• Sonuç bulunamadı

Mısırda verim ve verim unsurları yönüyle genotip X çevre interaksiyonunun belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mısırda verim ve verim unsurları yönüyle genotip X çevre interaksiyonunun belirlenmesi"

Copied!
100
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ

FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

MISIRDA VERĐM VE VERĐM UNSURLARI YÖNÜYLE GENOTĐP X ÇEVRE ĐNTERAKSĐYONUNUN BELĐRLENMESĐ

Abdülkadir ÇETĐN YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

TARLA BĐTKĐLERĐ ANABĐLĐM DALI Konya, 2009

(2)

ÖZET

Yüksek Lisans Tezi

MISIRDA VERĐM VE VERĐM UNSURLARI YÖNÜYLE GENOTĐP X ÇEVRE ĐNTERAKSĐYONUNUN BELĐRLENMESĐ

Abdülkadir ÇETĐN

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

Danışman: Doç. Dr. Süleyman SOYLU

2009, Sayfa: 91

Jüri : Doç. Dr. Süleyman SOYLU

Prof. Dr. Bayram SADE

Yrd. Doç. Dr. Mevlüt AKÇURA

Bu araştırma 2008 yılında 10 atdişi mısır çeşidinin verim ve verim unsurları yönünden dört farklı çevrelerdeki adaptasyon ve stabilitelerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak Mersin, Adana, Manisa ve Sakarya lokasyonlarında yürütülmüştür. Stabilite parametreleri olarak regresyon katsayısı (bi), regresyondan sapma kareler ortalaması

(S2

di), belirtme katsayısı (Ri2), varyasyon katsayısı (VK) kullanılmıştır. Araştırmada

tüm lokasyonlarda çeşitler üzerinde toplam 16 özellik incelenmiştir.

Araştırmada incelenen özelliklerden tane verimi, çiçeklenme süresi, çiçeklenme için gerekli GDD değeri, bitki boyu, koçanda tane ağırlığı, koçanda boyuna tane sayısı, hasatta tane nemi ve tanede ham protein oranı özellikleri için çeşit x çevre interaksiyonu önemli olmuştur. Çeşitlerin ortalama tane verimi değerleri en yüksek 1419 kg/da ile Manisa lokasyonundan en düşük ise 1140 kg/da ile Adana lokasyonundan elde edilmiştir. Tane verimi açısından ortalamanın üzerinde yer alan ve bi değeri 1’e yakın, düşük S²di ve düşük VK’ya sahip olan OSSK-713 çeşidi en

stabil çeşit olmuştur.

Anahtar Kelimeler: Mısır, verim, verim unsurları, adaptasyon, stabilite, çeşit x çevre interaksiyonu

(3)

ABSTRACT

MASTER THESIS

DETERMINATION OF GENOTYPE X ENVIRONMENT INTERACTIONS OF YIELD AND YIELD COMPONENTS IN MAIZE

Abdülkadir ÇETĐN Selcuk University

Graduate School of Natural And Applied Sciences Department of Field Crops

Super Visor: Assoc. Prof. Dr. Süleyman SOYLU

2009, Pages: 91

Jury : Assoc. Prof. Dr. Süleyman SOYLU Prof. Dr. Bayram SADE Asist. Prof. Dr. Mevlüt AKÇURA

This study was conducted to determine the adaptation and stability parameters of yield and yield components of dent corn hybrid cultivars at four different environments. The experimental design were Completely Randomized Block Design with three replications. Experiments were estabilished in Mersin, Adana, Manisa and Sakarya locations. Regression coefficient (bi), deviation from

regression (S2

di), determination coefficient (Ri2), coefficient variation (CV) were

evaluated as stability parameters. Hybrids cultivars were evaluated based on total 16 characters in all locations.

Cultivar x environment interactions were found significantly for grain yield, tasselling. GDD for tasselling, plant height, grain weight per ear, grain number per ear row, harvest grain moisture and protein content. Grain yield of cultuvars were changed between 1419 kg da-1 (Manisa locations) – 1140 kg da-1 (Adana locations).

According to stability parameters (bi, S2di , CV) OSSK 713 was the most stable

cultivar, which had the highest grain yield.

Key Words: Maize, yield, yield components, adaptation, stability, cultivar x environment interaction

(4)

TEŞEKKÜR

Öncelikle araştırma konumu belirleyen, çalışmalarım esnasında beni yönlendiren ve benden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen danışmanım, çok değerli hocam Sayın Doç. Dr. Süleyman SOYLU’ya ve bugünlere gelmemde büyük rolü olan değerli hocam Prof.Dr. Bayram SADE’ye, istatistik analizlerimde yardımlarını esirgemeyen hocam Yrd. Doç. Dr. Mevlüt AKÇURA’ya, benden maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen mensubu olduğum TAREKS A.Ş.’nin değerli yöneticilerine, arazi çalışmalarımda yardımını esirgemeyen ziraat mühendisi arkadaşlarım Ersan ATAKUL, Hamdi AKKURT, Gökhan GÖKÇE, Tolga KARADENĐZ ve Abdullah ACAR’a, denemelerim için bana arazilerinden yer veren değerli çiftçilerime, bu tezi yazmamda bana yardım eden meslektaşım Serdar ÖZDEMĐR’e ve Konya’daki çalışmalarımda bana yardımcı olan arkadaşım Kemal ÖZBALDAN’a teşekkürü bir borç bilirim.

(5)

ĐÇĐNDEKĐLER Sayfa No ÖZET ………... i ABSTRACT ………. ii TEŞEKKÜR ……….……… iii ĐÇĐNDEKĐLER ………... iv ÇĐZELGELER LĐSTESĐ ………... vi

ŞEKĐLLER LĐSTESĐ ………... viii

1. GĐRĐŞ ……….…... 1 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI ……… 3 3. MATERYAL ve METOD……… 15 3.1. Materyal ……… 15 3.2. Metod ………..………... 15 3.2.1. Gözlem ve ölçümler ………..………. 17 3.2.1.1. Tane Verimi ………..…... 17 3.2.1.2. Çiçeklenme süresi …..……….. 17

3.2.1.3. Çiçeklenme için gerekli GDD değeri ……….. 18

3.2.1.4. Bitki boyu ………..……….. 19

3.2.1.5. Đlk koçan yüksekliği ………. 19

3.2.1.6. Koçanla ilgili ölçümler ……… 20

3.2.1.6.1. Koçan uzunluğu ……… 20

3.2.1.6.2. Koçan çapı ………...………. 20

3.2.1.6.3. Koçanda tane sayısı ……….. 20

3.2.1.6.4. Koçanda tane ağırlığı ……… 20

3.2.1.6.5. Koçanda boyuna tane sıra sayısı ………... 20

3.2.1.6.6. Koçanda enine tane sıra sayısı ……….. 21

3.2.1.6.7. Tane koçan oranı ………....…..………. 21

3.2.1.7. Hasatta tane nemi ………...….………. 21

3.2.1.8. Bin tane ağırlığı ………...…… 21

3.2.1.9. Hektolitre ağırlığı ………. 21

3.2.1.10. Tanedeki ham protein analizi ………. 21

3.2.2. Đstatistiki analiz ve değerlendirmeler ………. 22

3.3. Araştırma Yerinin Genel Özellikleri ……….…. 22

3.3.1. Đklim özellikleri ……….. 22 3.3.1.1. Mersin lokasyonu ………….……….... 22 3.3.1.2. Adana lokasyonu ………...…... 24 3.3.1.3. Sakarya lokasyonu ………... 26 3.3.1.4. Manisa lokasyonu ………..….. 28 3.3.2. Toprak özellikleri ………... 29

(6)

3.3.2.2. Adana lokasyonu ………...……... 30

3.3.2.3. Sakarya lokasyonu ………...……… 30

3.3.2.4. Manisa lokasyonu ……….….….. 30

4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI ve TARTIŞMA ………..………... 31

4.1. Tane Verimi ……….…....………... 31

4.2. Çiçeklenme Süresi ………..………....………... 36

4.3. Çiçeklenme için gerekli G.D.D. (Sıcaklık Toplamı) değerleri ………... 40

4.4. Bitki Boyu ………..……….………...…… 44

4.5. Đlk Koçan Yüksekliği ………..………... 48

4.6. Koçan Uzunluğu ………...………... 51

4.7. Koçan Çapı ………..………..… 53

4.8. Koçanda Tane Sayısı ………...……….. 55

4.9. Koçanda Tane Ağırlığı ………...……….... 57

4.10. Koçanda Boyuna Tane Sıra Sayısı ………...……….... 62

4.11. Koçanda Enine Tane Sıra Sayısı ………...……..………... 66

4.12. Tane Koçan Oranı ………...……….... 68

4.13. Hasatta Tane Nemi ………... 70

4.14. Bin Tane Ağırlığı ………...……….... 74

4.15. Hektolitre ……….………..………... 76

4.16. Tanede Ham Protein Oranı ………... 78

5. SONUÇ ve ÖNERĐLER………..……….…... 82

6. LĐTERATÜR LĐSTESĐ ………..………... 83

(7)

ÇĐZELGELER LĐSTESĐ

Sayfa no

Çizelge 3.1 Mersin Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler …… 23 Çizelge 3.2. Adana Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler …… 25 Çizelge 3.3. Sakarya Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler ….. 27 Çizelge 3.4. Manisa Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler …... 29 Çizelge 4.1. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Tane Verimleri ………... 34 Çizelge 4.2. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Tane Verimlerine Ait Varyans Analiz Sonuçları ………..…... 35 Çizelge 4.3. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Ortalama Tane Verim

Değerleri ile Adaptasyon Parametreleri ………..………. 35 Çizelge 4.4. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Çiçeklenme Gün Sayıları ………. 38 Çizelge 4.5. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Çiçeklenme Gün Sayıları Varyans Analiz Sonuçları ………..……... 38 Çizelge 4.6. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Ortalama Çiçeklenme Gün Sayıları ile Adaptasyon ve Stabilite Parametreleri ……….. 39 Çizelge 4.7. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Çiçeklenme Süresi için Ortalama G.D.D. Değerleri ..………...…. 41 Çizelge 4.8. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine ait G.D.D. Değerlerine Ait Varyans Analiz Sonuçları ………..…....…… 42 Çizelge 4.9. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Ortalama G.D.D.

