[ 'S a y f a *10 ] *
3 AGUSTOS 1978
# 1 9 . 3 0 G E L İN T A R T I Ş A L I M
İzmir Televizyonu’nca hazırlanan ve okul çağı
çocuklara yönelik bu program dizisinde İzmir
Ankara İlkokulu öğrencileri deprem konusunu
anlatıyor ve tartışıyorlar.
# 2 0 . 0 0 D O S T U M U Z
H A Y V A N L A R
T R T Televizyonu nca bugünden itibaren yayınına
başlanacak olan bu belgesel dizinin ilk bölümünde
doğadan elimizde kalanları korumak, yok olmaya
yüz tutanları yeniden canlandırmak için hayvanları
ve bitki örtülerini korumaya yarayan korunakların
ortaya çıkması konu ediliyor. Bu bölümde ayrıca
hipopotamların yaşantıları anlatılıyor.
# 2 0 . 3 0
H A B E R L E R
# 2 1 . 0 5
BEŞ D A K İ K A
Zuhal Çetinkanat'm sunduğu Kadın Köşesi prog
ramında inşaat işçisi izleyicilerinden gelen mektup
lardan örnekler sunuluyor.
# 2 1 . 1 0 S A V A Ş V E B A R I Ş
# 2 2 . 0 0 T Ü R K S A N A T
M Ü Z İ Ğ İ
# 2 2 . 2 0 H A B E R P R O G R A M
T R T Haber Merkezi'nin hazırlayacağı ve güncel
bir konuyu içiren bir program ekranlara geliyor.
# 2 3 . 2 0 G Ü N E B A K I Ş
Savaş ve Banş’tan bir bölüm..
Dizi filmin
« Yuvaya
Dönenler» adlı
altıncı bölümü
ekrana
geliyor
Necdet Tokathoğiu.Programın
solisti
Necdet
Tokathoğiu
beş şarkı
sunacak
TÜRK
SANAT
m m • • M — * W •M u Z lG I
Necdet Tokathoğiu'nu iz
leyeceğiz. Sanatçı şu şar
kıları söyleyecek: Hiç Tü
kenmeyecek, Unutulmaz,
Dua, Biz de Toz Pembe
Görürdük Dünyayı. Şu
Dağları Delmeli.
Tolstoy 'un aynı adlı
eserinden BBC'nin
televizyona uyguladığı
sürekli filmin
“ Y U V A Y A
D Ö N E N LE R ” adlı 6.
bölümü yayınlanacak.
Bu bölümde savaş
bitmiş, Nikolai ve
Andrei yuvalarına
dönmüşlerdir. Nikolai
ve Sonya’nm
ilişkilerinde
değişiklikler olurken
Andrei eve döndüğünde
acı bir haberle
karşılaşır, ö te yandan
Pier ile Helen mutsuz
bir evliliği sürdürmeye
çalışırlar.
l A l M
D
Q E D
05.00 A çılış ve program 05.05 Türküler 06.00 Kısa haberler 06.02 Günaydın 07.00 Kısa haberler 07.02 Köye haberler 07.07 Bölgesel yayın 07.30 Haberler 07.40 Sabahtan sabaha 09.00 Kısa haberler 09.02 Dost elinden 09.20 Şarkılar09.40 Gel oyna, gül oyna 10.00 Kısa haberler 10.01 Arkası yarın 10.21 Bölgesel yayın 11.00 Kısa haberler 11.15 Şarkılar 11.45 Türküler 12.00 Bölge haberleri 12.10 Öğle üzeri 13.00 Haberler 13.15 Oyun havaları 13.30 Bölgesel yayın 14.32 Türküler 15.00 Kısa haberler 15.01 Sizlerle birlikte 16.00 Bölge haberleri 16.05 Türküler geçidi 17.00 Kısa haberler 17.02 Akşama doğru 18.00 Kısa haberler 18.01 Çocuk bahçesi 18.16 Bölgesel yayın 19.00 Haberler 19.30 Bölgesel yayın 20.15 Köy dağarcığı 22.00 Kısa haberler 22.02 Bölgesel yayın 22.22 Türküler 22.40 Şarkılar 23.00 Haberler 23.10 - 01.00 Bölgesel yayın 23.10 Türküler 24.00 Kısa haberler 00.02 Gece yarısından sonra 00.40 Küçük konser 00.55 Kısa haberler 01.00 Rogram ve kaoams
( T R T - I I
)
06.00 Gun paşlıyor 06.30 Sabah konseri 09.00 Olayların İçinden 09.30 Barok müzik 10.00 Türk bestekârları 10.30 Adsız kahramanlar 10.50 Türk sanat müziği 11.20 Türküler geçidi 11.40 Sılaya dönüş 12.00 Hafif müzik 12.20 Meslekler ve okulları 12.40 Tangolar 13.00 Haberler 13.15 Hafif müzik 13.30 Olayların içinden 14.00 Türküler 14.15 Kent ve insan 14.35 Şarkılar 15.00 Türküler 15.15 Hafif batı müziği 16.00 Şarkılar 16.20 Arkası yarın 16.40 Türk halk müziği 17.00 Şarkılar17.30 Sanat müziğinde dans 18.00 Yurttan sesler 18.30 Aile 19.30 Çeşitli sololar 19.45 Solistlerden seçm eler 20.15 Türk hafif müziği 21.15 Uluslararası kuruluşlar 21.35 Türk sanat müziği 22.00 Solistlerden seçm eler' 22.30 Türküler geçidi 23.00 Lied saati 23.30 Haberler 23.35 Gece konseri 23.35 Program ve kapanış. 07.00 A çılış ve program 07.02 Güne başlarken 07.30 Barok müzik 08.00 Sabah için 09.00 Türk sanat müziği 09.30 Saz esederi 10.00 Türk yorumcuları 10.45 Folklorumuzdan 11.15 Öğleye doğru 12.15 Türk halk çalgıları 12.30 Caz müziği 13.00 Konser saati 14.30 Türk sanat müziği 15.00 Günün konseri 16.00 Müzik dünyasından 17.00 Sîzler için hafif müzik 18.00 Oda müziği 18. X Küçük koro 19. X Anıların müziği 19.45 Çigan müziği 20. X İst. D.S. Orkestrası 21. X Çeşitli sololar 22. X Yurttan sesler 22. X Küçük konser 23. X Türk sanat müziği 24. X Caz dünyası X . X Gece ve müzik 0 1 .X Program ve kapanış.
Jülide Gülizar, Süleyman A ta ’y a sorular yöneltirken.
JÜLİDE GÜLİZAR'İN GEÇİCİ
GÖREVİ 3 AY UZATILDI
«Uzay
1999»un
Maya'sı
beyaz
perdede
Eski haber spikerinin
sunduğu «Bir Konu
Bir Konuk »
programında
önümüzdeki günlerde
işsizlik konusu
işlenecek
TR T'nin her hafta yayınladığı ve genellikle sosyal içerikli konuların işlendiği “ Bir Konu Bir Konuk” programında önümüzdeki günlerde işsizlikle ilgili ilginç bir program ekranlarımı za gelecek.
Eski haber spikerlerinden Julide Gülizar’ ın sunduğu ve toplumun dertlerine bir parça olsun çare aranmaya çalışılan “ Bir Konu Bir Konuk” programında 4 hafta sonra Süleyman Ata adındaki işsiz bir yurttaşımızın yaşam öyküsü ekranlara gelecek. Şimdiye kadar ilginç konulann işlendiği programın bu bölümünde bir işi ve hiçbir geliri bulunmayan Süleyman A ta adındaki bir yurttaşımızın zor hayat şartlan altında yaşamını nasıl sürdürdüğü anlatılmaya çalışılacak. Ayrıca programda Süleyman A ta ’nın şahsında bir parça da olsa Türkiye’deki işsizlik sorununa değinilecek.
