• Sonuç bulunamadı

Ben ve ötesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ben ve ötesi"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tenkit:

• •

Ben ve Ötesi

Bu kitap hakkında intişar eden dedi- kodulu yazıları bir tarafa atarak kendi düşündüklerimi söyliyeceğim.

“Ben ve ötesi,,. Necip Fazıl bu kitapta 1922 den 1932 ye kadar yazdığı şiirleri toplamış ki ekserisi malûmumuz olan şiir­ ler.. Eğer Necip Fazıl şiirlerini bir sene

N e c ip F a z ıl B e y

gibi dar bir çerçeve içerisine sıkıştırıp bir tasnif yaparken geçirdiği tekâmül saf­ hasını bize göstermek istiyorsa bu teşeb­ büsü lüzumsuzdur. Çünkü bu tekâmülün farkında olmıyan zaten farkında değildir; farkında olanlara ise bunu hatırlatmak doğru değildir.

Kitabın üçte ikisini “Örümcek ağı,, ve “Kaldırımlar,, daki şiirler doldurmak­ tadır. Geriye kalan kısımda şairin son üç sene zarfında yazdığı şiirler vardır.

Her şair kuvvetle istinat ettiği bir mevzu üstüne titrer. “Baudelaire,, şiirleri­ nin ekserisinde “ennui,, den bahsetmekte­ dir. Bir aşıkın, sevgilisinin ismini dudak­ larından düşürmediğine nasıl hayret etmi­ yorsak bir şairin de hep aynı mevzu üze­ rinde şiir yazmasına hayret etmiyelim .

28

Esasen bir şiirde mevzu bir vesiledir, yoksa asıl şiir değildir ve bunu onun iktidarsız­ lığından ziyade kudretinin vüsatma ham­ ledelim.

Necip Fazıl bütün şiirlerinde yalnızlık ve kimsesizliği terennüm ediyor. O, gün­ düzü ve gürültüyü sevmiyen ve geceyi hasretle bekliyen mistik bir ruhtur. Onun her şiirinin çerçevesi bedbinlik, boyası gece, ve kahramanı bir kimsesizdir.

‘‘Kaldırımlar,, ı yazan şair elbette ki büyük bir şairdir. “Otel 'odaları,, m, “ Sayıklama,, yı, “Tabut,, ve “Heykel,, i yaz­ mak her mısra kuyumcusuna nasip olmaz bir bahtiyarlıktır.

Acaba Necip Fazıl bunlardan sonra güzel şiir yazabildi mi?

Bu suale cevap vermek isterim. Necip Fazıl gerilemedi, hatta durmadı bile; inatçı bir sebatla ilerledi.

“Noktürn,, , “Kaldırımlar,, ın bir teka­ mülü değil midir.? Bu şiirler görünüşte birbirlerine çok benzerler. Fakat bu ben­ zeyiş hiç birinin lezzetine nakise verme­ mektedir, tıpkı portakalla mandalina gibi:

Geceler, çekmeyin benimçin hüzün, Gelin siz, ruhumu tenimden süzün, Bırakın naşımı yerde gündüzün; Gölgemi alın da kaçın geceler.

Gibi şaheser mısraları Necip Fazıldan evvel hangi şair söylemiştir, hatta Avrupa edebiyatında bile.

Yalnızlık ve kimsesizlik çok kullanıl­ mış bir mevzudur; hatta şairin kendisi bile eski şiirlerinde mütemadiyen ayni mevzu üzerinde işlemiştir. Fakat:

(Ölüler içinde en yalnız ölü) gibi harikülâde bir mısraa ilk olarak tesadüf ediyorum.

Üçünü “Noktürn,, ün son iki mısraı:

Mermer bir kabuğa girip ördüğüm -Kapansam içimden gelen ahenge.

Bana “Baudelaire,, in:

Le tombeau, confident de mon rêve infini, - Car le tombeau toujours comprendra le

(2)

laire,, le Necip Fazıl arasında bir karabet, hatta bir kardeşlik vardır, çünkü ikisi de:

Je suis de mon coeur le vampire, Un de ces grands abandonnés, Au rire éternel condamnés E t qui ne peuvent plus sourire.

Parçasının kahramanlarıdır.

“Valéry,, şiirden bahsederken diyor ki: “P ir şiirde fikir bir meyvedeki mu- gaddilik hasleti gibi saklı olmalıdır. Bir meyva gıdadır, fakat yalnız lezzet veriyor gibi görünür. Yalnız zevk duyulduğu zan­ nedilir, halbuki aynı zamanda bir gıda da alınmış olur. „

Necip Fazıl bu düsturu benimsemiştir. Bütün şiirlerinde acayip bir lezzet vardır. Onları, düşünmeden, ınakina gibi okumak bile insana zevk veriyor. Fakat Necip F a­ zıl hislerini ve fikirlerini teksif etmesini öyle biliyor ki!

Diyebilirim ki az fakat öz yazan şa­ irlerimiz içerisinde Necip Fazıl en fazla muvaffak olanıdır.

Şairin, bazan alelade bir fikri bile nefis bir şiir olarak bize sunduğu vakidir:

Ömür ki bir kurak çöl, Onu tek bir güne böl, Şebnem gibi doğ ve öl Yıldızlı bir gecede.

“Mektep,, mecmuasının son nüshaların­ dan birinde Yaşar Nabi Bey Necip Fazıla aykırı tarafları ayıklanmış bir sembolizm atfediyordu. Bir şair için “Falan edebî mektebe mensuptur.» demek bilmem ne de­ receye kadar doğrudur. Necip Fazıl şair­ dir; Romantik mi, Parnasiyen mi, Sembolist mi, Empresiyonist mi... ilh,. düşünmöm bile. Bu gibi tasnifler ancak ikinci, üçüncü derecedeki şairler hakkında varit olabilir. Yoksa Necip Fazıl gibi Türk edebiyatında başlı başına bir şahsiyet olan büyük bir şairi böyle dar çerçeveler içerisine sıkış­ tırmağa kalkışmak bir dev ruhunu cüce bir vücude hapsetmek gibi bir şeydir.

Necip Fazılın san’atmdaki sihirli bir noktaya işaret etmek isterim. Şair en ehemmiyetsiz gibi görünen şeylerden ba­ zan öyle nefis şiirler çıkarıyor ki sihirbaz­ lığına hayret etmemek elde değil. “Fener,, “Vapur iskelesi,,, “Mangal,, , “Saat X II,, , “ Kırk derece,, , “Dağlarda şarkı söyle,, , “Şöh ret, bu şayanı gıpta meharetin gözler kamaştırıcı tecellileridir. Hele uzlete sem­ bol olarak aldığı “Fener,, şairin bütün ıztırabım, ıztırabımn şiiriyetini ve san’a- atının kudretini göstermek hususunda mü­ kemmel bir şiirdir, şairin şaheserlerinden biri.

“ D el,, şiiri ne k a d a r d erin d en d u y u ­ la r a k ve ne k a d a r d o k u n a k lı y a z ılm ıştır.

Yüzün bir sebepsiz korkuyla uçuk O gün başucuma karalarla gel. M ısra la riy le b a şlıy a n şiir b a k ın n asıl b itiy o r:

Elinden dal gibi düşerken ümit, Ne bir hasret dinle, ne bir ah işit. Bir yaprak ol, esen rüzgârlarla git, Kırık bir tekne ol, dalgalarla gel.

Şiirle meşgul olanlar için Necip Fazı­ lın şiirlerini benimsememek kabil mi?

“Bacalar,, şiiri fena değil. Son mısraı hayatın ekseriya perde arkasında oynanan bir faciadan ibaret olduğunu ne kadar kuvvetle ifade etmektedir:

Kopuyor içinde görünmez facialar, Bacalar.

“Odalarım,, ın yalnız son iki mısraı çok güzel, serapa şiir:

Öyle hisli bir duman yüzer ki havasında, Bir az evvel o yerden bir kadın çıkmış kadar. “ T av an ,, d a k i fa n ta z i b u lu ş d a hoş: Sihirbaz, vücudunun görmeden ötesini, Bir macun gibi çekmiş beynimi havanından. Alnımı yapan dülger, almış kerestesini Çok eski bir konağın oymalı tavanından.

Üstünde durulacak iki şiir daha vardır: “Takvimdeki deniz,, ve “O gün gelecek,, “Bu şiirleri al oku kari,, diyeceğim, “Al oku da memleketinin yetiştirdiği büyük bir şairle iftihar et. „

Cahit Sıtkı

29

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu araştırmada Herik kuzularında but yağı oranı ile diğerleri parçasının yağ oranı arasındaki fark önemsiz (P>0.05) bulunmuştur.. Tufan (12)’nın 40 kg’da

Emlâk Kredi Bankası tara­ fından kurulan yeni Dördüncü Kısım ile Ataköy daha da büyüdü, daha da yükseklere tırmandı. Gökdelenlerle büsbütün modern ve

Daha açık ifade etmek gerekirse, kek kategorisinde pazann yüzde 6 0 ’ı, lifli bisküviler gibi sağlı ürünleri kategorisinde pazarın yüzde 9 0 ’ı elinde.. Bir de

olduğu Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bilim insanları, nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların doğrudan beynin ilgili bölgesine

Endoskopik endo- nazal yaklaşım, lakrimal kese ve nazolakrimal kanal tıkanıklığının hem primer tedavisinde hem de başarısız eksternal dakriyo- sistorinostomi

Laminat malzeme; iç (orta) tabakaları fenolik reçine ile doyurulmuş özel nitelikli kağıtlardan, üst tabakası veya tabakaları ise aminoplastik reçine ile

Emektar Türk gazetecisinin memleketine dönmesi İçin Tür­ kiye'deki üst makamlara bnsnı- rulmasını öneren üveler arasın­ da, FÎEJ Yönetim Kurulu Baş­ kam

Tarilı gibi Kilsin­ in de oğlu Neron’a öldürttüğü Bo- malı imparatoriçede, Bostan’ » ı genç kartalında, melodram rolün­ den klâsiğe yaklaşan diye tarif