Sayfa: 12=
"Mondros Mütakeresi gerçekten
Ermenilere büyük cüret vermiş,
hele Osmaniı İmparatorluğunun
yenilgisi bu cüreti büsbütün artır
mıştı... Nitekim Paris barış gö
rüşmesinde ver
dikleri bir muh
tırada işi doğu
Merimizin çoğu
nu isteyecek ka
dar ileri
götür-: Hürriyet
<2 Şubat 1ÍT73
ERMENİ
)
MESELESİNİN
d e r l e y e n:
E . E S E N
—: Tİ
EN
m m m m hP
Kâğıt üzerinde
bir devlet
müşlerdi. Bu çıl
gın fikirler için
de bir milyon
Türk'ü hunharca
katletmişlerdi."
S
ASON isyanlarıyle Babıâli yürüyüşü arasında paralellik kurmak sanırız ki komiteci Ermenilerin o günlerde
. u r hareketi şöyle veya böyle planladıkları hakkında
fı.u r verecektir. Gerçekten her iki teşebbüs ve kalkışma aynı zamanlara rastlar. Hattâ daha sonra değineceğimiz “ Osmaniı Bankası Vakası” da bunlarla ilişkilidir.
İsyan Ermenilerin Kürtlero karşı giriştikleri hareketle
naşı atılmıştır. Bu harekette akla durgunluk verecek vahşe
te gidilmiş, Müslümanların boğazlanmaları yanında,
ka-m
ı
SEFERBERLİĞİN ilânı sırasında a>aklanarak cctder kuran Er- meniler yüzlerce askerimizi öldürmüş, köyleri ateşe vermiş lerdir. Yukarıda. An tam ik in idaresinde udisen Ermeni bir liklerinden “ 2’nci Lejyon,. yemin merasimi sırasında...
dınlara tecavüzler hıristiyan- bğın kabulü için zorlamalar
birbirini ¡elemiştir. Osmaniı
devleti, isyanı şüphesiz bas tırabilir, asileri cezalandırabi lirdi. ne var ki cezalandıra- madı. İngiltere, Fransa ve Rus ya hemen harekete geçtiler, koruyucu kanatlarını Ermeni lerin üzerine gerdiler. Islahat va da reform konusunda Ba- bıâlî ile tartışmalara girdiler.
2’nci Sason İsyanı ise bu müsamahanın veya zayıf gö rüntünün sonucudur ve Os
manlI Bankası baskınından
biraz sonraya rastlar, 1897
yılı içinde Taşnak komiteci leri Sason ve Muş bölgesin de âdeta karargâh kurmuş lar ve isyan stratejisini hazır
lamaya başlamışlardı. Hattâ
1899 Taşnak Sutyum kongre sinde Sason’un faaliyet mer kezi olarak seçilmesine ve o
bölgeye cephane yığılmasına
bile karar verilmişti.
Ünlü Antranik bu sırada
ortaya çıktı ve düzenlenme
ye doğru giden Ermeni bir
liklerinin başına geçti. 8-10 yıl süren Sason İs yanları Türk-Ermeni ilişkile
rinde bir kanlı safhadır. Er- meniler bu isyanlarda kadın
ları bile kullanmışlar, Türk
ordusuyla Muş ovasma ka
dar intikâl eden çarpışmalara girişmişlerdir. Ordu elbette ki
meseleyi kökünden hallede
cekti, ne var ki bir yandan Antranik çıkar yolu Kafkasya- ya atlamakta bulmuştur, öte yandan büyük devletler, Er- meniler sonuç alamayınca, ha rekete geçerek Osmaniı Dev letini her zamanki gibi yatış- tırmışlardır. (!)
OSMANLI BANKASI
OLAYI
(14 AĞUSTOS 1896)
Komiteci Ermenilerin bizce
en önemli hareketleri Os-
nıanlı Bankasına karşı giri şilmiş olandır.
