• Sonuç bulunamadı

Fransız gazeteci Mourad:"Fransız hükümeti Türk diplomatlarını korumuyor"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fransız gazeteci Mourad:"Fransız hükümeti Türk diplomatlarını korumuyor""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i

H Ü R R İY E T Fransa' da Emıeni terörizmini kmayan,Türkiye ve Türklerle

ilgili olumlu yazı yazan yüksek tirajlı

"Le JNouvel Observateur" dergisi yazarı kadm gazeteci ile konuştu

Fransız gazeteci

“Fransız Hükümeti Türk

diplomatlarını korumuyor

Fransız kadın gazeteci Kenlze Mourad, HÜRRİ­

YET muhabirinin sorularını açık bir dille cevaplan­ dırdı ve Ermeni terörizmi ve tarihi gerçekler konu­ sunda görüşlerini bildirdi. Renize Mourad, Fransa'­ nın ciddi ve yüksek tirajlı haftalık dergisi “ Le INouvel Observateur”da Ortadoğu konularında yazılar yy.

zıyor...

PARİS, (Hürriyet)- Fransa’nın ciddi ve yüksek tirajlı haftalık der­ gisi “Le Nouvel Observateur” de yayınlanan “ Ermeni Sorunu” ile il­ gili olarak tarihi gerçekleri açıkla­ yan “ Düşman Türk” başlıklı yazı­ yı yazan Fransız gazetecisi Kenlze

Mourad H Ü R RİYET’in sorularını cevaplandırdı.

Annesi Türk, babası PakistanlI, olan Renize Mourad Paris'te doğ­ du. Gazeteciliğe, serbest çalışarak başladı ve hemen ardından 1971 yılında “ Le Nouvel Observateur” dergisine girdi. Fransız vatandaşı olan Kenlze Mourad Orta- Doğu konularında uzman bir gazeteci

“Le Nouvel Observateur” dergisin­ de Türkiye, Iran ve Pakistan ülke­ leriyle ilgili yazılardan sorumlu. Iran Devrimi sırasmda bir yıl İran'da kaldı,ayrıca Türkiye’ye pek çok seyahat yaptı. Hem Batı hem de Doğu dünyasını iyi tanıdığı için yazdığı yazılar başarılı oluyor ve geniş yankılar uyandırıyor.

Genç yazar H Ü R R lY E T in so­ rularını şöyle cevaplandırdı:

H ÜRRİYET: "Paris’te iki Türk diplomatının öldürülmesinden son­ ra Fransız basınında artık gelenek haline gelen Türkiye aleyhtarı yazı­ lar çıktı. Bir tek sizin yazınız tarihi gerçekleri söyleyen, objektif nite­ likteydi. Bu yazının Türk kamu­ oyunda olumlu yankılan oldu. Sizi bu yazıyı yazmaya iten nedenler neler oldu? Fransa basınında gaze­ teciler niçin sizin yapmış olduğu­ nuz gibi bazı tarihsel gerçekleri yüksek sesle söylemiyorlar?

Gazeteler

korkuyor

MOURAD: Bir kere her şeyden önce belirteyim. Size vermekte ol­ duğum denieç sadece şahsımı bağ­

lamaktadır. “ Le Nouvel Observa­

teur” dergisi olarak değil bir gaze­ teci olarak konuşuyorum.

Benim bu yazıyı yazmanın ne­ deni namuslu davranmak istedi­ ğim İçindir. Fransız basınında Er­ meni sorunu sempatik olarak de­ ğerlendiriliyor, Yani bir tarafta

“iyiler ve insancıllar” var diğer ta­ rafta ise, “Kötüler ve barbarlar” şeklinde. Tarihi gerçekler unutulu­ yor. Tabii bu yazıyla çoğunluğun fikrini paylaşmadığım için çok eleştirildim ve özellikle Ermeniler- den hakaret mektupları geldi. Bir bölümü ard niyetli değildi. Fakat mektuplann çoğu aynı zamanda

ırkçıydı. Bunların bir bölümünde

“Adı zaten Mourad. Türk kanı var” gibi sözler de vardı. Derginin yönetimine ise işime son verilmesi için baskılar yapıldı. Gördüğünüz gibi gerçekleri söylemek istediğim bir yazıyla ne tür zorluklarla karşı­ laştım. Dolayısıyla Fransız gazete­ ciler üzerine baskı yapıldığı bir gerçek. Gazetelerin yönetimleri

“Ermeni sorunu”nun bu yanıyla il­ gili yazılar yayınlamayı özellikle is­ temiyorlar. Bundan kaçınıyorlar, kanımca korkuyorlar.

HÜRRİYET: Türkiye’de 1915 olayları iyi biliniyor. Yapmış oldu­ ğunuz araştırmalar ve bilginiz çer­ çevesinde 1915döneminin tarihsel konumunu anlatabilir misiniz?

MOURAD: Tarihçi olmadığım için konuya bu açıdan yaklaşımda bulunamam. Dolayısıyla sorunuza bir gazeteci olarak cevap verece­ ğim. Ortada çok ilginç bir olay var. Türkiye'deki genç kuşaklar ve 50-60yaş gruplan arasında olanlar bile 1915 olaylannı bilmiyorlar, Türkler son derece ağır ve saldır­ gan suçlamalar karşısında konuyu iyi bilmedikleri için maalesef cevap veremiyorlar. Ne yazık ki 1915 olaylannın haklı ve haksız

yanlan-nı bilmedikleri için kendilerini sa­ vunamıyorlar. Bu bir yerde değişik Türk hükümetlerinin “ Devekuşv

politikası” olarak adlandırabilece­ ğimiz izledikleri politikanın sonuç­ lan. Türkler neler olduğunu anla- tacaklan yerde, üstelik bugünkü rejimle ilgisi olmayan yıkılmış bir imparatorluğun haksızlıklarını or­ taya koyacaklan yerde, 1915 yılın­ daki olaylarla ilgili bir tek şey söy­ lemediler. Diğer taraftan ise Türk diplomatlarının öldürülme dramla- n ard arda geliyor. Bir Türk diplo­ matı öldürülünce sadece Fransız basını değil, dünya basını hep aynı görüşü gündeme getiriyor: “Ama

Tilrkler de Ermenileri öldürmüş­ lerdi.”

HÜRRİYET: Başka bir deyişle Ermeni terörizmini hakh bir dava olarak gösteriyorlar.

Tere mantık

MOURAD: Evet. Mantık bu­

dun Madem Türkler zamanında Ermenileri öldürmüşler, bugün ni­ çin Ermeni teröristleri Türkleri öl­ dürmesinler görüşünü basın yaya­ rak, Ermeni terörizmini ideolojik olarak haklı gösteriyor. Tabii bu durumdan, haddim olmayarak söylüyorum, konuyu

aydmlatma-İ

an, anlatmayan ve bilgi vermeyen

’ürk hükümetleri de kabahatli. Biz gazeteci olarak tek bir kaynak­ tan haber almak durumunda kalı­ yoruz. Benim konuya karşı hassa­ siyetim olduğu için bilgim daha fazla. Fakat meslekdaşlanm Türk tarafından tezlerin gelmemesinden oldukça şikayetçiler.

Benim yazımda söylemiş olduk­ larım iyi niyetli, gerçekleri gizle­ meye çalışan ve bildiklerim çerçe­ vesinde yapmış olduğum sentezler. Daha detayh olarak 1915 olayları­ na dönersek, ortaya 500 bin ile 2 milyon arasında Ermeni öldürül­

düğü konulmaya çalışılıyor. 2 mil­ yon son derece abartmalı bir ra­ kam. Çünkü son Osmanlı ve Pat­ rikhane nüfus sayımlarına göre, Ermenilerin nüfusu yaklaşık ola­ rak 1.2 milyon civarında. Aslında rakamlar üzerine de tartışmamak gerekir. Çünkü cereyan etmiş olan olaylar son derece üzücüdür. Diğer taraftan soykırım kelimesi­ nin önce tanımlamasını yapmak gerekir.

