• Sonuç bulunamadı

Gümüşhane ilinde gökkuşağı alabalık işletmelerinin ekonomik analizi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Gümüşhane ilinde gökkuşağı alabalık işletmelerinin ekonomik analizi"

Copied!
76
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÜMÜŞHANE İLİNDE GÖKKUŞAĞI ALABALIK İŞLETMELERİNİN EKONOMİK

ANALİZİ

Evren KOCAMAN Yüksek Lisans Tezi

Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı Doç. Dr. Murat SAYILI (Danışman)

2011

(2)

FENBĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ TARIM EKONOMĠSĠ ANABĠLĠM DALI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

GÜMÜġHANE ĠLĠNDE GÖKKUġAĞI ALABALIK ĠġLETMELERĠNĠN EKONOMĠK ANALĠZĠ

EVREN KOCAMAN

TOKAT 2011

(3)
(4)

kurallarına uyulduğunu, baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, tezin içerdiği yenilik ve sonuçların baĢka bir yerden alınmadığını, kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya baĢka bir üniversitedeki baĢka bir tez çalıĢması olarak sunulmadığını beyan ederim.

(5)

i ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

GÜMÜġHANE ĠLĠNDE GÖKKUġAĞI ALABALIK ĠġLETMELERĠNĠN EKONOMĠK ANALĠZĠ

EVREN KOCAMAN

GaziosmanpaĢa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı DanıĢman: Doç. Dr. Murat SAYILI

Bu araĢtırmada GümüĢhane ilinde ağ kafes ve karadaki havuzlarda alabalık üretimi yapan iĢletmelerin yapısal ve ekonomik analizi yapılmıĢtır. Veriler, iĢletmeler ile 2011 yılında yapılan anket ile elde edilmiĢtir. Ağ kafeslerde üretim yapanların tamamı yavru balık satın almak suretiyle alabalık üretmektedirler. Karada üretim yapan iĢletmelerin ise %66,67’si sağım yapmak suretiyle, %33,33’ü ise yavru balık satın alarak üretim yapmaktadırlar. ĠĢletme baĢına ortalama, ağ kafeste alabalık üretimi yapan iĢletmelerde 9.666,42 m3 ve karada üretim yapan iĢletmelerde ise 746,52 m3’lük havuz alanı bulunmaktadır. ĠĢletme baĢına üretilen balık miktarı, ağ kafeste 213,49 ton ve karadaki havuzlarda ise 13,57 ton olarak saptanmıĢtır. Ağ kafeslerde ve havuzlarda alabalık üretimi yapan iĢletmelerin tamamında, balık üretiminde hazır pelet (granül) yemler kullanılmaktadır. Ağ kafeste üretim yapan iĢletmelerde alabalıklar ortalama 250 gr civarında ve 5 - 5,50 TL/kg arasında, havuzlarda alabalık üreten iĢletmelerde ise ortalama 250 gr civarında 7 - 8 TL/kg satılmaktadır. Ağ kafeste alabalık yetiĢtiren iĢletmelerde, iĢletme baĢına düĢen toplam aktif sermaye içerisinde en önemli payı balık sermayesi (%69,58) almaktadır. Karadaki alabalık iĢletmelerinde ise aktif sermaye içerisindeki en önemli pay balık sermayesine (%34,47) aittir. ĠĢletmelerde gayrisaf hâsılanın tamamını büyük boy (porsiyonluk) balık satıĢları oluĢturmaktadır. Yem masrafı, ağ kafeste alabalık üretimi yapan iĢletmelerde iĢletme ve üretim masrafları içerisinde en yüksek paya (sırasıyla %74,98 ve %67,85) sahiptir. Karadaki iĢletmelerde ise en yüksek pay yem giderine (sırasıyla %58,26 ve %47,69) aittir. Tüm iĢletmelerin alabalık üretiminden kar sağladıkları hesaplanmıĢtır. Rantabilite oranları; ağ kafes iĢletmelerinde %10,71 ve karadaki iĢletmelerde ise %6,21 olarak belirlenmiĢtir.

2011, 66 sayfa

Anahtar Kelimeler: GümüĢhane Ġli, GökkuĢağı Alabalık ĠĢletmeleri, Yapısal Özellikler, Ekonomik Yapı

(6)

ii

ECONOMIC ANALYSIS OF RAĠNBOW TROUT FARMS IN GÜMÜġHANE PROVINCE

EVREN KOCAMAN

Gaziosmanpasa University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Agricultural Economics Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Murat SAYILI

In this research, GümüĢhane province in the net cages and to do enterprises in the pools of trout production of structural and economic analysis has been done. Data, with enterprise in 2011 were obtained by questionnaire.Juvenile fish production in net cages of those who buy the whole network by the production of trout. 66.67% of enterprises engaged in production of the land by way of milking percent, 33.33% third of the young fish make by purchasing production.Average each Enterprise, production of trout in net cages in the enterprises production 9.666,42 m3 and enterprises on land in the pool area is 746,52 m3. The amount of fish produced per enterprises fish net in the net cage is 213,49 tons and 13,57 tons of land in the pool has been identified as. Net cages and ponds in all enterprises engaged in the production of trout, ready for the production of fish pellets (pellets) are used in feeds. Enterprises engaged in producing an average of 250 grams of trout in net cages around the network, and from 5 to 5.50 TL/kg and trout ponds that produces an average of 250 grams of enterprises around the 7 to 8 TL/kg sold. Trout in fishnet net cages in enterprises to grow the enterprise in total assets per share of capital in the most important fish in capital (69,58%) are. The most important share in the capital of enterprises active in land-based trout fishing capital (34,47%) belongs to. A Large-sized enterprise, all of gross output (portion) is the sales of fish. Feed costs, production of trout in the lattice fishnet of business enterprises and the highest share of production costs (respectively 74,98% and 67,85%) has. Business expense, the land will feed, the highest share (47.69% and 58.26%, respectively) belongs to.All enterprises that provide trout production was calculated from the profit. Ratability rates; fishnet lattice and 10,71% in business enterprises in the land is determined as 6,21%.

2011, 66 pages

Keywords: GümüĢhane Province, Rainbow Trout Farms, Structural Properties, Economic Structure

(7)

iii ÖNSÖZ

Her geçen gün hızla artan dünya nüfusunun küresel ısınma, iklim değiĢikliği, erozyon, tarım arazilerinin giderek verimsizleĢmesi vb. nedenlerle yeterli gıda üretimi mümkün olmamaktadır. Bunun sonucu olarak da dünyada birçok insan açlık ve yetersiz beslenme yüzünden hayatını kaybetmektedir. Artan dünya nüfusuna paralel olarak, dengeli beslenme için hayati öneme sahip aminoasitleri ihtiva eden hayvansal protein açığı her geçen gün artmaktadır. Gerekli hayvansal proteinin karĢılanmasında karasal kaynakların yeterli olmaması nedeniyle, bu açığın giderilmesinde su ürünleri üretimi önemli rol oynamaktadır. Bu nedenle su ürünleri iĢletmelerinin yapısal ve ekonomik durumlarının araĢtırılması da büyük önem taĢımaktadır.

AraĢtırma bölgesi olarak seçilen GümüĢhane ilindeki ağ kafes ve karada havuzlardaki alabalık üretiminin yapısal ve ekonomik analizine yönelik bugüne kadar herhangi bir çalıĢmanın yapılmamıĢ olması araĢtırmanın orijinalliğini ortaya koymakta ve bu çalıĢmanın yapılmasındaki en önemli faktör olmuĢtur.

Tezin konu seçiminden veri toplama, analiz, değerlendirme ve tamamlanması konularına kadar her aĢamada bilgi ve görüĢleri ile bana destek veren danıĢman hocam Sayın Doç. Dr. Murat SAYILI ile diğer hocalarıma çok teĢekkür ediyorum.

Ayrıca, bilgilerine baĢvurduğum ve bilgi alma konularında bana çok yardımcı olan, GümüĢhane Gıda, Tarım ve Hayvancılık Ġl Müdürlüğünde görevli mesai arkadaĢım Su Ürünleri Mühendisi Sayın Lütfi KOLOTOĞLU’na ve alabalık iĢletmelerinin sahipleri ve çalıĢanlarına teĢekkürü bir borç bilirim.

ÇalıĢmalarımda manevi desteğini esirgemeyen aileme de teĢekkürlerimi sunarım.

Evren KOCAMAN Eylül – 2011

(8)

iv ABSTRACT……… ii ÖNSÖZ………..………. iii ĠÇĠNDEKĠLER………... iv ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ………... vi 1. GİRİŞ………. 1 1.1. Konunun Önemi……….……….. 1

1.2. ÇalıĢmanın Amacı ve Kapsamı………..……….. 6

2. KAYNAK ÖZETLERİ………. 8

3. MATERYAL VE YÖNTEM... 13

3.1. Materyal………... 13

3.2. Yöntem………... 13

3.2.1. Materyalin toplanması aĢamasında uygulanan yöntemler………... 13

3.2.1.1. Verilerin toplanması aĢamasında uygulanan yöntem……… 13

3.2.1.2. Anket aĢamasında uygulanan yöntem……… 17

3.2.2. Materyalin analizinde uygulanan yöntemler………. 18

3.2.2.1. ĠĢletmelerin sosyo-ekonomik özelliklerinin belirlenmesinde uygulanan yöntemler………... 18

3.2.2.2. ĠĢletmelerin ekonomik analizinde uygulanan yöntemler..………. 19

4. ARAŞTIRMA BÖLGESİNE İLİŞKİN GENEL BİLGİLER………... 22

4.1. GümüĢhane Ġlinin Konumu…..………. 22

4.2. Argo-Ekolojik Alt Bölgeler………. 22

4.3. Ġklim………. 23 4.4. Bitki Örtüsü……….. 24 4.5. Yüzey Biçimleri………...………... 25 4.6. Nüfus………. 25 4.7. UlaĢım Durumu………. 26 4.8. Su Kaynakları Potansiyeli……….. 27 4.8.1 Akarsular………. 28 4.8.2. Göller ve göletler……… 4.8.3. Barajlar……… 30 30 4.9. Ekonomik ve Tarımsal Durum………... 31

