ... 110 Tablo 22. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Öğrenci Olmaktan Duyulan Memnuniyet Düzeyine Göre DeğiĢimi ... 112 Tablo 23. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin YaĢam Alanına Göre DeğiĢimi ... 114 Tablo 24. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Sürekli YaĢanılan Yere Göre DeğiĢimi ... 115 Tablo 25. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin ĠĢ Tecrübesine Göre DeğiĢimi ... 117 Tablo 26. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin GiriĢimcilik Dersine Göre DeğiĢimi ... 118 Tablo 27. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin ĠĢ Fikrine Göre DeğiĢimi ... 120 Tablo 28. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Kendini GiriĢimci Görme Durumuna Göre DeğiĢimi ... 121 Tablo 29. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin ĠĢ Kurma Niyetine Göre DeğiĢimi ... 122 Tablo 30. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Ailede GiriĢimci Durumuna Göre DeğiĢimi ... 123 Tablo 31. GiriĢimci KiĢilik Özelliklerinin Sınıflara Göre DeğiĢimi... 125 Tablo 32. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimcilik Niyeti Düzeylerinin Demografik Özelliklerine Göre DeğiĢimi ... 128 Tablo 33. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimcilik Niyeti Düzeylerinin YaĢa Göre DeğiĢimi .. 130 Tablo 34. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimcilik Niyeti Düzeylerinin Aylık Gelire Göre DeğiĢimi ... 131 Tablo 35. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimcilik Niyeti Düzeylerinin YetiĢtirilme Tarzına Göre DeğiĢimi ... 132 Tablo 36. BÖTE Öğrencilerinin Duygusal Zekâ Faktörleri ve GiriĢimci KiĢilik Özellikleri Arasındaki Korelasyon Sonuçları ... 133

(16)

xv

Tablo 37. BÖTE Öğrencilerinin Duygusal Zekâ Faktörleri ile GiriĢimcilik Niyeti Arasındaki Korelasyon Sonuçları ... 136 Tablo 38. BÖTE Öğrencilerinin GiriĢimci KiĢilik Özellikleri ile GiriĢimcilik Niyeti Arasındaki Korelasyon Sonuçları ... 137

(17)

xvi

SĠMGELER VE KISALTMALAR LĠSTESĠ

AB Avrupa Birliği

ABD Amerika BirleĢik Devletleri

BÖTE Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi

CEIT Computer Education and Instructional Technologies

DZ Duygusal Zekâ

EI Emotional Ġntelligence

EQ Emotional Quotient

EQ-I Emotional Quotient Inventory GEM Global Entrepreneurship Monitor

IQ Intelligence Quotient

KAGĠDER Kadın GiriĢimcileri Destekleme Derneği KOBĠ Küçük ve Orta Ölçekli ĠĢletme

KOSGEB Küçük ve Orta Ölçekli ĠĢletmeleri GeliĢtirme ve Destekleme Ġdaresi BaĢkanlığı

KPSS Kamu Personeli Seçme Sınavı MEB Milli Eğitim Bakanlığı

ÖSYM Öğrenci Seçme ve YerleĢtirme Merkezi SPSS Statistical Package for Social Sciences TEKMER Teknoloji Destekleme Merkezi

(18)

xvii

TDK Türk Dil Kurumu

TĠSK Türkiye ĠĢveren Sendikaları Konfederasyonu TÜBĠTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik AraĢtırma Kurumu TÜGĠAD Türkiye Genç ĠĢadamları Derneği

TÜĠK Türkiye Ġstatistik Kurumu

(19)

1

BÖLÜM I

GĠRĠġ

Bu bölümde problem durumu, araĢtırmanın amacı, araĢtırmanın önemi, sınırlılıkları ve araĢtırmada kullanılan temel kavramlara yer verilmiĢtir.

Problem Durumu

Duygusal zekâ kavramı ile ilgili pek çok çalıĢma yapılmıĢ olmasına rağmen bu kavramın son on yıl içinde; kişilik gelişimi, çalışma hayatı ve eğitim gibi alanlarda önemi giderek artmaktadır. Duygusal zekâsı yüksek olan kiĢilerin gerek özel hayatlarında gerekse mesleki hayatlarında daha avantajlı, mutlu ve üretken oldukları bilinmektedir. Buna karĢın duygularını kontrol edemeyen kiĢilerin ise iĢlerine konsantre olabilme ve net düĢünebilme yeteneklerini engelleyen kendi içlerinde yaĢadıkları bir mücadele ile karĢı karĢıya kalmaları söz konusudur (Karabulutlu, Yılmaz ve YurttaĢ, 2011).

Mayer ve Salovey tarafından 1990 yılında ilk defa duygusal zekâ kavramını tanımlayan çalıĢma yapılmıĢtır. Duygusal zekâyı “Bireyin kendisinin ve diğerlerinin hislerini ve duygularını izleme, bunlar arasında ayrım yapma ve bu bilgiyi düĢünce ve eylemlerinde kullanma becerisini içeren, sosyal zekânın bir alt kümesi” olarak belirtmiĢlerdir (Mayer ve Salovey‟den aktaran Güven ve Demircan, 2013).

Goleman ise, 2000 yılındaki kitabında, duygusal zekâyı; “Kendimizin ve baĢkalarının hislerini tanıma, kendimizi motive etme, içimizdeki ve iliĢkilerimizdeki duyguları iyi yönetme yetisi” (s. 393) olarak tanımlamıĢtır.

(20)

2

Yapılan çalıĢmalarda genel olarak duygusal zekâ kavramı ile ilgili olarak beĢ alt baĢlık dikkat çekmektedir. Goleman‟a göre duygusal zekânın alt baĢlıklarını Ģunlar oluĢturmaktadır (Goleman, 2000; Çakar ve Arbak, 2004; Onay ve Uğur, 2011):

1. Özbilinç: Belirli bir durum karĢısında kiĢinin ne hissettiğinin farkına varabilmesi duygusal zekânın temelidir. Duygularının farkında olan kiĢiler, ruh hallerinin farkındadırlar, kiĢisel karar gerektiren konularda diğer bireylere göre daha sağlıklı karar verebilirler, daha rahat davranabilirler, kendi sınırlarından emindirler ve hayata daha olumlu bakabilirler.

2. Kişinin Kendi Duygularını Yönetmesi: KarĢılaĢılan olumsuz durumlarda bile gereksiz endiĢelerden, karamsarlıklardan, alınganlıklardan kurtulabilme ve bu sorunlar karĢısında bile kiĢinin kendi kendini sakinleĢtirebilme yeteneklerini kapsar. Bu yetenekleri zayıf olan kiĢiler sürekli bu olumsuzluklara mücadele ederken, kuvvetli olanlar ise hayatın bu olumsuz yönleriyle karĢılaĢtıktan sonra kendilerini daha rahat toparlayabilme yeteneğine sahiptirler.

3. Kişinin Kendini Motive Etmesi: Duygularını bir amaç etrafında toplayabilmeyi baĢarabilen insanlar kendi kendilerini daha rahat motive edebilirler. Önemli baĢarılar sağlamıĢ insanların davranıĢlarının temelinde yatan en önemli özellikler duygusal özdenetim ve fevri davranıĢları engelleyebilme yetenekleridir. Kendi kendini motive edebilme yeteneğine sahip kiĢiler yaptıkları her Ģeyde çok daha verimli ve etkili olurlar.

4. Empati: BaĢkalarının neler hissettiğini sezmek, olaylara onların açılarından bakabilmek ve çok farklı insanlarla dostluk kurup geliĢtirebilmekte duygusal zekânın vazgeçilmez unsurlarından birisidir.

5. Sosyal Beceriler: Duygusal zekânın bir diğer önemli özelliği ise diğer insanlarla iliĢkileri yürütebilme becerisidir. Bu beceriler liderliğin ve kiĢiler arası iliĢkilerinin temelinde yer alan unsurdur.

Her insan duygusal zekânın bu beĢ farklı alanındaki yetenekleri açısından farklılıklar gösterebilir. Örneğin bazı kiĢiler baĢkalarının kaygılarını yatıĢtırma konusunda çok becerikli olmasına rağmen, aynı beceriyi kendi duygularını yatıĢtırmada gösteremeyebilir. Bazı insanlar daha empatik olurken, bazıları hem kendi duygularının farkında olmak hem de baĢkalarının duygularına karĢı duyarlı olmak konularında çok daha yetersiz kalabilirler (Onay ve Uğur, 2011, s. 26).

(21)

3

Duygusal zekâyı oluĢturan boyutlara bakıldığında duygusal zekâ hayatımızın her alanında karĢımıza çıkabilmektedir, ister iĢ yaĢamında olsun ister özel yaĢamda olsun bireyler duygularını gittikleri her yere taĢırlar. Sahip olduğumuz duygular iĢ hayatında iĢ arkadaĢlarımızla olan iliĢkilerimizi, özel hayatta ailemizle, arkadaĢlarımızla olan iliĢkilerimizi olumlu ya da olumsuz etkileyebilecek bir öneme sahiptir. Gibbs (1995)‟de örgütlerdeki baĢarı ya da baĢarısızlığın en önemli belirleyicisinin duygusal zekâ olduğunu belirtmektedir. BaĢarısız olarak nitelendirilen yöneticilerin bu baĢarısızlıklarının altında yatan en önemli nedenin teknik anlamda bilgi düzeyine sahip olamamaktan çok, insan iliĢkilerinde yaĢadıkları iletiĢim sorunlarından kaynaklandığı tespit edilmiĢtir (Gibbs‟ten aktaran Babaoğlan, 2010). GiriĢimciliğin örgüt baĢarısındaki bu yadsınamaz önemi iĢverenleri iĢe yeni alacakları personelin duygusal zekâsı yüksek olanları tercih etmelerine yönlendirmektedir.

GiriĢimcilik kavramı bireysel ve toplumsal refahı arttırdığı için ekonomik geliĢmenin temel dinamiğini oluĢturmaktadır. GiriĢimciliğin ve giriĢimcinin alanyazında pek çok tanımı bulunmakla beraber, ilk olarak 1755 yılında Richard Cantilon tarafından yapılan tanımı geniĢ kabul görmüĢtür. Cantilona‟a göre giriĢimci; kar elde etmek amacıyla iĢi organize eden ve iĢin risklerini üstlenen kiĢi olarak tanımlanmıĢtır (Cantilon‟dan aktaran Korkmaz, 2012, s. 210). Klasik anlamda giriĢimci, bir iĢletmenin faaliyetlerinden kaynaklanan riski, sorumluluğu ve örgüt yönetimini üstlenen kiĢi olarak kabul edilmekteyse de bilgi toplumuyla birlikte, kavram yeniden tanımlanarak yenilik üreten, risk alan, fırsat yakalayan ve bunları hayata geçiren kiĢi olarak kabul edilmiĢtir. Dolayısıyla, giriĢimcinin değiĢen tanımında belirleyici unsur yenilik kavramı olmuĢtur (Uçkun ve Girginer 2012, s. 98). Drucker‟e göre yenilik giriĢimciliğin özel bir fonksiyonudur. GiriĢimciler yeniliklerin yaratılmalarına, yayılmalarına ve de uygulanmalarına öncülük eder ve hız kazandırırlar (Drucker‟dan aktaran Tikici ve Aksoy 2009, s. 16).

GiriĢimci kiĢilerin farklı kiĢilik özelliklerine sahip oldukları tanımlardan anlaĢılmaktadır. Bu kiĢileri harekete geçiren ve yönlendiren kiĢilikleridir. Bu özelliklerin giriĢimcilik yönü yüksek ve düĢük bireyleri birbirinden ayırdığı varsayılmaktadır. Bazı araĢtırmalar bu özelliklerin birkaçının etkili olduğunu gösterirken, bazıları da bu özelliklerin tümünün belli düzeyde etkili olduğuna iĢaret etmektedir (Uygun, Mete ve Güner, 2012, s. 147). Alanyazın incelemesi ile giriĢimcilikle ilgili temel kiĢilik özellikleri kendine güven, yenilikçilik, başarma ihtiyacı, kontrol odağı, risk alma, belirsizliğe karşı tolerans ve

(22)

4

proaktif kişilik olarak yedi grupta toplanmıĢtır. Bu giriĢimci kiĢilik özellikleri ayrıntılı olarak kavramsal çerçeve bölümünde ele alınmaktadır.

GiriĢimcilikle ilgili bir diğer kavram olan giriĢimcilik niyeti ise, bireyin kendi iĢini kurmak için giriĢimci gayretler gösterme yönündeki eylemlere bağlılığı olarak tanımlanmaktadır (ġeĢen ve Basım, 2012). Alanyazındaki bazı araĢtırmalarda (Kristiansen ve Indarti, 2004; Linan ve Chen, 2009) demografik özellikler ile kiĢilik özellikleri bireylerin giriĢimcilik niyetlerini etkileyen önemli faktör olarak görülmektedir. Bu nedenle araĢtırmada giriĢimcilik niyetine etkisinin olduğu düĢünülen giriĢimci kiĢilik özellikleri ve duygusal zekâ faktörleri demografik özellikler ile birlikte ele alınarak incelenmiĢtir. ÇalıĢma hayatında yüz yüze iliĢkilerin ve karĢılıklı etkileĢimin yoğun olduğu iĢ alanları dikkate alınacak olursa duygusal zekânın giriĢimcilik ve giriĢimcilik niyeti için ne denli önemli olduğu anlaĢılmaktadır. Ayrıca, duygusal zekâya sahip giriĢimcilerin, fikirlerini açıklama, iĢ yapma ve yaptırma sürecinde, giriĢimcilik niyetlerini uygulamada daha baĢarılı oldukları söylenebilir. YaĢanabilecek olası değiĢimlere karĢı uyum sağlayabilme, bilinçli kararlar verebilme ve baĢarısızlıklar karĢısında bile motivasyon düzeyini koruyarak mevcut duruma en iyi çözüm yolunu bulabilme duygusal zekâ ile kazanılabilecek ve giriĢimcilerde özellikle bulunması gereken bir yetenektir (Yelkikalan, 2007). Duygusal zekânın iĢ hayatıdaki bu öneminden dolayı ayrı ayrı incelenen duygusal zekâ ve giriĢimcilik kavramlarının araĢtırmacılar (Cross ve Travaglione, 2003; Rhee ve White, 2007; Zampetenakis, Beldekos ve Moustakis, 2009; Neghabi, Yousefi ve Rezvani 2011, Azzadina, Sianipar ve Nuura‟ini, 2012) tarafından birlikte ele alınmasına ve duygusal zekânın giriĢimciliğe olan etkisine yoğunlaĢılmasına zemin hazırlamıĢtır. Bu nedenlerle giriĢimcilik ve giriĢimcilik niyeti iĢ hayatında baĢarı için önemli bir faktör olan duygusal zekâ kavramı ile birlikte araĢtırma konusu olarak tercih edilmiĢ ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) bölümü öğrencilerinin duygusal zekâ düzeylerine ait profillerinin çıkarılması ve duygusal zekâ ile giriĢimci kiĢilik özellikleri ve giriĢimcilik niyetleri arasındaki iliĢkinin boyutu ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır.

Ülkemizin birçok üniversitesinin eğitim fakültelerinde bulunan BÖTE bölümünün temelleri ortaöğretim kurumlarında görev yapan öğretmenleri bilgi ve iletiĢim teknolojileri alanında yetiĢtirmek amacıyla 1985 yılında eğitim ve öğretimiyle atılmıĢtır. Bu eğitimler sonrası formatör öğretmen olarak 255 öğretmen görevlendirilmiĢtir. Takip eden yıllarda da bilgi ve iletiĢim teknolojilerinin eğitimde kullanılmasını yaygınlaĢtırmak için MEB ve

(23)

5

üniversiteler arasında iĢbirliğine gidilerek öğretmenler için hizmet içi eğitim programları düzenlenmesine yönelik çalıĢmalar yapılmıĢtır. Ayrıca okullarda bilgisayar laboratuarlarının kurulmasına hız verilmiĢ, bu süreçte çağın gerektirdiği biliĢim toplumunun oluĢturulması amacıyla öğrencilere de bilgisayar eğitiminin verilmesi ihtiyacı hissedilmiĢtir. Böylece lisans düzeyinde biliĢim alanında eğitim verecek bölümlerin açılması gündeme gelmiĢtir. Bu amaçla 1998-1999 eğitim-öğretim yılından itibaren üniversitelere bağlı eğitim fakültelerinde BÖTE bölümleri açılmaya baĢlanmıĢtır. BÖTE

bölümünün kuruluĢ amacı ilk ve orta öğretim kurumları için temel mesleki bilgi düzeyine sahip bilgisayar öğretmenleri yetiĢtirerek, eğitim düzeyine uygun öğretim materyali tasarlama, geliĢtirme, uygulama ve değerlendirme yeterliliklerine sahip eğitimciler yetiĢtirmektir (Eren ve Uluuysal 2012, s. 152-153).

