• Sonuç bulunamadı

İlk Meclisi Mebusan Reisi Ahmet Rıza Beyin hatıraları:İttihad ve Terakki Fırkasının çökmesinde rol oynıyan sebebler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlk Meclisi Mebusan Reisi Ahmet Rıza Beyin hatıraları:İttihad ve Terakki Fırkasının çökmesinde rol oynıyan sebebler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AHMET RIZA Beyin

■HATIRALARI^_____ _

— l O —

İttihad

ve

Terakki

Fırkasının

çökmesinde rol oynıyan sebebler

Meclisi Mebusanın ilk teşek­ külünde istibdada ve saltanata aid bazı usul ve âdata karşı ha­ reket etmek arzusunda bulunul­ du. Ezcümle muayedelerde Padi­ şahın eteği yerine saçak öpmek âdetini kaldırmak istiyenler ol­ du. Benim fikrim de öyle idi. Sa­ çak bir nevi fitiş idi. Saçağı öp­ mek fitizm, putperestlik oluyor­ du. Milleti padişahtan ayırıyor­ lar. En doğrusu el öpmekti. Ma­ demki padişah elini vermiyor, tâzimkârane bir selâmla iktifa etmeli idi.

İlk bayramı Sultan Abdülha- tn dle yaptık. Müşir Fuad Paşa saçak tutuyordu. Ben eğilerek, Zatışahaneyi selâmladıktan son­ ra karşısında durdum. Fuad Pa­ şa saçağı uzatıyordu, aldırma­ dım.

Padişaha bayram tebriki vesi- lesile bir kaç söz söyledim, çe­ kildim. Beni takib eden mebus­ lardan çoğu benim gibi saçak öpmediler. Lâkin bazıları öptü­ ler.

Saçak öpmek, öpmemek bir mesele oldu. Hüseyin Cahid Bey aleyhinde, Yaver Paşa lehinde makaleler yazdılar.

Sultan Mehmed Reşad zama­ nında her muayedede saçak öp- mıyanler gittikçe azaldı. Üçün­ cü sene benden başkası kalmadı, ben yalnızdım, diğerlerin hepsi öptüler.

(1 Teşrinievvel 325 tarihli bir

tezkereyle Maarif Nazırı Nail

B ey saçak öpmek meselesi hak­ kında Ahmed Rıza Beye şunları yazıyordu: «Reis Beyefendi Haz retleri, dün akşam Meclisi Vü­ kelâda cereyan eden müzakere

neticesinde muayede resminin

şekil ve sureti icrası hakkında

henüz devletçe bir kararı kat'i ittihaz olunmamasına mebni bu

babda bir karar ittihaz olunun­

caya değin resmi mezkûrun şekli sabıkı veçhile yani saçak öpmek surelile icrasına ittifakı ârâ ile karar verilerek mebus beyleriq

dahi bu şekle riayet etmeleri

tensib edilmiştir. Keyfiyetin ta­

rafı âlilerine iş’arına bendeleri

ıhemur edilmiş olduğumdan arzı keyfiyet tekidi ihtiramatı faika- ya vesile ittihaz kılındı.»

Sultan Reşadm ilk muayede

resminde saçağı Başmabeyinci Lûtfi Simavi Bey tutmuştu. K en­ disi hatıralarında vükelânın, dev let ricalinin, askeri erkânın, hat­

tâ Osmanlı hizmetindim, bulunan yabancı zabitler ve memurların

da saçak öptüklerini, buna mu­

kabil mebusların, başta reisleri olduğu halde, temenna ile iktifa

elliklerini yazarak bu hali o va­ kit herkesin ayıbladığını belirti­ yor.)

