İD) w
M
"Dışarıdayaşıyorum, ama Türkiye'den prizi hiç çekm edim 7
GÜZİN DİNO
ile
"Gel Zaman Git Zaman"
Artun ÜNSAL / PARİS, (Hürriyet)
/ / ANIMLARA yaş
sorul-• sorul-• 1— 1 maz" derler ya; ben de
JLJL
öyle yaptım , sorm adım . Zaten, Güzin Hanım da sustu, hiç oralı olm adı. 40 yıld ır eşi Ressam AbidinDino ile birlikte Paris'i mekân seçen
bu gerçek İstanbul hanım efendisiyle
"Gel Zaman Git Zaman" üzerinde
sohbet ederken bile ağzından laf al mak o kadar güç k i. G en ellikle az ko nuşan, söze karışm aktan çok, dinlem e yi yeğleyen, sade davranışlı, sade gi yim li, sıkılgan, hatta ürkek tabiatlı görü nen Güzin Dino'nun sadece dost m ec lislerinde açıld ığ ını, hatta kahkahalar bile attığını bereket biliyo ruz.
► Türkiye'den ayrılalı neredeyse 40 yıl geçti, ama bir gün bile Türki ye'den uzak kalmamış gibisiniz?
- İster araştırm alarım , ister çevirile rim beni hep Türkiye'ye bağladı. Türki ye'yi beraberim de buraya kadar sürük lem enin bende yarattığı mutluluğu duydum . Türkiye ile olan bağlarım ı sü rekli tuttum. Bö ylelikle memleketim den prizi çekm em iş oldum , aram ızda ki kontağı hep korudum.
► Yurt dışında yaşamanız sizde nostalji yarattı mı?
- Vatanım dan uzak yaşıyorum , ama artık nostalji yok. Eskiden vard ı. Fran sa'ya ilk geldiğim aylarda öylesine ül kem i özlüyordum ki. Sonra geçti. Bu radayım , am a aynı zam anda Türki ye'deyim . Türkçe dersi verdim , çeviri ler, araştırm alar yaptım . Kısacası, hep Türkiye'yi düşündüm hep Türkiye yaz dım . Bu yüzden de nostalji duym adım .
► En sevdiğiniz Türk ozan ve ya zarları?
- Bugüne kadar çevirdiklerim , sanı rım en sevdiklerim i ortaya koyuyor: Nazım Hikmet, M elih Cevdet, Oktay Ri- fat, Orhan V eli, Turgut Uyar, Ece Ayhan ve Ahmet A rif. Kadın yazarlarım ız ara sında da Füruzan, Adalet Ağaoğlu, Sevgi Soysal, Leyla Erbil, Tomris Uyar, Nezihe M eriç ve Latife Tekin'i
sayabilirim . Sait Faik ve Memduh Şevki Esendal'ı da çok beğe nirim . Bu isim ler şu anda aklım a gelenler, unuttuklarım beni ba- ğışlasınjar.
► Ünlü bir ressa mın eşi olarak yaşa mak nasıl bir şey?
- Abidin, müstesna bir kişi. Ressam değil, başka bir mesleği ol saydı bile, onunla bir likte yaşamak rahatla tıcı bir şeydir. Abi-
din'in insana daim a huzur verici bir ki şiliği vardır. Pürüzsüz, saf, mükemmel bir insandır. Ressam olm ası, ilişkileri m izde hiçbir şeyi değiştirmedi.
► "Gel Zaman Git Zaman"da ilk kez kendinizden söz ediyorsunuz?
- Bu kitabı yazarken am acım anıla rım ı anlatm ak değildi. A n ılar deyince, duygu ve düşüncelerim i de yazm am gerekti. O ysa kitabım da bunlar yok. Burada sadece gördüklerim i anlatıyo rum, geriye dönüşlerle. Bunları yaşa mımdan kesitler veya "yaşanmış an
lar" olarak alın , anılar olarak değil. Bu
yüzden, kitabım ı okuyanlar kişiliğim , duygularım , kederlerim veya üzüntüle rim konusunda bir şey öğrenm eyecek. Dostlarım "Madem bu yaşam kesitleri
ni yazdın, şimdi de anılarını yaz" di
yorlar. Bu uzun hikâye, öylesine dağı nık yaşadık k i...
► Gerçekten de, özel dünyanızı bir kale gibi korumuşsunuz kitabınızda. Okur, sayfalar boyunca bir kentten bir kente, bir evden ötekine yolculuk yapı yor. Siz sadece birinci elden "anlatıcı" rolünü üstlenmişsiniz?
- Dedim ya, biz hep dağınık yaşa d ık. Kitabım da da bunu görüyorsunuz.
Derm e çatm a, oradan buraya sıçrayan kesitler. Ç ift mekânda çift zam anlar ya şanıyor. Ancak aralarında ortak bir ç iz gi var: Hepsinde, içinde yaşadığım me kânları anlatıyorum . E v le ri... O da oda tüm ayrın tıları, kokularıyla içinde ya şanm ış evleri. Bu odalarda insanlar ya şıyordu. Yazdıklarım da bu insanlar canlanıyor ve gene o odalarda yaşa m aya başlıyor. O sm anlı İmparatorlu- ğu'nun kırıntılarını tem sil eden eski ko naklar biraz canlanıyor. O konaklar ar tık yok. O odalar, bir devrin yaşayış tarzıydı. O anları tekrar canlandırm ak
için benim de ille içinde olm am ge rekiyordu. Ben sadece tanıklık yaptım . Görsel tanıklık. Bu nedenle, yazdıkla rım da mekân sıçram alarından başka şeyler aram ayın. Kitabımda benim ne ler duyduğum, hissettiğim görülmüyor. Ben yokum kitabım da.
► Şu sıralar neler üzerinde çalışı yorsunuz?
- Her zamanki gibi dağınık bir süreç teyim. Birkaç çalışm ayı bir arada yürütü yorum. Yunus Emre'nin 3 şiirinin yo rumlanması üzerinde çalışıyorum . Ote yandan, N azım 'ın şiirlerinin d ili ve biçi mi üzerinde bir incelemeye başladım. Bugüne dek, hep Na- zım 'ın şiirlerinin içeriği üzerinde duruldu, konu şuldu. Biçim leri, d ili, kul landığı imgeler üzerinde sistematik bir çalışm a ya pılm adı. Bu elbette kolay değil, ama yapılması ge reken bir şey.
► Geçen yıllara şöyle bakıp geçici bir bilanço çıkarmayı deneseydiniz neler söylerdiniz?
- Edith Piaf'ın şarkı sında olduğu gibi "Hiç
bir şeyden esef etmiyo rum" elbette ki diye
mem. Birçok şeye esef etm işim dir. Fransa'da yaptıklarım dan memnunum gene de. "İşsiz doçent" olarak geldi ğim bu ülkede bana çeşitli olanaklar sağlandı, ben de bunları iyi kullandım . Türkçe dersleri verdim , Türk edebiyatı üzerine çeşitli araştırm alar, çe viriler ya yınlad ım . Radyoda Türkçe program yapm ayı sürdürüyorum . Am a içim de hâlâ bir kuşku da var: Acaba ben 30 küsur y ılı Türkiye'de geçirseydim ülke me daha mı yararlı olurdum ? d iye ...
(G el Zaman Git Zaman, Güzin Dino, Can Yayınları)
Taha Toros Arşivi