ö te yandan bugüne kadar “ Bir Konu Bir Konuk" programını başarı ile yürüttüğü ileri sürülen ve eğitim şubesindeki geçici görevi sona eren Jülide Gülizar'ın geçici görevinin 3 ay daha uzatıldığı belirtildi. Gülizar'ın geçici görevinin 3 ay daha uzatüması ile “ Bir Konu Bir Konuk" programı da bir süre daha ekranlarımız da yayınlanmaya devam etme şansını kazandı.
“ Uzay 1999” un sevimli M aya’sı Catherine Schell bir İtalyan-Ispanyol or tak yapımı uzun metrajlı filmde Giuliano Gemma ile başrolü paylaşacak.
Sinekten aslana kadar her hayvan kılığına gire bilen Maya “ Uzay 1999"- da özellikle minik seyirci lerin dikkatini çekmek teydi. Dino Risi’ nin y ö neteceği “ Sahildeki Ce set" adlı filmde Catherine Schell bir sekreteri can landıracak.
Y avuz Tarakçıoğlu
Yapımcılar oyuncu
sıkıntısı çekiyorlar
Yapımcılar oyunlarında rol verecek oyuncu bulmakta güçlük çekmektedirler. Oyuncu kadro sunu tamamlayamayan yapımcı, çekimini erte lemekten başke çare bulamamaktadır. •Bu durum geçtiğimiz günlerde "B eş Dakika" programının yapımcısının başına gelmiştir. Çe kimde rol alacak oyunculann eksik olduğunu gören Yavuz Tarakçıoğlu, çekimi iptal etmemiş oyunda eksik oyuncunun yerine kendisi geç miştir. Ancak daha sonra bir tiyatro sanatçısı bulunmuş ve çekim yapılmıştır.
Yedik oyuncu bulunmasaydı oyunda rol alacağmı söyleyen Yavuz Tarakçıoğlu, “ (Görü nür Kaza) adlı bölümü çekmek için her şey hazırdı. Ancak oyuncu kadrosüAu bir türlü tamamlayamamıştık. Çekimi iptal etmedim. Ihsan Sanıvar köy muhtarım, Osman Yurdaer ve Şükrü Üstün ise köy ihtiyar heyeti üyelerini canlandırıyorlardı. Ancak senaryo gereği bir oyuncuya daha ihtiyaç vardı. Bulunmayınca yerine ben geçmeye karar verdim. Ama bu sırada bir tiyatro sanatçısı bulundu. Çekimi böylece yapabildim" demiştir.
"B eş Dakika"da rol alan sanatçıların çoğunun tatile gitmesi yüzünden çekimlere ara verdiklerini söyleyen Yavuz Tarakçıoğlu, yakında bütün kadronun çekime hazır olacağını söylemiştir.
Programın sunucuları: Günseli Vural ve Filiz Ercan.
«KADIN DÜNYASI»
ANKARA RADYOSUNUN
EN ESKİ
PROGRAMLARINDAN
BİRİ OLDU
Kadınları içeren toplum
sal ve sosyal olayları konu
edinen "Kadın Dünyası"
adlı program Ankara Rad
yosunun en eski programla
rından biri olmuştur.
1974 yılı temmuz ayında
yayınlanmaya başlanan bu
programın yayını aralıksız
bugüne kadar sürdürülmüş
tür. "K a d ın D ü n y a s ı"
programını, hazırlayan iki
spiker Günseli Vural ve
Filiz Ercan sunmaktadır.
Vural ve Ercan programla
rına her gün yüzlerce kadın
dinleyiciden mektup geldi
ğini söylemekte ve bu mek
tuplarda yazılan sorunlara
programda yer verdiklerini
belirtmektedirler.
