• Sonuç bulunamadı

Mevlana müzesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mevlana müzesi"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

c

ffie vtâna cMüzssi

Erdoğan EROL

M

EVLÂNA MÜZESİ 1926 yılında KONYA ÂSAR-I ÂTİKA MÜZE­ Sİ adı ile açılmış, 1954 yılında

yeniden teşhir ve tanzimi yapı­ larak, MEVLÂNA MÜZESİ adını almış­ tır. 6500 m2 lik alanı kaplayan Mevlâna Müzesinin yeri Selçuklu sarayının gül bahçesi iken, Horasan'ın Belh şehrinden, Nişabur, Bağdad, Mekke, Medine, Kudüs, Şam, Halep, Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yoluyla Larende'ye (Kara­ man) burada yedi yıl kaldıktan sonrada Konya’ya gelen Mevlâna'nın babası Sul- tan-ül Bahaeddin Veled'e, Selçuklu Sulta­ nı Alâeddin Keykubat 1 tarafından hedi­ ye edilmiştir.

Sultan-ül Ûlema Bahaeddin Veled 12 Ocak 1231 yılında vefat edince türbedeki bu­ günkü yerine defnedilmiştir. Üzerindeki yeşil renkli çinilerden dolayı Yeşil Türbe (Kubbe-i Hadra) denilen kısmın yapımı­ na 17 Aralık 1273 yılında Mevlâna'nın ve­ fatından sonra başlanılmıştır. Mimar Teb- rizli Bedreddin’in başkanlığında, fil ayağı denilen dört kalın sütun üzerine yalnız­ ca güney kutbu kapalı olarak 130 bin Sel- çuki dirhemi harcanılmış ve 1274 yılında tamamlanmıştır. 1396 yılında ise türbe­ nin üzerindeki 16 dilim li yeşil çinilerle kaplı külâh ilâve edilmiştir.

Avluda müzeye Türbe kapısından girilir. Kapı ahşaptır. Geometrik motiflerle süs­ lü kapı üzerinde Sultan Veled'in (Ey is­ tekli, benim öğüdümü kabul et. Doğrula­ rın eşiğine başını koy.) manasında olan farsça;

Pend-i men bîpzîr ey tâlip zicân Ser beneh ber âstan-ı rastân beyiti kabartma olarak işlenmiştir. Kapının hemen üzerinde Molla Abdurrah­ man Câmî'nin (Ölm. 1492) şu farsça bey­ ti ihtiva eden levhası vardır.

Kâ'bet-ül uşşak başed in mekam Her ki nakis amed inca şod temam Anlamı : Bu makam âşıkların kâbesi ol­ du. Her kimki eksik gelir tamamlanır. Bu levhanın üzerindeki hattat Mehmet Sadık'm H. 1362 tarihli ceviz ağacından yapılmış «Ya Hazret-i Mevlâna»sı vardır. Türbe kapısından TİLÂVET ODASI (hat- dalresi) ne girilir. Bu odada meşhur Os­ manlI hattatlarından Rakım, Mahmud Ce- lâleddin, izzet, Hulûsi, Hamid ve Yesari- zade Mustafa İzzet Efendi gibi hattatla­ rın yanında, Osmanlı Padişahlarından 2. Mahmud'un yazdığı altın kabartma sülüs levhada vardır.

Tilâvet odasından, Huzur-ı Pir'e (Türbe kısmına) gümüş kapı ile girilir. Gümüş

Türbe Kapısı. (Sultan Veled'in beytinin bulunduğu ahşap kapı) Door of the Dome

(3)
(4)
(5)

kapı iki kanatlı ve ceviz ağacından yapıl­ mış olup, üzeri gümüş levhalarla kaplan­ mıştır. Kapının üzerindeki aşağıdaki kita­ beden de anlaşıldığı gibi, Sokullu Meh­ met Paşa’nın oğlu Haşan Paşa tarafından 1597 yılında yaptırılarak türbeye hediye edilmiştir.

Sadr-ı a'zam Muhammed'in halefi Vüzerâ serveri Haşan Pâşâ Asistânına bâb-ı Molla'nın

Etti elf ü semâne’de ihdâ. 1008 H Bu kısımda iki vitrin içerisinde Mevlâna- nın meşhur iki eseri Mesnevi ve Divan-ı Kebir'in en eski nüshaları teşhir edilmek­ tedir. Üç kubbe ile örtülü bu salonun sağ tarafındaki yüksekçe kısımda 65 mezar vardır. Bu mezarlardan 55 i Mevlâna’nın soyundan gelen erkek ve kadınlara, 10 adedi de mevlevî büyüklerine aittir. Yeşil kubbenin tam altına gelen kısımda Mev- lâna ve oğlu Sultan Veled için, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı gök mavisi renkte mermerden bir sanduka vardır. Bu sandukayı ise 1894 yılında Sultan Ab- dülhamid 2 tarafından hediye edilmiş o- lan, altın sırma tellerle besmele ve ayet­ lerin işlenmiş olduğu Puşîde (örtü) ört­ mektedir.

Mevlâna'nın hemen ayakucunda, mermer sanduka yapılıncaya kadar kendi üzerin­ de duran, şimdi ise babası Sultan-ül Ûle- ma Bahaeddin Veled’in üzerinde bulunan ceviz sanduka vardır. Selçuklu devri şa- haserlerinden kabul edilen bu sandukanın üzerinde, Ayetler, Mesneviden seçme be­ yitler oyularak işlenilm iştir. Sandukanın projesi Mimar Selim Oğlu Abdülvahid ta­ rafından çizilmiş ve Konyalı Genak oğlu Hümameddin Muhammed tarafından ya­ pılmıştır.

Bu sandukaların önünde gümüş kafes ve eşik vardır. Bu kafes 1597 yılında Maraş Valisi Mahmud Paşa tarafından yaptırıla­ rak türbeye hediye edilmiştir. Gümüş ka­ fes üzerinde Şair Manî’ye ait 32 beyitlik türkçe bir şiir olup, Kalemkâr ilyas adlı bir usta tarafından kapı üzerine işlenil­ miştir. Bu şiirde devrin Padişahı 3. Meh- med'e, Maraş Valisi Mahmud Paşa'ya öv­ güler vardır.

Türbe kısmında bulunan salonun sol kıs­ mında 6 sanduka vardır. Burada Mevlâna ve babası ile birlikte Horasan’dan göçüp gelen 6 askerin (HORASAN ERLERİ) nin mezarları vardır.

Horasan Erlerinin ayak ucunda ise bir başka şahaser Nisan Tası vardır. Tas bronz üzerine altın ve gümüş desenli ve figürlüdür. Üzerindeki arapça kitabeden İlhanlI Hükümdarı Ebu Said Bahadır Han (1305 - 1335) için yapıldığı anlaşılmakta­ dır. 1333 yılında Emir Sungur Ağa’nın aracılığı ile Türbeye hediye edilmiştir. Ebu Said Bahadır Hanı öven arapça ş iir­ ler, çeşitli tarihi olayları anlatan altın ve gümüş kakma minyatürlerin olduğu bu tasda, İslâm geleneğince kutsi sayılan Nisan yağmurları toplanılmış, Mevlâna’- nın sarığının ucu bu suya batırılmış ve gelen ziyaretçilere ikram edilmiştir. Horasan Erleri’nin yanında sergilenmek­ te olan çeşitli levhaların yanında Mev- lâna’nın farsça rubaisi, özellikle Mevlâ- na'nın felsefesini açıklaması yönünden mühimdir. Farsça rubaî şöyledir :

Bazâ bazâ her ançe hesti bâzâ Ger kâfir u gebr u bût-perestî bâzâ İn dergeh-i ma dergeh-i novmidî nist Sad bar eğer tövbe-şikestî bâzâ.

Mesnevi - han maketi. (Derviş hücresinde)

Model of the Mesnevi Khan (in the Dervish Chamber)

Rubainin türkçe açıklaması ise ş ö y le d ir: Gel, gel ne olursan ol gel.

İster Meçûsî ister Putperest ol gel. Bizim dergâhımız üm itsizlik dergâhı değildir.

Yüz kere tövbeni bozmuş olsanda, yine gel.