İttihad ve Terakki fırkasının faaliyeti

Millette icraatı başkasından, Allahtan, padişahtan, hükümet­ ten beklemek hissi, âdeti vardır. İttihad ve Terakki Cemiyeti te­ şekkül ettiği zaman halk icraatı

j

ondan beklerdi. İttihad ve Te­ rakki her şeyi ıslah edecek, .yağ­ mur yağdıracak, vatanı şenlete- cekti. Bunlar derhal olmayınca halk İttihad ve Terakkiden so­ ğumaya başladı. İttihad ve Te­ rakki millete hürriyet getirmiş­ ti. Eski .devirle yeni devir ara­ sında bu bir büyük farktı. Bu farkı görmemek insafsızlıktı, halk eski devri unuttu, çünkü hürriyete cidden âşık değildi, hürriyetin kıymeti takdir edile­ miyor, istimali bilinemiyordu. Eski devri unutmamak milletin ıslahı ahvali, terbiyei siyasiyesi için lâzımdı.

İlânı Meşrutiyeti müteakıb bü yük ve ciddî ıslahat yapılamaz­ dı. Para yoktu, asayiş teessüs et­ memişti. Milletin istiklâli tehli­ kedeydi. Bosna, Hersek mesele­ leri yeni çıkmıştı. Softalarla, hainler şeriat istiyorlardı.

Islahat teceddüd demekti. Ef­ kârı umumiye teceddüdün aley­ hinde görünüyordu. Muhitin, ik­ limin fikri beşere, düşünce üze­ rine tesiri olduğu gibi vukuatın da vardır. Gayet kederli veya se­ vinçli bir halde şimendiferle yo­ la giden, yolda küçük büyük şey­ lere, vakalara, kazalara tesadüf eden bir adamda istirahati zih­

niye olamaz, ciddî bir şeyi dü­ şünmek, ciddî bir plân yapmak elinden gelmez.

Siyaset âlem nde üç beş sene­ nin ne ehemmiyeti olabilir? İt­ tihad ve Terakki üç beş sene an­ cak yaşıyabildi. Trablus vakası, Kosova ihtilâli, Havran isyanı, Balkan muharebesi, nihayet bü­ yük muharebe gibi vakaların zu huru İttihad ve Terakkinin ko­ lunu, kanadını kırdı.

Ben yirmi sene haricde yaşa­ dığımdan milletin ahvali ruhiye- sini bilmiyordum. Rüfekam da bilmiyormuş, biz milleti şayanı hürmet bir kadın gibi nazik zan­ nettik, kırılmasın, üzülmesin de­ dik. Tedricen ıslaha karar ver­ dik, gücendirmekten korktuk. Bunlarsa ıslahatın teahhuruna se beb oldu. İttihad ve Terakki kendisini sevdiremedi. Düşman­ lar bu halden istifade ederek Ce­ miyetin aleyine yürüdüler.

Islahat yapılsa idi, gene yürü­ yeceklerdi, çünkü onlar devri istibdadda Saraydan istifadeye alışmış mürtecilerdi. Islahat hiç bir vakit onları memnun edemez di. İlânı Meşrutiyetle İttihad ve Terakki millete hürriyet vermiş­ ti, millet bu hürriyeti ne yaptı, sokaklarda bağırıp, çağırdı, mat­ buat ta suiistimal etti.

