• Sonuç bulunamadı

KÖPEKLERDE AKUT DİGOKSİN TOKSİKASYONUNDA KOLESTİRAMİN'İN ETKİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KÖPEKLERDE AKUT DİGOKSİN TOKSİKASYONUNDA KOLESTİRAMİN'İN ETKİSİ"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

S.

ü.

Vet. Fok. Derg. ( 1993), 9, 2, 57-ô3

KÖPEKLERDE AKUT

DİGOKSİN TOKSİKASYONUNDA

KOLESTİRAMİN'İN ETKİSİ

Abdullah

Başoğlu

1 Mehmet Maden 1 Kemal Çiftçi 2 ldris

Akkuş

3 Abdurrahim

Koçyiğit

3 Fatih

Hatipoğlu

2 Hüseyin Akbulut 3

The Effect Of

Cholestyramıne

On Dogs With Acute Digoxin Toxicosis

Summary: in this study, the effects of cho-lestyramine on the clinical, laboratory and his-topathologic findings in dogs with acute digoxin to-xicosis was induced by intravenouse injection of digoxin at the dose of O. 1 mg/kg in two groups of dogs (control and experimental groups) and elinical pat-hologic, histopatho!ogic and e!ectrocardiographic fin-digs and changes in serum digoxin concentrations were eva!uated. lncriments in red b!ood eel! count (RBC), blood urea nitragen (BUN) and serum uric acide. Po-tassium and digoxin concentrations and decreaments in serum sodium and chlorid concentrations were fo und to be significant in control group of dogs while changes in this paramaters were not found to be significant in experimental group of dogs treated with cho-lestyramine.

At the histopathologic examinataions of both groups of dogs, the pathologic lesions in coroner arteries, myocardium and kidneys in control group of dogs were more severe than that of experimental group of dogs anda dog in control group died during the experiment.

The result of the study showed that acute digoxin toxicosis caused significant changes elinical pathologic and histopathologic significant changes, elinical pat-hologic and histopatpat-hologic findings and the treatment of acute digoxin toxicosis with cholestyramine would be benefical in dogs.

Özet: Bu çaltşmada sağ!tklt köpeklerde deneysel olarak oluşturulan akut digoksin toksikasyonunda kli-nik, laboratuvar ve histopatolojik değişiklikler ile ko-lestiraminin etkisi araştmldt. Kontrol ve deneme gru-bunda digoksinin O. 1 mg/kg dozda ve iv uygulanmasty!a gerçekleştirilen toksikasyanda klinik patoloji, e!ektrokardiografik cevaplar, serum digoxin konsantrasyonlan ve histopatolajik değişiklikler be-lirlendi. Kontrol (kolestiraminsiz) grubunda; eritrosit sa-ytst, BUN, ürik asit, potasyum değerleri ile serum

di-1. S.Ü.Veteriner Fakültesi, Iç Hastalıkları ABD.

2. S.Ü.Veteriner Fakültesi, Patoloji ABD. 3. S.Ü.Tıp Fakültesi, Biyokimya ABD.

goxin seviyeleri önemli oranda yüksek bulunurken sodyum ve klor seviyeleri de önemli oranda düşüktü.

Aynt grupta korener· arter/erde, kalp kastnda ve böb-rekte gözlenen lezyonlartn deneme (kolestiraminli) grubuna göre daha şiddetli olduğu dikkati çekti ve gruba ait bir köpek öldü.

Akut digoxin toksikasyonunda önemli klinik, la-boratuvar ve histopatolojik değişikliklerin meydana

gel-diği ve kalastiramin kullantmtntn yararlt olduğu ka-ntstna vartldt.

Giriş

Dijitaller, tıp ve veteriner hekimlikte kalp yet-mezliklerinin sağaltımında en sık kullanılan

ilaç-lardandır. Bununla birlikte, dijital toksikasyonu her iki hekimlikte çok görülen klinik bir problemdir. Dijitalize edilen insanların °/o 5-35'inde tok-sikasyon ve yüksek oranda ölümlerin meydana geldiği bildirilmektedir (3,4,6,12).

Oigoksinin terapötik ve toksik dozları arasında dar bir güvenlik sınırı vardır. Köpeklerde di-goksinin terapötik serum seviyesi 1-2 ng/ml iken toksik serum seviyesi 3 ng/ml'nin üzerindedir (3,4,8). Insanlarda da terapötik serum seviyesi 1.1 ng/ml iken taksisite 2 ng/ml üzerinde gö-rülmektedir ( 12).

Oigoksin toksikasyonunda kardiyak olarak; si-nüzal ve atriyoventriküler bloklar, paroksismal at-riyal taşikardi, atriyal ve ventriküler ekstrasistoller, ekstrakardiyak olarak; anoreksi, hipersalivasyon, kusma, diyare, depresyon, hipotermi, azotemi, elektrolit bozuklukları, CPK ve LDH yükselmeleri gözlenir (3,5,8,12). Dijitalizasyon, kalp frekansını

azaltmakla birlikte PR aralığının önemli oranda

(2)

S.

Ü.

Vet. Fo k. Derg. ( 1 99 3 ),

CJ,

2. 57-{)3

(13), normal Beagle köpeklerinde 2,5-6 ng/ml

arasındaki serum digoksin seviyelerinin böbrek ve miyokardiyumda histolojik değişikliklere neden

olduğunu bildirmektedirler. Oigoksinin toksik re-ak s iyon 1 ar ı n ı n hayat ı tehdit e d e n b e 1 i rt i 1 er i n i n g i-derilmesi için digoksine özgü tab fragmanları elde

edilmiştir, fakat bunların elde edilme güçlüğü ve maliyeti, kullanımlarını engellemektedir. Safra asitlerini bağlayıcı bir reçine olan kolestiramin, digoksin atılımını kolaylaştırmada muhtemelen digoksinin enterohepatik dolaşımını engelleyerek

yararlı olmaktadır (2,1 0). Kronik kalp ve böbrek

yetmezliği bulunan ve iki taraflı diz üstü arn-putasyon gerektiren ve üç gündür bulantı, kusma ve kontüzyon şikayeti olan 94 yaşındaki erkek bir hastada digoksin toksikasyonu oluşmuş, baş­ langıçta 3.57 ng/ml olan digoksin seviyesi ikinci gün 4.32 ng/ml'ye yükselmiş, ayrıca çok sayıda

unifokal premature kontraksiyenlar (var olan sinus bradikardisine 40-55 vuru ile eklenen) gelişmiş ve bunu arasıra çiftlenen premature ventriküler kontraksiyenlar ve kısa bigemine vurular iz-lemiştir. Üçüncü gün hastanı n digoksin seviyesi

3.16, dördüncü gün 2.63 ng/ml'ye düşmüş ve 11

saat sonra, 6 saatte bir oral 4 gr kolestiramin uy-gulanmaya başlanmıştır. Üç kolestiramin do-zundan sonra digoksin seviyesi 1.7 ng/ml'ye, sü-rekli kolestiramin kullanımını takiben 11 saat sonra 1.16 ng/ml'ye düşmüştür. Bu süre içinde hasta daha bilinçli hale gelmiş ve gastrointestinal bulguları tamamen kaybolmuştur (1 O).

Bu çalışmada, köpeklerde deneysel olarak meydana getirilen akut digoksin tok-sikasyonundaki klinik, laboratuvar ve his-topatolojik değişikliklerle, akut digoksin tok-sikasyonunda kolestiraminin etkisini araştırmak

amaçlanmıştır.

Materyal ve Metot

Bu çalışmada, sağlıklı ve yetişkin 8 köpek

kul-lanıldı. Antiparaziter ilaç (ivermectin)

uy-gulamasından sonra köpekler kontrol amacıyla bir ay süreyle ayrı bokslarda tutuldu ve günde bir

* Digoxin-SandozR SANDOZ PHARMA L TO.

u KolestranR iL SAN-iL TAŞ.

*"* TECHNiCON RA-XT CHEMISTAY ANAL YZER U H CIBA CORNING

.u .. GAMBYT CR

öğün yiyecek verildi.

Birinci grubu oluşturan dört köpeğe (kontrol grubu) digoksin*, 0.1 mg/kg dozda ve intravenöz yolla bir defada uygulandı. Ikinci gruptaki dört

kö-peğe (deneme grubu) ise kolestiramin**, 150 mg/ kg dozda ve oral yolla sonda ile içirildikten 1.5

saat sonra olmak üzere digoksin, aynı doz ve yolla bir defada uygulandı. Kolestiramin

uy-gulamasına 12 saat ara ile 5 gün boyunca devam edildi.

Genel Gözlemler :

Bütün köpekler toksikasyanun önemli be-lirtileri, iştah, genel durum ve davranış yönünden

çalışma boyunca izlendi. Deneme öncesi ve son-rası vücut ağırlıkları belirlendi.

Elektrokardiyografi (EKG) :

Elektrokardiyogramlar, akut digoksin tok-sikasyonundan önce ve sonra 5 gün süreyle ve

aynı saatlerde olmak üzere, köpekler ayakta iken standart ve ünipolar ekstremite de-rivasyonlarında, taşınabilir, bir kanallı ve mo-nitörlü EKG cihazı ile kan örnekleri alınmadan önce kaydedildi.

Hematolojik ve Biyokimyasal Parametreler:

Kontrol parametreleri için deneme öncesi iki defa ve deneme boyunca da 1. gün, digoksin en-jeksiyonundan 4 saat sonra ve diğer 4 gün aynı

saatlerde olmak üzere usülüne uygun kan ör-nekleri alındı. Hematolojik parametrelerden; erit-rosit sayısı (RBC), lökosit sayısı (WBC) he-matokrit (PCV) ve hemoglobin (Hb) belirlendi. Biyokimyasal parametrelerden; serum alanin amino transferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST), kreatinin fosfokinaz (CPK), laktik de-hidrogenaz (LDH), protein, albümin, glukoz, kan üre nitrojeni (BUN), ürik asit, kreatinin, direkt bi-lirubin (D-Bil), kalsiyum ve klor değerleri oto-analizör*** ile, sodyum ve potasyum değerleri

iyon selektif metotla**** ve serum digoksin se-viyeleri radioimmunassay***** ile belirlendi.

(3)

S.

ü.

Vet. Fak. Derg.

(i

CJ93 ), 9, 2, 57-63

Otopsiler:

Denemenin 6. gününde köpekler, Na-pentabarbütal (20 mg/kg, i.v.) ile uyutularak otop-sileri yapıldı ve makroskobik bulgular kaydedildi. Böbrek, karaciğer, kalp, beyin, akciğer ve kas ör-nekleri alınarak % 1 O' luk tampon lu formali n so-lüsyonunda tesbit edildi. Bu örneklerden parafin bloklar hazırlanıp 5 mikron kalınlığındaki ke-sitlerin hepsi HE ile boyandı ve bütün preparatlar

ışık mikroskobunda incelendi.

Bulgular Fiziksel Muayene :

Digoksinin intravenöz enjeksiyônunu takiben ilk gözlenen belirti kusma idi. Köpeklere göre

de-ğişmekle birlikte, en erken kusma olayı digoksin enjeksiyonundan 5 dk sonra şekillendi. lik gün hi-persalivasyon ve ürinasyon artışı ile birlikte sey-reden şiddetli kusma ikinci günden itibaren ha-fifledi ve diğer günlerde gözlenmedi, hipersalivasyon ise ilk üç gün boyunca devam etti.

1 kinci günden itibaren bütün köpeklerde göz-lenen şiddetli dehidrasyon, deneme sonuna kadar azalarak devam etti.

Kontrol grubundaki köpeklerin daha depresif ve letarjik oldukları, yürürken inkoordinasyon şe­ killendiği gözlendi.

Köpeklerin deneme boyunca su içtikleri fakat, birinin (deneme grubu) üçüncü günden, bir baş­

kasının (kontrol grubu) dördüncü günden itibaren yemeğe başladığı, diğerlerinin ise hiç yemedikleri belirlendi.

Biri hariç (kontrol grubu), diğer köpeklerde 0.5-2.5 kg'fık vücut ağırlığı kaybı şekillendi ve kontrol grubuna ait bir köpek denemenin son gü-nünde öldü.

Serum Digoksin :

Serum digoksin seviyeleri Şekil-1'de

gös-terilmiştir. Buna göre, ilk gün digoksin en-jeksiyonundan sonra 4. saatte serum digoksin seviyelerinde iki grupta da çok önemli (p<0.01) yükselme gözlendi (kontrol grubu:12.7 ng/ml,

de-neme grubu : 8. 7 ng/ml). Serum digoksin se-viyelerinde; ikinci gün kontrol grubunda çok önemli (p<0.01) ve deneme grubunda önemli (p<0.05), üçüncü gün her iki grupta önemli (p<0.05) ve sadece kontrol grubunda olmak üzere dördüncü gün çok önemli (p<0.01 ), beşinci gün önemli (p<0.05) artışlar belirlendi. Gruplararası farklılık ilk gün p<0.05 düzeyinde önemliydi.

Elektrokardiyogramlar :

Digoksin enjeksiyonundan 4 saat sonra kay-dedilen ilk gün elektrokardiyogramlarında her iki gruptaki köpeklerde çok belirgin bradikardi

(Şekil-3), SA blok (Şekil-4) gözlenirken ikinci gün bradikardinin yerini atriyal taşikardinin aldığı, bir köpekte SA blokun devam ettiği, birinde de PR uzaması belirlendi. Üç ve dördüncü günlerde normal frekansla birlikte T dalgasının olmayışı, beşinci günde de bir kayıtta SA ve AV blokun varlığı gözlendi (Şekil-5).

Hematoloji ve Klinik Biyokimya :

Hematolojik ve biyokimyasal parametreler

Şekil-1 ve 2'de gösterilmiştir. Bunlardan E?ritrosit sayısı kontrol grubunda önemli oranda (p<0.05) yüksek bulundu. Yine kontrol grubunda olmak üzere; potasyum birinci günde, ürik asit birinci ve dördüncü günlerde önemli oranda (p<0.05) yük-sek bulunurken sodyum üçüncü, dördüncü ve

be-şinci günlerde, klor üçüncü günde önemli oranda (p<0.05) düşük idi. Üre değerinde de sadece bi-rinci gün gruplar arası önemli farklılık vardı. Diğer

parametrelerde gruplararası farklılık yoktu.

Makroskobik ve Mikroskobik Bulgular :

Makroskobik olarak bütün köpeklerin

ka-raciğerlerinin hafif konjesyone olduğu, böb-reklerin kapsulasının soyulmasından sonra kor-tekste boz beyaz bir alacalanmanın şekillendiği

görüldü. Her iki gruptaki köpeklerin kalplerinde genellikle makroskobik bir lezyona rastlanmadı. Yalnız kontrol grubundaki bir köpekte özellikle M. papillaris'te olmak üzere endokardta ekimoz ve peteşiler, triküspital kapakta mercimek

bü-yüklüğünde tromboz belirlendi. Diğer organlarda belirgin bir lezyona rastlanılmadı. Mikroskobik

(4)

S.

Ü.

Vet. Fak. De'R· ( 1993 ),

9, 2,

57-63

muayenede her iki gruptaki köpeklerin

ka-raciğerlerinde hepatositlerin hafif derecede şişkin

ve stoplazmalarının bulanık olduğu, bununla ilgili olarak sinuzoidlerin daraldığı ve V. centralis ile interlobuler damarların hiperemik olduğu be-lerlendi.

Bütün köpeklerin böbreklerinde; özellikle tu-bulus kollektivuslarda olmak üzere tubul epi-tellerinde hidrobik dejenerasyon ile tubul lü-menlerinde hiyalinize artıklar gözlendi. Yalnız bu lezyonlar kontrol grubunda biraz daha belirgindi,

ayrıca her iki gruptan birer köpekte tubuluslarda belirlenen bu dejenerasyonun ço.k şiddetli olduğu,

epitellerde dejenerasyonun yanısıra epitelierin çekirdeklerini kaybederek nekroze oldukları gö-rüldü.

Kalpteki lezyonlar ise intramural koroner ar-terlerde arteriopati ve miyokardta fokal hiyalin

dejene~asyonu ve nekrozlar şeklinde idi. Kontrol grubu köpeklerin hepsinde intramural koroner ar-terlerin media tabakasındaki hücrelerde (me-diasitlerde) vakuoler dejenerasyon, yer yer hi-yalinize odaklar ve interselüler ödem ile buna

ilişkin olarak media tabakasında belirgin bir

ka-lınlaşma, adventitiada ödem ve az sayıda lökosit infiltrasyonu ile intimanın kalınlaştığı ve lumene

doğru çıkıntı yaptığı ve lumenin belirgin derecede

daraldığı, ayrıca eritrositlerin endotellere bitişik

olduğu dikkati çekti. Öze ll i kle lezyonlu damarları n çevresinde daha belirgin olmak üzere, kalp kası

hücrelerinin fokal odaklar halinde koyu eozinofil bir hal aldığı ve çekirdeklerinin piknotik olduğu

görüldü. Gerek koroner arterlerde ve gerekse kalp

kasında gözlenen bu lezyonların Deneme gru-bunda (biri hariç) hafif derecede olduğu dikkati çekti, yalnız bir tanesinde birinci gruptakiler kadar olmamakla beraber biraz daha şiddetli olduğu

belirlendi.

Tartışma ve Sonuç

Köpeklerde digoksinin akut toksik dozunun 0.177 mg/kg (i.v) olarak belirtilmesine karşın (5), bu araştırmada yapılan ön çalışmada, aynı dozun

uygulandığı 11 köpekten 5'inin öldüğü gözlendi. Bu nedenle çalışmada akut toksikasyon

oluş-turmak için 0.1 mg/kg dozunda digoksin i.v uy-gulandı. Literatürler (3,4,5,8,9) serum digoksin seviyesinin 2.5-3 ng/ml'den sonra toksik olduğunu

bildirmektedirler. Serum digoksin kon-. santrasyonları 2.5 ng/ml'den az ise en hafif, 2.5-6 ng/ml arasında orta derecede ve 6 ng/ml'den yüksek ise şiddetli toksikasyon belirtilerinin ortaya

çıktığı ifade edilmektedir (13). Bu çalışmada da ilk gün (8.7-12.7 ng/ml) 6 ng/ml'den yüksek, ikinci gün (4.2-5.9 ng/ml) ve üçüncü gün (2.5-3.3 ng/ml) 2.5-6 ng/ml arasında, dört ve beşinci günlerde 2.5 ng/ml'de düşük serum digoksin seviyeleri elde edildi ve literatürlerde bildirilen digoksin tok-sikasyonunun klinik belirtileri (anoreksi, kusma, hipersalivasyon, ağırlık kaybı, depresyon ve de-h id rasyon) gözlendi, fakat diyare belirgin değildi.

Bu belirtiler kontrol grubunda daha belirgindi.

Ay-rıca bu çalışmada gözlenen inkoordinasyona sözkonusu literatürlerde rastlanmamakla birlikte, Sonal (12), insanlarda başağrısı, kontüzyon, ari-yantasyon ve görme bozuklukları gibi dijital tok-sikasyonunun sinirsel belirtilerinden bah-setmektedir. Bu çalışmada kaydedilen elektrokardiyogramlar literatür verilerle uyumlu olmakla birlikte gruplar arası farklılık önemli de-ğildi.

Kontrol grubunda; potasyum seviyesinde bi-rinci gün ve ürik asit seviyesinde bibi-rinci ve dör-düncü günler önemli artış (p<0.05) belirlendi. Sodyum seviyesinde üç, dört ve beşinci günler, klor seviyesinde de üçüncü gün önemli düşüş

(p<0.05) meydana geldi. Üre seviyesinde .önemli bir değişiklik meydana gelmedi. Tüm bu pa-rametrelere ait farklılık deneme grubundaki kö-peklerde gözlenmedi. Bunun yanında birinci gün üre konsantrasyonu gruplar arasında farklı bu-lundu (p<0.05). Kontrol grubundaki ürik asit kon-santrasyonundaki artış, digoksin toksikasyonuna

bağlı olarak gelişen hafif diffuz paranşimal de-jenerasyonun bir göstergesi olabilir. Kontrol grubu köpeklerde görülen önemli elektrolit denge

bo-zukluğu, köpeklerde şekillenen inatçı kusma ve buna bağlı gelişen dehidrasyona ilişkin olabilir. Dehidrasyon ve toksikasyonla gelişen bu durum köpeklerde histopatolojik olarak belirlenen hafif

(5)

S.

ü.

Vet. Fak. Derg. ( /993), 9, 2, 57-03

şiddetteki diffuz paranşimal karaciğer

de-jenerasyonunu, böbreklerde görülen tubuler nef-roz ile miyokard dejenerasyonunu ve koroner ar-terlerdeki arteriopatiyi açıklayabilir. Deneme grubundaki köpeklerde gerek elektrolit dengede önemli değişim olmaması ve gerekse his-topatolojik muayeneler sonucu organlardaki pa-tolojik bozuklukların daha az şiddetli olması, ko-lestiraminin, digoksin toksikasyonuna bağlı olarak

gelişen bozuklukları azalttığını göstermektedir. Teske ve ark (13), yaptıkları deneysel çalışma

sonucunda digoksin toksikasyonunun şiddetine bağlı olarak renal dejenerasyon sonucu BUN ve kreatinin seviyesinde artış, elektrolit denge

bo-zuklukları ve miyokardiumda dejenerasyon mey-dana geldiğini görmüşlerdir. Bu çalışmada da ko-lestramin sağıtımının toksikasyanun şiddetini azalttığı ve buna bağlı olarak organlardaki ve elektrolit dengedeki bozuklukların azaldığı gö-rülmüştür.

Safra asitlerini bağlayıcı bir reçine olan ko-lestiramin, digoksin atılımını kolaylaştırmada

muhtemelen digoksinin enterohepatik dolaşımını

engelleyerek yararlı olmaktadır (2, 1 O). Araş­ tırıcılar (1 O), bir olguda serum digoksin

kon-santrasyonlarındaki dramatik düşüşü, böbrek

yetmezliği varlığında, digoksinin barsağa atı­ lımının artması ve daha fazla digoksinin reçine ile

bağlanması şeklinde açıklamaktadırlar. Bu

ça-lışmada da kolestiramin uygulandıktan 1 .5 saat sonra oluşturulan akut digoksin tok-sikasyonundan 4 saat sonraki serum digoksin

konsantrasyonlarında kontrol grubuna göre önemli (p<0.05) düşüş elde edilmiş, serum di-goksin seviyeleri deneme grubuna göre kontrol grubunda 4 ve 5. günlerde de önemli derecede yüksek bulunmuştur. Üçüncü ve ·dördüncü gün-lerde serum digoksin seviyelerinde gruplar arası farklılık olmaması, içirilen kolestiraminin kusma ile etkisiz kalmasına bağlanabilir. Özellikle renal elimine edilen digoksin seviyelerinde deneme grubundaki 1., 4. ve 5. günlerde dramatik düşüş;

dehidrasyon, renal perfüzyon azalması ve renal fonksiyon değişikliklerine bağlı olarak digoksinin enterohepatik yolla daha fazla atılması ve ko-lestiramine bağlanmasıyla açıklanabilir.

