• Sonuç bulunamadı

Bölüm 7. Ekonominin Ölçülmesi-III

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bölüm 7. Ekonominin Ölçülmesi-III"

Copied!
47
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MAKRO İKTİSAT I

BÖLÜM 7

(2)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

Ülkedeki toplam nüfustan, kışla, hapishane ve hastane gibi yerlerde ikamet edenlerin çıkarılmasıyla elde edilen nüfusun 15 yaş üzerindeki bölüm kurumsal olmayan sivil nüfus olarak adlandırılır.

Kurumsal olmayan sivil nüfus; çalışanlar(employed), işsiz olan ve arayanlar(unemployed), işsiz olan ve iş aramayanlar olmak üzere toplam üç gruptan oluşur.

(3)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

Kurumsal Olmayan Sivil Nüfus: Çalışanlar(E) + İşsizler(U) + İşsiz Olan ve İş Aramayanlar Kurumsal olmayan sivil nüfustaki çalışanların ve işsizlerin toplanmasıyla işgücü(L) elde edilir.

L = E + U

(4)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

İş Bulanlar

İşten Çıkarılanlar

İstifa Edenler

Yeni Girenler

Yeni Girenler

(Başarısız)

Cesareti Kırılanlar

Emekli Olanlar

(5)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

Tablo şu şekilde açıklanabilir:

•İşgücünde olmayanların bir kısmı işgücüne yeni katılırlar.

•Bu yeni katılımcılar (üniversiteden mezun olmuş veya askerden gelmiş olanlar) iş bularak çalışanlar grubuna dahil olurlar veya işsiz durumuna düşerler.

•Çalışanların bir kısmı emekli olarak işgücünde olmayanlar konumuna, bir kısmı da işlerinden çıkarılarak veya işlerinden ayrılarak işsiz duruma gelirler.

•İşsizlerin bir kısmı iş bulurken, bir kısmı da iş bulmaktan ümidini keserek iş gücünde olmayanlar konumuna gelir (cesaretleri kırılan işciler).

(6)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

Sivil nüfusun

ne kadarının çalışmak istediğini

öğrenmek için işgücüne

katılım haddini hesaplamak lazımdır.

İşgücüne katılım haddini, işgücünün sivil nüfusa oranlayarak elde edebiliriz.

Cesareti kırılan işsizlerin sayısının çokluğu işgücüne katılım haddini

düşüren bir etkendir.

(7)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

İşgücünün (

çalışmak isteyen kişilerin

) bir bölümünün

işinin

olmaması durumu

işsizlik olarak ifade edilir, işsizlik haddi(u) ile şu

şekilde ölçülür:

(8)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

İşgücü (L), çalışanlar (E) ve işsizler(U) toplamından oluştuğu için

(L=E+U), işsizlik haddini aşağıda olduğu gibi tanımlayabiliriz:

(9)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

Çalışanların sivil nüfusa oranı olarak tanımlanan istihdam haddi,

sivil nüfusun ne kadarının çalıştığını

gösterir.

(10)

İŞSİZLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

Türkiye Ekonomisinde İşgücü Büyüklükleri (Milyon Kişi)

2011

2012

1. Kurumsal Olmayan Sivil Nüfus

53593

54724

2. Sivil İşgücü

26725

27339

2.1 Çalışanlar-İstihdam

24110

24821

2.2 İşsizler

2615

2518

3. İşgücünde Olmayanlar(1-2=3)

26868

29903

(11)

İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ

Bütün ekonomilerde sürekli olarak işgücüne yeni katılanlar ve işinden ayrılanlar vardır.

İşgücüne yeni katılanların ve işinden ayrılanların talep ettikleri ücret düzeyleri, mevcut işlerin ücret düzeylerinden farklılık gösterir.

Bu sebeple bu kişilerin yeni iş bulmaları zaman alır.

Bu kişilerin sebep olduğu işsizlik türü GEÇİCİ İŞSİZLİK(FRİKSİYONEL) olarak tanımlanır.

Geçici İşsizlik

(12)

İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ

Geçici işsizliği ortadan kaldırmak mümkün değildir.

Makul düzeyde olmak kaydıyla ekonomi için iyi bir şey olarak kabul edilebilir. Bir işçi kendi bilgi ve becerilerine uygun olmayan bir işte hemen çalışmak yerine, kendi vasıflarına uygun bir iş aradıktan sonra böyle bir işte çalışırsa, üretime daha fazla katkı sağlar.

Geçici işsizlik haddinin düşük olması için, iş arayanlar ile boş işler arasındaki enformasyon ağının gelişmiş olması gerekmektedir.

Geçici işsizler var olan işlerin gerektirdiği vasıflara sahip oldukları için, geçici işsizlik kısa sürelidir.

Geçici İşsizlik

(13)

İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ

Tüketici tercihlerinin ve teknolojinin sürekli değişmesi sebebiyle oluşan işsizlik, yapısal işsizlik olarak tanımlanır.

Yapısal işsizlik geçici işsizlik gibi giderilmesi mümkün olmayan işsizlik türüdür. Çünkü tüketici tercihleri ve teknoloji sürekli olarak değişmektedir.

İşgücünün coğrafik-sektörel ve niteliksel bileşiminin tercihlerdeki (talepteki) ve teknolojideki değişmelere anında uyum sağlayamaması sonucu, çalışanların bir kısmının işlerini kaybetmelerinden kaynaklanan işsizliğe, yapısal işsizlik denir. Geçici işsizliğin aksine yapısal işsizlik uzun sürelidir.

Yapısal işsizliği gidermek için işgücüne eğitim faaliyetleri ile yeni beceriler kazandırılmaya çalışılmalıdır.

Yapısal İşsizlik

(14)

İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ

Doğal işsizlik ekonomideki geçici işsizlik ile yapısal işsizliğin toplamından oluşur.

Doğal İşsizlik =

Geçici İşsizlik

+

Yapısal İşsizlik

Doğal işsizlik haddini ölçerken aşağıdaki formülü kullanırız:

Doğal İşsizlik

(15)

İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ

Ekonomideki işsizlik haddi(u), kaldırılması mümkün olmayan doğal işsizlik haddine eşit olduğu taktirde, işgücünün tam kullanımı başka bir ifadeyle tam istihdam sağlanmış demektir.

Bu sebeple doğal işsizlik haddi tam istihdam işsizlik haddi (enflasyonu hızlandırmayan işsizlik haddi) diye de nitelendirilir.

Tam istihdam(doğal işsizlik) durumunda gerçekleşecek olan GDP doğal-potansiyel GDP olarak adlandırılır.

İşgücünün tam istihdamı-işgücünün tam kullanımı, işsizlik haddinin sıfır olması, işgücündeki her işçinin bir işi olması demek değildir?

Doğal İşsizlik

(16)

İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ

Devrevi işsizlik iktisadi dalgalanmadan dolayı kaynaklanmaktadır.

Bir diğer ifadeyle reel GDP’nin genişleme ve daralma hareketlerinden

kaynaklanır.

Bu bilgiler ışığında işsizlik haddini(u), geçici işsizlik haddi(u

f

), yapısal işsizlik

haddi(u

s

) ve devrevi işsizlik haddini(u

c

) toplayarak elde edebiliriz.

Devrevi İşsizlik

(17)

İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ

İşsizlik haddinin doğal işsizlik haddinden büyük olduğu durumda devrevi işsizlik pozitif olur.

u>un ve uc>0

İktisadi dalgalanmaların daralma-durgunluk aşamasında oluşan bu durumda, gerçekleşen GDP, tam istihdam durumundaki reel GDP’den(doğal GDP) küçük olur

Gerçekleşen Reel GDP < Doğal(Potansiyel) GDP

Devrevi İşsizlik

(18)

İŞSİZLİĞİN TÜRLERİ

İşsizlik haddinin doğal işsizlik haddinden küçük olduğu durumda devrevi işsizlik negatif olmaktadır..

u<un ve uc<0

İktisadi dalgalanmaların genişleme aşamasında oluşan bu durumda, gerçekleşen GDP, tam istihdam durumundaki reel GDP’den(doğal GDP) büyük olur

Gerçekleşen Reel GDP > Doğal(Potansiyel) GDP

Devrevi İşsizlik

(19)

İŞSİZLİĞİN MALİYETİ

İşsiz

kalan

insanların

gelirlerini,

sosyal

itibarlarını,

özgüvenlerini ve arkadaşlar çevrelerini kaybetmeleri işsizliğin

sosyal maliyeti olarak adlandırılır.

İşsizliğin işsiz kalanların refah düzeylerini düşürmesi

dolaysız

sosyal maliyet

olarak değerlendirilebilir.

İşsizliğin insanları alkolizme, boşanmaya ve benzeri kötü

davranışlara itmesini dolayısıyla toplumsal huzuru bozması

işsizliğin

dolaylı sosyal maliyeti

olarak kabul edilebilir.

(20)

İŞSİZLİĞİN MALİYETİ

İşsizliğin sosyal maliyetini düşürmek amacıyla, pek çok ülkede olduğu gibi

Türkiye’de de işsizlere

işsizlik tazminatı

verilmektedir.

İşsiz kişilerin çalışır durumda olduklarında gerçekleştirecekleri üretimi

yapamamaları işsizliğin

iktisadi maliyeti

olarak tanımlanır.

İşsizliğin iktisadi maliyetini ölçmek için GDP açığı-Hasıla açığı kavramını kullanırız.

(21)

İŞSİZLİĞİN MALİYETİ

Amerikalı İktisatçı Arthur Okun, yaptığı çalışma sonucunda A.B.D’de işsizlik haddinde oluşan 1%’lik artışın reel GDP’nin 3% azalmasına sebep olduğunu bulmuştur(Reel GDP ile Doğal GDP arasındaki fark).

Bu durum Okun Kralı olarak bilinir.

İşsizlikte 1% artış → Reel GDP’de 3% azalma

(22)

İŞSİZLİĞİN MALİYETİ

Okun kuralındaki katsayının 3 gibi yüksek bir rakam olmasının birinci sebebi,

durgunluk durumunda firmaların önce işçilerin çalışma saatlerini azaltmaları

ve daha sonra işçilerin bir kısmını çıkartarak tepki göstermeleridir.

İkinci sebep olarak iş arayanların sayılarının artması, iş bulmanın zorlaşması

ve bu durumdan etkilenen bazı kişilerin iş aramaktan vazgeçerek

işgücünden çekilmeleridir.

(23)

İKTİSADİ HOŞNUTSUZLUK ENDEKSİ

Belirli bir yıldaki işsizlik ve enflasyon oranlarının toplamına iktisadi

hoşnutsuzluk endeksi denir.

Türkiye ekonomisi için bu endeks değeri 2003 yılına kadar 70’in üzerinde idi.

2003 yılı sonrası endeks 20 civarında sabitlenmiştir.

(24)

İKTİSADİ HOŞNUTSUZLUK ENDEKSİ

(25)

İKTİSADİ HOŞNUTSUZLUK ENDEKSİ

İktisadi hoşnutsuzluk endeksi 2003-2010 döneminde enflasyon haddindeki belirgin azalmaya bağlı olarak ciddi bir düşüş olmasına rağmen, A.B.D ve Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda hala çok yüksektir.

Dolayısıyla yapılması gereken doğru / etkin para ve maliye politikaları ile bu oranın düşürülmesi gerekmektedir.

(26)

EMEK PİYASASI VE İŞSİZLİK

Rekabetçi Model

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

B

A

e

D

S

L

W

1

/P

1

W

2

/P

1

W/P

Emek Piyasasında Tam Rekabetin İşleyişi

(27)

EMEK PİYASASI VE İŞSİZLİK

SL eğrisi, işçilerin alternatif reel ücret hadlerinde arz ettikleri emek miktarını(W/P), DL eğrisi ise

firmaların alternatif ücret hadlerinde talep ettikleri emek miktarını göstermektedir.

Emek arz eğrisi pozitif eğimlidir çünkü, reel ücret arttıkça işçiler daha fazla çalışmak isterler.

Emek talep eğrisi negatif eğimlidir çünkü, reel ücret arttıkça firmalar daha az işçi çalıştırmak isterler.

Rekabetçi Model

(28)

EMEK PİYASASI VE İŞSİZLİK

Piyasadaki reel ücret haddi W

1

P

1

iken AB(N

s

N

d

) kadar emek arz fazlası vardır.

Bu arz fazlası çalışmak istedikleri halde W

1

P

1

reel ücret düzeyinde çalışamayan

işçilerin daha düşük ücret olan W

2

karşılığında çalışmalarına yol açar.

Rekabetçi Model

(29)

EMEK PİYASASI VE İŞSİZLİK

Dolayısıyla P1 fiyat düzeyi üzerinden reel ücret haddi W1P1’den W2P1’ye düşer.

Reel ücret düzeyi W2P1 olduğundan arz ve talep edilen emek miktarları birbirine eşittir.

Genel değerlendirme yapılırsa, emek piyasasında tam rekabetin olduğu bir ortamda;

Ücret Haddi > Denge Ücret Haddi = Emek Arz Fazlası oluşur.

Rekabetçi Model

(30)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Orijinal Philips Eprisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

1861-1957 döneminde İngiltere için işsizlikle nominal ücret haddi arasındaki bir

ilişki olduğunu inceleyen Philips, söz konusu dönemde

işsizlik haddi(u)

ile

nominal ücret artış oranı

arasında

ters yönlü

bir ilişki olduğunu, işsizlik haddi

azalınca nominal ücret artış haddinin arttığı, işsizlik haddi artınca nominal ücret

artış haddinin azaldığını tespit etmiştir.

(31)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Orijinal Philips Eprisi

(32)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Philips eğrisi

negatif eğimlidir

çünkü; işsizlik haddi ile enflasyon haddi

arasında bir değiş tokuşu, enflasyon haddi düşünce işsizlik haddinin arttığını,

enflasyon haddi artınca işsizlik haddinin düştüğünü ifade eder.

Philips eğrisi işsizliği veya enflasyonu düşürmenin bir maliyeti olduğunu

Orijinal Philips Eğrisi

(33)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

İşsizliği düşürmenin yani GDP’yi arttırmanın maliyeti enflasyon haddinde meydana gelen artışlardır. Enflasyonu düşürmenin yani dezenflasyonun maliyeti ise işsizlik haddinde meydana gelen artış yani GDP’nin azalmasıdır.

Dezenflasyonun maliyeti fedakarlık haddi ile ölçülür.

Fedakarlık haddi, ekonomide enflasyonu 1% düşürmek için o dönemde hasılanın yüzde kaçından fedakarlık etmek gerektiğini belirten rakamdır.

Orijinal Philips Eğrisi

(34)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

1960’ların sonunda Philips eğrisi tartışılmaya başlanmıştır. Bu tartışmalar neticesinde iki sonuç ortaya çıkmıştır.

i.Kısa dönemde Philips eğrisinin (u-π) boşluğundaki konumunun beklenen enflasyon haddine(πe) bağlıdır.

(35)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

LRPC

(36)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

Uzun dönem Philips eğrisi dik bir eğridir.

Yani uzun dönemde enflasyon haddi ile işsizlik arasında bir ilişki yoktur.

Uzun dönem Philips eğrisinin doğal işsizlik haddi(uN) üzerinde dik olması; uzun dönemde

işsizlik haddinin doğal işsizlik haddine eşit olduğunu, uzun dönemde devrevi işsizliğin sıfır olduğunu yani ekonominin tam istihdamda olduğunu belirtir.(u=uN, uC=0)

(37)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

Kısa dönemde

Philips eğrileri orijinal Philips eğrisinde olduğu gibi

negatif eğimlidir.

Bu negatif eğim, kısa dönemde işsizlik haddi ile enflasyon haddi arasında ters yönlü

bir ilişkinin olduğunu gösterir.

Philips eğrisinin beklenen enflasyon haddi(π

e

) artınca sağa kayması, Philips eğrisinin

konumunun enflasyon haddine bağlı olduğunu gösterir.

(38)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

.

.

.

(39)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

Kısa ve uzun dönem Philips eğrileri grafikte birlikte gösterilmiştir.

Kısa dönem Philips eğrilerinin hepsi farklı bir enflasyon oranını temsil etmektedir.

Grafikteki C noktasında SRPC(

π

e

=5%

) ve gerçekleşen enflasyon oranı

5%

’dir.

(

π=π

e

=5%

)

(40)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

SRPC(πe=5%) eğrisinin C noktasının solunda kalan bölümde gerçekleşen enflasyon haddi,

5%’den büyüktür ve bu durumda işsizlik haddi doğal işsizlik haddinden küçüktür.(u<uN)

SRPC(πe=5%) eğrisinin C noktasının sağında kalan bölümde gerçekleşen enflasyon haddi,

(41)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

.

.

(42)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

Grafikte gösterildiği gibi uzun dönemde enflasyon haddi ile işsizlik arasında uzun dönemde ilişki olmamasının sebebi; t dönemde gerçekleşen enflasyon beklenen enflasyondan büyük(π>πe) ve bu sebeple işsizlik haddinin doğal işsizlik haddinden küçük olması(u<uN), buna

bağlı olarak reel GDP potansiyel GDP’den büyük olunca, t+1 dönemde kişilerin enflasyon beklentilerini gözden geçirerek t dönemi gerçekleşen enflasyon haddi düzeyine

(43)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

Grafiği yorumlarsak; ekonomi birinci dönemde SRPC1(πe=0) kısa dönem Philips eğrisi

üzerindeki A(uN,πe=π=0) noktasındadır.

Hükümet ikinci dönemde, genişletici para veya maliye politikası izleyerek toplam talebin artmasını ve bunun sonucunda hasılanın YN’den Y1 düzeyine yükselmesini ve işsizlik haddinin

(44)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

İzlenen genişletici politikanın, ikinci dönemde enflasyon üzerindeki etkisi,

enflasyon haddinin ikinci dönemde 0’dan 5% düzeyine yükselmesidir.

Başka bir ifadeyle, genişletici politika, ekonominin kısa dönemde A(u

N

, π

e

=π=0)

(45)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

İkinci dönemde, enflasyon haddi yükselirken hasılanın da

yükselmesinin-işsizlik haddinin düşmesinin sebebi, beklenen enflasyon haddinin ikinci

dönemde hala 0% olması yani kişilerin enflasyon haddinin 5%’e yükseldiğinden

haberdar olmamaları ve dolayısıyla reel ücretin (W/P) düşmesi sonucunda

emek talebinin artmış olmasıdır.

(46)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

Kişiler daha sonra enflasyonun yükseldiğini fark ederler ve beklenen enflasyon haddini yükseltirler.

Bu sayede kısa dönem Philips eğrisi yukarıya doğru kayarak SRPC1(πe=0) konumundan,

(47)

İŞSİZLİK – ENFLASYON İLİŞKİSİ

Modern Philips Eğrisi

EKONOMİNİN ÖLÇÜLMESİ 3: İŞSİZLİK

Diğer bir ifadeyle genişletici politika, ekonominin uzun dönemde A(uN, πe=π=0)

noktasından C(uN, πe=π=5) noktasına hareket etmesine neden olur.

Beklenen enflasyon haddinin, gerçekleşen enflasyon haddinden farklı olduğu kısa dönemde işsizlik haddinin düşmesini sağlayan genişletici politika, uzun dönemde sadece

Referanslar

Benzer Belgeler

23 Nisan 1989’da 70 yaşına girecek olan Türk bestecisi Bülent Arel için 15 Aralık 1986 ak­ şamı, bestecinin 1971 yılından bu yana kompo­ zisyon profesörü

4- Öğrenmenin ödüllendirme ve ceza ile kontrol edilmesi. 5- Keman çalmayı öğrenen öğrencinin içinden gelen uyarımın, dışarıdan empoze edilen uyanma oranla daha

In a study carried out to test whether or not there is both a short termed and long termed relationship between tourism and economic growth and introduce the contribution

Tedavi uyumunu etkileyen faktörleri belirlemek için uyumlu (toplam izlem süresinin % 70’inde, günde en az 4 saat kullanım) ve uyumsuz hastaların verileri

Çeşitli kanser türlerinde yaşanan tedavi olanaklarının iyileşmesiyle birçok hasta tedavi ve bakımdan sonra (hatta bazı hastalar tedavileri sürerken) mesleki yaşamlarına

Bu makalede 10 yıl önce sol nazal kavitede inverted papilloma nedeniyle endoskopik cerrahi yapılan ve sağ nazal kavitede inverted pailloma nüksü tespit edilen bir hasta

Uzun yıllardır bilindiği üzere, bilirubinin sağlıklı, term ve hernalizi olmayan bebeklerde zararlı olmadığı ve yüksek bilirubin düzeylerinde (&gt;20 mg/di) kan

Sonuç olarak, antenatal dönemde ultrasonogra- fi ile tanınması mümkün olabilen kistik adeno- matoid malformasyonlu olgularda erken dönem- de yapılan tanısal ve