• Sonuç bulunamadı

Bir hastane hatırası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir hastane hatırası"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BİR

v

HASTAHANE HA TIRAŞI

^rış}Q*T(t3

U

zun boyu, kanlı çehresi ve

kırlaşmağa başlıyan siyah ve gür bıyıklarıyle kendisini Yeniçeri ocaklarının kıdemli ve yaşlı asker*

f

lerine benzetirdim. senedenberi

J

vatandan uzak olduğum için bun­

dan bir haz duyuyor, yüzüne bak­ maktan hazin bir teselli hissediyor­ dum. Zaten yatağı da yatağımın yanında idi. Hastaneye geldiğim zaman kendisini orada bulduğum ve Parisin bu hastanesinde aylarca kaldığım için, aramızda âdeta dost­ luk teessüs etmişti.

İyi kalpli bir zavallı adamdı. Vücudunun sağ tarafına nüzul in­ miş, dili ağırlaşmıştı. Söyledikleri pek güçlükle anlaşılıyordu. Bil­ mem ne kadar zaman bu hastane­ de kalacak, bir daha şifa bulamı- yacağına bu müddet kâfi görüle­ rek darülâcezelerden birine sev- kedilecek, artık ölünceye kadar orada yaşıyacaktı. Bu halden ne müteessir, ne de kaldırımlar üze­ rinde aç sürünmek ihtimalini kal­ dıran bu istikbalden memnundu. Çok sakin bir adamdı. Her sa­ bah koğuşları dolaşan gazeteciden bir ( Pöti Parizyen) alır, bunu bir buçuk saatte, uzun uzun, fevkalâ­ de bir ciddiyet ve dikkatle, sanki herşeyi anlıyormuş gibi o k u r,

sonra uyuyakalıp tam yemek

vakti uyanır, yemekten sonra da, hava fena değilse akranı olan bir iki kişi ile avlıya hava almağa inerdi. Akşam yemeğinden sonra

(2)

yatağından hiç çıkmaz, erkenden, daha ışıklar söndürülmeden uyur, gözleri kapandıktan iki üç dakika

geçince de horlamıya başlamış

bulunurdu.

Senelerdenberi bir işgüç sahibi olmadığını ve karısının on yıl ev­ vel öldüğünü duymuştum. Vilâyet­ lerin birinde, kocada bir kızı var­ mış amma, Pariste, değilmiş. Pa- riste ölmüş bir kardeşinin karısın­ dan başka kimsesi yokmuş. Bu kadın her pazar günü kendisini ziyarete gelirdi. Fakat kadının hakikatte kardeşinin dul karısı ol­ madığını da iddia edenler ve sene­ lerce onunla yaşamış olduğunu ve bir türlü bir iş güç sahibi olama­ dığı için kendisini hep kadının beslediğini de söyliyenler vardı. Ve hastabakıcıları, derin mânalar taşıyan tebessümlerle hikâye eder­ lerdi ki, adamın hastalığına da bu kadın sebep olmuştur. Söyledim ya, hastanede aylarca kalmış, do­

laşan dedikoduları hep öğren­

miştir.

Zavallıyı ihtirasının şiddetile ni­ hayet alil ettiği iddia olunan kadı­ na gelince, kırkı artık aşmışa ben- ziyen, çok esmer ve zayıf, kısaca boylu ve iri siyah gözlü bir mah­ lûktu. Kaim kaşları, uzun kirpik­ leri ve dudaklarının üzerinde bir bıyık gölgesi vardı. Parisin kibar mahallelerinden birinde, Pasi’ de bir apartman kapıcısı imiş. Kazan­ cı herhalde yerinde olacaktı, çünkü kıyafeti pek düzgündü ve sırtında bazan âdeta mutena tuvaletler

(3)

madamlar tarafından verilmiş bu­ lunan bu tuvaletler öteki hastalar için gelmiş kadınları urun ve kıs­ kanç dikkatlere sevkederdi.Kendisi de bunun farkında idi tabii.Ve böyle tetkj k edilmem zevkini daha fazla tatmak için,yatağın koğuşun ta nihayetinde olan hastanın yanına kadar fevkalade ağır ilerler,kendini adeta bir manken gibi teşhir ederdi.

Pardı s in umumî hastahanelerinde beda­

va koğuşlarda yatan hastaları ziyaret zamanı haftada iki kere,pazar ve per­ şembe günleri,ikiden dörde kadardır. Sıdın komşumu perşembe günleri ziyaret etmez,lâkin her pazar muntazaman ge­ lirdi. Ve onun geleceği gün de komşum te sabahtan heyecanlı görüşmeğe baş­ lar,öğle yemeğinin yenmesinden az son­ ra yükselen:

- Yataklarınıza giriniz.Ziyaret sa­ ati geldi.

