• Sonuç bulunamadı

Ahmet Kaya:ben yanlış anlaşıldım, haddimi çok iyi bilirim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ahmet Kaya:ben yanlış anlaşıldım, haddimi çok iyi bilirim"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S A Y F A 2 SABAH SALI 12 M A YIS 1998

Beden ticareti yapılmaz

sanatta. İnsan nasıl göğüsleri

ile ünlü olur? Kaç tane adam

bir sanatçının göğüslerini

görmek için konsere gider.

Adamdan anlayan bir

kadının Tarkan'a güzel

demesi mümkün müdür?

Kadın olmanın özellikleri de

vardır. İnsan kendi içinde

bunu doğrulamazsa şekli ile

de yanlış mesajlar verir.

Yurt dışında kim dinleyecek

bunların kasetlerini. AvrupalI

bu kadar salak mı?..

Dangalak mı?.. AvrupalI

George Michael varken

neden gelip Kenan

Doğulu'yu dinlesin.

R Ö PO R T A J: ESİN ÖVET

-‘Dosta Düşmana Karşı’albümü ile başlayalım isterseniz. Nasıl bir albüm oldu?

“Bu albüm diğerlerinden farklı bir albüm değil. Bazı insanlar ‘Ha­ yatımın en iyi albümü, en mükem­ mel kaseti’ der. Böyle bir şey yok tabii. Zaten mükemmel olmama­ sının koşulları yok Türkiye’de. Ye­ diğimiz pekmez, gördüğümüz An- tep. Neyimiz mükemmellik olacak bizim?.. Hele benim gibi dünya halkları, beni dinlesin diye bir der­ di olmayan bir adam için hiç böyle bir meselem yok. Türkiye’de yaşa­ yan, Türkiye için müzik yapan bir insanın zaten kapasitesi ve çapı bellidir. Bu çapımızdan dışarı çık­ mamız mümkün değil.”

-Neden değil ?

“Bir kere evrenselleşmek için uysallaşmak lazım. Yani T ürki­ ye’nin sanatçısı olmadan, dünya­ nın sanatçısı olunmaz. Biz şu anda Türkiye’nin sanatçısı bile değiliz. Türkiye’nin beyni Unkapanı. He­ nüz Ünkapam’nın sınırları dışına çıkmış bile görmüyorum kendimi. Çünkü insanın, seni tanıması, o ka­ dar her şeyi yapman, her şeyi bi­ tirm en anlam ına gelmez. D aha doğrusu haddini bilmektir, fazla abartılı olmadan yaşamaktır. Fazla birb irim izi şişirm em ize gerek yok.”

-Bir kaseti olan ‘Ben sanatçıyım’ diyor. Bir şarkı ile ünlü olunuyor.

“Ağzı olan konuşuyor işte. Bu­ nun gibi bir şey. Aslında bu da yanlış değil. Ben şarkı söylüyo­ rum, İbrahim Tatlıses şarkı söylü­ yor diye hiç kimse şarla söyleme­ sin mi?.. Nazım Hikmet şiir yazdı diye hiç kimse şiir yazmasın mı? Böyle bir şey yok. Herkes yapa­ cak. Ama benim bağırdığım, ça­ ğırdığım, sesimi yükselttiğim bazı noktalar var. Bize ve bizim ilişkile­ rimize yakışır şeyler yapmak. Bi­ zim realitimizin dışına çıkmamak. ‘Oynama Şıkıdım Şıkıdım’m bizim ulusal kimliğimizle ne ilgisi var? Oturduk, kaldırdık, çıkardık... Bu kültür değildir. T ürk insanının kültürü bu değildir. Eğlence sana­ tı vardır, dinlence sanatı vardır. Biz tabii ki dinlence sanatını yapı­ yoruz. K endi kültürünü açmak için bir şeyler yapıyoruz. Biz O rta­ doğu insanıyız, Arabesk bir kültü­ rümüz var.”

-Bu böyle devam edecek mi?

“U nkapanı piyasası sanatçıyı ticari mal olarak gördüğü sürece hiç bir zaman sanatçı kültürel dü­ zeyini tamamlayamayacak. Çünkü o düzeyini tamamlamadan tüketi­ liyor, eskiyor ve hem en bitiyor. Türkiye’de arabesk ile uğraşan in­ sanların böyle bir kaygısı olmadı­ ğını düşünüyorum. Bunlar ticari elbet ama, sonuçta Ortadoğu insa­ nının kültürünü taşıyorlar. Yoksa bugün pop müzik yapan insan­ ların böyle bir misyonu üstlendik­ lerini düşünmüyorum.”