(9)

v

4.9.2. Tarımsal durum ……….. 32

5. BULGULAR VE TARTIŞMA………... 36

5.1. GümüĢhane Ġlinde Ġncelenen Alabalık ĠĢletmelerin Yapısal Özellikleri……... 36

5.1.1. Ġncelenen iĢletmelerde nüfus durumu………. 37

5.1.2. Ġncelenen iĢletmelerde su kaynağı ve özellikleri……… 39

5.1.3. Ġncelenen iĢletmelerde havuz ve kafes ile ilgili özellikler……….. 40

5.1.4. Ġncelenen iĢletmelerde yem ve yem temini ile ilgili özellikler………... 44

5.1.5. Ġncelenen iĢletmelerde alabalık üretimi ile ilgili özellikler………. 45

5.1.6. Ġncelenen iĢletmelerde alabalık pazarlanması ile ilgili özellikler…………... 47

5.2. Ġncelenen ĠĢletmelerin Ekonomik Analizi………. 49

5.2.1. Ġncelenen iĢletmelerin sermaye yapısı……… 49

5.2.2. Ġncelenen iĢletmelerin yıllık faaliyet sonuçları………... 51

5.2.2.1. Ġncelenen iĢletmelerde gayrisaf hasıla………. 51

5.2.2.2. Ġncelenen iĢletmelerde iĢletme ve üretim masrafları………... 52

5.2.2.3. Ġncelenen iĢletmelerde saf hasıla ve safi kar……… 54

5.2.2.4. Ġncelenen iĢletmelerde rantabilite……… 55

6. SONUÇ VE ÖNERİLER... 57

KAYNAKLAR……… 63

(10)

vi

Çizelge 3.1. GümüĢhane ilinde karada alabalık üretimi yapan tesisler…...……… 15

Çizelge 3.2. GümüĢhane ilinde ağ kafeslerde alabalık üretimi yapan tesisler………. 16

Çizelge 3.3. Erkek iĢgücü birimine çevirmede kullanılan katsayılar……….……... 18

Çizelge 4.1. GümüĢhane ilinin alt bölgelerinin havza olarak isimleri……….……… 23

Çizelge 4.2. GümüĢhane ilinin 1970–2010 yılları arasındaki ortalama yağıĢ miktarı. 24 Çizelge 4.3. GümüĢhane ili 2010 yılı ilçe merkezi ve belde/köy nüfusu….………... 26

Çizelge 4.4. GümüĢhane ili yol ağı……….………. 26

Çizelge 4.5. GümüĢhane ili su kaynakları potansiyeli……….………… 27

Çizelge 4.6. GümüĢhane ili akarsular……….…………. 29

Çizelge 4.7. GümüĢhane ilindeki HarĢit çayının maksimum yükselme durumu…….. 29

Çizelge 4.8. GümüĢhane ili sulama göletleri……….………….. 30

Çizelge 4.9. GümüĢhane ilinde bulunan barajlar……….……… 31

Çizelge 4.10. GümüĢhane ili sosyo – ekonomik geliĢmiĢlik sıralaması... 32

Çizelge 4.11. GümüĢhane ili toplam arazi dağılımı……….………. 33

Çizelge 4.12. GümüĢhane ili tarım alanlarının dağılımı……….…... 33

Çizelge 4.13. GümüĢhane ilinde 2001–2010 yılları arası hayvan mevcudu…..…….. 34

Çizelge 4.14. GümüĢhane ilinde hayvansal ürünlerin üretim miktarları...………… 34

Çizelge 5.1. GümüĢhane ilinde yer alan alabalık iĢletmelerinin nüfus durumu ve özellikleri………...………... 38

Çizelge 5.2. Ağ kafeste alabalık üretimi yapan iĢletmelerin kafes özellikleri……… 41

Çizelge 5.3. Karada alabalık üretimi yapan iĢletmelerde havuz ve özellikleri…... 41

Çizelge 5.4. Ağ kafes ve havuzlardaki balık üretim durumu ve kapasite kullanım oranı……….. 43

Çizelge 5.5. Ağ kafes ve havuzlarda birim hacimde üretilen balık miktarı…………. 44

Çizelge 5.6. Ağ kafes ve havuzlardaki balıkların pazarlama durumu……….. 48

Çizelge 5.7. GümüĢhane ilindeki alabalık iĢletmelerinin iĢletme baĢına sermaye yapıları……….. 50

Çizelge 5.8. GümüĢhane ilindeki alabalık iĢletmelerinin gayrisaf hâsıla değeri…….. 51

Çizelge 5.9. Ağ kafeste alabalık üreten tesislerin iĢletme ve üretim masrafları……... 53

Çizelge 5.10. Karada alabalık üreten tesislerin iĢletme ve üretim masrafları………… 54

Çizelge 5.11. GümüĢhane ilindeki alabalık iĢletmelerinin saf hasıla ve safi kar değeri 55 Çizelge 5.12. GümüĢhane ilindeki alabalık iĢletmelerinin rantabilite oranları…... 55

(11)

1. GİRİŞ

1.1. Konunun Önemi

Su ürünleri sektörü geçmişi oldukça eskilere dayanan bir sektördür. Su ürünleri yetiştiriciliğinin ilk defa M.Ö. 2000’li yıllarda Çin’de başladığı sanılmaktadır. M.Ö. 475’de sazan yetiştiriciliği ile ilgili eserlere rastlanılmış, sazanın Asya kıtasından Avrupa’ya yayıldığı, 19. ve 20. yüzyılın başlarında Avrupa ve Amerika’da alabalık ve somon yetiştiriciliğinin gerçekleştiği bilinmektedir. Diğer yandan deniz balıkçılığının M.Ö. 1400’de Endonezya’da, süt balığı yetiştiriciliğinin Uzakdoğu ülkelerinde başlanıldığından söz edilmektedir. Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye’de su ürünleri yetiştiriciliğinin 1970’li yıllarda başladığı ve ilk üretilen balığın gökkuşağı alabalığı olduğuna işaret edilmektedir. Sektörde ilk üretim tesisi, bir özel sektör işletmesi olarak Akyazı’da kurulmuş, bundan sonra kamu işletmeleri olan Devlet Üretme Çiftlikleri devreye girmiştir. Sanayide ilk önemli girişim, Yaşar Holding’in 1985 yılında İzmir - Çeşme’de kurduğu çipura – levrek yavru üretme tesisidir. Daha sonra Karadeniz’de kafeste alabalık ve salmon yetiştiriciliği, 1990’ların ortalarında Akdeniz’de karides yetiştiriciliği başlamıştır. Bu arada iç sularda sazan ve alabalık yetiştiriciliği hızlı olarak artmıştır (Çelikkale ve ark., 1999).

Dünya nüfusunun her geçen gün hızla artmasına karşın, küresel ısınma, iklim değişikliği, erozyon, tarım arazilerinin giderek verimsizleşmesi gibi nedenlerle yeterli gıda üretimi mümkün olmamaktadır. Bunun sonucu olarak da dünyada birçok insan açlık ve yetersiz beslenme yüzünden hayatını kaybetmektedir. Dengeli beslenmek için gerekli olan hayvansal proteine ihtiyaç artmakta ve hayvansal proteinin karşılanmasında karasal kaynakların yeterli olamaması nedeniyle, bu açığın giderilmesinde su ürünleri üretimi önemli rol oynamaktadır.

Gelişmiş ülkeler çeşitli su kaynaklarını verimli bir düzeyde değerlendirerek yaptıkları balık üretimi ile tarımda yeni bir iş alanı ortaya koyarak bir yandan iç tüketim için

(12)

nitelikli besin sağlamakta, diğer yandan dış satım yoluyla önemli bir döviz kaynağı da elde etmiş bulunmaktadırlar (Elbek, 1981).

Balık, günlük tüketilen gıdalarda genellikle bulunmayan besin madde içeriği bakımından zengindir. Yağı tüketildiğinde vücut tarafından oluşturulan A ve D vitaminleri bol miktarda bulunmaktadır. Aynı zamanda demir, fosfor ve kalsiyum da fazlaca mevcuttur. Deniz balıkları iyot açısından oldukça yararlıdır. Beynin ve vücudun sağlıklı gelişmesi için gerekli olan yağ asitlerini tamamlamaktadır. Kandaki kolesterol düzeyini indirmek ve kardiyovasküler hastalıkları önlemek gibi yararları olan doymamış yağ asitleri yağlı balıklarda bol miktarda bulunmaktadır (Babadoğan, 1998).

Son yıllarda Türkiye’de su ürünleri yetiştiriciliği gelişen teknolojik ve ekonomik büyümeye paralel olarak bir ivme kazanmış durumdadır. Aşırı avcılık ve popülasyondaki azalma sonucunda da yetiştiriciliğin önemi her geçen gün artmaktadır. Su ürünleri yetiştiricilik çalışmaları ilk önceleri iç sularda başlamış, daha sonra yerini deniz ortamlarına bırakmış, ekonomik yetiştirme yöntemlerinin saptanması ve uygulanması ile de girişim boyutundaki çalışmalar sektörel yapıya kavuşmuştur. İlk yıllarda yetiştiriciliği daha kolay olan sazan yetiştiriciliğine yönelme olmuşsa da, bugün ekonomik değeri yüksek olan alabalık, çipura ve levrek türlerinin yetiştiriciliğine geçilmiştir (Sayılı ve ark., 1999).

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de halkın rahat edebilmesi için mevcut kaynakları en verimli bir biçimde kullanmak maksadı ile hükümetler kalkınma planları ve yıllık programlar hazırlamakta ve uygulamaktadır. Bu programların esas amacı programlarda tespit edilen gayenin gerçekleşmesi, başlıca araç ise etkili ve sıhhatli hazırlanmış yatırım projeleridir. Bu sebeple üretim kaynaklarından birisi olan balıkçılığın kalkınabilmesi için, mevcut iç suların daha faydalı kullanılmasını sağlamak maksadı ile fazla miktarda yatırım projelerinin hazırlanması ve geliştirmesi önemlidir. Bilhassa su kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahip Türkiye için alabalık yatırım projelerinin hazırlanması ve uygulanması, balıkçılığı ve dolayısıyla ülke ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir (Emre, 1996).