"Kadın Dünyası" prog
ramı her gün saat 09.00-
10.00 arasında yayınlan
maktadır. Programın ya
pımcıları ve aynı zamanda
sunucusu olan Günseli Vu
ral ve Filiz
Ercan, Anka-
r'n ın köylerine de giderek
burada yaptıkları röportaj
larda bu köylerde yaşayan
kadın ve genç kızların so
runlarını dile getirmekte
dirler.
Tek ve çoksesli müziğimiz bir değerini yitirdi
FERİT ALNAR
Beş öncü
bestecimizden
I Ferit Alnar, kanunuyla..
n a
ANLATIYOR
★ A v u s tu ry a lIla r Türk karakterinde b ir orkestra eseri is te d ik
leri için , sipa riş Özerine “ Prelüd ve İki Dans” ı besteledim . Os
wald Kabasta y ö n e tim in d e Viyana Filarmoni Orkestrasıyla ilk
çalm ışında çok b eğ en ild i. Notaları Viyana’da basıldı. Bu yüz
den çok sık çalınm ası m üm kün o ldu.
A vrupa’nın 40’a yakın
şehrinde herhalde 80’den fazla defa s e s le n d irild i.
★ “Kanun Konçertosu”n u -bestelem eye Rom a’da başladım .
Antalya’da tam am ladım . İlk olarak 1951'de V iyana’da se sle n d i
rild i. Kanunu kendim ça lıyor, yaylı sazlar orkestrasını da ba
şım la y ö n e tiyo rd u m . Daha sonra üçüncü bölüm ünü d e ğ iş tir
meye karar verdim . Fakat bu çok zaman aldı. Bir tü rlü is te d i
ğim sonucu alam ıyordum . Konya’ya g ittim . Mevlâna’yı ziyaret
e ttim . Cam ide dua e ttim . Bu a tm o sfe r bana aradığım m üzik ka
rakterini sağladı. Birtakım m e lo d ile r rüyama girm eye başladı.
Bunları önce piyanoda
derle d im . Sonra kanu
na uyguladım . “ Kanun
Konçertosu” son h alini
1958’de a lm ış oldu.
★
Viyana’da yaylı
sazlar ku artetim ça lın
dıktan sonra karşım a
kapı gibi b ir adam d i
k ild i. Alban Berg’ m iş.
Bana eserin m illî ka
rakte rin i b ilhassa be
ğ e n d iğ in i söyledi.
★ B ir banka 1968 y ı
lında bana “Yunus Em
re” sem inerinde ses
le n d irilm e k
üzere b ir
beste
sip a rişi
yaptı.
Çok az b iline n Yunus
Emre ila h ile ri buldum .
M elodi yapısı bakım ın
dan kusursuzdular. Ba
na kendi bestelerim den
çok daha e tk ili g eldiler.
Fakat banka koronun
ü cre tini ödem ek iste
m ediği için eser ses
le n d irilm e d i.
★ Türk b estelerinin
batıda g ördü kleri ger
çek ilg i pek büyük de
ğ ild ir. H ükü m e tin des
teği ya da dışarda ya
şayan
T ürklerin
yar
d ım la rıyla
ta n ıtılm a y a
çalışılan
b este cile rin
dışında, h iç b ir yardım
görm eden, sadece e-
se rlerinin
uyandırdığı
ilg i ile batıda başarı ka
zanan tek Türk b esteci
si İlhan Usmanbaş’tır.
Am a kendim izi batıda
beğendirm em iz
şart
d eğ ild ir.
B e n liğ im iz i
korum ak daha ö n e m li
dir.
‘
(Ferit Alnar’ın 26 ma
yıs 1978 günü Sinema
ve
TV
Enstitüsü’nde
Halit
Refiğ
ve
Özer
Sezgin ile video kaydı
yapılan
konuşmasın
dan...)
Tek sesli müzikle yetişen, sonra çok sesli müziğe yönelen Alnar...
Boğaziçi
Üniversitesi
kulüpleri
«Gençlik
Kampları»nda
konserler ve
gösteriler
düzenliyor
Boğaziçi
Üniversitesi
Folklor, Türk Müziği, Sine
ma ve Fotoğrafçılık kulüp
leri, Gençlik ve Spor Ba
kanlığı 'nın Gıda-Tanm ve
Hayvancılık, Köyişleri ve
Kooperatifler ve Orman
bakanlıklarıyla
ortaklaşa
düzenledikleri “Toplumsal
Kalkınmada Gençlik Proje
s in e göre hazırlanan yaz
çalışma kamplarını dolaşa
rak konserler veriyor, gös
teriler sergiliyorlar.
Ruhi Ayangil yönetimin
deki Türk Müziği Korosu, 1
ağustosta îç Anadolu, A k
deniz ve Ege bölgelerindeki
kampları kapsayan turnesi
ne başladı.
F olklor Kulübü, 5-18
ağustosta Orta, Güney ve
Batı Anadolu’daki kamp
larda türkü konserleri ve
halk
oyunları
gösterileri
düzenleyecek.
Fotoğrafçılık ve Sinema
kulüpleri de kamplardaki ve
yakın çevredeki yaşantıyı
görüntülüyorlar ve sergiler,
film gösterileri düzenliyor
lar.
Alnar, T V için yaptığı programda...
FFRİT ALNAR İLK FİLM
MÜZİKÇİMİZDİ
HAUT REFİĞ
G
E L E N E K S E L Türk Musikisin
den Batı müziğine, kanun üs-
tadlığından senfonik orkestra
şefliğine geçen Ferit Alnar'm, toplu-
mumuzun kültürel değişme döneminde
dikkati çeken bir kişiliği vardır. Kültü
rel değişim meselelerinin önemi anlaşıl
dığında uzmanlar herhalde bu kişiliğin
üzerinde gerektiği gibi duracaklardır.
Sinema tarihimiz ise Alnar’ı ilk sesli
Türk filmi "İstanbul Sokaklarında”
(1931), ilk renkli Türk filmi “ Halıcı K ız”
(1953) ve “ Vatan ve Namık Kemal”
(1949) filminin fon müziği bestecisi
olarak anmaktadır.
Muhsin Ertuğrul tarafından hazır
lanan “ İstanbul Sokaklarında” ile “ Ha
lıcı K ız” ın sinemamız için, birinin ilk
sesli, öbürünün ilk renkli film olmaktan
öte önemleri yoktur. Bir Türk-Yunan-
Mısır ortak yapımı olan “ İstanbul
Sokaklarında” Paris’te seslendirilmişti,
O yıllarda Muhsin Ertuğrul ile İstan
bul’da bazı müzikli oyunların sahne
lenmesinde çalışan Alnar’m bu tarz
müzikler hazırladığı anlaşılmaktadır.
“ Halıcı Kız” için müziklerin de bu
filmin yapımındaki dağınıklıktan kurtu
lamadığı söylenebilir. Alnar’m film
müziği çalışmalarının herhalde en derli
toplusu
Cahide Sonku’nun
yaptığı
“ Vatan ve Namık Kemal”
• için
olmuştur. 15-20 kişilik küçük orkestra
lar için hazırlanan bu müziklerden
Alnar, meselâ “ Faust" sahne müziğinde
yaptığı gibi, sonradan ayrıca konser için
düzenlemelere girişmemiştir.
Ferit Alnar iki ay önce AvusturyalI
eşiyle birlikte İstanbul'daydı. En önem
li eseri olan “ Kanun Konçertosu” nun
plağa alınabilmesi için imkânlar araş
tırıyordu.
İstanbul
Devlet
Senfoni
Orkestrası yöneticilerinden Özer Sezgin
ile birlikte Sinema ve T V Enstitüsü’ nde
kendisiyle televizyon bandına alman bir
konuşma yaptık. Film müziği çalışma
larının oldukça gelişigüzel şartlarda
yapılmasından yakındı. Metnini de
kendisinin hazırlayacağı bir opera beste
lemek tasavvuruııdaydı. Ecel ona bu
imkânı tanımadı demek!
Ferit Alnar'ıngeride bıraktığı eserler
kendi kuşağının öbür ünlü bestecileri ile
kıyaslandığında, özellikle senfonik
a-landa, nitelik ve nicelik bakımından
onlarınki kadar ağırlık taşımayabilir.
Senfonik orkestra için başarılı ilk Türk
bestelerinden biri olan "Prelüd ve îki
Dans” müzik tarihimizdeki cana yakm
yerini koruyacaktır. Geçmiş musikimiz
le akrabalığındaki ince duyarlığın tadı
na varan çıktıkça “Viyolonsel Konçer
tosu” da seslendirilebilir. Am a ya
eserlerinin en önemlisi “Kanun Konçer
tosu” A ln a r konuşmamızda V iy a
na’ daki seslendiriliş sırasında yapılan
band kaydının silindiğini bildirdi. Plak
için ömrü vefa etmedi. Ulusal musikinin
meyhanelerde yaşatıldığı, müzik devri-
mini bazı hanımlarımızın Rahmaninof
konçertosu çalması sanan bir kültür
zihniyetinin egemen olduğu ortamda,
yakın tarihimizin en büyük kanun
üstadı olan Ferit Alnar’ m bu ilginç ve
değerli eserinin bizzat kendisi tarafın
dan doğru dürüst bir kaydının yapıl
ması sağlanmadan aramızdan göçüp
gitmesi çok acıdır. Yazık!
İlk sesli film ile ilk renkli filmimizin müziğini Ferit Alnar hazırladı...
FARUK YENER
O
NU ilk kez 1943’de ,n- kara’daki Devlet Kon- servatuvarı Konser Sa lonu nda o çağların tek önemli müzik topluluğu “ Riyasetkicu- mhur Filarmoni Orkestrası” m yönetirken görmüş, Ankara Radyosu’nda spiker olarak ça lıştığım günlerde yakından ta nımak olanağım bulmuştum. Kibar, az konuşan, içine kapa nıklığı hemen sezilen bir sanat çıydı. Simaları kolay belleye- mez, adları çabuk ammsaya- mazdı. Dalgınlığı ünlüydü... O yıllar bu konuda en bilinen öy küsü otomobilini K ızılay’da iş ler bırakarak bir yere uğraması, orada unutup Devlet Konser- vatuvan'na otobüsle gitmesiy- di. Ben Radyo’da iki olayına tanık olmuştum; orkestra ba şında bir kadın piyanistimize bir “ Beethoven Konçertosu” ile eşlik ederken, ilk bölümün ka- dansından sonra “ tutti” ye giriş vermeyi unutmuş, bir başka konserde “ yönetici partisyonu" evde kaldığından bir “ Brahms S e n fo n is P ’ ni m itiik “ Eulen- burg” cep partisyonu ile yö netmişti.Oysa adını ve yaşamını çok önceden biliyordum onun. 1906 yılında İstanbul'da doğmuş, yeteneğinin yamsıra annesinin de desteğiyle beş-altı yaşların da müziğe başlamış, birkaç yıl sonra kucağına ilk kez kanun alan küçük sanatçı, kısa sürede sağladığı kolaylıklarla ün yap mıştı. “ Kanunî Ferit Efendi” öğrenimini Alman Mektebin de., daha sonra İstanbul Sulta- nisi'nde sürdürürken müzik bilgisini Hüseyin Sadettin Arel ve Edgar Manas’dan aldığı derslerle geliştirecek, on beş yaşlarında Darüttalim’i Musiki Topluluğu’na üye olacak, tek sesli bir müzikli oyun bes- teleyecektir. Genç sanatçı beş yıl sonra "P o ly d or" firması adına üyesi bulundum toplu lukla Berlin’e gitmiş, çok sesli müziğe güçlenen eğilimi üzeri ne mimarlık öğrenimini bıraka rak Viyana'ya yerleşmiştir. Bu kentin müzik akademisinde Jo seph M arx’m bestecilik, Os wald Kabasta'mn orkestra yö neticiliği sınıflarım başarıyla bitiren Alnar 1932’de yurda dönmüş, İstanbul Şehir T iya t rosu orkestrasına atanmıştır. Bu görevde dört yıl kaldıktan sonra Ankara Devlet Konser- vatuvarı’na öğretmen, Riya- seticumhur Filarmoni Orkest rasına yönetici yardımcısı ol muş, “ Devlet Konservatuvarı Opera Tatbikat Sahnesi“ nin ilk deneylerine katılmış, 1946’da y ö n e tic i Dr. E rnest Pra- ertorius’un ölümü üzerine yeri ne geçmiş, 1952 yılına dek bu görevde kalmış, aynı yıllar bo zulan sağlığı nedeniyle ayrıl mış, 1955’de Viyana'ya yerle şerek Orta Avrupa kentlerinde konserler yönetmiştir.
b e ş ö n c ü
B E S T E C İD E N B İR t Alnar yurda döndükten son ra yaşamını Ankara’da sürdür müş, konuk olarak konserlere katılmış, ancak giderek artan sinirsel ve ruhsal rahatsızlığı son yıllarda bu çabalarını da engellemiştir. Sanatçı bir ara soprano Ayhan Aydan'la ev lenmiş, 1952’de sona eren bu evlilikten doğan oğlu genç yaş ta Londra'da ölmüştür. Alnar yaşamını 1957'de ikinci kez bir AvusturyalI ile birleştirmişti.
Pek mutlu sayamayacağımız yaşamı 72 yaşında yiten H.F. Alnar yurdumuzda cumhuriyet döneminden sonra Atatürk’ün isteğiyle başlayan “ Çok Sesli Türk M üziği” girişiminin ürü nü beş öncü bestecimizden biri dir. Ancak başka dört arkadaşı . C . R . R e y , A . S a y g u n , N .K .A k ses ve U.C.Erkin’den ayrı olarak önce "tek sesli mü- zik” le yetişen müzikçi bu özel liğinden “ çok sesli” veriminde ustaca yararlanmış, modal de neylerinde kullanmıştır. Sanat çının esini biraz da sağlık duru mu nedeniyle her zaman bere ketli olmamış, bu yönü yapıtla rının sayısını sınırlandırmıştır. Bu yapıtların mimarî kuruluşu alışılmış planlara, ezgisel ve ritmik elementeleri ise çoğun lukla ulusal renklere dayanır. Orkestralaması kolay, açık ve yalındır. Bütün bu yönleri dağarının atılım ve yenilikler den uzaklığım göstermeye ye- terlidir. Buna karşın sahneye düşkünlüğü görsel sanatlarla kaynaşmasmı sağlamış, yurda döner dönmez verdiği “ Yalova Türküsü” ve "Sarı Zeybek” adlı iki müzikli oyundan başka o çağlar için yeni bir alan olan sesli filmde ilk deneyi yapmış, 1931’de “ îstnnbui Sokakları” nı müziklemiş, ayn alana ydlar sonra “ Namık Kem al" adlı filmle dönmüş, 1953’de “ Halıcı K ız " adlı filmin dip müziğini yazıp kanunla seslemiştir. Sa natçı 1944’de "F a u s t" için sah ne müziğini vermiş, bazı oda m ü ziği ya p ıtların d an başka "Viyolonsel Konçertosu” ve “ Kanun Konçertosu” kalıcı ve rimleri arasına girmiştir. En çok bilinen, meraklılarca yakm ilgiyle izlenen yapıtı “ Prelüd ve tki Dan8"dır.
Hasan Ferit Alnar, kültür evrimimizin saygın bir siması olarak anılacak, yapıtları gele ceğe soylu bir esinin ürünleri o- larak kalacaktır.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toras Arşivi