• Sonuç bulunamadı

Başlık: Kitap Tenkitleri : MUZAFFER SENCER'İN ALLAHIN VARLIĞINA DAİR BİR KİTABIYazar(lar):BOLAY, Süleyman HayriCilt: 19 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000495 Yayın Tarihi: 1971 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Kitap Tenkitleri : MUZAFFER SENCER'İN ALLAHIN VARLIĞINA DAİR BİR KİTABIYazar(lar):BOLAY, Süleyman HayriCilt: 19 Sayı: 1 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000495 Yayın Tarihi: 1971 PDF"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kitap Tenkit/eri:

MUZAFFER

SENCER'İN

ALLAıpIN

VARLIGINA

DAİR

BİR

KİTABI

Mm:afer Senccr, Aııah ncden var? hasım ycri ve tarihi yok, İlke ya-yınları, s.158.

Kitahın yazan, önsözde belirtti~i üzere, Aııah'ın varlığına dair şimdi-ye karar yazılan kitapların dışında bir metod kuııanmış ve ayn bir yol takip etmiştir. Yazar kitapta, meseleyi inanc açısından ele almanııı, şu veya bu alİmin yahut. filozofun Aııah'ın varlığına inanması sebebi ilc O'na inanmanın ve o kimselerin düşüncelerini delil olarak göstermenin karşısına çıkıyor. Zaten kitabın yazılmasına da işi felsefi ve ilmi nakillere dayandırarak yapılan bir münakaşa sebep olmuştur. Yazar bu yolun tutarlı olmadığını söylüyor ve bu hususta ileri süriilen bazı deliııerin mantıki tu-tarlıktan mahrum olduğunu önsözde tenkid ederek göst.ermeğe çalışıyor. Esas iddası da kendi yolunun en doğru yololduğudur.

Ona göre, bizde Allahın varlığı üzerine yazılmış "kitaplar, insan man-tığından çok başka insanların t.aıııklığına baş vuruyor. Özellikle batılı dii-şünürlerden örnekler vermeyi yeğ tutuyorlar." Bu sebeple yazar inancın belli akıl gereeklerinden doğmasıııı ist.emekte bunun için de inancı, "Aksi düşünülmez, ap-açık doğruluklardan türetmek, onu dinsel ve kişisel otori-terıcrden bağımsız kılmak" arzusundadır. (s.l1)

Bu kitahı niye hazırladık? başlıklı önsözde (Ki buna giriş demek daha doğru olur.) rnünakaşa ettiği arkadaşının ve ilahiyatcılann düştükleri hata-ları ortaya koymağa çalışırkı~n bu kitabı yazmaktaki esas gayesini şöyle açıklıyor " AlIah'l öz mantıkla nasıl bulabileeeğimizi göstermek üzere okuyacağınız satırları kaleme almış bulunuyoruz" Yazar bunun için de Allah kavramını inançlardan ayrı ele aldığını ve O'na bizzat akılla varmanın yolunu gösterdiğini (s. 158) ileri sürmektedir.

İki küçük kitap halinde tert.ip edilen eserin ele aldığı konular şunlardır: Konu: I, A- Doğa yasalarından AlIah'a varılmaz. (s.15), B- Orman hayatı (s.16), C- Karbon devri(s.17) D- Dünyanın boyutları (s.17) E-Yorum (s.18)

(2)

238 ~. HAyaİ BOL\ y

Konu: 2, A- Aııah'ın varlığını düşünürken izleyeceğimiz yöntem (s.21) B. Yokluk (s.23)

Konu: 3, A- Doğa yasaları özgür müdür'? (5.25) B- Yasa türleri (s.25) C-Yasaların türetildiği alaıılar (s.26) D-Mutlak özgürlük (5.31)

Konu : 4, A. Soıısuzluk ve süreklilik (5.33) B- Eleştiri (s.33), (.Cantor sonsuzluğu (35)

Konu:,5 A. Uzay (s.37) B- uzayın sürekliliği (s.41), C.Lzay bir sır de-ğildir. (s.43), D- Mutlak uzaya karşı kanıtlar. (sA5), E-Uzaym Iloktalanlan kurulu olduğu yolundaki kanıla cevap (5.46)