(13)

3

Dünya su ürünleri üretimi (su bitkileri hariç), 2008 yılında 90 milyon tonu avcılıkla, 52 milyon tonu yetiştiricilikle olmak üzere toplam üretim 142 milyon ton olmuş ve 2007 yılına oranla avcılıkla yapılan üretim miktarı %0,4 oranında düşmüş, yetiştiricilikle yapılan üretim miktarı ise %4,4 oranında artmıştır. 2008 yılında dünya su ürünleri üretiminin %81’i insan tüketimi, %19’u ise diğer değerlendirmelerde kullanılmıştır. Dünyada kişi başı su ürünleri tüketimi 16,8 kg/yıl olarak gerçekleşmiş olup, bu oran gelişmiş ülkelerde 24,1 kg/yıl iken gelişmekte olan ülkelerde 14,9 kg/yıl’dır. Türkiye’de ise bu tüketim oranı 7,8 kg/yıl olarak gerçekleşmiştir. Dünya’daki su ürünleri tüketiminin %48’i taze, %27’si dondurulmuş, %15’i ise konserve olarak tüketilmektedir. Dünya’da 2008 yılında avlanan su ürünleri üretiminde sırasıyla; Çin, Peru, Endonezya, ABD, Japonya, Hindistan ve Şili gelmekte olup, Türkiye dünya su ürünleri avcılığında 30. sırada yer almaktadır. Dünya üretiminin %11’i iç su avcılığı, %89’u ise deniz avcılığından elde edilmektedir. Çin tek başına dünyada avlanan su ürünlerinin %16,5’ını, Türkiye ise %0,55’ini üretmektedir. Yine 2008 yılında dünyada 17 milyon ton su bitkisi yetiştirilmiş olup, bunun %61’ini Çin tek başına üretmiştir. Daha sonra sırasıyla Endonezya, Filipinler, Kore ve Japonya gelmektedir. Dünya su ürünleri yetiştiriciliği üretiminde sırasıyla; Çin, Hindistan, Vietnam, Endonezya, Tayland, Bangladeş ve Norveç gelmekte olup, Çin tek başına dünyada yetiştirilen su ürünlerinin %62’sini üretmektedir. Dünya’daki yetiştiricilik üretiminin %62,6’sı iç sularda, %37,4’ü ise denizlerde yapılmaktadır. Türkiye ise 24. sırada bulunmakta, dünya yetiştiricilik üretiminin %0,29’unu yetiştirmektedir. Avrupa Birliğindeki (AB) su ürünleri yetiştiriciliği üretiminde; sırasıyla İspanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gelmektedir. Dünya su ürünleri yetiştiriciliğinin %2,4’ü Avrupa Birliği ülkelerinde yetiştirilmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde karşılaştırıldığında ise Türkiye yetiştiricilik üretiminde 5. sırada yer almaktadır. Akdeniz’e komşu ülkelerde ise su ürünleri yetiştiriciliğinde; sırasıyla Mısır, İspanya, Fransa, İtalya ve Türkiye gelmektedir. Dünya su ürünleri yetiştiricilik üretiminin %3,2’si Akdeniz’de yetiştirilmektedir. Dünya su ürünleri ticaretinde ise en önemli ithalatçı ülkeler; Japonya, ABD, İspanya, Fransa ve İtalya’dır. En önemli ihracatçı ülkeler ise Çin, Norveç, Tayland, Danimarka ve Vietnam’dır. Türkiye ise net ihracatçı ülkeler arasındadır. Türkiye’de 2009 yılı itibariyle, su ürünleri üretim miktarı 623.191 ton ve üretim değeri 1.791.475.250 TL olmuştur. 2009 yılında toplam su ürünleri arzının %61’i deniz

(14)

balıklarından, %7’si diğer deniz ürünlerinden, %6’sı iç su ürünlerinden olmak üzere %74’ü avcılık yoluyla, %26’sı ise yetiştiricilik yoluyla elde edilmiştir. Aynı yılda değer olarak üretimin %36’sı deniz balıklarından, %3,6’sı deniz ürünlerinden, %7’si iç su ürünlerinden ve %53’ü yetiştiricilik yoluyla elde edilmiştir. Bölgeler itibariyle, 2000 – 2009 döneminde yapılan üretim değerlendirilmesi sonucunda, deniz ürünleri avcılık üretiminde Karadeniz Bölgesinin, iç su ürünleri avcılık üretiminde Doğu Anadolu Bölgesi, denizlerde ve iç sularda yapılan yetiştiricilikte ise Ege Bölgesi ilk sırada yer almaktadır. 2009 yılında yetiştiricilik üretimi bir önceki yıla göre %4 oranında artarak 159 bin tona ulaşmıştır. Değer olarak ise %12 oranında artarak 953 milyon TL olmuştur. Üretimin 76 bin tonu iç sularda alabalık ve sazan yetiştiriciliğinden, 83 bin tonu ise denizlerde çipura, levrek, alabalık, midye ve yeni türlerin (Mersin balığı türleri, yılan balığı, kerevit türleri, karides türleri, kalkan balığı türleri, fangri, mercan, sinagrit, lahoz, sivriburun karagöz, minekop, eşkine, sarkoz, mırmır, sarıağız, yayın türleri, karabalık ve deniz alabalığı türleri) yetiştiriciliğinden elde edilmiştir. 2009 yılında, iç sularda alabalık üretiminde %15 oranında artış, denizlerde ise levrek üretiminde %5,5 oranında, çipura üretiminde ise %10 oranında azalış olmuştur. Çizelge 1.1’de Türkiye’de 1985 – 2009 yılları arasında su ürünleri üretim miktarı görülmektedir (Anonim, 2009b).

(15)

5

Çizelge 1.1. Türkiye’de 1985–2009 yılları arasında su ürünleri üretim miktarı (ton) (Anonim, 2009b)

Yıllar Avcılık Yetiştiricilik GENEL

TOPLAM

Deniz % İçsu % Toplam Miktar %

1985 532.602 92,1 45.471 7,9 578.073 0 0,0 578.073 1986 539.565 92,6 40.280 6,9 579.845 3.075 0,5 582.920 1987 582.853 92,8 41.760 6,7 624.613 3.300 0,5 627.913 1988 623.404 92,2 48.500 7,2 671.904 4.100 0,6 676.004 1989 409.929 89,7 42.833 9,4 452.762 4.354 1,0 457.116 1990 342.017 88,8 37.315 9,7 379.332 5.782 1,5 385.114 1991 317.425 87,0 39.401 10,8 356.826 7.835 2,1 364.661 1992 304.766 86,0 40.370 11,4 345.136 9.210 2,6 354.346 1993 502.031 90,3 41.573 7,5 543.604 12.438 2,2 556.042 1994 542.268 90,2 42.838 7,1 585.106 15.998 2,7 601.104 1995 582.610 89,7 44.983 6,9 627.593 21.607 3,3 649.200 1996 474.243 86,3 42.202 7,7 516.445 33.201 6,0 549.646 1997 404.350 80,8 50.460 10,1 454.810 45.450 9,1 500.260 1998 432.700 79,6 54.500 10,0 487.200 56.700 10,4 543.900 1999 523.634 82,2 50.190 7,9 573.824 63.000 9,9 636.824 2000 460.521 79,1 42.824 7,4 503.345 79.031 13,6 582.376 2001 484.410 81,4 43.323 7,3 527.733 67.244 11,3 594.977 2002 522.744 83,3 43.938 7,0 566.682 61.165 9,7 627.847 2003 463.074 78,8 44.698 7,6 507.772 79.943 13,6 587.715 2004 504.897 78,3 45.585 7,1 550.482 94.010 14,6 644.492 2005 380.381 69,8 46.115 8,5 426.496 118.277 21,7 544.773 2006 488.966 73,9 44.082 6,7 533.048 128.943 19,5 661.991 2007 589.129 76,3 43.321 5,6 632.450 139.873 18,1 772.323 2008 453.113 70,1 41.011 6,3 494.124 152.186 23,5 646.310 2009 425.275 68,2 39.187 6,3 464.462 158.729 25,5 623.191

Türkiye’de 1989 yılında yetiştiriciliğin toplam üretim içindeki payı %1 iken, son 21 yılda yaklaşık 36 kat artarak %25,5’a yükselmiştir. Bu artışın en büyük nedeni ise su ürünleri yetiştiriciliğinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından sürekli teşvik edilmesi ve bu kapsamda 2003 yılında başlanan ve halen devam etmekte olan su

(16)

ürünleri desteklemelerinin arttırılarak devam etmesidir. Bunun yanında yetiştiricilikten elde edilen katma değer, su ürünleri toplam katma değerinin %53’ünü oluşturmaktadır. 2009 yılında yapılan yetiştiricilik üretiminin miktar olarak %48’i iç sularda, %52’si ise denizlerde gerçekleşmiştir. Türkiye’de gerçekleştirilen yetiştiricilik üretimi, mevcut deniz ve iç su kaynakları dikkate alındığında yeterli değildir. Türkiye’deki tüm potansiyel alanların üretime alınması halinde; kısa vadede (3-5 yıl) yetiştiricilik yoluyla 200 bin ton/yıl, orta vadede (10 yıl) 275 bin ton/yıl ve uzun vadede (25-35 yıl) ise 500 bin ton/yıl balık üretilmesi mümkün olacaktır. Bölgeler itibariyle bakıldığında, Ege bölgesi denizlerdeki yetiştiriciliğin %89’u ve iç sulardaki yetiştiriciliğin ise %28’ini üretmektedir. Yetiştiricilikten elde edilen katma değerin %66’sı denizlerden, %34’ü ise iç sulardan elde edilen üretim değerini oluşturmaktadır (Anonim, 2009b).

Türkiye, ada kıyıları da dahil olmak üzere 8.333 km kıyı şeridine sahip, üç tarafı denizle çevrili, 25 milyon ha kullanılabilir su ürünleri üretimine uygun alana sahip bir ülkede halen 200 adet doğal göl, 206 adet baraj gölü ve 952 adet sulama göleti olmak üzere toplam 1.358 adet iç su kaynağı mevcuttur. Ayrıca 178.000 km uzunluğundaki nehir yanında yetiştiriciliğe müsait olan ve üzerinde yetiştiricilik yapılan pek çok su kaynağı da dikkate alındığında, ülkenin su ürünleri potansiyelinin çok büyük olduğu anlaşılmaktadır (Aydın ve Sayılı, 2009). Söz konusu kaynakların gerek üretim ve gerekse tüketim değerlerine bakıldığında su ürünleri potansiyelinin yeterince değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Oysaki su ürünleri sektörü mevcut potansiyelin değerlendirilmesi ile tarımda ve özellikle milli ekonomideki payını arttırabileceği bir gerçektir.