Huzur’dan geniş bir kemerle SEMAHANE' ye geçilir. Sema'ın yapıldığı yerdir. XVI. Y.Y. da Kanuni Sultan Süleyman devrinde yapılmıştır. Geniş kubbeli bir salondur. Doğu ve kuzey yönü kısım veya bölüm manasına gelen yukarı kısmı ahşap kafes­ li, alt kısımları demir parmaklıklı kadın ve erkek mahfelleri ile çevrilidir. Daha sonra Sema' sırasında ayin-i şe rif’i icra eden ayinhan, ile, neyzen, rebabzen ve

kudümzenin oturdukları mutrip Hücresi gelir. Salonun ortasındaki 4 vitrinden bi­ rinde Şems-i Tebrizi’nin serpuşu, Mevlâ- na'nın oğlu Sultan Veled'in Deste Gül is­ mi verilen cepkeni sergilenmektedir. Di­ ğer 3 vitrinde ise Mevlâna’ya ait sikke­ ler, cübbeler, omuzluk ve namaz secca­ desi sergilenmektedir. Ayrıca her vitrin ­ de birer adet XVI. Y.Y. Memlüklu devri Şeffaf Kandili vardır ki, bunlarda müzede bulunan cam işçiliği şahaserlerindendir Yine bu kısımda su, çorba ve şifa tasları ile OsmanlI, İran ve Musul işi kandil ve şamdanların bulunduğu madeni eserler vitrini; çekmece, usturlap ve son derece kıymetli Selçuklu ve Osmanlı rahleleri­ nin sergilendiği ahşap eserler vitrini ;

(6)

Kur’an Cüzü. (Mescitte bulunan vitrin içerisinde) 'i An extract from Koran (From the exhibits in the Mesjit)

hayet mevlevi ayinleri ve notalarının, ens­ trümanlarının ve meşhur musiki ustaları­ nın musiki aletlerini ihtiva eden vitrin, zikredilmeğe değer niteliktedir.

Türbe kısmından küçük bir kapı ile Mes­ cit kısmına geçilir. Mescit kısmıda Ka­ nuni tarafından yaptırılmıştır. Burada bu­ gün değerli hat, tezhib ve cild numunele­ rinin sergilendiği vitrin le r vardır. Ayrıca güney kısmında duvarlara dayanılmış son derece değerli ve eski halı ve kilim nu­ muneleri vardır. Bunlardan birisi özellikle dikkati çeker. Dünyanın en değerli halısı­ dır. Halı ipek dokuma olup, her santimet­ re karesinde 144 ilmik ve düğüm var­ dır.

Ayrıca bu kısımda bulunan sakal-ı Şerif ve kutusu, Mevlâna’nın torunu Ulu A rif Çelebi’ye ait 999 adetlik zikir teşbihleri bu bölüme daha onurlu ve çekici bir gü­ zellik vermektedir.

Bugün Halı ve Kumaş Pavyonu olarak kul­ lanılmakta olan Derviş Hücreleri 3. Mu- rad tarafından yaptırılmıştır. Bu hücreler­ den 4 ü hariç diğerlerinin yan duvarları açılarak, uzun, dar bir salon haline geti­ rilm iştir. Burada Konya, Gördes, Uşak, Selçuk vs. ait değerli halı numuneleri sergilenmektedir. 1901 yılında Akşehir'­ de, Konya’da yapılacak olan halı ve kilim serisi için dokunulmuş olan gazete halı, haber niteliği taşıyan nadir numunelerden olması nedeni ilede bilhassa dikkatleri üzerine çekmektedir.

Kumaş pavyonunda Bursa dokuma tezgah­ larında dokunulmuş kadife ve kumaşlar, Selimi ve Gürün şalları Türk desen ve m otiflerini ihtiva etmesi yönünden değer­ lidir. Bu kısımdaki derviş hücrelerinden 2 si kütüphane olarak kullanılmaktadır. Bu kütüphanelerde Mevlâna ve Mevlevi­ lik konularında değerli araştırma sahiple­ rinden olan Abdülkadir Gölpınarlı ve Meh­ met Önder’in hediye ettikleri kitaplar mu­

iki Şamdan. (Seır.ahrne de bulunan madeni eserler vitrininden) Two canlesticks (From the exhibits in the Semahane)

hafaza edilmektedir.

Diğer iki hücredeın birisi Post-nişin odası, diğeride Mesnevi-han odası olarak döşe- nilm iştir. Devrinin eşya ve döşeniş şekli ile döşenilmiş ollan bu odalarda bulunan Post-nişin ve Mesnevi-han mankenleri ile bir bütün olmakta ve adeta devrini yaşa­ maktadır.

Bu derviş hücreleri Meydan-ı Şerif deni­ len bugünkü Müdür odasına kadar devam eder. Bu kısımda Matbah (Mutvak) gibi ziyaretçilere açık değildir.

Derviş Hücreleri ile müze kapısı arasın­ daki geniş avludsı Yavuz Sultan Selim'in

yaptırdığı Şadırvan oldukça görkemlidir. Avluda eskiden mezarların bulunduğu kı­ sımlar 1926 yılında çiçek bahçeleri hali­ ne getirilm iştir. Bu çiçekler arasında bu­ lunan ve külliyenin en eski yapısı olan ayrıca Mevlâna'nın düğün töreninin de burada yapıldığı söylenilen şeb-i arus (düğün gecesi) adı verilen havuz, bura­ ya bir başka hava vermektedir. Avluyu zaman zaman yapılmış olan Hürrem Paşa, Sinan Paşa, Kuyucu Murat Paşa’nın kızı Fatma Hatun, Mehmet Paşa türbeleri çev­ relemektedir.

(7)

c

îîZevlâna cJKuseum

by Erdoğan EROL

Maide Aral Mevleviler.

(8)

Kumaş Pavyonundan bir görüntü.

A view from the Section of the textile goods

M

evlana museum was firs t estab­lished in 1926 with the name of. Konya Asar-i Atika Mtizesi and was rearranged in 1954 to be opened as ■<Mevlana Museum.» The mu­ seum occupies 6500 m2 and was once the rose garden of the Seljuki palace before it was presented to Mevlana’s father Sul- tan-iil Ulema Bahattin Veled by the Sel­ juki Sultan Allaeddin Keykubat I. When Sultan-til Ulema Bahaettin Veled died on 12 th. Jan 1231 he was buried here.. The Green Tomb - Kubbe-i Hadra, named after its green tile s - was built after Mevlana’s death on 17 th. Dec. 1273 is a masterpiece of architect Bedreddin of Tebriz.

The museum is entered from the court yard through a wooden door which is decorated with geometrical designs and relief inscriptions in persian belonging to Sultan Veled and above that an inscrip­ tion plate belonging to Molla Abdurrah­ man. Through the door of the dome the

Tilavet Odasi - the inscription room - is

entered, where inscriptions of matchless value by outstanding Ottoman calligra­ phers like Rakim, Mahmud Celaleddin,

Nisan Tası ve Mevlâna'nın meşhur farsça rubaisi. (Horasan Eserleri yanında)

April Bowl and Mevlana's world famous Rubai in persian

ryyjdk tV)

L VjfcW t'P*»!,, İKtı-yt y**

(9)

İzzet, Hulusi, Hamid, Yesari Zade Musta­ fa İzzet Efendi and a plate written by Sultan Mahmut II. are housed.

From the Tilavet Room Huzu-i Pir, The Tomb itself is reached through a silver door, which is embelished with several silver inscription plates and was presented to the tomb by Hasan Pasha, son of Sokullu Mehrr.ed Pasha - the grand vizier - in 1597. In this section the oldest copies of Mesnevi and Divan-ı Kebir - most famous works of Mevlana - are being displayed.

On the right-hand side of the hall, which is roofed by three domes, 65 graves are placed. 55 of these graves belong to Mevlana’s male relatives and the rest to the Mevlevi dignitaries. Right under the centre of the green dome lies a sarcophagus made of blue marble prepared for Mevlana and his son Sultan Veled, presented by Suleyman the Magnificent. The blue marble sarcophagus is covered with a fine cloth embroidered verses from Koran with gold threath, presented by Sultan Abdulhamid II. in 1894. The wallnut sarcophagus (near Mevlana’s), belonging to Sultan-ul Ulema Bahaeddin Veled is a rare Seljuki masterpiece of woodwork. The wooden sarcophagus, which is decorated with engraved verses from the Mesnevi, was designed by architect Selimoğlu Abdul- vahid and was made by genak oğlu Husameddin of Konya.

The inner section of the hall is devoted to six other sarcophagi belonging to six soldiers who had ¡migrated with Mevlana and his father.

The Nişantaşı. The April bowl is made of bronze and decorated with gold and silver designs. According to the Arabic inscription on the bowl, it was made for Ebu Said Bahadır, the llhani Monarch - 1305 - 1335 - and was presented to the tomb by Emir Sungur Aga in 1333. As the April rains believed to be sacred, this bowl, was used to collect the rain waters.