-Siz hep uzaksınız. Bir kaset çı­ kartıyorsunuz ve bir müddet sonra yok oluyorsunuz. Ya da söy­

lediğiniz ,eleştirdiğiniz konular ile gündeme geliyorsunuz.

“Tabii böyle olm alı. Benim ahlak anlayışım çok farklı. Ben hiç kimseyi ah- l | laksızlıkla suç- 1 lam ıyorum ke- " sinlikle. Ama be­ nim bakış açım bu. İnsanlar nasıl isterse öyle yaşar. Nasıl sanat yapmak istiyorlarsa öyle sanat yapar. Öz biçimi belirler, biçimde özü etkiler. Neyi yaşıyorsan, şarkı­ larında da onu yaşarsın. Eğer kar­ maşa yaşıyorsan, işte sabahlara kadar gece kulüplerinde dolaşı­ yorsan, bende sabahlara kadar oturuyorum ama evimde oturuyo­ rum . Dış dünyayı sevmiyorum. Evimde kendi dünyam var. Bilgi­ sayarla uğraşıyorum, kitap okuyo­ rum, ailem ile vakit geçiriyorum. Beni bunlar mutlu ediyor. Şarkıla­ rım ile uğraşıyorum. Her normal insan gibi ben de eleştirilerimi su­ nuyorum.”

-Seks olmalı mı?

“Ben çok rahatsız oluyorum. Soyunarak bir yerlere gelmek. Yani beden ticareti yapılmaz sanatta, in­ san nasıl göğüsleri ile ünlü olur? Kaç tane adam bir sanatçının gö­ ğüslerini görmek için konsere gi­ der? Bu kültür eksikliği aslında. 160 senedir kültür devrimi yapma­ mış bir ülkede yaşıyoruz, öncesin­ den her türlü devrimi yapmışız. Ama kültür devrimi yapılmamış. Yani kendimize ait edindiğimiz bir kültür yok. O yüzden dünya sanat­ çıların biraz daha entellektüel eği­ timleri ve derinlikleri var. Bizde böyle değil. Biz sanatçı dediğimiz insanları barlardan topluyoruz. Cin Ali’den başka kitap okumamış bir insanla ne konuşabilirim? Hayatı boyunca bir köşe yazarının yazısmı okumamış, bütün gazetenin yalnız­ ca spor sayfasına bakmakla geçir­ miş, sosyal yaşamı olmayan bir in­ sanla ne paylaşılabilir? Düşün ki böyle bir sanatçı sevenlerine ne ka­ dar katkıda olabilir?..”

-Ne olmalı, ne değiştirebilir?

“Bu insanlar ilk önce okumalı. Okuma alışkanlığını devam ettir­ meli. Yani sosyal hayatın içine gir­ meli, insanlarla bir şeyler paylaş­ malı. ilk önce kendini sevmeli.”

-Sizin söylediğiniz ve savundu­ ğunuz bir çok şey yanlış oluyor. Bi­ reysel savaşınız yanlış oluyor sanki...

“Tek başına insan ne yapabi­ lir? Sen hayatta ‘kavak ağacını se­ viyorum’ diyen insana rastladın mı hiç?”

-Pembe bir çerçevenin arkasında yaşanan bir dünya. Acaba sanatçı

halkı yanlış yönlendiriyor mu ?

“D oğru m esajlar verm ek la­ zım. Tarkan’ın kasetinin 1 milyon satması, 13-14 yaşındaki genç ço­ cukları etkilem ek önemli değil. Onları doğru etkilemek önemli. Cinsiyetine uygun bir insan olarak işlerini yerine getirm esi benim için çok önemli. Adamdan anla­ yan bir kadının Tarkan’a güzel de­ mesi mümkün müdür? Kadın ol­ manın özellikleri de vardır. Kadın olmak ille de karton bebekler gibi süslenip, püslenmek değildir, in­ san kendi içinde bunu doğrula­ mazsa şekli ile de yanlış mesajlar verir.”

-Kendinizle baş başa kaldığınız zaman ne düşünüyorsunuz?

