• Sonuç bulunamadı

ANKARA EL İSİ YORGANLARI ÜZERİNE BİR ARASTIRMA

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ANKARA EL İSİ YORGANLARI ÜZERİNE BİR ARASTIRMA"

Copied!
239
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ EL SANATLARI EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALI

GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞĐTĐMĐ BĐLĐM DALI

ANKARA EL ĐŞĐ YORGANLARI ÜZERĐNE BĐR ARAŞTIRMA

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Hazırlayan Nesrin YARDIMCI

(2)

T.C.

GAZĐ ÜNĐVERSĐTESĐ EĞĐTĐM BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ EL SANATLARI EĞĐTĐMĐ ANABĐLĐM DALI

GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞĐTĐMĐ BĐLĐM DALI

ANKARA EL ĐŞĐ YORGANLARI ÜZERĐNE BĐR ARAŞTIRMA

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

Hazırlayan Nesrin YARDIMCI

Danışman Prof. Tevhide ÖZBAĞI

(3)

JÜRĐ ÜYELERĐNĐN ĐMZA SAYFASI

...’ın ... ... ... Başlıklı tezi ...tarihinde, jürimiz tarafından ... ...Anabilim / Anasanat Dalında Yüksek Lisans / Doktora / Sanatta Yeterlik Tezi olarak kabul edilmiştir.

Adı Soyadı Đmza

Üye (Tez Danışmanı): ... ... Üye: ... ... Üye: ... ... Üye: ... ... Üye: ... ...

(4)

ÖNSÖZ

El sanatları; bir milletin yüzyıllar boyu süregelen yaşamı boyunca oluşan ve kuşaktan kuşağa aktarılan en önemli kültür varlıklarıdır.

Türkler de binlerce yıla ve üç kıtaya uzanan kültürleriyle birçok el sanatı geliştirmişlerdir. Bu el sanatlarının en eski ve en güzellerinden biri de yorgan sanatıdır.

Başlangıçta ihtiyaca yönelik olarak hazırlanan yorganlar, zamanla ustaların çabaları ve yaratıcı güçlerinin etkisiyle birer sanat eserine dönüşmüştür.

Ankara ili el işi yorganları ile ilgili yapılan incelemelerde, bu konuda bilimsel yönden hazırlanmış yeterli araştırmanın olmadığı görülmüştür.

Bu alanda hissedilen boşluğun giderilmesine katkıda bulunması beklenen araştırma için yorgancılarla görüşülmüş, yazılı kaynaklar taranmış, yorganla ilgili tanım, tarihçe, kullanılan araç-gereç ve desenler hakkında elde edilen bilgiler derlenmiştir.

Araştırmamın her basamağında yakın ilgi ve yardımlarını esirgemeyerek çalışmamı büyük bir titizlikle izleyen, tezimin oluşmasında büyük katkıları bulunan değerli danışmanım Sn. Prof. Tevhide ÖZBAĞI’na, Ankara Umum Hallaçlar ve Yorgancılar Odası Başkanı Sn. Temel ÇOLAK’a, yorgan modelleri çizim rehberini hazırlayan Adapazar’lı yorgancı Sn. Hasan KAR’a, yorgan çizimlerinde yardımcı olan Sn. Talip AYDIN ile Sn. Hulusi KURAL’a , beni manevi olarak destekleyen ailem ve arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarım.

Nesrin YARDIMCI Şubat – 2008

(5)

ÖZET

ANKARA EL ĐŞĐ YORGANLARI ÜZERĐNE BĐR ARAŞTIRMA Yardımcı, Nesrin Yüksek Lisans Tezi Geleneksel Türk El Sanatları Eğitimi Bilim Dalı

Tez Danışmanı: Prof. Tevhide ÖZBAĞI Şubat-2008

Araştırmada, yorganlarla ilgili literatür taraması yapılarak, Ankara el işi yorganlarının yapımı, kullanılan araç-gereçleri, desen ve kompozisyon özellikleri değerlendirilmiştir.

Araştırmanın evrenini Ankara el işi yorganları oluşturmaktadır. Araştırmanın evreninde bulunan yorganların 80 adedi örneklem olarak alınmış, desen çizimleri ve özellikleri hakkında bilgilere yer verilmiştir. Araştırma 5 bölüm ve 223 sayfadan oluşmaktadır.

Birinci bölümde; araştırmanın problemi ele alınmıştır.Ankara el işi yorganlarının tanıtılması,yorganlarda kullanılan desenlerin ve malzemelerin tespit edilmesi amaçlanmıştır.

Đkinci bölümde; Ankara ili, Ankara’nın eski el sanatları, yorgancılığın tanımı ve tarihçesi, kullanılan araç ve gereçler ile yorgan yüzleri, yorganlarda kullanılan süsleme ve desenler detaylı olarak ele alınmıştır. Literatür özetlerinde araştırmaya kaynaklık eden kitap ve makaleler içerikleriyle açıklanmıştır.

Üçüncü bölümde; araştırmanın evreni, örneklemi, verilerin toplanması ve analizi araştırmada izlenen süreç doğrultusunda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Bulgular ve yorum bölümünde yöreden elde edilen bilgilere yer verilmiştir. Ayrıca örneklem kapsamındaki yorganların fotoğrafları ve çizimleri tanıtıcı açıklamalarla birlikte verilmiş, elde edilen sonuçlar tablolarla ifade edilmiştir.

Beşinci bölümde; araştırma sonucunda elde edilen veriler ve öneriler araştırmacı tarafından ortaya konulmuştur. Ankara’da yapılan yorganların çoğunluğunda dolgu maddesi olarak pamuk veya yün kullanılmış, kumaş olarak saten, ve yorganlık astar tercih edilmiş ve genellikle çocuk ya da çift kişilik yorgan olarak hazırlanmıştır.

(6)

ABSTRACT

A RESEARCH ON

ANKARA HANDWORK QUILTS Yardımcı, Nesrin Master Thesis

Department of Conventional Turkish Handcrafts Education Thesis Advisor: Prof. Tevhide ÖZBAĞI

February-2008

In this research, manufacture of Ankara handwork quilts, used tools in such manufactures, patterns and composition features were evaluated through skimming the quilt literature.

Ankara handwork quilts comprises the universe of the research. 80 quilts included in the universe of the research were selected by sampling, and pattern drawings and information about features thereof are given. The research consists of 5 parts and 223 pages.

In the first part; problem of the research is taken into consideration. It is aimed at advertising the Ankara handwork quilts and determining patterns and materials used in such quilts.

In the second part; Ankara province, ancient handcrafts of Ankara, definition and history of quilting, used materials and tools as well as counterpanes, ornaments and patterns used in quilts are discussed in detail. Books and articles referenced in literature abstracts are described with their contents.

In the third part; universe and sampling of the research and data collection and analyzes are described in detail in parallel to the process followed in the research.

Information obtained from the region are given in the findings and comment part. Also photographs and drawings of the quilts included in the scope of sampling are given together with informative notes and results are represented in tables.

In the fifth part; data obtained as a result of the research and offers are stated by the researcher. For the quilts manufactured in Ankara, cotton or wool is used as the filling material, and satin is used as the fabric and quilt lining is preferred and they are usually prepared as child or double quilt.

(7)

ĐÇĐNDEKĐLER

JÜRĐ VE ENSTĐTÜ ONAY SAYFASI ÖRNEĞĐ………... i

ÖNSÖZ……….. ii

ÖZET……….. iii

ABSTRACT………... iv

ĐÇĐNDEKĐLER……….. v

FOTOĞRAFLAR LĐSTESĐ………... vii

ÇĐZĐMLER LĐSTESĐ………. xi

TABLOLAR LĐSTESĐ………... xiii

BÖLÜM I………... 1 1.GĐRĐŞ……… 1 1.1 Problem………. 2 1.2 Amaç………. 2 1.3 Önem………. 2 1.4 Sınırlılıklar……… 3 1.5 Varsayımlar………... 3 BÖLÜM II……….. 4 2.1 Ankara’nın Tarihi……….. 4

2.2 Ankara’nın Coğrafi Konumu……… 5

2.3 Ankara’da El Sanatları……….. 6 2.3.1 Tabaklık(Debağcılık)……….. 7 2.3.2 Sofculuk……….. 7 2.3.3 Saraçlık……… 8 2.3.4 Semercilik………... 9 2.3.5 Muhap,Çulhacı ve Palacı……… 9 2.3.6 Çilingirler……….... 9 2.3.7 Lülecilik……….. 10 2.3.8 Yorgancılık……….. 10

2.3.8.1 Yorgancılığın Tanımı ve Tarihçesi………... 10

2.3.8.2 Yorgan Yapımında Kullanılan Araçlar………. 14

2.3.8.3 Yorgan Yapımında Kullanılan Gereçler………... 18

2.3.8.3.1 Tebeşir………. 18

2.3.8.3.2 Dolgu Maddeleri………. 18

2.3.8.3.3 Kumaşlar………. 23

2.3.8.3.4 Đplikler……… 29

2.3.8.4 Yorgan Yüzleri ile Yorganlarda Kullanılan Süsleme ve Desenler… 32 2.4 Literatür Özetleri……….. 37

BÖLÜM III……… 39

3. YÖNTEM……… 39

3.1 Araştırma Modeli……….. 39

(8)

3.2 Evren ve Örneklem………. 39

3.2.1 Evren……… 39

3.2.2 Örneklem………. 39

3.3 Veri Toplama Teknikleri………... 39

3.4 Verilerin Analizi……… 40

BÖLÜM IV………... 41

4. BULGULAR VE YORUM………. 41

4.1 Tanımlar……… 41

4.2 Yorgan Çeşitleri ve Ölçüleri……….. 41

4.3 Yorganlarda Kullanılan Desenler……….. 43

4.4 Yorgana Desen Geçirmekte Kullanılan Kalıplar ve Deseni Yüzeye Geçirme………. 43 4.5 Yorgan Yapım Aşamaları……….. 45

4.6 Yorgan Bakımı………... 49

4.7 Araştırma Kapsamına Alınan Yorganlarla Đlgili Sonuçlar……… 50

4.8 El Yapımı Yorganlardan Örnekler………. 54

BÖLÜM V………. 214

5. SONUÇ VE ÖNERĐLER……….. 214

5.1 SONUÇLAR……….. 214

5.2 ÖNERĐLER……… 217

KAYNAKÇA……… 218

Yorgan Örnekleri Alınan Yorgancılarla Đlgili Bilgiler……….. 221

(9)

FOTOĞRAFLAR LĐSTESĐ

Fotoğraf 1: Elyaf Atma Makinesi………. 15

Fotoğraf 2: Hallaç………. 16

Fotoğraf 3: Çirpi Đpi……… 17

Fotoğraf 4: Yüksük………... 18

Fotoğraf 5: Pamuk……… 20

Fotoğraf 6: Yün……… 21

Fotoğraf 7: Sentetik Elyaf………. 23

Fotoğraf 8: Saten……….. 26

Fotoğraf 9: Sevayi Çocuk Yorgan Yüzü……….. 26

Fotoğraf 10: Deri Saten……… 27

Fotoğraf 11: Basma……….. 28

Fotoğraf 12: Kemha Çocuk Yorgan Yüzü……… 29

Fotoğraf 13: Merserize Đplik………. 31

Fotoğraf 14: Naylon Đplik………. 31

Fotoğraf 15: Yorgan Đpliği……… 31

Fotoğraf 16: Türk Đşi Yorgan Yüzü……….. 32

Fotoğraf 17: Yazma Yorgan Yüzü………... 33

Fotoğraf 18: Kıbrıs Çıkarması Konulu Yorgan……… 34

Fotoğraf 19: Cleopatra Konulu Yorgan……… 34

Fotoğraf 20: Göktanrı Konulu Yorgan………. 34

Fotoğraf 21: Deniz Konulu Yorgan……….. 35

Fotoğraf 22: Boyama Yorgan………... 35

Fotoğraf 23: Matlaştırılmış Yorgan……….. 42

Fotoğraf 24: Makinede Đşlenmiş Yorgan……….. 42

Fotoğraf 25: Kalıpla Çizim………... 44

Fotoğraf 26: Kalıpla Çizim………... 44

Fotoğraf 27: Ankaralı Yorgancıların Kullandıkları Kalıplar……… 45

Fotoğraf 28: Kumaş Kesimi……….. 46

Fotoğraf 29: Astar Kesimi……… 46

Fotoğraf 30: Çatı Dikimi……….. 46

Fotoğraf 31: Çatı Dikimi……….. 46

Fotoğraf 32: Elyaf Kesimi……… 46

Fotoğraf 33: Serme………... 46

Fotoğraf 34: Yünün Atılması……… 47

Fotoğraf 35: Yerleştirilmesi………. 47

Fotoğraf 36: Sarılması……….. 47

Fotoğraf 37: Çevirme……… 47

Fotoğraf 38: Çevirme……… 47

Fotoğraf 39: Ağız Dikimi………. 47

Fotoğraf 40: Açma……… 47

Fotoğraf 41: Çubuklama………... 47

Fotoğraf 42: Çubuklama………... 47

(10)

Fotoğraf 43: Katlama……… 48

Fotoğraf 44: Sıra Dikimi……….. 48

Fotoğraf 45: Çubuklama……….. 48

Fotoğraf 46: Tebeşir Kazıma……… 48

Fotoğraf 47: Tebeşir………. 48 Fotoğraf 48: Çizim……… 48 Fotoğraf 49: Çizim……… 48 Fotoğraf 50: Çizim……… 48 Fotoğraf 51: Dikim………... 48 Fotoğraf 52: Bitiş………. 49 Fotoğraf 53: Çubuklama……….. 49 Fotoğraf 54: Sergileme………. 49 Fotoğraf 55: Düz Dikiş………. 49

Fotoğraf 56: Gömme Baskı……….. 49

Fotoğraf 57: Düz Baskı………. 49

Fotoğraf 58: Buket Lale Desenli Yorgan………. 54

Fotoğraf 59: Üçlü Hasır Desenli Yorgan……….. 56

Fotoğraf 60: Kaymalı Kare Desenli Yorgan……… 58

Fotoğraf 61: Kıdemli Çavuş Sırması Desenli Yorgan……….. 60

Fotoğraf 62: Yıldız Kenarlı Çapraz Papatya Desenli Yorgan……….. 62

Fotoğraf 63: Yapraklı Desenli Yorgan………. 64

Fotoğraf 64: Küp Yıldız Desenli Yorgan………. 66

Fotoğraf 65: Altıgen Desenli Yorgan………... 68

Fotoğraf 66: Papyon Desenli Yorgan………... 70

Fotoğraf 67: Tek Göbek Desenli Yorgan………. 72

Fotoğraf 68: Yapraklı Pervane Desenli Yorgan………... 74

Fotoğraf 69: Göbekli Papatya Desenli Yorgan………. 76

Fotoğraf 70: Kurdele Desenli Yorgan……….. 78

Fotoğraf 71: Kartal Kanadı Desenli Yorgan……… 80

Fotoğraf 72: Parke Desenli Yorgan……….. 82

Fotoğraf 73: Yelpazeli Mekik Desenli Yorgan………. 84

Fotoğraf 74: Aslan Kuyruklu Zambak Desenli Yorgan……… 86

Fotoğraf 75: Dolgulu Baklava Desenli Yorgan……… 88

Fotoğraf 76: Çark Desenli Yorgan………... 90

Fotoğraf 77: Kalp Desenli Yorgan………... 92

Fotoğraf 78: Baklavalı Papatya Desenli Yorgan……….. 94

Fotoğraf 79: Beşorta Desenli Yorgan……….. 96

Fotoğraf 80: Sade Güneş Desenli Yorgan……… 98

Fotoğraf 81: Akasya Desenli Yorgan……….. 100

Fotoğraf 82: Zikzaklı Menekşe Desenli Yorgan……….. 102

Fotoğraf 83: Menekşe Desenli Yorgan………. 104

Fotoğraf 84: Gülpetek Desenli Yorgan………. 106

(11)

Fotoğraf 85: Şemsiye Desenli Yorgan……….. 108

Fotoğraf 86: Kabak Çiçeği Desenli Yorgan………. 110

Fotoğraf 87: Tek Göbekli Bebek Yorgan………. 112

Fotoğraf 88: Oklu Çavuş Sırması Desenli Yorgan……….. 114

Fotoğraf 89: Dünya Desenli Yorgan………. 116

Fotoğraf 90: Güneş Desenli Yorgan………. 118

Fotoğraf 91: Çapraz Zambak Desenli Yorgan………. 120

Fotoğraf 92: Yelpazeli Kabak Çiçeği Desenli Yorgan……… 122

Fotoğraf 93: Yarımay Desenli Yorgan………. 124

Fotoğraf 94: Göbekli Orkide Desenli Yorgan……….. 126

Fotoğraf 95: Güneş Desenli Yorgan………. 128

Fotoğraf 96: Dörtorta Desenli Yorgan………. 130

Fotoğraf 97: Düz Pervane Desenli Yorgan………... 132

Fotoğraf 98: Kabak Çiçeği Desenli Yorgan………. 134

Fotoğraf 99: Mekik Desenli Yorgan……… 136

Fotoğraf 100: Kalpli Yelpaze Desenli Yorgan……… 138

Fotoğraf 101: Laleli Desenli Yorgan……… 140

Fotoğraf 102: Tavan Nakışı Desenli Yorgan……… 142

Fotoğraf 103: Fiyonk Desenli Yorgan……….. 144

Fotoğraf 104: Hanım Parmağı Desenli Yorgan……… 146

Fotoğraf 105: Sekiz Köşeli Kelebek Desenli Yorgan……….. 148

Fotoğraf 106: Yapraklı Kelebek Desenli Yorgan………. 150

Fotoğraf 107: Göbekli Çarkıfelek Desenli Yorgan……….. 152

Fotoğraf 108: Kıdemli Çavuş Sırması Desenli Yorgan……… 154

Fotoğraf 109: Defne Dalı Desenli Yorgan……… 156

Fotoğraf 110: Tren Yolu Desenli Yorgan………. 158

Fotoğraf 111: Yelpaze Desenli Yorgan……… 160

Fotoğraf 112: Papatya Desenli Yorgan……… 162

Fotoğraf 113: Gelin Tacı Desenli Yorgan……… 164

Fotoğraf 114: Zambak Çiçeği Desenli Yorgan………. 166

Fotoğraf 115: Yelken Desenli Yorgan……….. 168

Fotoğraf 116: Menekşe Desenli Yorgan……….. 170

Fotoğraf 117: Saray Nakışı Desenli Yorgan……… 172

Fotoğraf 118: Tütün Yaprağı Desenli Yorgan……….. 174

Fotoğraf 119: Kelebek Desenli Yorgan……… 176

Fotoğraf 120: Söğüt Yaprağı Desenli Yorgan……….. 178

Fotoğraf 121: Yapraklı Menekşe Desenli Yorgan……… 180

Fotoğraf 122: Parkeli Çapraz Karanfil Desenli Yorgan………... 182

Fotoğraf 123: Fildişi Desenli Yorgan………... 184

Fotoğraf 124: Çapraz Üzüm Desenli Yorgan………... 186

Fotoğraf 125: Yediok Desenli Yorgan………. 188

Fotoğraf 126: Kare Pervane Desenli Yorgan……… 190

(12)

Fotoğraf 127: Đkili Papyon Desenli Yorgan……….. 192

Fotoğraf 128: Zarf Desenli Yorgan………... 194

Fotoğraf 129: Balta Desenli Yorgan………. 196

Fotoğraf 130: Yıldız Desenli Yorgan……… 198

Fotoğraf 131: Çavuş Sırma Desenli Yorgan……….. 200

Fotoğraf 132: Menekşe Desenli Yorgan……… 202

Fotoğraf 133: Tekgül Desenli Yorgan………... 204

Fotoğraf 134: Yaban Asması Desenli Yorgan……….. 206

Fotoğraf 135: Yonca Desenli Yorgan……… 208

Fotoğraf 136: Çift Baklava Desenli Yorgan……….. 210

Fotoğraf 137: Orta Menekşe Desenli Yorgan……… 212

(13)

ÇĐZĐMLER LĐSTESĐ

Çizim 1: Buket Lale Desenli Yorgan Çizimi………... 55

Çizim 2: Üçlü Hasır Desenli Yorgan Çizimi……… 57

Çizim 3: Kaymalı Kare Desenli Yorgan Çizimi………... 59

Çizim 4: Kıdemli Çavuş Sırması Desenli Yorgan Çizimi……… 61

Çizim 5: Yıldız Kenarlı Çapraz Papatya Desenli Yorgan Çizimi……… 63

Çizim 6: Yapraklı Desenli Yorgan Çizimi………... 65

Çizim 7: Küp Yıldız Desenli Yorgan Çizimi………... 67

Çizim 8: Altıgen Desenli Yorgan Çizimi………. 69

Çizim 9: Papyon Desenli Yorgan Çizimi………. 71

Çizim 10: Tek Göbek Desenli Yorgan Çizimi………. 73

Çizim 11: Yapraklı Pervane Desenli Yorgan Çizimi………... 75

Çizim 12: Göbekli Papatya Desenli Yorgan Çizimi……… 77

Çizim 13: Kurdele Desenli Yorgan Çizimi……….. 79

Çizim 14: Kartal Kanadı Desenli Yorgan Çizimi………. 81

Çizim 15: Parke Desenli Yorgan Çizimi……….. 83

Çizim 16: Yelpazeli Mekik Desenli Yorgan Çizimi……… 85

Çizim 17: Aslan Kuyruklu Zambak Desenli Yorgan Çizimi………... 87

Çizim 18: Dolgulu Baklava Desenli Yorgan Çizimi……… 89

Çizim 19: Çark Desenli Yorgan Çizimi………... 91

Çizim 20: Kalp Desenli Yorgan Çizimi………... 93

Çizim 21: Baklavalı Papatya Desenli Yorgan Çizimi……… 95

Çizim 22: Beşorta Desenli Yorgan Çizimi………... 97

Çizim 23: Sade Güneş Desenli Yorgan Çizimi……… 99

Çizim 24: Akasya Desenli Yorgan Çizimi………... 101

Çizim 25: Zikzaklı Menekşe Desenli Yorgan Çizimi……….. 103

Çizim 26: Menekşe Desenli Yorgan Çizimi………. 105

Çizim 27: Gülpetek Desenli Yorgan Çizimi……… 107

Çizim 28: Şemsiye Desenli Yorgan Çizimi………. 109

Çizim 29: Kabak Çiçeği Desenli Yorgan Çizimi………. 111

Çizim 30: Tek Göbekli Bebek Yorgan Çizimi………. 113

Çizim 31: Oklu Çavuş Sırması Desenli Yorgan Çizimi………... 115

Çizim 32: Dünya Desenli Yorgan Çizimi……… 117

Çizim 33: Güneş Desenli Yorgan Çizimi………. 119

Çizim 34: Çapraz Zambak Desenli Yorgan Çizimi……….. 121

Çizim 35: Yelpazeli Kabak Çiçeği Desenli Yorgan Çizimi………. 123

Çizim 36: Yarımay Desenli Yorgan Çizimi………. 125

Çizim 37: Göbekli Orkide Desenli Yorgan Çizimi……….. 127

Çizim 38: Güneş Desenli Yorgan Çizimi………. 129

Çizim 39: Dörtorta Desenli Yorgan Çizimi………. 131

Çizim 40: Düz Pervane Desenli Yorgan Çizimi……….. 133

Çizim 41: Kabak Çiçeği Desenli Yorgan Çizimi………. 135

(14)

Çizim 42: Mekik Desenli Yorgan Çizimi……… 137

Çizim 43: Kalpli Yelpaze Desenli Yorgan Çizimi……….. 139

Çizim 44: Laleli Desenli Yorgan Çizimi………. 141

Çizim 45: Tavan Nakışı Desenli Yorgan Çizimi………. 143

Çizim 46: Fiyonk Desenli Yorgan Çizimi………... 145

Çizim 47: Hanım Parmağı Desenli Yorgan Çizimi………. 147

Çizim 48: Sekiz Köşeli Kelebek Desenli Yorgan Çizimi……… 149

Çizim 49: Yapraklı Kelebek Desenli Yorgan Çizimi……….. 151

Çizim 50: Göbekli Çarkıfelek Desenli Yorgan Çizimi……… 153

Çizim 51: Kıdemli Çavuş Sırması Desenli Yorgan Çizimi………. 155

Çizim 52: Defne Dalı Desenli Yorgan Çizimi………. 157

Çizim 53: Tren Yolu Desenli Yorgan Çizimi……….. 159

Çizim 54: Yelpaze Desenli Yorgan Çizimi………. 161

Çizim 55: Papatya Desenli Yorgan Çizimi……….. 163

Çizim 56: Gelin Tacı Desenli Yorgan Çizimi………. 165

Çizim 57: Zambak Çiçeği Desenli Yorgan Çizimi……….. 167

Çizim 58: Yelken Desenli Yorgan Çizimi………... 169

Çizim 59: Menekşe Desenli Yorgan Çizimi……… 171

Çizim 60: Saray Nakışı Desenli Yorgan Çizimi……….. 173

Çizim 61: Tütün Yaprağı Desenli Yorgan Çizimi………... 175

Çizim 62: Kelebek Desenli Yorgan Çizimi………. 177

Çizim 63: Söğüt Yaprağı Desenli Yorgan Çizimi………... 179

Çizim 64: Yapraklı Menekşe Desenli Yorgan Çizimi………. 181

Çizim 65: Parkeli Çapraz Karanfil Desenli Yorgan Çizimi……… 183

Çizim 66: Fildişi Desenli Yorgan Çizimi……… 185

Çizim 67: Çapraz Üzüm Desenli Yorgan Çizimi……… 187

Çizim 68: Yediok Desenli Yorgan Çizimi……….. 189

Çizim 69: Kare Pervane Desenli Yorgan Çizimi………. 191

Çizim 70: Đkili Papyon Desenli Yorgan Çizimi………... 193

Çizim 71: Zarf Desenli Yorgan Çizimi……… 195

Çizim 72: Balta Desenli Yorgan Çizimi……….. 197

Çizim 73: Yıldız Desenli Yorgan Çizimi……… 199

Çizim 74: Çavuş Sırma Desenli Yorgan Çizimi……….. 201

Çizim 75: Menekşe Desenli Yorgan Çizimi……… 203

Çizim 76: Tekgül Desenli Yorgan Çizimi………... 205

Çizim 77: Yaban Asması Desenli Yorgan Çizimi………... 207

Çizim 78: Yonca Desenli Yorgan Çizimi……… 209

Çizim 79: Çift Baklava Desenli Yorgan Çizimi……….. 211

Çizim 80: Orta Menekşe Desenli Yorgan Çizimi……… 213

(15)

TABLOLAR LĐSTESĐ

Tablo 1: Çeşit Tablosu………... 50

Tablo 2: Boyut Tablosu………. 50

Tablo 3: Ağırlık Tablosu……… 51

Tablo 4: Gereç Tablosu……….. 51

Tablo 5: Araç Tablosu……… 52

Tablo 6: Uygulanan Teknik tablosu………... 52

Tablo 7: Renk Tablosu………... 53

Tablo 8: Seçilen Konu Tablosu……….. 53

(16)

BÖLÜM I

1. GĐRĐŞ

Bu araştırmanın konusu; Ankara ili el işi yorganlarının yapımı, kullanılan araç-gereçleri, desen özellikleri ve desenlerin yüzeye geçirilme teknikleridir.

Yorgan, bugün de önemli bir ihtiyaç olarak toplumda değeri tartışılamayacak bir yere sahiptir. Ancak yaşanılan toplumsal, kültürel ve ekonomik sorunlar; gelenek ve göreneklerin zaman içinde yok olmasına yol açmaktadır. Bundan yorgancılık da etkilenmekte , fabrikasyon üretim, geleneksel el sanatlarının toplumda gerekli ilgiyi görmesini engellemektedir. Bugün Ankara’da yüzlerce yorgancı olmasına rağmen çırak yetişmemekte, MEB’nın hazırladığı yorgancılık kursu modül programı olmasına rağmen talep olmadığı için kurs açılamamaktadır.

Đki kumaş arasının çoğunluk yünden oluşan bir dolgu malzemesi ile doldurulup dikilmesi ile elde edilen yorganın Türk kültür tarihinde önemli bir yeri vardır.

Uygur yazıtlarında da karşılaşılan yorgan, eski ve orta Türkçe evrelerinde yapurgan/yavurgan biçiminde kullanılmakta ve örtünmek anlamına gelmektedir.

Yerleşik kültüre geçtikten sonra da yorgan, örtü görevini korumuş; iklim ve çevre koşullarına göre pamuk veya yünle doldurularak kullanılmıştır. Ayrıca bir sanat dalı haline gelerek esnaf loncaları arasında önemli bir yer edinmiştir.

Yorgancılıkta kullanılan araçlar yüzyıllardır değişmemiş, iğne, iplik, çirpi ipi, değnek minyatürlerden tanıdığımız görünümlerini korumuşlardır.

Yerde oturularak çalışılan yorgancılık sanatına zamanın katkısı dikiş makinesi, hassas terazi ve elyaf atma makinesi olmuştur.

(17)

1.1 Problem

El işi yorgan sanatı hakkında değişik amaçlarla ve farklı biçimde yapılmış mevcut araştırmalar incelendiğinde konu ile ilgili yayınların sınırlı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle Ankara el işi yorganları incelenmiştir.

Araştırma sırasında Ankara el işi yorganları ile ilgili yayınların yeterli düzeyde olmaması araştırma konusu olarak ele alınmıştır.

Araştırma konusu “ Ankara El Đşi Yorganları Üzerine Bir Araştırma” olarak belirlenmiştir.

1.2 Amaç

Bu araştırmanın amacı, “ Ankara el işi yorganlarını tarihçe, kullanılan araç-gereç, desen, çeşit ve yapım teknikleri nelerdir?” sorularına cevap aramak, Ankara el işi yorganlarını tanımak ve tanıtmaktır.”

Bu amaç çerçevesinde aşağıdaki sorular cevaplandırılacaktır. 1. Yorgancılık sanatının tarihi gelişimi nedir?

2. Yorgancılıkta kullanılan gereçler nelerdir? 3. Yorgan yapımında kullanılan araçlar nelerdir? 4. Yorgan çeşitleri nelerdir?

5. Yorganlarda ne tür desenler kullanılmaktadır?

6. Yorgan için seçilen desen yüzeye nasıl geçirilmektedir? 7. Yorganın yapım aşamaları nelerdir?

1.3 Önem

Fabrikasyon üretim geleneksel el sanatlarının toplumda gerekli ilgiyi görmesini engellemektedir. Bunu önlemek ise iyi bir tanıtımla mümkün olabilir.

(18)

Đklim ve çevre şartlarına göre pamuk ya da yünle doldurulan yorganlar, ülkemizin hemen her köşesinde yapılmaktadır. Bir sektör haline gelen yorgancılık sanatının estetik ve sağlık açısından öneminin vurgulandığı çalışmaların yapılmasına ihtiyaç vardır.

Literatürde yorgancılık sanatına yönelik çok az sayıda yayına ulaşılabilmiştir. Bu araştırma ile yorgancılık sanatı tanıtılacak, konuyla ilgili arşive katkı sağlayacak ve ilgilenenler için esin kaynağı olacaktır.

1.4 Sınırlılıklar

Bu araştırma, literatürden elde edilen bilgiler, Ankara el işi yorganlarından tespit edilen örneklerin renk, desen, boyut, çeşit, kompozisyon, kullanılan araç-gereç özellikleri ve evrenden seçilen 80 adet yorganın çizimleri ile sınırlıdır.