“Soykırım” bir ırkın tümüyle rasyonel olarak yok edilmesi de­ mektir. 1915 yılında böyle bir emir verilmemiştir ve bunun aksim kim­ se ispat edemez. Türk- Rus sınırı arasında yaşayan Ermenilerin sü­ rülmeleri emri, savaş sırasında ve­ rilmiştir. Tabii bu sürülme sırasın­ da kıyımlar olmuştur, çünkü bu eylemin özü şiddete dayanan bir politikadır. Bunun da savunulacak hiç bir yanı yoktur. Ermeniler bu dönemde bağımsız bir devlet kura­ bilmek için, kurtarıcı olarak Rus­ ları beklemekteydiler. Diğer taraf­ tan tngililer de Ruslar gibi Ermeni komitelerini destekliyorlardı. Bir yerde Ermeniler 19. yüzyılda Avru­ pa’da görülen ve Osmanlı İmpara­ torluğu içinde de başlayan ulusçu­ luk hareketleri içinde bir örnekti­ ler. Ermeniler de bağımsızlıklarına kavuşmak için Osmanlı İmpara­ torluğumun güçsüzlüğünden fay­ dalanmak istediler. O devrin yöne­ ticileri ise, Ermenileri 5. kol olarak gördü ve Ruslarla beraber içerden OsmanlIlara karşı mücadele eden Ermenilerin sürülmeleri için karar aldılar. Bu tarihi gerçeğe rağmen tabii ki, hiç bir kıyım olayı hakh gösterilemez. Mesela Federal Al­ manya hiç bir sorumluluğu olma­ dığı halde Nazilerin Yahudilere karşı uygulamış oldukları soykırı­ mı tamdı. Türk hükümetlerinin niçin 1915 olaylarını sormak gere­ kir. Görünüşe göre, Osmanlı dö­

neminde soykırım olmadı, fakat büyük katliamların olduğu bir ger­ çek. Hiç bir sorumluluğu olmayan Türk hükümetleri niçin bu olguyu tanımasınlar. Bunu tanımış olmak günümüz Türkiye’sine hiç bir şey kaybettirmez, çok şey kazandırır. Üstelik 1919 yılında ağır yenilgi­ den Ötürü idama mahkum olan Enver ve Cemal Paşaların Ermeni kıyımından da sorumlu oldukları kabul edilmişti. Ermeni kıyımı için emir veren ikinci derecedeki so­ rumlular ise idam edilmişlerdi. Suçlular cezalarını bulmuşlardır. Dolayısıyla bugünkü Türk hükü­ metleri artık vakur bir şekilde bu olaylarla ilgileri olmadığını yüksek sesle uluslararası sahnede söyleye­ bilirler.

Yfeni Türkiye

Türkiye’nin ne yapması gerekti­ ğini söylemek aslında benim had­ dime düşmez. Fakat enformasyon konusunda uzman bir kişi olarak iyi niyetin gösterdiği yol, tarihçile­ re yardım edilerek Ermeni sorunu­ nun gerçek tarihinin yazılmasını sağlamaya çalışmak olmalıdır. Çünkü maalesef bu tarih ya Erme­ ni tarihçiler ya da Türk karşıtı ba­ tılı tarihçiler tarafından yapılmış­ tır. Bugün batıda ciddi olarak al­ gılanmayan “ Ermenilerin söyledik­

leri yalandır, bu olaylar olmamış­ tır” şeklinde demeçler verilip, bazı şeyleri saklayarak propaganda ya­ pılacağı yerde, ciddi çalışmalar so­ nucu, “ Evet, şu şu olaylar olmuş­

tur. Fakat bizim sorumluluğumuz yoktur, savaş durumudur, olağan­ üstü koşullardır, Türkiye’de yeni bir devlet kurulmuştur” şeklinde girişimlerin artık yapılması gere­ kir.

H ÜRRİYET: Fransız hüküme­ tinin Ermeni terörizmi karşısında

tavır alışına değinirsek, her Erme­ ni terörist eyleminden sonra Fran­ sa devlet olarak bu şiddet eylemle­ rini resmen kınıyor. Diğer taraftan belli siyasal partilerin seçim bölge­ lerinde Ermenilerin yoğun olmaları (Marsilya, Lyon), yerel yönetimle­ rin bilinçli ya da bilinçsiz el altın­ dan Ermeni terörizmini moral ve ideolojik olarak desteklemelerine yol açıyor. Fransız hükümeti bun­ ları bilmesine karşın hiçbir giri­ şimde bulunmuyor ve bir yerde suçluların suç ortağı durumuna düşüyor. Türk kamuoyu olayı bu şekilde algılıyor. Bu konudaki dü­ şünceleriniz nelerdir?

Seçim meselesi

MOURAD: Fransa’da 5 Türk diplomatı öldürüldü, ağır yarala­ nanlar ve patlayan bombalar da ol­ dukça fazla. Buna rağmen Türk diplomatları hala korunmuyor. Mesela cesaretine hayran olduğum Basın Ataşesi Selçuk Bakkalbaşı, iki diplomatınızın öldürüldüğü gün kısmi felç olmasına rağmen, görevinin başına döndü. Türk dip­ lomatları olağanüstü bir cesarette çalışıyorlar ve Fransız hükümeti kendilerini korumuyor. Dolayısıyla Fransız polisi görevini yürekten yapmıyor görünüyor. Söylediğiniz gibi işin içinde seçim önceliği var. Diğer taraftan polis ve basının da (TV de dahil olmak üzere) Ermeni kökenli ve Ermeni davasına sem­ pati duyan kişiler de bulunuyor.

Suçlular

bulunabilir

6 yıldır tek bir suçlu yakalan­ madı. Bir olayda suçlunun bulun­ maması doğal olabilir. Fakat 15 saldırının hiç birinde suçluların ya­ kalanmamış olması anormaldir. Fransa’da yaşayan 300bin kişilik Ermeni azınlığı içinde suç ortakla­ rının bulunması aslında o kadar zor olmasa gerek. Gerçekten suç­ lular bulunmak istense bu imkan­ sız değildir. Tabii bunun için de politik nedenler rol oynuyor.

Tabii bir de ne yazık ki, Viyana kapılarına kadar gelmiş Osmanlı İmparatorluğu ve Türkler için söy­ lenen “ Barbar” sözünün etkileri de var. Batı dünyasını ve Hıristi­ yanlığı tehdit etmiş olan “Barbar

Türk” imajı da her fırsatta öne çıkartılıp sömürülüyor. Bu yargı batı toplumlarının ıkolojisi içinde yer almakta devam ediyor. Tabii tamamen uydurma bir İtanı fakat ne yazık ki, batıda gerçek bu. Ba­ tıklar ne yazık ki Türklere karşı çok sempati duymuyorlar. Ben de Türk kökenli biri olduğum için ta­ bii bu durumu son derece üzücü buluyorum.

Fransız katliam ı

Fransızlar Türkleri “Barbar” olarak görüyorlar. Fakat Fransız­ ların çabuk unuttuklan yakın bir geçmişleri vaV. 20 yıl önce Ceza­ yir’de tam 1 milyon Cezayirliyi Fransızlar öldürdü ve üstelik bu kıyım rakamı kesin olarak tanındı, öldürdükleri yalnız bağımsızlık için savaşanlar değildi. Kadınlan, çocuklan, sivil halkı da öldürdü­ ler. Tümüyle köyleri imha ettiler. Bu olayların tümünün belgeleri, fotoğraftan vardır.

H ÜRRİYET: Yazınızda Erme­ ni terörizmi aslında gerekçe olarak 1915 kıyımlarını gösteriyor. Fakat aslında amaç Türkiye'yi bunalıma sürüklemektir, diyorsunuz. Bu gö­ rüşünüzü açabilir misiniz?

Fırsat bekleyenler

MOURAD: Bugün genç Erme­ niler aile büyüklerinin başına gel­ miş olanlar için elbette oldukça hisliler. Fakat yalnızca bu his terö­ rizme neden oimak için yeterli de­ ğildir. Siyasal veya başka hesaplar peşinde olanlar Ermenilerin bu hislerini kullanıyorlar. Son defa bunu Beyrut’da gördük. Bildiğiniz gibi iki diplomatın öldürülmesin­ den sonra Beyrut’ta iki Ermeni ko­ mandosu bir basın toplantısı yapa­ rak Paris’teki eylemi kendilerinin yaptığını söyleyerek üstlendiler. Bundan önce girişecekleri operas­ yonlar için Sovyet Ermenistan’ını üs olarak kullanmak istediklerini, kamuoyuna duyurdular. Kriz için­ de olan Orta- Doğu bölgesinde, batının güçlü kalesi olarak bir tek Türkiye ayakta durmakta. Afga­ nistan ve İran'daki olumsuz geliş­ meler, uluslararası politika arena­ sında Türkiye’nin önemini daha da arttırdı. Türkiye’nin bunalıma gir­ mesinden bazı güçlerin çıkan ol­ duğu kaçınılmaz. Tabii bu çevreler Ermeni terörizmini Türkiye’yi sarsmak için koz olarak kulianı- yorlar.

r

Ermeniler konusunda

Belçika Radyosunu

protesto ettik

BRÜKSEL - Kopenhag Çalış­ ma Müşavirimizin Ermenilerce sal- dınya uğramasını yanlı bir şekilde haber olarak aktaran Belçika Rad­ yosu Fransızca Kanalı (R TB F)’yi Belçika Dışişleri Bakanlığı ve RTBF Genel Müdürlüğü nezdinde protesto ettik. Türkiye’nin Belçi­ ka'daki Büyükelçisi, Haluk Kura imzalı bir mektup hem Belçika Dışişleri Bakanlığı'na hem de RTBF Radyosu'na gönderilerek yayının Ermenileri teşvik edici eği­ limde olduğu bildirildi ve Birleşmiş Milletler kararının metni hatırla­ tıldı. Bu çeşit yayınların Türkiye’­ nin çıkarlarına ve ikili ilişkilere za­ rar verici nitelikte olduğu hatırlatı­ larak kontrol edilmesi önerildi.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

ı Yılda iki kez toplanmakta olan Bakanlar komitesi'ne, genellikle bakanlar yerine Strasbourg'daki daimi temsilciler

Eğer sayı iki asal sayının çarpımı olsay- dı, sayıları hemen bulmasını beklerdik?. O halde, iki asal sayının çarpı- mı olan bütün sayıları elememiz lazım

Birkaç ay süren yurt dışı gezileri­ mizde de çalışmalarımız daha önceden programlanan biçimde yürür, öğleden sonra söyleşilerimize de zaman ayırır­

Oldu, fakat onu bazı harekâtından dolayı (lıusu sa harekâtından ziyade hiddet saikasile söylemiş olduğu büyük sözlerden dolayı) mes’ul tutup da hâlâ

Aralannda Erol Aksoy'a ait AKS şirketinin gümrükleme işlemleri­ ni yapan inter ATA şirketi ile Marmara Dış Ticaret şirketi yetkili­ lerinin de bulunduğu 11

Şekil 5.1.de de görüldüğü gibi öğretmen adaylarının analojik ilişkilerine göre fonksiyonel analoji, sunuluş biçimine göre sözel analoji, soyutlanma düzeyine göre

İki parmaklı veya iki tırnaklı tutucular, kullanımı kolay, üretimi basit, fiyat açısından ekonomik ve birçok endüstriyel uygulama için uygun oldukları için en temel

Ertuğrul Çayıroğlu, TRT2'de yayınlanan çok sayıda programda müzik prodüktörlüğü, TRT Radyosu'nda Eğlence Programı Orkestrası Şefliği, İTÜ Pop Orkestrası