Üniversitelerin eğitim fakültelerine bağlı olarak her yıl çok sayıda BÖTE bölümünden öğrenciler mezun olmakta ve KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) ile MEB‟e bağlı okullarda biliĢim teknolojileri öğretmeni olarak atanmayı beklemektedir. Atanabilen öğrenciler görev yaptıkları okullarda seçmeli ders kategorisinde olan bilgisayar teknolojileri dersinin sorumluluğunu yerine getirmektedirler. Mezun olup öğretmen olarak atanan birçok öğrenci biliĢim teknolojileri öğretmeni olarak çalıĢmaktan memnun olmadıklarını ve zamanlarının çoğunu öğretmenlikten ziyade görev yaptıkları okulun ve diğer meslektaĢlarının bilgisayarları ile ilgili sorunlarını gidermekle geçirdiklerini dile getirmiĢlerdir (Perkmen ve Dağıstanlı 2012, s. 1046). Alanyazın incelendiğinde BÖTE öğretmenlerinin görev tanımları ve özlük haklarındaki belirsizlikten kaynaklanan bir rol karmaĢası yaĢadıkları görülmektedir. Meslekleriyle ilgili olarak yaĢadıkları rol karmaĢasının yanı sıra geleceğe çok umutla bakmadıklarını ve atanamama endiĢesi yaĢıyor oldukları KarataĢ (2010) tarafından yapılan çalıĢmada dile getirilmiĢtir. BÖTE bölümünün temel kuruluĢ amacı, bilgisayar öğretmeni yetiĢtirmek olmasına rağmen, bölüme devam eden öğrencilerin birçoğunda öğretmenlik yapmama ve mezun olduktan sonra bilgi teknolojileri uzmanı olarak eğitim-öğretim kurumları dıĢında çalıĢma düĢüncesi oluĢmaktadır (Kutlu, Schreglmann ve Arı 2013, s. 1091). Teknolojik alandaki geliĢmeler sonucunda meydana gelen küreselleĢmeye bağlı olarak iĢletmeler ve devlet kurumları küçülmeyi tercih etmekte ve bunun sonucu olarak da mobil yapılara dönüĢmektedirler. Mobil yapıya sahip olan iĢletmeler daha hızlı hareket edebilme fırsatı bulurken bir yandan da çalıĢan sayılarını azaltmaya gitmektedirler. Bu açıdan bakıldığında gelecekte üniversite

(24)

6

öğrencileri için hem özel hem de devlet odaklı iĢ bulma imkânları her geçen gün azalmaktadır.

Bu çerçevede BÖTE bölümü öğrencilerinin değiĢen bu dünya düzenine uyum sağlamalarını ve yeni bakıĢ açıları geliĢtirerek yeni iĢ sahalarına atılmalarını, yenilikçi giriĢimci projelerde yer almalarını ve var olan giriĢimcilik yönlerinin açığa çıkartılarak öğrencilerin yönlendirilmeye ihtiyaçları olduğu ortadadır. BÖTE mezunlarının MEB tarafından öğretmen olarak atanmalarında yaĢanan kontenjan sıkıntısı dikkate alındığında eğitim teknolojileri alanında yeniliklerin keĢfedilmesinde, yayılmalarında ve de uygulanmalarında öncülük edebilecek kapasitede olan bölüm mezunlarının bu yeni iĢ alanlarına yönlendirilmeleriyle bölümün atanamama sıkıntısına kısmen çözüm getireceği umulmaktadır.

Yapılan çalıĢmalar incelendiğinde Türkiye‟de giriĢimci kiĢilik olgusunu tüm bahsi geçen boyutlarıyla bir arada ele alan araĢtırmalara çok rastlanılmadığından bu konudaki araĢtırma ihtiyacı kendini açıkça hissettirmektedir. Hem geliĢmiĢ hem de geliĢmekte olan ülkelerde öncelikle iĢsizlikle mücadelede önemli yararlar sağlayan giriĢimciliğin teĢviki konusunda önemli çabalar sergilenmektedir. Ancak bu çabalar, giriĢimcilikle ilgili ortak ve bütüncül bir anlayıĢ sağlayamama yetersizliğinden dolayı kimi zaman aksayabilmektedir. Bu nedenlerle bu araĢtırmada Türkiye‟deki BÖTE öğrencilerinin duygusal zekâ ve giriĢimci kiĢilik özellikleri ile giriĢimcilik niyetlerini ortaya koyarak bu özellikler ve demografik özellikleri arasındaki iliĢkilerin incelenerek mevcut durumun ortaya konulmasında yardımcı olmaktır. Bu düĢünceyle araĢtırmanın problem cümlesi Ģu Ģekilde oluĢturulmuĢtur:

“BÖTE bölümü öğrencilerinin girişimci kişilik özellikleri ve girişimcilik niyetinin duygusal zekâ faktörleri üzerindeki etkisi nedir?”

AraĢtırmanın Amacı

Bu araĢtırmanın temel amacı; BÖTE bölümü öğrencilerinin giriĢimci kiĢilik özellikleri ve giriĢimcilik niyetinin duygusal zekâ faktörleri üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Bu temel amaç doğrultusunda belirlenen alt amaçlar ise Ģöyledir:

(25)

7

1. BÖTE öğrencilerinin giriĢimci kiĢilik özellikleri demografik özelliklerine göre farklılık göstermekte midir?

2. BÖTE 1. ve 4. sınıf öğrencilerin giriĢimci kiĢilik özellikleri farklılık göstermekte midir?

3. BÖTE öğrencilerinin giriĢimcilik niyeti demografik özelliklerine göre farklılık göstermekte midir?

4. BÖTE öğrencilerinin duygusal zekâ faktörleri ile girişimci kişilik özellikleri arasında iliĢki var mıdır?

5. BÖTE öğrencilerinin duygusal zekâ faktörleri ile girişimcilik niyeti arasında iliĢki var mıdır?

6. BÖTE öğrencilerinin girişimci kişilik özellikleri ile girişimcilik niyeti arasında iliĢki var mıdır?

AraĢtırmanın Önemi

GiriĢimciler fırsatları hisseden ve yeni piyasalar yaratabilmek için, yeni ürünler ve üretim süreçleri geliĢtirebilmek için risk alan kiĢilerdir (Bekar ve Korkut, 2006, s. 121). GiriĢimciliğin desteklendiği ekonomilerde giriĢimcilik ekonomik kalkınma için önemli bir araç olarak kendini göstermektedir. Ülkelerin dünya güç sistemindeki yerini ekonomik gücün belirlediği günümüzde, ülkemizin hak ettiği yeri alabilmesi için toplumda var olan giriĢimcilik kültürünün daha yaygın biçimde geliĢtirmesini zorunlu kılmaktadır. GiriĢimciliği geliĢtirmek ve giriĢimci kiĢiliğe sahip bireyler yetiĢtirmek isteyen ülkelerde giriĢimcilik eğitiminin, temel eğitim düzeyinden baĢlamak üzere, mesleki ve teknik eğitimden, üniversite düzeyine kadar, etkin bir Ģekilde eğitim programlarında yer alması gerekmektedir. Bu nedenle ülkemizde her öğrenciye bir giriĢimci adayı gözü ile bakmak ve onları içinde yaĢadıkları çevrenin çeĢitli iĢ potansiyellerinin farkına varabileceği, sorunları birer fırsat gibi değerlendirebilecekleri bilgi ve becerilerle donatmak, yaratıcılıkları bastırılmayıp özendirilmiĢ insanlar olarak yetiĢmelerini sağlamak büyük önem arz etmektedir (Çiçek ve Durna, 2012).

GiriĢimcilik, gençlerin benimseyebilecekleri ve kendilerini ispatlayabilecekleri önemli bir atılımdır. Bu eğilimin gençlerde oluĢması baĢta kendileri olmak üzere toplum içinde yararlı sonuçlar doğuracaktır. Sürekli devletten iĢ bekleme ve bu bekleyiĢ sırasındaki ümitsizlikler ve ülke gerçekleri ile yüzleĢmeleri, aslında gençlerin topluma veya devlete güvenlerini de

(26)

8

sarsmaktadır. Kendi baĢlarına mücadele edebilme ve kendi ayakları üzerinde durabilme yetenekleri ise baĢarılı bir giriĢimcilik ile sağlanabilir (Balaban ve Özdemir, 2008).

Üniversite öğrencilerinin giriĢimci kiĢilik özelliklerini ölçmeye yönelik alanyazında çok sayıda çalıĢma bulunmasına karĢın, BÖTE öğrencilerinin giriĢimcilik eğilimlerini belirlemeye yönelik alanyazında herhangi bir çalıĢmaya rastlanılmamıĢtır. Teknolojide yaĢanan geliĢmeler, yazılım sektörü baĢta olmak üzere doku mühendisliği, gen mühendisliği gibi istihdam ve ölçek profili farklı yeni sanayi alanlarının ortaya çıkmasını gerektirmiĢtir. BÖTE mezunlarının sadece MEB‟e bağlı okullarda öğretmenlik yapmayıp bilgi ve iletiĢim teknolojileri alanında giriĢimcilik becerilerini kullanmalarını ve bu becerilerini gösterebilecekleri teknoloji yoğun araĢtırma projelerinde de yer alabilecek kapasiteye sahip olup olmadıklarını tespit ederek duygusal zekâ faktörleri ile iliĢkisini belirlemek hedeflenmiĢtir. BÖTE öğrencilerinin giriĢimci kiĢilik özelliklerinin belirlenmesi ve giriĢimci kiĢiliği etkileyen faktörlerden biri olan duygusal zekâ ile iliĢkisinin tespit edilerek alanyazına katkı sağlayacağı ayrıca üniversite-sanayi-devlet sarmalında giriĢimciliğin teĢviki ile ilgili politika yapıcılara ve eğitim planlayıcılarına da yol gösterici olacağı düĢünülmektedir.

Sınırlılıklar

AraĢtırmanın bazı sınırlılıkları bulunmaktadır. Buna göre araĢtırmanın sınırlılıkları Ģu Ģekilde belirlenmiĢtir:

 AraĢtırmada sadece Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği bölümünün seçilmesi,

 AraĢtırmanın sadece TÜĠK (Türkiye Ġstatistik Kurumu) bölge sınıflandırmasına dayalı olarak yapılan tabakalı örnekleme yöntemine göre seçilen üniversiteler ile sınırlandırılması,

 AraĢtırmada sadece anket tekniğinin kullanılması, mülakat, gözlem, odak grup görüĢmesi gibi nitel araĢtırma yöntemleri ile desteklenmemesi,

AraĢtırmada ölçülmek istenen konunun anket soruları ile sınırlı olması,

Ankete katılımın gönüllülük esasına dayalı olarak isteyen öğrencilere uygulanması,

Verilen cevapların ankete katılanların algısına dayalı olması,

(27)

9

 Anket çalıĢması dönem sonuna doğru uygulandığı için, mezuniyet hazırlıkları, KPSS hazırlığı gibi çeĢitli nedenlerle BÖTE 4. sınıf öğrencilerin tamamına ulaĢılamaması,

Tanımlar

Duygusal Zekâ: KiĢinin kendisinin ve diğerlerinin hislerini ve duygularını izleme, bunlar

arasında ayrım yapma ve bu bilgiyi düĢünce ve eylemlerinde kullanma becerisini içeren, sosyal zekânın alt kümesidir (Ergin ve Özgürol, 2011; s. 1768).

GiriĢimci: Emek, sermaye ve doğayı bir araya getirerek üretim sürecini bir üretim faktörü

olarak tasarlayan, örgütleyen ve onun tüm riskini üstlenen kiĢi (TDK, 2014).

GiriĢimcilik: Ġnsiyatif alma, var olan kaynakları ve belirli durumları değer veya kıymet

ifade eden bir uygulamaya dönüĢtüren sosyal ve ekonomik mekanizmaları örgütleme veya yeniden örgütleme, risk veya baĢarısızlığı kabullenme unsurlarını içeren davranıĢ özellikleri olarak tanımlamıĢtır (Saraçoğlu, Duran ve TaĢkın, 2010, s. 2).

KiĢilik: Bireyin çevresiyle olan tüm iliĢkilerini belirleyen, onu baĢkalarından ayırt etmeye

yarayan huy, alıĢkanlık, savunma mekanizmaları ve davranıĢ Ģekilleri gibi özelliklerin oluĢturduğu bütünlüktür (Tok, Seçer, Davran, Çobanoğlu ve Özalp, 2014).

Proaktif KiĢilik: Yeni fırsatların sermayeye dönüĢtürülmesinde, kazanç sağlamada ve

ilerlemede neyin ve niçin gerekli olduğunu öncelikli algılayan kiĢi özelliği (Duygulu, 2008).

GiriĢimcilik Niyeti: Bir bireyin kendi iĢini kurma yönünde giriĢimci gayretler gösterme

yönündeki eylemlere bağlılığı. Bir baĢka ifadeyle giriĢimci bireyin iĢ planını geliĢtirmesini ve uygulamasını yönlendiren zihinsel bir süreçtir (ġeĢen ve Basım, 2012).

(28)
(29)

11

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde araĢtırma probleminde belirtilen duygusal zekâ, giriĢimci kiĢilik özellikleri ve giriĢimcilik niyeti ile ilgili kavramlar açıklanmıĢ ve alanyazındaki ilgili araĢtırmalara yer verilmiĢtir.

Duygusal Zekâ Kavramı

Duygusal zekâ kavramı ile ilgili alanyazında pek çok çalıĢma yapılmıĢ olmasına rağmen bu kavramın son on yıl içinde; kişilik gelişimi, çalışma hayatı ve eğitim gibi alanlarda önemi giderek artmıĢtır. Goleman (2002)‟a göre bu durumun en önemli nedenlerinden biri duygusal zekânın sosyal yaĢamı mantıksal zekâdan daha iyi düzeyde yordamasıdır.

Ġngilizcede kavram bazen EQ (emotional quotient), bazen EI (emotional intelligence) Ģeklinde kısaltılsa da, daha çok EQ kullanılmakta ve bu kısaltma Ģekli IQ (intelligence quotient)‟nun duygusal zekâdaki karĢılığı olarak kabul görmektedir. Türkçeye duygusal zekâ-DZ olarak çevrilen bu kavram; hem duygu, hem de zekâ konusundaki araĢtırmaları gündeme getirmiĢtir.

Zekâ alanında yapılan araĢtırmalar, bireylerin yaĢamda mutlu ve baĢarılı olabilmeleri için sadece biliĢsel yeterliliklerin yeterli olmadığı fikrini ortaya çıkarmıĢtır. Bununla beraber araĢtırmacılar “Yüksek bilişsel zekâ düzeyine sahip bireyler günlük yaşamda başarılı olamazken, düşük bilişsel zekâ düzeyine sahip bireyler günlük yaşamda nasıl başarılı olmaktadır?” sorusunu yanıtlamaya çalıĢmıĢlardır (Merlevede, Vandamme ve Bridoux 2006, s. 24; Güven ve Demircan 2013, s. 20). AraĢtırmacıların bu soruyu yanıtlamak için

(30)

12

yaptıkları çalıĢmalarda duygusal zekâ kavramı ile ilgili farklı tanımlamalar ortaya çıkmıĢtır.