1.5 Varsayımlar

1. Araştırma ili ile ilgili yayınlara çeşitli kaynaklardan ulaşılabilir.

2. Araştırma için gerekli yorgan desenleri Ankara’daki yorgancılardan temin edilebilir.

3. Belirlenen veri toplama teknikleri, araştırmayı sonuca ulaştırabilecek niteliktedir.

(19)

BÖLÜM II

2. ĐLGĐLĐ ARAŞTIRMALAR

2.1 Ankara’nın Tarihi

Ankara’nın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak son zamanlarda bölgede yapılan araştırmalarda bulunan prehistorik izler, şehrin insanoğlunun yerleşik düzene geçtiği dönemlerde kurulduğunu göstermektedir. Buluntular ve araştırmacıların yaptıkları incelemeler, Ankara’da Hititlerin, Frigyalıların, Lidyalıların ve Galatların yaşamış olduklarını göstermektedir. Şehrin yerleşik düzeni çok eskilere dayanmasına rağmen tarihi ancak Hitit devrinden itibaren takip edilebilmektedir(Anonim,1998, s.1)

Ankara’nın kaderi Anadolu’daki Türk akınlarının ilk safhalarında Bizans ordularının Selçuklu Sultanı Alparslan tarafından 1071 yılında mağlup edilmesiyle sona eren Malazgirt Meydan Muharebesi ile tayin edilmiştir. Bu galibiyet sonucunda Türklerin eline geçmiştir.

Ankara’nın en parlak devri Alaaddin Keykubat zamanıdır. Şehrin askeri bakımdan tahkim edilmesinin yanı sıra cami ve medrese gibi dini ve ilmi eserlerle de imar edilmiştir.

Kanuni devrinde Anadolu’da bir eyalet örgütü kurulmuş ve Ankara bu Anadolu eyaletlerinden birinin merkezi olmuştur. Şehir XVII. yy ın başlarında Celali Ayaklanması sırasında isyancıların eline düşmüştür. II. Mahmud’a isyan eden Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’nın kısa bir zaman hakimiyetine giren Ankara tekrar Osmanlıların eline geçmiş ve artık hiçbir istilaya uğramadan bir Osmanlı vilayeti olarak kalmıştır.

Balkan Savaşı sonunda Rumeli vilayetlerinin çoğunun kaybedilmesiyle, batıdaki Türk sınırları Đstanbul’a çok yaklaşmıştır. Đstanbul boğazının ele geçirilmesi

(20)

de oldukça kolaylaşmıştır. Bu yüzden devlet merkezinin Đstanbul’da kalması tehlikeli ve sakıncalı görülerek, başkentin Anadolu içinde başka bir şehre taşınması düşünülmüştür. 27 Aralık 1919 tarihinde başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere “Anadolu ve Rumeli Müdafa-i hukuk Cemiyeti Heyeti Temsiliyesi” Ankara’ya gelerek 29 Aralık 1919’da yayımlanan bir tebliğ ile bütün mebuslara toplantının Ankara’da yapılacağını duyurmuştur. Bu genelgeden sonra 23 Nisan 1920’de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetinin idare merkezi Ankara olarak ilan edilmiştir. 13 Ekim 1923’te çıkarılan bir kanun ile Ankara Türkiye Devletinin başkenti olmuştur(Anonim,1998, s.2).

Đstiklal Savaşı’nın hazırlanıp sevk ve idare edildiği bir merkez olarak adı milli mücadelemizin sembolü haline gelen bu tarihi şehir, 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra giderek büyümüş ve modern bir görünüm kazanmıştır (Anonim, t.y, s.12).

2.2 Ankara’nın Coğrafi Konumu

Ankara, Đç Anadolu Bölgesinin kuzeybatısında, doğu-batı ekseninde yer almış ve kendi adını taşıyan akarsuyunda geçtiği, 30 km uzunlukta 10 km genişlikteki Engürü ovasının doğu yamaçlarında kurulmuştur. Sadece batı yönünde az çok açıklık veren bu ova, kuzeyde Karyağdı dağları, güneyde Meşe ve Hacı dağları, güneydoğuda ise Elmadağ ile çevrilmiştir.

Kent genellikle 750-1000m yükseklikler arasında yer almaktadır. Ortalama bir hesapla deniz yüzeyinden yüksekliği 835 m dir.

Geçmişte kurulmuş kentlerin pek çoğu, türlü nedenlerle ovaların kenarlarına düşen dağlarla ilintili olarak kurulmuşlardır. Ankara’da Engürü çayı denen akarsuyun geçtiği ovanın kenarında yer almıştır. Adı geçen çay üç koldan oluşmuştur. Birincisi, kentin kuzeydoğusundaki Đdris dağından doğup, kent içinde kale ile Hıdırlık tepesi arasındaki vadiden geçen Hatıp çayı ya da Bentderesidir. Đkincisi, Elmadağ’dan doğup Haymana ovasından ve yukarı Đmrahor’dan , daha

(21)

sonra da kentin ortasından geçen Đncesu’dur. Üçüncüsüne gelince, bu da kuzeydeki Aydos dağından doğup Solfasol ve Kalaba bölgelerinden geçerek gelen Çubuk çayıdır (Akgün,1996).

Türkiye’nin nüfus bakımından ikinci büyük ili durumundaki Ankara’nın 24 ilçesi vardır. 1924 yılında bugünkü anlamda belediye yönetimine kavuşan şehir merkezinde 1983 yılından sonra metropoliten ölçekteki sorunlarla uğraşmak üzere Ankara Büyükşehir Belediyesi ve bunun sınırları içinde beş ilçe belediyesi kurulmuştur (Özel,1991).

Başkent Ankara’nın nüfusu, ekonomik duruma ve siyasi olayların gelişimine uygun biçimde çoğalmış veya azalmıştır. 2000 yılı nüfus sayımına göre 4.007.860 olan nüfus şehirde 3.540.522, köylerde 467.338 olarak tespit edilmiştir.

Ilıman iklim kuşağındaki Ankara’da kışları az yağışlı ve soğuk, yazları ise sıcak ve kurak kara iklimi görülür. Ankara dört mevsiminde de insanı rahatsız etmeyen bir iklime sahiptir.

Kara iklimine uygun biçimde Ankara’da iki tür bitki örtüsü gelmiştir. Bunlar step ve ormandır. Tabii ormanlara ek olarak ağaçlandırma yoluyla Ankara’nın çevresi ve baraj göllerinin kıyıları ormanlaştırılmıştır. Bu sayede Ankara, dünya başkentleri içinde en çok yeşil alana sahip şehirlerden biri haline gelmiştir (Özel,1991).

2.3 Ankara’da El Sanatları

Ahilerin hüküm sürdüğü devirlerde, Ankara el sanatları yönünden son derece ileri gitmiş ve her türlü sanat ve esnaf erbabı en ileri demokratik usullerle bir teşkilata bağlı olarak idare edilmiştir.

Her mesleğin başında bir piri, şeyhi vardır ve bir teşkilata bağlı olarak çalışmaktadırlar.

(22)

Bugünkü tabiriyle işçi ve iş verenin bütün hak ve vecibeleri Futuvetname adlı bir anayasa düzeni ile teminat altına alınmıştır.

Bu el sanatlarından bazıları şunlardır:

2.3.1 Tabaklık (Debağcılık)

Ankara tabak esnafı ve sanatkarının, loncası yani toplandığı yer Bendderesi’nin bulunduğu yerdir.

Tabak esnafının buraya yerleşmesinin tek sebebi buradan geçen Hatıp çayının gür ve bol sulu oluşudur. Bu sanat bol su isteyen bir meslektir. Çaydan açılan avgın(ark) larda derilerin temizlenme işi yapılmaktaydı.

Tabakların piri Ahievran Çelebi’dir. Bu sanat da bir üst dereceye geçebilmek yani; çırağın kalfa, kalfanın usta olabilmesi için merasimle yapılan bir imtihandan geçmek gerekirdi.

Đmal edilen deri ve kösele civar illere ihraç edildiği gibi tabak esnafının Arasta denilen pazarlarında yerli esnafa satışa sunulurdu.

Selçuklular zamanında Ankara’da 40 kadar tabakhanenin olduğu, bilhassa kırmızı sahtiyandan yapılan derilerin çok beğenildiği bilinmektedir. Bu derilerden krallar, Selçuklu Hükümdarları, asilzadeler için çizme yapılırdı (Erdoğdu,1999).

2.3.2 Sofculuk

Bu sanat kolu zamanın Ankara’sının, dolayısıyla Osmanlı devletinin başta gelen büyük bir gelir ve döviz kaynağı idi.

Kralların, hükümdarların, padişahların ve bilhassa kadınların giydikleri elbiselerin çoğu Ankara tiftik keçisinin tiftiğinden dokunmuş soflardan yapılırdı. O devirde yani 19. asrın yarısında Ankara’da sof dokuyan binlerce tezgah olup, bu

(23)

sofların boyanması için boya imal eden binlerce boyahane olduğu vergi kayıtlarından anlaşılmaktadır. Bu yönden bu sanatın ileri gittiği hatta zirvesine çıktığı bir gerçektir (Erdoğdu,1999).

Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde sof yapımı şu şekilde anlatılmaktadır.

Tiftik keçisi beyaz süt gibi olup, onun gibi beyaz mahluk belki yoktur. Sof ipliği bunların yününden olur. Bu keçilerin tüyünü makas ile kırkarlarsa ipliği sertçe olur. Ama yolarlarsa Eyüp Peygamber ipeği gibi yumuşak olur. Zavallı keçileri yolarken feryatları göklere ulaşır. Ama büyükler, onların feryat etmelerine çare bulmuşlardır. Önce keçileri yolacak yerde kireç ve kül ile suyu karıştırıp keçileri bu şerbet ile yıkarlar. Zahmetsizce keçiler tüysüz tüysüz olurlar. Đşte sofu, bunun ipliğinden dokurlar. Kadın ve erkek herkesin işi softur. Sofu şu şekilde yaparlar:

Büyük bir kazanı ateşin üzerine koyup içine arzu ettikleri renkte boya koyarlar. Kazanın yarısına yakın su koyup deste deste sofları kazan içine yerleştirirler. Kazanın ağzını kapayıp, etrafını hamurla sıvayarak ateşi alevlendirirler. Kazanın içinde hararetin şiddetinden buhar, soflara vurup Allah’ın yapısı, çeşitli izler olur ki Mani ve Behzad (Acem ressamları) kalemini çekmekte acizdirler. Bu sof da Engürü’ye mahsustur. Yeryüzünde başka bir yerde ihtimali yoktur. Frenkler bu Engürü keçilerinden Frenk diyarına götürüp yumuşak iplik eğirip sof dokumak isterler. Allahın emriyle keçiler bir sene içinde bayağı bildiğimiz tüylü keçilerden olur. Dokudukları şey sof olmaz çünkü dalga veremezler. Hatta Engürü’den eğrilmiş ipliği alıp, Frenk diyarına götürerek sof yapalım dediler. Fakat yine olmadı. Nihayet papazlar için hala sof gibi yumuşak fakat dalgasız siyah dokla şalı dokurlar.

Ankara ahalisi kendi soflarının bu hassasını, Hacı Bayram Veli’nin kerametinden bilirler. Fakat bize kalırsa bu sır, su ve havasının ve yerinin letafetinden ileri gelir (Zillioğlu,1970).

2.3.3 Saraçlık

Bu sanat kolu da, bugün hala ayakta duran saraçlar çarşısında toplanmışlardı. Bu meslek eski Ankara’da pek rağbette olup, o zamanın Ankara’sında elliden fazla saraç tezgahı vardı.

Saraçların piri Müftü Saraç Haşimi Bağdadi’dir. Her sanat kolunda olduğu gibi saraçların başında da Ahi Baba adlı başkanları ve bir de seba denilen hocaları vardı.

(24)

Saraç esnafı şu işleri yapardı. 1) At eyeri: at eyerinin dört çeşidi vardı.

a) Osmanlı eyeri: En kullanışlısı olup, atına güvenen 60-70 kilo yük vurup, üstüne binebilir.

b) Alafranga eyer: Saltanat ve zenginlerin kullandığı eyer takımı olup, yük vurulmaz.

c) Çerkez eyeri: Raşit Dede tabiriyle keyf eyeridir.

d) Rusçuk eyeri: Binişi rahat olup, 20-25 kiloluk yük taşıyabilir.

2) Başlık takımı: Başlık takımında , alınlık ,burunlık, boğazaltı, dillitoka bulunurdu. 3) Gem: Başlığa bağlanır. Suluk denen kısım hayvanın dudağına geçirilen kısımdır.

Bunlardan başka saraçlar; halı, heybe, öküz yuları, tabanca kılıfı, fişeklik ve avcı malzemesi yılar ve yıltar yaparlardı (Erdoğdu,1999).

2.3.4 Semercilik

Semerciliğin piri Seyit Yasir Hazretleridir. En son şeyhleri Mehmet ustadır. Semerciler, merkep semeri, beygir semeri ve yük taşımak için uzun semer yaparlardı. Eski büyük ustalar ayda 60-70 semer çıkarırdı. Bir usta yanında bir kalfa bir de çocuk çırak çalıştırır ve günde iki semer imal ederdi.

2.3.5 Muhap, Çulhacı ve Palacı

Muhapların piri Đmam Gazzeli Hazretleridir. Muhap nakışsız düz heybe yapanlara denir. Tohum heybesi, çarşı heybesi, çamaşır heybesi gibi çeşitleri vardır. Muhaplar bugünkü At Pazarı yokuşunda Ahi Elvan cami civarında yerleşmişlerdir. Keçeciler ve palacılarda bu çarşıda bulunurdu (Koşay,1935).

2.3.6 Çilingirler

Bu esnaf Ulucanlar ile Tahtakale arasındaki alana yerleşmişlerdir. Çilingirlerin piri de Hz. Davut’tur. Çilingirler kapı kulpu, anahtar, soba, maşa, kürek, gelberi sac, koldemiri sikke vs. yaparlardı (Erdoğdu,1999).

(25)

2.3.7 Lülecilik

Eskiden Ankara’da çanak çömlek yapan dükkanlar olmuştur. Lülelerde burada yapılmıştır (Koşay,1935).

2.3.8 Yorgancılık

2.3.8.1 Yorgancılığın Tanımı Ve Tarihçesi

Yatakta örtünmeye yarayan içi pamuk ya da yün dolu, astarı ince pamuklu bezden, yüzü çeşitli ve desenli güzel kumaşlardan yapılmış geniş örtüye yorgan denir (Şimşek,1969).

Başlangıçta ihtiyaca yönelik olarak yapılan yorganlar zamanla estetik değerler kazanarak bir el sanatı haline gelmiştir.

Nasıl bir ressam kendi tarzını, ruhunu ve yorumunu tuvaline yansıtıyorsa yorgan yapan kişi de benzer duygularla tuval yerine renk renk kumaşlar, fırça yerine iğne iplik kullanarak özgür ve özgün yorumunu dilediği gibi ortaya koymaktadır (Özaslan,2001).

Yorgan, bugün de önemli bir ihtiyaç olarak toplumda değeri tartışılamayacak bir yere sahiptir. Genç kızların çeyizinde göz dolduran bir malzemedir. Saygın ve değerli bir hediyedir. Uzun süre kullanılacağı için yapımı özen ister (Kar,1995).

Anadolu’nun birçok yöresinde, gelin kızın çeyizindeki yorgan sayısı, çeyiz zenginliğinin bir ölçüsü olmuştur. Çeyiz görmeye gelindiğinde, yatakların üzerine istif edilmiş yorganların yanı sıra renk ve işlemeleri en göz alıcı birkaç yorgan da duvarlara asılır, gelenlerin beğenisi kazanılmaya çalışılırdı.

(26)

Yüzleri renk renk atlas, saten ve ipekli kumaştan yapılan yorganlarda, ustanın becerisi yorgan yüzüne bezediği motiflerin zenginliğinden, el ile attığı iğne sayısının çokluğundan anlaşılırdı.

Bütün dünya insanlarının geceleri örtünmek için kullandıkları dikdörtgen şeklindeki örtünün Türkçe eski adı “yogurkan”dır. “yogurkan” bugünkü yorgan sözünün atası ve başlangıcıdır. Herhalde bu sözün yogurmak, yoğurmak kökü ve anlayışı ile de yakın bir ilgisi vardır. Uygurlar’ın Türkçe yazıtlarında yorgan, yogurkan şeklinde yazılıyordu. Bu eski gelenek, XI. yy Türklerinde de yine yogurkan, yogurgan şeklinde devam etmiştir. Batı ya doğru gidildikçe Türklerin bu eski yogurkan söyleyişi, daha da yumuşamıştır. Örnek olarak, Harzemşahlar Türk kültür çevresinde eski yogurkan, yovurgan veya yovurkan diye söylemeye başlamışlardır. Orta Avrupa’daki Kuman Türk kültür çevresi de bu geleneği devam ettirmiş ve yorgan için yine yovurgan terimini kullanmışlardır.

Batı Türkleri bu konuda, yepyeni bir gelişme yolu izlemişlerdir. Eski Türklerin yogurkan sözü, eski Anadolu’da artık yorgan olmuştur.

Eski Mısır ve Kıpçak Türkleri’de Anadolu’daki bu gelişmeye uymuş ve yorgana yine yorgan demişlerdir. Abu Hayyan ve Đbn Mühenna gibi bu kültür çevresinin eski sözlükleri, artık yorganı yalnızca yorgan olarak yazmaya başlamışlardır. Eski Mısır’da yazılmış olan bu Türkçe sözlüklerde “Türkmen” Türkçesinin de mühim bir tesiri vardır. Nitekim bu kültür çevresinin, Haustma tarafından yayınlanmış olan bir Türkçe sözlüğünde, yorgan sözünün “Türkmence” olduğu belirtilmiştir. Görülüyor ki, oldukça erken çağlarda batıya kayan Batı Türkleri, bu konuda da kendilerine göre gelişme göstermişlerdir. Yoksa, Orta Asya’daki Kırgız Türkleri yorgana hala cuurgan demekte idiler. Zaten Radloff’un da gösterdiği gibi, yorgan sözü bugün de, yalnız Anadolu, Kırım ve Azerbaycan Türk kültür çevrelerinde kalmıştır. Yine bu çevrelerin tesiri ile Koybal Türk ağızlarına kadar da yayılabilmiştir.

Görüldüğü üzere, eski Türkçe (yogurkan/yogurgan) sözü(-gu-) hecesinin düşmesi ile bugün yorgan şekline dönüşmüş olarak yaşamaktadır (Ögel,1985).

Đlk çağlardaki insanoğlu önce giyinmeyi öğrenmiş, hayvan postu, geniş yaprak ve tüy gibi tabii maddeleri kullanarak vücudunu sıcak ve soğuktan, yağmur, kar ve güneşten korumaya çalışmıştır.

Gecelerin gündüze göre daha soğuk olmasından dolayı örtünme ihtiyacı duyan insan, mutlaka yine post ve geniş yüzeyli yaprak gibi maddeleri kullanarak ısınmaya çalışmıştır.

(27)

Koyun, deve, keçi gibi evcil hayvanların yünlerinin “tiftilme”si, yaylı “hallaç” aletlerinde “atılma”sı, “iğ” veya “teşi” adı verilen ilkel aletlerde eğirilmesi ve “tezgah”ın icadı ile “bez”in dokunması, medeniyetle birlikte el sanatlarının gelişmesine neden olmuştur(Gülensoy,1995).

Göçebe ve savaşçı bir yapıya sahip olan Türklerde ilk yorgan örnekleri hayvan derisi ile aplike tekniğinde yapılan örtüler ve yünün sıkıştırılması ile oluşturulan keçe türünde görülür. Gelişen aplike yöntemi zamanla desen ve motiflerin oluşumunu da beraberinde getirmiştir. Doğadaki çeşitli bitkilerden elde edilen boyalar ile bu deri ve yünler boyanmış, aplikelere renk girmiştir. Artık yorganlar daha zengin görünüşlü, daha çekici hale gelmiştir.

Uygurlar, Türklerin yerleşik düzene geçmiş ilk büyük topluluğudur. Bu düzen değişikliği onların sanat anlayışlarının da değişmesine yol açmış, yerleşik düzenin tarımı geliştirmesiyle de pamuk yetiştirmiş ve dokuma sanatına pamuk girmiş böylece yorgan olarak kullanılan örtülerde pamuklu dokumalar kullanılmaya başlanmıştır.

Türklerde yorgan, yüzyıllar süresince geleneksel süsleme sanatları kapsamında bir gelişme göstermiştir. Özellikle Osmanlı döneminde, 16. ve 17. yüzyıllarda yorgan yüzü olarak kullanılan kadife, atlas, ipek, keten vb. kumaşlar altın ya da gümüş teller, değerli taşlar ve pullarla işlenip bezenmiştir(Köksal,1995).

Osmanlılarda diğer sanat dallarında olduğu gibi işleme sanatında yer alan yorgan yüzlerinde de başarılı uygulamalar ve çeşitlilik gözlenmiştir. Hatta bunlarla ilgili belgeler tutulmuş, bu yolla günümüze birçok bilgi ulaşmıştır. Yorgan yüzleri ve çeşitleri hakkındaki bilgilere yazma eserlerde rastlanmaktadır.

Sarayın denetiminde en güzel örnekleri verilen yorgan yüzleri “Terziler Karhanesi” denilen dükkanlarda yapılırdı. Bu dükkanlarda çalışanlar “Karhan-i Hassa” ve “Ehl-i Hiref-i Hassa” gibi okul konumundaki kurumlarda yetişen sanatkarlardır. Bunlar, altın işlemeciler, simkeşanlar ve ipekçiler diye yaptıkları

(28)

işlere göre ayrılmışlar; saray nakkaşlarının çizdikleri örneklere göre de diğer siparişler ile olduğu gibi yorgan yüzü işlemelerini de yapmışlardır(Salman,1990).

Evliya Çelebi, on büyük ciltten oluşan “seyahatname”sinin birinci cildinde esnafa 200 sayfa ayırır; 57 kümede 1109 esnaf türü sayar. Bunların içinde hallaçlar yani yorgancılarda geçmektedir(And,2006).

Seyahatnamenin Amasya ilinin tanıtımında hallaçlardan şu şekilde bahsedilmektedir. “Her çeşit esnaftan bilgi sahipleri çoktur. Amma en meşhurları terzi ve hallaçlardır. Hallaçlar yaylarını ellerine alıp yirmidört usulde tokmak vurduklarında insan hayvan olur”(Temelkuran,1986).

Yorgan bir sanat dalı haline geldikten sonra esnaf loncaları arasında önemli bir yer edinmiştir.

16. yüzyıl minyatür sanatının en güzel örneklerinden olan ve Sultan III.Murat’ın şehzadelerinin sünnet düğünü nedeniyle 1582’de Atmeydanı’nda 52 gün 52 gece süren şenlikleri konu alan “Surname”de, Sultanın önünde geçit resmi yapan esnaf alayları arasında yorgancı esnafı da yer almaktadır(Kar,1995).

Türk etnografyası içinde önemli yeri olan yorgan, atasözü, deyim, mani ve fıkralara da girmiştir.

Her insan hayatının 1/3’ünü uyuyarak geçirir. Mağara adamından bu zamana kadar hayvan derisi, yün, saman ve diğer sebze elyaflarını yatak ve yorgan olarak kullanmışlardır. Ve sonunda pamuğa karar kılmışlardır. Bunu seçmelerinin önemli nedenlerinden birkaçı sağlıklı ve uygun olmasıdır.

Yorgancılar ressamlar gibidir. Ancak fırça olarak iğnelerini ve yüksüklerini kullanırlar. Bu zengin yorgan dizaynları, yorgancıların çabaları ve yaratıcı güçlerinden kaynaklanmıştır.

(29)

Günümüzde yorgancılık iş kolu fabrikasyon yorganların üretimi ile eski önemini kaybetmiştir. Önceleri büyük kentlerin her semtinde ve ilçelerinde bulunan yorgancı dükkanlarının sayısı çok azalmış ve 20. yüzyılın ilk yarısında bu iş kolunda uğraş veren gezginci hallaçlar ve yorgancılar görülmez olmuştur(Barışta,2005).

2.3.8.2 Yorgan Yapımında Kullanılan Araçlar

- Cetvel: Doğru çizgileri çizmeye yarayan, dereceli veya derecesiz, tahtadan, plastikten, madenden yapılmış araç(Anonim,2005, s.362).

Kumaşların ölçülerinin alınmasında 1,5 m’lik ahşap cetvel kullanılmaktadır.

- Dikiş Đğnesi: Dikiş iğneleri yuvarlak olarak haddelenmiş 5,5 mm çapındaki çelik telden üretilir. Çekmeyle istenilen çaplar elde edilir. Çaplar 3mm ile (kalın ambalaj iğnelerinde) 0,35mm (ince dikiş iğnelerinde) arasında değişir. Tel çekme işlemlerinin teli sertleştirme gibi bir sakıncası olduğu için, eylemsiz gazlı atmosferde tavlanması gerekir. Bugün iğne üretimi tümüyle otomatikleşmiştir. Đğneler, hep ikişer ikişer başları birleşik olarak üretilir. Makineler teli dikine kaldırır, iki iğne boyunda bir parça keser ve kesilen parçanın iki ucu sivriltilir. Büyük preslerde iki iğnenin delikleri açılır. Daha sonra bir makine iki iğneyi birbirinden ayırır. Yanlarını kalıplar ve iğne başlarını yuvarlaklaştırır. Bu işlemlerden sonra iğneyi sertleştirmek için su verilir ve esneklik kazandırmak amacıyla menevişleme uygulanır. Üretim süreci parlatma ve elektrolitik nikel kaplamasıyla son bulur(Anonim,1986, s.5582).

Yorgan yapımında kumaşın cinsine ve ustanın el alışkanlığına göre dikiş iğnesi kullanılır. Genellikle 1-2 numara dikiş iğnesi tercih edilir.

- Makas: Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç(Anonim, 2005, s.1331).

Yorgan yapımında büyük boy terzi makası kullanılmaktadır.

- Elyaf Atma Makinesi: Bu makinede lifler açılır, harmanlanır ve yabancı maddelerden temizlenir. Sonsuz besleme masasından ileriye doğru ilerleyen lifleri

(30)

boğaz silindirleri tutarak tambura iletir. Tamburdaki açıcı ve temizleyici silindirler arasında lifler açılır ve harmanlanır. Kısa lif ve yabancı maddeler ızgaralardan aşağı dökülür. Savurucu silindir harmanlanan lifleri belirlenen alana atar(Arabacı,2004).

Yorgana konulacak dolgu maddesi bu makineden en az iki kere geçirilir. Elyafın atıldığı yer genellikle dükkandan ayrıdır.(fotoğraf 1)

Fotoğraf:1 Elyaf Atma Makinesi

- Dikiş Makinesi: Yorgan yapımında ev tipi mekikli dikiş makineleri kullanılmaktadır.

Mekikli makinede, uç kısmında bir delik (göz) olan düşey bir iğne bulunur; makineye yerleştirilen bir makaradan gelen iplik bu delikten geçirilir. Bu iğne, kumaşı deldikten sonra yukarı çıkarken, kumaşın altında iplikten bir ilmek meydana getirir. Günümüzde makinedeki mekiğin yerini içinde masura bulunan döner devinimli bir kutu almıştır. Bu kutunun kenarında bulunan bir tığ, iğneden gelen ipliğin oluşturduğu ilmeği yakalayarak bunun masuranın çevresinden geçmesini sağlar. Đğne iyice yukarı çıktığı zaman kendi ipliğini çekerek ilmeği sıkıştırır ve böylece masuradan gelen ipliği hapseder. Bu süreç “ iğne tablası” üzerinde “tırnaklar” aracılığıyla kumaşa verilen ilerleme devinimi sayesinde bütün dikiş çizgisi boyunca tekrarlanıp durur. Kumaşın hızlı ya da yavaş ilerlemesi iki iğne deliği arasındaki mesafeyi belirler. Dikişin sıklık derecesi, iğne ve masura ipliklerine verilen gerginlikle ayarlanır. Bütün bu hareketler çok büyük bir hızla, hatta bazı modern sanayi makinelerinde dakikada 7000-10.000 ilmek elde edebilecek biçimde yinelenir.

(31)

Bu mekik dikişli tipindeki makineler basit dikişler kadar zikzak dikişlerde dikebilir ve çok amaçlı duruma getirilebilmelerini sağlayan birçok ayar sistemlerine sahiptirler. Bu dikiş makineleri hızı bir pedala basılmak suretiyle ayarlanabilir bir elektrik motoruyla donatılmıştır(Anonim,1986, s.3159).

Yorgan çatısının oluşturulmasında ev tipi mekikli dikiş makinesi kullanılmaktadır.

- Mezura: Plastik veya deri gibi malzemelerden üretilmiş 1,5 cm eninde, 1,5 m boyunda uç kısımlarında metaller bulunan ölçü almakta kullanılan bir araçtır.

- Pergel: Yay ve çember çizmekte kullanılan bir araçtır. Yorganlarda büyük boy ahşap pergel kullanılır. Pergelin bir ayağında metal sivri bir uç, diğer ayağında tebeşirin yerleştirileceği bir yuva vardır.

- Hallaç: Yatak ve yorganda kullanılan pamuğun veya yünün kabartılmasını sağlayan araçtır. Bir yay ve tokmaktan oluşur. Yay şimşir ağacından yapılmıştır. Yayın iki ucu arasında bağırsaktan yapılmış bir ip gerilmiştir. Bu ipe kiriş denmektedir. Yayın ahşap kısmında, ortaya gelen yerine içine pamuk doldurulmuş küçük bir bağcık vardır. El bağcığın arasından geçerek yayı kavrar. Bağcık, kullanan kişinin ellerinin büyüklüğüne ve yayı rahat kavramasına göre ayarlanır. Tokmak yine sert olması için şimşirden yapılmıştır. Yekparedir. Tokmağın kirişe vurulmasıyla oluşan titreşimle yün ya da pamuk kabartılır.(fotoğraf 2)

(32)

- Çirpi ipi: Boş büyük bir makaraya 2,5 m kadar pamuklu kalın ipin, bir ucundan sabitlenmesiyle elde edilen çizim yapmada kullanılan bir araçtır. Kullanılacağı zaman ipin tamamı tebeşir tozuna bulanır. Çirpi ipi yorgan üzerinde çizim yapılacak yere getirilir, ip gerdirilir, ortasından yukarı 15-20 cm kadar kaldırılır. Bırakıldığında oluşan titreşimle tebeşir tozları yorgan yüzeyinde istenilen çizgiyi oluşturur.(fotoğraf 3)

Fotoğraf:3 Çirpi Đpi

- Hassas terazi: Yorgancılıkta yün ya da pamuk ağırlığı ayarlanırken hak geçmemesine özen gösterilir. Bugün hala el terazisi kullanan yorgancılar çoğunluktadır. Hassas terazi maddi olarak külfet getirmesine rağmen birçok yorgancı tarafından rağbet görmektedir. Hassas terazinin üzerine çuval içerisinde yerleştirilen dolgu maddesinin ağırlığı göstergeden bakılarak ayarlanmaktadır.

- Değnek: 1,10 veya 1,15 m boyunda 1,5-2 cm çapında kızılcık ağacından yapılmış bir araçtır. Yorganın yüzeyine vurulmak suretiyle düzeltilmesi amacıyla kullanılır.

- Yüksük: Yorgan dikerken iğnenin batmasını önlemek için orta parmağa takılan bir araçtır. Kalınca bir yüzük görünümündedir. Orta parmağın ikinci boğumunda durur. Metalden yapılmıştır. Kaymaması için üstüne kumaş parçaları sarılarak kullanılır.(fotoğraf 4)

(33)

Fotoğraf:4 Yüksük

2.3.8.3 Yorgan Yapımında Kullanılan Gereçler

2.3.8.3.1 Tebeşir

Toz zerreciklerinden oluşan, çizdiği yerde iz bırakan, beyaz veya renkli kireçli kayadır. Yorgan yüzeyine çizim yapmada kullanılır. Tozu çirpi ipine bulanır.

2.3.8.3.2 Dolgu Maddeleri

- Pamuk

Pamuk, bir yıllık bitkidir. Đlkbaharda ekilen tohumlardan, sonbaharda pamuk hasat edilir. Boyu 1-1,5 metreye kadar uzar. Gövdeden yanlara doğru 5-10 adet dal çıkar. Bu dallarda yeşil renkte yapraklar oluşur. Pamuk bitkisi üç-dört ay sonra açık sarı veya pembeden kırmızıya kadar tonlarda çiçek açar. Daha sonra yeşil renkte ceviz büyüklüğünde meyveler gelişir. Koza adını alan bu meyveler, esmerleşir ve kurur. Koza içinde tohumların üzerinde lifler oluşur. Her bir tohum üzerinde 10.000-20.000 kadar lif bulunur.

Pamuk tohumlarına çiğit adı verilir. Çiğitli pamuğa kütlü pamuk denir. Tekstil endüstrisinde pamuk çekirdeğinden ayrıldıktan sonra kullanılır. Lifler çekirdeğinden çırçır makineleri ile çırçırlama işlemi sonucunda ayrılır. Çekirdeğinden ayrılmış pamuğa mahlaç denir(Arabacı,2004).

(34)

Pamuk tohumu, yağı, küspesi ve diğer ara ürünlerinden faydalanılan değerli bir ziraat ürünüdür. Diğer yandan pamuğun asıl değerini, önemli bir dokuma hammaddesi olan lifleri yükseltmektedir. Çünkü; dünya üzerinde yetiştirilmekte olan hammaddelerden hiçbiri kullanım ve üretim açısından pamuğun yerini alabilecek durumda değildir. Son yıllarda pamuğa rakip olabilecek bazı maddeler sentetik yollarla elde edilmiş ise de bu durum pamuğa olan talebi azaltmamıştır(Yatçı,1995).

Đnsanlar tarafından tarımının yapılma tarihi çok eski dönemlere dayanan pamuk, lifi işlenen ilk bitkidir. Pamuğun eski dünyadaki beşiği Hindistan’da pamuk tarımının en az 5000 yıl önce yapıldığı, kumaş dokumasında kullanılmasının da M.Ö.3000 yılına rastladığı arkeolojik kazılarda belirlenmiştir. M.Ö. 8.yüzyılda Hindistan’da yazılan Manu Kanunlarında pamuktan söz edilmiş olup, bu kaynak pamukla ilgili en eski ve en güvenilir kaynaktır.

Anadolu’nun dünya pamuk üretimine katılması günümüzden 1900 yıl öncesine kadar uzanır. Pamuk Anadolu’ya M.S. 1. yüzyılda Hindistan’dan getirilmiş olup, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde tarımı yapılmıştır. Osmanlı Devleti 27.01.1862 tarihli genelgesiyle pamuk tarımını geliştirmek için geniş önlemler almıştır(Özyiğit,2003).

Pamuğun elyafı genellikle beyaz renktedir. Bu renk iklim, toprak ve yetiştirme koşullarına göre değişiklik gösterir. Isıya karşı dayanıklılığı değerlendirildiğinde 120 derecede sarardığı, 150 derecede kahverengi renk aldığı, uzun süre ısı etkisi altında ise hafif yandığı görülür. Hava şartlarına karşı orta derecede dayanıklı olup, uzun süre ışık altında bırakıldığında dayanıklılığı azalır ve sararır(Yatçı,1995).

Ülkemizde pamuk hasadı el ile yapılmaktadır. El ile toplamada; kütlü pamuk, elle Şif(koza) içerisinden çekilerek alınır. Elle toplama beceri isteyen bir iştir. Toplama işçisi ellerini bir kozadan öbürüne hareket ettirmesi, kozadaki kütlünün bir veya iki hareketle tamamen alınması ve kütlünün yaprak, pıtrak ve şiften temiz bir şekilde toplanması kalite açısından önemli olan ilk adımdır.

(35)

Bez torba içerisinde toplanan pamuklar, çiğli veya nemli ise kurutulduktan sonra çuvallara konulmalıdır.

Pamuğun kalitesine etkili faktörlerden biriside; depolama koşullarıdır. Depo yapısı, depo nemi ve sıcaklığı, deponun kirliliği lif kalitesine etkili olmaktadır(Kılınçkıran,2002).

Pamuk lifi doğal oluşu, suyu emici olması, statik elektriği daha az iletmesi, hava geçirgenliği ve hijyenik olabilme gibi özellikleri ile beşeri ihtiyaçların karşılanmasında diğer bitkisel ve sentetik elyaflara tercih edilmektedir(Özyiğit,2003).

Pamuk ucuz ve işlenebilirdir. Vücut ısısını ayarlar. Yatak ve yorgan arasında uyuyana yeterli havalandırmayı böylece güzel bir uyku için gerekli konforu sağlar.

Pamuk lifleri uyuyanın vücut ısısına göre kendini ayarlar ve organizma için uygun bir ortam sağlar. Yapay materyallerle bu şekilde bir senkranizasyon sağlamak imkansızdır.(fotoğraf 5)

Fotoğraf:5 Pamuk

Türkiye’nin birçok bölgesinde birçok pamuk türü üretilmekte ki bunlar canlılıklarını, ısı regülasyonu özelliklerini yıllarca sürdürebilmektedirler.

(36)

- Yün

Yün, koyun kıllarından elde edilen bir liftir(fotoğraf 6). Uzunluğu 5-35 cm arasında değişebilir. Çapı ise 16-40 mikron arasındadır. Doğal ipekten daha üstün bir liftir. Ele yumuşak gelmesi, dokununca sıcaklık hissi vermesi, hafif olması ve sıcak tutması diğer liflere göre yünü üstün kılmaktadır(Đsakoca,2003).

Fotoğraf:6 Yün

Koyun dünyanın her yerinde yetiştirilir. Yetiştirildiği bölgelere göre yüzlerce çeşit koyun cinsi vardır. Bu koyunlardan elde edilen yünler birbirlerinden fiziksel özellikleri bakımından farklıdır.

Hayvansal liflerin, bitkisel liflere nazaran ısı tutma yetenekleri daha fazladır. Yün bu özelliğini, ısıyı nakletmemesi ve keçeleşme özelliğinden alır.

Yün lifinin, rutubeti emme yeteneği diğer liflere göre yüksektir. Atmosferdeki rutubet yüzdesi ve ısı, lifin dağınık veya toplu oluşu ve rutubet etkisinde kalma süresi, yün lifinin emeceği rutubet yüzdesini değiştirir. Yün kendi ağırlığının yarısı kadar rutubet emebilir. Yün lifi nem alırken fazla miktarda ısı açığa çıkarır. Bu nedenle yün yaz mevsiminde çok sıcak tutacağı için tercih edilmez, kışın ise bu özelliğinden dolayı tercih edilir(Arabacı,2004).

Yün lifi elektriği çok az iletir. Ayrıca yün en hafif doğal liftir. Yünler 100-105 dereceye kadar ısıtıldıkları zaman pratik olarak içinde bulundurdukları nemi tamamen kaybederek sert, gevrek ve dayanıksız bir durum alır. Bu yünler yeniden

(37)

nemli bir yere konuldukları zaman, çevrenin rutubetini emerek eski yumuşak tabiatlı, dayanıklı durumlarına dönebilir. Soğuk genel olarak yün üzerinde etki etmez.

Yün lifi elbiselik kumaş yapımında, kısa lifli yumuşak olan yünler keçe ve fötr yapımında kullanılır. Yün lifinden yün yağı elde edilir. Kalın yünlerden elde edilen ipliklerden halı ve battaniye yapımında yararlanılır. Hiçbir işe yaramayan lifler işlenmeden yatak, yorgan ve yastık yapımında kullanılır(Arabacı,2004).

Yün konusunda yöreden elde edilen bilgiler şu şekildedir.

Yün yorganda istenmeyen özelliklerden biri, yünün yorgan kumaşından dışarı çıkmasıdır. Eski yorgancılar yünün kumaşa gelen kısımlarına ince bir kat pamuk koyarlarken, bugünün yorgancıları metre işi sentetik elyafla bu sorunu çözmeye çalışmaktadırlar.

Son zamanlarda bazı yorgancılar, alman yünü olarak isimlendirdikleri aslında merinos yünü olan çok yumuşak, sentetik elyaf gibi görünen bir yünü kullanmaktalar. Bu yün kesinlikle kumaş yüzeyine çıkmamakta, işlemede zorluk çıkarmamaktadır. Ayrıca 2 kg. kadarı ile çok iyi yorgan yapılabilmektedir.

Đlk kırkım yün de kumaş yüzeyine çıkmayan bir yündür. Erzurum’un kahverengi yünü ile Giresun’un yünü ki sert olmasına rağmen yüzeye çıkmadığı için tercih edilen yünlerdir.

- Sentetik Sun-i Elyaf

Đnsan yapısı elyaf olarak da isimlendirilen sun-i ve sentetik elyaf ve ipliğin üretimi 20.yüzyılın başlarında selüloz üzerindeki çalışmalarla başlamış ve devamlı gelişme göstererek tekstil endüstrisinde ve diğer sanayi dallarında tabii elyaf kadar ve hatta daha fazla önem kazanmıştır.

Sentetik elyaf ve ipliklerin ana başlangıç maddeleri petrokimya endüstrisi ürünleridir. Bugünün teknolojisinde polyester elyaf ve iplik tamamı ile petrol ve doğalgaz kökenlidir.

(38)

Elyafın genel anlamda üç önemli özelliği vardır. Bunlar uzunluk, kıvrım ve enine kesittir. Uzunluk dikkate alınacak olursa iki tip lif vardır.

a. Sürekli lif (flament): Her bir lifin uzunluğu hemen hemen sonsuzdur.Đpek, reyon, naylon ve diğer bütün sentetikler bu gruba girer.

b. Kesikli lif: Pamuk, yün gibi tabii elyafa benzer kısa ve az çok muntazam uzunluktadır. Reyon, naylon, poliester gibi sun-i ve sentetik kesikli elyaf bükülmüş sürekli elyafın 3-20 cm uzunluklarda kesilmeleri ile meydana gelir.

Kesikli lif elde etme yöntemlerinden biri şöyledir.

Cips; azot atmosferi altında ergitilir. 300-5 delikli düzelerden püskürtülerek sabit sıcaklık ve hızdaki bir ters akımsız hava cereyanında dondurulur. Dondurulan lifler bir araya getirilip, çekime tabii tutulur. Çekim sıcak ortamda yapılır. Çekilmiş lifler sürekli elyaf halinde kullanılmayacaksa kesime gönderilir.

Kesim esnasında elyaf, yün ve pamuk tipi için muayyen uzunlukta kesilir. Yün tipi için ayrıca kıvırcıklaştırma işlemi yapılır. Pamuk tipi lifler balyalar halinde basılıp piyasaya sürülür. Yün tipi elyaf ise istenilen renkte boyanarak top haline getirilir(Anonim,1976).

Sentetik lifler içerisindeki PCDT polyester lifleri ki ticari adı kodaldır. Pamuk ve yün ile karıştırılarak türlü alanlarda kullanılabilir. Halı, kilim ipliklerinde, yatak-yorgan dolgu maddesi olarak kullanılır(fotoğraf 7). 300 derecede erir. Güve ve zararlı böceklerden etkilenmez, mikroorganizmalardan zarar görmez. Nem emme yeteneği %0,4 gibi oldukça düşüktür(Arabacı,2004).

Fotoğraf:7 Sentetik Elyaf

2.3.8.3.3 Kumaşlar

Osmanlıdan günümüze yorgan yapımında birçok kumaş kullanılmıştır. Bu kumaşların bazıları şunlardır:

(39)

Şal: Atkısı ve çözgüsü yünden, kendine has desen gösteren bir kumaş cinsidir. Hint ve Đran şalları meşhurdur. Lahur, Keşmir, Horasan önemli dokuma merkezleridir. Đstanbul, Ankara, Gürün’de de şallar dokunmuştur. Fakat Osmanlı şal desenleri farklılık göstermez. Şal dokunduğu bütün ülkelerde kendine has desenleriyle kimliğini korumuştur. Özellikle badem şeklindeki karakteristik motifi, pamuk, keten, ipekliler üzerinde de kullanılmış ve “şal deseni” olarak tanınmıştır. Geniş yollu ve yollar arasında çiçekli olanına “valide şalı” denir. Bir de düz renk olup, ortası boş, kenarları bordürlü ve köşebentli olan ve “car şalı” olarak adlandırılan örneği vardır. Şalın kaftandan kavuk sargısına, kuşağa, seccadeden yatak örtüsü, perde, bohça, yorgan yapımına kadar çok yaygın bir kullanım alanı vardır (Tezcan,1993).

Kadife: Çözgüsü ipek, atkısı ipek, bazen de pamuktan olan havlı kumaştır.Atkısında klaptan bulunana telli kadife adı verilir. Kadife tekniği, çok eski kompleks bir tekniktir. Kadifenin havı, çözgülerin arasına atılan fazla çözgü ipliklerinin ön yüze çıkarılıp, aynı seviyede kesilmesi ile yapılır. Havı yapan çözgüler, kumaşın yüzüne, atkının bulunduğu yerlere yerleştirilerek, teller vasıtasıyla çekilip çıkarılır ve sonra kesilir. Kadifelerden kaftan, cepken, şalvar, entari, bohça, kese, yastık, terlik, başlık gibi eşyalar yapılmıştır(Gürsu,1988).

Bürümcük: Yüksek bükümle elde edilen ham ipek iplikten genellikle bezayağı örgüsüyle dokunmuştur. Daha sonra pişirme denen kaynatma işleminden geçirilir. Bu işlem sonucu ipliklerde oluşan çekilme, kumaş yüzeyinde kıvrılmalara bükümlere neden olur. Kumaş adını, özelliğini oluşturan bu kıvrımlardan almıştır. Bürümcük; esnek olması, kıvrımlar arasında kalan hava nedeniyle çabuk kuruması ve dayanıklılığı nedeniyle çok kullanılan bir kumaştır. Zıbın, iç giyim eşyası, peştamal, yorgan astarı vb. eşya yapımında kullanılmıştır(Anonim,1986, s.2054).

Atlas: Đnce telli ipekten, sık dokunmuş, genellikle düz renkte, parlak bir kumaştır. Giyim kuşamdan, yatak yorgana, döşemeliğe kadar her alanda kullanılmıştır(Tezcan,1991).

(40)

Çatma:Dokunuş ve tekniği itibariyle kadifenin bir cinsi olup, kabartma desenlidir. Çatmanın kadifeden farkı, zemine oranla süsleme havının yüksek oluşudur. Genellikle zeminleri klaptanlı olup, desen ise kadife ve klaptan ile dokunmuştur. Bazen de zemin kadife, desen klaptanlı takviye atkısı ile ve iç süslemelerde gene kadife ile yapılır. Çatmalar kaftanların yapımında, divan, yastık yüzleri gibi mefruşat eşyası olarak, at kuşamında, kitap, silah kapları, yorgan yüzleri olarak da kullanılır(Gürsu,1988).

Seraser: Çözgüsü ipek, atkısı altın alaşımlı gümüş tel veya doğrudan gümüş tel kullanılarak dokunmuş bir kumaştır. Osmanlı Đmparatorluğu dokumalarının en değerli olanıdır. Düz olarak dokunanın yanında, çiçekli cinsleri de vardır. Düz olanında atkı olarak altın alaşımlı gümüş veya doğrudan gümüş tel kullanılmasına rağmen, çiçeklilerinde zemin yine telden atkılarla yapılmış fakat çiçeklerde tel yerine klaptan kullanılmıştır. Sarayda üst kaftanı, taht döşemesi ve şehzade yorganlarında kullanılmıştır(Tezcan,1993).

Manusa: Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da dokunan özellikle Malatya’nın Arapkir, Erzincan’ın Kemaliye ilçeleri ve çevresindeki el tezgahlarında üretimi yapılan yollu ve nakışlı bir kumaş türüdür. Desen özelliklerine göre; düz, taraklı, yılan eğrisi, bademli, çiçekli vb. adlar alır. Pamuk, yün karışımı dokunanlar da vardır. Yastık, yorgan yüzü, çarşaf, sofra takımı, şalvar, başörtüsü, önlük yapımında kullanılır. Bu tip kumaşlara daha önce Manisa’da dokunmasından dolayı “manusa” adı verilmiştir(Anonim,1986, s.7777).

Diba: Geniş anlamda iyi cins atlas olarak tarif edilen zemini atlas dokuma, telli ve desenli bir cins kumaştır. Ancak zaman zaman dokumasında kullanılan altın veya gümüş telin miktarı değişmekte ve bol kullanıldığında “ağır”,desensiz dokunduğunda “sade” kelimesiyle ifade edilmektedir. Dibanın kullanım alanı çok geniştir. Giyim kuşam olarak; kaftan, şalvar, takke yapımında, mefruşat olarak; sedir örtüsü, yastık, perde, yorgan yüzü yapımında ve eyer örtüsü yapımında kullanılmıştır(Tezcan,1993).

(41)

Abani: Çözgüsü ipek, atkısı pamuktan bezayağı dokumalı bir kumaştır. Zemini beyaz, dalları safran renginde desenleriyle karakteristiktir. Sarık, yorgan yüzü, bohça, kadın elbisesi yapımında kullanılmıştır(Tezcan,1993).

Saten: Asetat, floş ve ipek ipliğinden dokunan bu kumaşlara halk arasında ipek saten denilmektedir.(fotoğraf 8) Çözgü takviyeli kumaş yapısında, yüzü ve arkası farklı renkte ikiyüzlü satenlerde dokunmaktadır.

Saten kumaşların bir yüzü parlak, bir yüzü mattır. Kumaş düzgün, kaygan ve parlaktır. Bu nedenle daha çok döşemelik, perdelik, örtülük, astarlık olarak kullanılır. Yorgan yüzü için de en çok tercih edilen kumaş türüdür(Başer,1983).

Fotoğraf:8 Saten

Sevayi: Đpek ve klabdanla dokunmuş bir kumaş cinsidir.(fotoğraf 9) Đpek çözgü ve atkısıyla bezayağı zeminde, kaydırmalı eksen üzerinde düzenlenmiş renkli, küçük çiçek desenlidir(Gürsu,1988)

Şekil

Tablo  1  incelendiğinde  73  adet  çift  kişilik  yorgan,  7  adet  çocuk  yorganı  görülmektedir
Tablo  4  incelendiğinde  19  adet  yün  ,  60  adet  pamuk  ve  1  adet  sentetik  elyaf  dolgulu yorgan görülmektedir
Tablo 5 incelendiğinde yorganların 64’ünde yani  %80’inde  kalıp, 20 adedinde  hallaç, 14 adedinde pergel, 60 adedinde elyaf atma makinesi kullanılmıştır
Tablo 7 incelendiğinde 14 adet mavi, 13 adet eflatun, 12 adet  pembe, 10 adet  somon, 8 adet gri, 6’şar adet kırmızı ve sarı, 4’er adet beyaz ve yeşil, 2 adet mor ve 1  adet  bej  rengi  yorgan  olduğu  görülmektedir

Referanslar

Benzer Belgeler

Yünün kırkım yoluyla elde edilmesinden sonra yünün taranması için kullanılan tarak, iplik bükümünde kullanılan iğ, teşi, kirman, çıkrık, dokumada kullanılan bıçak,

Araç ve gereçlerin hazırlanması (Nervür yapımı için kumaş, mezura, dikiş makinesi, toplu iğne, dikiş iğnesi, kumaşa uygun iplik, ütü ve gereçleri, makas, sabun)4.

• Elde nakış yapmaya uygun kumaş, toplu iğne, dikiş iğnesi, kumaşa uygun kalınlık ve renkte iplik, ütü ve gereçleri, makas, sabun ve cetvel gibi araç ve

möblenin altına yerleştirilir. Elektrik motoru ile bağlantılı iki kordonu vardır. Kordonun birisi elektrik prizine diğeri ayak pedalına bağlıdır. Günümüzde

senden başlar toprağın kımıltısı çipil gözlerin yuvarına düşür beni kirpiklerine değin yürümüş acımsı sular kızgın magma göğsümün üzerinden menderes yapıyor

Mehmet Akif, derin bir nefes alarak anlatmaya başladı: “Milletimin el ele, yürek yüreğe açlığa ve yokluğa rağmen özgürlük için verdiği mücadele beni çok

Göz: Emilen ipliklerden poliglaktin 910, poliglikolik asit, polyester, polidioksanon ile emilmeyen ipliklerden monoflament naylon yaygın olarak veteriner oftalmalojik

Kesikli dairesel dikiş atılırken bukkal flap kenarının 2-3 mm içerisinden iğne ile dokudan geçirilir daha sonra lingual flabin (iç) bağ doku tarafında yine kenardan 2- 3 mm