Near the sarcophagi of the six Horasani soldiers a rubai in Persian, by Mevlana is also being displayed. This very rubai is of exceptional importance as it reflects the genuine attitude of Mevlana philosophy; Mevlana calls everyone into his convent from every walks of life, without any discrimination of religion or any other belief, both sinners and faithfuls.

The Semahane, which is reached through

a wide arch is the hall where the Serna ceremonies take place. This section was made during the Suleyman the Magnificent reign in XVI. cent. The lodges for men and women and partitions for. The musicians are also in this section. In the middle of the hall personal belongings of Mevlana are being displayed. Among his prize possesions a very fine transparet oil lamp belonging to Memluki period is an extremely valuable piece. Apart from those above several Ottoman and Seljuki koran stands astrolabes and musical instruments played during the Serna ceremonies are also being exhibited.

The mesjid section, which ise reached with a small door, was made during the

Suleyman the Magnificent period. In this section valuable samples from calligraphy, illumunation and book binding are being displayed. Here also housed very fine examples of Turkish carpet and rugs. The silk carped on display here, consisted of 144 knods in each 1 cm2, is known to be the most expensive carpet of the world. Another carpet woven in the form of a newspaper -1901 - is a very interesting work of carpet weaving.

In the section devoted to the beautiful samples of the Turkish textile goods, very fine products of the Bursa looms are being displayed.

Two of the Dervish Chambers in this section, house books of exceptional value

presented by Abdülbaki Gökpınarlı and Mehmet Önder, about Mevlana and the Whirling Dervishes.

Two other chambers, arranged as

Postnishin and Mesnevikhan rooms take

the visitors back to the enchanting times of the Whirling Dervishes with their perfectly arranged setting.

Ths Shadirvan in the middle of the

dervish room and the door of the museum made during the Yavuz Sultan Selim period, are really majestic. The pool, known with the name of Sheb-i Arus - The

wedding night - is said to have been the

place where the sheb-i Arus ceremonies used to be performed.

Gazete Hah. (Hall Pavyonu) Carpet woven in the form of a newspaper (carpet section)

M İ M İ , ; l i t - . I . MJ V, ; , • ...•*

•-(riv^jrx)

i

__ __ ( s ^

7

t*

y

5 :% V

j

O_L3 Je

oju,

_

t >

¿ p ^

U>I2L,

«i

••

l

••

W

m

i

jLI

• •• t-Alí-iv5'

Ó >3 y

I

jn

J

o

J•

J

L

.

jjc

J

. /

"

***

• ••

f e

v w

íl

• > “ferW

A t» j

&

.

B

§ m -

'

:

I

'

T

İ

m n

9

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada Nesîmî ve Ahmet Paşa’nın, Süleymaniye Kütüphanesi, Yazma Bağışlar bölümünde yer alan 5879 numarada kayıtlı bir şiir mecmuası içerisinde yer

Kudüs şehrinde mutasarrıflık, Mehmet Ali Paşa’nın çekilmesiyle yapılan düzen- leme ile 1841 yılında oluşturulmuş, ilk mutasarrıf olarak da Mehmet Tayyar Paşa

Mısır Hidivi Tevfik Paşa’nın (1852-1892) küçük oğlu olan Emîr Mehmet Ali Paşa, uzun yıllar veliaht olmasına rağmen siyasetten uzak bir hayat yaşamış ve daha çok

Mahmiyye-i Konya hummiyet ani'l-âfât ve'l-beliyye mahallâtından merhûm Galle-i Harb Sultan Mahallesi sâkinelerinden olup Maraş Beylerbeyisi iken bundan akdem katl olunan Rum Mehmed

In this report, we present a rare case of multiple splenic abscesses with nonspecific clinical symptoms caused by S.Typhi in a previously healthy child and review the literature

manevi simasını bu kadar çabuk değiştirmesini kabul bir az güç olduğu gibi, kadına şuh ve pürneşe kesildikten sonra aşık olan bir erkeğe onun

Milletimin münevverlerine, mensup oldukları Türk kütlesinin, zaten asırlar- danberi var olan şahsiyetini bugünün ilim, teknik ve felsefe sahasında

Geçici isimde gökcisminin keşfedildiği tarihin yanı sıra gökcisminin türünü gösteren bir harf (örneğin uydular için S, kuyrukluyıldızlar için D, C, X ya da P,