1.2. Çalışmanın Amacı ve Kapsamı

Araştırma bölgesi olarak seçilen Gümüşhane ilinde su ürünleri yetiştiriciliği için büyük bir kaynak mevcuttur. Ayrıca sulanabilecek araziler için yeterli yeraltı ve yerüstü su potansiyeli vardır. Özellikle Harşit çayı üzerinde kurulu Kürtün ve Torul baraj göllerinde ağ kafes yetiştiriciliği yapılan işletmelerde alabalık üretimin büyük bir kısmı karşılandığı, bu baraj göllerindeki su sıcaklığının balıkların büyümesi için çok uygun olması neticesinde yavru balıkların kısa sürede porsiyonluk boya erişebilmesini

(17)

7

sağlamaktadır. Gümüşhane ili üretilen bu balıkların pazarlanması konusunda avantaja sahiptir. Konum olarak İthalat ve ihracatın yoğun olarak yapıldığı sahil kısmına yakındır. Gümüşhane ilinde gerek karada gerekse ağ kafeslerde kurulan alabalık işletmelerinin bugüne kadar yapısal durumları ile söz konusu faaliyetlerin ekonomik açıdan karlılığına yönelik bilimsel bir araştırmaya rastlanılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle çalışmanın amacı Gümüşhane ilindeki gökkuşağı alabalık üretimi yapan işletmelerin yapısal ve ekonomik durumlarının ortaya konulması ve çözüm önerileri getirilmesidir. Araştırmadan elde edilen bulgular, konu ile ilgili daha önce yapılmış araştırma sonuçları ile de karşılaştırılacaktır.

Bu amaçlar doğrultusunda araştırmanın içeriği şöyle özetlenebilir. Çalışma genel olarak altı bölümden oluşmaktadır:

- Birinci bölümde, “Giriş” başlığı altında konunun önemi, su ürünleri üretiminin tarihçesi, istatistiksel değerler ile araştırmanın amacı ve kapsamı anlatılmıştır. - İkinci bölümde, araştırmada kullanılan kaynakların (literatür) özeti verilmiştir. - Üçüncü bölümde araştırmada kullanılan materyal ve yöntemlerin detaylı bir

şekilde açıklanmıştır.

- Dördüncü bölümde, araştırma bölgesi hakkında genel bilgiler verilmiştir.

- Beşinci bölümde gerek ağ kafeslerde gerekse karada alabalık üreten işletmeler ile yapılan anket çalışmasından elde edilen verilerin analizi, değerlendirilmesi ve benzer çalışmalar ile karşılaştırılması gerçekleşmiştir.

- Altıncı ve son bölüm olan “Sonuç ve Öneriler” kısmında ise, araştırmada elde edilen bulguların özetlenmesi ve bunun yanında alabalık üretimine ilişkin öneriler verilmektedir.

(18)

Elbek (1981), Ege bölgesinde 10 ilde bulunan alabalık ve sazan balığı üretimi yapan işletmelerin yapısal ve ekonomik analizlerini ortaya koymuştur. Araştırma bulgularına göre; işletmeler ortalaması itibariyle aktif sermaye içerisinde en büyük payı balık sermayesinin (%62) aldığını tespit etmiş, mali rantabilitenin alabalık işletmelerinde %63, sazan balığı işletmelerinde ise %35 olduğunu hesaplamıştır.

Çetin ve Bilgüven (1991) yaptıkları araştırmada, Güney Marmara Bölgesinde (Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Balıkesir illeri) bulunan alabalık işletmelerinin yapısal ve ekonomik durumlarını ortaya koyduğu araştırmalarında; aktif sermaye içerisinde en yüksek payın balık sermayesi (%49,7) ile bina ve havuz sermayesinin (%27,6) oluşturduğunu, işletmelerde işgücü verimliliğinin iller ortalaması itibariyle 8,25 kg/saat, en yüksek verimlilik değerinin ise 10,13 kg/saat ile Sakarya ilinde gerçekleştiğini belirlemişlerdir.

Yavuz ve ark. (1995) yaptıkları araştırmada, Erzurum ilinde alabalık yetiştiriciliği yapan işletmelerin yapısal ve ekonomik analizlerini ortaya koymuşlardır. Araştırma sonucuna göre; balık sermayesi (%53,2) ile bina ve havuz sermayesinin (%35,4) aktif sermaye içerisinde en yüksek paylara sahip oldukları hesaplanmıştır. İşletme masrafları içerisinde en yüksek değere yem masrafına sahip olduğu (%63,4) ve rantabilitenin %24,7 olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Bununla birlikte, işletmelerin sahip oldukları sorunların çözümünde örgütlenmenin (kooperatifleşme) önemi ve gereği belirtilmiştir.

Çelebi (1995) tarafından yapılan araştırmada, Sapanca ve çevresindeki alabalık işletmelerinin kapasiteleri saptanmış, bununla birlikte işletmelerin karşılaştıkları sorunlar (yumurta, yavru, porsiyonluk balık ve yem temini gibi) tespit edilmiştir.

İşgören (1996), Güney Ege’de çipura ve levrek yetiştiriciliği yapan işletmelerin ekonomik durumlarını ve verimliliklerini ortaya koyduğu araştırmasında, işletmeler için ekonomik optimizasyon düzeyini belirlemiştir.

(19)

9

Demir (1997), Tortum – Uzundere yöresindeki işletmelerde alabalık üretim maliyeti ve üretimin karlılığı hesaplanmıştır. Araştırma bulgularına göre; 1 kg alabalık üretim maliyetinin çoğunluğunun (%57) değişken masraf olduğu saptanmıştır. Ayrıca incelenen alabalık işletmelerinin; yem ve yavru temini, hastalık, sermaye yetersizliği ve kredi temini, atıl kapasite kullanımı, örgütlenme, proje hazırlama ve uygulama, müteşebbislerin eğitim düzeyi, su kirliliği ve taşkın, ürün işleme ve değerlendirme sorunlarıyla karşılaştıkları vurgulanmıştır.

Rad (1999) yapmış olduğu araştırmasında, Türkiye’deki gökkuşağı alabalık işletmelerinin yapısını, bio – teknik ve ekonomik özelliklerini incelemiştir. Araştırmada, işletmeler küçük ölçekli, orta ölçekli, büyük ölçekli ve ülke geneli olarak sınıflandırılmış ve veriler bu sınıflandırılmaya göre analiz edilmiştir.

Uygur (1999), Erzurum ilinde yaptığı araştırmasında alabalık işletmelerinin teknik özelliklerini, üretim şartlarını ve işletme sorunlarını (teknik, ekonomik ve sosyal açıdan) analiz etmiştir. İlgili sorunların çözümünde üreticiler arasında örgütlenmenin (kooperatifleşme) varlığının önemi belirtilmiştir.

Sayılı ve ark. (1999), Tokat ilinde alabalık yetiştiriciliği yapan işletmelerin yapısal ve ekonomik analizini yapmışlardır. Araştırma sonuçlarına göre; aktif sermaye içerisinde en büyük payın %31,7 ile balık sermayesi, işletme masrafları içerisinde en yüksek değerin yem giderleri (%32,7) ve rantabilitenin %37,89 olduğu hesaplanmıştır.

Korkmaz (2000) tarafından yapılan araştırmada, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Eskişehir Çifteler Su Ürünleri İşletmesindeki alabalık üretiminin ekonomik analizi yapılmıştır. Araştırmada; aktif sermaye içerisinde en yüksek payın bina ve havuz sermayesine (%77,26) ait olduğu, buna karşın balık sermayesinin ise %2,34’lük gibi küçük bir pay aldığı belirlenmiştir. Ayrıca üretim masrafları içerisinde işçilik masraflarının ilk sırada (%32,87) yer aldığı saptanmıştır. İşletmelerde rantabilite oranı %4,063 olarak hesaplanmıştır.

(20)

Çöpten (2000) araştırmasında, İzmir İlinde büyük ölçüde çipura ve levrek yetiştiriciliği yapan işletmelerin teknik ve yapısal yönden analizini yapmıştır. Ayrıca işletmelerin verimliliğine etki eden koşullar tespit edilmiş, sorunlar saptanmış ve çözüm önerileri getirilmiştir. Yapılan araştırmada işletmelerin üretim ile ilgili karşılaştıkları sorunların başında, yem ve yavru balık girdi maliyetlerinin yüksekliği ile fiyat dalgalanmalarından küçük üreticilerin doğrudan etkilenmesi geldiği belirlenmiştir. Sorunların genel olarak çözümüne, etkin bir örgütlenme ve su ürünleri politikasının oluşturulmasının yardımcı olacağı ifade edilmiştir.

Aydın (2000), Erzurum İlinde projelendirilmiş olarak faaliyet gösteren alabalık işletmelerinin yapısal ve ekonomik durumlarını ortaya koyduğu araştırmasında; aktif sermaye içerisinde en büyük payın bina ve havuz sermayesi (%38,4), işletme masrafları içerisinde en büyük payın yem masrafları (%50,9) olduğu, incelenen işletmelerin %52,81’inin kar elde ettiğini saptamıştır.

Öz (2001), Konya bölgesindeki su ürünleri işletmelerinin yapısal özelliklerini ve sorunlarını belirlediği araştırmasında; işletmelerde balık havuzlarının yapımı, su kaynaklarının kullanımı ve su kalite parametrelerinin uygunluğunun planlama aşamasında ihmal edildiği, balık hastalıkları ile mücadelede yetersiz kalındığı ve düşük kalitede pelet yemlerin kullanıldığı saptanmıştır.

Kocaman ve ark. (2002), Erzurum ili sınırlarında faaliyette bulunan ve Tarım İl Müdürlüğü’ne kayıtlı alabalık işletmelerinin yapısal ve ekonomik analizini yaptıkları araştırmalarında, işletmelerin %81’inin vadi arasında, %14,2’sinin dağ eteğinde ve %4,8’inin açık arazide faaliyet gösterdiği belirlenmiştir. İşletmelerin %42,9’u dere, %33,3’ü kaynak ve %23,8’i ise dere ve kaynak suyunu kullanmaktadır. İşletmelerin aktif sermaye içerisinde en büyük sermaye grubunu bina ve havuz varlığı (%38,4) oluşturmaktadır. İşletme masrafları içerisinde en büyük pay %50,9 ile yem harcamasına ait olduğu belirlenmiştir. İncelenen işletmelerde işgücü verimliliğinin ortalama 10,85 kg/gün olarak düşük bir oranda gerçekleştiği ve işletmelerin %52,38’inin karda olduğu saptanmıştır.

