• Sonuç bulunamadı

Niçin organik hayvansal üretim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Niçin organik hayvansal üretim"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Günümüzde havayı, suyu ve toprağı kirletmeden, erozyonu, toprağın tuzlulaşmasını, diğer hastalık ve zararlıların etkisini en aza indirecek tarım teknolojilerinin geliştirilmesine her geçen gün daha fazla gereksinim duyulmaktadır. Doğayla dost bu yeni üretim modeli Ekolojik (Organik) Tarım olarak adlandırılmaktadır. Organik tarım; doğadaki dengeyi koruyan, toprak verimliliğinde devamlılığı sağlayan, hastalık ve zararlıları kontrol altına alarak doğadaki canlıların sürekliliğini sağlayan, doğal kaynakların ve enerjinin optimum kullanımı ile optimum verim alınan bir üretim sistemidir Ak, 2007). Organik tarım, insan, çevre ve ekonomik olarak sürdürülebilir tarımsal üretim sistemini bütünleştiren bir yaklaşımdır. Sistemin amacı doğal kaynakları korumak, zararlı ve hastalıklardan arınmış bitkisel ve hayvansal ürünler üretmektir. (Türk2001;Ak,2005).

Kimyasal kalıntı içermeyen, kaliteli hayvansal ürün üretmeyi, kimyasal gübre ve tarım ilacı kullanımından kaçınan, çevreyle dost, toprak verimliliğini koruyacak üretim tekniklerini kullanmayı amaçlayan bu üretim yöntemi, ülkelere göre ekolojik, organik, biyolojik, bio-dinamik, alternatif, doğal, yenilenebilir ya da sürdürülebilir tarım olarak da adlandırılmaktadır (Aksoy ve Altındişli,1998).

Günümüzde insanlar için en önemli ve vazgeçilmez unsurun sağlık olduğu kabul edilmiştir. İnsan sağlığı, kişilerin tükettiği gıdalar ve yaşadığı ortamla doğru orantılıdır. Bu yüzden sağlıklı bir yaşamdan bahsedebilmek için, insan sağlığına zararlı olan her türlü kimyasal girdilerin ve yaşanılan ortamı yaşanmaz hale getirebilecek her türlü olumsuz faktörlerin ortadan

Kaldırılması gereklidir..(Anonim 2002). Dünyadaki hızlı nüfus artışına bağlı olarak tarım ürünlerine olan talebin yoğunluğu nedeniyle bitkisel ve hayvansal üretim uzun yıllar konvansiyonel yöntem denilen yoğun üretim şekliyle yapılmıştır. Konvansiyonel üretimde birim alandan yüksek miktarda ve ekonomik ürün alınması öncelikli olduğu için ekolojik denge ve insan sağlığı ikinci plana atılmıştır (Ünal, 2006)

Niçin Organik Hayvansal Üretim?

Hakan İNCİ

Bünyamin SÖĞÜT Turgay ŞENGÜL

Bingöl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, BİNGÖL

Kanatlılarda ve özellikle etlik piliçlerde gelişmeyi ve yemden yararlanmayı artırıcı olarak antibiyotikler kullanılmaktadır. Bu antibiyotiklerin bilinçsiz kullanılması sonucu birçok mikroorganizmanın bağışıklık kazandığı ve antibiyotiklerin bazı hastalıklara karşı etkilerinin azaldığı veya ortadan kalktığı bildirilmiştir (Kırkpınar ve Erkek, 2000). Bu nedenle, AB ülkeleri ve Türkiye antibiyotiklerin hastalıkların tedavisi dışında kullanılmalarını yasaklamıştır (Anonim, 1999).

Konvansiyonel hayvancılık sistemlerinde, çiftlik hayvanlarının performanslarının arttırılması ve üretim artışı ile üretim masraflarının azaltılması bakımından önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Ancak üretim artışı çevre dostu üretime, hayvan sağlığı ve refahına uygun olarak gerçekleştirilememiştir. Fakat son yıllarda, güvenilir ve sağlıklı ürünlere daha fazla fiyat ödemeye razı olan tüketici sayısındaki artış üretici üzerindeki ekonomik baskıların azaltılmasını kolaylaştırmıştır. Organik ürün talebinin yansıra, türlerin, doğanın, yeraltı sularının ve hayvanların korunması isteği de hayvansal üretimde yeni arayışlara yönelme sonucunu doğurmuş ve organik hayvancılık ön plana çıkmıştır (Sundrum, 2001). Organik hayvancılık, yüksek kaliteli, sağlıklı ve risksiz ürünler talep eden tüketici kitlesine yönelik, çevre dostu üretim teknikleriyle kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen bir üretim faaliyetidir. Organik hayvancılık kavramı son yıllarda ABD’de ve Avrupa’da hayvansal üretim sistemleri içerisinde “Alternatif Hayvancılık Yöntemi” olarak büyük bir önem kazanmıştır. Organik hayvancılığın dört temel ilkesi bulunmaktadır (Woodward ve Fernandez, 1999) Bunlar;

• Organik yemle besleme, • Uygun barınak koşulları

• Sağlıklı hayvan yetiştiriciliği, • Uygun damızlık ve ırk seçimidir.

Organik hayvancılığa yönelme nedenlerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür (Sundrum, 2001; Pekel ve Ünalan, 2001);

Çevre dostu üretim yoluyla çevreye olan zararı minimuma indirgemek,

Sürdürülebilir hayvancılığı geliştirmek, Hayvan hastalıklarıyla mücadele ve sürü sağlığını korumak,

Hayvan refah standartlarını geliştirmek,

Tüketici talebine yönelik yüksek kaliteli, sağlıklı ürünler üretmek, Verilen yüksek fiyatlarla, üreticilerin gelir düzeyini yükseltmek.

Organik tarım yönteminin insan sağlığı ve hayvan refahı açısından artı değeri konvansiyonel tarımınkinden kıyaslanamayacak kadar yüksektir. Bu beslenme biçimine gelişmiş ülkelerden talep olağanüstü derecededir. Diğer taraftan organik tarım yaygınlaştıkça, çığ gibi büyüyen çevre sorunlarımıza da çare oluşturacak, yerli tüketicinin de vasıflı ürün tüketmesini sağlayacaktır. Ülkemiz, zengin biyolojik çeşitliliği ve uygun iklimine rağmen organik tarım açısından henüz çok geridedir. Nitekim Türkiye elindeki bu geniş imkânları iyi değerlendirse kısa sürede AB ülkelerinin bir nevi organik ürün ambarı haline gelebilir (Aktar ve Ananias, 2007).

Sonuç ve Öneriler

Türkiye’de halen hayvancılığın çözülmesi gereken çok önemli sorunları mevcuttur. Ancak organik üretim yoluyla bu sorunların çözümleneceği düşünülmemelidir. Çünkü organik üretim yöntemi, sağlıklı ve kaliteli ürün talebiyle özel bir primi olan pazara yönelik üretim için kullanılan bir yöntemdir. Fakat tüketici taleplerinin karşılanmasında önemli bir yere sahiptir.

Türkiye’de hayvancılıkta temel hedef hayvan ırklarının iyileştirilmesi ve verimliliği arttırmaktır. Bu nedenle organik üretimin iyi bir alternatif yöntem olabilmesi için bir geçiş süresine ihtiyaç duyulacaktır. Ancak, burada önemli bir nokta da çeşitli hayvancılık üretim dallarında bio-güvenliğin sağlanması için gerekli koşulların oluşturulmasıdır.