Koııu: 6 Sınır kavramının zorunlu oluşu (5.56) Konu: 7 Zaman sürekli bir bütündür. (s.61) Konu: 8 Aııah'ın yeri sorunu (s.67)

2. Kitap:

Konu: I, Maddenin mahiyeti (s.72)

Konu: 2, Her madde için uzay gerekli değildir. (s.76) Konu: 3 Matematik her zaman bilgi ver!r mi? (s.83)

Konu :4, A- Bazı gerçekler ölçülmez. (s.87) B- Göreli (izafi) büyüklük görüşü (8.89)

Konu:5 A-Mutlak büyüklük kuramı. (5.90), 13- psikofizikeiler. (s.90) Konu:6 Bütün parça ilişkisi veya parçalarından bağımsız bütün.(s.97) A. Biitün nedir? (s.97) B- Bütün parçaları içerir mi ?(s.98)

Konu:7 A- Maddi varlıklar hakında (s. 106) B.Zihnin töz olarak özelik. leri. (s.I08) C- Manevi varlıkların fi",ik8el özdikleri üzerine. (s.1l4)

Konu: 8 Matematiğin yapısı. (120)

Konu: 9 Her varlığın fiziksel olarak bilinmezliği. (5.125) Konu: 10 Dünya tı~sadüfen mi doğdu? (s.I28)

Konu: II Her şeyin bir nedeni niye var?(s.131) Konu: 12 Bilimin genel nitelikleri. (.133) Konu: 13 Heisnnberg kesinsizliği. (s.138) Konu: 14 Nedensi",liğin savunusu. (s.140) Konu: 15 Aııah'ın nedeni yoktur. (s.150) Konu: 16 Tesadüf makul gö.terilemez. (s.152) Konu: 17 Aııah'ın birliği. (s.155) Sonsöz (5.158)

(3)

KİTAP TE:'iKİTLEUİ

239

Ele alınan şu konulardan anlaşılaçağı üzere kitapta pek çok husJslara temas edilmiş ve fakat bu temas edilen hususların her biıi bir ayrı problem olarak ele alınması gerektiği halde geniş yer verilmiyerek kısa geçilmiştir. Konuların kısa ve özet halinde ele alınması lüzumsuz uzatmaları önlem iş-se de bir çok noktaları aydınlığa kavuşturmak imkanı vermemiştir. Yalnız konuların bu şekilde i;lenişiııde sırf matematik ve mantığa dayanan ispat-lara geniş yer verilmesinin rolü olduğu söylenebilir. Yazar her meseleyi mate-matik fizik ve kimyanm prensiplerine dayanarak ispat et rneğe çalışmıştır. Öyleki mesela "Allah'ın yeri mes'elesini dahi matematikteki artı ve eksi değerlerin değerini ispat sureti ile halIctrnek istemiştir.

Yazar k"~ndi metodunun ancak doğru ve isabetli olduğunu iddia ederken felsefi düşünce yolu ile ulaşılmış bir Allah inanemın mantığa ve akla aykırı olduğunu zımnen ileri sürmüş oluyor. Bu ne derece doğrudur? Sonra sadece mantık oyunları ile mes'elc hallonulabilir mi? Akıl ve mantığın işleyiş tar-zı tek bir istikameLLe midir? Daha da mühimmi matematik Allah'ın varlığı-nı ispata yeterli midir?, () bu mahiyete sahip midir?

Bu tarz gayretler, ne kadar iyi niyete dayanırsa dayansın, her zaman isa-betli ve tatmin edici değildir. Nitekim bu eserin bazı kısımları da tatminkar olamamıştır. Kitapta belli bir seviye korunmuş olmakla ve belli hir zümreye hitap edilmiş olmakla beraber, kitabın bütününü okuyanları tatmin edeeeği söylenemez. Kitap belki bazı fikirler verebilir ve bazı mÜTıakaşalara vesilc teş-kil edebilir, fakat karşı düşüncede olanı inandırıp susturması beklenemez. Bu zaten akla da aykırı olur.