(21)

11

Adıgüzel ve Akay (2005), Tokat ilinde yapmış olduğu araştırmasında, gökkuşağı alabalığı yetiştiriciliği yapan işletmelerin sosyo-ekonomik özelliklerini, yıllık faaliyet sonuçlarını, sorunlarını ve bunlara ilişkin çözüm önerilerini ortaya koymuştur. Araştırma bulgularına göre; aktif sermaye içerisinde en yüksek paya %40,91 ile bina ve havuz sermayesinin, işletme masrafları içerisinde en büyük paya %27,98 ile yem giderlerinin sahip olduğu saptanmış ve sonuç olarak rantabilitenin %13,03 olduğu hesaplanmıştır.

Büyükçapar ve Sezer (2006) tarafından yapılan araştırmada, Rize yöresinde faaliyet gösteren 8 adet alabalık işletmesinin yapısal ve biyo – teknik özellikleri anket yöntemiyle incelenmiştir. Bu işletmelerin toplam proje kapasitesi 362 ton/yıl iken toplam üretim 253 ton/yıl olarak belirlenmiştir. Ortalama yem değerlendirme oranı (FCR) 1,4, yıllık yumurta üretim miktarı 11.100.000 adet, yavru üretim miktarı (5-9 g) 3.610.000 adet ve yumurtadan 5-9 g’lık evreye kadar yaşama oranı ise %28,40 olarak saptanmıştır. Yöredeki işletmelerde gerek yapısal, gerekse işletme yönetimi açısından çeşitli eksiklikler belirlenmiştir.

Karataş ve ark. (2008) tarafından Sivas ilinde yapılan araştırmada, gökkuşağı alabalığı yetiştiren işletmelerin yapısal ve ekonomik durumları analiz edilmiştir. Veriler, 14 adet işletmeden tam sayım yöntemi ile anket sonucu elde edilmiştir. İşletmelerde işletme başına düşen aktif sermaye içinde en büyük payı bina ve havuz sermayesi (%35,63) oluşturmaktadır. İşletme başına düşen işletme masrafı içerisinde en büyük pay yem masraflarına (%51,48) aittir. Yapılan hesaplama sonucu, rantabilite %5,85 olarak bulunmuştur.

Uzmanoğlu ve Soylu (2008), Kırklareli – Baklaya Yene Deresi üzerinde faaliyet gösteren alabalık işletmelerinin ekonomik analizini yapmışlardır. Araştırma bulgularına göre; aktif sermaye yapısı içerisinde en büyük sermaye grubunu havuz varlığı ve balık varlığı, ikinci sırada bina ve alet makine varlığı meydana getirdiği saptanmıştır. İşletmeler 18 – 30 ton/yıl kapasiteli aile tipi işletme özelliğine sahiptir. Toplam fiili kapasite 73 ton/yıl olarak hesaplanmıştır. Bu işletmelerdeki havuzların ortalama hasat

(22)

yoğunluğu 21,19 kg/m3

olarak saptanmıştır. Balıkların ortalama yaşama oranı %40, yem dönüşüm oranı ise 1,25 olarak belirlenmiştir.

Aydın ve Sayılı (2009), Samsun ilinde ağ kafes ve karadaki havuzlarda alabalık üretimi yapan işletmelerin yapısal ve ekonomik analizi yapılmıştır. Veriler 12 adet işletme ile yapılan anket çalışmaları sonucunda elde edilmiştir. İşletmeler ağ kafes ve karadaki işletmeler olarak ayrı olarak ele alınmıştır. Alabalık yetiştiriciliği yapan işletmelerde işletme başına düşen aktif sermaye içindeki en önemli payı ağ kafeslerdeki işletmelerde balık sermayesi (%57,27), karada üretim yapan işletmelerde ise bina ve havuz sermayesi (%51,88) almıştır. Yem masrafları, ağ kafeste üretim yapan işletmelerde işletme masrafları içerisinde %47,86, üretim masrafları içerisinde ise %44,38 oranına sahiptir. Karadaki işletmelerde ise en yüksek pay yavru balık giderine (sırasıyla %28,49 ve %25,41) aittir. Rantabilite oranlarının ise ağ kafes işletmelerinde %19,66 ve karadaki işletmelerde ise %11,18 olarak belirlenmiştir.

Yıldız ve ark. (2011) tarafından yapılan araştırmada, Marmara Bölgesi’nde karada kurulu gökkuşağı alabalığı işletmelerinin temel gelir-gider verileri değerlendirilmiştir. Bölgedeki işletmeler üretim kapasitelerine göre küçük, orta ve büyük işletme olarak sınıflandırılmıştır. Küçük orta ve büyük işletmelerin karlılık oranları sırasıyla %58,7, %67,3 ve %76,0 olarak hesaplanmıştır. Araştırma sonucunda Marmara Bölgesi’nde karada kurulu gökkuşağı alabalığı işletmelerinin karlılık oranları işletme kapasitelerinin artışıyla birlikte önemli ölçüde arttığını göstermiştir.

(23)

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

AraĢtırmanın ana materyalini, tam sayım yöntemini kullanılarak, GümüĢhane ilinde alabalık yetiĢtiriciliği yapan toplam 30 adet iĢletme ile yapılan anket çalıĢmaları sonucunda elde edilen birincil nitelikli veriler oluĢturmaktadır. Bu materyale ek olarak da ilgili kamu kurumlarından alınan kayıt, rapor ve istatistikler ile daha önce çeĢitli yörelerde yapılmıĢ benzer bilimsel çalıĢmaların sonuçları da araĢtırmanın ikincil materyalini oluĢturmaktadır.

Anketlerde elde edilen veriler 2010 – 2011 üretim dönemini içermektedir.

3.2. Yöntem

AraĢtırmanın yürütülmesinde izlenen yöntemler iki aĢamada incelenmektedir. Birinci aĢamada; materyalin toplanmasında uygulanan yöntemler, ikinci aĢamada ise toplanan materyalin analizi sırasında uygulanan yöntemler açıklanmıĢtır.

3.2.1. Materyalin toplanması aşamasında uygulanan yöntemler

3.2.1.1. Verilerin toplanması aşamasında uygulanan yöntem

GümüĢhane ilinde alabalık yetiĢtiriciliği yapan tüm iĢletmelerde düzenli muhasebe kayıtları bulunmamaktadır. Bu nedenle araĢtırmanın analizinde kullanılan veriler anket yöntemi ile toplanmıĢtır.

Bir popülasyon üzerinde yürütülen araĢtırmada, popülasyona ait veriler; tam sayım ve örnekleme olmak üzere iki farklı yöntemle toplanmaktadır. Popülasyonu oluĢturan birimlerin tek tek incelenerek onlardan ölçme, tartma, gözlem veya soruĢturma yoluyla bilgi alınmasına tam sayım adı verilmektedir (GüneĢ ve Arıkan, 1988).

(24)

Tam sayım yapmak bazı durumlarda (nüfus sayımı, seçimler, vergilerin düzenlenmesi, tapu kayıtları, medeni hal, nüfus cüzdanı verilmesi gibi) yasal nedenlerle veya populasyonun yapısı gereği gereklidir ve baĢvurulur. Eğer popülasyon küçük, istenilen bilgilere ulaĢmak kolay ve ucuz ise tam sayım yapılmalıdır. Tam sayım sonucu elde edilen bilgiler eğer özenle derlenmiĢ ise daha doğru sonuçları yansıtmaktadır. Örnekleme sonucu elde edilen veriler ise popülasyon parametrelerinin sadece bir tahminidir. Bu nedenle popülasyondaki birim sayısı az ise tam sayım tercih edilmelidir (Çiçek ve Erkan, 1996).

AraĢtırmada, öncelikle araĢtırma bölgesi olarak seçilen GümüĢhane ilindeki konu ile ilgili iĢletmeler tespit edilerek, çalıĢmanın planlanması aĢamasında ilk olarak GümüĢhane Ġl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü kayıtları incelenmiĢtir. GümüĢhane Ġl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün konu ile ilgili çalıĢanları ile irtibata geçilerek, ilde 33 adet alabalık üretimi yapan iĢletmelerin olduğu tespit edilmiĢtir. Ancak bu iĢletmelerin 30 adedi faal durumdadır. GümüĢhane Ġl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından Projesi onaylı 15 adet karada, 15 adet ise ağ kafeslerde (barajlarda) alabalık üretim yapan iĢletmeler sırasıyla Çizelge 3.1 ve 3.2’de verilmiĢtir. Verilerin toplanması aĢamasında ise tam sayım yöntemi uygulanmıĢtır. ÇalıĢmada 12 ayı kapsayan bir üretim dönemi (Nisan 2010 - Mayıs 2011) esas alınmıĢtır.

(25)

15

Çizelge 3.1. GümüĢhane ili karada üretim yapan tesisler (Anonim, 2010h)

Sıra

No TESĠS ADI BULUNDUĞU YER

Kullanılan Su Miktarı (lt/sn) Üretim Kapasitesi (ton/yıl)

1 Hancıoğlu Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/ġiran 12 3

2 Erdemler Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Erdemler Köyü 20 5 3 Ballıca Al.ürt.Tes. GümüĢhane/Ballıca Köyü 20 5

4 Güvemli Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Torul 20 5

5 Aysimi Al Ürt.Tes. GümüĢhane/Gözeler Köyü 24 6

6 Kopuz Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Torul 40 10

7 UğurtaĢı Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Torul 40 10

8 Gülaçar Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Torul 48 12

9 Köz Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Kelkit 60 15

10 Babakonağı Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Kelkit 80 20

11 TaĢkın Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Torul 80 20

12 Nuhoğulları Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/ġiran 88 22

13 Soylu Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Kelkit 100 25

14 Varlı Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Kelkit 100 25

15 Karadağ Al.Ürt.Tes. GümüĢhane/Torul 116 29

(26)

Çizelge 3.2. GümüĢhane ili ağ kafeslerde üretim yapan tesisler (Anonim, 2010h) Sıra

No TESĠS ADI BULUNDUĞU YER

Kiralanan Yüzey Alanı (m2) Üretim Kapasitesi (ton/yıl) 1 ġeremet Al.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 1.000 29 2 Özkürtün Al.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 2.000 100 3 Aysimi-2 Al.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 2.000 100

4 ġelale Al.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 2.000 100

5 Aysimi-3 Al.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 2.000 100

6 Denkay Al.Ürt.Tes. Torul Baraj Gölü 2.000 100

7 Eskitoğlu Al.Ürt.Tes. Torul Baraj Gölü 3.000 140 8 Karsusan Al.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 3.000 200 9 Yıldırım Al.Ürt.Tes. Torul Baraj Gölü 4.000 220 10 Aysimi-4 Al.Ürt.tes. Torul Baraj Gölü 7.000 240 11 TaĢkınlar Al.Ürt.tes. Torul Baraj Gölü 8.500 240 12 Topkara Al.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 8.000 500

13 Topçu Al.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 8.000 500

14 Canlı Su Ürünleri Al Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 8.000 500 15 Salmon Su Ürünleri A.Ürt.Tes. Kürtün Baraj Gölü 8.000 500

(27)

17

3.2.1.2. Anket aşamasında uygulanan yöntem

Belli baĢlı veri toplama yöntemleri anket (survey), gözlem, deneme ve kaynak taramasıdır. Tarım Ekonomisi alanında veri toplama yöntemi anket yöntemidir. AraĢtırma ile ilgili ulaĢılması istenen bilgilerin önceden hazırlanmıĢ sorular ile değiĢik Ģekilde elde edinme biçimi anket yöntemi olarak tanımlanabilir. Belli baĢlı anket yöntemleri; muhasebe kayıtlarından yararlanma, direkt mülakat (personal interview) ve posta surveyi olarak tanımlanabilir (Çakır, 1971).

AraĢtırıcının zamanı ve maddi imkânları, bu kaynakların etkin kullanımı ve elde edilecek bilgilerde aranacak hassasiyet derecesi gibi unsurlar, kullanılacak yöntemlerden herhangi birisinin tercih edilmesini gerektirebilmektedir (Esengün, 1990). AraĢtırmada kullanılacak verilerin yeterli seviyede ve güvenilir olması, doğru ve kesin sonuçlara ulaĢabilmenin en önemli Ģartıdır. Ancak muhasebe kayıtlarının mevcut olmadığı hallerde değiĢik anket yöntemleri ile toplanan verilerden de yararlanılabilmektedir.

Anket yöntemi ile de üreticilerden amaca uygun, güvenilir verilerin sağlanması mümkündür (Yang, 1964). AraĢtırma kapsamında iĢletmelerde düzenli bir muhasebe kayıtlarının olmaması nedeniyle veri toplamada zorunlu olarak anket yöntemi uygulanmıĢtır. ÇalıĢmada kullanılan anket formlarının hazırlanmasında daha önceden yapılmıĢ olan benzer çalıĢmalarda kullanılan anket formlarından faydalanılmıĢtır. ÇalıĢmada kullanılan anket sorularının amaca uygun olması amacıyla gerekli düzenlemeler yapılarak, soru ekleme ve çıkarma iĢlemine gidilmiĢtir. Ayrıca anket formundaki bazı soruların da günümüz koĢullarına da uyarlanarak, doğruluğunun sağlanması amaçlanmıĢtır. Anket uygulamaları 2011 yılının Mart - Mayıs ayları arasında üretici mahallinde iĢletme yöneticisi ile bizzat araĢtırıcı tarafından yapılmıĢtır.

(28)

3.2.2. Materyalin analizinde uygulanan yöntemler

3.2.2.1. İşletmelerin sosyo-ekonomik özelliklerinin belirlenmesinde uygulanan yöntemler

Anketlerin sonuçlarının dökümünde ilk olarak iĢletme ve iĢletmeci ile ilgili genel bilgiler (kuruluĢ yeri, mülkiyet durumu, nüfus ve iĢgücü durumu vb.) elde edilmiĢtir. Daha sonra ise iĢletmenin sermaye durumu, alabalık üretiminin karlılık durumu ile üretim ve pazarlama aĢamasına ait bilgiler (üretimde kullanılan su, havuz, yem, satıĢ Ģekli ve fiyatı vb.) hazırlanmıĢtır. ĠĢletmelerde nüfus durumu belirlenirken, iĢletmeci ve ailesi ile birlikteki mevcut insan sayısı ele alınarak, dağılım yapılmıĢ ve iĢletme baĢına düĢen nüfus miktarı belirlenmiĢtir.

ĠĢletmelerde iĢgücü durumu Erkek ĠĢgücü Birimi (EĠB) cinsinden hesaplanmıĢtır. Erkek ĠĢgücü Birimi, ergin (15-49 yaĢ arası) bir erkek iĢçinin günde ortalama 10 saat, yılda 300 gün çalıĢması ile ortaya koyduğu iĢgücüdür (Aras, 1988). Erkek iĢgücü birimine çevirmede kullanılan katsayılar Çizelge 3.3’de verilmiĢtir. ĠĢlemedeki farklı ve cinsiyetteki iĢgücü miktarları ilgili katsayılar kullanılarak EĠB’ye çevrilmiĢtir.

Çizelge 3.3. Erkek iĢgücü birimine çevirmede kullanılan katsayılar (Aras, 1988)

YAġ GRUPLARI KATSAYILAR

ERKEK KADIN 0 – 6 – – 7 – 14 0,50 0,50 15 – 49 1,00 0,75 50 – 64 0,75 0,50 65 – + – –

ĠĢletme yöneticilerinin kiĢisel nitelikleri veya sosyal özellikleri, iĢletmelerin yönetim biçimi, organizasyonu, teknolojik yenilikleri benimseme ve uygulaması bakımından önemlidir (Esengün, 1990). Buna göre iĢletmelerin iĢgücü durumu sunulduktan sonra iĢletme yöneticileri hakkında (yaĢı, eğitim özellikleri) bilgi verilmiĢ ve kuruluĢ

(29)

19

aĢamasında karĢılaĢılan sorunlar ile üretim ile ilgili herhangi bir sorun ile karĢılaĢtıklarında baĢvurdukları kiĢi ya da kurumlar tespit edilmiĢtir. Ayrıca iĢletmelerin bulunduğu yerleĢim birimi, kuruluĢ yeri, mülkiyet durumu, iĢletmenin Ģekli ve sahip olduğu arazi miktarı tespit edilmiĢtir.

ĠĢletmelerin bu özelliklerinden sonra, fiziksel unsurlar olan binalar, su kullanım durumları, havuz – ağ kafesler ile üretim ve pazarlama durumları incelenmiĢtir.

ĠĢletme baĢına bina alanları, yapıların kullanılıĢ amaçları, iĢletmelerde kullanılan suyun kaynağı, havuzlara su getirme mesafesi ile su naklinin nasıl yapıldığı ortaya konulmuĢtur. ĠĢletmelerde üretim sahası olan havuz – ağ kafesler, alanları ve sayıları ile sınıflandırılarak incelenmiĢtir. Üretim ve pazarlama olarak ise önemli iĢletme girdileri olan yem, yavru balık vb. gibi unsurlar kullanım durumları tespit edilmiĢtir. Ayrıca iĢletmelerde ortalama balık satıĢ ağırlığı, fiyatı ile pazarlama ve satıĢ kanalları incelenmiĢtir. Bununla birlikte iĢletmelerde örgütlenme durumu ve örgütlenmeye ihtiyaç duyulup duyulmadığının da araĢtırılması yapılmıĢtır.

3.2.2.2. İşletmelerin ekonomik analizinde uygulanan yöntemler

ĠĢletmelerin sermaye yapısının incelenmesinde sermaye fonksiyonlarına göre sınıflandırma yapılmıĢtır (Aras, 1988; Çetin ve Bilgüven, 1991). Ġncelenen iĢletmelerde aktif sermaye; arazi, arazi ıslahı, bina ve havuz, balık, alet – makine, malzeme – mühimmat ve para sermayesinden oluĢmaktadır. Pasif sermaye; borçlar ve öz sermayeden oluĢmaktadır. Aktif sermaye değerinden iĢletme borçları çıkartılarak öz sermaye bulunmuĢtur (Kıral, 1993). ĠĢletmelerde mevcut sermaye yılbaĢı değerleri gösterilmiĢtir. ĠĢletmelerde mevcut sermaye unsurlarının kıymetlendirilmesindeki yöntemler ise aĢağıda belirtilmiĢtir:

a) Arazi sermayesi için, araĢtırma yöresinde geçerli olan ortalama alım – satım değeri,

b) Arazi ıslahı ile bina ve havuz sermayesi için, yeni olanlarda maliyet bedeli, eski olanlarda ise bugünkü durumlarına ve kullanılmasındaki yıpranmalarına göre alternatif maliyetleri,

(30)

c) Alet – Makine sermayesi için, cari yılda kullanılarak dönem sonunda kullanılmayacak durumda olan aletler tümüyle masrafa geçmiĢ, diğerleri için yeni olanlarda satın alma bedelleri, eski olanlarda ise yarayıĢlılık durumlarına göre alım – satım değeri,

d) Balık sermayesi için, hali hazırdaki fiyatlar esas alınmıĢ, damızlık balıklar için ise yıpranma payı,

e) Malzeme – Mühimmat sermayesi için, alım – satım değeri,

f) Para mevcudu ve alacaklar ile borçlar için, iĢletmecinin beyanı esas alınmıĢtır (Sayılı ve ark., 1999).

Ġncelenen iĢletmelerin sabit sermaye unsurlarının amortisman paylarının hesabında; arazi ıslah sermayesi için %5, bina ve havuz sermayesi için %3, damızlık balık sermayesi için %25, alet ve makine sermayesi için ise %10 – 25 oranları kullanılmıĢtır (Açıl ve Demirci, 1984). Bina, havuz ve alet – makinelerin yıllık tamir – bakım masrafları için iĢletmeci tarafından fiilen yapılmıĢ masraflar esas alınmıĢtır. Ayrıca iĢletmelerde gayrisaf hasıla, iĢletme masrafları, üretim masrafları, saf hasıla, safi kar ve rantabilite oranı hesaplanmıĢtır.

Gayrisaf hasıla bir tarım iĢletmesinde bir üretim dönemi içinde tarımsal faaliyet sonucu elde edilen nihai mal ve hizmetlerin değer toplamını ifade etmektedir (Aras, 1988). AraĢtırmada gayrisaf hasıla porsiyonluk boy balık satıĢlarından oluĢmaktadır. Ayrıca iĢletme baĢına ve birim üretim alanına (100 m3

) düĢen gayrisaf hasıla ile gayrisaf hasıla değerinin aktif sermayeye oranı (her bir liralık aktif sermayeye karĢılık elde edilen gayrisaf hasıla değeri) da hesaplanmıĢtır.