Duygusal zekâ kavramı öncelikle biliĢsel zekâ kavramı ile karıĢtırılmaktadır. BiliĢsel zekâ (IQ), çoğunlukla tek faktörlü ve kelime anlama, akıl yürütme ve kavramaya dayalı, matematiksel becerilere dayanan ve sayısal verilerle ölçülebilen bir zekâ anlayıĢı olarak tanımlanırken; Goleman (1995), Cooper ve Sawaf (1997) ve Weisinger (1998)‟in duygusal zekâ tanımları incelendiğinde, “çok faktörlü, insanın duygularını anlama, yönetme ve sosyal ilişkilerinde başarılı olma yeterliklerine dayanan, sayısal verilerle ölçümü zor, öğrenilebilir” zekâ anlayıĢı olduğu görülmektedir.

Duygusal zekâ kavramına iliĢkin ayrıca alanyazında pek çok tanım görülebilmektedir. Örneğin, Thorndike‟nin “Sosyal Zekâ” tanımı, Gardner‟in “Kişisel ve Kişiler Arası Zekâ” tanımı, Goleman‟ın “Duygusal Zekâ Katsayısı”, Cooper ve Sawaf‟ın “Duygusal Zekâ Katsayısı”, Steiner‟in “Duygusal Okur-Yazarlık”, Mayer ve Salovey‟in “Duygusal Zekâ” tanımlamaları bunlardan bazılarıdır (Arslan, 2013, s. 35).

Duygusal zekâ kavramının kuramsal temelleri Thorndike tarafından 1920 yılında zekânın soyut, mekanik ve sosyal olmak üzere üç boyuttan oluĢtuğunu ileri sürmesi ile atılmıĢtır. Soyut zekâ, fikirleri, sembolleri anlama ve yönetme yeteneği; mekanik zekâ, mekanizmaları anlama ve yönetme yeteneği; sosyal zekâ, diğer bireyleri anlama ve davranıĢlarını bu bilgiyi kullanarak düzenleme yeteneği olarak tanımlanmıĢtır. Thorndike geliĢtirdiği sosyal zekâ kavramı ile duygusal zekâ kavramına vurguda bulunmuĢ ve bu boyutun uyum ve baĢarı üzerindeki etkisine dikkat çekmiĢtir (Güven ve Demircan 2013, s.352).

Gardner (1983)‟ın öne sürdüğü çoklu zekâ kuramında duygusal zekâ kavramını kullanmamıĢ olmasına rağmen kuramında yer alan kişiye dönük (benlik bilgisi) (intrapersonal) ve kişilerarası (interpersonel) zekâ tanımları daha sonra geliĢtirilen duygusal zekâ modellerine bir nevi temel oluĢturmuĢtur. KiĢiye dönük zekânın ana noktasını bireyin kendi duygularını anlama yeteneği oluĢturmakta, kiĢilerarası zekânın ana noktasını ise diğer insanların duygu ve niyetlerini anlama yeteneği oluĢturmaktadır (Ergin ve Özgürol 2011, s. 1767-1768).

Duygusal zekâ kavramı ilk olarak 1990 yılında Yale ve New Hampshire Üniversitesinden psikologlar Peter Salovey ve John Mayer tarafından kullanılmıĢtır. Mayer ve Salovey, duygusal zekâyı “sosyal zekânın bir tipi olduğunu ve kişinin kendisinin ve başkalarının

(31)

13

hislerini ve duygularını denetleme, bunları birbirinden ayırma ve bu bilgileri, düşünce ve davranışlarında rehber olarak kullanabilme yeteneği” olarak tarif etmiĢlerdir (Salovey ve Mayer‟den aktaran Gürbüz ve Yüksel 2008, s. 177).

Mayer ve Salovey‟in yaptığı tanımdan sonra 1990 yıllarının ilk yarısında duygusal zekâ kavramı akademik çevrelerde incelenmeye baĢlanmıĢtır. Kavramın yaygınlaĢmasını ve akademik çevrelerin dıĢına yayılmasını sağlayan ise Daniel Goleman‟ın 1995 yılında çıkardığı “Duygusal Zekâ Neden IQ’dan Önemlidir?” adlı kitabı olmuĢtur. Goleman, bu kitabında, duygusal zekânın biliĢsel zekâdan daha önemli olduğunu vurgulamakta, duygusal zekâ yoksunluğu durumunda, kiĢinin aile yaĢamından mesleki baĢarısına, toplumsal iliĢkilerinden sağlık durumuna kadar birçok alanda çok olumsuz sonuçlar doğurabildiğini belirtmektedir. Kitap kamuoyunun ilgisini çekmiĢ ve konuyla ilgili pek çok çalıĢma yayımlanmaya baĢlamıĢtır.

Goleman, kitabında duygusal zekâyı; kendini harekete geçirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, dürtüleri kontrol ederek tatmini erteleyebilme, ruh halini düzenleyebilme, sıkıntıların düĢünmeyi engellemesine izin vermeme, kendini baĢkasının yerine koyabilme ve umut besleme yetenekleri olarak tanımlamıĢtır (Goleman, 1995). Duygusal zekâ ile ilgili yukarıda verilen tanımlara bakıldığında, araĢtırmacıların duygusal zekâya iliĢkin görüĢlerinde, duyguların, düĢünce ve davranıĢları düzenlemek için kullanıldığını vurguladıkları ve aynı zamanda baĢkalarının anlaĢılmasında ve bireysel motivasyon açısından da faydalı olduğu görülmektedir.

Duygusal zekâsı yüksek olan kiĢilerin gerek özel hayatlarında gerekse mesleki hayatlarında daha avantajlı, mutlu ve üretken oldukları bilinmektedir. Buna karĢın duygularını kontrol edemeyen kiĢilerin ise iĢlerine yoğunlaĢabilme ve net düĢünme bilme yeteneklerini engelleyen kendi içlerinde yaĢadıkları bir mücadele ile karĢı karĢıya kalmaları söz konusudur (Karabulutlu vd., 2011).

ÇalıĢanların duygusal zekâ düzeyleri onların diğerleri arasından sıyrılmalarında etkili bir faktör olmaktadır. Ġçsel ve kiĢilerarası iletiĢimde duyguları kontrol edebilme yeteneği çalıĢanların bölüm yöneticileriyle iyi iliĢkiler kurmasını olanaklı kılmakta ve bu durum iĢ tatminini yükseltmektedir. ÇalıĢanların pozitif duygusal durumları iĢ çevresi ve organizasyon için olumlu bir etki ve güçlü bir çekim alanı yaratmaktadır. Bu tür çalıĢanlar çalıĢma arkadaĢları, üstleri ve astları tarafından daha çok kabul görmektedirler. Benzer

(32)

14

biçimde duygusal zekâ düzeyi yüksek olan çalıĢanların hizmet sektöründe daha baĢarılı oldukları görülmektedir. Ġyimser, güleryüzlü ve yardımsever bir satıĢ danıĢmanı kötümser ve agresif bir satıĢ danıĢmanına kıyasla daha baĢarılı satıĢ sonuçları elde etmekte ve müĢteri memnuniyetini yükseltmektedir. Bu yüzden duygusal zekâ gerek birey gerekse örgütsel performansını doğrudan ilgilendiren bir kavram olarak algılanmalıdır (Edizler, 2010, s. 13).

ÇalıĢma hayatındaki öneminden dolayı duygusal zekâ ile ilgili yapılan araĢtırmalar; duygusal zekâ ve problem çözme (ĠĢmen, 2001), duygusal zekâ ve liderlik (Acar, 2002), yönetsel baĢarının değerlendirilmesinde duygusal zekânın kullanımı (Arıcıoğlu, 2002), duygusal zekâ ve duygusal yaratıcılık (Averill, 2004), sosyal beceri düzeyleri arasındaki iliĢki (Özabacı, 2004), sağlık yöneticilerinde duygusal zekâ boyutları (Aslan ve Özata, 2006), kurumların baĢarısında duygusal zekânın rolü ve önemi (Doğan ve Demiral, 2007), akademik kariyer geliĢiminde duygusal zekânın rolü (Aksaraylı ve Özgen, 2008), duygusal zekânın dönüĢümcü liderlik üzerine etkisi (ErkuĢ ve Günlü, 2008; Arslan 2013), çalıĢma ortamında duygusal zekâ (Gürbüz ve Yüksel, 2008), duygusal zekâ ve tükenmiĢlik arasındaki iliĢki (Aslan ve Özata, 2008), öğretmen adaylarında duygusal zekâ (Girgin, 2009) öğretmen adaylarında duygusal zekâ düzeyleri ve etik muhakeme yetenekleri (Doğan, ve Önen, 2009), yöneticilerin duygusal zekâları ile yönetim biliĢim sistemleri arasındaki etkileĢim (Yalçın, ġeker ve Bayram, 2014) vb. olarak sıralanabilir.

