• Sonuç bulunamadı

Daha çok orkestra...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Daha çok orkestra..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Gürer Aykal: Orkestra şefleri gezici insanlardır. Birden çok orkestraya müzik direktörlüğü yapabilirler.

İstanbul’un

müzik

yaşamına

yeni bir renk,

yeni bir

soluk

geliyor.

Borusan

İstanbul

Filarmoni

Orkestrası

(BÎFO),

yenilenen ve

büyüyen

kadrosuyla

klasik müzik

dinleyicisi ile

buluşuyor.

İlk konserini

yarın

AKM’de

verecek olan

orkestra,

Anadolu

yakasında da

düzenli

olarak her ay

konserler

verecek.

Daha çok orkestra

ÖZGÜR DURGUN

* stanbullu müzikseverler dinamik,

yep-I

yeni bir orkestrayla tanışıyor bu ay. Bo­rusan Grubu bünyesinde altı yıldır faali­ yetlerini sürdüren Oda Orkestrası, geli­ şen kadrosu ve yenilenen kimliğiyle, Boru­ san İstanbul Filarmoni Orkestrası olarak se­ lamlıyor müzikseverleri.

Başkemancı Doç. D r.C ihatA şkın’ın yö­ netimindeki seçimlerle, orkestra üye sayısı­

nı arttıran ve ilk konserini yarın İstanbul Kültür Merkezi 'nde verecek olan B1FO yal­ nızca İstanbul’da değil, Ankara, İzmirgibi kentlerde de dinleyici ilebuluşacak. Orkest­ ra ayrıca, Kadıköy Halk Eğitim Merke­ z i’ndeki konserlerle klasik müziği Anadolu yakasına da taşıyacak. Orkestranın Anado­ lu yakasındaki ilk konseri 9 Kasım tarihinde gerçekleşecek.

BİFO ’nun 1999-2000 konser sezonu programı isebirhayli zengin. Ayşegül Sarı­

ca, Cihat Aşkın, Gülsin Onay, Ayla Erduran, Verda Erman gibi solistlere eşlik edecek olan BİFO’nun, Daniel Grosgurin, Rome- ros Dörtlüsü gibi yurtdışından da konuk edeceği solistler olacak. Orkestra repertuva- rının önemli birbölüm ünü, bir orkestranın ‘Anayasası’ olarak değerlendirilen Beetho­ ven Senfonilerine ayıracak.

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestra­ s ı’nın Genel Müzik Direktörü olan Prof. Gürer Aykal aynı zamanda orkestranın

Da-C U M H U R İY E T D E R G İ

imi Ş e fliğ in i de üstleniyor. Ayka'l, yeni bir kimliğe kovuşan BİFO’nun dinleyicileriyle ilk buluşmasını büyükbirheyecanlabekle- diğini söylüyor. Gürer Aykal, orkestranın yeni dönem projelerini şöyle anlatıyor:

Yeni bir kimlik ve daha geniş bir kitley­ le buluşmak... BİFO'nun Genel Müzik Direktörü olarak, bu başlangıca dair ne­ ler söylemek istersiniz?

Bir orkestra, çoksesliliğin en önemli gös­ tergesidir. Bu, halk için müthiş bir eğitimdir. Çünkü çokseslilik demokrasiyi getirir. Ben. ilkokulu Diyarbakır’da okudum, Ankara’ya konservatuvarayatılı olarak gittim. Birkaç sene sonra keman çalmaya başladım. 1956’larda, Diyarbakır Şehir Orkestrası ’nın konserlerinde ikinci kemanlarda çalardım. Diyarbakır Şehir Orkestrası, elbette kusur­ suz birorkestra değildi, amadüzenli konser- leryapardı her ay. Şimdi, keşke diyorum, or­ kestralarımızın sayısı daha fazla olsa...Çün­ kü Türk insanı müziği çok seviyor, çok iyi anlıyor. En büyük dileğim, orkestraların ço­ ğalması. A BD ’de 800, Alm anya’da 140 or­ kestra varken Türkiye’de niye 60’ları 70’leri bulmayalım?

Türkiye’deki orkestralar belirli planlar içinde, belirli kentlere kültür bombardımanı yaparlarsa, bundan en büyük kazancı kon- servatuvarlar ve orkestralar elde eder. Ne ekerseniz, onu biçersiniz. Bir insanın haya- tındahiç Mozart dinlememesi büyük bir ka­ yıptır. Ancak bırakınız Mozart’ ı Dede Efen- d i’yi, İtri’yi bile duymamış olanlar var. Bi­ zim görevimiz işte bu büyük boşluğu dol­ durmak, Mozart dinlemek keyfini insanları­ mıza aşılamak...