İhtarından çok evvel yatağına yatıp beklemeğe koyulurdu.İlk airet ziyaret­ çiler göründükten sonra ise kendisinde büyük bir sabırsızlık başlardı.Yatağın içinde kah yatıp kâh doğrulur,mütemadi­ yen saatine bakar,gözlerini kapıdan ayırmazdı.Ve kadın daima elinde bir bü­ yük sepetle gelir,bu sepetin içini tık­ lım tıklım dolduran yiyecekler de ken­ disini iki üç gün mesut enerdi.

Ziyaretçisi görünür görünmez hasta­ nın gözleri parlardı.Öteki,ağır ağır, onun telaşına ve intizarındaki şiddete lakayt,yatakların etrafındaki ziyaret­ çiler ne derecede çoksa o kadar yavaş yürüyerek ilerlerdi.yatağın önüne ge­ lince,yine aynı ağırlık içinde eğilir, fakat komşum büyük bir istical ile,bel­ ki bu işi bir an evvel bitirmek üzre

(4)

kendisine uzanırdıtöpüşürlerdi.Ve bu buseden sonra hasta,kadının elinden der­ hal sepeti çekip alır,açar ve sağlam^ elini içine sokarak ne varsa birer bire]

Çıkarır,hepsini yatağının üzerine di­ zer,yayardı. Sonra hepsinden yemeğe,şa­ rap gelmişse onuda içmeğe koyulurdu. Ötekinin anlattıklarını hiç dinlemeyerel ara sıra başını sallamakla iktifa eder, sade yeni gelen bu yenip içilecekler hakkında,anlaşılması her gün daha müşkü. leşen tarzı beyanile mütalaalar serdet- tiği vaki olurdu.

Kadın bir saat kadar yanında kalır yanında kalır ve gözlerini hiç üzerinde] ayırmazdı.Ve onu seyrederken,tetkik ^ ederken,geçkin ve çirkin yüzünün yegane ziynetini teşkil eden iri siyah gözleri menbaı meçhul ışıklarla parıldayıp ya­ nardı. Aceba kendisini alil edecek kadar

insafsız bir hırsla vucudunun ateşini teskine alet ettiği bu erkekle geçmiş saatleri,zevk saatlerini mi düşünürdü? Bu düşünüşlemi ürperir ve gözleri böyle yanardı?Yoksa gözlerinin alevi sadece

bu düşmüş erkeğin bir paçavraya dönen şekli karşısında kadınlığının bir inti­ kamını ve sıhhatinin zaferinim! ifade ederdi?Bu gözlerde herhalde muhabbet rikkat ve iztirab,velevki tazyif ederek ede ve ve zelil görerek acıyan bir his bile yoktu.Fakat belki de bu gözlerde ki parıltılar ve tutuşmalar sadece kin­ di, ancak kinden geliyordu.Yıllarca bes­ le diği bu adam alil olub hastahanele- re düşeli,bu kadın hırsını teskin et­ mek için başkalarına,başka erkeklere muhtaç oluyordu.Ve kadınların o kadar

(5)

şehvetli ve pervasız oldukları bu Par­ is de,gittikçe yaşlanan bu çirkin kadir heveslerinin tatmini için hep daha zelj 111 olmağa,gittikçe daha az sürecek ve nefret ve hakaretle gittikçe daha fazİE dolacak nuvazişleri hemde daima..

daha pahalı satın almağa mecbur bulunuyordu. Mütemadi homurtu­ larla tıkman adama bakan gözle­

rindeki şule, bu mecburiyetten

doğan kini ve her zillet ve feda­ kârlığa rağmen tamamiyle tatmin edilmemekten ileri gelen hiddeti, gazabiydi.

Kendi dertlerimi unutarak bu iki insanın hallerini düşünür, bu­ nunla meşgul olurdum. Biri için bütün istikbal, bilmem hangi vi­ lâyetteki bir Darülacezenin dört dıvarıydı ve tekmil saadet oraya belki arada bir postayla yolla­ nacak bir büyük yiyecek paketi olacaktı. Ve öteki, yani kadın, ihtiyarlamağa başlıyan vücudun­ daki ateş sönmezse gittikçe da­

ha aşağı, gittikçe daha zelil

adamlar arıyarak bulacak, onların bir saatlik, yarım saatlik kuvvet­ lerini daima daha yüksek bedel­ lerle almağa çalışacak, bunun için didinecek, zilletlere ve tehlikelere katlanacaktı. Ve ikisini bekliyen bu istikballerden hangisinin daha feci olduğuna karar veremezdim.

Sonra, bir sabah, komşum yata­ ğında hergün muntazaman aldığı Pöti Parizyen gazetesini yeni oku-

mağa başlamış bulunuyordu ki,

birden boğuk sesler çıkararak

çırpınmağa başladı ve ancak bir­ kaç saniye geçince de ağzından

(6)

köpükler saça saça bir külçe gibi ¿Üştü, bayıldı. Kovuştaki hastaba- kıcj koşa koşa geldi, kendisini ayıltmağa çalıştı, ayağa kalkabilen bütün hastalar etrafını sardık ve ayıltmağa imkân olmayınca hemen nöbetçi doktora haber koşturuldu. Gazete yere düşmüştü ve komşu­ mun üzerine gelen fenalığın oku­ muş olduğu bir haberle münase­ beti bulunacağını düşürerek, sa-hifeleri tetkik etmek üzere yerden gazeteyi aldım. Sahifeleri dedim ama, komşum ikinci sahifeyi bile çevirmediği için arıyacağım şeyi ilk sahifada arayıp bulmaklığım icabediyordu. Ve bulmakta gecik­ medim. Çünki Pöti Parizyen, dün­ yada en büyük siyasî vakalardan birinin cereyan etmiş olduğu günde bile ilk yaprağının en göze çarpan yerlerini tercihan Pariste cereyan etmiş zabıta vukuatına tahsis eder. Bu seferde birinci sahifanm üç sütununu birden Pasi’ de Rosini

sokağında 16 numaralı apartma­

nın kapıcısı kırk yedi yaşında dul

Madam Vilderin yattığı odada

sabaha karşı boğuluşuna tahsis etmişti. Kadın uyurken iki kuv­ vetli elle gırtlağı sıkılarak boğul­ muştu. Üstü başı bir aşk gecesi esnasında ölümle karşılaştığını an* latıyor ve kırılıp karıştırılmış bir iki çekme, dolaplardan yerlere atılmış öteberi, cinayetin sirkat maksadiyle yapıldığını gösteriyor, hiçbir yerde para ve azçok kıy­ metli birşey bulunmayışı ise kati­ lin meramına erdiğini izah edi­ yordu. Şüpheler yeğen namı altında

(7)

maktuleyi sık sık ziyaret eden bir delikanlı üzerinde toplanmış bulunuyor ve şiddetle aranan bu gencin ortadan kayboluşu ve ele geçmeyişi, hakkındaki şüpheleri büsbütün kuvvetlendiriyordu..

* * *

Garip bir tesadüf olarak beni o gün taburcu ettiler. Hastane­ ye de bir daha uğrayamadığım için, Pasi’ deki cinayete kurban giden kapıcı kadın hakikaten pazarları komşumu ziyarete gelen kadın- mıydı ve gönderileceği Darülace­ zeye komşum ne zaman ve ne halde yollandı, öğrenemedim.

(8)

K /

T \İÎ> C 6

-r U

( l - P y

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

tekerlek tipi bir tarafında atış havası .diğer tarafında ise dış hava geçen regeneratif tip ısı dönüştürücülerinde iki cihaz arasında sızdırmazlık

Bertaraf Etmek : Ünitelerden kaynaklanan tıbbi atıkların ayrı ayrı toplanması, geçici depolanması, taşınması, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeyecek

Hastane enfeksiyonları çok çeşitli, ama en sık rastlanan türlerinin idrar yolu en- feksiyonları, cerrahi alan enfeksiyonla- rı, solunum yolu enfeksiyonu (zatür- re) ve

Erkmen ve Esen (2012) tarafından yapılan çalışmada erkek çalışanların, psikolojik sermaye düzeylerinin, kadın çalışanlara göre daha yüksek olduğu ayrıca

Vakıf hastanesinde takibi yapılan Enfeksiyon iliş- kili indikatörler; yoğun bakım üriner kateter ilişkili enfeksiyon oranı, yoğun bakım santral venöz kateter

Amaç: Miyokard infarktüsü (Mİ) geçiren hastalarda kadın erkek farklılığının hastane içi mortaliteye etkisi araştırıldı.. Olguların yaş, cinsiyet, evlilik durumu,

 Ölen + Taburcu edilen tüm hastaların hastanede kalış gün sayıları toplamı /Ölen + Taburcu edilen tüm hasta sayısı,.  Hastaların hastanede ortalama kaç

gerçekleştirmek için, planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve denetim fonksiyonlarına ilişkin,. kavram, ilke, teori, model ve tekniklerin sistematik ve bilinçli