Kant Allah'ın varlığının akıl yolu ile isbat edilemiyeeeğiııi, ~umen'ı~ an-cak ahlak ve inanç ile çıkılabileeeğini söylüyordu. Bunun için de nazari aklın ve ilmin hududarını çizdi. Muzaffer Sencer ise bu düşüncenin tamamen aksin-den hareket ederek, Allah'a ancak akılla ulaşılabileeeğini isbat etmek gayret ve iddiasındadır. Esasında yazarın bu tutumu iyi bir harekettir; yani önceki düşün-cenin sahibi kim olursa olsun, ona tavır takmabilmek mühim bir husustur. Bu hususta yazar muvaffak olmuş da sayılabilir. Belirtmek istediğimiz nokta ya-zarın kendi düşünce tarzında isabet ettiğinin münakaşa'a müsait olduğudur. Hem, yazarın yolundan yürürken, aklın, mantığın ve matematiğin imkan ve hududarını iyi tayin etmesi lazımdır. Bunu yaparken ise, diğer yollan itham veya inkiir gerekmez. Bu yolla da felsefe yapılabilir. Bunun en gözel örneğini Gazali teşkil etmektedir. Şimdi O'nun düşüncesi ve gidiş tarzı değersiz ve isa-betsiz midir? Böyle olsayılı her düşünürün bir evvelkine tiihi olması kafi gelir-di de ömrünü ayrı bir sistem kurmak için çürütmeğe haect kalmazdı.

(4)

240

s. IlA YRİ BOLAY

Son olarak iki hususa temas edeceğiz: Yazar bibliyografya vermemiş ve faydalandığı eserleri, dip notta göstermemiş. Sadece bazı kitap i~imlerini sayfa içlerine, satır aralarına sıkıştırmış. Böyle çok ciddi bir konuda daha ilmi usul-lerle çalışmak gerekir. Öte yandan, kitabın üslubu akıcı olmakla birlikte, mu-nis olmayan dile fazla zorlanması netice~inde, okunması ve anlaşılması zorlaş-tmlmıştır. Yeni bir terminoloji kullanmak için bu kadar zorlamağa, bilmem ki, lüzum var mıdır ? Yoksa kitapların anlaşılması güçleştikçe değeriLin arttığına mı inanılıyor?

Bütün bunlara rağmen kitap, okunmaya ve faydalanmaya değer, felsefi mahiyette bir denemedir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Geleneksel siyasal kurumların zayıf olduğu, çöktüğü, ya da zor yoluyla devrildiği ülkelerde otorite, çoğu zaman karizmatik liderle­ rin eline geçer; karizmatik

bir hükmün mevcut olmaması şüphesiz bunun caiz olduğunu göstermez. Mevzuat ve içtihatları yayanlar için metinleri değiştirmemek hem devle­ te, hem de okuyuculara karşı

rine eklemek suretiyle meydana da getirmedik. Telif bir kitap yazdık 2. 10) Makalelerde ve kitapda bazı yerlerin atlanılmış olduğundan da dem vuruluyor? Atlama ancak tercüme

Muhbir sonradan mütehemden bir şey istemediğini yani bir talepte bulunmadığını bildirir; şahit gösteremez veya şikâyetini geri alır ve taral olmaktan çıkarsa takip

Mümtaz bir hilkatin yarım asırlık faal irfan hayatında titiz itinalarla derlediği ilim hazinesinin birden bırakacağı boşluğun telâfisi zor olacak­ tır. Ancak, şahsında

Sene için (62) öğrenci lisans (8) öğrenci doktora seminer çalış malanna iştirak etmiş, (2) öğrenci doktora imtihanlarını muvaffakiyetle vermiş, (3) öğrenci de Hukuk

52) Aksi fikir için Bk.. tevası sahte olabilir. Bu takdirde, bahis mevzuu olan hakikat tahrifi, 340 inci maddede işaret edilen, "gayri sahih bir keyfiyeti sahihmiş gibi

kadar sıkı değildir. Roma hukukçularının ifade ettikleri gibi "Dicat tes tator et erit lex". Müphem herhangi bir hüküm karşısında vasiyette bu­ lunanın iradesini