ĠĢletme masrafları; iĢletmecinin gayrisaf hasılayı elde etmek için iĢletmeye yatırdığı aktif sermayenin faizi hariç, yapmıĢ olduğu masrafların toplamıdır (ErkuĢ ve ark., 1995). ÇalıĢmada, iĢletmeleri birbirleri ile karĢılaĢtırmak amacı ile tüm iĢletmeler ekonomik olarak birbirinden bağımsız veya borçsuz, mülk arazilerde faaliyette bulunan yani kirasız olarak düĢünülmüĢ, borç faizleri ile arazi kirası giderleri iĢletme masraflarına dahil edilmemiĢtir.

(31)

21

Üretim masrafları; aktif sermaye faizi değerinin, iĢletme masrafları değerine ilavesi ile bulunmuĢtur (Sayılı ve ark., 1999).

Tarım iĢletmelerinin baĢarısını tespit etmede kullanılan önemli kavramlardan birisi olan saf hasıla; gayrisaf hasıladan iĢletme masraflarının çıkartılması ile hesaplanmaktadır. Gayrisaf hasıladan üretim masraflarının çıkartılması ile de safi kara ulaĢılmaktadır (Sayılı ve ark., 1999).

Rantabilite; bir iĢletmenin belirli bir sürede elde ettiği karın, bu karı elde etmek için kullanılan sermayeye (aktif sermaye) oranı olarak tanımlanmakta (Açıl ve Demirci, 1984) olup, ekonomik faaliyette olan iĢletmelerin yıl sonu faaliyet sonuçlarını göstermede ve iĢletmelerin mukayesesinde kullanılan önemli bir ölçüdür (Sayılı ve ark., 1999).

ĠĢletme masrafları içerisinde yer alan unsurlardan olan; yönetim giderlerinin hesabında gayrisaf hasılanın %3’ü, döner sermaye faizinin hesabında T.C. Ziraat Bankası’nın incelenen dönemde tarımsal kredilere uyguladığı faiz oranının yarısı ve aktif sermayenin faiz oranı olarak ise %5 esas alınmıĢtır (Sayılı ve ark., 1999).

(32)

4.1. Gümüşhane İlinin Konumu

Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan Ġl doğusunda Bayburt, batısında Giresun, kuzeyinde Trabzon ve güneyinde Erzincan ile komĢudur. GümüĢhane 38-45 derece 40-12 derece doğu boylamları ile 39-45 derece 40-50 derece kuzey enlemleri arasında olup, yüzölçümü 6.575 km2, deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 1.210 m’dir. Yeryüzü Ģekilleri bakımından Köse, Kelkit ve ġiran ilçelerinin yer aldığı güney kesimi yüksek bir plato özelliği gösterirken, Merkez, Torul ve Kürtün ilçelerini kapsayan kuzey kesimi oldukça engebelidir. Dar ve derin vadilerle birbirinden ayrılmıĢ yüksek dağlar kuzeyin belirleyici özelliğidir. GümüĢhane’nin ünlü yaylaları da bu kesimde yer alır. Ġlin en yüksek noktası 3.331 m ile Abdal Musa Tepesidir.

GümüĢhane’nin içinden geçen HarĢit ile Kelkit vadisini boydan boya kat eden Kelkit Çayı ilin baĢlıca akarsularıdır. Arazinin %60’ını dağlar, %29’unu platolar, %11’ini ovalar teĢkil etmektedir (Anonim, 2009a).

4.2. Argo – Ekolojik Alt Bölgeler

Argo – ekolojik bölgelendirme, arazinin çevresel özellikleri, potansiyel verim ve arazi uygunluğu benzer olan özelliklere sahip alt alanlara bölünmesini ifade eder.

GümüĢhane ili; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan “Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli” çalıĢması ile, iklim, toprak yapısı, arazi yapısı, hakim bitki örtüsü gibi kriterlere göre 2 agro-ekolojik bölgeye ayrılmıĢtır. HarĢit Vadisi ve Kelkit Vadisi olarak bilinen bölgelerin havza isimleri Çizelge 4.1’de gösterilmektedir.

(33)

23

Çizelge 4.1. GümüĢhane ilinin alt bölgelerinin havza olarak isimleri (Anonim, 2010a)

HAVZA ADI HAVZA ĠÇĠNDE YER ALAN ĠLÇELER

I. Alt bölge Çoruh Havzası Merkez, Torul ve Kürtün II. Alt bölge Yukarı Fırat Havzası Kelkit, Köse ve ġiran

4.3. İklim

GümüĢhane ili her yönüyle olduğu gibi iklim özellikleri bakımından da Doğu Anadolu ile Karadeniz bölümü arasında bir geçiĢ teĢkil etmektedir. Yüksek Zigana duvarları ile Karadeniz’in bunaltıcı nemli havasına set çeken kop engeliyle de Doğu Anadolu’nun Ģiddetli soğuklarının gelmesini engelleyen GümüĢhane ili, dünya üzerinde ender yörelere sahip olan hoĢ bir iklime sahiptir. Ġl Doğu Karadeniz Bölgesinin iç kısmında 39-41 derece Doğu Boylamları, 40-41 derece Kuzey Enlemleri arasında karasal bir iklime sahiptir. GümüĢhane ilinin iklim özelliklerine ait veriler aĢağıda belirtilmiĢtir (Anonim, 2009a).

- Rüzgar: Ġlde yıllık ortalama rüzgar hızı 9,9 (m/sec)’dir. Yıllık hakim rüzgar batı yönünden esmektedir.

- Basınç: Ġlde ortalama yerel basınç (hpa) : 879,6 - En yüksek yerel basınç (hpa) : 897,8

- En düĢük yerel basınç (hpa) : 853,0 - Sis ve Nem: Rasat süresi : 55 yıl

- Ortalama sisli günler sayısı (%) : 4,9 gün

- Ekim ayı sisli gün sayısı (%) : 0,7 gün (en sisli ay) - Ağustos ayı sisli gün sayısı (%) : 0,2 gün (en az sisli ay)

- Sıcaklık: GümüĢhane’de en sıcak Ağustos ayı ortalama sıcaklık : 30,3 ºC - En soğuk ay Ocak ayı ortalama sıcaklık : – 0,1 ºC

- BuharlaĢma: Rasat süresi : 19 yıl - Ortalama buharlaĢma (mm) : 952,3 - Günlük en çok buharlaĢma (mm) : 12,5

(34)

Çizelge 4.2. incelendiğinde, GümüĢhane ilinde aylık ortalama yağıĢ miktarları belirtilmiĢtir. Yıllık ortalama yağıĢ miktarları toplamı (460,9 mm) Türkiye ortalamasının altındadır (Anonim, 2010b).

Çizelge 4.2. GümüĢhane ilinin 1970–2010 yılları arasındaki ortalama yağıĢ miktarları (Anonim, 2010b)

AYLAR AYLIK YAĞIġ MĠKTARLARI (mm)

Ocak 33,8 ġubat 32,8 Mart 41,5 Nisan 61,3 Mayıs 67,6 Haziran 45,5 Temmuz 12,5 Ağustos 15,2 Eylül 21,8 Ekim 47,3 Kasım 44,9 Aralık 40,0 Yıllık 460,9 4.4. Bitki Örtüsü

GümüĢhane’nin 2.100 m rakıma kadar olan kısımlarında; çam, gök nar, ladin, mazı, meĢe, titrek kavak ve Özbek kavağı, büyük yapraklı ıhlamur, dağ akça ağacı, ak söğüt, adi ceviz, sakallı kızılağaç, kiraz, yabani elma, mahlep, sarıçam, kadran ardıcı, bodur ardıç, boyacı sumağı, erik ılgın, yabani fındık, kuĢburnu, alıç ve tespiti yapılamayan yüzlerce odunsu bitki bulunmaktadır.

Merkezde peygamber çiçeği, ablan otu, baĢlık otu, saman çiçeği, bodur mazı ve henüz tespiti yapılamayan yüzlerce otsu ve endemik bitki çeĢidi bulunmaktadır (Anonim, 2009a).

(35)

25

4.5. Yüzey Biçimleri

GümüĢhane ili yeryüzü Ģekilleri bakımından ele alındığında; ilin tamamen dağlarla kuĢatılmıĢ olduğu görülmektedir. GümüĢhane fiziki coğrafya özellikleri bakımından sınıflandırılacak olursa kuzeyden Zigana – Trabzon dağları (Çakır Göl Tepesi 3.063 m), güneyden Çimen dağları (Akdağ 2.710 m), batıdan Giresun dağları (Sarıyer Tepeleri 2.919 m) ile Kelkit ve HarĢit Çayı vadilerinin daralma bölgeleri, doğudan ise Pulur dağları ve Soğanlı dağları ile bu iki değiĢik kitlenin birbirine yaklaĢtığı kesimdeki eĢiklerle çevrili olduğu gözlenir. GümüĢhane ve çevresinin yeryüzü Ģekilleri üç ana bölüm halinde incelenebilir. Bunlar; Ovalar, Vadiler ve Dağlık (Yaylalar) alanlardır. Ancak GümüĢhane ve çevresinin Jeomorfoloji haritası incelendiğinde dengenin dağlardan yana fazlaca bozulmuĢ olduğu dikkati çeker (Anonim, 2009a).

4.6. Nüfus

GümüĢhane ilinde toplam nüfusun %47’si Ģehir merkezinde, %53’ü ise köylerde yaĢamaktadır (Çizelge 4.3). 2010 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre nüfus büyüklüğü itibariyle ilçelerin sıralanıĢı Merkez ilçe, Kelkit, ġiran, Kürtün, Torul ve Köse Ģeklindedir.

GümüĢhane Türkiye’de yüzölçümü itibariyle 56., nüfus itibariyle 75., nüfus yoğunluğu bakımından 77. ve yıllık nüfus artıĢı bakımından 72. sırada yer alır. GümüĢhane ili sürekli göç veren iller arasındadır. Göçler genellikle Trabzon, Samsun, Ankara, Ġstanbul, Kocaeli ve Bursa illerine olmaktadır (Anonim, 2009a).