Organik hayvancılığın gelişmesi için kaliteli ve sağlıklı ürünlere yönelik tüketici talebi arttırılmalı, risk faktörlerinin değerlendirilmesi için epidemik inceleme ve araştırmalara yer verilmelidir. Kaliteli üretim yöntemlerini geliştirmek için üretici kararlarını destekleyici sistemler göz önüne alınmalıdır. Organik hayvansal üretimin işletmelerde yerleştirilmesine ilişkin sosyo-ekonomik araştırmalar yapılmalıdır. Üreticilerin organik üretimi benimsemesi yönünden, üretilecek organik ürünlerin maliyet ve kârlılıkları araştırmalarla ortaya konulmalıdır. Organik tarımla ilgili yönetmelik ve politikaların oluşturulmasında sektördeki kişilerin deneyimleri dikkate alınmalı, gerek üreticiye, gerekse tüketiciye organik tarım ile ilgili kurslar verilmelidir. Türkiye’de entansif hayvancılığın yoğun olduğu Ege, Marmara ve Akdeniz bölgelerinde doğal mer’a ve yaylalardan yararlanılarak organik koyun ve keçi üretimine geçişin yolları araştırılmalıdır. Organik hayvansal üretimde özellikle tüketici güveninin sağlanması açısından kontroller sürdürülmeli ve bu ürünler için farklı etiket ve ambalaj kullanılmalıdır. Organik hayvansal ürünler için iç ve dış pazar araştırmaları yapılmalıdır. Bunların dışında, Türkiye’de hayvancılıkta organik üretime ilişkin üretim ve pazarlama politikalarının ivedilikle oluşturulması, üreticiyi destekleyen, tüketicileri bilinçlendiren programların hazırlanması gerekmektedir.

Dünya nüfusunun hızla artması diğer ihtiyaçlar yanında insanların gıda ihtiyacını da artırmaktadır. Bu durum üreticilerin, nüfusun yeterli ve dengeli düzeyde beslenebilmesi için geleneksel tarım yöntemlerinden vazgeçilerek yeni arayışlar içine girmelerine sebep olmuştur. Araştırmalarda daha kısa sürede, daha yüksek kalitede ve daha fazla miktarda ürüne ulaşmak amaçlanmıştır. Ancak bu yeni yöntemler beraberinde insan sağlığı için güvenli gıda problemini de beraberinde getirmiştir. Hayvansal üretimde kesimhane yan ürünleri ve kadavra unları ile çeşitli katkı maddeleri bilinçsizce ve yoğun olarak kullanılarak ekolojik denge, ürün kalitesi ve insan sağlığı göz ardı edilmiştir. Uzun süreli konvansiyonel üretimin sonucu olarak hayvan ve insanlarda nitrat zehirlenmeleri, çeşitli kanser vakaları, hayvanlarda Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE-Deli İnek Hastalığı) ve buna bağlı olarak insanlarda Creutzfeldt Jacop (CJ) hastalığı görülmüştür. Konvansiyonel üretim sistemleri, ekosistemin hızlı bir şekilde bozulmasına neden olduğu için geri döndürülemeyecek bir tehlikenin eşiğine gelinmiştir. Konvansiyonel üretimin bu ve benzeri problemleri nedeniyle, son zamanlarda artık birçok ülke süratle organik üretime geçmektedir. İnsanların bu konuda giderek bilinçlenmesi, doğala dönüş eğilimi ve dengeli beslenme endişesi ile birim alandan daha fazla üretim elde etme çalışmaları yerini organik ve doğal dengeyi korumayı esas alan bir üretim modeline bırakmaya başlamıştır. Bu amaçla, organik hayvancılık üretim sistemleri üzerinde birçok çalışma yürütülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Organik, konvansiyonel, hayvansal üretim, sağlık, refah

•Nüfus Artışı

•İhtiyaçların Artması •Yüksek Verim

ÇÖZÜM !

Alternatif olarak çevre dostu üretim sistemlerinin gündeme gelmesi…

Organik Tarım

KALİTELİ GIDA İHTİYACI”

Konvansiyonel ve Organik Üretim

Konvansiyonel üretim yöntemlerinde birçok kimyasal madde kullanılmaktadır. Kullanılan bu kimyasallar çevre kirliliğine yol açmakta, atmosfer kirlenmekte, doğal denge bozulmakta, iklimler değişmekte ve doğal afetler artmaktadır. Tarım ilaçları, hava, toprak, su ve besin kirliliğine yol açmaktadır (Türk 2001). Tarım ilaçları kümülatif özellikte maddelerdir. Az miktarlarda alınsalar bile vücutta süt ve adipoz dokuda birikmektedir. Besinlerle alınan tarım ilacı kalıntıları insanda yağ dokuda birikmekte, süt ile yeni doğan yavruya geçebilmekte ve başta kanser olmak üzere birçok hastalıklara neden olabilmektedir. Konvansiyonel sistemlerle üretilen gıdalar, insanlarda, mide, kalın bağırsak ve pankreas kanseri, lösemi, sperm sayısının düşüklüğü ve cinsel hastalıklar, erken doğum ve doğuştan bozukluklar, emzirme süresinin kısalması, saç dökülmesi ve deri sorunları, mutasyon (genlerde değişikler), astım, alerji ve göz rahatsızlıklarına neden olabilmektedir (Türk, 2001).

Konvansiyonel hayvancılığın en yoğun bir şekilde uygulandığı tavukçuluk sektöründe de diğer tarım faaliyetlerinde olduğu gibi insan ve çevre dostu üretim metotlarının geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına gereksinim vardır (İnci, 2009). Organik tavukçuluk, tavukların beslenme ve sağlık koruma önlemlerinde sentetik olarak üretilen besin ve kimyasal maddelerin kullanılmamasını öngören, onların doğal davranış ve fizyolojilerini rahatsız etmeyecek şekilde beslenme ve çevresel isteklerinin karşılandığı bir üretim sistemidir (Şahin ve ark. 2005).

Çeşitli katkı maddelerinin kullanılmaları da önemli sağlık sorunlarına neden olan unsurlardır. Bunun en tipik örneği, son yıllarda AB ülkelerinin bir kısmında sığır besisinde kullanılan kesif yemlere Scrapie hastalığından ölen koyunların kadavra unlarının karışması sonucu ortaya çıkan ve büyükbaş hayvanlarda görülen Bovine Spongiform Encephalopathy (BSE-Deli İnek Hastalığı)’dir (Şayan ve Polat, 2001).

Özet

Referanslar

Benzer Belgeler

uzmanlaşmış yapıda olan geleneksel tavukçuluk sektörünün organik tavukçuluğun gelişimini olumlu olarak etkilemesi, organik sertifikalı yumurtanın diğer hayvansal

Sürü sağlığı yönetimi bakımından sorunlar • Dünyada ve AB’de organik hayvansal üretim yapan. çiftliklerde, bu sorunun çözümü

standarda zorunlu olarak uymaları gerekecektir. Bu nedenle özellikle organik hayvansal üretime uygun olan bölgelerdeki meralar etkin bir şekilde ıslah edilerek, organik

üretimin gelişmesine önemli katkı sağlayacaktır. Ayrıca geleneksel hayvansal ürünlerle karşılaştırıldığında gıda güvenliği garantisini sağlamış olan

(Turhan ve Vural 2013). Tüm bu çalışmalarda Bakanlığın ve organik tarımla ilgilenen diğer paydaşların önemli bir rolü bulunmaktadır. Bilgilendirmeler sadece teşvik

geliştirilmesinin hedeflenmesi önerilmektedir (Chander vd. Türkiye’de de farklı coğrafik bölgelerde dağlık ve kurak alanlar başta olmak üzere birçok farklı alanda

Asur İmparatorluğu Dönemi; Milattan Önce (M.Ö.) 1920-1750 yılları arası.. • Anadolu’nun ilk yazılı devri olan bu döneme ait bilgileri, söz konusu alış-veriş

• Bizanslılar döneminde gerçekleştirilen başlıca tarımsal faaliyetlerin; buğday, arpa, yulaf, çavdar pamuk, meyve ve sebze türleri, üzüm, zeytin ve zeytinyağı, arıcılık