Değerleri ile Adaptasyon ve Stabilite Parametreleri ……….…... 42 Çizelge 4.10. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Bitki Boyları …………. 45

Çizelge 4.11. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Bitki Boyları Varyans Analiz Sonuçları ……….. ... 46

Çizelge 4.12. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Ortalama Bitki Boyu Değerleri ile Adaptasyon ve Stabilite Parametreleri ………... 47 Çizelge 4.13..Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Đlk Koçan Yükseklikleri ……… 50 Çizelge 4.14. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Đlk Koçan Yüksekliği Varyans Analiz Sonuçları …….………..……….. 51 Çizelge 4.15. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Koçan Uzunlukları…… 52 Çizelge 4.16. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Koçan Uzunluklarının Varyans Analiz Sonuçları …..………. 53 Çizelge 4.17. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Koçan Çapları ……….. 54

(8)

Çizelge 4.20. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Koçan Tane Sayıları Varyans Analiz Sonuçları ………...………...… 57

Çizelge 4.21. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Koçan Tane Ağırlıkları 59

Çizelge 4.22. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Koçanda Tane Ağırlıkları Varyans Analiz Sonuçları …..…...…….……… 59

Çizelge 4.23. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Ortalama Koçanda Tane Ağırlıkları ile Adaptasyon ve Stabilite Parametreleri ….…..……….. 60

Çizelge 4.24. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Boyuna Tane Sıra Sayısı ……….………..………….…... 63

Çizelge 4.25. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Boyuna Tane Sıra Sayısı Varyans Analiz Sonuçları ………..…….. 64

Çizelge 4.26. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Ortalama Boyuna Tane Sıra Sayısı ile Adaptasyon ve Stabilite Parametreleri……….……… 64

Çizelge 4.27. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Enine Tane Sıra Sayısı ……….……….. 67

Çizelge 4.28. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Enine Tane Sıra Sayısı Varyans Analiz Sonuçları ……….…...……….………... 68

Çizelge 4.29. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Tane Koçan Oranı …… 69

Çizelge 4.30. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Tane Koçan Oranı Varyans Analiz Sonuçları ….………..…..……….. 70

Çizelge 4.31. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Hasatta Tane Nemi …... 72

Çizelge 4.32. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Hasatta Tane Nemi Varyans Analiz Sonuçları ………... 72

Çizelge 4.33. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Ortalama Hasatta Tane Nemi ile Adaptasyon ve Stabilite Parametreleri….…………... 73

Çizelge 4.34. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Bin Tane Ağırlığı ……. 75 Çizelge 4.35. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Bin Tane Ağırlığı Varyans Analiz Sonuçları ………...……… 76 Çizelge 4.36. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Hektolitre Ağırlığı ... 77 Çizelge 4.37. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Hektolitre Ağırlığı Varyans Analiz Sonuçları………….………... 78 Çizelge 4.38. Mısır Çeşitlerinin Farklı Çevrelerdeki Ortalama Protein Oranı ………... 79

Çizelge 4.39. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerine Ait Protein Oranı Varyans Analiz Sonuçları ………. 80

Çizelge 4.40. Farklı Çevrelerde Yetiştirilen Mısır Çeşitlerinde Ortalama Protein Oranı ile Adaptasyon ve Stabilite Parametreleri ……… 80

(9)

ŞEKĐLLER LĐSTESĐ

Sayfa no

Şekil 3.1. Araştırmanın Mersin Lokasyonunda yer alan denemeden görüntüler ……… 16 Şekil 3.2. Araştırmanın Mersin Lokasyonunda yer alan denemede yapılan

gözlem ve ölçümlerden görüntüler ………. 17 Şekil 3.3. Araştırmanın Mersin Lokasyonunda yer alan denemede danışman

hocamın inceleme ziyaretinden görüntüler ………. 18 Şekil 3.4. Araştırmanın Adana Lokasyonunda yer alan denemeden görüntüler ……… 19 Şekil 3.5. Araştırmanın Manisa Lokasyonunda deneme hasadından görüntüler ……… 20 Şekil 4.1. Mısır çeşitlerinin ortalama tane verimleri ve

regrasyon katsayılarına göre adaptasyon durumları ………... 36 Şekil 4.2. Mısır çeşitlerinin ortalama çiçeklenme süreleri ve

regrasyon katsayılarına göre adaptasyon durumları ………... 40 Şekil 4.3. Mısır çeşitlerinin ortalama çiçeklenme süreleri için gerekli G.D.D.

(Sıcaklık Toplamı) ve regrasyon katsayılarına göre adaptasyon durumları ... 44 Şekil 4.4. Mısır çeşitlerinin ortalama bitki boyları ve

regrasyon katsayılarına göre adaptasyon durumları ………... 48 Şekil 4.5. Mısır çeşitlerinin ortalama koçanda tane ağırlıkları ve

regresyon katsayılarına göre adaptasyon durumları ………... 61 Şekil 4.6. Mısır çeşitlerinin ortalama koçanda boyuna tane sıra sayıları ve

regresyon katsayılarına göre adaptasyon durumları ………... 66 Şekil 4.7. Mısır çeşitlerinin ortalama hasatta tane nemleri ve

regresyon katsayılarına göre adaptasyon durumları ………... 74 Şekil 4.8. Mısır çeşitlerinin ortalama tanede ham protein oranları ve

(10)

1.GĐRĐŞ

Dünyada mısır, tahıllar içerisinde ekim alanı olarak ikinci, üretimde ise ise ilk sırada yer almaktadır. Dünyada mısır üretimi 2007 yılında 766.7 milyon tona ulaşmıştır. Dünyada en çok mısır üretimi 332 milyon tonla ABD’de gerçekleştirilmekte olup, onu 145 milyon tonla Çin izlemektedir. Ülkemizde ise mısır tahıllar içerisinde ekim alanı ve üretim miktarı bakımından buğday ve arpadan sonra üçüncü sırada yer almaktadır. Mısır üretimimiz 1980 yılına göre 2007 yılında yaklaşık üç kat artmış olup 3.5 milyon tona ulaşmıştır. Mısır üretimindeki artışın nedenleri olarak hibrit tohum kullanımının artmış olması ve üretim tekniklerinin gelişmiş olması gösterilebilir.

Günümüzün en önemli problemlerinden biri olan beslenme gün geçtikçe önemini daha da artıracak ve daha fazla gıda maddesi üreten ülkeler yeterli gıda maddesi üretmeyen ülkelere üstünlük sağlayacaktır. Mısır en yüksek enerji değerine sahip tahıl tanesidir. Veriminin de çok yüksek olması sebebiyle birim alandan diğer tahıllara göre daha fazla sindirilebilir enerji üretir. Nişasta ve yağ oranı yüksek, selülozu en düşük tahıl cinsi olması mısır tanelerinin lezzetli bir yem kaynağı olarak hayvanlar tarafından sevilerek tüketilmesinin nedenlerindendir. Mısır tanesinin % 73 civarında nişastaya sahip olması ve bu nişastanın % 93-96 ‘sı taneden alınabilmekte olup bu nişasta unlu mamüller, çorba, şekerleme, dekstrin, oluklu mukavva, tekstil vb. üretimlerde kullanıldığından önemli bir sanayi ürünüdür. Mısır ayrıca insan beslenmesinde mısır ekmeği, taze tüketim, çerez, cips olarak ve diğer alanlarda oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır (Kırtok 1997).

Ülke üretiminin ihtiyacımızı tam olarak karşılamadığı mısır tarımında, üretim artışına katkı yapacak her unsur önem taşımaktadır. Bunlardan biri de lokasyonlara uygun çeşit seçimidir. Ülkemizde 160’ın üzerinde tescilli veya üretim izinli mısır çeşidi vardır. Fakat bu çeşitlerin büyük kısmı farklı bölgelerde farklı performans göstermektedirler. Yüksek tane verimli ve verim unsurları yönünden stabil çeşitlerin tespiti ve bunların sayısının artırılması büyük önem arzetmektedir. Bu sayede üretimde bir devamlılık sağlama imkanı ortaya çıkacaktır. Bu maksatla mısır çeşitleri mümkün olduğu kadar farklı çevrelerde denenmeli, en çok hangi verim unsurlarının

(11)

çevre şartlarından etkilendikleri belirlenmelidir. Çeşitlerin verim potansiyellerini belirleyen en önemli faktör çeşidin genetik potansiyeli olmakla beraber, ikinci faktör ise çeşidin yetiştirildiği çevre olmaktadır. Mısır çeşitleri ile yapılacak bu çalışmalarda genotip x çevre etkileşiminin verim ve verim unsurları yönünden incelenmesiyle, çeşitlerin farklı çevrelerde nasıl bir performans göstereceği konusunda önceden tahminde bulunma imkanı doğacaktır.

Diğer bitkilerde olduğu gibi mısırda da yüksek verim elde edilebilmesi ekolojilere uygun çeşitlerin geliştirilip yetiştirilmesine bağlıdır. Her çeşit farklı çevrelerde farklı tepki verir. Genotip x çevre interaksiyonu yeni çeşit geliştirmede önemli bir faktördür. Yeni geliştirilen bir çeşidin önerildiği bölgede en kötü şartlarda bile ortalama verimin altına düşmemesi ve iyi şartlarda en yüksek verimi vermesi arzulanır (Angelov 1994 ; Turgut ve ark. 2000).

Bitki ıslah çalışmalarının temel amacı yüksek verimli çeşitlerin geliştirilmesi ve üreticilerin hizmetine sunulmasıdır. Bu amaçla geliştirilen ileri hatlar çok yer ve yılda denenmekte ve üstün performansa sahip olanlar belirlenmektedir. Genotiplerin verim güçlerini ortaya koymasında. genotipik özelliklerinin yanı sıra, çevresel faktörlerin de etkisi büyüktür. Bu yüzden olabildiğince farklı ve fazla çevrede yapılan denemeler sonucunda elde edilen veriler değerlendirilmekte ve belirli istatistik yöntemlerle sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu tip denemelere uygulanan varyans analizleri gerek genotipler arasındaki farklar ve gerekse genotiplerin değişik çevrelerde farklı reaksiyon göstermeleri sonucunda ortaya çıkan genotip x çevre interaksiyonları incelenmektedir. Söz konusu interaksiyonların

önemli çıkması genotip seçiminde stabilite kavramını gündeme getirmektedir ( Comstock ve Moll 1963).

