• Sonuç bulunamadı

Sarkis'siz Sarkis tartışması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sarkis'siz Sarkis tartışması"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sarkis’siz ‘Sarkis tartışması’

“Sarkis olayı”ntn tartışmaları sürüyor... Beral Madra,

kamuoyunun bu konunun ana öğelerini gözden kaçırarak güncel polemiklere takılmasının içinde bulunduğumuz çağdaş sanat bunalımını körükleyeceğini düşünüyor. Madra, Sarkis’in Avrupa sanat ortamında önemli bir sanatçı olduğunu vurgulayarak “Sarkis’in yapıtları, siyasal, ekonomik ve toplumsal olaylara doğrudan doğruya gönderme yapmaz. Siyasal, toplumsal ve ekonomik olayların arkasındaki düşünce sistemleri, bu sistemlerin birbiriyle ilişkileri ve insan faktörü onun için daha önemlidir” diyor.

BERAL MADRA______________________ Cumhuriyet gazetesinin kültür sayfasını bir

süredir işgal eden “Sarkis” konusunun Sar­

kis’siz yapılmasının zamanı geldi inancında­

yım. Kamuoyunun, bu konunun ana öğelerini gözden kaçırıp güncel polemiklerine takılma­ sının, içinde bulunduğumuz “çağdaş sanat” bunalımını körükleyeceğini sanıyorum.

Yaklaşık 30 yıldır Fransa’da yaşayan Sar­

kis, Avrupa sanat ortamının 1960’tan bu yana

geçirdiği sanat aşamaları içinde, sanatın tanı­ mı, geç kapitalist ortamda ve toplumdaki yeri, çağdaş düşünce akımları içindeki yeri üstüne yapıt üreten sanatçılardan birisidir. Sarkis’in yapıtları, başlangıçtan bu yana birbirine bağlı olarak üretilmiş, mekân düzenlemeleri ve yer­ leştirmeler olarak sergilenmiştir. Aralık 1991’- de Grenoble’da Magasin’de açılan sergisi, 30 yıllık sanat üretimini bir bütün olarak göster­ mektedir.

Sarkis’in yapıtları gelmiş geçmiş kültür me- taforlarını, kültürler arasındaki ilişkileri ve özel yaşamının ve tarihinin belgelerini içerir. Bunların bir araya getirilmesinde ise üç ana öğe belirgindir: Ses, ışık ve gizemli, kutsal bir alan.

Sarkis’in yapıtları, siyasal, ekonomik ve toplumsal olaylara doğrudan doğruya gön­ derme yapmaz. Siyasal, toplumsal ve ekono­ mik olayların arkasındaki düşünce sistemleri, bu sistemlerin birbiriyle ilişkileri ve insan fak­ törü onun için daha önemlidir. Özellikle insan faktörünü belleği, bilinci ve kültürüyle değer­ lendirir Sarkis.

Avrupa sanat ortamında Sarkis’in önemi, kararlı, tutarlı ve sanat pazarına yenilmemiş bir sanatçı olmasında ve multikültürel bir alt­ yapıyı, evrensel bir yaratıcılık sentezine dö­ nüştürmüş olması ve sanatıyla koşut giden bir öğretisi olmasıdır.

Türkiye sanat ortamında Sarkis’in önemli bir sanatçı olduğu yalnız açtığı iki kişisel ser­ giyle değil, 1. ve 2. İstanbul bienallerindeki işleriyle de kanıtlanmıştır. Bienal danışma ku­

rullarının oybirliğiyle bienallere davet edilen

Sarkis, bienallere yalnız işleriyle katılmakla kalmamış, aynı zamanda uluslararası sanat ortamını Türkiye’ye çekmek için de çalışmış­ tır.

1960’lı yıllardan bu yana dünyadaki düşün­ ce akımları ile sanat yapıtları arasındaki koşutluk ya da birbirini tamamlama durumu,

“Zeitgeist” “zamanın ruhu” terimiyle özetlen­

mektedir. Çağdaş sanatın (buradaki çağdaş bu çağa ait anlamında değil, yaşanan dönem anlamındadır) temelindeki kavram budur.

Eğer Türkiye’de bir çağdaş sanat varsa ve sanatçılar çağdaş sanatçı olmak amacını gü­ düyorlarsa zamanın ruhunu yaşamak, anla­ mak ve yaratmak zorundadır; bunun için de sürekli bilgilenmeye ve düşüncelerini güncel­ leştirmeye çalışmalıdırlar. Sanatçılar bugün belki ekonomik açıdan dar boğazdadır ve ya­ pıt üretemiyorlar; ancak bu, onların düşünsel açıdan günün gerisinde kalmaları için bir ne­ den değildir; tam tersine bu dönemde düşünce düzeyindeki sanatsal yaratıcılıklarını engelle­ yen geri kalmış ideolojilere karşı çıkmaları için daha çok nedenleri vardır. Sarkis, bu “zeitge-

ist”a sahip sanatçılardan birisi olarak Türkiye

sanat ortamında birçok sanatçının örnek aldı­ ğı ve alacağı bir sanatçıdır. Sarkis, Türkiye’ye yaklaşmakta olan uluslararası sanat ortamı­ nın ve çağdaş düşüncenin simgelerinden biri­ dir.

Sarkis’i “Ermeni propagandası yapıyor” di­ ye itham eden ısrarlı yayınlara kaTşı çıkan kınama ilanına katılan aydınların imzalarının bu bağlamda ikinci bir anlamı daha vardır. Bu anlam yukarıda tanımlamaya çalıştığımız

çağdaş sanat durumu ile ilgilidir. Aydınların,

bu durumun bilincinde olarak eleştiri ve sanat yayını adı altında sanatın karanlık ideolojilere alet edilmesine, sanatın özgürlüğü ve bağım­ sızlığının yaralanmasına, bir ülkenin sanatsal gelişimine katkıda bulunması beklenen eleştiri kurumunun yozlaştırılmasına, çağdaş sanat ölçütlerini yerleştirmeye çalışanlara engel ol­ maya çalışan zihniyete, ülkemiz çağdaş sana­ tının uluslararası sanat ortamıyla ilişkiye girmesini “ulusal kimlikten yoksunluk” olarak yargılayanlara, genç kuşağın sanatsal açılım­ larını küçümsemeye çalışanlara, ülkemize gelen sanatçılara ve sanat adamlarına gereksiz yere dil uzatanlara, topluma geçmiş dönemle­ rin sanat anlayışını ‘çağdaş” olarak tanıtanla­ ra karşı olmaları umut vericidir. Bu açıdan bakıldığında bu imza daha da önemli olmak­ tadır.

Bugün ırkçılığa ve demokrasiye aykırı dü­ şen birçok olumsuz davranışa karşı imza atmak kolaydır, ama belki başlangıcından bu yana ilk kez gerçek bir kuramsal, kavramsal, düşünsel gelişmenin eşiğinde olan ve dünya­ daki çokkültürlü ortam içinde yerini almak üzere önünde kaçırılmayacak fırsatlar olan Türk sanat ortamına, geçmişte de birçok kez olduğu gibi ölü toprağı gibi serilmek istenen geri düşünceye karşı çıkmak çok zor fakat çok önemlidir.

Aydınların ve kamuoyunun bu konuyu bir kez de bu yönden gözden geçirmelerini salık veririm. t . q

T f'5 j0 5 2 ^

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ressam­ ların mecmuaları olan ve çıkmakta de­ vam eylemekle beraber, ressamların pek fazla alâkalarına tnazlıar olup olmadığı pek bilinmiyen Ar'da, kendisinin

Tarih boyunca özgürlüklerin ve farklılıkların alanı olan kent, düşünsel farklılıkları, toplumsal çeşitliliği ve kültürleri kamusal mekânda ifade etmiştir (Bilsel,

İsa’nın ele verilmeden bir gün önce havarileriyle birlikte yediği yemeği ve bu yemek sırasında bir masa etrafındaki durumlarını gösteren, aynı zamanda

Ald›¤› onlarca ödülü bura- da içerikleriyle anlatmak olas› de¤il, ama iki tanesi var ki… Bunlardan biri 2005 y›- l›nda Avrupa Birli¤i’nin verdi¤i en büyük bilim

Sadrazam Said Paşayı günahı kadar sevmiyen Ahmet Vefik Paşa her vesileden istifade ede rek Said Paşayı verdiği cevap, laria âdeta terslermiş.. Bir gün Mabeyni

Çok yakın zamanda Zhao ve Chen brinzolamide bağımlı geri dönüşümlü bir kornea ödemi olgusu bildirmiş olmakla beraber, bu zamana kadar topikal dorzolamid %2

Tekrar değerlendirilen hastaya 7 ay sonra boseprevirle yeniden tedavi için indikasyon dışı ilaç onayı alınarak PegIFN α-2b 100 µg/hafta, ribavirin 1000 mg/gün ve

Sakallı Celâl bu hikâyeyi de anlat­ tıktan sonra “İşte o günden beri bir ta­ kım insanlar büyük kitlelerin beynini din gibi, milliyetçilik gibi mistik ve de