Bundan başka memlekette hâ­ kimiyeti milliye teessüs eylemiş­ ti. Millet bu hâkimiyetten ne yol da istifadeye çalıştı? İttihad ve Terakki Cemiyeti gayet mutedilâ ne, müdebbirane bir tarzda idarei umur etmek istiyordu. 31 Mart vakası oldu, İttihad ve Terakki mesleğini değiştirmeğe, cebir ve şiddet istimaline mecbur kaldı. 31 Mart hâdisesi İttihad ve Te­ rakkinin bâisi sukutu oldu. Onu yapanlar memlekete Moskof or­ dusundan ziyade fenalık ettiler. Cemiyetin kabahatleri yok değildir. Lâkin ademi muvaffa­ kiyetine başlıca sebeb halkın muamelesidir. İttihadın başlıca kabahati kapılarını açarak bir ta kim ferrümaya ve müstebid heriflerin Cemiyete ithali oldu. İstanbulda ahlâkı bozulmuş bir halk olduğunu anlamamak, Se- lânikten gelmiş üç beş hamiyetli, fakat İstanbulca tanınmamış ze­ vatın memlekete hâkim olabile­ ceğine zahib olmak, hükümet iş­ lerine müdahale etmek, zabitanı siyasetlg meşgul kılmak, tariki İlmiyeye, vâızlara fazla müsaa- datta bulunmak, İtilâf ve Hür­ riyet Fırkasının, buna benzer baş ka fırkaların sağlam olmadıkla­ rını anlıyamamak, İttihad ve Terakki Cemiyetini devirmek ı- çin toplanmış, derme çatma fır­ kalardan ibaret olan çetelere karşı durmamak, ahalinin terbi­ yesi, seviyei irfanı pek muhtelif... İki kadem arasında değil, hat­ tâ Aksarayda oturan ile İstanbul ahalisi arasında da fark var, te- sanüd yok. Böyle fikri ve terbi­ yesi başka olan insanların ittihad edebilecekleri zannında bulun­ mak, milletin ruhuna işlemiş is- tibdaddan kurtulamamak, her ferdde hissi istibdad bulunması, askerî terbiyenin netayicinden olarak kumanda etmek isteme­ si, keyfemayeşa iş görmek he­ vesinde bulunmak, nizamnameye riayet etmemek, gazetelere fazla serbesti vermek, şahsiyatla uğ­ raşmayı menetmemek... Bazı gençlerde bir gurur görmüştüm. Bunu iptidaları merdliğe, izzeti nefsi, hürriyeti' vicdaniyeyi id­ rak hissine atfederek memnun ol muştum. Sonra, anladım ki ena- niyet, kimseyi beğenmemek, bü­ yüğe hürmet etmemek, menfaat uğrunda dalkavukluk, alçaklık etmekten ibaret imiş.

İttihad ve Terakki Cemiyeti bunlara karşı duramadı, bilâkis teşvik etti. İttihad ve Terakki Cemiyeti sonraları mütereddid, mutelevvin oldu.

Ben Cemiyet rüesasını mu- vahezeyt başladım, sitemler et­ tim, tesiri olmadı. İstibdad, men­ faat perestlik tatlı geliyordu. Be­ ni tehdid etmeğe başladılar, do- layısile bana seyahat teklif et­ tiler. Ben eski nizamnameye sa­ dık kalarak Cemiyetten ayrılma­ dım.

__ (Arkan var)

. „ yı».v_. _c Uoıcyı

Referanslar

Benzer Belgeler

Kumkapı her şeyden önce kentin ilginç küçük mescitlerinin, sefale­ te rağmen sevimliliği kaybolmayan sokakların, en güzel kiliselerin ve Ermeni Patrikhanesi’nin

表 4-3 c:中度 AD 組 CDR、MMSE 分數、年齡、教育年限、Hb、Hct、MCV、albumin、ferritin、folic acid、vitamin B12 與 homocysteine 之相關性 n=22 Table

Watson ve Crick, DNA’n›n yap›s›n› bulmaya giriflmeden önce, 1940’larda, bilim adamlar› canl›lar›n her türlü ifllevlerinden genlerin sorum- lu

Model Radikal 9 un hesaplamalardan elde dilen spin yoğunluk haritası ġekil 4.18 de, aĢırı ince yapı sabitleri ve g- tensörü tablo 4.9 de verilmiĢtir. Şekil 4.18 Model radikal

Cevat Memduh Altar’ın kızı İnci Kut müzikle uğraşmıyor,, çeviriler yapıyor, ama müzik yaşamına güzel bir katkısı var. Hikmet Şimşek'in isteğiyle

(Bu partinin) “2 Haziran 1912’de başlayan kongresinde türdeş olmayan Hürriyet ve İtilaf (Partisi)nin içindeki temel uzlaşmazlık su yüzüne