Bu çalışmada dört çevrede yetiştirilen mısır çeşitlerinde verim, verim unsurları ve morfolojik özellikler açısından çeşit x çevre interaksiyonlarını belirlemek, tane verimi bakımından da en stabil çeşidi belirlemek çıkacak sonuçlara göre bölgelere uygun mısır çeşidi seçiminde önemli olan çeşit özelliklerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır.

(12)

2. KAYNAK ARAŞTIRMASI

Adana, Mersin, Sakarya ve Manisa ekolojik şartlarında 10 adet atdişi mısır çeşidinin verim, verim unsurları ve kalite özelliklerin incelenerek bölgelerdeki performanslarının tesbiti ve bu özellikler yönünden stabilitelerini belirlenmesi amacıyla yürütülen bu çalışmayla ilgili daha önce yapılan araştırmalara ait literatür bilgileri aşağıda özet olarak sunulmuştur.

Finlay ve Wilkinson (1963), her bir farklı lokasyonda çeşitlerin gösterdiği peformansın ortalamasının genel ortalamadan farkını çevre indeksi kabul etmişler ve çeşitlerin ortalama verimlerinin bu indeks üzerindeki doğrusal regresyonu (bi) adaptasyon ölçüsü olarak değerlendirmişlerdir. Bu regresyon modeline, Eberhart ve Russel (1966), tarafından regresyondan sapma kareler ortalaması (Sdi²), çevreye adaptasyonun stabilitesini belirleyici bir diğer özellik olarak önerilmiş ve bu model günümüze kadar birçok ıslahçı tarafından kabul görmüştür.

Russel ve Eberhart (1968), ABD’de farklı mısır çeşitlerini farklı çevrelerde test etmişler ve araştırma sonucunda mısır çeşitlerini çevrelere karşı gösterdikleri tepkilere göre 4 farklı grupta toplamışlardır.

Arnon (1975), mısırda verimi etkileyen başlıca unsurların koçanda tane sayısı ve ağırlığı olduğunu ve genellikle verim komponentleri arasında ters bir korelasyonun bulunduğunu, bu sebeple verimin iyi dengelenmiş verim komponentleri oluşturarak arttırabileceğini ifade etmiştir.

Cross (1977), erkenci mısırların verim ve verim unsurları yönünden stabilitesi konusunda yaptığı çalışmada çeşitlerin stabilite değerlerinin bitkideki koçanla ilgili özelliklerle yakından ilişkili olduğunu tespit etmiştir.

Yıldırım ve ark (1979), bölge çeşit denemelerinde genotip x çevre interaksiyonlarının önemli çıkmadığı durumda, çeşitlerin her çevre içinde sıralanmalarının değişmeyeceğini vurgulayarak üstün verimli bir çeşidin her bölgede üstün verimli, düşük verimli bir çeşidin ise her çevrede düşük verimli olacağını, yani çeşitler arasında stabilite bakımından bir farklılık olmayacağını ve tüm çeşitlerin stabil çeşit olarak adlandırılacağını belirtmişlerdir.

(13)

Stabilite analizlerinin yapılabilmesi için önce genotip x çevre interaksiyonu varyanslarının istatistiksel olarak önemli olması gerekmektedir (Arshad 1990; Yılmaz ve Tuğay 1999).

Gama ve Hallauer (1980), seleksiyon yapılmış ve seleksiyon yapılmamış mısır hatlarından üretilen hibritlerin stabilitesi üzerine yaptıkları çalışmada regrasyon katsayısı (b) ve regrasyondan sapma kareler ortalamasını (S²d) kullanarak çeşitlerin stabilitelerini incelemişlerdir. Araştırma sonucunda seleksiyon yapılmış hatlardan üretilen melezler daha yüksek verim vermesine rağmen her iki grup çeşitte de önemli derecede çeşit x çevre interaksiyonu belirtilmiştir. Her iki hibrit grubunun regrasyon katsayıları birbirinden önemli derecede farklılık göstermiştir. Araştırma sonucunda hibritleri oluşturan hatların seleksiyonunun farklı çevrelerde ortalama verimi geçmek için önemli olduğu ve elit hibritlerin çok sayıda çevrede stabilitesinin belirlenmesinin gerektiği ifade edilmiştir.

Bitki ıslahında stabilite kavramı, uygulanan yönteme ve kullanılan parametreye göre değişik şekillerde tanımlanabilmektedir. Bir genotip, düşük oranda çevreler arası varyansa sahipse stabil olarak değerlendirilebilmektedir. Genotip varyansları veya varyasyon katsayıları bu tip bir stabilitenin ölçüsü olarak ele alınmışlardır (Francis ve Kannenberg 1978; Lin ve ark. 1986). Genotiplerin olası interaksiyonlara katkıları farklı olabilmektedir. Shukla (1972) ve Wricke (1962), stabilite varyansı ve ekovalans olarak adlandırılan parametreleri hesaplamışlar ve interaksiyonlara katkısı az olan genotipleri stabil olarak nitelemişlerdir.

Stabilite parametresi olarak kullanılan en yaygın metotlardan biri regresyon katsayısıdır (Finlay ve Wilkinson 1963, Eberhart ve Russell 1966). Regresyon katsayısı 1’e ne kadar yakın ise genotipin stabilitesi o kadar yüksektir. Stabilite parametresi olarak regresyondan sapma da kullanılmış ve regresyondan sapması sıfıra yakın olan ve verim ortalaması genel ortalamadan yüksek genotipler stabil olarak kabul edilmiştir (Eberhart ve Russell 1966). Smith (1982), stabil bir buğday çeşidinin veriminin ortalama verimden yüksek olması ve regresyon hattına göre pozitif regresyon sabitesine (a) sahip olması gerektiğini bildirmiştir. Bununla birlikte stabil bir çeşitte belirtme katsayısının (r2) büyük olması istenir (Teich 1983).

(14)

veya bitki başına koçan sayısı ya da her iki özelliğin birlikte azalmasının sebep olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Lin ve ark. (1986), herhangi bir genotipin çevrelerarası varyansının küçük, çevrelere olan uyumu denemenin genel ortalamasına yakın ve çevre indeksindeki regresyondan sapma kareler ortalaması küçük olduğunda stabil olduğunun düşünülebileceğini belirtmişlerdir. Bunun yanında çeşidin yıllara göre gösterdiği değişimin de stabilite parametresi olarak kullanılabileceğini bildirmiştir.

Lin ve ark. (1986), stabilite parametrelerinin üç farklı kabule dayandığını belirtmişlerdir. Bunlar; stabil bir genotipin çevreye reaksiyonu diğer genotiplerin ortalama reaksiyonuna paralel. lokasyonlar arası varyansı ve regresyon doğrusundan sapmaların kareler toplamı küçük olmalıdır. Ayrıca Altay (1987), çeşidin kurak veya fakir şartlardaki veriminin denemenin ortalama veriminin üzerinde veya eşit olması gerektiğini bildirmiştir. Stabilite kriterlerinden bir diğeri ise genotipin varyasyon katsayısı (VK) değeridir ve düşük olması istenir (Francis ve Kannenberg, 1978).

Jatimliansky ve ark. (1986), mısır bitkisinde yaptıkları path katsayısı analizine göre, tane verimi üzerine doğrudan etkisi en yüksek verim komponentinin koçan çapı olduğunu belirlemişlerdir.

Xu (1986), mısır bitkisinde tek bitki verimi üzerine önemli bitki özelliklerinin etkilerini belirlemek amacıyla yaptığı bir araştırmada, bitki başına verim ile; bitki boyu, koçan uzunluğu, koçan çapı, sırada tane sayısı ve bin tane ağırlığı arasında pozitif yönde önemli bir ilişkinin olduğunu belirlemiştir. Sade (1987), Çumra ilçesi sulu şartlarda 13 melez mısır çeşidinin önemli zirai karakterlerini belirlemek amacıyla yürüttüğü bir araştırmada tane verimleri 1123 kg/da (Virtüs) – 1427 kg/da (Ventur), bitki boyları 288 cm (Ventur) – 228 cm (Zingara), 100 bitkideki koçan sayıları 103 adet (Virtüs) – 112 adet (Ventur), bitkide yaprak sayıları 13.85 adet (TTM-813) – 15.6 adet (Vesuıo), koçanda tane sayıları 540.5 adet (Tüm 82.2) – 761.0 adet (Silco), bin tane ağırlıkları 288.5 g (Rando) – 357.9 g (Tüm 82.2), koçan çapları 4.71 cm (Tüm 82.2) – 5.30 cm (Silco), koçan uzunlukları 17.29 cm (Zeta) – 20.88 cm (TTM-813), ham protein oranları ise % 8.2 (Rando) - % 11.4 (Ventur) arasında değişmiştir. 1985 –1986 yıllarında yapılan bu araştırmada “TTM-813”,

(15)

“TTM-81.19” ve “Ventur” çeşitleri Çumra ekolojik şartlarında yetişebilecek mısır çeşitleri olarak tavsiye edilmiştir.

Mısırın yetiştirme tekniği ve verim unsurları ile ilgili araştırmalar yapan araştırıcılar; tek koçan veriminin, koçan uzunluğu ve çapının, çeşide (Rogers ve Lonman.1988), ekim zamanı ve sıklığına (Akman ve Sencar 1991; Köycü ve Yanıkoğlu 1987), çevre faktörleri ve yetiştirme tekniklerine (Sencar ve ark. 1997) göre değiştiğini, hibrit çeşitlerde ve bitki başına koçan sayısı az olan genotiplerde tek koçan veriminin genellikle daha yüksek olduğunu (Sencar ve ark. 1992), hibrit mısır çeşitlerinin, açıkta tozlanan çeşitlere göre daha uzun koçanlara ve koçanda daha fazla sıra sayısına sahip olmaları nedeniyle verimlerinin de yüksek olduklarını tespit edilmişlerdir (Tosun ve Sağsöz 1994). Mısırda döllenmeden sonraki birkaç günün çok kritik olduğunu, kuraklık, besin elementi eksikliği ve aşırı bulutlu havalarda döllenme olsa bile tanelerin iyi gelişmeyeceğini ve koçan çapının azalacağını belirtmektedirler (Aldrich ve ark. 1982).