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestra­ sı, bundan sonra nasıl biryol izleyecek?

Öncelikle, bu yılki konser programımızı, birbütünlük içerisinde Beethoven Senfoni­ leri’ne ayırdık. Biliyorsunuz, nasıl bir devle­ tin anayasası varsa, orkestraların da Beetho­ ven senfonileri vardır. BİFO.buyıl Beetho­ ven’inerken dönem senfonilerinin tümünü seslendirerek, bir orkestranın tarihinde çok önemli olan biryetkinlik derecesini yakala­ mak hedefini gözetecek.

Üniversitelerle işbirliği yapacağız. Kon­ ser provalarımızı izlemek isteyen gençlere kapılarımız her zaman açık olacak. Bir ba­ kacaksınız ki, Bİ FO bir konservatuvar mis­ yonu üstlenecek. Bir süre sonra korosuna da kavuşacak. Ayrıca, Türkiye’de önemli bir eksiklik olarak gördüğüm, eğitim konserle­ rine de öncel ik vereceğiz.

“Orkestra kurmak” yolunda üstlendi­ ğiniz misyonu bu yıl hızla tırmandırarak Antalya Devlet Senfoni Orkestrası gibi yeni oluşumlara da imza attınız. Böylesi- ne yoğun bir program zaman zaman sizi korkutmuyor mu?

Orkestra şefleri gezici insanlardır. Bir or­ kestra şefi, .eğer hiçbiryereçağrılnuyorsa bir sorun var demekti r. Avrupa’da ya da Ameri­ ka gibi ülkelerde şefler, birden çok orkestra­ nın müzik direktörü oldukları gibi, konuk şe f olarak çeşitli orkestralarda çalışırlar. Ben, tüm bu görevlerin üstesinden geleceği­ me inanıyorum.

Orkestrayı yönetirken neler hissedi­ yorsunuz?

Tari fi kolay olmayan bir duygu bu. Olağa­ nüstü bir şey. Y üzlerce yıl önce yazılmış bir eserin notalarıyla bütünleşmek büyük bir heyecan. Öncelikle okuduğunuz notalarla kendi içinizde bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Bu yolculuğun sonunda eserin sizde bıraktı­ ğı duyguyu orkestrayla paylaşıyorsunuz. Orkestra yönetmek gerçekten olağanüstü bir his. Elinizde, gözünüzde, dudağınızda herkesi topluyor; o büyük paylaşımı birlikte yaşıyorsunuz.-^

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

üç sahnesi, bir şehirde üç evi ve üç şehirde bir Mercedes ara­ bası ve yine üç şehirde bir ge­ cede üç bin lira kazancı vardı. ÇATILMIŞ

Ezana beş dakika kala sarayın cümle kapısı açılır, başta Kızlarağası, arkasın­ dan «makamı mehdi ulya» denilen ana­ lık, yani Abdülmecidin dördüncü

Paul Bourget’nln tavrını benimseyen Halit Ziya, içinde yaşadığı büyük şehirlerin olaylarını bu açıdan değerlendirmiş ve kusursuz bir romancı gibi davranarak

Uğurlama törenine Devlet Bakanı Cavit Kavak, Eminönü Belediye Başkam Ahmet Çetinsaya, Orient Express Başkam Nick Varian ve Zihni Holding Yönetim Kurulu. Başkanı Asaf

Bu çalışmada, ekonomik psikoloji kapsamında bir araştırma alanı olan ve 1950’li yıl­ lardan bu yana gelişen vergi psikolojisi hakkında kısaca bilgi verilmiş ve bu

Bu çalışma, üniversitelerin, üçlü sarmal modeli içindeki rollerine ne kadar hazırlıklı ve odaklı olduklarını anlamak üzere 2011 yılı itibarı ile Türkiye’de

Hasta grubunda işitme kaybı olan kişi oranı, kontrol grubundan istatistiksel olarak anlamlı daha fazla bulundu (p=0.033) (tablo 4.2).. Hasta ve kontrol grubunun odiometri

Bugün var olan, bir yokluktan çıkmadı, dün var oianı değiştirerek, yeni hareketlere uydurarak, daha i- leri bir seyre bazan düz bir yürüyüş, bazan bir