“Şimdi bizim ülkemizde, d e­ mokrasinin rahat olmadığı bir du­ rum da, yapmak istediğini zaten yapamazsın. Biz yapmak istediği­ miz şeyin yüzde 25’ini yapıyoruz. Peki ne yapmak istiyoruz? Devrim mi yapmak istiyorum?.. Sistemi mi değiştirmek istiyorum? Hayır!.. Benim böyle b ir düşüncem yok.

insanlar kafasından

i bir kere bunu sil-

& sinler. Ahmet Ka­ f i ya önyargısından

m kurtulm aları la-

f zım. Benim der- pF dim, T ü rk iy e’de r bazı şeylerin yerini değiştirm ek değil. Benim derdim , d e­ mokratik bir ülkede dü­ rüst bir vatandaş gibi yaşa­ mak. Ben Türkiye Cumhuriyetini savunuyorum. Her attığınız adım­ da önünüze set çekiliyorsa ne üre­ tebilirsiniz ki?.. Adam bana on ta­ ne şehrin dışında konser izni ver­ iliyor. Can güvenliği sağlanmıyor- muş. Peki, ben bir sanatçı olarak haklarım ı nasıl savunabilirim ? Kendimi her zaman yanlış anlat­ tım. Ben yanlış anlaşılıyorum. Bi­ raz sanatçıyı üretm ek lazım, sa­ natçıyı çoğaltmak lazım. Sanatçıyı bu insanlar yoksulluğa mahkum ediyor. Unkapanı’nda birçok gizli kahram an var. Ama ceplerinde beş kuruş paraları yok. Oysa onla­ rın şarkılarını seslendiren insanla­ rın hepsi şöhret oluyorlar.”

-Bir sanatçının yurt dışına açd- ması doğru mu? Herkes de şimdi bir yurt dışı merakı var.

“Yurt dışına gidip kaset çıkart­ mak değil bence maksat. Oraya gidip, işçi statüsüne girip askerlik­ ten kaçmak. Bunların derdi orada işçi olarak çalışmak ve sonrasında Türkiye’ye gelip 20 gün askerlik yapmak. Kim dinleyecek bunların kasetlerini?.. Avrupalı bu kadar salak mı? Dangalak mı?.. Avrupa­ lI George Michael varken neden gelip Kenan Doğulu’yu dinlesin? Avrupa insanı evrenselliği yakala­ mış insanlar. Bizim insanımız he­ nüz ulusallaşmamış. Bir kere Türk Halk Müziği’ni söylemiyor insan­ lar. Bizim yapacaklarımızı adam­ lar akıl edip yapıyorlar. Biz çalıyo­ ruz, üretiyoruz ama beceremiyo­ ruz. Yurt dışında kaset çıkartmak Ingiliz’in gelip uzun hava söyle­ mesi, ‘Kuma Kuşu’nu söylemesine benzer. “

"Ben

bu ülkenin en

yoksul

sanatçılarından-

bir tanesiyim."

S Ü R E C E K

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

6-Cam, bıçak, çivi gibi kesici aletlerle oynamayalım.. 7-Temizlik malzemesi olan

8-Taşıtlarda şoförle konuşmak, gürültü yapmak kazaya neden olabilir.. Görsellerle ilgili trafik

ni bilgiyle eskiler arasında ilişkiler kur- mak ve çıkarımlar yapmak üzerine prog- ramlanmıştır; biz istesek de istemesek de bu program hayli etkin bir şekilde çalışır.

Etmoid sinus kanserlerinde tedavi aynı nazal ka- vite kanserleri tedavisi gibidir; yani rezeke ise cerra- hi + postoperatif HFRT yapılır (cerrahi sınır temiz dahi olsa ).. Karim 64

Metisilin duyarlı suşlarda siprofloksasin duyarlılığı %61, moksifloksasin duyarlılığı ise %74 olarak saptanmışken; metisilin dirençli suşlarda siprofloksasin

Kadmlatla arası boş değildi- Kendisi bıiıun sebebi üzerinde as- lâ durmak.’ İstemiyordu- Yalnız bir defasında, 944 yılı eylülünde bir vesiyle ile,

Ocak 2000-Ocak 2002 tarihleri aras›nda Karadeniz Teknik Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi polikliniklerinde veya hastaneye yat›r›larak izlenen üriner sistem infeksiyon

Genel olarak ifade etmek gerekirse ergonomi; iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, iş gücü kayıplarının önlenmesi, yorulmanın ve iş stresinin