Mısırda birim alandan elde edilen verimin arttırılmasında bölgenin ekolojik koşullarına uygun çeşitlerin seçimi, kaliteli tohumluk kullanımı ve üretimde hibrit çeşitlerin yaygınlaştırılması önemlidir. Kendilenmiş hatların melezlenmesi ile elde edilen ilk generasyon melezleri, bu hatların elde edildiği açıkta tozlanan ebeveyn çeşitlerden % 20-30 daha verimlidirler. Fakat uygun olmayan çevre koşullarında adaptasyon yeteneği sınırlı olan tek melezlerin verim potansiyeli düşmekte ve çevresel uyumu daha fazla olan çift melez ve kompozit çeşitlerle aralarındaki fark azalmaktadır (Sencar 1988; Leonard ve ark. 1963).

Jatimliansky ve ark. (1988), at dişi mısırda verim ve verim komponentleri üzerinde yaptıkları bir çalışmada, verimi belirleyen ana faktörlerin; koçan ağırlığı, bitkide koçan sayısı ve koçan çapı olduğunu belirlemişlerdir.

Debnath ve Sarkar (1989), tarafından yürütülen bir araştırmada koçan püskülü çıkarma tarihi, bitki boyu, sıra başına tane sayısı ve bin tane ağırlığının tane verimini pozitif yönde etkileyen doğrudan etkisi yüksek özellikler olarak belirlemişlerdir.

(16)

Farhatullah (1990), altı mısır çeşidi ile 5 verim komponenti üzerine yaptığı bir araştırmada, koçan uzunluğunun verim üzerine en fazla etkili komponent olduğunu bildirmiştir.

Tollenear ve ark. (1992), Kanada’da 1987 –1988 yıllarında 9 melez mısır çeşidi ile yürüttükleri bir araştırmada, melez mısır çeşitlerinde tane verimindeki gelişmenin koçanda tane sayısının artışı ile ilgili olduğunu belirlemişlerdir.

Mehta ve Sarkar (1992), yaptıkları bir araştırmada, yüksek yaprak fotosentezinin tek başına yüksek tane verimi için yeterli olmadığını, fotosentetik oran, bitki başına yaprak alanı, yaprak sayısı ve klorofil oranı gibi özelliklerin verim üzerindeki ortak etkilerinin önemli olduğunu bildirmişlerdir.

Erdoğan (1994), Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Araştırma alanında I. Ürün mısırda asimilasyon yüzeyinin tane verimi ve diğer argonomik karakterlere etkisini belirlemek amacıyla 1992 yılında yaptığı çalışmada, yaprak kesimi uygulamasıyla bitki boyu, koçan uzunluğu, koçan ağırlığı, koçanda tane oranı, tane verimi ve tanede ham protein oranının azaldığını tespit etmiştir.

Soylu (1995), tarafından Konya bölgesi ekolojik şartlarında at dişi mısır çeşitleriyle yapılan çalışmalarda 59.6 - 116.3 cm arasında değişen ilk koçan yükseklikleri tespit edilmiştir. Bu sonuçlar bitki boyunda olduğu gibi ilk koçan yüksekliklerinin de çeşitlerin genetik yapısı ve ekolojik faktörlerin etkisi altında oluşan morfolojik bir özellik olduğunu göstermektedir.

Tescile teklif edilecek hatların seçiminde birçok agronomik özellik dikkate alınmaktadır. Agronomik özelliklerin birçoğu çevreden etkilenmektedir. Bununla birlikte Falconer ve Mackay (1996), çevresel farklılıkların bazı genotipler üzerinde daha fazla etkiye sahip olabileceğini bildirmişlerdir. Çevre faktörleri ile genotip arasındaki interaksiyon bitki ıslahçısı için önemlidir. Islahçılar genotip x çevre interaksiyonu düşük çeşitler geliştirmek için iki farklı strateji izleyebilirler. Birincisi, her bir farklı bölgeye adapte olacak genotipler geliştirmektir. Bu oldukça pahalı bir yol olacağı için çok fazla tercih edilmez. Đkinci strateji ise farklı çevre koşullarında yüksek verim verebilen daha iyi stabiliteye sahip genotiplerin geliştirilmesidir. Farklı ekolojilerde bir çeşidin yüksek performans göstermesi stabil olduğunu gösterir (Keser ve ark. 1999).

(17)

Gözübenli ve ark. (1997), tarafından Hatay ekolojik koşullarında 1995-1996 yıllarında 2 yıl süre ile yürütülen bir çalışmada, değişik firmalardan elde edilen 15 melez mısır çeşidi materyal olarak kullanılmış ve buğday hasadından sonra ekimi yapılmıştır. Genel olarak bütün çeşitler 1000 kg/da’ın üzerinde verim vermiş ve DRACMA, LG-60, TTM-815 ve FLASH çeşitlerinin bölgede ikinci ürün tarımı için en uygun çeşitler olduğu sonucuna varılmıştır. Araştırmada, tepe püskülü çıkarma süresi LG-60 çeşidinde 52.7 gün, LG-55 çeşidinde 54.0 gün, P-3394 çeşidinde 51.3 gün, DK-698 çeşidinde 53.2 gün; bitki boyunun LG-60 çeşidinde 230 cm, LG-55 çeşidinde 239 cm, P-3394 çeşidinde 207 cm, DK-698 çeşidinde 216 cm; ilk koçan yüksekliğinin LG-60 çeşidinde 119 cm, LG-55 çeşidinde 136 cm, P-3394 çeşidinde 107 cm, DK-698 çeşidinde 120 cm; sap kalınlığının LG-60 çeşidinde 23.8 mm, LG-55 çeşidinde 22.8 mm, P-3394 çeşidinde 22.3 mm, DK-698 çeşidinde 25.7 mm; koçan uzunluğu LG-60 çeşidinde 20.6 cm, LG-55 çeşidinde 19.6 cm, P-3394 çeşidinde 18.1 cm, DK-698 çeşidinde 19.3 cm; koçan kalınlığı LG-60 çeşidinde 48.3 mm, LG-55 çeşidinde 49.7 mm, P-3394 çeşidinde 49.2 mm, DK-698 çeşidinde 48.8 mm; koçanda tane ağırlığı LG-60 çeşidinde 202 g, LG-55 çeşidinde 209 g, P-3394 çeşidinde 187 g, DK-698 çeşidinde 189 g; tane verimi LG-60 çeşidinde 1329 kg/da, LG-55 çeşidinde 1205 kg/da, P-3394 çeşidinde 1210 kg/da ve DK-698 çeşidinde 1127 kg/da olduğu saptanmıştır.

Anonymous (1997), Çukurova Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde 1997 yılında II. üründe SELE, P-3394, RX-760, RX-788, RX-790, PX-751, LG-55, P-3335, MAZUR, ALIMAX, RX-770, P-3223, LG-60, DRACMA, LG-2777, FRASINO, PX-74, TAMBRE, T-1595 çeşitleri ile yapılan çeşit verim denemelerinde, ortalama çiçeklenme gün sayısı: 51 - 57 gün olarak; bitki boyu: 170 - 194 cm olarak; koçan yüksekliği: 74 - 98 cm olarak; nem oranları (%): 18 - 22 olarak; verim: 664 - 1172 kg/da olarak bulunmuştur.

Magari ve ark. (1997), mısırda tane nem kaybı için genotip x çevre interaksiyonunu inceledikleri çalışmada; erkenci, orta ve geçci olmak üzere mısır çeşitlerini test etmişler, çeşitlerin olgunlaşma gruplarına göre stabilitelerinin farklılık gösterdiğini ortaya koymuşlardır. Çeşitlerin ihtiyacı olan GDD değeri, yağış ve diğer

(18)

Köycü ve Kurt (1997), Samsun ekolojik şartlarında bazı yerli, kompozit ve melez mısır çeşitlerinin verim, verim komponentleri ve kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla 1994 ve 1995 yıllarında yürüttükleri araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; Asgrow RX – 947 melez çeşidinden 951 kg/da ile en fazla tane verimi, ham protein ( 71.628 kg/da ) ve ham yağ verimi ( 51.134 kg/da ) olarak elde edilmiştir. Bu çalışma sonucunda tane verimi, ham protein ve ham yağ verimi yönünden Asgrow RX – 947 çeşidinin Samsun ekolojik şartlarında yetiştirilmesinin yerli çeşitlere göre daha uygun olacağını belirlemişlerdir.

Anonymous (1998), Çukurova Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde 1998 yılında II. üründe Santos, P-3335, P-32K61, DK-626, LG-60, P-3394, Pegaso, Tempra, Sele, G-626, Tambre, RX-788, Alimax, LG-55, PX-9540, Dracma çeşitleri ile yapılan çeşit verim denemelerinde, çiçeklenme gün sayıları: 49 - 53 gün olarak; bitki boyu: 181 - 235 cm olarak; koçan yüksekliği 84 - 114 cm olarak; nem oranı (%): 13.5 - 15 olarak; verim: 468 - 739 kg/da olarak bulunmuştur.

Pearce ve Poneleit (1998), ticari mısır tohumu üreten 30 firmadan aldıkları 142 melez mısır çeşidiyle, 7 lokasyonda (Princeton, Ohio, Elkton, Murray, Lexington, Quicksand ve Nelson) yaptıkları çeşit – verim denemelerinde verim ve verimle ilgili komponentlerin çeşide, lokasyona ve yıla göre istatistiksel açıdan önemli ölçüde değiştiğini belirlemişlerdir. Elde edilen verilere göre bazı çeşitlerde (P–3394, P–32K61, DK–626 ve LG–2705) nem miktarını ortalama % 17.9, 18.6, 18.2 ve 22.5; tane verimini 153.8, 155.9, 150.4 ve 145.2; protein oranını % 9.4, 8.9, 8.9 ve 9.0; yağ oranını % 4.3, 4.2, 4.0 ve 4.4; nişasta oranını % 71.9, 72.6, 72.7 ve 72.3 olarak belirlemişlerdir. P–3394, P–32K61, DK–626 ve LG–2705 çeşitlerinin, ortalama protein oranları Princeton’da % 9.0, Ohio’da % 7.9, Elkton’da % 8.9, Murray’da % 7.9, Lexington’da % 9.6, Quicksand’da % 8.9 ve Nelson’da % 10.3 olarak; yağ oranlarını Princeton’da % 4.2, Ohio’da % 4.4, Elkton’da % 4.4, Murray’da % 4.3, Lexington’da % 4.3, Quicksand’da % 4.4 ve Nelson’da % 4.4 olarak; nişasta oranlarını Princeton’da % 72.5, Ohio’da % 73.5, Elkton’da % 72.4, Murray’da % 73.5, Lexington’da % 71.8, Quicksand’da % 72.8 ve Nelson’da % 70.6 olarak belirlenmiştir. P–3394, P–32K61, DK–626 ve LG–2705 çeşitlerinin tane verimleri 1997 yılında, Princeton’da sırasıyla 146.1, 169.4, 164.2 ve 170.3; Ohio’da 117.6, 127.2, 121.9 ve 117.3; Elkton’da 192.1, 211.9, 214.6 ve 174.0; Murray’da

(19)

113.8, 91.2, 92.2 ve 94.7 bu/ac; Lexington’da 155.7, 163.1, 168.4 ve 159.8 bu/ac; Quicksand’da 208.8, 174.6, 156.9 ve 167.9 bu/ac olarak tespit edilmiştir.

Sezer ve Gülümser (1999), tesadüf blokları deneme deseninde üç tekerrürlü olarak kurdukları ve bitki materyali olarak toplam 16 adet mısır çeşidini kullandıkları araştırmada Çarşamba Ovası’nda ana ürün olarak yetiştirilen yerli, kompozit ve melez mısır çeşitlerinde verim ve verim parametrelerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Fenolojik özelliklerden tepe püskülü çıkış süresi ve olgunlaşma süresi ile morfolojik karakterlerden bitki boyu, ilk koçan yüksekliği, koçan uzunluğu, koçanda tane sayısı ve bin tane ağırlıkları arasında istatistiksel anlamda çok önemli (P<0.01) farklılık gösterdiği bildirilmiştir. Mısır çeşitleri arasında tane verimi yönünden çok önemli (P<0.01) seviyede farklılık görülmüş olup, özellikle vejetasyon süresi uzun olan çeşitlerin, erkenci çeşitlere oranla daha yüksek verim değerlerine sahip oldukları bildirilmiştir.

Torun ve Köycü (1999), Karadeniz Bölgesinde yapılan mısır ıslahı çalışmalarında kullanılmak üzere bazı bilgilerin temin edilmesi amacıyla yaptıkları bir çalışmada, mısırda tane verimi üzerine etkili olabilecek karakterleri ve etki derecelerini belirlemeyi amaçlamışlardır. Samsun ili sınırları içerisindeki Çarşamba Ovası’nda 1988-1990 yılları arası toplam üç yıl ve her yıl üç lokasyon olmak üzere toplam dokuz lokasyonda yapılan denemelerde, 4 mısır çeşidi ( Yerli, Karadeniz Yıldızı, TTM-8119 ve P.3377) ve 6 azot dozu (0, 4, 8, 12, 16 ve 20 kg/da N) denemişlerdir. Elde edilen sonuçlara göre, tane verimi ile koçan uzunluğu, koçanda sıra sayısı ve koçanda tane sayısı arasında çok önemli ve olumlu ilişkiler olduğunu, verim ile bitki boyu ve tane koçan oranı arasında ise olumlu fakat önemsiz ilişkiler olduğunu belirlemişlerdir.

Kılıç ve ark. (1999), Diyarbakır sulu şartlarında II. ürün olarak yetiştirilen tane mısır için uygun ön bitkilerin tespiti ile bu ön bitkilerin mısırda tarımsal karakterlere etkisini incelemek amacıyla yaptıkları araştırmada, en uygun ön bitkinin mercimek olduğu sonucuna varmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre bitki boyunun 212.18 - 248.67 cm, sap kalınlığının 2.16 - 2.36 cm, koçan çapının 3.89 - 4.03 cm, koçan uzunluğunun 16.48 - 19.38 cm, koçan ağırlığının 132.83 - 178.50 g, ham

(20)

Anonymous (2000), Çukurova Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nde 2000 yılında II. üründe P-3394, DK-626, RX-788, TTM-813, TTM-815 ve LG-55 çeşitleri ile yapılan çeşit verim denemelerinde, bitki boyu: 214 - 239 cm olarak; koçan yüksekliği: 87 - 100 cm olarak; koçan ağırlığı: 5613 - 8725 g olarak: nem oranı (%): 15,5 - 18 olarak; verim: 826 - 1309 kg/da olarak bulunmuştur.

Bitkilerin farklı çevre koşullarında ve yıllarda gösterdiği performansı değerlendirmek ve karşılaştırmak için değişik metotlar kullanılır. Denemelerde yer alan bütün genotiplerin her birinin genotipik ortalamalarıyla, değişik çevrelerdeki ortalamalarının ilişkisini araştıran regresyon analizi, en fazla kullanılan stabilite ölçme yöntemlerinden biridir. Lineer regresyon katsayısı (b), her bir genotipin farklı çevrelerdeki gösterdiği performansı tespit ederken, regreyondan sapmalar kareler ortalaması da (Sd²), gösterilen performansın kalıcılığını ve stabilitesini ölçmektedir (Kara 2000).

Genotip x çevre interaksiyonları verim performans denemelerinde ortaya çıkar. Bu interaksiyonlar hem ıslah yönünden hem de bitki yetiştirme yönünden önemlidir. Bazı araştırmacılar, içinden en iyi çeşidi seçip daha fazla kriteri potansiyel verim açısından kombine etme düşüncesiyle, özellikle kısa dönem verim denemelerinde, sadece değişik lokasyonlardaki verimlerin genel ortalamasını alarak, genotip x çevre interaksiyonunu ihmal ederler. Bununla birlikte, verim denemeleri kurmanın esas amacı, mevcut verileri kullanarak, gelecekte ekilecek olan en iyi çeşidin performansını tahmin etmektir. Bundan dolayı, denemelerde yapılan bu

ihmalkarlık gelecekte üreticilerin büyük bir maddi kayba uğramasına yol açar ( Laureti ve Del Gatto 2000).

Kara (2000), stabilite analizlerinde uygulanan birçok yöntemi karşılaştırmış ve değişik çevrelerde kurulan denemelerde, genotipleri verimlerine göre sıralamak, her bir genotip için sıralama değerlerinin ortalamasını ve varyansını hesaplayarak, bu değerleri küçük olan genotipleri stabil kabul etmenin güvenli bir yaklaşım olabileceğini vurgulamıştır.

Giauffret ve ark. (2000), farklı orijinli hibrit mısırların genotip x çevre interaksiyonu konusunda yürüttükleri çalışmada çiçeklenme, tane verimi, hastalıklara

(21)

dayanıklılık özelliklerinin hibritlerin orjinlerine göre ve çevrelere göre önemli derecede farklılık gösterdiğini tespit etmişlerdir.

Turgut ve ark. (2000), Marmara ve Çukurova koşullarında yetiştirilen ümitli mısır hibrit ve çeşitlerinin adaptasyon ve stabilite yeteneklerinin belirlenmesi amacıyla yürüttükleri çalışmada 16 mısır çeşidini Bursa, Sakarya ve Adana ekolojik koşullarında denemeye almışlar ve çeşitlerin stabilite değerlerini belirlemişlerdir. Araştırma sonucunda tane verimi, bitkide koçan sayısı, çiçeklenme süresi ve bitki boyu özelliklerinde genotip x çevre interaksiyonları önemli bulunmuştur. Bu özellikler için regresyon katsayısı (b), regresyondan sapma kareler ortalaması ( S²d) ve belirtme katsayısı (r²) stabilite değerleri belirlenmiştir. Araştırma sonucunda ADA 95-23, P-3163 çeşitleri tane verimi yönünden stabil çeşitler olarak belirlenmiştir. Araştırmada tane verimi ortalamaları Bursa’da 1287 kg/da, Sakarya’da 1587 kg/da, Adana’da 1049 kg/da olarak belirlenmiştir.

Öz ve Kapar (2001), Samsun şartlarında 12 mısır çeşit ve çeşit adayının verim ve verim unsurlarını belirlemek amacı ile yürüttükleri çalışmada incelenen özelliklerde çeşit ve çeşit adayları arasında önemli farklılıklar olduğunu belirtmişlerdir. Öz ve Kapar (2003), Samsun şartlarında 3 yıl yürüttükleri bir araştırmada 12 çeşit ve çeşit adaylarının verim ve verim unsurları ve stabilite durumlarını incelemişlerdir. Araştırmada birim alan tane verimi 883 - 1212 kg/da, tepe püskülü gösterme süreleri 57.89 - 64.67 gün, bitki boyu 228 - 284 cm, ilk koçan yüksekliği 94 - 137 cm, hasatta tane nemi % 20.0 - 25.0, tane/koçan oranı ise % 80.78 ile 85.0 arasında değişmiştir.

Kara (2001), 18 mısır melezinden oluşan populasyonda, tane verimi ve verim öğeleri (bitki boyu, koçan uzunluğu. koçan kalınlığı, koçanda sıra sayısı, sırada tane sayısı, koçan tane ağırlığı ve bin tane ağırlığı) arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla, korelasyon ve path katsayısı analizi yapmıştır. Tane verimi ile incelenen bütün özellikler arasında önemli ve olumlu ilişkiler olduğunu; path analizine göre tane verimi üzerine olumlu yönde en büyük etkiye sahip olan özellikleri sırasıyla koçanda tane sayısı, bin tane ağırlığı ve koçanda tane ağırlığı olarak belirlemiştir. Tane veriminin oluşumunda diğer özelliklerin doğrudan etkisinin ihmal edilebilir olduğunu ve mısırda verimin artırılmasına yönelik çalışmalarda; koçanda tane sayısı,

(22)

bin tane ağırlığı ve koçanda tane ağırlığına birinci derecede öncelik verilebileceğini bildirmiştir.

Lee ve ark. (2003), 12 ıslah materyali mısır genotipinin tane verimi, tane nemi ve sap kırılması gibi özellikleri yönünden iki lokasyonda stabilite özelliklerini inceledikleri çalışmada genetik yapının stabiliteyi etkilediği, farklı çevrelerde yapılacak çalışmalar sonucu tekrarlamalı seleksiyon ile tane veriminin stabilitesinin artırılabileceğini tespit etmişlerdir.

Taner ve ark. (2004), buğday çeşitlerinin stabilitesi konusunda yaptıkları çalışmada çeşitlerin stabiliteleri hakkında bilgi sahibi olmak için b, S2d ve a değerlerini incelemişler ve bir çeşidin stabilitesi hakkında net bilgiler elde edebilmek için mümkün olan en fazla sayıda lokasyonda denenmesi gerektiğini, çeşitlerin verim potansiyelini belirleyen en önemli faktörün çeşidin genetik potansiyeli olmakla birlikte, ikinci faktörün yetiştiği çevre olduğunu bildirmişlerdir.

Akçura ve ark. (2005), 13 makarnalık buğday çeşidinin tane verimi yönünden genotip x çevre interaksiyonunu açıklamak ve stabil genotipleri belirlemek için yaptıkları çalışmada regresyon katsayısı (b), regresyondan sapma kareler ortalaması (S²di), belirtme katsayısı (Ri²) değerlerini Eberhart – Russel methodu kullanarak incelemişlerdir. Aynı araştırıcılar b değeri 1’e yakın ve düşük regresyondan sapma kareler ortalaması gösteren çeşitleri stabil olarak kabul etmişlerdir.

Keskin ve ark. (2005), tarafından 11 adet mısır çeşidinin (C-955, DK-626, Antbey, LG-60, Flash, LG-55, TTM-819, Vero, TTM-813, Ant-90 ve Akpınar) kullanıldığı bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Tane verimi, bitki boyu, bin tane ağırlığı, ham protein oranı gibi ölçüm ve gözlemler sonucunda mısır çeşitleri arasında, önemli derecede değişimler tespit edilmiştir. Ortalama tane verim değerlerinin 7.112 t/ha ile 10.625 t/ha arasında değişim gösterdiği bildirilmiştir.

Kapar ve Öz (2006), Bazı mısır çeşitlerinin Orta Karadeniz Bölgesindeki performanslarının belirlenmesi konusunda yaptıkları çalışmada 27 tek melez mısır çeşidini ilk yıl Samsun ve Amasya’da, ikinci yıl Samsun ve Bafra Lokasyonlarında denemişlerdir. Araştırmada tane verimi ve çiçeklenme süresi özellikleri için çeşit x lokasyon interaksiyonu önemli bulunmuş, bitki boyu, ilk koçan yüksekliği, tane/koçan oranı ve hasatta tane nemi açısından ise önemsiz bulunmuştur. Çeşitler arasındaki farklılık ise incelenen tüm özellikler için önemli bulunmuştur.

(23)

Fan ve ark. (2007), Çin’de hibrit mısır çeşitlerinin stabilitesi konusunda yaptıkları çalışmada 13 mısır çeşidini 10 farklı lokasyonda 2002-2003 yıllarında test etmişlerdir. Çalışma sonucunda tane verimi yönünden önemli derecede çeşit x çevre interaksiyonu tespit edilmiştir. Çeşitlerin stabilitesi yıllara göre de farklılık göstermiştir. Araştırma sonucunda Çin mısır ıslah programına yardımcı olacak önemli bilgiler elde edilmiştir.

Emeklier ve Vartanlı (2007), Ankara koşullarında hibrit mısır çeşitlerinin verim ve kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla 12 çeşitten oluşan bir deneme kurmuşlardır. Orta Anadolu koşullarında mısır tarımının en önemli problemi olan tanedeki nem oranı bakımından ‘BC 566’ ve ‘BORA’ çeşitlerinin en düşük hasat nemine sahip olduklarını ve bu bakımdan diğer çeşitlere nazaran daha avantajlı ve erkenciliğin daha belirgin olduğunu belirtmişlerdir.

Elmore ve Abendroth, (2007), siyah nokta oluşumunun mısırda olgunlaşmanın göstergesi olduğu, geç hasadın kurutma maliyetini azalttığını bildirmiştir. Mısırın olgunlaştıktan sonra hava koşullarına, hibrit özelliklerine, çıkış tarihi ve koçan karakteristiklerine bağlı olarak ortalama hergün % 0.4 - 0.8 arasında nem kaybı meydana geldiğini, ayrıca geçci çeşitlerin erkenci çeşitlerden daha yavaş nem kaybettiğini, bunun nedeninin ise geçci çeşitlerde hasat zamanının serin ve gün uzunluğunun kısa olduğu dönemlere rastlamasından kaynaklandığını bildirmişlerdir. Kalkan (2008), Konyada farklı mısır olum grupları ve hasat tarihlerinde verim, verim öğeleri ile besin değerleri ile aflotoksin düzeylerini belirlenmesi konusunda yaptığı çalışmada, çeşitlerin bitki boylarının 226 - 272 cm, koçanda tane sayıların 653 701 adet, tane koçan oranın % 84.57 86.87, tane verimlerini 1282 -1770 kg/dekar, bin tane ağırlıklarını 349 - 451 g, hasat tane nemi % 19.5 - 22.2 ve ham protein oranını % 9.93 - 10.45 arasında değişen oranları tespit etmiştir.

Demirci (2009), hibrit mısır çeşitlerinde verim, verim öğeleri tane nem kaybetme hızı ile aralarındaki ilişkilerin belirlenme konusunda yaptığı çalışmada 12 farklı hibrit at dişi mısır çeşidini incelemiştir. Araştırmada çeşitlerin bitki boyları 173 - 234 cm, ilk koçan yüksekliği 73 - 110 cm, koçan uzunluğu 14.65 - 19.46 cm, koçanda boyuna tane sayısı 23.25 - 35.50 adet, koçanda enine tane sayısı 14 - 17.12

(24)

3.MATERYAL VE METOD

3.1.Materyal

Mersin, Adana, Sakarya ve Manisa illerinde 2008 yılında yürütülen bu araştırmada ülkemizde tescilli ve yurt dışı orijinli FAO 600 - 700 arasında değişen olum gruplarında yer alan ;

P-31 G 98 (FAO 750), Helen (FAO 700), Shemal (FAO 650), OSSK 713 (FAO 700), OSSK 602 (FAO 600), OSSK-603 (FAO 600), OSSK-574 (FAO 600), TRKS 111 (FAO 600), TRKS 112 (FAO 600), TRKS 113 (FAO 700) olmak üzere toplam 10 adet hibrit at dişi mısır genotipi materyal olarak kullanılmıştır. Bu genotiplerden P-31G98, Helen, Shemal, OSSK 602 ve OSSK 713 ülkemizde tescilli, diğer çeşitler ise yurt dışı orjinlidir.

3.2.Metod

Araştırma tüm lokasyonlarda “Tesadüf Blokları Deneme Desenine” göre üç tekerrürlü olarak kurulmuştur (Düzgüneş ve ark 1987). Bu denemede parseller, 2.8 m x 5 m=14 m2 ebadında tertiplenmiş olup, ekimde her parselde dört sıra olacak şekilde 70 cm sıra arası ve 20 cm sıra üzeri mesafesi uygulanmıştır. Bloklar içerisinde yer alan parsellere 10 mısır çeşidi şansa bağlı olarak dağıtılmıştır.

Tüm çevrelerde denemeye ekimle birlikte 10 kg/da P2O5 ve 10 kg/da N

hesabıyla 20-20-0 gübresi verilmiştir. Denemede öngörülen toplam 20 kg/da azotun kalan kısmı ikinci çapayla birlikte üre (% 46) formunda tüm parsellere eşit olarak uygulanmıştır.

Tüm lokasyonlarda deneme kurulan alanlarda ön bitki mısır olup bir önceki yılda mısır tarımı yapılan deneme tarlaları sonbaharda soklu pullukla derin sürülmüş, ilkbaharda kültivatör çekilmiş ve ekimden öncede diskaro geçirilerek ekime hazır hale getirilmiştir.

Ekim tavlı toprağa denemede ele alınan sıra arası ve sıra üzeri mesafesine uygun olarak ve pnömatik mibzerle boş olarak çalıştırılarak açılan çizilere her ekim noktasına iki tohum gelecek şekilde Mersin’de 8 Nisan, Adana’da 7 Nisan,

(25)

Sakarya’da 22 Nisan ve Manisa’da 21 Nisan 2008 tarihlerinde el ile yapılmıştır. Mısır bitkileri toprak üzerine çıktıktan onbeş gün sonra ve beş-altı yapraklı iken birinci çapa ile teklenmiş, bitkiler 30-40 cm olduğunda ikinci çapa ile birlikte boğaz doldurma işlemi yapılmıştır. Deneme alanında yabancı ot mücadelesi için ekim öncesi ‘acetochlor’ ve ekim sonrası ise ‘nicosulfuron’ etken maddeli ilaçlarla yabancı ot mücadelesi yapılmıştır. Mersin, Adana ve Manisa lokasyonlarında boğaz doldurma işlemi ile sıralar arası oluşan karıklara su verilmiştir. Bitkilere birincisi boğaz doldurmadan sonra olmak üzere, ortalama 15-20 gün ara ile 5 (beş) defa su verilmiştir. Sakarya lokasyonunda hiçbir sulama işlemi gerçekleştirilmemiş olup mısır çeşitlerinin su ihtiyacı yağan yağışlarla karşılanmıştır.

