Tarih kongresinde
Dün Köprülüzade Fuat, Şemsettin ve
İsmail Hakkı B. 1er konferans verdiler
Ankara 6 (Telefonla) — Tarih mü* derrisleri ve muallimleri içtimai bugün mesaisine devam etmiş ve öğleden ev vel Türk tarihi tetkik cemiyeti azasın dan müderri* Şemsettin Bey (İslâm me deniyetinde Türk’lerin m evkii), Köp - rülüzade Fuat Bey ("Türk edebiyatına umumî bir bakış) namı altında birer konferans vermişlerdir. Bunu müteakip İstanbul Darülfünunu müderrislerinden İzmir’ li İsmail Hakkı Bey (A na yurdu Türk vatanın yüksek simaları) namı al tında Şemsettin Beyin konferansını cerh maksadile bir konferans vermiştir. Re - isicumhur Hz. kongreyi teşrif buyur - muşlar ve nihayetine kadar dinlemiş - lerdir. Şemsettin Bey bugünkü konfe - ransmda Türk zekâ ve irfanının İslâm medeniyetinde ne derece âmil oldu - ğunu izah etmiştir. Şemsettin Bey kon feransına sekizinci asırdan onuncu asra kadar geçen uzun devirlerde cihanın en yüksek medeniyeti bugünkü garp me - deniyetinin d>*. temeli olan İslâm
mede-Tarih kongresinin dünkü içtimamda şayani dikkat bir konferans veren
Köprülüzade Fuat Bey
niyetini kuranlar ve yükseltenler acaba
Tarih kongresinde
D ün
Köprüliizade Fuat,
Şemsettin ve
İsmail
Hakkı B. 1er
konferans verdiler
(Birinci sahifeden ma'baii)
.kim lerdi? Sualile başladı ve son zaman lara kadar gerek şarkta, gerekse garpta b u sahadaki en büyük mefharet his - sinin Arapıar’ la İnran’ Iılara verildiğini v e Türk’lerin ise son safhaya bırakıldı ğını v e ekseriya büsbütün hariç tutul • «hıklarını hatta Avrupa’ Iı müelliflerden bir çoğunun bu medeniyete Arap me - deniyeti adını verecek kadar ileri git - tiklerini söyledikten sonra son zaman - larda her ski noktai nazardan yapılan tetkiklerin bizi bugüne kadar hâkim olan kanaatin makûs bir neticeye isal ettiği ni ilâve eyledi ve bu hususta tarihî tet- kikata müsteniden izahat vererek Eme- vî saltanatının yıkıldığı güne kadar ge çen zaman zarfında İslâm dünyasında fikir ve medeniyet sahasında İlmî de - nebilecek hiç bir hareket olmadığını hal buki bu devirde Türk’lerden maada ka- vimlerin İslâm camiasının anasırını teş kil ettiklerini ve Ebamüslüm ihtilâlinin iktidar mevkiine getirdiği Taharistan Horasan ve Maverayi nehir Türk’ leri - nin İslâm heyeti içtimaiyesi üzerinde na fiz bir rol oynamıya başladıkları andan itibaren fen, san’ at, hukuk ve dinî te - iâkkî sahalarının her birinde feyizli bir hareket başladığını ve neticede İslâm medeniyeti denilen büyük medeniyetin vücut bulduğunu söylemiştir.
Köprüliizade Fuat Beyin
konferansı
k ö p rü lü za d e Fuat B ey k o n fe ra n sına T ü rk edebiyatın ın um um î tekâ m ülünü en b a riz h atırala rile göster m eğ e çalışacağın ı ve fa k a t orta A s y a ’ nın yerli halkı ola n ve daha ta rihten evvel devirlerd en başlıyarak y a ln ız orta A sy a ’ da d eğ il yer yüzü nün m u h telif sahalarında m edeni -
y etler k u ran Türk m illetinin en es k i lisanı ve bilhassa e d e b î m ahsulle ri h akkında henüz k a t’ î m alûm atı m ız olm a dığım ve binaenaleyh bu - güne k a d a r eld e edilm iş vesikalara nazaran edebiyatım ızın tarihi inki şafını şim dilik an cak sekizinci asır- danberi takip ed eb ileceğim izi hal bu k i m illî m edeniyat tarihim izin es k iliğin e nazaran m illî edebiyatım ı - zm sekizinci asırdan p ek çok evvel başladığına k ola y ca hükm edilebile - ceğini eski Çin m enbalarm a Türk edebiyatının m ilâddan evvel ikinci asırda m evcudiyetini gösteren türk- çeden tercüm e edilm iş bir parçası oldu ğu n u ve A vru pa ’ nın yaşıyan edebiyatları arasında hatta 13 asır lık b ir m aziye m alik olanlarının pek mahdut olduğunu, dâhi b ir elin gös terdiği ’ ‘ ‘ ’kam eti takip sayesinde Türk te nin en derin v e geniş bir şekilde kavram ak saadetine nail o- lan bugünkü ve yarınki nesillerin m esaisinin bu m eçhul devirleri de sür'atîe aydınlatacağını ilâve et - mistir.
Fuat Bey, bundan sonra türk - çenin ço k eski devirlerden beri iş lenmiş zengin bir edebiyat dili o l duğunu ve Çin serhatlerinden baş- lıyarak A k d en iz k ıyıla rın a kadar bu edebiyat bak iyelerin in bugünkü Türk halk edebiyatların da hâlâ yaşadığını söylem iş ve C engiz İm paratorluğunun kurulusundan son ra bugüne k a da r k at’ î ve m ukar - rer şekilde m uayyen c o ğ ra fî saha larda devam eden ü ç büyük Türk lehçesinin e d eb î inkişafını anlat - mistir.
Faut Bey, iptida Şark türkçesinin, sonra A n a dolu türkçesinin, daha son ra da A n a d olu türkçesile pek yakın dan alâkası olan A z e rî türkçesinin ne g ib i edeb i m ahsuller ve ne gibi bü yük şahsiyetler yetiştirdiğini izah et miş ve bütün bu m uhtelif sahalardaki ed eb î eserler arasında Türk m illî de hasının vahdetini gösterm iştir.
Fuat Bey, A v ru p a ’da T ürk ede - bıyatı hak kın da beslenen bir takım yanlış fikirlerd en bah sederek bun - ları sarih delillerle reddetm iş ve ha k ik î bir edebiyat tarihinin nasıl ya zılm ası lâzım g eleceğin i izah ile ve b ö y le bir tetkikin yalnız m illî kültür noktasından değil, um um î m uka - yeseli ed eb iy a t tetkikatı için d e ne k a da r fa y d a lı ola ca ğın ı söylem iştir. Fuat Bey, T ü rk edebiyatının A ra p ve İran edebiyatları ü zerin dek i n ü fu zundan, m illî T ü rk destanının büyük kıym etinden T ürk edebiyatının m uh te lif A vru pa edebiyatları üzerindeki n ü fu zu n dan bahsetm iş ve Erm eni’le- rin, G ü rcü ’ lerin, M a ca r’ ların, Ukraıı- y a ’ lıların, Sırp’ laın, Y unan’ hlarm , R om anyalIların edebiyatları üzerin de T ürk edebiyatının eskidenberi ne derin izler bıraktığını izah etmiştir.
İsmail Hakkı Beyin konferansı
İsmail H akkı Bey, Şemsettin Beyin konferansına ilâve etm ek istediği mü- taleaların da M averaünnehir ve T a - barıştan T ü rk ’ lerinin islâm iyetin zu hurundan evvel m eden iyet sahibi o l duklarını ve bu radaki fik r î hareket ve irfanın o asırda dünyanın her ta rafın dan daha ziy a d e yüksek o ld u ğ u nu söyledikten sonra T ü rk ’ ler t » 1 '
yat ilmi dahil o ld u ğ u fe lse fe y e , riy a ziyata, ak lî ilahiyata, hukuka ya hu diyarda tem el attılar y a bu d iy a rd a genişlettiler, ilerlettiler» dem iştir. İs mail H akkı B ey bu n dan sonra İslâmın zuhurundan evvel ilk fe le z o fu n İs - k itlerden A n a H arsis oldu ğu n u ve kendisinin h ü k em ayı sebadan sayıl dığını söylem iştir. İslâm m zuhurun dan sonra d a fe ls e fe T ü rk elin d e b ü yüm üş, T ü rk elin de yaşam ıştır. V e İs lâm fe lse fe si T ü rk fe lse fe si m a h iye tindedir. İslâm da tabiat, felsefesin i v a ze d e n T ü rk ’ lerden Ebu B ekir R azi B elh i’nin şakirdidir. F arabi, Sama- ni’ ler zam anında T ü rk diyarın da fe l se fe y e istikam et verm iştir ve İslâm â- lem in de en evvel an sik lop ed iy i yazan din felsefesin i v a ze d e n budur. Ana. yurtta fe ls e fe y i n eşreden İbnisina’ dır. A v ru p a ’İılarm lisanına b ak arak ve yanlış ola ra k A r a p m eşahirleri de - dikleri file z o fîa r tam am ile b u iki T ürk file z o fu n u n şakirtleridir. O z a m anlar hiristiyan dü n yasın da bu iki T ürk file z o f sayesinde A risto fe lse - fesi ta d ile uğram ıştır. T ü rk çe ola ra k en evvel tekâm ül n azariyesin i K ınaiı- zade A li E fen di yazm ıştır. V e Erzu- rum ’ lu İbrahim H akkı E fen di d e D a r vin nazariyesini genişletm iş, bir lahi ka yaparak insan ile h ayvan arasın - dakı rabıtanın m aym u n da başladığını gösterm iştir.
Diğer konferanslar
Öğleden sonraki celselerde İstanbul Darülfünunu müderrislerinden Halil Nımetullah Bey, İslâm tarihi hakkında mülâhazalarını izah ederek Türk tarihi tetkik cemiyetinin İlmî yolda ilk defa olarak tarihi nasıl tedvin etmek lâ - zımgeldiğini göstermiş bulunduğunu söylemiştir.
Arap edebiyatı müderrisi Reser Bey, Türk kelimesine Arap edebiyatında en eski zamanlarda tesadüf edildiğini ve T ü rk ’ ler h a k k ın da a ra p ça ilk m on oğ- raf neşreden Basra’ lı Cahiz’ in Türk’lerin şecaatlerini, harpteki meharetlerini, ta- biyelerini, ok atmada, kement kullan - mada ve ata binmekteki yükseü kabili yetlerini methü sena ettiğini, Arap mu sikisinin iptidadanberi Türk musikisinin tesiri altında inkişaf eylediğini söylemiş tir. Bundan sonra Balıkesir muallimle - rinden Osman Selçuk Bey «Selçuk me deniyeti ve bunun muasır medeniyetlere tesiri», İzmir lisesi tarih muallimi Halit Bey «A ydın oğulları» mevzuu etra • fmda birer konferans vermişlerdir.
Bu akşam konferans azalan şerefine Halkevinde Akın piyesi temsil edilecek tir.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi