M e lo s , Ç ı r a ğ a n S a r a y ı'n d a k i I se ç k in d ü ğ ü n ü s iz in için iz le d i
Caroline ve Mustafa, Çırağan Sarayı'ndaki düğünlerinde 2 bin kişiyi ağırladılar. 19.30'da kokteylle başlayan düğün, 21.00'deki nikâh töreniyle şenlendi. Yemekten sonra 23.00'te ise genç evliler pastalarını kesip, şampanyalarını yudumladılar. Davetlilere şampanya ikram edilmedi.
Sevgili Nazan,
İstanbul geçtiğimiz salı akşamı uzun yıl lardır görmediği ve senelerce göremeyeceği ka labalıkta ve şıklıkta bir gece yaşadı. Paris'te olmana rağmen Mustafa'yla Caroline'in düğü nünden haberin vardır sanınm. Ben hayatım boyu böyle görkemli bir olay görmedim doğru su, eskiler nerelerde yaşanacağım gayet iyi bi liyorlarmış, Çırağan Sarayı muhteşemdi. Ya şadığım gecenin heyecanından nereden başla yacağımı bilemiyorum ama, istersen en başın dan anlatayım, çünkü buraya geldiğinde dü ğünde neler olduğu ezbere bilmen gerekiyor. B ütün sosyete uzun süre bunu konuşacağa benzer, geri kalmanı istemem.
Düğünden önce davetiye büyük sorun ol du, zavallı Mustafa herkes İstanbul Festivali ' için bilet arar gibi, bizim düğün davetiyeleri mizi istiyor, dost akraba sokuyorlar araya, di yordu. Herkes bu geceyi görmek istiyordu, çünkü bu olayı bir statü meselesi haline getir diler. Gecenin başlangıcında kimse davetiye-
TEMPO 22
siz girmeyi göze alamadı, çünkü büyük güven lik önlemleri alındığı yolunda haberler vardı. Ama sonradan öğrendiğime göre bir daveti yeyle pekçok kişi girmiş, ben kapıdakilerin yalancısıyım. Gece boyunca 600 güvenlik gö revlisi kuş uçurtmadı am a onların varlığını hiçbirimiz hissetmedik. Gerçekten mükemmel bir organizasyondu bu bakım dan. Savaro- na'nın daveti gibi kimseyi dedektörlerle ra hatsız etmediler, kimlik sormadılar ama kü çük bir terslik bile olmadı. Polisler o kadar ki barlardı ki, tanım an olanaksızdı, ben özel eğitimden geçirildiklerini bile düşündüm. Ama Cumhurbaşkanı ve taifesi gelirken ters likler oldu, korumaları yine dünyaları biz ya rattık edasıyla ortalığı karıştırdılar. Bağnş- lar, çağnşlar, el kol hareketleri... Kim bunları adam edecek, bilmiyorum. Bir de sayın Cum hurbaşkanımız gazetecilerin Saray'a yani ye meğe alınmamasını istemiş ama, Koç Ailesi bu duruma izin vermedi ve birinin rahatım 2
bin misafirinin rahatına değişmedi. Gerçek- FO
T O Ğ R A F L A R : H A K A N D E N K E R , B E K İR S A Ç A R , L EV EN T YILDIR IM
Çırağan Sarayı'nın deniz
tarafındaki bahçesinde Türkiye'nin bütün tanınmış simaları
biraradaydı. Hareket imkânı olmayan bu mekânda, davetliler 1.5 saat boyunca içkilerini yudumlayıp gecenin devamı için ısınma turları attılar.
ten takdire şayan bir hareket. Neyse bırakalım bunları, dü ğünü başından sonuna kadar ek siksiz anlatmam gerekiyor. Gece 19.30'da kokteylle başladı, Sa ray'ın önünde deniz kenarındaki bahçede m asalar hazırlanmıştı. Garsonlar ellerinde tepsilerle ka- nape ve içki dağıtıyordu ama, o kadar çok insan vardı ki, pek bir- şey yiyip içemedik. Zaten ben et rafımı kolaçan etmekten yemek görecek halde değildim. A onlar da burda, bunlar da gelmiş de mekten anam ağladı valla. İnci- Erol Aksoy, Mustafa-Lüset Tavil oğlu ve Cem-Betina Hakko birlik te geldiler. Betina o iki kadın arasında çok suskun
kalıyor, acıdım haline. Biraz ileride Üzeyir Ga- rih ve Lili duruyordu, Lili bir kuruyem iş a ttı ağzına am a, sanırım boğazına kaçtı ve onu yere tükürdü, küçük di limi yutuyordum. Tek neyle gelenler de vardı, mesela Suna Kıraç "Kı- raça" adını verdiği mü- tevazi balıkçı teknesiyle geldi. Ömer Karacan da sü rat motoruyla teşrif etti düğüne. En çok ko nuşulanı ise Rıfat Öz bek'le Koç'ların ikinci müstakbel gelini Banu Çan'ın ge lişleriydi kuşkusuz. İlginç ikili helikopterle indiler Saray'ın bah çesine ve kol kola davetin yapıl dığı yere ilerlediler. Rıfat'ın sura
tında sert bir ifade vardı ama, gözlemlediğim kadarıyla bu da "in" olmuş. Hepimiz hayret dolu bakışlarla onları seyrettik, ayol Banu'nun hiç korkusu yok, Ali
Koç'la çıkıyor am a düğüne Rı fat'la geliyor. Rıfat ne de olsa za rarsız diye düşünüyor olmalı... 21.00'deki nikahtan birkaç daki ka önce Cumhurbaşkanı Turgut
Çırağan Sarayı'nda üç aydır süren hazırlıklar, düğün günü daha da yoğunlaştı. Törene birkaç saat kala, personel hızlı bir şekilde saray içinde ve dışında kurulan açık büfeleri düzenledi. Mutfakta da zor anlar yaşanıyordu.
Büyük düğün nedeniyle geniş güvenlik önlemleri alınmıştı ama, davetliler 600 kişilik güvenlik porsonelinin varlığını hiç hissetmedi. Gece boyunca bir polis teknesi de sarayı gözledi.
Cumhurbaşkanı gelirken korumaları yine etrafa dehşet saçtı. Lüzumsuz bağrış çağrışlarını, hoş olma} hareketleri izledi. Sosyete Cumhurbaşkanı anons edildiğinde onu alkışlamayarak ilgisizliğini belli etti,
Özal, Semra Hanım, Efe ve Zey nep geldiler. Gözlerim kızları Zeynep'le Adnan'ı aradı ama ma alesef yoklardı. İşin ilginç yanı
C um hurbaşkanının geldiği
anons edildiğinde kimse alkışla madı, halbuki eskiden kıyamet ler kopardı. Artık
. sosyetede onu
gözden çıkardı
sanıyorum. Eski Cumhurbaşkanı mız Kenan Evren daha sade bir şe kilde katıldı dü ğüne. Süleyman Demirel yabancı bir misafiri oldu ğu gelememişti, Erdal İnönü ise sakin haliyle dik k at çekti. Mesut ve Berna Yılmaz ise ilk gelen ko n u k lar arasm - daydılar. Berna Hanım harikaydı ama, M esut Yıl
maz, Yıldırım
A ktuna'yla bir likte smokinsiz birkaç kişiden bi riydi. Saray mer
divenlerinin bir- Leyla Alaton
leştiği yüksek
platformda kurulan masayı göre bilecek yerde dört tan e koltuk vardı, arkası ise sandalyeyle dol durulmuştu. Anlayacağın baba la r orada oturdu. Gelinle damat
sahilden gelip, merdivenlerle ma sanın olduğu yere çıktılar am a kalabalıktan nasıl oraya ulaştık- TEMPO 26
larını hatırladıklarını sanmıyo rum. Üstüne üstlük bereket ge tirmesi için (daha fazla berekete ne ihtiyaçlan var, orası ayrı ko nu...) üzerlerine pirinçler ve san liralar atıldı, sersem oldular. Bu arada hemen gelinin nedimeleri Suna Kıraç'ın kı zı İpek, Caroli- ne'in ablasının kızları Leyla ile Philippa'ydı, üçü de harika görü nüyordu. Gaze teciler ne kadar cambaz oldukla rını bu sırada gösterdiler. Biri düşüp kafasını yaracak diye çok korktum. Nikahı
N urettin Sö
zen’in kıyacağını sanıyorduk ama büyük bir şans eseri bu gerçek leşmedi de se vimsiz konuşma sını dinlemekten kurtulduk. Nikâ hı Beşiktaş Bele diye Başkanı Ay fer Atay kıydı, sanıyorum koyu B eşiktaşlı olan Rahmi Bey'in kulüpten arkadaşı, konuşması inanamayacağın ka d ar komikti. İki büyük ailenin birleşm esinden tu t da, düğün hazırlıkları, basındaki haberlere kadar pekçok şeyden dem vurdu. Herkes hayretler içinde dinledi konuşmayı. Damadın şahidi
Se-Rahmi Koç, düğünde sık sık eski ve yakın arkadaşlarından Jale Yılmabaşar'la yanyana geldi.
lah attin Beyazıt ile gelininki Selin Siden ilk başta yanlış yerle re oturdular ve bir karm aşa ya şandı. Zaten Mustafa da Caroli- ne'i eşiniz olarak kabul ediyor
musunuz, dendiğinde "Evet" de medi, "Ediyorum" dedi, herkes şok geçirdi ve çeşitli yorumlar ya pıldı. Defter imzalandıktan son ra K ahram an Sadıkoğlu, Saray
... '
* R 1 " - ¿ i
t -;v; j İ H
Cumhurbaşkanı'yla birlikte oğlu ve gelini de düğüne geldi. Zeynep Özal, ayağının tozuyla Rahmi Koç'un kulağına birşeyler fısıldadı ve büyük bir kahkaha koptu.
açıklarında duran "Savarona"sı na elindeki walky talky'yle sinyal verdi, Savarona'da M ve C harfle ri belirdi ve siren çalmaya başla dı. İşte tam o sırada Selma Bez men gözüme çarptı, boynunda m uhteşem bir kolye. Hemen uyandım, uzun süredir bu takıyı konuşuyorduk zaten, Halil Bez men Monaco'dan hediye olarak getirmiş sevgili eşine ama düğün akşamına kadar gören olmamış tı. Fiyatı hakkm daki yorum lar
çok farklı, iş o kadar abartıldı ki 22 milyar diyenler bile oldu. Ora da bir kuyumcu yakalasaydım, hemen kontrol ettirecektim valla hi. Zaten komplekse girdim, ka dınların takılarını gördükçe... Herkes kasasını açmış ve en bü yük parçalarını takmış takıştır mıştı. Nursen Gündüzün yüzü ğünü bir görseydin... Ja k Kam- hi'nin karısı Tüli bile alışılmış ağırbaşlı giyimini bir kenara bı rakmıştı.
23.00' te düğün pastası kesilirken, üç katlı sarayın bütün balkonları davetlilerle doldu, herkes bu anı görebilmek için birbirinin üstüne çıktı. Aslı - Mehmet Berker, Evin Büyükhanlı, Şebnem Çapa,Osman- Zeynep Çarmıklı balkonda ön sırada yer bulan şanslılardandı.
Organizasyonla Koç Hol dingin bir kuruluşu olan Setur il gilendi. Onca kişiyi gayet iyi ağır ladılar. Bütün davetliler çok şıktı ama, pastel tonlar hakimdi. Bir de uzun ve dar elbiseler çok "in" olmuş, tabii bele kadar sırt de koltesi olması şart. Ayşegül Teci- mer'in ciddi bir mali sıkıntıda ol duğunu düşünüyorum. Hep aynı şeyi giyiyor.
Gelelim yemeğe... Nikâh kı yıldıktan sonra bütün davetliler Çırağan Sarayının iki tarafında ki "Escalier D'Honneur'lerini kapladılar, amaç en üst kattaki protokol için hazırlanan bölüme yakın bir m asa kapıp oturabil mekti. B ütün İstanbul orada olunca böyle zorluklar yaşanma
ması mümkün değil, ayol Zerrin Arbaş bile vardı. Modacı Clio ve nişanlısı fotoğrafçı Mehmet Mu- ta f da sosyeteye dahil olmuş. En çok da Ertekin komiğime gitti, be adam bir kere de şapkasız gel bir yere. Kapalı yerde böyle bir tuhaflığın ne manası var. 800 ki şilik oturma yerlerinin hepsi 10 dakika gibi kısa bir sürede sa hiplerini buldu. Balo Salonu, Ex hibition 1 ve 2, Yıldız ve Bospho rus Room, Tuğra ve İtalyan Res taurant, Lobi ve Cafesaray açık büfelerle donatılmıştı. Yemek 22.00'ye doğru başladı, herkes acıkmıştı, bu arada Vehbi Beyin iki haftadır çok hasta olduğunu ve yine rahatsızlandığı için eve götürüldüğünü öğrendik. Eee, 27 TEMPO
Eski tuvaletlerinden birini giyen Ayşegül Tecimer, herşeye rağmen ilgi çekmeyi başardı. Külkedisi kıyafetiyle önce gazetecilere poz verdi ama, sonra canı sıkıldı ve hızlı adımlarla salona doğru ilerledi.
adam lüzumlu lüzumsuz bir sü rü adam görünce, hem de 5 mil yarın gittiğini öğrenince fenalık geçirmiş olabilir. Haksız da değil. Mönü gayet sadeydi aslında. Peynir ve jambon çeşitleri, 4-5 çe şit salata, pilav, et, tavuk, bü yük bir tatlı büfesi vardı. Ama Allah için herşey çok boldu, her kes o devasa tabaklarda kaç ke re yemek aldı. Bu arada deniz ürünleri de gayet iyiydi. Sadece mısır salatasının içindeki b a r bunyalara bir anlam veremedim ama, herhalde moda böyle. Bir
Gecenin ilerleyen saatlerinde masalarda yer bulamayan ünlü konuklar yerlere oturdular. Betina Hakko, Ahu Tuğbay, Ayşegül Tecimer'den oluşan grup bunların en cesuruydu.
dan çok dövünmüşlerdir herhal de çözülemeyen bir çatal bıçak
sorunu oldu, in san lar bir süre dolu tabaklarla bekleştiler. Mü zik nasıldı diyorsun şimdi. Sanı rım en çok Atilla Şereftuğ ve İl ham Gencer tutuldu. Gerçi onla rın bulunduğu yerler çok merke ziydi bu nedenle olabilir. Eser ve Engin Noyan ise geceye şanssız başladılar, sonradan büyük bir kalabalığı çektiler. Yine de her kes Engin'in çok konuştuğunu ve bu nedenle mümkün olduğunca kaçtığım söylüyor. Bence hoş bir ikili... Bu arada küçük bir dedi kodu, Cem U z a n ın karısından ayrılıp Jülide Ateş'le evleneceği söyleniyordu, o akşam bay ve ba yan Uzan mutlu bir aile tablosu oluşturup herkesi hayrete düşür düler. Bir de Erol Aks oy'la Cem Uzan defalarca yan yana geldiler ama, tek bir kelime bile etmedi ler. Düğünü naklen yayınlamayı akıl edemedikleri için de
sonra-de..
Ve saat 23.00'de pasta kesil di. Mustafa ve Caroline nikahtan sonra odalarına çekilmişlerdi, o saatte aşağıya indiler. Görevliler b ü tü n salonlara
tek tek gelerek ma salardaki tüm in sanların kulağına pastanın kesilmek te olduğunu fısılda dılar. Çok hoş dü şünülmüş, ince ay
rın tılar bunlar
ama, düğünü seç kin bir hale getirdi. Üç katın balkonla rı ağzına kadar
doldu, kendime zor zar bir yer edindim, böyle bir sahneyi kim kaçırmak ister. Yanımda Garan ti Bankası Genel Müdürü Akın Öngörün eşi Gülin vardı ve puro içiyordu, sosyetenin kadın
puro-culannın başım çekiyor zaten. Birçok parçadan oluşan p asta dağının zirvesini kesti yeni evli çift. Herkes alkışlamaya başladı, çok duygulandım, güzel bir andı. Pastayı Divan yapmış, zaten Çı- rağan'a yemek için de çok yardımda bu lunmuşlar. Aileye ya kın çevrelerin dediği ne göre Kuruçeşme Divan yeterli kapasi teye sahip olmadığı için burayı tercih et mişler, yoksa aile iş letmesini tercih eder lermiş. P asta kesilir ken "Baba" filminin müziği çaldı, herkes silahlar mı konuşacak diye espri yaptı. Daha sonra şam panya patlatıldı ve Mustafa ile Caroline birer kadeh şampanya içtiler, bu arada birbirlerine pasta da ye dirdiler. Ama bize şam panya 29 TEMPO
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi