T ' İ
SZlÇyb'Y
OCAK 1964 7
Mili i Saraylar
Gazetelerin bildirdiğine göre, Millî Eğitim Encümeni millî sarayların Millî Eğitim Bakan lığına bağlanmasına karar vermiş. Bu Bakanlı ğın Eski Eserler ve Müzeler Umum Müdürlüğü Yalovadaki köşkün müze haline getirilmesini de uygun görmüş.
Osmanlı hanedanının ıskatından sonra saray
ların bir kısmı (Millî Saraylar) adı ile Büyük Millet Meclisine bağlanmış, diğer bazı saray ve kasırlar da muhtelif hizmetlerde kullanılmak üzere bazı Bakanlıklara verilmişti.
Hemen belirtmek lâzım gelir ki, Büyük Millet Meclisine bağlanan saraylar bugüne kadar itina ile muhafaza edilmiş, fakat icra organlarında ka
lan binalar harap olup yıkılmıştır.
Kâğıthane kasrı tamamen yıkılmış. Valdeba- ğı Kasrı şekil değiştirmiş, Kalender kasrı yan mış, Yıldız Sarayı, Beykoz Kasrı harap olmuş tur.
1908 inkılâbından bu yana her iktidar değişi minde saray eşyasi günün konusu halinde getiril
miş, ileri, geri sözler söylenmiştir.
Bu kadar gürültülü bir konunun, mesuliyetini yüklenmekle Eski Eserler ve Müzeler Umum Müdürlüğünün çok ağır bir yük altına girmiş olduğunda şüphe yoktur.
Henüz bellibaşlı müzelerinin envanterlerini tanzim ettirememiş olan bir Umum Müdürlük Osmanlı sarayının hâtıralarını hangi teşkilât ve anlayışla muhafaza edebilecektir.
Ayni Umum Müdürlük senelerdenberi bir Müzeler Kanunu hazırlıyamamış, elli sene evvel
yapdmış (Muhafaza-i Âsâr-ı Atika Nizamname si) ile bugünün ihtiyaçlarını karşılama çabası içinde bocalayıp kalmıştır.
Şimdi Maarif Vekâleti tarafından tesellüm edilecek olan eski saraylar, son devir tarihimizin içlerinde cereyan ettiği fevkalâde alâka çekici binalardır. Bu sarayları Topkapıda olduğu gibi lıal-i hazır durumlariyle muhafaza etmelidir. Son hükümdarların ve Atatürkün hatıralarını yerli yerinde gösterebilmek bir ihtisas ve bilgi işidir. Ümit ederz ki alâkalılar bu görevi muvaf fakiyetle başaracaklardır.
Dolmabahçe sarayını yaptıran Abdülmecidin İngiliz Elçisi Kaning ile her hafta mülâkatlar yaptığı tarihî oda, II. Abdülhamidin Prens Ni- kola ve Kayser Vilhelmi kabul ettiği salonda Abdülâziziıı hal haberini aldığı yatak odası, V. Muradm hasta olarak kaldığı salon. Sultan Re- şadm İttihat ve Terakki ricaü ile mühim görüş
meler yaptığı küçük çalışma odası. Nihayet bu sarayı terk eden son Osmanlı halifesinin çalış tığı, resim yaptığı salonlar.
Atatürkün tarihî nutkunu yazdığı o.da. He- riyo’yu, Yugoslav ve İngiliz kırallarını kabul et tiği oda ve o devre ait tarihî vakaların cere yan ettiği yerler gayet doğru olarak tesbit edil melidir. Ayrıca Dolmabahçe saraymdaki bazı eş yanın tarihini de tesbit etmek imkânı vardır. Bunlar için de ciddî ve yorucu bir çalışma lâzım gelir.
Osmanlı hükümdarlarının, İstanbulun fethin den sonra dördüncü resmî ikametgâhları Yıldız sarayı olmuştur. Bu fevkalâde enteresan sarayın da bu manzumeden ayrılmaması lâzım gelir.
Evvelce (Tarihî Odalar) başlıklı seride Yıl dızda Atatürkün, son Osmanlı hükümdarı Sultan Vahdettinle mülâki olduğu odayı elde mevcut malûmata göre kaleme almıştık. Atatürk, Yüdız sarayında Sultanla yaptığı bu mülâkatı Ameri kan Büyük Elçisine anlatırken bir kâğıda bir kroki yapmış, hükümdarın ve kendi oturduğu yerleri işaret ettikten sonra pencerelerden görü len Boğazdaki düşman gemilerini de ayrıca gös termişti.
Büyük Elçi sonradan, neşrettiği hatıratına bu krokiyi de koymuştu. Ben mülâkatm yapıl dığını sandığım Sultan Vahdettinin küçük ma beyindeki çalışma odasında incelemeler yapmış, fakat o odanın penceresinden Boğazın görülme diğini de müşahede etmiştim. Mülâkatın yapıla- ğı başka bir oda bulunmadığından bu çalışma odasını son sultanla, yeni Türkiyenin kurucusu nun görüştükleri oda olarak kabul etmek mec buriyetinde kalmıştım.
Bir kaç sene evvel Sahaflar çarşısında Sul- tanVahdettinin yaverleri tarafından tutulmuş bir ruzname elime geçmişti. Çok şayanı dikkat olan bu iki defterde padişahın hangi günler kim leri nerede kabul ettiği yazılı idi. O defterlerden öğrendim ki Atatürk sarayın küçük mabeyn dai resinden daha ileride bulunan kütüphane oda sında kabul edilmiş ve mülâkat orada yapılmış. Bu pek mühim ve tarihî mülâkatm cereyan et tiği odanın o günkü eşyası ile muhafaza edil mesi pek temenniye şayandır.
Böyle İlmî bir çalışma da artık Müzeler ve Eski Eserler Umum Müdürlüğünün mesuliyetine girmiş bulunmaktadır.
Halûk Y. ŞEHSUVAROĞLU
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi