• Sonuç bulunamadı

Anadolu Köy Seyirlik Oyunları Bağlamında Çanakkale İli Dümrek Köyü Oturtma Eğlencesi Mustafa Dinç

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Anadolu Köy Seyirlik Oyunları Bağlamında Çanakkale İli Dümrek Köyü Oturtma Eğlencesi Mustafa Dinç"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Giriş

Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’nde; tarihsel, toplum-sal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesille-re iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin, olarak karşımıza çıkan kültür kavramı genel anlamda bir milletin geçmişten-geleceğe ilettiği ve kendisini var eden değerler bütünü olarak özetlenebilir. Bu doğrultuda kültür kavramıyla ilgili her unsur, halkbiliminin inceleme alanı içine gir-mektedir.

Halkbilimi, milletlerin maddi ve manevi kültür ögelerini ortaya çıkart-mayı, yaşatmayı ve bu ögeler bağla-mında çalışmalar yapmayı kendine amaç edinmiş bir bilim dalıdır. Dola-yısıyla milletlerin kültürel birikimleri-nin incelenmesi, öncelikle halkbilimi-nin alanına girmektedir.

Bugün halkbilimi derlemeleriyle uğraşanlar, insan hayatının geçiş dö-nemleri olarak tabir ettiğimiz doğum, evlilik ve ölüm gelenekleri dışında söz-lü veyahut yazılı kültür ürünleriyle de ilgilenmektedirler. Bu bağlamda, söz-lü kültür ürünleri içerisinde, çağdaş tiyatronun ilkel örneklerinden olan

köy seyirlik oyunları da halkbiliminin inceleme alanlarından biri olarak dü-şünülebilir.

Anadolu halkının kültürel biriki-minin yansımalarından biri olan köy seyirlik oyunları, düğünlerde, bay-ramlarda ya da hasat mevsiminde, hayvanların çiftleşme veya ekinlerin ekildiği zamanlarda ya da mevsim dö-nümlerinde olduğu gibi köy halkı için önem taşıyan belirli zamanlarda “oyun çıkartma”, “oyun yapma” geleneğinden yola çıkılarak sergilenen tiyatro etkin-liklerini içine alır. (Karadağ 1978: 9)

Büyük Türk halkbilimcisi P.Naili Boratav’a göre; “Seyirlik oyunlar sa-dece eğlence vesilesi ve aracı, hayal ürünü, gelip geçici şeyler değildir; on-lar, toplumun günlük sorunlarından, tasalarından, kaygılarından, sevinçle-rinden, işlesevinçle-rinden, üretim ve tüketim çabalarından, törelerinden, törenlerin-den ayrılamaz. Bir kelime ile halkın yaşamıyla kaynaşmışlardır; onunla bir bütün halindedirler ve ancak top-lumun yaşamının türlü yönleriyle bir arada incelenerek değerlendirilip yo-rumlanabilirler ” (Boratav 1988: 224)

İncelememizin sahasını teşkil eden Dümrek Köyü, Çanakkale il mer-kezine 27 km. uzaklıkta, Çanakkale-İzmir otoyolunun 23. km’sinden sola dönülerek 4.km’de ulaşabileceğimiz

NAKKALE İLİ DÜMREK KÖYÜ “OTURTMA” EĞLENCESİ

In The Context Of Rural Games Of Anatolia The Oturtma Entertainment Of Dümrek: The Village Of Çanakkale Province

Mustafa DİNÇ*

(2)

bir yerleşim yeridir. Genel anlamda tipik bir Marmara-Ege yerleşimi olan köyün 2000 yılı sayımına göre 520 nüfusu bulunmaktadır. Tarım ve hay-vancılık karakterli ekonomik yapısı bulunan köyün etnik anlamda zengin olduğu dile getirilebilir. Sözgelişi gü-nümüzde Dümrek Köyü’nde kendisi-ni Manav, Muhacir, Yörük, Pomak, Arnavut, Çingene ve Kürt olarak ni-telendiren yedi etnik unsur varlığını korumaktadır.

