• Sonuç bulunamadı

Yakın dostları Yahya Kemal'i anlatıyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yakın dostları Yahya Kemal'i anlatıyor"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

AJVM

j

ALTMYOH

Anlatan: Prof. Nihat Reş;

Yahya Kemalin dostlariyle

yaptığımız kanusmalar, en

yakın vc en iümat ettiği şalı­ sın Profesör Nihat Kesat Bel­ ge r olduğunu gösteriyordu.

Nitekim Merhum Yahya

Kemal Beyatîı, Nihat Reşat Bey için imzaladığı resmin altma diğer dostlarından ay­ rı bir cümle yazmıştı: '.iti se­ ne, tazim ve faziletin timsali olarak gördüğüm yüksek ruiı sahibine hürmetlerimle. IÎI5U Yahya Kemal Bevatlı» Sözü, «Büyük Üstadın müs­ tesna şahsiyetinden, benden çok selâhiyetli bir çok kalem­ ler uzun uzadıya bahsedecek, terdir. Bu sebeple müsaade ederseniz ben, yalnız şimdi aklıma gelen bâzı hâtıraları­ mı nakledeyim» diyen Profe­ sör Nihat Reşat Belgere bira, kıyoruz:

t BELGER

Yahya Kemal’le 1994 yılında

Pariste tanıştık. İlk günlerden itibaren birikirimizi sevdik ve bir çok hususlarda anlaştık. Ancak ben çili. Yahya Kemal ise Siyası İlimler tahsil ediyorduk. Butıım

için sık stk görüşcmiyorduk,

Sonra beıı, memleketten kaçmış bir jüıUirk'tüın. Yalıya Kemal

Bey ise Jöntürk hareketlerine

karışmamıştı, ittihatçılardan Dr. Nâzımla arasıza görüşür idiyse de, bu mülakatların jöntürklükle ilgisi yoktu. Yahya Kemal Beyle memleket meselelerini konuşur­ duk Aramızda hu hususta mu­ tabakat vardı. Bilhassa Sultan Hamidiıı kurduğu istibdad ida­ resinden her ikimiz de şikayetçi idik.

MEMLEKETİN O ZAMAN­

Kİ MANZARASI

O tarihte memleketimizin ara

Yazan: Semsi KUSEYRİ

etliği manzara şu şekilde hülâsa

edilebilir: Sultan AbdüIhaıUit

hükümet otoritesini Babıâliden

alıp Yıldıza götürmüştür,- me­ murlar senede ancak beş maaş

alabilmektedirler. (Bayramlar.

Ramazan, Cülûs-u Hümâyun vc voladet-i hümayun). Mutlak ida­ re memleketi kasıp kavurmakta­ dır. Seyahat hürriyeti yok va­

tandaşlar yabancı mekteplerde

okuyamaz jurnalcilik. v.s. v.s..;.. Yalıya Kemalle en çok jurnalci­ lik vc hükümet idaresinin sara­

ya götürülmesinden - şikâyetçi

İdik. Jurnalcilik memlekette ah­ lâksızlığa sebep olmakta idi. Yler lıum, insanları birbirinden şüphe ettiren bu sisteme karşı nefret duyardı.

MEŞRUTİYETİN İL­

NINDAN SONRA

Meşrutiyetin ilânını takıp eden günlerde Istaııbula döııdü. Biraz sonra memlekette yeni bir hu­ zursuzluk başgÖstcrmişti. ittihat­ çılar, ftilâfçılarla Prens Sabahat- tinin Teşebbüsü Şahsî ve Ademi Merkeziyet Fırkası mensupların» vatan haini olarak Hân ediyor­ lardı. Bir ara Yahya Kemal Bey yine Parise geldi. Görüşmeleri­ mizde Meşrutiyetin ilânına rağ­ men memleketin arzu ettiği bu

nahoş manzaradan bahsederdik.

Kemal Bey de benim gibi bu du­ rumdan şikâyetçi idi.

LOZANDA ÜÇÜNCÜ

KARŞILASA! \

Beıı Avrupada kalmıştım. Bi­ rinci Cihan Harbîni takip eden Milli Mücadele günlerinde, ta­ rihimizin çok elem verici bir devresinde, Yvrııpada bizi _ tanı­ mıyım ma,ıı illerde. Milletimizin lıak-ı hayatını, şeref vc haysiyeti­ ni elimden geldiği kadar aldat­ mağa çalışıyordum. Bıı faaliye­ tini esnasında neşrettiğim yazı­

lar, bâzı risaleler ve verdiğim konferanslar Merhumu çok meni nun etmişti. Bunun üzerine Lo­ zan Konferansına YTahya Kemal Bey Anadolu'dan ben Avrupa . dan iştirak etmiştik. Yahya Ke­ mal Bey, Atıkaradım Ruşen Eşref Beyle birlikte matbuat işlerini tedvire memur edilmişti, tozan­ da Y’ahya Kemal Beyle, memleke timizin iıarbe girmekle uğradığı

zararları konuşur. gitmeseydik

ne gibi kârlarımız olacağı hak­ kında fikir teati ederdik. Bu ü-

çüncü görüşmemizden sonradır

ki, dostluğumuzun da çok ilerle dişini anladık Bir gün bana de­ mişti ki:

«— Aziz Doktor, iyi ki memle­ kete dönmediniz. Şayet ittihatçı­ ların eline geçseydiniz sizi mut­ laka asarlardı.»

Aradan uzun yıllar geçti biriki­ rimizden ayrılmıştık. Fakat dost

tuğumuz devam ediyor ve gün

geçtikçe birbirimize karşı sevdi­ ğimiz artıyordu. 1933-34 y ılların - daydı: Yalıya Kemal BeyMadrit Sefirliğinden iııtikâk etmişti. Bir ara Parise yanıma geldi. Çok üz gündü. Gerçi fazla açılmazdı ama çok üzgün olduğu her tavır ve hareketinden belli idi. Bir müd. det evimde kaldı. Sonra, «Ben Biikreşe Hamdullah Suphinîn ya mııa gidiyorum» dedi ve gitti.

...

İSTANBULUN HER SEM­

TİNİN TARİHİNİ BİLİRDİ

Yahya Kemal Bey İstanbul

semtleri hakkında eok derin ma­ lûmata sahipti. O kadar ki. semt Terin isimlerinin ilerden geldi­ ğini dahi bilirdi. Hattâ tarihi hâ. dişeler» giinii vc saatine kadar... Bir giin bana «Siz perde doğdu­

nuz Aziz Doktor» diye sordu.

«Sultan Tepede» dedim. O za­

man.

«Size doğduğunuz je r hakkın­

da malûmat vereyim dedi, \c

şunları İlâve etti: Hani Csküdar-

j

Mihrimah Sultan Camii var ya, !

Sinan inşa etmiştir. İşte o camii i inşa ettiren Mihrimah Sultanın Nedimeler! şimdi Sultan Tepe di ye atııian yerde otururlarmış. Mihrimah Sultan da oraya sık sık gide» niş. Oranın asıl adı da Miimmâh Sultan Tepe imiş son­ ra kısaltılarak Sultan Tepe isim­ li; almış.

Yine iıir gün Vaniköy'ün Dör­

düncü Meiımcdin Çocuklarının

hocası olan Yanlı Şeyiı.ı Sultani, Vani Efendi (âkabiyle anılan za­ ta izafeten, o mahalleye Vaniköy dendiğini, hattâ Yani Efendinin devlet işlerine fazla karışması yüzünden Bursa ya sürgün edil­ diğini ve orada öldüğünü de söy­ lemişti.

1936 DAN SONRA

I93t> yılının Ekim aynıda mem­

lekete döndükten sonra, Yahya

Kemal Beyle daha sık görüşme, ğc başladık. Vaııiköydeki yalıma her Pazar gelirdi. Kendisi müm­ kün olduğu kadar siyasetten u- zak kalmak isterdi. Daha ziyade tarih ve şiirle meşgul olurdu. Maamnfilı bize geldiği zamanlar­ da daima memleket meselelerin­ den de bahsederdik. Bu arada ta rilıi sohbetler yapardık.

Yahya Kemal Bey bilhassa ü- ı.üneü Selimden sonraki teced­ düt tarihimizi şayanı hayret de­ recede tafsilâtiyle anlatırdı, Sul. tan Aziz, Devrini. Tanzimat Fer­ manını Mithat Paşayı v.s. bütün feferriiatiyle gün ve saatiyle bi­

lirdi.

Bize gelmeden evvel'teleftin e-

d e r. istediği yemekleri söylerdi.

Sohbetlerimiz yemeğimizi yiyip

kahvemizi içtikten sonra başlar­

dı. Bilhassa Koyun rostosunu

çok severdi.

Yalnız bunlar değil, istanbu­ lini bahsedilen herhangi bir sem­ ti hakkında derhal geniş malû­ mat verebilirdi. Bir gün onunla Bur «ava gitmiştik. Camileri, mü­ zeleri ve Türbeleri bana gezdirdi. Ve şayanı hayret derecede tefer. rüata varıncaya kadar bu yerler hakkında izahat verdi. Oradan tarihî bir yer olan îzniğe gittik. Otomobilin iz kuma saplanmıştı. Merhum ne kadar endişe etmişti. Hattâ köylülerin manda ile ara­ banım çekişleri ve Yahya Kemal Beyin üzüntüsü hâlâ gözlerimin önündedir.

•--- YARIN:

---Yahya Kemal’in Recep

Pekerle bir telefon ko­

nuşması ve son srünle-

riııde kimya

ile fiziğe

kârşı olan merakı

» • • • • • ! * • • • • # • • • ■ ■ # ■mıs• s r t • • • • •

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha zor bir şey düşünemiyorum, titriyorum her rolü elime aldığımda, onun için kolay kolay da oynamak istemiyorum artık.. Bundan sonra Edremit’in Çamlıbel köyüne

4 — Tevfik Fikretin fikirlerini, dü şünce ve ahlâkını genç kuşaklara a- şılamak, yaşlı kuşaklara da hatır­ latmak için yılda bir defa olsun «Tevfik

To investigate whether there is a predictive effect of NF-kappaB, survivin, and Ki-67 expressions on pathological response and disease relapse in breast cancer (BC) patients.. Ki-67,

Abdurrahman Ağaoğlu Fran- sada mühendislik tahsil et^iş, muhtelif vazifelerde, bilhassa Silâhtarağa elektrik fabrikasın­ da mühendis olarak çal.şmış, sonra

Ümit ALEMDAROGLU İZMİR-Ayvalık’da de nizi kirlettikleri gerekçe­ siyle kapatılan 16 zey­ tinyağı fabrikasının sa­ hip ve yöneticileri fab­ rikalarım yeniden

İstanbul Belediyesi tarafından devralındığı 1937yılından beri boş kalan ve harabeye dönen İlidir Kasrı, 1982yılında Kurum tarafından onarılmaya başlanmış

ve çevre sorunlarını konu olarak işleyen sanatçı, renk skalalarını yalın, dolay­ sız bir görsel iletişim aracı olarak kul­ lanmaktadır.. Skalalardaki her renk,

Özet olarak, 2010’da Kalkınma Bakanlığı’ndan alı- nan destekle TÜBİTAK UZAY tarafından başlatılan ve 2018’de tamamlanması planlanan HALE projesi kapsa- mında,