Deneme süresince mısır tarlasında ekonomik zarar yapacak herhangi bir hastalık ve zararlıya rastlanmamıştır. Hasat Mersin’de 28.08.2008, Adana’da 03.09.2008, Manisa’da 11.09.2008, ve Sakarya ‘da 06.11.2008 tarihlerinde taneler fizyojik olum dönemini tamamladıktan sonra (Renc ve Shaw 1971) parsel kenarlarından birer sıra kenar tesiri olarak ayrılmış sonra geri kalan kısmı elle toplanması suretiyle yapılmıştır.

(26)

Şekil 3.2. Araştırmanın Mersin Lokasyonunda yer alan denemede yapılan gözlem ve ölçümlerden görüntüler

3.2.1.Gözlem ve Ölçümler

Denemenin yürütüldüğü Mersin, Adana, Sakarya ve Manisa lokasyonlarında aşağıdaki gözlem ve ölçümler yapılmıştır.

3.2.1.1.Tane verimi

Elle hasadı yapılan mısır koçanları hasattan hemen sonra tartılarak kg/da cinsinden kayıt edilmiştir. Tartımlarından sonra mısır tanelerinde rutubet tayini yapılmış ve verimler % 15 rutubete göre düzeltilmiştir (Poehlman 1987).

3.2.1.2.Çiçeklenme süresi

Parseldeki bitkilerde % 50 oranında tepe püskülü çıkışının görüldüğü tarih ile ekim tarihi arasındaki gün sayısı tepe püskülü çıkarma süresi olarak alınmıştır.

(27)

Şekil 3.3. Araştırmanın Mersin Lokasyonunda yer alan denemede inceleme ziyaretinden görüntüler

3.2.1.3.Çiçeklenme için gerekli G.D.D. (Sıcaklık Toplamı) değerleri

Tepe püskülü çıkarmak için gerekli olan günlere ait günlük maksimum ve minimum sıcaklık dereceleri kullanılarak aşağıdaki formüle göre belirlenmiştir (Choelho ve Dale 1980).

G.D.D.= (Günlük maksimum sıcaklık + Günlük minimum sıcaklık) - 10 2

(28)

Şekil 3.4. Araştırmanın Adana Lokasyonunda yer alan denemeden görüntüler

3.2.1.4.Bitki boyu

Tozlanma döneminden sonra her parselde seçilen 5 bitkinin toprak yüzeyinden tepe püskülünün ucuna kadar olan kısmı ölçülerek cm cinsinden bulunmuştur.

3.2.1.5.Đlk koçan yüksekliği

Toprak yüzeyinden itibaren bitki üzerindeki ilk koçanın çıktığı boğuma kadar olan mesafe ölçülerek cm cinsinden kaydedilmiştir.

(29)

Şekil 3.5. Araştırmanın Manisa Lokasyonunda deneme hasadından görüntüler

3.2.1.6.Koçanla ilgili ölçümler

Aşağıdaki ölçümler seçilen 5 bitkinin ilk koçanları üzerinde yapılmıştır. 3.2.1.6.1.Koçan uzunluğu

Her bir koçanın iki ucu arasında fertil tanelerin bulunduğu mesafe ölçülerek cm olarak tespit edilmiştir (Tosun 1967).

3.2.1.6.2.Koçan Çapı

Her bir koçanın yaklaşık olarak ortasına tekabül eden en geniş kısmı kumpasla ölçülerek cm cinsinden belirlenmiştir (Sade 1987).

3.2.1.6.3.Koçanda tane sayısı

Koçanların her biri ayrı ayrı tanelenmiş ve elde edilen taneler sayılarak ortalaması alınıp adet olarak tespit edilmiştir.

3.2.1.6.4.Koçanda tane ağırlığı

Tane sayıları tespit edilen koçanların ortalama tane ağırlığı gram (g) cinsinden bulunmuştur.

3.2.1.6.5.Koçanda boyuna tane sıra sayısı

Koçan yaprakları soyulan koçanların iki ucu arasındaki taneleri sayarak elde edilmiştir.

(30)

3.2.1.6.6. Koçanda enine tane sıra sayısı

Koçan yaprakları soyulan koçanın kendi ekseni etrafındaki tane sıra adedi sayılarak elde edilmiştir.

3.2.1.6.7. Tane koçan oranı

Her parselden tesadüfi olarak seçilen 5 koçan tamamen tanelenerek sömekli ve sömeksiz tartılarak birbirine oranlanmıştır

3.2.1.7. Hasat tane nemi

Çeşitlerin fizyolojik oluma ulaşmasından sonra hasat döneminde her parselin ortasındaki iki sıradan rastgele seçilen iki bitkinin ana koçanlarından alınan tanelerin Dickey John nem ölçer cihazıyla ölçülmesiyle elde edilmiştir.

3.2.1.8. Bin tane ağırlığı

Her parselden elde edilen tane ürününden rasgele dört defa 100 tane sayılıp tartılarak gram (g) cinsinden hesap edilmiştir (Uluöz 1965).

3.2.1.9. Hektolitre ağırlığı

Digital Dickey John hektolitre ölçüm cihazında ölçülerek kg cinsinden hesaplanmıştır

3.2.1.10.Tanedeki ham protein analizi

Tanedeki ham protein oranlarının tespitinde Konya Ticaret Borsasının laboratuvar imkanları kullanılmıştır. Dumas yakma metodu kullanılmıştır. Bu metod numunelerin 1200 0C sıcaklıktaki bir fırın içerisinde oksijen gazı altında yakılması prensibine dayanır. Bağlı azot moleküler ya da azot oksitlere dönüştürülür ve taşıyıcı gaz ile oksitleyici katalitik fırına taşınır. Yanma gazlarının temizlenmesinin ve kurutulmasının ardından, indirgenme reaksiyonu için tungsten yada bakır bileşiklerinden geçirilerek, tüm azot bileşikleri N2 formuna dönüştürülür.

Dedeksiyon Termal Đletkenlik Dedektöründe (TCD) gerçekleşir. Kontrol ve değerlendirme bilgisayarı dedektörden gelen sinyalleri, numune ağırlığını ve kalibrasyon değerlerini dikkate alarak, protein değerini hesaplar (AACC 1995).

(31)

3.2.2. Đstatistiki analiz ve değerlendirmeler

Araştırmada elde edilecek değerler Tesadüf Blokları Deneme desenine göre varyans analizine tabi tutulmuştur.

Mısır genotiplerinin denemelerin yürütüldüğü çevrelere uyumunu belirlemek amacıyla çevreler birleştirilerek birlikte varyans analizi yapılmış, F testi yapılmak suretiyle farlılıkları tespit edilen işlemlerin ortalama değerleri “LSD” önem testine göre gruplandırılmıştır. Đncelenen karakterlerden genotip x çevre interaksiyonu istatistiksel olarak önemli olanlarda aşağıda belirtilen stabilite parametrelerine göre stabilite değerlendirmeleri yapılmıştır.

a. Regresyon Katsayısı (bi) (Eberhart Russell, 1966)

b. Regresyondan Sapma Kareler Toplamı ( S2di) (Eberhart Russell, 1966)

c. Belirtme katsayısı (Ri2) (Pinthus, 1973)

d. Varyasyon Katsayısı (VK) (Francis ve Kannenberg, 1978)

Đstatistiksel Analizler SAS Đstatistik Analiz Programı kullanılarak yapılmıştır (SAS Institute 1999)

3.3. Araştırma Yerinin Genel Özellikleri

At dişi mısır çeşitlerinin farklı lokasyonlarda verim ve kalite özelliklerini inceleyerek, bu özellikler yönünden çeşitlerin adaptasyon ve stabilite değerlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülen bu araştırma, 2008 yılında Mersin, Adana, Sakarya ve Manisa illerinde bulunan ve hibrit at dişi mısır tarımı yapan çiftçilerin tarlalarında yapılmıştır.

3.3.1. Đklim özellikleri

3.3.1.1 Mersin lokasyonu

Araştırmanın yapıldığı 2008 yılında ve geçmiş uzun yıllar rasatlarına ait önemli iklim faktörleri Çizelge 3.1.’de gösterilmiştir.

Çizelge 3.1.’in incelenmesinden de görüleceği gibi uzun yıllara ait Nisan ayı başından Ağustos ayı sonuna kadar beş aylık gelişme periyoduna ait ortalama

(32)

ait ortalama sıcaklık ise 25.4 oC olmuştur. Deneme yılındaki ortalama sıcaklık değerleri uzun yıllar için hesaplanan sıcaklık değerlerinden çok farklı olmamıştır. Nisan ve Mayıs ayları için uzun yıllar rasatlara göre ölçülen sıcaklık ortalamaları 17.6 ve 21.4 oC olmuştur. 2008 yılında Nisan ayı sıcaklık ortalaması (19.5 oC) uzun yıllar ortalamasının biraz üstünde olurken, Mayıs ayı sıcaklık ortalaması da (21.8

o

C) uzun yıllar ortalamasının üstünde olmuştur. Nisan ve Mayıs ayında meydana gelen sıcaklıklar mısır bitkisinin çıkış ve ilk büyüme dönemi için önemli olmaktadır. Mersin ilinde en yüksek sıcaklık değerleri Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında olmaktadır. Bu aylarda tespit edilen yüksek sıcaklık ortalamaları mısırın büyüme ve gelişmesinin en hızlı dönemine rastlaması nedeni ile büyük önem taşımaktadır. Araştırmanın yapıldığı yılda Temmuz, Ağustos sıcaklık ortalaması yaklaşık aynı (29.4 ve 30.1 oC) olmuştur ve uzun yıllar ortalamasının biraz üzerinde bir seyir izlemiştir. Mersin’de yapılmış uzun yıllara ait meteorolojik rasatlara göre Nisan ve Ağustos ayları arasındaki beş aylık bitki gelişme döneminde düşen yağış toplamı 92.0 mm olmuştur. Denemenin yapıldığı 2008 yılında aynı dönemde düşen yağış toplamı 57.0 mm ile uzun yıllar ortalamasından oldukça düşük olmuştur. Uzun yıllara ait verilere göre bölgede en fazla yağış Nisan ve Mayıs aylarında (41.7 ve 22.3 mm) olurken, denemenin yapıldığı yılda ise Nisan ve Mayıs aylarındaki yağış toplamı oldukça dengesiz bir seyir takip etmiştir (17.7 ve 32.3 mm).

Çizelge 3.1. Mersin Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler* Aylık Sıcaklı Ort.

(oC)

Aylık Yağış Toplamı (mm)

Aylık Nispi Nem Ort. (%) Aylar Uzun yıllar (1975-2007) 2008 Uzun yıllar (1975-2007) 2008 Uzun yıllar (1975-2007) 2008 Nisan 17.6 19.5 41.7 17.7 72.0 69.8 Mayıs 21.4 21.8 22.3 32.3 74.0 71.0 Haziran 25.1 26.5 10.3 2.8 75.6 70.2 Temmuz 27.8 29.4 10.3 0.0 76.5 71.6 Ağustos 28.2 30.1 7.4 4.2 74.5 74.7 Toplam 120.1 127.3 92 57 372.6 357.3 Ortalama 24.02 25.46 18.4 11.4 74.5 71.4

(33)

Bölgede yağış Mayıs ayından sonra azalmaya başlamakta ve Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında en düşük seviyesini bulmaktadır. Yaz ayları kurak geçmektedir. Nitekim denemenin yapıldığı yıl Temmuz ayında hiç yağış kaydedilmemiştir. Nisan ve Ağustos ayları arasındaki beş aylık sürede denemenin yapıldığı yıl nispi nem ortalaması % 71.4 olarak ölçülmüştür. Bu değer uzun yıllar ortalamasının biraz altında bir durum göstermiştir (% 74.5). Denemenin yapıldığı 2008 yılında Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait nispi nem değerleri sırası ile % 70.2, % 71.6 ve % 74.7 olmuştur. Bu değerler aynı aylara ait uzun yıllar değerlerinin biraz altında kalırken, sadece Ağustos ayında nispi nem değeri % 74.7 ile uzun yıllar ortalamasıyla (% 74.5) paralel bir değer göstermiştir.

3.3.1.2 Adana lokasyonu

Araştırmanın yapıldığı 2008 yılında ve geçmiş uzun yıllar rasatlarına ait önemli iklim faktörleri Çizelge 3.2.’de gösterilmiştir.

Çizelge 3.2.’in incelenmesinden de görüleceği gibi uzun yıllara ait Nisan ayı başından Eylül ayı sonuna kadar altı aylık gelişme periyoduna ait ortalama sıcaklık 24.5 oCiken, denemenin yapıldığı 2008 yılında aynı gelişme periyoduna ait ortalama sıcaklık ise 25.5 oC olmuştur. Deneme yılındaki ortalama sıcaklık değerleri uzun yıllar için hesaplanan sıcaklık değerlerinden çok farklı olmamıştır. Nisan ve Mayıs ayları için uzun yıllar rasatlara göre ölçülen sıcaklık ortalamaları 17.4 ve 21.7 oC olmuştur. 2008 yılında Nisan ayı sıcaklık ortalaması (19.4 oC) uzun yıllar ortalamasının biraz üstünde olurken, Mayıs ayı sıcaklık ortalaması da (21.4 oC) uzun yıllar ortalamasının biraz altında olmuştur. Adana ilinde en yüksek sıcaklık değerleri Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında olmaktadır. Araştırmanın yapıldığı yılda Temmuz, Ağustos sıcaklık ortalaması yaklaşık aynı (29.0 ve 29.8 oC) olmuştur ve uzun yıllar ortalamasının biraz üzerinde bir seyir izlemiştir. Adana’da yapılmış uzun yıllara ait meteorolojik rasatlara göre Nisan ve Eylül ayları arasındaki altı aylık bitki gelişme döneminde düşen yağış toplamı 170.0 mm olmuştur. Denemenin yapıldığı 2008 yılında aynı dönemde düşen yağış toplamı 68.9 mm ile uzun yıllar ortalamasına göre oldukça düşük olmuştur. Uzun yıllara ait verilere göre bölgede en fazla yağış

(34)

Nisan ve Mayıs aylarındaki yağış toplamı oldukça dengesiz bir seyir takip etmiştir (18.5-19.2 mm).

Çizelge 3.2 Adana Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler* Aylık Sıcaklı Ort.

(oC)

Aylık Yağış Toplamı (mm)

Aylık Nispi Nem Ort. (%) Aylar Uzun yıllar (1975-2007) 2008 Uzun yıllar (1975-2007) 2008 Uzun yıllar (1975-2007) 2008 Nisan 17.4 19.4 58.0 18.5 67.7 67.5 Mayıs 21.7 21.4 45.5 19.2 66.8 71.5 Haziran 25.5 26.7 21.3 4.8 67.4 73.1 Temmuz 28.2 29.0 15.2 0.0 70.3 80.0 Ağustos 28.4 29.8 13.4 9.6 70.7 78.4 Eylül 26.0 26.7 16.6 16.8 65.0 70.8 Toplam 147.2 153.0 170.0 68.9 407.9 441.3 Ortalama 24.5 25.5 28.3 11.4 67.9 73.5

*Değerler Meteoloroji Genel Müdürlüğünden alınmıştır

Bölgede yağış Mayıs ayından itibaren azalmaya başlamakta ve Temmuz, Ağustos aylarında en düşük seviyesini bulmaktadır. Yaz ayları kurak geçmekte ve Eylül ayından itibaren sonbahar yağışları başlamaktadır. Nitekim denemenin yapıldığı yıl Temmuz ayında hiç yağış kaydedilmemiştir. Nisan ve Eylül ayları arasındaki altı aylık sürede denemenin yapıldığı yıl nispi nem ortalaması % 73.5 olarak ölçülmüştür. Bu değer uzun yıllar ortalamasının üzerinde bir durum göstermiştir (% 67.9). Denemenin yapıldığı 2008 yılında Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarına ait nispi nem değerleri sırası ile % 73.1, % 80.0 ve % 78.4 olmuştur. Bu değerler aynı aylara ait uzun yıllar değerlerinden yüksek bir değer göstermiştir.

(35)

3.3.1.3 Sakarya lokasyonu

Araştırmanın yapıldığı 2008 yılında ve geçmiş uzun yıllar rasatlara ait önemli iklim faktörleri Çizelge 3.3.’de gösterilmiştir.

Çizelge 3.3.’ün incelenmesinden de görüleceği gibi uzun yılların Nisan ayı başından Kasım ayı sonuna kadar sekiz aylık gelişme periyoduna ait ortalama sıcaklık 17.6 oCiken, denemenin uygulandığı 2008 yılında aynı gelişme periyoduna ait ortalama sıcaklık ise 19.8 oC olmuştur. Deneme yılındaki ortalama sıcaklık değerleri uzun yıllar için hesaplanan sıcaklık değerlerinden biraz yüksek çıkmıştır. Nisan ve Mayıs ayları için uzun yıllar rasatlara göre ölçülen sıcaklık ortalamaları 12.7 ve 17.0 oC olmuştur. 2008 yılında Nisan ayı sıcaklık ortalaması (16.7 oC) uzun yıllar ortalamasının biraz üstünde olurken, Mayıs ayı sıcaklık ortalaması da (17.9

o

C) uzun yıllar ortalamasına paralel bir seyir izlemiştir. Sakarya ilinde en yüksek sıcaklık değerleri Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında olmaktadır. Araştırmanın yapıldığı yılda Temmuz, Ağustos sıcaklık ortalaması yaklaşık aynı (24.4 ve 25.7 oC) olmuştur ve uzun yıllar ortalamasının biraz üzerinde bir seyir izlemiştir. Sakarya’da yapılmış uzun yıllara ait meteorolojik rasatlara göre Nisan ve Kasım ayları arasındaki sekiz aylık bitki gelişme döneminde düşen yağış toplamı 508.5 mm olmuştur. Denemenin yapıldığı 2008 yılında aynı dönemde düşen yağış toplamı ise 373.4 mm ile uzun yıllar ortalamasına göre düşen yağış miktarından oldukça düşük olmuştur. Uzun yıllara ait verilere göre bölgede en fazla yağış Ekim ve Kasım aylarında (89.1 ve 87.6 mm) olurken. denemenin yapıldığı yılda ise Ekim ve Kasım aylarındaki yağış toplamı oldukça dengesiz bir seyir takip etmiştir (31.3 ve 77.4 mm)

Şekil

Şekil  3.3.  Araştırmanın  Mersin  Lokasyonunda  yer  alan  denemede  inceleme  ziyaretinden görüntüler
Çizelge 3.1. Mersin Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler * Aylık Sıcaklı Ort
Çizelge 3.3. Sakarya Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler *
Çizelge 3.4 Manisa Đlinde Uzun Yıllar ve 2008 Yılına Ait Meteorolojik Değerler *
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

On physical examination, nonscaly erythematous maculopapular and plaques, annular and photo-dis- tributed eruptions involving the face, scalp, forearm, and dorsal of the hands

Although the color values (b*) of some samples close to each other (P&gt;0.05), such as in Sample B and C (samples grown in different cities, but belong to

Sonuç olarak, önceki araştırmalarda vurgulanan kişilerarası problem örüntüleri ile kişilik, psikolojik belirtiler, pozitif-negatif duygu ve algılanan sosyal des-

Örgütsel sessizlik ile yaş, eğitim durumu, meslekteki hizmet süresi ve hastanedeki hizmet süresi değişkenleri arasında anlamlı farklılık olup olmadığını

Araştırmada, Denizli Kızılcabölük ilçesi evlerinde ve müzesinde bulunan geleneksel Türk kadın kıyafetleri çeşitlerinden yakasız göynek, üçetek, cepken,

α-Keto oksimlerin (izonitroso oksimler) karbonil grubunun önceki metodta olduğu gibi, hidroksilamin ile reaksiyonundan 1,2-(α,vic) dioksimler elde edilir (Burakevich ve ark.,

Batı-Doğu istikametinde: Duman köyünde Yokuş mahallesi ve Safiye Mevkii, Sütlaç köyünde Kuyubaşı Mevkii (Hüyük), Yeşilhöyük Köyü’nde Bozhöyük

Bunun sonucunda Azerbaycan'da çok çeşitli olan turizm potansiyeli ve turizm faaliyetleri etkin bir şekilde kullanılarak ülke ekonomisine katkı sağlayacak ve böylece