Oturtma Eğlencesi ve İçeriği Civarının en eski yerleşmelerin-den biri olan Dümrek Köyü, gelenek-sel kültürünü yukarıda saydığımız etnik unsurlardan da beslenerek oluş-turmuş ve araştırmamızın esasını teş-kil eden köy, seyirlik oyununu vücuda getirmiştir.

Özellikle yaz aylarındaki sünnet düğünlerinin son akşamında (pazar gecesi), köy meydanına kurulan sün-net döşeğinin önünde, sünsün-net çocuğu-nu bir anlamda dinlendirerek, mutlu etmek amacıyla köyün genç erkekle-rinden oluşan ekibin kimi gösterilerle hem halkı, hem de sünnet çocuğunu ve ailesini eğlendirmeleri esasına da-yanan “Oturtma Eğlencesi”, bugün Çanakkale ilinde yalnızca Dümrek Köyü’ndeki sünnet düğünlerinde uy-gulanmaktadır.

Prof. Dr. Şükrü Elçin’in, Halk Tiyatrosu sınıflandırmasındaki Köy Ortaoyunları (Köy Tiyatrosu) (Elçin 2000: 671) örneklerine tekabül eden “Oturtma”, genel itibarla güldürü içe-rikli skeçler bütününden oluşan bir eğlencedir. Sabahleyin yapılan sün-net-mevlid v.s. pratiklerin ardından akşam ezanından sonra köy meyda-nında toplanan halka ve sünnet çocu-ğuna yönelik olarak hazırlanan bir yaz

eğlencesidir.

Köy seyirlik oyunlarında, ge-nellikle oyuncular profesyonel değil-dir. Bu iş için belirli oyun yerlerine rastlanmaz. Ancak kılık değiştirme, kişileştirme, maskeler, müzik, kimi doğmaca, kimi ritüel gereği kalıplaş-mış söyleşmelere rastlanır (Çağımlar 1990: 13).

Bu bağlamda “Oturtma” eğlen-cesinde de profesyonel olmayan köy genç erkekleri, çeşitli kılıklara girerek performanslarını sergilerler ve sünnet geleneğinin en son ve en eğlenceli bö-lümünü canlandırırlar.

Konusal anlamda bir kısıtlaması-nın olmamasıkısıtlaması-nın yakısıtlaması-nında, genellikle güldürü esasına dayanan “Oturtma”, anonim ve sözlü bir halk edebiyatı ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır. Akşam ezanından önce köy meydanın hazırlanmasının ardından eğlencede görev alan tüm genç erkekler, Köy Gençlik Başkanı’nın yönlendirmesi ve düğün sahibinin istekleri doğrultu-sunda, Köy Gençlik Odası’nın önünde toplanarak eğlencenin planlamasını yapar ve köy halkının yerlerini alma-sının ardından aşağıda sıralamaya ça-lıştığımız ve ekler bölümünde fotoğraf-larını verdiğimiz oyun ve parodileri bir senaryo içerisinde, aralarda müzik ve oyun havalarıyla hazırlanmak suretiy-le canlandırırlar.

Senaryoya göre, bir televizyon programı gibi “İyi akşamlar değer-li misafirlerimiz. Bugün Dümrek Köyü’nde …oğlu…nin sünnet düğünü eğlencesi için burada toplanmış bulu-nuyoruz. Dümrek Köyü gençliği ola-rak, erkekliğe adım atan kardeşimize acil şifalar, ailesine de hayırlar diliyo-ruz.” gibi bir başlangıçla sunuşu ya-pan sunucu, ardından genellikle orta yaşlı bir kişinin canlandırdığı muhtar