Harekât İstanbul’daki Sont
ve Kurban adındaki küçük
örgütlerle Taşnak ve Hınçak Örgütlerinin işbirliğinin sonu cudur.
Anarşik stratejiye tama
men uygun bir tertiple giri
şilen harekâtta, komiteciler,
bankayı işgal etmişler işgal
sırasında bombalarla çoğu
kişinin canına da kıymışlar-
dır. Başarılı olabildiler mi?
lıayır? Ne var ki yine yaban
cıların müdahalesiyle kendi
lerini kurtardılar. Hattâ cle-
başlarını yabancı bandıralı
gemilerle dışarıya kaçırdılar. Üstelik bu olayı bir başka şe kilde, tabiî Türkiye’nin aley
hinde, dünyaya takdim ma
rifetini de gösterdiler.
Osmaniı Bankası baskı
nı bırakalım, o zamanın şart, larını, bugün bile ibret alı nacak olaylardandır, ve geç tiğimiz çileli günlerle o za
man arasında şaşırtıcı ben
zerlikler vardır.
ABDÜLHAMİD'E
SUİKAST
TEŞEBBÜSÜ
(21 Temmuz 1985)
1904’te Sofya'da toplanan
Taşnaklar Kongresi’nde Tür kiye’deki faaliyetin yoğunlaş tırılmasına karar verildi. Bu kararlar araşma yerli yaban cı teşekkküllere karşı girişi lecek sabotajlar da vardı.
önce padişaha tabanca ile
suikast teşebbüsünde bulun
dular, tutmadı. Arkasından
Hamidiye Camiin önünde bir tertibe girdiler. Abdiilhamid’-
in cami önünde bekleyen
faytonu havaya uçuruldu; 26
kişi öldü 60 a yakın insan
yaralandı. Tertipçilerin ba
şında ünlü Belçikalı anarşist Edvar Jorist’le Ermeni komi
tecileri vardı. Şair Tevfik
Fikret’in deyimiyle padişah
hayatını “ Bir lâhzaya teehhü re,, medyumdu gerçekten. Ca
miin kapısında Şeyhülislâm
Cemalettin Efendi’ye konuş
maya dalmış ve saatii bom ba padişahın faytona binme sinden 1,5 dakika önce pat lamıştı.
Meşrutiyetten sonra Erme- niler bir süre Türkleri bıra
karak Ruslarla çatışmışlar
dır. Aslında Türk cezaevle
rinde bir tek Ermeni siyasî mahkûm yoktu. Rusya hapis haneleri ise ağzına kadar Er
menilerle doluydu. Ancak
Rus entrikası bunu da önle miştir, hattâ Ermenileri Tür
kiye’ye karşı yeniden hare
kete geçirmiş* ir.
RUSLARDAN edindikleri silâhlarla Ermeni çetecileri binlerce masum Türk’ün kanma girmekten çekinmediler. Er
mem ruhanî liderleri de ellerinden geldiği kadar bu düşmanlığı, bu katliamları desteklemekten çekinmediler^,
ADANA ÎSYANI
(27 MART 1909)
Adana isyanı, hem bu en
trikaların hem de Avrupa
devletlerini müdahale ettir
mek için türlü taktiklere gi
ren Ermeni komitecilerinin
marifetidir. Ermeni Piskopo
su Muşeg’in tahrikiyle yürü
tülen ayaklanma tertipleri
önce iki Türk’ün öldürülme siyle sahneye konuldu. Erme ni katiHer isteğe rağmen hü kümete teslim edilmedi. A r kasından Türklerle Ermeniler
arasmda çatışmalar başladı.
Sonunda hükümet vaziyetin
vahametini görerek müdahale
mecburiyetinde kaldı. Hattâ
kurulan harp divanı 9 Türkle 6 Ermeni’yi idama da mah kûm etti. Ama komiteciler a- maçlarma kavuşmuşlar Avru pa’da ve Amerika’da havayı kendi lehlerine çevirmişlerdi.
Adana isyanından sonra
iktidardaki İttihat ve Terak ki Fırkası tuhaftır, hayli zaaf göstermiş, Taşnaklarla âdeta
bir dostluk andlaşmasma
girmiştir. Kendi tebasından
bir azınlıkla hükümetin yap tığı garip bir andiaşınadır bu. Üstelik bir yıl sonra komite
ciler tarafından bozulmuştur
ve artık Ermeniler Kafkasya’ da harekete geçecekler, hattâ 1914’te Ruslarla birlikte
Tür-kiye’ye karşı savaş ilân ede
ceklerdir. Aslında Boyran
adındaki bir Ermeni yazarın
da kitabında belirttiği gibi
Hınçak ve Taşnak komiteci
leri “ Çarlık ajanı olarak.
Çarlık Rusyası hesabına ça
lışmışlar, buna karşılık Rus-
lardan hayli altm almışlar
dır”
İKİNCİ ZEYTUN
AYAKLANMASI
(17 AĞUSTOS 1914)
VE DİĞERLERİ
Seferberliğin ilânı sırasın da baş gösteren bu ayaklan ma hayli kanlıdır. Ermenilerin Türk ordusuna katılmak is tememelerinden çıkmış, çete ler kuran asiler yüzlerce aske
ri miri öldürmüşler, köyleri
ateşe vermişlerdir. Ancak bu
tür olaylar sadece Zeytun
çevresine münhasır kalmadı.
Arkasından Kayseri’ye at
ladı, oradan Erzurum ve Do
ğu Beyazit'e sirayet etti ve
devletten aldıkları, Ruslar’-
dan edindikleri silâhlarla Er meni çeteleri binlerce masum
Türk’ün kanma girmekten
çekinmediler. Zaten 1915’te
çıkarılan ve bugün dışarıda ki Ermenilerin ellerinde bay rak haline getirdikleri
Teh-cir Kanunu bu mezalimin
karşılığıdır. Savaşan bir (il
ke kendisini arkadan vuranla rı hiç değilse dağıtarak teh likeyi önlemek istemiştir.
KAFKASYA'DAKİ
ÇATIŞMALAR
Komünist ihtilâlinin başa
rıya ulaşması üzerine Rus
cephelerindeki bozgunlar Kaf
kasya’da da belirmiş, Rus
kuvvetleri iç çatışmaya çeki lerek yerleri Ermeni ve Gür cü birlikleriyle doldurulmuş tur. Ne varki Ruslar o sırada Erzincan’a kadar olan bölgeyi
işgal etmişlerdi. Kudret Er
meni birliklerinin eline ge
çince elbette ki dam üstün
de dam bırakmayacaklardı...
Nitekim öyle olmuştur. Erzu rum’daki Rus Komutanı Yar bay Khleboff bile raporunda şöyle der:
“ Erzurum’dan, Erzincan’a
çekilen Ermeni çeteleri yolla
rı üzerindeki bütün Müslü
man köy ve kasabalarını yok etmişler, yüzlerce kişiyi evle rinde yakmışlardır. Hattâ hal. kı kiliseye camilere doldura rak da imha ettiler. 500 ka
dar Türk'ün el ve ayakları
bağlanarak öldürülüşü insana
dehşet verecek bir davra
nıştır. Ne var ki yaptılar.,,
Gerçekten Ermeni mezali
minin bu yanı tüyler
ürperti-eldir. V e Brest - Lltovsk An laşması gereğince Türk ordu
su işgal edilen yerleri geri
alıncaya kadar bu mecalim
devam edecektir.
İNGİLİZLER İŞE
KARIŞIYOR
Ancak Kafkasya çatışması bu kadarla da bitmedi. Türk lerle Ermeniler arasmda barış
yapılmasına rağmen İngiliz
kuvvetleriyle Türk kuvvetleri bu defa savaşa tutuştular. Sa vaş aleyhimize sonuç verdi ve Kafkasya’nın yanında Mon
dros mukavelenamesi imza
landı. Türkiye yine 1914 sı nırlarına çekilmiş, bunca e-
mek bunca kan havaya git
mişti.
GERÇEKLEŞECEK
SANDILAR
Mondros Mütarekesi ger
çekten Ermenilere büyük cü ret vermiş, hele Osmaniı Dev-
leti’nin yenilgisi bu cüreti
büsbütün artırmıştır. Nitekim 12 Şubat 1919’da Paris Barış
Konferansına Ermenistan
Cumhurbaşkanı Aharuyan ta rafından verilen muhtıra cü retin artışını göstermektedir.. Bu muhtırada Ermeniler doğu
illerimizden çoğunu istemiş
ler, oralardaki Müslüman
Türklerin başka yera nakle-
* dilmesini talep etmişler. Kı sacası kendilerine haklan ol madığı halde bir devlet edin meye çalışmışlardır.
Ermenilerin bir başka İs
tekleri de Amerika manda-
sıydı. Neticede Amerika man
daterlisi kabul etmedi ama,
Paris Konferası’nda Ermeni-
lere verilmek istenen Van,
Bitlis, Diyarbakır, Trabzon il lerini kapsadığı haritada böl ge biraz daha genişletildi. V «
kâğıt üzerinde bir Ermeni
devletinin temeli atıldı. Yukanda “ Gerçekleşecekle*
sandılar,, dedik. Aslında bu
devlet buz üzerine yazı yaz mak kabilindendi. Gerçi Er
menilerin Erivan’da zaten
kurdukları bir devlet vardı.
Ancak bu devlet Paris Kon
feransı ve Amerika Cum
hurbaşkanı Wilson’un gayre tiyle biraz daha şişiyor ken
di halkının bulunmadığı bir
bölgeye zorla girmek istiyor du. Girmeye de çalıştılar. Bu
arada îngilizlerin müsama
hasıyla binlerce, yüz binlerce Türk’ü öldürdüler, (Resmî ra kamlara göre öldürülen Türk lerin sayısı bir milyonu ge
çiyor). Buna paralel olarak
güneydoğuda Urfa, Adana,
Maraş ve Gaziantep’te Türk- lare yapmadıklarını bırakma dılar. Sonunda ne oldu? Kaf kasya’da yenildiler, güneydo ğuda işgal kuvvetlerinin ya nında yer aldılar, sukutu ha yale uğradılar. Çünkü Maraş’-
ta bir Sütçü İmam vardı.
Çünkü Gaziantep’te Şahin
Bey vardı, Urfa’da, Adana’-
da isimli isimsiz kahramanlar elbette kalleştiği onların ya nma bırakmayacaklardı.
Sevr Andlaşması’ndan me det umuyorlar, Wilson pren siplerinden dem vuruyorlardı. Oysa Türk milleti o paçavra yı kabul etmemişti ki. Üste lik 30 Ağustos zaferiyle düş
manı İzmir’de denize döken
yeni Türkiye artık bir azınlı ğın hayalî iddialarını kestirip
atmak zorunluğundaydı. N i
tekim öyle yapıldı “ Lozan’
da” kestirip atıldı.
DAHA SONRAKİ
ÇABALAR
Ermeni komitecileri Tür
kiye’de yaşıyan ırkdaşlarının
muhalefetine rağmen sonra
dan da durmuş değillerdir.
Şeyh Said isyanında, hıristi-
yan olmalarına rağmen on
ların isyancılarla işbirliği
yaptığını görürüz. 1945’ten
sonra Taşnaklar Birteşmiş
Milletlere yeniden baş vur
muşlar, Ermenistan'ın ihya
edilmesini istemişlerdir. Bu
çabalar sonuç vermeyince çe
şitli yerlerde komiteler ku
rulmuş, özellikle Suriye ve
Lübnan’da Türkiye aleyhin
de, bu defa Sovyet Ermenis- taniyle birleşmek için geniş çabalı faaliyete geçilmiştir.
Y A R I N :
Henüz bilmiş değil,
devam ediyorlar
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi