SAYFA
f
e 7
CUMHURİYET+
14
KÜLTÜR
4
:
kultur@cumhuriyet.com.tr
Alev
Ebüz&ya’dan
iki ayrı mekânda iki sergi:
‘Bir Seramik Evreni’ ve, ‘S ır’
nun işi sınırlan zorlamak
ÖZLEM ALTUNOK_______________________
“Sonrasında sonrası kalıyor Edip Cansever’in dediği gibi. Müthiş bir boşluk oluyor, o boşluktan kurtulmak için tekrar atölyeye dönüp çalışmak ka lıyor herhalde.”
Alev Ebüzziya, yarın Türk ve Islâm Eserleri
M üzesi’nde açılacak retrospektifinin sonrası için daha şimdiden böyle söylüyor. Bitmiyor çünkü in sanın sevdiği, arkasından koştuğu işi, peşini bı rakmıyor varlığı... Onun da çanaklarla işi bitme di henüz. 1964 - 2002 yıllarım kapsayan retros- pektif sergi, sadece bir durak, Avrupa’daki ve Tür kiye’deki koleksiyonlardan derlenen çanaklar, kı sa bir süre önce de Danimarka’da sergilenmişti. 18 Eylül’de açılacak diğer sergisinin yeriyse Ebüz- ziya’nın 12 adet mavi sırlı çanağının mesken tu tacağı Kasa Galeri olacak. Her iki serginin küra- törlüğünü Haldun Dostoğlu, mimari tasarımını ise Nevzat Sayın üstleniyor.
- 35 yılın çanaklarını bir araya toplamak ve gör mek nasıl bir duygu uyandırdı sizde?
ALEV EBÜZZİYA - Doğrusunu söylemek ge rekirse, ödüm kopuyordu görmekten, bir duygu kanserine uğramış gibi hissediyorum kendimi. Ne gördüğümün pek farkında değilim. Kendimi arındırarak, iş olarak bakıyorum, en ufak bir duy gusallığa girersem yanlışlıklar yapabileceğimi düşünüyorum. Bakıyorum; tamam, temiz, doğru seçimler, süreci anlatıyor, ama ancak bu kadarı nı görebiliyorum. Belki de bana çok yakın olduk ları içindir. Oldu mu, daha iyi olabilir miydi ça tışması beni çok yoruyor, ama bir yandan da işi mi sürdürmemi sağlıyor bu çatışma.
‘Yeni olsun diye yapılan iş sırıtır’_________
- Sergi, Danimarka’dan sonra İstanbul’da nasıl bir atmosfer yaratacak sizce?
EBÜZZİYA - N evzat’ın dediği gibi İbrahim Paşa Sarayı’nda ihsanlar, duvarlar, tarih o kadar birbirinde erimiş ki, kendinizi neye odaklarsanız, onu görebiliyorsunuz. Bu bana çok ilginç geldi. Göstermek için değil de, göstermemek için yapı lan bir sergi düşüncesiyle yola çıkıldı. İşlerimle mekânın birbirinde erimesini diliyorum.
- Çanaklarınızın hiçbir zamana ve yere ait de ğilmiş hissi vermesi, sizin yıllarca seramiğin önem li bir merkezi olan Danimarka'da yaşamanıza ya da burada biriktirdiklerinize karşın nasıl gerçek leşiyor?
EBÜZZİYA - Bana aitmiş gibi görünüyorlar- dır umarım. Etki zaten kendini göstermemeli, bir mesleğe yenilik katabiliyorsanız yeriniz önem ta şır, sınırlan aşmak, daha öteye gitmek ve içten likle yapmaktan geçer bunun yolu da. Yeni olsun
&
'anatçının 1964-2002 yıllarını
kapsayan retrospektif sergisi
Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde
açılırken, 12 adet mavi sırlı çanağı
da Kasa Galeri’de sergilenecek.
İstanbul’daki sergilerin
küratörlüğünü Haldun Dostoğlu,
mimari tasarımını ise Nevzat Sayın
üstleniyor.
diye yapılan bir iş sıntır diye düşünüyorum.
- Yeni çanaklarınız da olacak mı bu sergide?
EBÜZZİYA - Yeni yaptığım üç çanak olacak. Çok büyük, parlak, siyah çanaklar... Çok eskiden, daha Eczacıbaşı’nda çalışırken yaptığım çanak lara, 40 yıl sonra bakmak gibi. Yıllardır çok par lak ve siyah bir sır yapmak istiyordum. Bu sırrı yapabilmek tam iki yılımı aldı. O sırra göre bir form düşündüğümde belli belirsiz o eski formlar belirdi kafamda. “O zaman yaptıklarımı bugün
kü deneyimimle, bilgimle yeniden yaparsam ne olur”
diye düşündüm ve değişik işler çıktı ortaya.
- Kasa’daki sergide ise, daha önce sadece san sır lı çanaklan sergilediğiniz gibi, bu kez de mavileri sunuyorsunuz...
EBÜZZİYA - O küçük alanda az işe yer vere bileceğimizden, birbirlerini tamamlamaları için aynı rengin değişik tonlarını sergilemeyi düşün dük. Küçük bir alanda, başka bir düzen gerekti ren bir sergi. Her sergimde çalıştığım alanı çok iyi biliyorum ve o alanın içinde düşünüyorum serginin bütününü. Parçaların tek tek iyi olması nın dışında, beraberlikleri, kendi aralarında den
“Bir mesleğe yenilik katabiliyorsanız yeriniz önem taşır, sınırlan aşmak, daha öteye
gitmek ve içtenlikle yapmaktan geçer bunun yolu da.”
ge kurmaları, müzikte bir cümle gibi birlik kur maları çok önemli. Kullandığınız mekânda ara k a n d ak i müziği yeniden ayarlamak gerekiyor. Kasa, gerçekten de kasa gibi bir alan, biraz da de nizin dibine dalarmış gibi bir hava verebilir mi yiz diye düşündük.
‘Yapanla iş arasındaki ilişki dürüst olmak’
- Bir de siz hep işin size yol göstermesinin öne minden bahsediyorsunuz. Nasıl bir ilişki kuruyor sunuz o üretim sürecinde çanakla?
EBÜZZİYA-Çanağı dinleyerek, çanağa baka
rak yaptığınız işle sürekli doğru bir ilişki kura rak oluyor bu. Yapanla iş arasındaki ilişkinin - kuş kunun - dürüst olması gerekir. O kuşkunun dü rüst olup olmadığını ise işiniz size söyler. Kötü diyebileceğiniz bir işte, sanatçıyla işi arasındaki kuşku bozuktur. Kuşku zoraki bir yeniliğe yöne likse sıntır. Kötü olsun ama uyduruk olmasın benim işlerim. Vardığım yerde büyük bir sorum luluk taşıdığımın farkındayım, ne kendimi ne de işlerimi sevenleri sukûtu hayale uğratmak iste mem.
- Toprakla ilişkiniz ne boyutta şimdi, bu müda hale halini yeni bir malzemeyle sonlandırmak ge çiyor mu aklınızdan?
EBÜZZİYA - Bana zaman zaman “Ne kadar abartıyorsun” der arkadaşlarım . Benim işim
abartm ak, zorlam ak, am a daha öteye gitmeyi denerken - ki seramik sınırlı bir dal - içten ve doğal olmak önemli, ince, çok uzun çanaklanm bayağı bir zorlamaydı. O kadar uzun bir çanağı küçücük bir dibe oturtmak inatla yaptığım bir işti, ama ol du sonunda. Mesela şimdi onların çok büyüklerini yapmayı düşünüyorum. Büyük çanak yapmak gibi bir derdim yok, büyükle küçük arasında bir fark gözetmiyorum, büyük çanak ne kadar hey- kelimsi özellik taşırsa, bu küçük için de geçer- lidir. işin kendisi büyük olmak istiyorsa, o iş başanlı olur. Mesela Jackson Pollock’un işlerine baktığınız zaman işinin titreşimi onu gerektirdiği için resminin büyüdüğünü görürsünüz, insanın doğal olanı zorlaması çok zordur, işin kendisi karar verir buna.
(Türk ve İslam Eserleri Müzesi Tel: 0212 518 18 0 5 /K a sa Galeri: 0212 292 13 13)