(3)

karakteriyle tanışma ve sohbete baş-lar. Daha sonra akış içerisinde hazır-lıkları tamamlanan karakterler sanki geçerken uğramışlar havası içerisinde düğüne katılırlar, muhtar ve sunucu-nun yönlendirmeleriyle gösterileri-ni gerçekleştirirler. Dönemin önemli ekran parodilerinin de zaman zaman canlandırıldığı eğlencelerde genel ola-rak aşağıdaki skeçler canlandırılır:

a)Arap Şeyhi ve Dansöz: Beyaz çarşaf giyen (ihram) bir genç, lüks bir arabayla ya da gençlerin hazırladığı yapma deve ile etrafında silahlı ve yine ihramlı korumalarıyla beraber meyda-na şaşaa ile girer. Bir petrol zengini Arap şeyhi olarak tanıtılan gencin, köy muhtarıyla diyalogları canlandırılır. Çanakkale’den geçerken müzik sesini duyarak köye girdiği varsayılan şeyh, köyü çok beğenmiş ve düğüne iştirak etmek istemiştir. Muhtarla karşılıklı oyun havası oynamalarının ardından Arap şeyhi, beraber geldiği dansözü (dansöz kılığındaki erkek) de bir süre oynattırır. Bu skeçte, güldürü unsuru Arap şeyhinin Arapça-Türkçe karışımı konuşması ve dansöz kılığındaki gen-cin oyunudur. (bkz.Foto:1-2)

b)Atik: Son dönemlerde, canlan-dıracak kişilerin olmamasından dola-yı pek yapılmayan bir skeçtir. Uzun boylu iki genç erkeğe, kadın şalvarları giydirilir ve içleri pamuk, saman, sün-ger v.s. yumuşak malzeme ile doldu-rularak son derece kilolu bir görünü-me sokulur. Alana bacak aralarından uzun değneklerle desteklenerek getiri-len iki atik, müzik eşliğinde oynatılır. Bu oyunlarda atiklerin zor hareket etmeleri güldürü unsuru olarak göz-lemlenir.

c)Arap ve Gelinlik Kızları: Ka-dın giysileri giymiş ve şuh bir makyaj yapmış 8-10 kadar erkek, başlarında

babaları Arapla beraber at arabasıyla alana girerler. Arap geçerken köye uğ-radığını belirtir ve gelmişken kızları-nı oynatarak düğüne katkı sağlamak ister. Kızlar, müzik eşliğinde cilveli cilveli oynarlarken, diğer genç er-keklerden bir kaçı kızların babasının kovalamalarına rağmen kızları kaçı-rırlar ve neticede muhtar tarafından kaçanlara sembolik bir nikâh kıyılır. Kızların oyununda ve nikâhtaki ko-nuşmalarda güldürü unsuru sağlanır. (bkz.Foto: 3)

ç)Asker Mektubu: Bir askerin ailesine yazdığı komik mektubu, can-landırma esasına dayanan bir skeçtir. (bkz.Foto: 4)

d)Berber Tıraşı: Keçi kılından yapıştırılan ve son derece uzun sakalı olan bir meczup, tıraş olma bahanesiy-le bir köye uğrar. Köyün berberi gelir; fakat elindeki imkânlarla bu uzun sa-kalı kesemeyeceğini, farklı alet edevat kullanmasının gerekli olduğunu muh-tara söyler. Ardından bir temizlik fır-çası (ya da süpürge), bir kova deterjan-lı su, bir balta (ya da satır) bir palaska (bıçağı bilemek için) yardımıyla zor da olsa tıraş gerçekleştirilir. Komedi un-suru, sözünü ettiğimiz bu malzemele-rin kullanışı aşamasında ve en sonun-da tüm deterjanlı suyun müşteriye boca edilmesi esnasında gerçekleşir. (bkz.Foto: 5-6)

e)Deve ve Deveci Güreşi: Bir demir, aksam üzerine keten çuvallar ve halılar serilerek daha önceden ha-zırlanan yapay develer, içlerine ikişer kişinin girmesi ile kaldırılır ve mey-dana getirilir. Yanlarındaki deveciler, muhtarla bir zaman hoşbeş ettikten sonra oyun havası eşliğinde oynarlar. Oyun birden ateşlenerek deveciler ve develeri güreşmeye başlar. En sonun-da muhtar, ortamı yumuşatarak

(4)

deve-cileri yolcu eder. (bkz.Foto: 7)

f)Falcı: Muhtar karakterini can-landıran oyuncu, köyün geleceğini yo-rumlatmak maksadıyla bir falcı çağı-rır. Yarı hoca yarı üfürükçü olan falcı, elinde karpuz lamba tabir edilen kü-resiyle gelerek muhtarın falına bakar. (bkz.Foto:8)

g)Halat Çekme Oyunu: Köyün bekar erkekleri ile evli erkeklerinin, ya da eniştelerinin iki takım halinde halatla birbirlerini çekmeleri suretiyle güçlerini yarıştırdıkları bir oyundur. Yarışmadaki güldürü unsuru, iki gru-bun birbirleriyle kıyasıya yarışırken içine düştükleri durumlarından kay-naklanır.

h)Kirpi: Genellikle Teke yöre-sinde sıklıkla görebildiğimiz ve “Âşık-Maşuk” diye de adlandırılan “Kirpi Oyunu” oturtma eğlencesinde de can-landırılır. Göğüs ve göbeklerine insan sureti çizilen ve bellerinden ceket ve gömlek giydirilen kolları ve başları yukarıdan bağlanan iki küçük çocuk meydana getirilir ve oyun havası eş-liğinde oynatılarak gösteri sunulur. (bkz.Foto:9-10)

ı)Kovboy Düellosu: Yine baş-langıçtaki senaryoya sadık kalarak, köyden geçerken düğüne uğrayan bir kovboyun, muhtarın yanına gelerek hasmı olan diğer kovboyu görüp gör-mediğini sormasıyla başlayan canlan-dırma, hasım kovboyun ortaya çıkma-sıyla sorunun büyümesi ve birbirlerine güç gösterilerinde bulunmaları ile de-vam eder. Oyunun sonuna doğru ikili arasındaki mücadeleyi sonlandırmak amacıyla muhtarın düello önermesi neticesinde hasımlardan biri ölür ve oyun sona erer. Bu oyunun güldürü unsurları, kovboyların kendi araların-daki mücadelelerinde söyledikleri söz-lerden ve düellodaki hareketlerinden

kaynaklanmaktadır.

i)Körebe: Uzun bir halatın iki ucuna, gözleri bağlanmış iki genç bağ-lanır ve müziğin çalmaya başlaması ile bu gençler, birbirlerini yakalamaya ve ellerindeki düğümlü havlularla bir-birlerine vurmaya çabalarlar. Oyunun güldürü unsurları, bu kovalama için-de ortaya çıkar. Kimi zaman düşen ya da birbirlerinin yanlarından geçerken yakalayamamaları-yakalanmamaları oyunu eğlenceli hale getirir.(bkz.Foto: 11-12)

j)Kukla (Bebekler): Metin Acar isimli köy sakininin dedesinden öğ-renerek günümüzde de canlandırdığı kukla oyununda, bir at arabasının içi-ne boylu boyunca uzanan oynatıcı iki eline, üzerlerinde parlak köy kıyafe-tinden oluşan iki kız kuklasını takar ve müzik eşliğinde bu kuklaları oyna-tır. Oyuna seyircilerin de katılmaları öngörülmektedir, bu bağlamda alkışın azaldığı anlarda iki kukla kafa kafa-ya vererek küstükleri izlenimi ukafa-yan- uyan-dırılmakta, artan alkışlarla kuklalar oyunlarına devam etmektedirler. (bkz. Foto:13-14)

j)Psikopat: Beyazıt Öztürk isim-li sanatçının televizyonda canlandır-dığı “psikopat” tiplemesidir. Bu rolü yapabilen bir genç, gerekli makyajını yaparak seyircilerle konuşa konuşa muhtarın yanına gelir ve neticede ko-nuşmalarıyla muhtarı çileden çıkarır. Anlamsız isteklerle muhtarın kafasını bulandırdıktan sonra yine konuşa ko-nuşa, sağa sola sataşa sataşa meydan-dan ayrılır.

k)Şeytan: Belden üst yanı çıplak olan bir gencin arkasına, ucunda yu-mak halinde bir miktar pamuk- çaput olan uzun bir ip-tel bağlanarak ucun-daki materyalin benzin, gazyağı dökü-lerek yakılması ve sahne aralarında

(5)

seyircilerin kenarından oyun meyda-nına girerek koşturması suretiyle can-landırılır. Koşarken oluşan görüntü, ateşin genci kovalaması şeklinde oldu-ğundan güldürücü bir yapı kazanır.

Sonuç

Anadolu Türk halk kültürünün bir yansıması olarak halk edebiyatı ürünleri içerisinde çeşitli sınıflandır-malar altında derlenen ürünlerden biri olan köy seyirlik oyunları, günü-müz popüler kültür olgusunun içinde maalesef eski etkinliğini kaybetme sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Sözgelişi bugün, kitle iletişim araçla-rındaki önü alınamaz gelişmeler so-nucunda, küçük yerleşmelerdeki halkı bir araya getiren oyunlar, eğlenceler, oda kültürü v.s. gibi uygulamalar unu-tulmaya ve insanlar da dolaylı olarak haneleri içerisinde yalnızlaştırılmaya mahkûm bırakılmışlardır.

Köy halkı için, iletişim, eğlen-ce ve toplanma vesilesi olan ve türlü dönemlerde gerçekleştirilen seyirlik oyunlar, sanatsal anlamda geleneksel Türk tiyatrosunun da ilkel şekillerini oluşturmaktadırlar. Fakat yazıktır ki, gelecek kuşaklar bu oyunları yalnızca televizyon ekranlarındaki belgeseller-den izleyebilme durumuyla karşı kar-şıya kalacaklardır.

Halkbilimi araştırmaları yönün-den önemli bir saha olan Çanakkale ilimizin Dümrek Köyü’nden derlediği-miz bilgi, belge, kayıt ve fotoğraflarla halen canlı tutulmaya çalışılan bir köy seyirlik oyunu örneğini sunmayı he-deflediğimiz çalışmamızda bizce üze-rinde düşünülmesi gereken en önemli nokta, bu geleneğin artık günden güne terkedilme tehlikesinde olmasıdır. Ça-nakkale yöresinde eskiden hemen her köyde sahnelenen köy seyirlik oyun-ları, örnekleri olmasına karşın bugün

maalesef yalnızca Dümrek Köyü’ndeki örnek kalmıştır.

Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından da kayıtları alınmasına rağmen birkaç kez sah-nelenmesinin haricinde yaygınlık ka-zanamayan “Oturtma” oyunlarının senaryo ve içeriğini kaynak kişilerle mülakat ve katılımlı gözlemler netice-sinde derlemeye çalışarak, unutulma-ya yüz tutmuş eğlencelerimizden birini örnek olarak bilim dünyasına sunmak istedik. Bu bağlamda bir derleme de-nemesi olarak vücuda getirdiğimiz bu çalışmamızın, daha farklı araştırma-lara örnek teşkil edeceğini umarak Türk folkloru alanına, bir katkımızın olması durumunda son derecede mut-lu olacağımızı belirtmek isteriz.

Kaynak Kişiler

Ahmet DİNÇ: 53 yaşında, Yüksekokul Me-zunu, Emekli Polis Memuru, Dümrek Köyü.

Vasfiye DİNÇ: 51 yaşında, İlkokul Mezu-nu, Ev Hanımı, Dümrek Köyü.

Cemile YAVUZ: 57 yaşında, İlkokul Mezu-nu, Ev Hanımı, Dümrek Köyü.

Fatih YAVUZ: 29 yaşında, Lise Mezunu, Serbest Meslek, Çanakkale/Merkez.

Emrah YILDIZ: 26 yaşında, Ortaokul Me-zunu, Serbest Meslek, Dümrek Köyü.

Dilber ÇAKIL:36 yaşında, İlkokul Mezunu, Ev Hanımı, Çanakkale/Merkez.

Müesser GÖÇGEN:45 yaşında, İlkokul Me-zunu, Ev Hanımı, Çanakkale/Merkez.

Ali ŞAHİN: 70 yaşında, İlkokul Mezunu, Çiftçi, Dümrek Köyü.

Kaynakça

Boratav, Pertev Naili, 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1988.

Çağımlar, Zekiye, Sivas Yöresi Köy Seyir-lik Oyunlarında Halk Bilimsel Öğeler, Adana: Çukurova Üni. Fen- Edebiyat Fak. Bitirme Tezi, 1990.

Elçin, Şükrü, Halk Edebiyatına Giriş, An-kara: Akçağ Yayınları, 2000.

Karadağ, Nurhan, Köy Seyirlik Oyunları, Ankara: Türkiye İş Bankası Yayınları, 1978.

Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük, http://www.tdk.gov.tr/bts

(6)

EKLER (FOTOĞRAFLAR)

Fotoğraf 1: Arap Şeyhinin Meydana Gelişi

Fotoğraf 2: Arap Şeyhinin Dansözü

Fotoğraf 3: Arap ve Gelinlik Kızları

Fotoğraf 4: Asker Mektubu Canlandırması

Fotoğraf 5: Berber Tıraşı

Fotoğraf 6: Berber Tıraşı

(7)

Fotoğraf 8:Falcı

Fotoğraf 9: Kirpi

Fotoğraf 10:Kirpi

Fotoğraf 11:Körebe

Fotoğraf 12:Körebe

Fotoğraf 13:Kukla (Bebekler) Oynatımı

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmada, modellenen betonarme çerçeveli bir yapıda beton dayanımının etkinliğini belirlemek amacıyla, beton dayanımı 18MPa’dan önce 12MPa daha sonra 10MPa

Gerek Nâbî ve onun takipçisi Vehbi, kendi çocukları olan Hayrullah ve Lutfullah adına kaleme aldıkları eserlerinde gerekse Yenişehirli Avni, adını anmadığı oğluna hitap

(Köy değil, kasaba diyerek geçti köyün meczubu.) “Meczup değil, deliyim ben.”.. İnsanın kendini bilmesi gibi bir

Bugüne kadar memba sular ı ve sulak arazileri ile övünen Uşak merkeze bağlı Belkaya köyü sakinleri, sularının özel bir şirket tarafından işletilmeye başlamasının

Olgunlaşan hücrelerin mitoz bölünmesi ile organizmadaki hücre sayısının artması sonucunda büyüme gerçekleşir..  Saç ve tırnaklarda olduğu gibi organizmanın bazı

Results of variance analysis for the effect of insecticide doses on the number of worms were presented in Table 5 and Figure 3, and Tukey test results were given in Table

Kiklop, Titan gibi eski Yunan destan kahramanı olan devler yanında, Elfler, Gorgoroth, Taşdevler, Dağdevler, Belgermer gibi tipler, anlatı türlerinin tozlu sayfalarından

Tonguç Sanat Eğitimi Hareketi’yle ilişkilendirdiği sanat eğitimi anlayışını kuramlaştırmış ve özellikle Köy Enstitüleri ile Gazi Eğitim Enstitüsü