(36)

Çizelge 4.3. GümüĢhane ili 2010 yılı ilçe merkezi ve belde/köy nüfusu (Anonim, 2010e) ĠLÇE

ADI

ĠL/ĠLÇE MERKEZLERĠ BELDE/KÖYLER TOPLAM

Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın Toplam Erkek Kadın

Merkez 28.620 14.525 14.095 11.696 6.040 5.656 40.316 20.565 19.751 Kelkit 13.784 7.023 6.761 25.763 12.776 12.987 39.547 19.799 19.748 ġiran 8.207 4.086 4.121 9.393 4.617 4.776 17.600 8.703 8.897 Torul 4.421 2.182 2.239 7.964 3.895 4.069 12.385 6.077 6.308 Köse 3.162 1.574 1.588 4.103 1.992 2.111 7.265 3.566 3.699 Kürtün 2.968 1.510 1.458 9.537 4.811 4.726 12.505 6.321 6.184 4.7. Ulaşım Durumu

GümüĢhane iline karayolu ile ulaĢım yapılmaktadır. En yakın liman Giresun ve Trabzon ilindedir. En yakın havaalanı Trabzon ve Erzurum illerindedir. GümüĢhane’nin Ġstanbul’a uzaklığı 1.095 km, Trabzon iline 100 km, Erzincan iline 131 km, Erzurum iline 203 km, Samsun iline 358 km, Ankara iline 753 km, Bayburt’a uzaklığı 78 km, Diyarbakır’a uzaklığı 527 km, Sivas’a uzaklığı ise 357 km’dir (Anonim, 2010f). Ġlin Köyler ile ulaĢım sorunu bulunmamaktadır. Çizelge 4.4’de GümüĢhane ilinin satıh cinslerine göre yol ağı gösterilmektedir.

Çizelge 4.4. GümüĢhane ili yol ağı (Anonim,2010f)

SATIH CĠNSLERĠNE GÖRE YOL AĞI (km)

GümüĢhane

Asfalt Yollar

Parke Stabilize Toprak Diğer Yollar ġebeke Uzunluğu Asfalt Betonu Sathi Kaplama Toplam Devlet Yolu 32 270 302 - - - - 302 Ġl Yolu - 117 117 - 32 53 12 214 Toplam 32 387 419 - 32 53 12 516

Hava ve deniz ulaĢımı açısından GümüĢhane’ye en yakın il Trabzon ili, demiryolu yönünden ise Erzincan ilidir. E-97 Uluslararası karayolu üzerinde bulunan

(37)

27

GümüĢhane’nin Trabzon Hava Limanına uzaklığı 100 km, Erzincan demiryoluna uzaklığı ise 130 km’dir (Anonim,2010f).

Ġlde 4.746 km’lik köy yolu ağının 698 km’si asfalt (%15), 1.207 km’si stabilize (%25), 2.417 km’si tesviye (%51) ve 424 km’si de (%9) ham yoldur. Ġl köy yollarının %15’i gibi düĢük bir oranın asfalt olması, arazi ve iklim Ģartları ile birlikte değerlendirildiğinde, Doğu Karadeniz Bölgesinde yıllardır sorun olan köy yolları için pilot proje uygulamasının gerekliliğini açıkça ortaya koymaktadır (Anonim, 2009a).

4.8. Su Kaynakları Potansiyeli

GümüĢhane ili su kaynakları potansiyeli Çizelge 4.5’te verilmiĢtir.

Çizelge 4.5. GümüĢhane ili su kaynakları potansiyeli (Anonim, 2007)

Yerüstü Suyu (Ġl çıkıĢı toplam ortalama akım) 1.389,3 hm3/yıl

HarĢit Çayı 947,3 hm3/yıl

Kelkit Çayı 442,0 hm3/yıl

Yer altı Suyu (Ġldeki toplam emniyetli rezerv) 15,0 hm3/yıl

Toplam Su Potansiyeli 1.404,3 hm3/yıl

Doğal Göl Yüzeyleri 25,0 ha

Karanlık Göl 3,0 ha

BeĢ Göller 6,0 ha

Çakır Göl 5,0 ha

Diğerleri 11,0 ha

Gölet rezervuarı yüzeyleri 105,3 ha

Köse Göleti 40,5 ha Salyazı Göleti 23,5 ha Kızlarkalesi Göleti 18,2 ha Telme Göleti 23,1 ha Akarsu Yüzeyleri 642,0 ha HarĢit Çayı 312,0 ha Kelkit Çayı 330,0 ha Toplam Su Yüzeyi 772,3 ha Sulanabilir arazi 94.483,0 ha

(38)

Çizelgeden de görüleceği üzere, ilde su ürünleri yetiĢtiriciliği için büyük bir kaynak mevcuttur. Ayrıca sulanabilecek araziler için yeterli yeraltı ve yerüstü su potansiyeli vardır. Çizelgede belirtilen su kaynaklarından HarĢit çayı üzerine kurulu Kürtün ve Torul baraj göllerinde ağ kafeslerde alabalık yetiĢtiriciliği yapılmaktadır. Alabalık üretiminin büyük bir kısmı da bu baraj göllerindeki üretimden karĢılanmaktadır. Diğer su kaynakları evsel ve sanayi atıkları ile kirletilmediği için alabalık üretimi için çok elveriĢli su kaynaklarıdır. Ancak bütün su kaynaklarının üretimde kullanılması mümkün değildir. Çünkü rakımın yüksek olduğu kesimlerde kıĢ mevsiminde su yüzeyinin donması ve su kaynağını besleyen dere, ırmak ve benzeri besleyici kaynakların bulunmaması nedeniyle birçok su kaynağı bu amaçla kullanılamamaktadır.

4.8.1. Akarsular

GümüĢhane ilinin akarsu ġebekesini; HarĢit çayı ve Kelkit çayı ile bu çayların yan kolları oluĢturmaktadır. Ġl topraklarının güney kesimindeki akarsular Orta Karadeniz bölümünde, Karadeniz’e dökülmektedir. Tüm akarsular kaynaklarını il sınırları içerisinden alırlar. Çimen, Zigana ve GümüĢhane dağlarının zirveleri aynı zaman da su bölümü çizgilerine tekabül etmektedir.

HarĢit çayı Vauk dağının kuzey eteklerinden ve Sifon deresi ismiyle kaynağını almaktadır. HarĢit çayı Karadeniz’e dökülünceye kadar il sınırları içerisinde 142 km mesafe kat eder. Samsun’un ÇarĢamba ilçesinde YeĢilırmak olarak Karadeniz ile buluĢan Kelkit çayının bir kolu Teslim dağından, diğer kolları da Spikor ve Çimen dağlarında doğarak Kelkit çayında birleĢmektedir. Ġlde bu iki önemli akarsu dıĢında yazları yer yer kuruyan birçok küçük dereler de mevcuttur (Anonim, 2009a). GümüĢhane ilinin akarsu ġebekesini içeren HarĢit çayı ve Kelkit çayına iliĢkin bilgiler Çizelge 4.6’da verilmiĢtir (Anonim, 2010c).

Her iki çayın da il içerisindeki uzunluğu yaklaĢık olarak 100 km’dir. Mevcut sular özellikleri itibariyle alabalık yetiĢtiriciliğine oldukça uygundur. Akarsulara iliĢkin genel özellikler aĢağıda verilmiĢtir (Anonim, 2010c).

(39)

29

Çizelge 4.6. GümüĢhane ili akarsular (Anonim, 2010c)

AKARSUYUN ADI TOPLAM UZUNLUK (km) DEBĠSĠ (hm3/yıl) ĠL SINIRLARI ĠÇĠNDE BAġLANGIÇ VE BĠTĠġ NOKTALARI KOLU OLDUĞU AKARSU HarĢit Çayı 142 947,3 Vauk ve Kostan dağı – Kürtün - Kelkit Çayı 295 442 Çimen dağları-ġiran Teslim, Spikor ve YeĢilırmak

a) Harşit Çayı: HarĢit çayının yüzey alanı 312 ha olup, Vauk dağının kuzey

eteklerinden ve Sifon deresi ismiyle kaynağını almaktadır. Kuzeye doğru akarak GümüĢhane Ģehir merkezi içerisinden geçip, Giresun iline bağlı Tirebolu ve Görele ilçeleri arasında Karadeniz’e dökülmektedir. Yaz aylarında 3 – 5 m3/sn’ye kadar debisi düĢen HarĢit çayının zaman zaman taĢtığı gözlenmektedir. ÇeĢitli noktalardaki en fazla yükseldiği durumu Çizelge 4.7’de gösterilmiĢtir.

Çizelge 4.7. GümüĢhane ilindeki HarĢit çayının maksimum yükselme durumu (Anonim, 2010c)

ĠSTASYONUN YERĠ ÖLÇÜLEN MĠKTAR (m3

/sn)

Kale 203,62

ġehir Merkezi 344,24

Torul 716,72

b) Kelkit Çayı: Kelkit çayının yüzey alanı 330 ha olup, kaynağını Vauk dağından

almaktadır. Kuzey – Batı istikametinde akan çay, belirli bir noktadan sonra YeĢil ırmağı oluĢturmaktadır. Yani YeĢilırmağın ana kolu durumundadır. Yaz aylarında oldukça suları azalan Kelkit çayının 500 yıl içerisinde en fazla akıtmıĢ olduğu su miktarı 477,7 m3/sn olmuĢtur.

Yörenin önemli akarsu kaynaklarından birisi de Tomara çağlayanı veya Ģelalesi olmaktadır. Buranın özellikle turizm ve damızlık alabalık iĢletmelerinin kurulması yönünden çok büyük Ģansı bulunmaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

A- ) Circle the correct alternative. My grandfather, who / whose is dead now, came from Wales. This cupboard, which / who is under the staircase, is so dirty. Monday is the

Erkeklerde kadınlardan farklı olarak, medeni durum ile hastanın toplam hastaneye yatış sayısı (p<0.01), damgalanma hissi (p=0.02), içe kapanıklık (p=0.04) ve

Dolayısıyla tanı, hastanın geçir- diği kafa travması ve buna sekonder geliştiği düşünü- len korpus kallosum atrofisi şeklindeki genel tıbbi duru- mu nedeniyle

Algoritmada renkli görüntü kullanılmadığı için siyah beyaz hale getirilen görüntü, görüntü işleme adımları ile işlenir, özellikleri çıkartılır ve daha önce

İşletme Araştırmaları Dergisi Journal of Business Research-Türk 52 Yapılan bu çalışmada psikolojik sermayenin örgütsel özdeşleşme üzerine olan etkisi ve

TÜRK HALK OYUNLARININ TASNİFİ 100 Halk oyunlarının oynanış nedeni, yeri, oyuncu.. seçimi,

A majority of maternal deaths associated with eclampsia have concurrent HELLP syndrome.4 Causes of neonatal death include prematurity, placental infarcts, intrauterine

Bulgular – Araştırma sonucunda; erkek tüketicilerin kadınlara kıyasla sosyal medyada yer alan fırsatlardan ve yiyecek içecek işletmelerinin yapmış