• Sonuç bulunamadı

Başlık: MURGUL BAKIR IŞLETMESI BACALARINDAN ÇIKAN KÜKÜRT DİOKSİD GAZLARI İLE BULAŞMIŞ OTLAR' YİYEN HAYVANLARDA SÜLFÜRİK ASİD İLE ZEHİRLENME OLAYLARI ÜZERİNDE ARAŞTIRMALARYazar(lar):AKMAN, Şahin Cilt: 2 Sayı: 1.2 Sayfa: 024-052 DOI: 10.1501/Vetfak_00000023

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: MURGUL BAKIR IŞLETMESI BACALARINDAN ÇIKAN KÜKÜRT DİOKSİD GAZLARI İLE BULAŞMIŞ OTLAR' YİYEN HAYVANLARDA SÜLFÜRİK ASİD İLE ZEHİRLENME OLAYLARI ÜZERİNDE ARAŞTIRMALARYazar(lar):AKMAN, Şahin Cilt: 2 Sayı: 1.2 Sayfa: 024-052 DOI: 10.1501/Vetfak_00000023"

Copied!
29
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmaloolefi ve Toksticoloji künSiisik (Prof. Dr. Nurettin Öktel).

MURGUL BAKIR IŞLETMESI BACALARINDAN ÇIKAN KÜKÜRT DİOK- SİD GAZLARI İLE BULAŞMIŞ OTLAR' YIYEN HAYVANLARDA SİİLFÜ- RİK ASİD İLE ZEHİRLENME OLAYLARI ÜZERINDE ARAŞTIRMALAR.

Doçent Dr. Şahin AKMAN (x)

Evcil

hayvanlarimızda zdhirlenmelerin sebepleri pek çeşitlidir. En önem-lilerinden aşağıda kısaca bahsedilecektir:

a) Ot yiyen hayvanların gıdalar' ile birlikte zehirli bitkiler yemeleri; b) bo-zulmuş besinlerin yenmesi; e) Tedavi hataları; Eczacı, veteriner veya

hayvan

sahibi tarafından yanlış ilaç kullanılması: e) Muzır hayvanları öldürmek için kullanılan zehirlerin meydanda bırakılması; f) Zelıirli boyaların hayvanlar tara-fından yalanması; g) Zehirli hayvanların sokması; h) Etrafta zehirli maddele-rin hazırlandığı Fabrikaların bulunması; i) Harp gazları (Klor, Fosgen, Kükürt dioksid, Hardal gazı, Brom aseton v. s.). Bu gurup içerisine

Atom

enerjisinin tesirleri ile husule gelen zararları da ithal etmek icabeder (Bikinide ve Atol-lerde Amerikahlarm tecrübeleri). (5, 7, 25).

Konumuz bakımından bunlar arasmda Fabrikalardan çıkan Kükürt dioksid gazı ile zehirlenme büyük bir yer alır. Çünkü civardaki bitkilere tesebbütle za-rarlar tevlit etmesi çok önemlidir. Memleketimizde de mandut mesuliyetli

Mur-ğul Bakır işletmesi Müessesesi Müdürlüğü tarafından Fakültemiz Dekanlığma gönderilen ve Dekanlıktan da Kürsümüze havale olunan 27.6. 1952 gün ve

107/

18

sayılı yazıda, işletmenin izabehanesi bacalarından çıkan

dumanlar

içerisin-de % 1-4,5

oranmda Kükürt dioksid gazları bulunduğu ve bu gazlarm fabrika civarındaki bitkiler üzerinde biriktiği ve bu bitkileri yiyen sığırların zarar gör-dükleri ve hatta bazılarının öldükleri bildirilmekte, sözü geçen sığırların yedik-leri otlardan birer miktar bir sandık içerisinde gönderildiği yazılmakta, bu ot numuneleri ile mısır sap ve yapraldarmm Kükürt bileşikleri bakımından Tok-sikolojik analizleri ile sığırlara zarar yapacak miktarda bulunup bulunmadık-

(x) Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toknlkoloji — Ankara 24

(2)

MURGUL BAKIR IŞLETMESI

lanrun beyanı istenmekte idi. Bu yazılım hemen akabinde Çoruh İli Veteriner Müdürlüğünden doğruca Kürsiimiize gönderilen 21.7.1952 gün ve 505-600 sa-yılı yazıda da; ilin Borçka ilçesine bağlı Murgul bucağındaki Etibank bakır fabrikası bacalarmdan çıkan kükürt dioksid ga7lannın etraftaki köyler mer'a ve mezruatına bulaşarak ve bilhassa yağışlı, fazla rutubetli havalarda bitkiler üze-rindeki su ile birleşerek Sülfürik asid teşekkül ettiği ve bu sülfürik asidli otları

yiyen hayvanların kokulu ishale tutulduldan ve zamanla zayıflayarak öldükleri iddia edilmekte, otopside bazılarında gastro -enteritis- haemorıhagıca tesbit edildiği bildirilmekte ve bunların sülfürik asid ile bulaşık otların yenilmesin-den ileri geldiği sandrrıakta, Fabrika civarındaki üç köyden ayrı alman ve am-balajı yapılan ot nımmnelerinin Toksikolojik analizleri ile sülfürik asidin mev-cut olup olmadığının ve şayet mevcut ise bir kilo ottaki miktarının bildirilmesi talep ohmmakta idi.

İşte bu önemli konuyu dikkat nazarına alan Kürsümüz gerekli araştırma-. yı yapmış, Sülfirik asidi tesbit etmiş, miktar tayinini yapmış ve istenilen mahal-. lere gerekli raporları göndermek suretile sanı (zan) kamk haline sokmuştur..

Güdülen amaç memleketimizde ilk defa görülen sülfürik asid ile zehirlenrne olayı üzerinde toplu bilgiyi vermek, Farmakolojik ve Toksikolojik etkilerini açıklamak ve zehirin nasıl aranacağını ve tesbit edileceğini meslektaşlara açı k-larnaktan ibarettir. Uğraştığımız ve yaptığımız bir çok kimyasal deneylerimizin ve Biyolojik tecrübelerirnizin sonucunda istenilen gayeye varabildiğimizi sa-nıyoruz.

Kükür

. t'ün oksijenle bile

ş

ikleri

Kükürt oksijen ile bir çok bileşikler hasıl eder. Bunlardan aşağıdaki dört tanesi önemlidir.

SO2, Kükürt dioksid (anhidrit sülfüroz asit); S0 3 Kükürt trioksid (anhidrit sülfürik adis), H2 S2 03 Tiyosüifürik asid, bunun yalnız tuzlan bulunur, ve sül-fürik asid H2 SO4. (12,15)

Kükürt dioksid- S02.

Tabiatta bulunmas

ı

:

Kükürt dioksid volkanlardan çıkan Krater gazlarm-da bulunur.

Elde edilmesi : Kükürt dioksid aşağıda açıklayacağınnz gibi elde edilir: 1 — Serbest Kükürt'ün oksidasyonu (yakılması) ile :

S02.

2 — Mağden sülfürlerin kavrulması yani havada ısıtılması ile mesela: piritten,

2 Fe

S2 110 = Fe2 03 + 4 SO2

(3)

3 — Değişik sülfürik asidi mağdenlerle mesela bakırla indirgeyerek istihsal edilir:

Cu + 2 H2 SO4 = Cu SO4 + 2 H2 O + SO2

Özellikleri : Külcürt dioksid renksiz, keskin ve muflıarriş kokulu, öksür-tücü ve boğucu gaz olup, suda kolay erir. — 10° de sıvı (mayi) haline ge-çer. Sudaki mahlûlü- şiddetle kokusunu neşreder. Sudaki eriyiği asid reaksi-yon gösterir, şu halde H+ iyoularım havidir. SO2 de H+ bulunmadığından asid, SO2 nin su ile birleşmesinden ileri gelir: SO 2 + H2 O = H2 S03

Arı halde mevcut olmayan ve fakat sudaki eriyik halinde malbm olan bu aside "Sülfüroz asid" denir. Formülünderı ve tuzlan= halinden anlaşıldığı

veçhile bu asid iki değerlidir.

Kükürt dioksidi sudaki eriyiğinde oksijen alır, şu halde indirgendir, or-ganik boyaların rengini giderir, bu sebeple ipeğin, süngerlerin, hasır ş

apkala-nn ağartılması için kullanılır, şiddetli antiseptiktir, ve bundan ötürü fwıların kükihtlenmesinde ve kanservecilikte kullanılır.

SO2, Oksidan maddeler vasıtası ile ve yüksek hararette havanın oksijeni ile kolaylıkla daha fazla oksidlenerek Kükürt triokside (SO 3) çevrilir. Sudaki eri-yiği adi derecede bile oksijen ile birleşerek sülfürik aşidine döner.

Kükürt trickdit S03 .

Elde edilmesi : 1 — SO2 yi oksijen ile birlikte ısıblırmş platin üzerinden geçir-melde :

SO2 + O = S03 (Clemens Winkler'in usulü). 2 — Ferri sülfat ısıtarak : Fe 2 ( SO4 )3 = Fe 2 08 + SOg elde edilir. (12).

üzellikleıfı : Renksiz, parlak iğnelerdir. Bunlar nem havadan hırsla su çekim-lerler ve bu suretle sülfürik asid H2 SO4 haline geçerler.

İşte bahsi= konusu olan M.urğul Bakır işletmesi bacalarınclan çıkan SO

yağışlı ve rubıbetli zamanlarda ve hatta her zaman bitkiler üzerinde bulunan su ile temasa gelince suda erir ve sülfüroz asid tevellüt eder: SO 2 + H 20 — H 2 S03 . Bu formüle göre sülfüroz asid SO 2 nin sudaki eriyiğinde vardır, çün-kü eriyik mavi turnsol kağıdını kızartmakla asid reaksiyon gösterir, bu sebep le H- iyanlannı havi olması icabeder. Kolaylıkla oksijen alarak sülfürik asid haline döndüğü için şiddeıtli bir indirgendir; H2 SO 3+ O = H2 SO4 .

Eğer hava ternasında bırakılacak olursa, ki fabrika civarmdaki bitkilerde böyle olduğundan, yavaş yavaş havanın oksijeni ile birleşir ve sülfürik aside dö-ner. Şu halde yukarıda verdiğimiz bilgilere göre fabrikanın bacalarmdan çıkan ve bitkiler üzerinde tesebbüt eden SO 2 bitkilerdeki nem ve su ile birleşerek sülfürik asid •asıl oluyor.

(4)

MURGUL BAKIR İŞLETMESİ

Sülfiirik asid H2 SO4, Vitriol yağı- Zaç yağı, Acidurn sulfuricurrn, Acide sulfurique.

OH S =_- OH

Tabiatta bulunması: : Bileşmiş olarak büyük miktarda gips (Ca SO4 + 2 H 2 0), ağr Spat (Ba SO4), Sölestin (Sr SO 4), Kiserit veya acı tuz (Mg SO 4) halinde bulunur.

Elde edilmesi : Daima Kükürt dioksidi, katalizatör karşısında havanın ok-sijeni ile oksitleyerek elde edilir

1 — Knietsch'in modern kontakt usulü ile : Hava ve Kükürt dioksidi yük-sek sıcaklıkta (400° C) Vanadin üzerinden geçirilir. Vanadin oksidinin Kontakt etkisi SO 2 nin S03 e oksitlenmesini =cip olur.

2 SO2 + 02 2 S03 .

Bu şekilde teşekkül eden S0 3 derişik sülfürik asid vasıtası ile yıkanarak kirli gazlardan temizlenir. Bu suretle tüten sülfürik asid elde edilir Bundan da sulandırmakla veya sulu asidle karıştırarak istenilen derecede kuvvetli sülfürik asid elde edilebilir.

2 — Kurşun odaları usulü: Bu usulde nitrik asid katalizatörlük işini görür, Duvarlarda kurşun levhalarla örtülmüş olan odalara (piriti ve başka sül-fürleri kavurarak elde edilen) S0 2 9 H2 O 'baharı, hava ve HNO 3 sevkedilir

Piritin kavrulması ile SO2 ile birlikte fazla havadan ibaret bir gaz karış', rrn has ıl olur:.

2 Fe S2 11 O Fe 203 4 SO2

Bu gaz karışımı etrafı duvarla çevrilmiş odalarda; toz odalarında birlikte sürüklenen tozda kurtarılır ve sonra Clover -kulesine girer. Bu, aside karşı da-yanıklı taşlarla örülmüş bir kule olup tepesinden nitrozo- asid denilen asid (azo-toksidleri ile doyurulmuş sülfürük asid) akar. Sıcak kavurma gazlar' yukarıdan aşağı doğru akan asidden azotoksitlerini alırlar, bu esnada pek ziyade soğurlar ve sonra azotoksitleri ile birlikte kurşun odalara girerler, Odalara giren mad-deler: SO 2 , azotoksitleri, nitrik asid, hava ve su buharı arasında esas itibarı ile aşağıdaki reaksiyonlar vukua gelir:

1 — Nitrik asid ve SO 2 nitrozil sülfürik asid (kurşun odalar billılrları) su-retinde birleşirler: SO 2 HNO3 =

S02—owo

2 — Su, kurşun odalar billûrlarını H2 SO4 ile azot aksitlerine ayırılır:

OH 'OH

(5)

No ve NO2 azotoksitleri SO 2, havanın oksijeni ve su ile birlikte tekrar

kur-şun odalar billtirlan verirler:

2 SO4+ NO + NO4 + H2 0 + 04 = 2 SO —ONO v.s.

Şu halde kurşun odalar reaksiyonu aşağıdaki şema üzerine vukua gelir:

SO2 + H2 O + NO2 = H2 SO4 + NO NO -I- 1/2 0 2 = NO2

SO2 + H2 O + 1/2 02 = 112 SO4

Yukardaki formüllere göre, azot oksitleri, prensip itibarile, sürekli bir de-vir yaprak reaksiyonda daima mevcut kalır ve kimyasal katalizatör ödevini görürler.

Kurşun odaların kalıntı gazları değerli azot oksitlerinden bir kısmını sü-rüklerler. Bunların kayıp olmasma meydan vermemek için kalıntı gazları Gay -Lussae- kulesinde sülfürik asidle yıkanırlar, bu sonuncu azot oksitlerini

nitro-zil sülfürik asid teşkil ederek eritir. H2 SO4 içinde nitrozil sülfürik asid'in

eri-mesi ile husule gelen bu eriyiğe nitroso-asit denir. Bunun içindeki azotoksitleri kurşun odalarının ön tarafında bulunan Glover -kulesinde aşağıdan gelen sıcak SO2- gazı tarafından almır (12, 15).

Özellikleri : -Saf sülfürik asid, renksiz kokusuz, koyu şurup (yağ) kıvamında

bir sıvıdır; sudan daha ağır (yoğunluğu = 1, 830-1, 85), nem çeken, yakıcı (su-yu almasından ötürü) bir maddedir. Sülfürik asidin su ile kanştınlmasmda ş id-detli bir sıcaklık- yayınması hasıl olur. Bir çok organik cisimler (kağıt, odun,

şeker, kumaşlar) sularının alınmasından ötürü. kümürleşirler. Kurşun, Platin ve Altından başka hemen bütün mağdenler sülfürik asidde erirler• Bu esnada sulu sülfürik asid hidrojen, derişiği (kesifi) ise SO 2 hasıl eder. Derişik sülfürik asid çok nem kapan ve hiç uçucu olmayan bir madde olduğu için desikatörlerde ve yıkama şişelerinde kurutueu olarak kullanılır. Sülfürik asid şiddetle ısıtılınca beyaz, kesif bulıarlar saçarak Uçar. Sülfürik asid en kuvvetli asidlerden

biri-dir, hemen bütün asidleri tuzlarından çıkarabilir ve kendisi onların yerine geçer. Kimya Endüstrisinin ekmeğidir. (Yıllık dünya istihsali 15 milyon ton.)

Türk kodeksinde 1. Sülfürik asid, 2. -Ham sülfürik asid ve 3. Dilüe sülfü-rik asid almak üzere üç şekli mevcuttur.

Sülfürik asidde iki H bulunduğundan iki bazlı bir asiddir ve iki bazlı ol-duğundan, hidrosülfatlar gibi asid ve sülfatlar gibi nöıtr tozlar teşkil eder. Me-sela Patasyum hidrosülfat (K H SO 4) asid tuza ve potasyum sülfat (K, SO 4) ise nötr tuza iyi birer örnek teşkil eder.

Sülfürik asidin ağır mağdenlerle olan tuzlanna (ve hususile bunlar billûr suyunu havi iseler) Vitriol denir, mesela Fe SO 4 demir Vitriol, Cu SO 4 Baku vitriol v.s.

(6)

MURGUL BAKIR İŞLETMESİ

Sülfatlarm hemen hepsi suda erir, yalnız baryum sülfat (Ba SO 4) ve

kur-şun sülfat suda hiç erimez gibidir. Bundan bariyum kloriir analitik Kimyada sülfürik asidin yani SO4 -iyonlarmın aramasmda kullanılır: Ba C12 -I- H2 SO4

= Ba SO 4 (çökelek) 2 HCI

Sülfüröz asid (Sülfitler) de Ba C1 2 ile bariyum siilfitten ibaret bir çökelek (rusup) verir, fakat bunlar sulu asidlerde mesela' H Cl de kolay eridikleri halde Bariyum, sülfat (Ba SO 4) çökeleği asidlerde ve alkalilerde erimez. 'Bariyum sül-fat dahilinde kükürdün viicuclu hepar deneyi ile belli olur.

Sülfürik asid patlayıcı maddeleri (nitrosellüloz, pamuk barutu), sun'i güb-re (Amonyum sülfat) yapmak, boyalar ve sülfatlar elde etmek için kullanılır. (Bariyum sülfat= Blanc fixe, sabit beyaz önemli yağlı beyaz boya).

Hekimlikte : -Sülfürik asid çok kerre vukua gelen zehirlenmelerden ötürü bir rol icra eder, bu suretle çok defa mide, bağırsak kanalı asid albumin

te-şekkülü ile dağlamr ve Katarrhal yangılanır(12). Sülfüroz asid evvelleri sod-yum tuzu halinde bilhassa besin maddelerinin muhafazası (Conserver) için kullanılırdı.

KÜKÜRT DİOKSİT — VE SİİLFÜRİK ASİDİN FARMAKOLOJ/K — TOKSİKOLOJİK TESİRLERİ VE KULLANILMALARI

Kükürt dioksit, parazitler için çok kuvvetli bir zehirdir. O hususiyle uyuz böceklerini ve yumurtalarını uyuzlu hayvanlarda % 4 oranmdaki bir gaz malı -lutunun (karış-m(1mm) bir saat tesir icrasmdan sonra öldürür (Nöller'e göre gaz tedavisi)• (4). Deride yaşayan diğer hayvansal parazitleri de, bilhassa bitleri, ça-buk ve emin imha eder, Kükürt dioksidin antiseptik tesiri Antiparaziter olan tesiri yanında cüz'idir. Yaralar, Karhalar ve tırnak kanseri (Krapo) üzerinde Kü-kürt dioksidi kurutucu, takbis edici ve dağlayıcı (bir eskarm teşekkülü) tesir ya-par (4,19), kezalik rutubetli deri üzerinde aynı suretle (H 2 SO4 m teşekkülü) etkin

Kaufmann (14); Kükürt dioksidin şimik action'ları çok kuvvetli olduğ un-dan, o fevkalade bir dezenfektandır. Kâfi dozlarda ve su Ibuharı müvacehesin-de, o bütün patojen mikroplar' öldürür ve diasıtasique fermentation,ları dur-durur.

Kükürt dioksidin suda erimesi ile meydana gelen Sülfüröz asid antiseptik ve aynı zamanda kuvvetli yerel tahriş edici tesir yapar. (3).

Kükürt dioksid mukozalar için, bilhassa teneffüs yolu mukozası için çok muhasriştir, 2, 4, 5, 7, 11. Kükürt dioksit teneffüs edildikçe, insanlar ve hayvan-lar için tehlikeli bir zehirdir. O, Rhinitis, Laryngitiğ, Glottis Kramf, Pharyıı -gitis, Traohe'itis, Bronchitis, Bronchopneumonie, -Akciğer ödemi ve akciğer am-fizemi hasıl eder. Bundan maada göz Cornea tabakasında bir bulaınklik ve de-

(7)

nde bir dağlanma meydana gelebilir (dikkat gazlamada, gaz maskesi kullan ı -mz).

Kükürt dioksit gazlama şeklinde (gaz hücreleri) Atlar, Sığırlar, Koyunlar ve köpekler için mükemmel bir uyuz ilkıdır. %3,5-4 yolum oranında SO 2 di havi gaz hücrelerinde birer saatlik üç defa bir gazlama uyuzu emin bir surette iyi der 4,19. Gaz konsantrasyonu kâfi değilse veya çok aşarsa o zaman noksan neticeler veya Kükürt dioksit ile zehirlenmeler husule gelir.

Atlarm kılları gazlarnadan önce kırpılmalıdır. Gazlama esnasında Atlar iş e-memek ve pislee-memek için 24 saat evvel aç ve susuz bırakılmalı (gazlama es-nasında oyalama ve sakinleştirme için yem verilmeli). Hayvanlar gaz hücrele-rine kuru ,getirilmelidirler. Baş petrol yağı (lâmba yağı) veya diğer uyuz ilâç-ları ile tedavi edilmeli ve başın SO2 ile temasma mani olunmalıdır (baş gaz Indim etmiyecek şekilde iyice korunmalı). Gaz hücreleri gaz kaçırmıyacak su-rette kapalı ve kuru olmalıdır. Veteriner gazlama esnasında mevcut bulunmalı -dır. ve bir gaz maskesi elinde olmalıdır. SO2 kelliği de iyi eder, fakat gastop-hylus larvlarmı öldün-11oz. Deri, Anus ve Vagina vasıtası ile gazın emilmesi ne-ticesi husule gelen SO 2 gaz zehirlennıeleri, hayvanları çaıbucak taze havaya götürmekle iyileştirebilinir. SO 2 nin teneffüsünden sonra ağır, çok defa öldü-rücü teneffüs yollarının yangılanna götürebilir. Toxite = zehirlilik -SO 2 İnsan, hayvanlar ve bitkiler için toksiktir. Kükürt dioksit 1 : 100.000 bir yoğunlukta bile olsa solunum aygıt için elverişli değildir, 1: 30.000 bir yoğunlıikta boğ u-en ve öksiirük refleksini uyaneı tesir eder. IBir litre havada 3-5 miligram çaıbulc öldürücü tesir yaparlar, 1, 4-1, 7 miligram 1/2 -1 saat teneffüs edilirse derhal veya bir az sonra ölüm; 0,4 - 0,5 miligram aynı zaman zarfında hastalıklar ha-sıl ederler. O, 06-0, 1 miligramı 6 saat rnüddetle teneffüs edilirse hiç bir önemli Symptom husule getirmez (Lehmann, Gefahrlieihkeit des Zylcms. Müneh. med• Wodhenschr. 1920. bd. 67. S. 1517). 21, Starkenstein•

SO2 nin toksik dozları

1000 Sms havada 0,006 — 0,010 bulunursa: Salonum aygıtria muvafık 0,010 0,015 Burun ve trakeada taharrüş.

0,020 dayamlabilir had.

0,030 Öksüriik yapar ve tahammül edilmez 0,050 insan için teneffüs olunamıyan.

0;060 6 saate fare için doz mortel.

0,080 20 dakikada faresi öldüren miletardır. Uyuzlarm tedavisinde Kükürt dioksidin kullanılması ile yapılan gazlama-larda derinin rutubetli ve yaralı olmasından, sülfiiroz ve Sülfürik asidlerin

te-şekkülü ve yaptıklan toksik etkilerden ve SO 2 nin teneffüs edilmesinden husule gelen zehirlenmelerin tedavisi için hastaları taze havaya nakil etmelidir.

(8)

MURGUL BAKIR IŞLETMESI

nat), keza agrıları dindirmek için lokal anestezikler kullanılır. Akciğer ödemi hemen kan almakla ve deveranı düzenleyen ilaçları Kafein, Strofantin'i enjekte etmekle tedavi edilmelidir. Keza saf oksijen teneffüs ettirilmesi tavsiyeye şayanr dır (15).

Tenefüs yollanımm nezlelerinde SO 2 ile gazlama kontrendikedir.

Kükürt dioksid tırnak kanserinde (Krapoda) çok müessir bir dağlayıcı ilâç-tır. Bundan başka SO2 ile gazlama şap hastalığı virus'una karşı en iyi dezen-feksiyon irâcıdır. SO2 nin sudaki mahlûlü sülfüroz asid, sülfitler veya hipo-sülfitlerin eriyikleri, uzun müddet muhafazası arzu edilen kadavralarm çürü-me ve kokuşmalarını durdurmak için toplar damara enjekte edilerek kullanı la-bilir• Kükürt dioksidi ratıp deride ve bitkiler üzerinde bulunan su ile birleş e-rek sülfüroz asit ve arkasından da sülfürik aside çevrilerek dağlanmalar ve ze-hirlenmeler hanl edebilir. Buna dair bir çok literatür mevcuttur. Buna dair da-ha fazla bilgi Fröhner'in 1927 senesinde neşir ettiği Toxikologie adlı eserinin 172,173 ve 174 inci sahifelerinde vardır.

Sülfürik asid : H 2 504. Renksiz ve kokusuz, şiddetli ısıtılmakla buhar neşir eden,

şurup kıvamında,

%

94-98 saf asidi ihtiva eden, suda kolayblda eriyen bir ma-Yidir. Ham sülfürik asid, berrak, renksiz veya esmeriansi renkli, ya ğlı en az % 94 sülfürik asidi havi bir mayidir. Dilüe sülfürik asid, Acide Sulfurique Acidum sulfuricum dilutum, berrak, renksiz, 5 kısım suya 1 kısmı sülfü-rik asid dökerek ve karıştırarak meydana gelen,

%

15, 6-16, 3 sülfürik asidi havi bir mayidir.

Sülfürik asid su çeken ve Albumini tahrip eden tesirinden dolayı en kuv-vetli dağlayıcı ilaçlardan birsidir. 3, 4, 9, 10, 11, 14, 17, 18, 22, 23, 24, 26. De-rişik sülfürik asid deri ve mukozalarla temasa gelince çok şiddetli bir ağrı Na-sil ederek, dokuların tahribi ve kömürleşmesi neticesi esmer siyah ile siyah renkli birer dağ kabuğu (escarre) hasıl eder. Bu asidin tahripads tesiri, suya karşı büyük ilgisinden ve aibumini Koagule etmesinden ileri gelir. Bu asid or-ganik maddelerle temasa gelince işbu maddelerde bulunan hidrojen ile oksijeni birleştirerek su halinde ceZbeder ve maddeyi kömürleştirerek siyahmısı renkli bir (escarre) meydana gelir. Asid sülfürik ile dağlama (Cauterisation) daima çok ıstıraplı, derinlere ve mücavir kısımlara kadar yayılan unsur kayıplar' bı -rakır. Dağ kalbuğu kuru ve serttir (Koagulasion nekrozu). Çok sulu, 1000 de 1-5 oranında sülfürik asid -dağlayıcı değildir, fakat nıukabbız (astrigent), Vaso constructeur, Hatrıostatique tesire maliktir. Saf ve derişik süılfürik asid dahilen sulandırılmış halde verildikte Diphteroidik olan gastroenteritis husule getirir• Bir asidin asid reaksiyonu, keza karakteristik olan asid özellikleri onun ihtiva ettiği hidrojen iyonları ile orantılıdır ve hidrojen ivonlari ile tesir ederler 5, 9, 26. Bir asid suda ne kadar çok çözünürse, uniunrıiyetle de o asidin tesiri o kadar

(9)

kuvvetlidir. Bundan maada burada suya ilgi derecesi, lipoid eri ıı e (nüfuz ka- biliyeti), yoğunluk, tesir derecesinin devamı v. s. esas tutulanlardır.

Asidler protoplazma zehirleridirler ve bundan ötürü antiseptik tesir ya-parlar. 3,5. Asid ortamlar (vasatlar) içinde bakterilerin neşvüneması menedilir, bazı asidler vasıtası ile bakteriler imha edilirler. Sülfürik asid madensel asid olarak cüz'i antiseptik tesire sahiptir. Derişik olan sülfürik asidin dahilen veril-mesinden sonra sindirim kanalı mukozasmın dağlanması ve şiddetli gastroen-teritis, midenin perforation'u ve peritonitis'in husule gelmesi ile, ölüm vukva gelebilir. Küçük dozlar halinde uzunca bir müddet verilirse i ştihayı ve hazmı

bozar, siirgün'e sebep olur, büyükçe miktarlar kolik ve ishal husule getirirler. Asidlerin emilmesinden sonra kan reaksiyonun asidleri taraf ına doğru yerini değiştirmesi ve Acidose'in teşekkülü ile alkali ihtiyatmın azalması vukua ge-lir. Asidler vasıtası ile ağır zehirlenmede oksijen sarfetme ve hararet produksi-yonu düşer, ve dolaşım (deveran) ve teneffüs merkezleri felce uğrarlar. Kanın ve dokuların tampon mahlûlleri resorptiv olan asid tesirine karşı organizma)/ çok uzun korur.

Sülfürik asid, nadiren de olsa, haricen dağlayıcı ilaç olarak yeni teş ekkül-ler, çatal kanseri (Krapo), fıtıklar ve dirsek iğromalarma karşı kullanılır, hasta olan kısımlara, % 1-2 mahlûlü, fırça ile sürülür (Hernie'lerde dikkat)•

Dahilen sülfürik asid çok sulandırılmış şekilde, binde 1-5 oranındaki malı- fenol ile zehirlenrneğe (fenilsülfüriğin teşekkülü), kurşunla zehirlenmeye (Kurşun sülfatm teşekkülü) baryum klorürle zehirlenmeye (baryum sülfat

te-şekkülü) ve alkalilerle zehirlenmelere karşı antidot—panzehirdir• 4,17.

Dozları : Dahilen antidot olarak atlara 4 gr, Sığırlara 10 gr, Koyun, keçi ve

Do-muzlara 1-2 gr, Köpeklere 0,01-0,3 gr. veya 5-10 damla şekerli suda, Ada

tav-şanlar' ve Icanathlara 0,05-0,1 gram verilir. 24.

Sülfürik asid teknikte diğer asidlerin (nitrik asidin,) bundan başka sodyum, mağnezyum-, Çinko-, bakır-, ve demir sulfatlarmın, klorürlerinin ve katran renk-li maddelerin istihsarenk-li için kullanılır

TOKS İ KOLOJ İ S İ

Evcil hayvanlarda, asidlerle içerden zehirlenmeler insanların tersine olarak oldukça nadirdir. Ekseri vak'alarda, Atlarda ve Köpeklerde çokça görülen, dış -tan olan deri dağlanmalarına ait olurlar. 25

Bu güne kadar sülfürik asid ile zehirlenmeler atlarda (Gerlacılı, Gerichtl. Tierheilk 1872) ve ineklerde (Bubendorf, Zündels Ber. 1883) Sülfürik asid şiş e-'erinin sağlam paket yapılması için sarfedilen ve asidin içine kadar işlemiş olan, samanın ve otların hayvanlar tarafmdan yenilmesindeıa sonra ani olarak zuhur

(10)

MURGUL BAKİR İŞLETMESİ

etti

ğ

i

bildirilmiştir. Bir vak'ada zehirlenme, Sülfürik asidin bira küsbesine ilA.-

vesi ile husule gelmiş olduğu söylendi (Johne, Söchs. Ber. 1880). Atlarda ve

Köpeklerde harici dağlanmalar ve çatlamış sülfürik asid damacanlan ile veya ev idaresinde sık sık kullanılan sülfürik asid (zaç yağı) ile çok defa, husule gelir-ler. Atlarda sülfürik asid ile deride husule gelen dağlanma bazı defa da Ruam

şüphesini uyanduarak insanı aldatabilir (Demmel, München Tierarztl. Wsehr• 1912). 5 - (Fröhner-Völker)•

Pathogenese (Pathogenie) : -Asidlerin tesiri bir taraftan onların Asidite-sine (hidrojen iyonlan konsantrasyonuna) ve diğer taraftan da Anion'un özel tesirine bağlıdır. 5. Sülfürik asid kuvvetli bir asiddir.

Sülfiirik asidin Lokal—yerel, tahri

ş

edici, yak

ı

c

ı

(da

ğ

lay

ı

c

ı

) ve doku tahrip

edici tesiri ön plânda gelir 5, 7, 9.

Asitler albümini, asit albüminatların teş ek-külü ile tahripederler, Tokal etkiler bu albümin rusubundan ile'gelir. Bu da asi-din tesir derecesine göre tahriş, dağlama ve yangı şeklinde olabilir. Hücre al-bümininin değişmesi (Asid albüminatlann teşekkülü) ile nesiçlerin (dokuların) bir kısmı tahribedilir, parşümene benzer bir görünüşte katı ve yanık kabuğu husule gelir, bu kabuk asiditet çok fazla değilse asidin daha ileri nufuzetmesi-ne mani olur. Burada bir Kcagulations nufuzetmesi-nekrosu (Kuagulasyon nufuzetmesi-nekrozu) mevzuu bahistir. Yanık kabuğu (eskar) çeşitli asidlerde muhtelif renklere maliktir, eskar, sülfürik asidin tesiri ile husule gelmiş ise ilkin beyazdır ve sonra kan damarları -nın tahribi (kan renkli maddesinin dışarıya çıkması) ve onun 'Hematine çevril-mesi ile siyah olur 2, 3, 5, 7, 21. Kesif sülfürik asidin tesiri ile husule gelmiş

ise, organların kömürleşmesi ile dağ kabuğu (eskar) önceden siyah olur. Buna mukabil nitrik asid eskarı sarıdır, hidroklorik asidinki ise beyazdır 5, 21.

Sülfürik asidin tesiri ile ölmüş olan nesiçlerin hududunda "hudutlanan yangı

meydan gelir". Küçük damarlar (Kıl damarları) genişler, Arteriyel olan hiperemi ve nispi hararet yükselir; dolaşım rukûdete (Stase) kadar tedricen za-yıflar, serum harice çıkması ve Leukositlerin mulıacereti olur. Çıkan eksudat bağ dokusuna (nesei munzama) ait olan sür'atla çoğalma ile yanık kabuğunun atılmasına sebep olurlar. Unsur kayıplarına göre Granulation, epitelleşme ve nedbe teşekkülü meydana gelir. Vetireler ne kadar geniş olursa, şifa o kadar güç olur.

Lokal zehir tesir derecesi, Asiditetten maada asidin kalma müddetine ve bahis konusu olan mahallin hassasiyetine bağlıdır. Fiziyolojik olarak asid reak-siyona ayarlanmış olan midenin ve Duodenum'un üst kısmından sarfı nazar edi-lirse, mukozalar harici deriye nazaran asidlere karşı daha hassastırlar. Sülfürik asid zehirinin sindirim yolunda uzun müddet kalmasından dolayı bilhassa aş a-daki organlar tehlikeye maruzdurlar: Ösophagus girişi, Kardia'nn üst yarı boş -luğu, midede Pylorus, bağırsakta daralma mahalleri. O sathi olan madde ka-

33

(A. Ü. Vet. Fak. Dergisi, Cilt II, No. 1/2) F. 3

(11)

yıplar, Eroslon ve ulcus teşekkülleri ve Perforationlar husule ,getirebilir. Ned-beyi olan değişiklik vasıtası ile Stenos'lar, Dilatationlar ve Divertüküller ,geride kalabilirler.

Teneffüs (Solunum) yolu asid buharlan ve sun'i sis yapan asidlerle veya gaz şeklinde anhidrid asid ile bilhassa tehlikeye maruz kalır; sonra asid, kükürt dioksidin ve S03 in ratıp olan teneffüs mokozasına teması ile teşekkül eder. Hattâ lokal dağlayıcı (kâvi) tesir, ilkin oldukça ciddi belirtilere götiirmemis ise bile, yanğı hiperemisi vasıtası ile Akciğer" ödemi ve onun tali tezahüratı husule gelebilir. (Solunum yolu üzerinde asidlerin tesir icrasında hastalık şekli hakkm-da Kükürt diolcside balunız).

Bütün asid zehirlenmelerinde olduğu gibi sülfürik asid zerhirlemnesinde de sekunder enfeksiyonun komplikasyonlanmn tehlikesi küçümsemnernelidir. Bun-dan başka yanğısel olan eksudat'lann tekrar emilmesi ile Autointoxication= otocntoksikasyon belirtileri teşekkül edebilirler.

Çok sulandırılmış ve kesafeti azaltılmış olan asidlerin büyükçe miktarları

bazan da imtisasl (resorptiv) olan zehirlenmelere götürülebilirler. Şayet hay-vanlara sulu olan asidlerin büyükçe miktarları dalıilen bir defada verilirse, o zaman onlar kan alkaliliğinin kaybı neticesinde umuml asid zehirlenmeleri ile ölürler• Ölüm, kan açık surette asid reaksiyon göstermeden bile, vukua gelir. Kan alkali yedeğinin (ihtiyad) tam ve devamlı olan neutralisation'u (tadili), ölü-me sevkedebilölü-mek için, kâfi gelir. İnsanlarda kesif süffiirik asidin öldürücü do-zu 4-5 gramdır. Asidlere karşı vücudun mukavemet kabiliyeti hayvan türlerine (cinslerine) göre farklıdır. Etçillar, ot yiyenlere nazaran daha büyük bir alkali ihtiyatına maliktirler ve binaenaleyh asidlerin daha büyük miktarını nötra-lize edebilirler. Geviş getirenlerde kanın ve vücudun alkali ihtiyatı bilhassa cüzl olduğundan ötürü, onların asidlere karşı mukavemet kabiliyeti azdır. 2, 5, 21.

Asidler ve keza sülfürik asid uzun müddet devamlı olarak verilirse, kro-nik zehirlenmeler de husule gelebilir; kuzularda bir çok aylardan sonra iskele-tin ve eiskele-tin kalsyum tuzlarınca fakirleşınesi meydana ;geliyor (Weiske). 5.

Hastalığın

ş

ekli (Symptomatologie) :

-sülfürik asid sindirim kanalmın bü-tün uzunluğunda şiddetli ağrılar, muköz, ilkin beyazımtralc, sonra esanerimsi kanlı kusmalar yapar. İnsanlarda bir kaç saatta ölüm husule gelir, (2). Sülfürik asidle zeihirlenme belirtileri derinin, kaza dudaklarm ve ağzın mukozasının dağlanması ile birlikte sonradan husule gelen yanğıdan, salya akmasından ve yutma güçlüğünden ibarettir. Aynı zamanda mide mukozasımn dağlanmasından öltürü boğulma, kusma ve mide- bağırsak peristaltiğinin felçi ile

a

ğı

r kolik

nö-betleri

hani olur. Ölüm çok defa kalbin zayıflamasmın ve derin korna belirti-leri ile çok çabuk vukua gelir.

(12)

MURGUL BAKIR işıxrmrsi

Sülfürik asid ile zehirlenmede otopsi afet (Lesion)leri. -Dudaklarm, ağız boşluğunun, ösopshagus'un ve mide mukozasmın dağlamnası neticesi ulseröz, Korrosiv Stamatitis, Pharingitis, Ösophagitis, Gastritis ve Enteritis mevcuttu.

Midenin dahili cidarları siyahımsı ve kanlı bir mayi ile örtülüdürler.

Biz de sülfürik asidli gıdalar vermek suretile ölen tavşanlarımızın otopsi-sinde midede aynı aletleri gördük. Bazı defa da eskarlar, lannızı plaklar, mide ve bağırsak perforationları tesbit olunabilir ve peritonitis bulunur. Hayvanlarda yem yolunun ve midenin tezayyükleri yani -Striktürleri daha nadir hasıl olur.

Tedavi : -Asidler vasıtası ile husule gelen her dağlanmada (yanmada), dağ -layıcı ilacın su ile veyahut daha iyisi Kolloid'ler vasıtası ile, süt ve muhat gibi tahriş dindirici mayilerle yoğunluğun azaltılması esaslı bir tedbirdir. Sülfürik, asid deri ve mukoza üzerine dökülünce ilkin en iyi tedbir kuru bir bezle dökü len yerin silinmesi ve kurulanmaıs lazımdır. Ondan sonra harici olan asid ze-hirlenmesinde, asidin su veya % 5 oranındaki sodyum bikaıbonat mahlûlü ile esaslı bir yıkanması ve temizlenmesi yapılmalıdır. Sülfürik asidin uzaklaştırı l-ması ve yoğunluğunun su ile azaltılması ve sulandınlması, bazı hallerde alka-liler (bazlar) ile yapılabilecek olan neutralisation'dan daha önemli ve daha kıymetlidir Ondan sonraki tedavi nötr veya hafif alkali merhemler ile icabeder-se Pantocam'in ilavesi yapılır. -Per oral olan asid zehirlenmesinde midenin yı- kanması her zaman lazım değildir. Çünkü çok defa tez kusmalar vukua gelir. Keza midenin yıkanması Perforation'un husule gelmesi ihtimalinden ötürü teh-likelidir. Sülfürik asidle içeriden vukua gelen zehirlenmelere karşı alkali karbo-nat tuzlan ile nötürleme tüşebbiisleri tehlikelidir, çünkü husule gelecek olan gazlar hucuma uğrayan mide cidarının gerginliğin tehlikeli bir surette yüksel-tebilirler. Nötürlemek için yalnız ve yalnız magnezyum oksitten (Magnesia us-ta, magnesie hydratee) faydalanır ve sülfürik asid ve diğer asidleri nötürlemek için en iyi nötürleyici ve Antidot ilâç magnezyum aksittir.

Bundan başka muhati, koruyucu ilaçlar, süt ve albutnin verilir. -Ağrıları

dindirmek için Afyon ve türevleri, morfin ve Scopolamin, mahlûlü deri alt ına

şırınga edilebilir. Sulu olan asidlerin büyükçe miktarları= alınması ile husule gelen Acidose (Koma) belirtilerine karşı % 5 oranındaki sodyum bikarbonat mahlûlünden 1/2 saat zarfında at ve sığırların 1000-1500 cc; koyun ve keçilere 500-1000 cc; insanlara ve köpeklere 500 cc; kedilere 100-250 cc; toplar damar içine şırınga edilmesi uygundur.- Teneffüs yolu üzerinde asid tesir icralarmın tedavisi kükürt dioksidle zehirlenme kısmında bal-ısedilmiştir. kısma bakı l-ması).

Sülfürılc asidin aranması : -Sülfürik asid, nitrik asid ve hidroldorik asid ile

zehirlenmeler, her seyden evvel bu asidlerin husule getirmiş olduklan dağ ka-bukları (eskarları) nın karakteristik renkleri vasıtası ile ve eskarın kuvvetli re-

(13)

aksiyonu ve mide muhtevasından teşhis (ispat) olunaıbilir. Ondan sonra eskar, mide ve mutevasından asidler su ile maserasyonla çıkarıhrlar ve Karakteristik reaksiyonları ile muayene edilirler-

1 — Sülfürik asid baryum klorür veya bariyum nitrat eriyiği ile bariyum siilfattan ibaret beyaz bir çökelek (rusup) verir, ki bu çökelek sulu hidroklorik-veya nitrik asidlerde erimez; bundan başka kurşun asetat mahlülü ile kurşun sülfattan ibaret beyaz !bir çökelek hasıl eder, ki bu rusup Amonyaklı şarap asid eriyiğinde kolay erir. 20.

Serbest Sülfürik asidin nitel (Kalitatif) aramnası bahis konusu olunca aş

a-ğıdaki reaksiyonlara baş vurulur :

1 — Bir çok organik cisimler derişik sülfürik asidle, su bırakarak ayrışı r-lar ve bazan doğrudan doğuya bilinen bileşikler haline geçenler. Bazan da es-mer ilâ siyah renkli kömür gibi cisimler hasıl olur, ki bunların tabiat tamamile bilinmiyor. Meselâ şeker ve odun sülfürik asidle kömürleşirier.

Serbest sülfürik asid ararken onun kömürleştirme tesirinden pek karak-teristik bir özelik olarak faydalanılır. Derişik sülfürik asid şeker üzerine dam-latılacak olursa şekerin adi ısıda bile siyahlandığı görülür. Sulu sülfürik asid bu reaksiyonu hasıl etmez. Lâkin bir az şeker bir porselen kapsülceğizde (Llşe kısımlarını veya elbise parçalarını veyaluitta bitki aksamım su ile muamele ederek elde edilen) sulu sülfürik asidle su hamamında buharlaştırılacak olursa siyaha boyanma ve nihayet kömürleşme hasıl olur. Pek az miktardaki serbest sülfürik asid le bile bu reaksiyon vasıtası ile meydana çıkarılabilir (1, 25).

2 — Bir kibrit çöpü erğimiş soda ile ıslatıldıktan sonra üzerine sülfürik asid veya sülfatlardan pek az bir miktar konularak bünzen lâmbası alevinde

ısıtılırsa asid veya sülfatlar indirgenir ve sülfür teşekkül eder. Bu madde bir damla su ile ıslatılmış bir gümüş para veya levha ile temasa getirilirse gümüş

sülfürden ibaret siyah bir leke hasıl olur (Hepar reaksiyonu) 1, 20, 25.

Şüpheli madde sulu veya derişik sülfürik asid olduğu takdirde arama özel bir takım hazırlıklara lüzum kalmadan yapılır. Fakat asid elbise üzerinde, bitki kısımlarında, kusmukta, laşe kısımlarında ve bunlara benzer maddelerde bu-lunupta nitel: ve nicel olarak tayin edilmek gerekiyorsa o zaman bazı hazırlı k-lara ihtiyaç hasıl olur. Üzerinde şüpheli leke bulunan elbise ve bitki ve saire parçalarından değişik renk ile ve yenik manzaralarla dikkati çeken kısımlar ke-silerek beher kadehincle damıtılmış su ile muamele edilir Süzülen sıvıda doğ -rudan doğruya nitel ve inicel olarak sülfürik asid aranır. Kontrol maksadı ile mad-denin lekesiz bir parçası da ayrıca muayene edilir. Bu muayenede serbest sülfü-rik asid reaksiyonları tabii görülmemelidir. Bu kontrol deneyinin yapılması pek lüzumludur. Çünkü kumaşları boyamak için asid reaksiyon gösterebilen sül-fatlar mordant -müsebbit gibi kullanılır.

(14)

MURGUI., BAKIR IŞLETMESI

Bitkiler, laşe parçaları, kusmuldar, =had kütleler v. s. ilkin parçalanır. Üzerine damıtılmış su dökülür ve adi ısıda sık sık karıştırarak bir kaç saat ken-di hallerine bırakılır; sonra bezden veya süzgeç kâğıdından süzülür. Suda eri-memiş olan kısım su ile iyice yıkanır. Sülfürik asidin miktarının tayinı isteni-yorsa o zaman süzülen sıvı ile yıkanma suları belli bir haerne, meselâ bir litre-ye ulaştınlır ve bundan sonra

50-100 cm3

ü desi normal swt kostik ve sut kos-tik yoksa aynı orandaki potaskostik mahlûlü ile titre edilir. Sıvının kalmtısı su hamamında buharlaştınhr ve soğutulduktan sonra üzerine iki katı mutlak alkol katılır. Bu suretle tuzlarm büyük bir kısmı, kaza albumin maddeleri çökelir. Süzülen sıvı fazla su ile sulandınhr ve su hamarnında alkolün hepsi uçuneaYa kadar buharlaştınhr. Kalan sıvıya sülfürik asidin reaksiyonuları tatbik edilir. 1, 25.

1 — Mavi turnsolu şiddetli kırmızıya boyar, fakat mavi turnsol yalnız mağ -densel asidin hususi ile sülfürik asidin vüeudu aşağıdaki reaksiyonlarla da doğ -densel asidin husus? ile sülfürik asidin vüeuu aşağıdaki reaksiyonlarla da doğ -rulanmalıdır:

a) Metil violet'in sudaki eriyiği serbest sülfürik asid ile maviye boyandığı

halde organik asidler veya asid tuzlarla bir renk has

ı

l olmaz (8).

İ

ki damla

asi-di havi s

ı

v

ı

ya 1 damla Metil violetten damlat

ı

l

ı

rsa maviye boyan

ı

r.

b) Ferri

asetat ve çok eüz'l miktarda potasyum rodanür ikisi birlikte çok miktarda damıtılmış su ile muamele edilse ve eritilse sarı renkli bir eriyik hu-sule

gelir. Bu eriyik bir madensel asid (Sülfürik asid) ile muamele edildikte

karakteristik kan k

ı

rm

ı

z

ı

bir renk al

ı

r.

Ferri asetat, potasyum iyodür ve ni

ş

asta iriyi

ğ

ini dam

ı

t

ı

lm

ış

çokça su

ile kar

ış

t

ı

rarak elde edilen eriyi

ğ

ie bir ma

ğ

densel asid sulu eriyi

ğ

i kat

ı

lsa,

iyod-lu ni

ş

asta husule gelmesinden ötürü eriyi

ğ

in rengi mavi olur.

e) Sülfürik asidli s

ı

v

ı

Ba Cl, eriyi

ğ

i ile Ba SO4 den ibaret beyaz çökelek

verir. Bu çökelek sulu hidroklorik -ve nitrik asidlerle erimez. Hepar reaksiyonu

ile gümü

ş

para üzerinde gümü

ş

sülfürden ibaret karaci

ğ

er renginde bir leke

has

ı

l eder.

d) Kur

ş

un asetat

ı

nahlûlü ile Pb SO 4 den ibaret

beyaz bir çökelek hasıl eder ve bu çökelek amonyaklı şarap asidi eriyiği darnlatılmea tamamen erir.

f) Bir az

ş

eker bir porselen kapsülce

ğ

ize sulu sülfürik asidle su hamanunda

buharla

ş

t

ı

r

ı

lacak olursa siyaha boyamna ve nihayet kömürle

ş

tirrne bakiyesi

ha-ni olur ve pek az miktardaki

H2 SO4

ancak bu reaksiyonla meydana ç

ı

kar

ı

-l

ı

r.

11. -Sülfürik asidin nicel (Quantitativ) analizi ya gravimetrik olarak

Bari-yum sülfat veyahut volumetrik

n -potasyum hidroksit ile titration vasıtası

ile ve indikator olarakta fenolftealein kullanmakia yapılır.

(15)

1000 Cm ıo n -Potasyum, hidroksit ınahlalü 10 Gram equivalent sülfiiirk asid = 4, 9 gr. H2 SO4 de tekabül eder. 1, 8, 25.

MATERİYAL VE METOD.

Sülfürik asidle zehirlenme, mandut mesuliyetli Murğul Bakır işletmesi izabehanelerinden çıkan dumanlar içerisinde bulunan % 1, - 4,5 SO 2 gazlarmm civardaki otlara bulaşarak husule gelen sülfürik asidli otları yiyen sığırlarda 20.6.1952 günü görüldüğü 27.6.1952 günkü yazı ile bildirilmişti. Sözü geçen sı

-ğırların yedikleri otlardan birer miktar bir sandık içerisinde Analizi yapılmak üzere gönderildiği bildirilmekte ve bu otlar üzerinde Kükürt bileşikleri olup

olmadığını, varsa sığırlara zarar verip vermiyeceğinin bildirilmesi istenmekte idi ve ilk esas çalışma materiyalimizi bunlar teşkil etmekte idi.

Yukarıda adı geçen Murğul bakır işletmesi tarafından gönderilen, her ta-rafı tel çemberle sarılı büyük sandık açıldıkta: içerisinden fabrika eivarmdan

alınıp gönderilen ve sığırların ölümüne sebep olan, ayrı ambalaj kağıtlarma sa-rıhınş ot, mısır ve mısır sap ve yapraklar ile birlikte çıktı. Tartıldıkta mısır bit-ki numunesinin 4746 gram ve ot numunesinin ise 1375 gramdan ibaret olduk-ları anlaşıldı. Kükürt dioksid gazı havadan ağır olduğu için bacalardan çıkan

Şekil. 1. Mısır (Zea Mais) yaprakları üzerinde siyah sülfürik asit

lekeleri (orijinal)

gaz rüzgarın estiği istikamette fabrika civarındaki bitkilere tevazzu ederek-, bikilerdeki su buhar' rutubetli ve yağışlı zamanlarda su ile birleşerek Sülfüroz

(16)

MURGUL BAKIR IŞLETMESI

asid ve buda havanın oksijeiıi ile zamanla sülfürik asid haline geçer. Mısır sap ve yapraklan üzerinde sülfürik asid siyah lekeler yapar. Şekil 1 de görüleceği üzere Mısır (Zea Mais) yaprakları üzerinde gayet tipik Sülfürik asidin dağlayı -cı ile siyah lekeler husule gelmiştir. Bundan ötürü biz analiz anetodlan-mızı sülfürik asid aranması üzerine yönelttik.

Muayenesi istenilen mısır sap ve yapraklannm üzerinde siyah lekeleri ha-vi olan kısımlardan 100 gram alınarak parçaladıktan sonra büyükçe geniş bir cam fanusa kondu. Üzerine 500 cc. danutık su döküldü ve adi ısıda sık sık ka-rıştırarak 24 saat kendi hallerine bırakıldı; sonra süzgeç Id.ğıdmdan süzüldü. Sıvının kalintısı su haınamında buharlaştınldı ve soğuduktan sonra üzerine iki katı mutlak alkol katıldı. Bu suretle tuzların büyük bir kısmı, keza albumin maddeleri çökeldi. Süzülen sıvı 200 cc. su ile sulandırıldı ve su hamammda al-kolün hepsi uçuncaya kadar buharlaştuıldı. 1, 25. Bu şekilde elde ettiğimiz sı -vıya Sülfürik asidin reaksiyonları tatbik edildi ve sülfürik asid nitel aran&

Analizi yapılması istenilen otlardan da 100 gram aldık ve mısırlarda yap-tığımız metodla kalan sıvıya sülfürük asidin reaksiyonları tatbik edilerek sül-fürik asid nitel arandı. Bunlardan başka Çoruh İli Veteriner Müdürlüğünden doğruca Kürsiimiize gönderilen 21.7.1952 gün ve 500-600 sayılı yazıda: Borçka ilçesine bağlı Murğuldaki Etibank bakır fabrikası bacalarmdan çıkan SO2 =nın etraftaki köyler mer'a ve mezruatma bula şarak bitkilere ve bitkileri yi-yen hayvanların kokulu ishale tutulduğu ve zaman ile zayıflayarak öldükleri iddia edilmekte ve bunların Sülfürik asid ile bulaşmış otların yenilmesinden ileri geldiği samlmakta; fabrika civarındaki üç köyden ayrı olarak alman ot numunelerinin Toksikolojik analizleri ile Sülfürik asidin mevcut olup olmadığı -nın, şayet mevcut ise bir kilo otıtaki miktannm bildirilmesi istenmekte idi.

Üzerinde Çoruh kurşun mühürü olan ve ikinci muayene materyalimizi teşkil eden, tahta sandığı açtığınuzda; clerunundan ağızları sicirrıle bağlı, kar-tonlu, mühürlü ve kartonlarda Damar, Küre ve Petek isimleri yazılı, içerleri dolu üç bez torba, torbalarda açılınca içerlerinden otlar çıktı, Tarttığımızda Damar köyü ot numunesi 450 gr. Küre 670 gr; Petek köyünün ki ise 470 gram-dan ibaret oldukları anlaşıldı. Toksikoljik analizlerine 5.8.1952 de başlandı.

a) Damar köyü ot numunesinden 100 gram alındı. İlkin parçalandıktan sonra geniş ağızlı büyük bir cam kavanoza kondu. Üzerine 1 litre damıtıkruş

su döküldü ve adi ısıda sık sık karıştırarak 24 saat kendi hallerine bırakıldı; sonra güzgeç kağıdından porselen kapsüle süzüldü. Suda erimemiş olan kısım su ile iyice yıkandı. Sülfürik asidin miktarının tayini de istendiği için süzülen sıvı ile yıkama suları bir litreye ulaştırıldı. Sıvı su hamammda 250 gram kalı n-caya kadar buharlaştınldı ve soğuduktan sonra üzerine iki kat mutlak alkol katıldı. Bu şekilde tuzların büyük bir kısmı ve keza albumin çökeldi ve tek-

(17)

rar süzüldü. Süzülen sıvı damıtılmış su ile sulandırddı ve su hamamında al-kol'ün hepsi uçuncaya kadar buharlaştırıldı. Bu şekilde sülfürik asid reaksi-yonları tatbik ve nicel analizi yapılacak SINi elde edildi.

b) — Küre köyü ot numunesi de yukarıda Damar da açıkladığı= ıisul de sülfürik asid reaksiyonları tatbik edilecek şekilde hazırlandı.

— Petek köyü ot nunıunesinden de 100 gram alındı ve Damar köyü ot numunesindeki metod'la Sülfürik asid reaksiyonları tatbik edilecek sıvı

istihsal edildi.

DENEYLER VE ALINAN SONUÇLAR A — şhnik deneyler:

Muayenesi istenen mısır sap ve yapraklarınm siyah lekeleri havi (şekil 1 de) kısımlardan maserasyon sonunda ekle ettiğimiz swıya sülfürik asidin ayı -raçlan tatbik edildi. Şöyleki:

Mavi turnsol kağıdını batırdığunızda, turnsol kağıdını şiddetli kırmızı ren-ge çevirdi. Mavi turnsol kağıdı yalnız mağdensel asidlerle değil organik asid-lerle de kırmızıya boyandığından sülfürik asidin vücuduna aşağıdaki reaksi-yonlarla doğruladık:

1 — Mavi turnsolu kırmızıya çeviren swınnzdan 2 co alındı ve bir deney tüpüne kondu. Üzerine metil Violet'in sudaki eriyiğinden 5 damla damlattığı -mızda sülfürik aside has olan maviye bayan& Organik asidler veya tuzlarla bu renk husule gelmez.

2 — Sıvıdan 2 cc. bir deney tüpüne kondu. Üzerine ferri asetatın ve çok cüz'ı miktardaki potasyum rodanür kanşınumn çok sulu eriyiğinden 1 cc. ilave ettiğimizde sülfürik asidle karakteristik kan kırmızı bil. renk aldı.

3 — Sıvıdan 3 cc. üçüncü bir deney tüpüne kondu; üierine Ba C1 2 eri-yiği damlattığımızda Ba SO 4 den ibaret beyaz bir çökelek verdi. Bu çökelek sulu hidroklorik ve Nitrik asidlerde erimedi.

4 — Baryum So 4 çökeleğinde Hepar deneyi ile gümüş para üzerinde gümüş sülfürden ibaret karaciğer renginde bir leke elde ettik.

5 — Sıvıdan 3 cc. başka bir deney tüpe alındı. Üzerine kurşun asetat mah-lülü ilave ettiğimizde beyaz renkli kurşun sülfat çökeleği husule geldi. Bu çökelek üzerine amonyaklı şarap asidli mahlülden damlattığımızda tamamen eridiği görüldü.

6 — Sıvıdan 10 cc• ve küçük bir parçacık çay şekeri bir porselen kap-siilceğizde su hamamında buharlaştırdığımızda siyaha boyanma ve nihayet

kömürleşıne kalıntısı hasıl oldu ve pek az miktarı ki H2 SO4 ancak bu reaksiyon

(18)

MURGUL BAKIR İŞLETMESi

7 — 100 gram mısır yaprak ve saplarının maserasyonu sonunda elde

etti-ğimiz sayıda bulunan sülfürik asidin miktannı volumetrik metod'la tayin ettik ve bir kilo bitkide 2 gram ve 43 santigram sülfürik asid bulduk.

100 gram otun meserasyonu sonunda elde ettiğimiz sıvaya da sülfürik asidin reaksiyonları tatbik olundu. Adı geçen aside ait ayıraçlar ile 'hiç bir reaksiyon vermedi.

Yukarıdaki paragrafların tetkikinden de anlaşılacağı üzere gönderilen otta sülfürik aside rastlanılamamış; buna anukabil mısır yaprak ve saplarında

sül-fürik asid tesbit ettik. Bunu 19.8.1952 gün ve 186 sayılı raporumuzla adı geçen Murğul Bakır işletmesi Müdürlüğüne bildirmiştik.

a) — Damar köyü ot nuırmnesinin 100 grammın maserasyonu (1, 25) ile elde ettiğimiz sayıya sülfürfic asidin reaksiyonları tatbik edildi. Şöyleki:

1 — Sıvıdan 4 cc. tecrübe tüpüne kondu

.. Mavi turnsol ka

ğıdını batırdığı -mızda kırmızıya boyadı.

2 — Sayıdan 3 cc. başka bir deney tüpüne kondu. Üzerine ferri asetat ve potasYum rodanürün çok sulu eriyiğinden 1 cc. ilâve ettiğimizde sülfürik asidle

karakteristik kan kırmızı bir renk aldı.

3 — Sayıdan 3 cc. üçüncü bir deney tüpüne kondu. Üzerine 3 damla metil violet eriyiği damlattığımızda sülfürik aside mahsus olan mavi renge bayandı. 4 — Sayıdan 3 oc. başka bir deney tüpüne kondu üzerine Ba C1 2 eriyiği damlattığımızda Ba SO 4 ten ibaret beyaz bir çökelek verdi. Hepar tecrübesi ile gümüş para üzerinde gümüş sülfürden ibaret karaciğer renginde bir leke hu-Rale geldi.

5 — Sayıdan 2 cc. bir deney tüpüne kondu. Üzerine kurşun asetat mah-lûlü damlattığımızda beyaz bir çökelek (Pb SO 4) •usule geldi.

6 — Sıvıdan 15 cc. m 3 bir kapsülceğize kondu ve içerisine yarını çay ş e-keri atıldı; su hamamı üzerinde buharlaştırdığımızda evvelâ siyaha boyanma ve sonrada kömürleşme busule geldi.

7 — Damar köyü otunun bir kilosundaki sülfürik asidin nitel analizi volumetrik metodla (1) tayin olundu. Otun bir kilosunda 2 gram 47 santigram sülfürik asid tesbit edildi.

ıb) — Küre köyünden alınan ve analizi için gönderilen otlardada damar köyündeki gibi analizler yapıldı. Nitel analizinde Küre köyü ot numunesinde de siilfürik asid bulundu. Küre köyü otunun nice! analizinde bir kilo otta 1,78 gram sülfürik asid saptanıldı.

C — Petek köyü ot numunesinde de diğer numunelerde olduğu gibi sül-fürik asid bulundu ve bir kilo ot nuarnmesindeki sülsül-fürik asid miktarını 1,76 gram olarak tesbit ettik.

(19)

Hulâsâ: Yukarıdaki maddelerde yazılı analiz kısımlarının tetkikinden de anlaşılacağı gibi gönderilen 3 ot numunesi üzerinde yaptığımız toksikolojik ana-lizlerde Damar, Küre ve Petek köyü otlarmda sülfürik asid tesbit edilmiş ve Damar ot numunesinin kilosunda 2,47 gram; Küre numunesinde 1,78 gram; Peteğinkinde 1,76 gram miktarlarmda sülfürik asid bulunmuştur.

Bu analiz sonuçlanmızı 9.10.1952 gün ve 222 sayılı raporumuzla adı ge-çen Çoruh İli Veteriner Müdürlüğüne bildirmiştik•

B — Biyolojik deneyler :

Çoruh Veteriner Müdürlüğünden gönderilen ve zehirlenmelere sebep olan; Damar, Küre ve Petek köyleri adamdan, çıkardığı= sülfürik asid ile 20 fare ve 4 tavşan üzerinde yaptığımız tecnibeler ve neticeleri aşağıda arzedilmiştir:

Fare deneyleri.

a) 14.10.1952 de elde ettiğimiz Damar numunesi sülfürik asidli sıvıya 100 gram buğday kondu ve buğdaylar açık havada 2 gün kurutuldu.

Deney 1. — Beyaz erkek fare. 2 aylık. 20 gram ağırlığında. Deneyin ya-pıldığı tarih 16.10.1952 Sabahleyin hayvana sülfürik asidi havi kurutulmuş buğ- daylar verildi. içecek suyuna 0,25 gr. Sülfürik asid kondu. Hayvan normal bir

şekilde gıdasını yedi ve suyunu içti. 17.10.1952 de ishal gösterdi. 18.10.1952 sa-bahı saat 10,20 de Korna halinde idi ve saat 11,55 de öldü.

Otopside: ölüm sertliği teşekkül etmiş, deri altı damarları ,genişlemiş ve kanla dolu, kapillar kil damarlarında kan oturmaları, Kan koyulan:mı:1 renkte ve iyi pıhtılaşmamış idi. Ağız mukozası ve diğer mukozalarda yanık siyah

le-keler, mide mukozası yanğılı boş, mukozası üzerinde beyaz yanık renk ve yer yer kan oturmaları mevcut idi. Mezenterium damarları genişlemiş kanla dolu, Enteritis car. Acuta hemonhagica, bağırsaklarda sulu ve kanlı mayi vardı. Ka-raciğer ziyadesi ile gevşek ve peteşiler mevcut, kalp pıhtılaşmamış kanla dolu; böbrelder hipertrofiye duçar olmuş ve böbreklerin Kortikal bölgesinde yer yer kan oturmaları mevcut idi. Ölüm sebebi: Autointoxioation ve kalp durması.

Cedvel 1.

Deney Hayvan cinsi Yaşı Ağırlığı Deney tarihi Ölüm tarihi

2 Erkek beyaz fare 1,5 aylık 15 ,gr. 16.10.1952 19.10.1952

3 Beyaz dişi fare 1,5 aylık 26 gr. 21.10..1952 23,10.1952

4 Beyaz dişi fare 3 aylık 23 gr. 2110.1952 23.10.1952

5 Beyaz dişi fare 3 aylık 16 ıgr. 21.10J952 23.10.1952

Yukarıdaki 1 numaralı cedveldeki farelere de birinci deneyde olduğu gibi Sülfürik asidli buğday ve su verildi. Birinci deneydeki fare gibi klinik belirti-ler gösterdibelirti-ler. Otopsibelirti-lerinde de birinci deneydekibelirti-ler görüldü.

(20)

MURGUL BAKIR İŞLETMESİ

Bu deneyler sonunda ölen farelerin mide, bağırsak ve muhtevisi, karaciğer ve böbrek parçalarından 20 gram alındı, iyice kıyıldıktan sonra 250 gramlık bir balona kondu ve üzerine 5 katı damıtılmış su ilave olundu ve ara sıra çalkaya-rak 24 saat ma.serasyona terk edildi ve süzgeç kağıdmdan süzüldü. Süzülen sıvı 50 gram kalıncaya kadar su hamammda uçuruldu ve soğuduktan sonra üzerine mutlak alkol dökülerek tuzlar ve keza albumin maddeleri çöktürüldük- ten sonra tekrar süzüldü. Sonra alkolün hepsi uçuncaya kadar su hamammda buharlaştırıldı• Bu şekilde sülfürik asidin ayıraçlarını tatbik edeceğimiz bir sıvı elde olundu ve bu sıvıya sülfürik asidin ayıraçlarını tatbik ettiğimizde sülfürik aside has reaksiyonları verdi. Bu suretle laşe parçalarından sülfürik asidi tekrar meydana çıkarabildik.

b) Küre; e) Petek böyü nunıunelerinden elde ettiğimiz Sülfürik asidli sıvı -lar ile de buğdayları ıslatıp açık havada iki gün kuruttuktan sonra aşağıda ced-vel 2 de işaret ettiğimiz gibi 10 fareye verdik. Fareler birinci deneyde açı kla-dığını= klinik belirtileri göstererek öldüler ve otopsi bulgularıda birinci fare-de olduğu gibi idi.

Cedvel 2.

Deney No. Hayvanın cinsi Ağırlığı Deney tarihi Ölüm tarihi

1 Beyaz erkek fare 10 gr. 16.10..1952 18..10.1952

2 Beyaz dişi fare 20 gr. „ ,,

3 17 .gr. ,, Y,

4 20 ,gr. 21.10:1952 23.10.1952

5 21 .gr. 93

Beyaz erkek fare 15 gr. 16.101952 20. 10.1952

7 20 ,gr. ,, ,,

8 24 gr. ,,

9 20 gr. 21.10.1952 23.110. " ışs2

10 I> 25 gr. , , )1

d) — Aynı zamanda 20.10.1952 de kontrol şahit tecrübelerde yaptık. Şöy- leki:

Merck fabrikasının analiz için yaptığı 1,84 kesafetindeki Sülfürik asidden 3 gram, 100 gram damıtılmış suya ilâve edildi ve bu eriyiğe 100 gram buğday kondu, sonra açık havada ve güneşte iki gün kurutuldu. Bu buğdaylar 23.10. 1952 günü aşağıda parantez içinde numaraları ve ağırlıkları yazılı olan (1.- be-yaz erkek fare, 30 gram ağırlığında; 2.- beyaz dişi fare sırtı kılsız 20 gram ağırlığında; 3.- beyaz erkek fare 22 gram ağırlığında; 4.- beyaz dişi fare 25 gram ağırlığında; 5.- beyaz erkek fare kuyruğu kesik 27 gram ağırlığında) farelere yedirmeğe başladık. Fareler 26.10.1952 günü koma belirtileri içinde öldüler.

(21)

Otopsilerinde: evvelce numunelerden elde ettiğimiz, Sülfürik aside batırılan§ buğdayları yiyen farelerin otopsilerindeki patolojik 'aletler göründü. Ölüm sebepleri: Autointoxication ve Kalp durması.

II. TAVŞANLARDAICI TECRÜBELER

Tecrübe 1 — Beyaz dişi tavşan, 1,5 yaşıında, 2350 gram ağırlığında. Tec-rübenin yapıldığı tarih 26. Nisan. 1955. Sabahleyin hayvana üzerinden Kükürt dioksit geçirilmiş, sülfiiroz ve sülfürik aside dönmüş % 3 Sülfürik asidi havi taze yonca otu yedirilmeğe başlandı. Hayvan 3 gün yoncalan iştiha ile yedi, 29.4.1955 iştihasızlıkla birlikte yutma güçlükleri mevcut idi. Bu ara şiddetli ishal de gösterdi ve 11 gün sonra büsbütün iştahı kesilmelde beraber, hayvan-da şiddetli bir constipation vardı ve günler geçtikçe zayıflıyordu. Nihayet 14.

5.1955 cumartesi sabahı hayvanın derecesi 36,4 de düşmüştü ve hayvan koma halinde idi. ve aynı günü sabah saat 7,45 de ihtilâçlar gösterdikten sonra öldü. 14.5.1955 günü Patolojik-Anatomi Kürsüsünde yapılan otopside: ölüm sertliği

Şekillenrniş, deri damarları genişlemiş ve kan ile dolu, kan koyu kırmızı renkte ve iyi pıhtılaşmamış.

Mezenterium damarları genişlamiş ve dolgun, ince ve kalın bağırsak sero-zaları kırmızı renkte, mide ve kalın bağırsaklar dolu, gergin görünüşte, mide-nin içinde fazla miktarda kılları da ihtiva eden oldukça kuru, fazla miktarda bir içerik, ince bağırsaklar içinde sarımtrak renkte slinıüksel bir içerik

bulun-makta, mukozaları koyu kırmızı renkte ve kabarık manzarada, kalın bağı rsak-lar içinde kirli renkte, çok fazla miktarda ve gayet sert bir içerik bulunmakta idi.

Karaciğer ziyadesi ile igevşek ve sarımtırak renkte, böbreklerin Kortikal bölgesinde yer yer kan oturmalan mevcut idi.

Patolojik-Anatomi( teşhis: Dilatatio Ventriculi alimentaria secundaria, Constipatio Coli; Enteritis Cat. acuta; Degeneratio adiposa hepatis; Böbrek-lerin Kortikal bölgeBöbrek-lerinde kan oturmaları.

Ölüm sebebi: Kalın barsak Konstipasyonu sonu Autointoxication ve kalp durması.

Tecrübe 2: Beyaz dişi tavşan. 1 yaşında, 2400 gram ağırlığında. Tecrübe-nin yapıldığı tarih. 26.5.1955 günü sabahı hayvana birinci tecrübede olduğu

gibi

% 3 Sülfürik asidi havi taze yoncalar yedirilmeğe başlandı. Hayvan 4 gün yon-caları iştiha ile yedi ve % 1 Sülfürik asidli suyu da, su olarak içti. Diğer gün-lerde yemesi azaldı. 7.5.1955 de yavrusunu düşürdü ve yedi. 9.5.1955 günü kanlı ishal gösterdi. Günler geçtikçe zayıflamağa ve 13.5.1955 de haYvand8 Konstipation başladı ve günler geçtikçe daha fazla zayıflayarak kaşektik bir

(22)

MURGUL BAKIR IŞLETMESI

hale

geldi. Nihayet 20.5.1955 cuma iinü Fievrisi 36,1 0 ye düştü ve korna halin-de öldü. Otopsi afetleri tecrübe birhalin-deki gibi idi.

Ölüm sebebi: Autointoksikasyon ve kalp durması. Mide, barsak ve muhte-vasında Sülfürik asid arandı ve Sülfürik asid tekrar bulundu.

Tecrübe 3 — Sırtı siyah karın altı beyaz renkli erkek Tavşan, 2,5 yaşında, 2237 gram ağırlığında. Tecrüberlin yapıldığı tarih 20.5.1955 cuma günü, sabah saat 8,30 da hayvana ağızdan, 4 gram % 96 lık, derişik Sülfürik asid 30 gram damıtılmış su ile karıştırarak, içirildi. Hayvanda 5 saat sonra ağız, yutak ve yem borusunun mukozalarmın dağlanması neticesi olarak salya akması ve su içerken yutma güçlüğü ve daha sonraları, boğulma ve kusura alametleri görül-dü. Mide ve barsak peristaltiğinin felci ile 21.5.1955 günü ağır kolik nöbetler! husule geldi ve hayvan derin korna alametleri, kalbin zayıflaması ve fievrinin 360 ye düşmesi ile öldü.

21.5.1955 günü otopsisinde: Ulseroz Korrosiv Stomatitis, pharYngitis, Ösop-hagitis, mide yanğısı mide mukozasının bazı yerlerinde beyaz yanık lekeler! ve pylor kısmında da siyah renkli yanık lekeleri görüldü. İnce bağırsaklar ş id-detli hiperemik ve kanlı bir içerik ile dolu idi. Mezanter damarları kanla dolu

ve kan pılıtılaşınış. Kalın bağırsaklardaki içerik sümüklü ve fena kokulu idi.

Karaciğer de yer yer peteşiler mevcut, kalpte kan pıhtılaşmamış idi. Ölihn sebebi: Autcintoxication ve kalp felçi.

Tecrübe 4 — Siyah dişi Tavşan, 1 yaşında, 2600 gram ağırlığında. Tecrü-benin yapıldığı tarih 26.4.1955. Sabahleyin hayvana içerisinde <70 1 Sülfürik asidi havi yeşil yonca ve buğday yedirilmeğe başlandı. Hayvana aynı gıdalar mü-teakip günlerde de veriliyordu ve hayvan bunları iştiha ile yiyordu. 3.5.1955

günü

hayvan iki yavru düşürdü ve yavruların' yedi. 20.5.1955 de ishal gösterdi ve 3 gün devam etti. 23.5.1955 günü Konstipasyon ba şladı ve hayvan günler geçtikçe zayıflıyordu. Hayvana % 1,5 Sülfürik asidi havi yeşil yonca, buğday ve suyu veriliyordu ve bu şekilde tecrübeye 10.6.1955 gününe kadar devam edildi. Hayvanda kaşeksi çok arttı. 12.6.1955 günü hiç bir gıda yiyemiyordu. 13.6.1955 de hayvan çok düşkün ve derin korna içinde öldü. Tarttığımızda 1250 gram geldi. Hayvan 49 gün zarfında 1350 gram vücudundan kaybetti. 13.6.1955 te yapılan otopside:

Ölüm katılığı şekillenmiş deri altı kapillar 'damarları dolgun. Subseroz darnarlar ve mezenterium damarları genişlemiş, Mide, ince, ve kalın barsak serozları kırmızı renkte, midenin içinde fazla miktarda esmer renkte hazmol-mamış kuru bir gıda kitlesi, midenin mukozası enine ve boyuna oldukça derin, kıvrıntılı olup üzeri koyu sümüksel bir madde ile örtülü, ve mukoza ötede, be- 45

(23)

ride bir toplu iğne başı büyüklüğünü aşacak şekilde şiddetli koyu kırmızı renk-te olarak göze çarpmakta. (Şekil : 2)

Şekil: 2) Sülfürık asidden ileri gelen zehirlenme sonu ölen tavşanın midesi. Mukoza enine boyuna oldukça derin ve kıvrıntılı görünüşte, üzeri sümük-

sel koyu bir madde ile örtülü ve mukoza üzerinde ötede bende toplu iğne başa büyüklüğünde ve daha büyük kuagulasyon nekrozları

ve kan oturmaları görülmekte (orijinal).

İnce barsaklar içinde sarımtırak renkte sümüksel bir madde mukozalann

-üzerine sıvanmış bir durumda idi ve mukozalar kırmızı renkte ve kabarık

gö-rünüşte ve duodenum mukozasında yer yer kan oturmaları mevcut idi. Kalm barsaklar içinde oldukça kuru katran manzarasında fazla miktarda bir içerik vardı ve mukozalar kırmızı renkte ve kabarık manzarada idi.

Karaciğerin kenarı kütleşmiş, kesit yüzünden koyu kırmızı renkte bol bir

kan sızmakta idi. Böbreklerin kortikal bölgesinde toplu iğne başı büyüklüğ ün-de kan oturmaları mevcut idi.

Histolojik bakı.

Karaciğer: vena portakapillarlerı ve kıldamarlan genişlemiş ve kan ile dolu. Yer yer karaciğer dokusu içinde oldukça boyaları iyi almamış, şekilsiz kitleler ve bunlar arasında az sayıda leukosit'ler göze çarpmakta idi.

Böbrek: Böbrek dokusu içindeki kapillar damar ve diğer damarlar geniş. lemiş ve kan ile, dolu Korktikal bölgede yer yer oldukça geniş fuayeler halinde .serbest eritrositler mevcut kil.

(24)

MURGUL BAKIR IŞLETMESI

Böbrek üstü bezi: Kortilcal bölgede ortalarında boyaları iyi almamış par-çalı şekilsiz kitleler bulunan ve etrafmda az sayıda leucosit'leri ihtiva eden fuayeler vardı.

Patolojik — Anatomik teşhis: Cachexie; Dilatatio ventriculi alinıentaria Secundaria; Gastritis Cat. Chronica, Enteritis Cat. acuta; Mide ve ince bağı r-sak mukozalarmda kan oturmaları. Constipatio Coli eat Colitis Cat. acuta. :Kara-ciğer de nekroz fuayeleri ve Hyperaemia hepatis passiva. Böbrek üstü bezinde nekroz fuayeleri.

Ölüm sebebi:

Konstipatio coli sonucu Autointoxication ve kaşeksi.

DİSKÜSSİON VE NETICE .—

Murğul Bakır İşletme,si Müessesesi Müdürlüğü ve ayrıca Çoruh İli Veteri-ner MüdürlüğiiSkrafindan gönderilen bitkilerde, hayvanların ölümlerine sebep olan sülfürik As/din mevcut olup olmadığmm tesbiti ile, bir kilogram ottaki miktarının bildirilmesi istenmiştir. Mesainin evvelki losımlannm teddlcinden de anlaşılacağı üzere hem bitkilere zarar veren ve hem de bu bitkileri yiyen hay-vanlarda hastalık ve ölüm husule getiren sülfürik asid tesbit edilmiştir. Ve mik-tar tayını da titrasyon (1 — Autenrieth; 25 Yeğül) metodu ile yapılmış, Fabri-kamn etrafında ve yarım saat doğu güneyinde bulunan (13); Damar köyünden alınan ve gönderilen bir kilogram otta, 2,47 gram, yarım saat batısında bulunan

ve petek köyü civarmdan

alman bir kilo kuru otta 1,76 gram ve yine fabrikanın kuzeyinde olan ve yarım saat mesafede bulunan Küre köyü kuru ohm bir kiloğra.

m

ı

nda 1,78 gram

sülfürik asid tesbit edilmiştir. Otlardan elde ettiğimiz fürik asid ile muamele edip, lcuruttuğumuz buğdayları, Biyolojik tecrub~.

rıunda da işaret ettiğim gibi

farelere yedirdik

ve fareler 2-4 gün içerisinde, Sül-fat* aside has zehirlenme tablosu göstererek öldüler. Yamlmarnak için de şahit

fareler kullandığı= gibi 5 fareye de: Merck Fabrikasının sülfürik asidi ile muamele ettiğimiz ve kuruttuğumuz buğdayları yedirdik. Fabrika civarındaki otlardan tesbit ettiğimiz sülfürik asid gibi farelerde reaksiyon ve patolojik âfet-ler gösterdi ve ölen fareâfet-lerin mide ve bağırsak muhtevi ve parçalarından tekrar

H2 So4 çıkarılmıştır. Tavşanlara Sol gazı üzerinde tesebbüt etmiş ve sülfürik asid teşekkül etmiş otları ve buğdayları yedirmek suretile tecrübeler yapılmıştır. Biyolojik deneyler kısmında da işaret ettiğim gibi tavşanlarda hem sülfürik asid-le acut ve hem de chronique zehirasid-lenme hadisesi meydana getirihni ştir. Şu

hal-de Kükürt dioksitle bula

ş

m

ış

ve bilhassa ya

ğış

l

ı

, fazla rutubetli havalarda otlar

üzerindeki su ile birle

ş

mi

ş

ve sülfürik asid te

ş

ekkül etmi

ş

otlar

ı

yiyen

hayvan-larda sülfürik asid ile zehirlenmeler ve ölüm husule gelir.

Analizlerimizden

sonra verdiğimiz raporları tetkik

eden Çoruh ili

Veteri-ner Müdürlü

ğ

ü

adı geçen bakır fabrikası Müdürlüğüne

3 s

ığı

r ve 3 koyun ald

ı

-

(25)

rarak tecrübeler yapmış ve bu nnntıkada yetişen otlar üzerinde Sülfürik asidin en fazla tesbit edildiği Damar köyünün otu bir sığıra ve bir koyuna yedirilmiş

koyun 11 inci günü ölmüştür; Sığırın ise 20 gün sonra zayıflamağa başladığı, 42 gün sonra Kaşektik ve yerinden kalkamayacak bir hale geldiği ve neticede etinden istifade için kesildiği bildirilmiştir (13- Karaoğlan H).

Çoruh Veteriner Müdürlüğü Sülfürik asidli otları yiyen hayvanlarda görü-len araz ve otopside bulunan 'âfetler ile Sülfürik asid'le zeihirgörü-lenme olay ı husule geldiği mütalaâsmda bulunmuş ve bunu da doğrulamak için Kimyasal Toksi-kolojik muayenemize baş vurmuştur. Bu kimyasal Toksikolojik muayenemizin kıymeti de buradadır. Bu muaynemizin vezifesi teyittir ve deliler üzerine ku- rulmuş olan Klinik semptomlar ve Anatomik değişiklikler diagnostik binasma son taşı koymuştur. Analizlerimizden sonra Sülfürik asid bulununca ve miktar tayini yapılmca Çoruh Veteriner Müdürlüğü ve Fabrika Müdürlüğü işin ciddi-yetini anlıyarak gereğini yapmışlar ve hakikaten hayvanlarda ölümlerin sülfürik asidden ileri geldiğini tecrübeleri ile de teyit etmişler ve fabrika gerekli tazmi-natı hayvan sahiplerine vermiştir.

Ancak burada şunu da kayıt etmeği uygun görüyorum, ki normal halde, bütün hayvansal ve bitkisel organizmalarm hepsinde sülfatlar ve bisülfatlar olduğundan ötürü, bitkilerin ve hayvansal maddelerin içerisinden serbest sül-fürik asidin çıkarılması ve isbat edilmesi lâzımdır. (1). Organ kısımlarında, bit-ki kısımlarında bulunan sülfürik asidin nitel ve nicel olarak tayin edilmesi iste-niyorsa o zaman bazı hazırlıklara ihtiyaç hasıl olur, ki bu hazırlıklarda tarafı -mızdan yapılmıştır. Bitki kısımlarında gördüğümüz siyah ilâ esmer siyah lekeler kesilmiş bir fanusta damıtılmış su ile maserasyonu yapılmış ve süzmüş olduğ u-muz sıvıda doğrudan doğruya nitel ve nicel olarak sülfürik asid aranmış ve bu-lunmuştur. Kontrol maksadı ile de aynı bitkilerin lekesiz parçaları da ayrıca muayene edilmiştir ve lekesiz kısımlarda sülfürik aside rastlanılmamış -tı•. Bitki ve hayvansal kısımlarda organik ve inorganik asidler de mev-cut olduğundan, sülfürik asidin teşhis ve tefrik etme reaksiyonları yapılmış -tır. Elde ettiğimiz sülfürik asidle yeşil yoncalar ve buğdaylar muamele edilmiş, farelere ve tavşanlara yedirilmiş, klinik semptomlar ve patolojik Anatomik bul-gularda incelermaiştir Otopside bilhassa tavşanın bir tanesinin midesinde Koa-gulasyon nekrozları ve kan oturmaları görülmüştür• (Şekil 2.) yalnız hayvan tür- lerinde sülfürik asidin toksik dozlarının tesbiti imk'ânsız olduğundan toksik doz-lar hakkında kesin rakkamlar veremedim. Çünkü Sülfürik asidin asidlik derece-si ve konsantrasyonuna göre tokderece-sik ve letal dozlarmda hayvan türlerine göre değişmektedir. (8).

Yurdumuzda hayvanlarda ilk defa sülfürik asidle zehirlenme olayları bu araştırmamız sonunda tesbit edilmiştir. Uzun zamandan beri üzerinde çalıştığı-

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamızda hastanelerde sık kullanılan dört adet antiseptik ve dezenfektanın hastanemizde yatan hastalardan izole edilen hastane enfeksiyonu etkeni, dirençli ve

In this paper, we investigate the fuzzy linear programming technique (FLP) for multiple attribute group decision making (MAGDM) problems with preference information on alternativesI.

Bu çalışmada, fare oositlerinde in vitro maturasyon (IVM) sürecinde MAPK/ERK kinaz (MEK) inhibisyonunun ve protein kinaz A (PKA) inhibisyonu ile gerçekleşen

mesinin en s›k gözlenen komplikasyonlar› yan a¤r›s›, üriner sistem enfeksiyonu ve hematüri olmakla birlikte nadir olarak da stent migrasyonu

 Gram pozitif ve negatiflere etki (virüs)  Antiseptik ve dezenfektan olarak.  Deri, mukoza ve meme antisepsisi  Hayvan barınakları ve

kullanılarak uygulanması sonucu elde edilen ortalama ROC sonuçları..39 Çizelge 4.6 Farklı benzerlik metriklerinin kesişim gen listesi kullanılarak LAST_DE parmak

Patients with older age, lower education levels, more severe COPD, comorbid diseases, and lower body mass index and patients who are male and are residing in rural areas and

All patients were evaluated for age, sex, comorbidity, etiology, duration of CRF, number of previous AVFs, arterial, venous, and anastomosis diam- eter, AVF site, anastomosis