Duygusal Zekâ Modelleri

Alanyazında duygusal zekânın farklı tanımlamalarına dayalı olarak geliĢtirilmiĢ pek çok duygusal zekâ modeli görülmektedir. Modellerden pek çoğu duygusal zekânın ölçülmesine iliĢkin araçlar geliĢtirmiĢlerdir.

Duygusal zekâ yaklaĢımında baĢlıca iki model görülmektedir. Bunlardan birincisi, “Karma Model”dir. Duygusal zekânın karma modeli daha yaygın, daha bilinir olup, bu kavramı daha geniĢ bir çerçevede tanımlamaktadır. Bu model, sosyal beceriler, kiĢilik özellikleri ve davranıĢlar gibi yetenekleri bir arada bulunduran duygusal zekâ tanımlamalarına yer vermektedir. Bar-On‟un Modeli, Goleman‟ın Modeli ve Cooper-Sawaf‟ın Modeli karma modellere örnektir.

(33)

15

Duygusal zekânın ikinci modeli duyguların iliĢkiler hakkında belirleyici olduğu varsayımına dayanan “Yetenek Modeli”dir. Salovey ve Mayer tarafından geliĢtirilen bu model, duygusal zekâ kavramını daha dar bir çerçevede tanımlamakta ve yetenek kavramı üzerinde durmaktadır. Tablo 1‟de bu modeller ve boyutlarına yer verilmiĢtir.

Tablo 1. Duygusal Zekâ Modelleri ve Boyutları

Model Türü Model Modelin Boyutları

Karma Model Bar-On

Duygusal Zekâ Modeli

 KiĢisel Beceriler

 KiĢiler Arası Beceriler

 Uyum Sağlama

 Stres Yönetimi

 Genel Ruh Hali

Goleman

Duygusal Zekâ Modeli

 Özbilinç  Özdüzenleme  Özmotivasyon  Empati  Sosyal Beceriler Cooper ve Sawaf Duygusal Zekâ Modeli

 Duyguları Öğrenmek

 Duygusal Zindelik

 Duygusal Derinlik

 Duyguların Simyası

Yetenek Modeli Mayer ve Salovey

Duygusal Zekâ Modeli

 Duyguyu Algılayabilmek

 DüĢünmeyi KolaylaĢtırmak

 Duyguyu Anlayabilmek

 Duyguyu Yönetebilmek

Tablo 1‟de görüldüğü gibi, karma modeller arasında Bar-On (1997), Goleman (1995) ve Cooper ve Sawaf tarafından önerilen duygusal zekâ modelleri, hem zihinsel yetenekleri hem de karakteristik çeĢitliliği birlikte ele alan karma modellerdir. Mayer ve Salovey‟in geliĢtirdikleri modelde ise sadece duygusal zekâ ile ilgili zihinsel yetenek ele alındığından bu model yetenek modeli olarak adlandırılmıĢtır.

Karma Modeller

Bar-On Duygusal Zekâ Modeli

Duygusal zekâ ile ilgili kapsamlı çalıĢmaları olan Bar-On‟un (2002) modeli karma modeller arasında yer almaktadır. Bar-On, EQ terimini ilk kez 1985‟te kullanmıĢtır. Duygusal zekâyı homojenleĢtirerek “EQ-I” (Emotional Quotient Inventory) formülünü

(34)

16

vermiĢtir. Bar-On biliĢsel olmadığını düĢündüğü EQ‟yu Ģöyle tanımlamıĢtır: “Bir kiĢinin çevresel baskılarla ve isteklerle baĢa çıkmak için baĢarılı olma yetisinde; duygusal, kiĢisel ve sosyal yeteneklerinin bir bütünüdür” (Bar-On‟dan aktaran Beceren, 2012, s. 72).

Bar-On‟un Duygusal Zekâ Envanteri EQ- I “Neden bazı bireyler hayatta diğerlerine göre daha başarılı olma kabiliyetine sahipler?” sorusunu temel alarak geliĢtirilmiĢtir. Ölçek duygusal zekâyı ölçme konusunda ilklerden birisi olarak, psikolojik ölçüm ile ilgili yer alan ilk duygusal zekâ ölçeği niteliğini taĢımaktadır. EQ- I 133 temadan oluĢmakta ve 5‟li likert değerlendirmesi ile 5 genel duygusal zekâ alanından oluĢmaktadır. Ġçsel iletiĢim, kiĢilerarası iletiĢim, stres yönetimi, uyum ve genel ruh halinden oluĢan 5 alan ise toplam 15 alt yetkinlik kategorisi ile ölçülmektedir. Bu alan ve alt boyutlar aĢağıdaki gibidir: (Edizler, 2010: s. 2974; Çakar ve Arbak, 2004; Bender, 2006; Beceren, 2012, s. 72-74):

1. KiĢisel Beceriler: Bireyin kendi duygularını bilmesini ve kontrol etmesini

ifade etmektedir. Bu alanın alt boyutları:

Duygusal Özbilinç: Bireylerin duygularının farkında olmaları, neden bu duyguları hissettiklerini bilmeleri ve bu duyguların sonucunda ortaya çıkan davranıĢların baĢkaları üzerindeki etkisini fark etmeleridir.

Kendini Gerçekleştirme: Bireylerin kendi potansiyellerinin farkında olmaları ve yaĢamdaki baĢarılarından memnun olmalarıdır. Böyle insanlar nereye niçin gitmek istediklerini bilirler. Daima yapabileceklerinin en iyisini yapmaya ve kendilerini geliĢtirmeye çalıĢırlar.

Özsaygı: Bireylerin kendilerini tanımaları, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olmalarıdır. Öz saygısı yüksek olan insanlar kendilerini baĢarılı ve tatminkâr hissederler. Tersi durumda olan kiĢilerde ise, yetersizlik ve aĢağılık duygusu hâkimdir.

Bağımsızlık: Bireylerin kendilerini kontrol etme, kendilerine yetme ve kendilerini yönlendirebilme becerisidir. Böyle insanlar, diğer insanlardan tavsiye alabilir ve üzerinde düĢünebilirler. Fakat önemli kararlarda çok nadir baĢkalarının söylediklerini yaptıkları olur ve nadiren baĢka insanlara bağlanırlar.

Girişkenlik: Bireylerin düĢüncelerini ve duygularını tam olarak ifade edebilmeleri ve bu düĢüncelerin arkasında durabilmeleri becerileridir.

(35)

17

Bu kiĢiler, çok ender öz-bilinç ya da çekingenlik duyguları ile rahatsız olarak kısıtlanırlar. GiriĢken insanlar ne çok kontrollü ne de utangaçlardır. Genelde duygularını doğrudan, çekinmeden ifade ederler.

2. KiĢilerarası Beceriler: Bu alan bireylerin diğer insanlarla iliĢki kurma

konusundaki becerileri ile ilgilidir ve Ģu alt boyutları kapsamaktadır.

Empati: BaĢkalarının duygularının farkında olmak, anlamak ve takdir etmek yetisidir. Ġnsanların neyi, neden yaptığına karĢın hassas olmaktır.

Sosyal Sorumluluk: Bireylerin, bulundukları sosyal bir ortamda katılımcı ve paylaĢımcı bir tutumu sergileme becerileridir. Bu kiĢiler sık sık sorumlu ve güvenilir kiĢiler olarak tanımlanırlar.

Kişilerarası İlişkiler: Bireylerin iliĢki kurma ve sürdürme becerileridir. Bu kiĢiler samimiyet, sevgi ve Ģefkat verip alabilen kiĢiler Ģeklinde karakterize edilirler.

3. Uyum Sağlama: Bu boyut esnek olmak ve bireyin, duygularını değiĢen

koĢullara uygun olarak düzenlemesini ifade etmektedir. Uyum sağlama alanı Ģu alt boyutları kapsamaktadır:

Geçerlilik Testi: Bireylerin olayları, tahmin ettikleri gibi değil yaĢandığı gibi algılamalarıdır.

Esneklik: Bireylerin duygularını ve düĢüncelerini değiĢen durumlara göre uyarlama becerileridir. Bu kiĢiler çevrelerinde sık sık “realist” ya da “ayakları yere basan” Ģeklinde tanımlanırlar. Onların genel olarak hayata yaklaĢımları, pasif ve safça bir değerlendirmeden ziyade, aktif olarak inceleme Ģeklindedir. Böyle kiĢiler, genellikle mevcut durumla ilgili fikir yürütmede iyidirler.

Problem Çözme: Bireylerin karĢılaĢtıkları sorunları fark etmeleri ve bu sorunlara etkili çözümler üretme becerileridir. Bu kiĢiler problemlerden kaçmaktansa, onları çözmeye çalıĢırlar.

4. Stres Yönetimi: Bu alan stresi yönlendirme ve olumsuz etkilerini en aza indirme ile ilgili becerileri kapsamaktadır. Bu alanda yer alan alt boyutlar Ģunlardır:

(36)

18

Stres Toleransı: Bireylerin karĢılaĢtıkları karıĢık ve stresli durumlarda sakin ruh hallerini korumaları ve bu tür durumlarla baĢ edebilme becerileridir.

Tepki Kontrolü: Bireylerin birden ortaya çıkan tepkilerini kontrol etmeleri, kendilerine zaman tanımalarıdır. Bu kiĢiler sabırsız değillerdir, nadiren aĢırı reaksiyon gösterirler ve kontrollerini çok ender kaybederler.

5. Genel Ruh Hali: Bu alan olumlu duygular hissetmeyi ve iyimser olmayı

ifade etmektedir ve Ģu alt boyutları kapsamaktadır:

İyimserlik: Bireylerin yaĢamlarında olumlu bir bakıĢ açısına sahip olmaları ve karĢılaĢtıkları durumlarda bu bakıĢ açılarını koruyabilmeleridir. Bu özelliğe sahip kiĢiler, yaĢamın parlak yüzünü görebilirler, güç, sıkıntılı bir durumla karĢılaĢtıklarında bile olumlu bir tutum sergileyebilirler.

Mutluluk: YaĢamdan zevk alma yeteneğine sahip, yaĢantısı ile tatmin olabilen, baĢkalarıyla kurduğu dostluklardan içtenlikle zevk alan kiĢilerdir. Bu kiĢiler yaygın olarak mutlu bir mizaca sahiptirler ve kendi hallerinden memnundurlar.

Bar-On‟un duygusal zekâ ölçeği kiĢisel bir performans değerlendirme aracı olarak istihdam alanında özellikle aday toplama, seçim, eğitim ve terfi süreçlerinde kullanabilmektedir.

Goleman Duygusal Zekâ Modeli

Goleman tarafından geliĢtirilen model de karma modeller arasında yer almaktadır. Goleman 1995 yılında yayınlanan “Duygusal Zekâ” adlı kitabıyla hem toplumun hem de araĢtırmacıların ilgisini bu kavram üzerine çekmiĢtir. Goleman, neden bazı insanların yaĢamda baĢarılı ve mutlu olurken, diğer kiĢilerin baĢarılı ve mutlu olamadıkları sorusuna yanıt aramıĢtır.

Goleman (1995) duygusal zekâyı “Kendimizi motive etmek için ve duygularımızı içimizde ve iliĢkilerimizde yönetmek için, kendi duygularımızı ve baĢkalarınınkini tanıma kapasitesi” olarak tanımlamaktadır. Goleman, duygusal zekâyı beĢ boyut ve yirmibeĢ alt

(37)

19

boyutta incelemiĢtir. Bunlar (Goleman, 2013, s. 368-389; Onay ve Uğur, 2011; Güven ve Demircan, 2013; Doğan ve Geçikli, 2008; Akın, 2004; Beceren, 2012, s. 80-83):

1. Özbilinç: “Duygusal benlik bilinci” olarak da anlamlandırılmaktadır.

Benlik bilinci kiĢinin kendi duygularını tanıması, etkilerini fark etmesi, duygularıyla baĢ edebilmesi ve karĢısındaki kiĢileri doğru değerlendirme yetkinliğidir. Duygularının farkında olan kiĢiler, ruh hallerinin farkındadırlar, kiĢisel karar gerektiren konularda diğer bireylere göre daha sağlıklı karar verebilirler, daha rahat davranabilirler, kendi sınırlarından emindirler ve hayata daha olumlu bakabilirler. Bu alanda yer alan alt boyutlar:

Duygusal Özbilinç: Bireyin kendi duygularının ve bu duyguların etkisini tanımasıdır.

Özdeğerlendirme: KiĢinin kendi gücünün ve zayıflıklarını bilmesi, sınırlarının nereden geçtiğini fark etmesi ve bunu kabullenmesi.

Özgüven: Bireyin kendi yeteneklerini ve değerlerini güçlü bir biçimde duyumsaması ve onlara güvenmesi, davranıĢlarının düĢüncelerinin arkasında durabilmesidir. Kendinin “değerli olduğuna” inanmasıdır. Beğenilmeyen fikirleri dile getirebilir ve doğru bildikleri yolda her Ģeyi göze alabilirler. Belirsizliklere ve baskılara rağmen sağlıklı kararlar verebilirler.

2. Özdüzenleme: KarĢılaĢılan olumsuz durumlarda bile gereksiz endiĢelerden,

karamsarlıklardan, alınganlıklardan kurtulabilme ve bu sorunlar karĢısında bile kiĢinin kendi kendini sakinleĢtirebilme yeteneklerini kapsar. ĠĢ yaĢamında, özellikle kriz durumlarında çok ani ve sarsıcı geliĢmeler olduğunda, duygularına hâkim olamayan kiĢiler ölçüsüz ve kırıcı davranıĢlar içine giriĢebilmektedirler. Böyle bir durumda ortaya çıkan olumsuzlukları düzeltmek zor olabilmektedir. Bu yüzden insanların çok zor Ģartlar altında bile duygularının hâkimi olma yeteneğini kazanmaları önemlidir. Bu alanda yer alan alt boyutlar:

Özkontrol: Kendini yatıĢtırma, aĢırı kaygıdan, karamsarlıktan ve alınganlıktan kurtulma becerisidir.

(38)

20

Güvenilirlik: KiĢinin etik değerlere sahip, dürüst ve tutarlı olmasıdır. Bu kiĢiler kendi hatalarını kabullenir ve baĢkalarının ahlaka aykırı hareketlerine karĢı çıkarlar.

Vicdanlı Olmak: KiĢinin ortaya çıkan sorunlarda sorumluluk üstlenmesi ve öncelikle kendisini sorgulamasıdır.

Uyum Yeteneği: KiĢinin çok çeĢitli talepler, sürekli değiĢen öncelikler ve hızlı değiĢimle kolaylıkla baĢa çıkabilmesidir.

Yenilikçilik: KiĢinin yeniliklerden rahatsızlık duymaması, aksine yeni ve yaratıcı fikirler sağlayabilmesidir. Bu kiĢiler düĢünürken, yeni perspektiflerden bakabilir ve yeni riskleri göze alabilirler.

3. Özmotivasyon: Duygularını bir amaç etrafında toplayabilmeyi baĢarabilen

insanlar kendi kendilerini daha rahat motive edebilirler. Önemli baĢarılar sağlamıĢ insanların davranıĢlarının temelinde yatan en önemli özellikler duygusal özdenetim ve fevri davranıĢları engelleyebilme yetenekleridir. Kendi kendini motive edebilme yeteneğine sahip kiĢiler yaptıkları her Ģeyde çok daha verimli ve etkili olurlar. Bu alanda yer alan alt boyutlar:

Başarma Güdüsü: KiĢinin sürekli daha baĢarılı olmak ve mükemmelliğe ulaĢmak için çalıĢmasıdır.

Bağlılık: KiĢinin birlikte olduğu grubun hedeflerine bağlı olması ve bu amaçlara ulaĢmak için çaba göstermeye istekli olmasıdır.

Girişkenlik: KiĢinin karĢılaĢtığı fırsatları değerlendirmesi ve zorlukları fırsata dönüĢtürmesi, baĢarısızlık korkusu yerine umutlarına bağlanmasıdır.

İyimserlik: KiĢinin zorluklar ve engeller karĢısında karamsarlığa kapılmaması ve amacına ulaĢmak konusunda kararlı olmasıdır.

4. Empati: BaĢkalarının duygularının farkına varabilmektir. Duygusal zekânın

vazgeçilmez özelliklerinden bir diğeridir. Empati kurabilen kiĢiler baĢkalarının ne hissettiklerini, ne istediklerini gösteren sinyallere karĢı daha duyarlıdır. Bu alanda yer alan alt boyutlar:

Örgütsel Farkındalık: KiĢinin çevresinde bulunan güç sahibi kiĢilerle iyi iliĢkiler kurması ve sürdürmesidir.

(39)

21

Hizmet Yönelimi: KiĢinin içinde bulunduğu kurumda, müĢterilerinin gereksinimlerini fark etmesi, bu gereksinimlerin karĢılanmasını sağlaması ve bundan memnun olmasıdır.

Diğerlerini Geliştirmek: KiĢinin diğer insanların gereksinimlerini fark etmesi ve sahip olduğu becerileri kullanarak onları geliĢtirmesidir.

Farklılıklardan Yararlanmak: KiĢinin, insanlar arasındaki farklılıkları anlaması, bunları olumlu olarak algılaması ve bu farklılıklardan yararlanmasıdır.

Politik Bilinç: KiĢinin bir grubun duygusal akımlarını ve güç iliĢkilerini okuma becerisidir.

5. Sosyal Beceriler: Duygusal zekânın bir diğer önemli özelliği ise diğer

insanlarla olan iliĢkileri yürütebilme becerisidir. Bu beceriler liderliğin ve kiĢiler arası iliĢkilerin temelinde yer alan unsurdur. Bu alanda yer alan alt boyutlar:

Liderlik: KiĢinin baĢkalarını ikna etmesi, ilham vermesi, teĢvik etmesi ve yönlendirmesidir.

İletişim: KiĢinin karĢısındaki kiĢiyi dinlemesi ve anlaması, kendini doğru Ģekilde ifade etmesidir.

Etki Yaratma ve Etkilemek: KiĢinin karĢısındaki bireylerde etki yaratıp heyecan uyandırmasıdır.

Çatışma Yönetimi: KiĢinin anlaĢmazlıklar üzerinde uzlaĢma sağlama ve çözüm üretme becerisidir.

İlişki Kurmak: KiĢinin, insanlarla iliĢki kurmakta zorlanmaması ve çevresi ile anlamlı iliĢkiler kurabilmesidir.

Değişim Katalizörlüğü: KiĢinin değiĢimi baĢlatması ya da yönetmesidir.

İşbirliği: KiĢinin içinde bulunduğu grupta, ortak bir amaca ulaĢmak için birlikte çalıĢabilme becerisidir.

Takım Becerileri: KiĢinin bir grup içerisinde çalıĢabilmesi, o grubun amaçlarını benimseyerek, bu amaçlara ulaĢmak için çaba göstermesidir.

(40)

22

Goleman‟ın geliĢtirmiĢ olduğu duygusal zekâ modeline bütün olarak bakıldığında hem bireysel hem de sosyal boyutun yer aldığı görülmektedir. YetiĢkin bireylerin değerlendirilmesinde ve özellikle liderlik, çatıĢma yönetimi, iĢbirliği ve takım becerilerinin yer aldığı alt boyutlar iĢ hayatında çalıĢanların duygusal zekâ düzeylerinin belirlenmesinde yararlanılabilecek kapasitede bir model olduğu görülmektedir.

Cooper ve Sawaf Duygusal Zekâ Modeli

Karma duygusal zekâ modelleri içerisinde üçüncüsü Cooper ve Sawaf tarafından geliĢtirilen modeldir. Cooper ve Sawaf yayımladıkları “Executive EQ” adlı kitaplarında “Duyguların gücünü ve erdemini; bir insan enerjisi, bilgi, bağlantı ve ilham olarak hissedebilme, anlayabilme ve etkili bir Ģekilde uygulama yetisidir” Ģeklinde tanımladıkları duygusal zekâyı dört köĢe taĢı adını verdikleri bir modelle açıklamıĢlardır. Bu modelde yer alan boyutlar ve alt boyutlar Ģunlardır (Aslan ve Özata, 2008; Beceren, 2012, s. 96-98; Güven ve Demircan, 2013; Arslan, 2013, s. 62):

1. Duyguları Öğrenmek: Birinci köĢe taĢı olan duyguları öğrenme, duygusal

zekânın alfabesini, yazılımını ve kelime bilgisini öğrenmek ve duyguların doğuĢtan gelen bilgeliğin farkına varmak, ona saygı duymak ve değerlendirmek üzerine yoğunlaĢmaktadır. Bu alana ait alt boyutlar Ģunlardır:

Duygusal Dürüstlük: Bireyin duygularına yönelmesi, gerçekten inandıkları ve hissettiklerini doğru Ģekilde ifade edebilmesidir.

Duygusal Enerji: Bireyin enerjisi ve duyguları arasındaki bağı anlamasıdır.

Duygusal Geribildirim: Bireyin, duyguların verdiği mesajları algılamasıdır.

Pratik Sezgi: Bireyin, duyguları pratik bir biçimde sezmesidir.

2. Duygusal Zindelik: Bu köĢe taĢı bireyin içtenlik, inanırlık ve esnekliğini

inĢa ederek güven çemberini geniĢletir, çatıĢmaları dinleme ve yönetme yeteneğini artırır. Bu alan Ģu alt boyutları kapsamaktadır:

Şekil

Tablo 1. Duygusal Zekâ Modelleri ve Boyutları
Tablo 3. GiriĢimcilik Ġçin Gerekli Olan Beceri Türleri
Tablo 5. Belirlenen Örneklem Sayısının Tabaka Ağırlıklarına Göre Dağılımı
Tablo 7. GiriĢimci KiĢilik ve Proaktif KiĢilik Ölçeği Güvenilirlik Analizi Sonuçları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

• Çoklu zekâ kavramına göre beyin zekâ çeşitleri sayısınca bölünmekte ve her geçen gün fiziksel, iş, sosyal zekâ gibi yeni zekâ çeşitlerinin.. ortaya çıkmasıyla

GARDNER’İN YEDİ ZEKA BOYUTU DİL İLE İLGİLİ ZEKÂ BOYUTU SOYUT KAVRAMLARLA İLGİLİ ZEKÂ BOYUTU MEKANLA İLGİLİ ZEKÂ BOYUTU MÜZİKLE İLGİLİ ZEKÂ BOYUTU VÜCUDU

Araştırma sonucunda, beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin duygusal zekâ düzeyleri, yaş, cinsiyet ve hizmet yılı değişkenlerine göre incelendiğinde gruplar

Sonuç olarak her iki değişken arasındaki ilişki incelendiğinde, öğrencilerin duygusal zekâ ve psikolojik danışma öz yeterlik düzeyleri arasında anlamlı düzeyde

Üniversite Öğrencilerinde Dini İnanç ve Benlik Saygısı İlişkisi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa..

Ayrıca, araştırmada deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin son test duygusal zekâ puanları ve toplam duygusal zeka puanları ortalamaları incelendiğinde, deney grubunun

Organizasyonlar açısından maliyet getirisi olan ve zaman kaybına neden olan, yine işyerindeki iş grupları arasındaki sosyal ilişkili olumsuz etkileyen işgörenlerin

Ayrıca, YKÖ’nin alt boyutlarının (motivasyon bileşeni, karmaşık açıklamaları tercih, üstbiliş, davranışın etkileşimlerin bir sonucu oluşu, karmaşık içsel