Sonuç olarak deneme grubuna göre kontrol grubundaki elektrolit denge bozuklukları, kalp, böbrek ve karaciğerdeki histopatolojik

de-ğişiklikler ve yüksek serum digoksin seviyeleri ile

bir köpeğin ölümü dikkate alındığında akut di-goksin toksikasyonlarında kolestiramin kul-lanımının yararlı olduğu kanısına varıldı.

Kaynaklar

1-Atkins, C.E., Synder, P.S., Keen, B.W., Rush, J.E. and Eic-ker, S. ( 1991) Efficacy of digoxin for treatment of ca ts with di-lated ardiomyopathy. JAVMA, 196, 9, 1463-1469.

2-Azerli, A., Orhan, Y .. Taşçıoğlu, C., Aral, F., Molvalılar, S. ve

Sencer, E. ( 1991) Primer hiperkolesterolemi tedavisinde

lo-vastatin ve kolestiraminin karşılaştırılması. Araştırma, 59,

31-33.

3-Başoğlu, A. (1992) Veteriner Kardiyoloji. Saydam

Mat-baacılık, Ankara.

4-Başoğlu, A. (1993) Kasılma gücünü artırıcı (+inotrop)

sa-ğıtım. Türk Vet. H ek. Derg., 5, 1, 14-16.

5-Both, H.H. and McDonald, L.E. (1988) Veterinary Phar-macology and Therapeutics. 6th ed. lowa State University Press/AMES.

6-Collet, M. et Bobinnec, G. (1990) Electrocardiographie et Rythmologie Canines. Edition du Point Veterinaire. Maison Alfort.

7 -Ettinger, S. (1966) Therapeutic digitalisation of the dog in congestive heart failure. JAVMA, 148,5,525-531.

8-Ettinger, S.J. (1989) Textbook of Veterinary Internal Me-dicine. 4th ed. W.B. Saunders Company. Philadelphia. 9-Hamling, R.L. and Hopson, J.L. (1984) Digoxin in dogs; once aday or twice aday? JAVMA, 184,8,953-956.

1 0-Henderson, R.B. and Salomon, C.P. (1991) Digoxin

ze-hirlenmesi tedavisinde kolestiramin kullanımı. Türkçe çeviri,

Araştırma, 59, 35-37.

11-Mead, R. and Curnow, R.N. (1987) Statistical Method in Agriculture and Experimental Biology. J. W.Arrow Smith Ltd. Bristol.

12-Sonal, A. ( 1987) Kardiyoloji, Türk Tarih Kurumu Basımevi,

Ankara.

13-Teske, R.H., Bishop, S.P., Righter, H.F. and Detweiller, D.K. ( 1976) Subacute digoxin toxicosis in the Beagle dog. Toxicology and Applied Pharmacology. 35,283-301.

(6)

S.

Ü.

Vet. Fak. Derg. (JCJCJ3), 9, 2, 57-63

CPK!IUIL) ~-~-·~ ~---~-~-·

.

-/

'

. .:.-1 / j / :

// l

/ ALT (lU ll) __!2_1L_LQJ.J _'L..J _iL o----~-. "w

u~~

··1 --=::---__ i --~ ___ ::- -· uj y• 1 'i_ __ ı

!

ASTIIIIIll 'llol _.. ,.,.ıl u.., . · " '

.;/

,..,

i

....

LOH(IUIL) ;ı __ LI!.._l__~-~-L ~ ı

.

ı • -/

'---.

/ ' " / . ~ı ! \ Gluloılmı jl)

\

..

ı

ı . ~~ı

;

:ı:._! ; ·j

l_

1 -~ ,, w J~ ""

Şekil

1. Biyokimyasal parametreler.

· · · · -/_ .. 1

.

., 'i

.j

:j

.0:: 1 1 ,·

. ., f

·~

.

: 'i J ~ ...

·"·

ı ' .:_ .. _== ~§ ; --:---.---,--)-~~ .: -... -~ .": -; >! -~ .,J ., 1 'i ı =1 ı 1 1 1 i -~ ~-· 1 \ \ ·· •... -··· ...

-.

~ 1 ... -·· 1 ,.,.--1 ~ .,,

fi :;

i·' /_:, ---~, 1 ...,ı i ~-' ~----~,~--,---~ ~-··-~;;ı ı ~-. ; "'ı

~

,;j ~~ ~ i' o. ~il ımı j:ı _:i \

.

~

\

BUHimııjiJ _ıl_ L _.;. __ \

·· .. ?·

.

'

/.·· .. >

-.

--·.

Şekil

2. Hematolojik ve biyokimyasal parametreler.

·i "· 1 " " 1 1 .1 1 ··ı. ./ 1 ~

... i

:~ 1 u u 1 Nılm[qıli

1

1 1 ı ' u h''"'' f•) - , · •• - ' 1 f J. --: 'f_ '

...

'

-.... " ><.. 1 .• · "'_,,;:.;.

....

.:u_· --'

(7)

S.

ü.

Vet. Fak. Derg. ( 1993), 9,

2,

57-63

şekil 3. A: Kontrol, 8: Bradikardi, 1. gün, Digoksin 12.4 ng/ml, aVA, 1cm=1mV, 25 mm/sn.

Şekil 4. A: Kontrol, B:SA blok, 2. gün, Digoksin 3.62 ng/ml, DI, 1cm=1mV, 25 mm/sn.

Şekil S. Bir köpekte günlere göre kayıtlar: A:Kontrol,

B:Bradikardi, C:Atriyal taşikardi, D:PR uzaması,

Referanslar

Benzer Belgeler

l Yüksek basınç kuşağının kuzeye kayması sonucu ülkemizde egemen olabilecek tropikal iklime benzer bir kuru hava daha s ık, uzun süreli kuraklıklara neden olacaktır.. l

• Duodenum dışındaki barsak bölümlerinin karın boşluğundan dışarıya alınması da ya ince ve kalın barsakların ayrı ayrı mezenteriumdan çözülerek ya da

• Yaşlı ve büyük cüsseli hayvanlarda göğüs boşluğunda geniş çalışma sahası sağlamak amacıyla göğüs kafesinin her iki yanındaki kostalar kolumna vertebralise

Diğer türlerde olduğu gibi solunum yolunun viral enfeksiyonları sekunder bakteriyel rhinitis ve sinusitis ile de sonuçlanabilir.. Köpeklerde bakteriyel rhinitislerde en sık

 Suni tohumlama erkek köpekten elde edilen spermanın çeşitli gereç ve.. yöntemlerle dişi köpeğin vagina veya uterusuna

Abdominosentez ve diagnostik peritoneal lavaj (DPL); abdominal radyografide serozal ayrıntının kaybolması, peritonun etkilenmediği abdominal yaralanmalar, küt

nuçlar alınmış sağ pulmoner arter ve sol pulmo- ner arter ligasyonundan sonra yükselen pulmo- ner hipertarsiyonun nitrogliserin ve nitroprusid gibi ilaçlarla

ne onlar bana, ne ben onlara bakmadan, övlece, sessiz, hareketsiz birer put gibi orada bir havli oturduk.. Aman Allahım, dört yabancının bir masa etrafına