• Sonuç bulunamadı

Halk Hikâyesi ve Halk Kitabı Walter Eckehart Spengler-Sevengül Sönmez

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halk Hikâyesi ve Halk Kitabı Walter Eckehart Spengler-Sevengül Sönmez"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HALK HİKÂYESİ VE HALK KİTABI*

Walter Eckehart SPENGLER

Çeviren: Sevengül SÖNMEZ

M adde 1. Edebi m an a d a o lu ştu ru lan

H alk hikayeleri kavram ı ki günüm üzde yine “M it” o la ra k so rg u lan m ak tad ır, d u y g u sallık b ask ısı a ltın d a işlen m iş­ ti r.H alk h ikayelerinin ve b u n ların yazılı birikim lerinin kendine özgülüğüne, ağır­ lıklı olarak R ichard Benz ve Lutz Mac- k en sen ’in estetik-edebiyat bilim i tü rü y ak ıştırm aları b u ra d a bu sefer kastedil­ m ek istenen değildi. D erlem elerine 1807 yılında ilk defa “A lm an H alk H ikayeleri” adım veren yayıncı Josep h G orres bunu y a p a rk e n sadece y azılı d o k ü m an ları m evzubahis etm ek istem em iştir. B urada O rtaçağın son dönem lerini içeren Epik ve süslü nazım şekillerinin yazılı tü rü ve efsanelerle m asal k u rg u ların ın k ıp ırtıla­ rı gözükm ektedir. “Tarihler, H ava D uru­ m u ve Deva K itapçığı” alt başlığı gösteri­ yor ki, H alkın talebi doğrultusunda bir işa re t var, rüya yorum ları, büyü tarifle­ rinden yaratıcı olm aya k a d a r ortaya çı­ k a n geniş bir takvim çerçevesidir oluşan. O nun için önemli olan zam an geçm işin­ den ziyade, gelişim sürecidir. O nun, H ans N aum anns T hesen’in kayıp k ü ltü r m irası açısından b a k a ra k gördüğü; h e r­ kesçe h a z ırla n a n “Y ükseklerin k apalı ç ev resin d e n ” o d a k la n a n fa k a t geniş halik kitlesi kaynaklı ve de her ne k ad ar “Y aşantısı ile y a ş a n a n la r ın kaybı ile gö­ rülen bir edebiyattır. B u rala rd a üstelik Alm an kaynaklı olm ayan H alk hikayele­ ri de vardır.

H alk üstelik bu H alk hikayelerinin oluşm ası ve yorum lanm ası aşam asında da bir k a tk ıd a bulunm am ıştır. O nların hikayesi O rtaçağ sonları ile günüm üz

zam anı arasındaki üretici ile tüketici ilişkisine dayanan, sürekli değişim moda ve süreçteki Epik trendleridir. Son olm a­ sa da bir önemli olay d a H alk hikayeleri ile ilgili olan baskı tekniği gelişimi, halk eğitim i ve edebiyatın yaygınlaşm asını sağlayan okuma- yazm a öğrenme etkisi­ dir. Bu dem ek değildir ki, erken baskıya malzeme o lu ştu ran tüm hikayeler g ünü­ m üze aktarıldı, çünkü ortaya çıkan bu ü rü n le r gü n celleştirilerek eklentilerle değiştirilm iş ya da te k ra r yazılm ıştır. Bu yüzdendir ki, h ala kesinleşm eyen ko­ n u bu nesir örneklerinin eski mi yoksa yeni dönem lerin eseri olarak ortaya çı­ k an y ap ıtlard a m an tık en halk hikayesi kapsam ına girebilir.

Toplum un gelişimi ile bu m aterial arasındaki bağlantı ise nesir şeklinde eserlerin ortaya çıkışı ve o n lara ilgi d u ­ yan belli toplum tab ak ası oluşum u ile gerçekleşti, keza h alk ın çoğu h ala oku­ m a yazm a bilm em ekteydi.

ö te yandan görülüyor ki bu Halk hi­ kayelerinden bazıları ve de bu tü rü n edebi kap sam ın d a yer a la n lard an hala anlatım yoluyla y aşay an lar var; Baykuş hikayeleri ya d a k alk an İnsanlar hika­ yeleri günüm üze k a d a r kendi sözlü an la­ tım g eleneğinin p arçası olm uşlardır. 16.yüzyılın so n la rın d a J o h a n n Kisc- h a r t’ın bir tü r Baykuş hikayeleri k itab ı­ nı piyasaya su n an a k a d a r ve bu tü r oral anlatım geleneğinin alt ta b a k a la rd a se­ vilmesine rağm en, yüksek ta b a k a in san ­ ları yazılı örnekleri de severek benim se­ m işlerdir; ancak yine de geçiş kolay ol­ m am ıştır. H alk hikayelerinin ve Halk

(2)

Yıl: 10 S a y ı: 40

tü rk ü le rin in (balad) herşeyc rağm en yi­ ne de kafiye (nazım) yada N esir k a p sa ­ m ında temel bir form atı tam oluşm am ış­ tır. Edebi an la m lar A nlatım biçimi olu­ şum u ile şekillenip Roman tü rü n e geçiş gösterm ektedir.

M adde 2. H alk hikayelerinin m ateri- al ve m aterial çevresi (Nazım ve çoğun­ lukla Nesir) elbette k aynakları ve olu­ şum ları k ad ar çok yönlülük gösterir, b u ­ nunla birlikte yenilik ar aştırm aları dar edebi çerçevede (Scherer, N aum ann, Li- epe, M akensen) olup bir de Görres ‘in derlem eleri ile konu olan sosyal - k itap ­ lıklar araştırm ası (A. Schm itt) H alk h i­ kayelerini k ita p la ştırm a kapsam ındadır. B unlar H alk hikayelerinin nesir şekline geçmesine yardım cı olduğu gibi efsanele­ rin, ki b u n lar ard asın d a “ö lm e k te olan Şövalye geleneği” benzeri M acera ro­ m anları ve S eyahatnam eler (çoğu İtal­ yan rönesansı, m asallar, hikayeler, k u r­ gu ve anekdotlar) bulunduğu görülür, böylece A lm anya’d a bu çevre etkilerinin etkisi ve ilham ı ile bir tak ım N esir y a­ zarları ortay a çıkm aya başladı ve de ge­ lişme içine girdi. B u n u n la beraber 17 ve 18. Y üzyıllarda da H alk hikayelerinin gelişimi ve oluşum u açısından yetersiz­ liklerin olduğu Edebi k rite rlerin ortaya koyduğu bir gerçekliktir, b una m ukabil G rim m elsh au sen s’in “Sim plizissim us”, B u rg e r’in “M ü n c h h a u se n ”i A uersbac- h e r’in “Sieben Schw aben”i ve de 19. yüzyıl R om anları kendi Edebi akım ları­ nı d estekler nitelikte bir önceki dönem ile p aralellik gösterm em iştir bile. Epik an latım a dayalı H alk hikayelerinin ön­ ceki döneme ait o lan ların çoğu F ransız yada Latince kaynaklıdır. B unlara ilave olarak ta sayıca çok olan ve hüm anizm a dönem ine a it olan İtalyan kaynaklı Rö­ nesans d a lg alan m aları vardır, ö z e dö­ nük anlatım dünyasını ise “Sigenot ve İm parator B arbarossada” görmekteyiz .

H a tta “Büyük K ari” etrafın d a o lu ştu ru ­ lan A nlatım çevresinde bile, eski çağlara d a y a n a n ve k a h ra m a n lık öykülerini k apsayan “A rtusepik (Kral h ik ay eleri)” ve “Am adis rom anları” ki b u n lar H alk hikayeleri nesir tü rü , o lan lard an dah a çok tu tu lm u ştu r.

M adde 3. H alk hikayelerinin temel tarihçesi genel olarak kitap laştırılm ası. Baskı Yayın ve Genişleme süreci ile b ir­ likte edebi m anada onlara ilgilenen oto­ riteler, Dış e tk e n le r (değişikliğe yol açan) ve bu k apsam da ortaya çıkan O ku­ yucu beğenisi ve K ritik eleştirisi ile b u n ­ la ra bağlı Yüksek edebiyata geçişte m ey­ d an a çıkan m ateriallerin entegrasyonu da h ay at bulm aktadır, bu da onlarda ta ­ rihçelerini N esir anlatım ı ve sohbet ede­ biyatı kaynaklı bir yöne götürm esine e t­ ken olm uştur. O rtaya çıkan önemli bir gösterge de tüm bu eski kaynaklı an la­ tım ların bir sonrakine geçerken anlatıcı­ sının belirsiz olmasıdır, yani gözüken odur ki Anonim bir kavram oluşm akta bu da H alk ru h u n u n bu yönde potansiyel olduğunun kanıtıdır. Birlikteliğe doğru gelişen K ültür bilincinden yola çıkarak en azından büyük bir gelişme nlırı ustur. “Toplumsal v atan d a ş”kavram ı H i n d e k i

Nçsirsel ro m anlarda “Halk hikayeleri bi­ rikim i” daha asıl ve seçkin bir hal almış olay d ah a sıkı işlenm iştir. Bu durum da A siller ve V atandaşlar iııkeııcı el ar ak birbirlerine d ah a yakın görünm üşlerdir, edebiyatın ufku n etleşm iştir. A slında başlangıçta bu tü r Hikaye kitaplarıyla ilgilenenler sosyal tab ak aların bam baş­ k a b ir kesiti olm uştur, b unlarda Halk hi­ kayelerinin u z m an lan ve m eraklıları olarak kabul edilm em işti. B urada elbet­ te ortaya eleştirisel anlam da Edebiyat kapsam ına, H alk rom anları, sosyal içe­ rikli hikayeler ve ara ştırm a la rın derinli­ ği ile onlara bağlı olarak H alk hikayele­ rin i kategorileştiren düzenlem eler,

(3)

foı-m a tla r oluşfoı-m aktadır.

H alk hikayelerinin yazılı form ata geçm esinde Edebi tarihçede ilk olarak Alman F ransız N assau - S aarb ıü ck en ’li E lizabeth’in örneklem elerini görm ekte­ yiz, fa k a t d a h a derin A ra ştırm a lar göste­ riyor ki Basım oluşum ve çalışm alar bu­ nun kronolojisini değiştirm ektedir. Anla­ tım yoluyla ak tarılan hikayelerin aslın­ da bölgede 12. yüzyılda ve sonlarına doğ­ ru “Lucidarius" ve sonrasında “Imago M undi” başlıkları altın d a Honorius Au- gustodunensis tarafın d an (1152) Latince dersleri için yazım ı nesir olarak ortaya konulduğu gözükmektedir. Bu çalışm a­ lar Diınya çapında kullanılm ak üzere 1479 y ılın d a ço ğ altılarak basılm ıştır. M asalsı- F a n ta stik içeriğinde insan top- • lum sûl birlikteliğin özünü b u lm ak ta bu

d a .1655 yılından beri Halk hikayeleri ve gelişm e şürecinde ilham verm ektedir, “Kleini c&smographia” {küçük evrensel­ lik) M evzubahis olan, bir başka önemli olduğunu bildiğimiz gerçeklikte alm anca anlatım lı E fsaneler birikim idir, b u n lar çoğu Latince kökenli kayn ak lard an gel­ m ektedir. “Leben der H eiligen” (Azizle­ rin yaşam ı) ve bilinen bazı “T undalus” ya da “N ikodem usevangelium ” tek yaşa­ mış azizler ile “Geschichtc der Heiligin Drci Koniğe” (3 aziz K ralın Hikayesi) b u n lard an başlıca!arıdır. H a rtm a n n ’m “Gregoriu’s Leğende “ (Greeegorius Efsa- neleri)’lerin in N e sir’e d ö n ü ştü rü lm esi aşam asına k a d ar ise yu kardaki örnekler yine de sohbet ve anlatım edebiyatı ola­ rak kabul edilebilir ve de bu Reformas- yon h arek etin e k a d ar bu baskı altında devam etm iştir.

G ünüm üzde dünya çapında bilinen Şövalye rom anları bu devirde o lu ştu ru ­ lan efsanevi kahi-am anlık ve ahlaksal yaşam tem eline dayanan şövalye h ik a­ yelerini u n u ttu rm a y a yüz tu tm u ştu r, b a­ sılm am ış ve günüm üze kalamayışıdıı*.

Bu da oral an latım ın yazılı hale getiril­ m esinin önemini gösterm ektedir.

“St. B ran d an ” (Oyun epiği ),”H er/og E rn st” ve “M ontevilla (bu ikisi latin Ne- siri) gibi fa n ta s tik sey ah a tn am eler, 18.yüzyıl H alk edebiyatına konu olm uş­ tur, ayrıca b u n la r H ikaye ve Hikaye bi­ rikim ine eğlendirici ve öğretici olarak konudur, Bu bölüme uzakdoğu kökenli “G ista R om anorun” da dahildir. 14. yüz­ yılın ilk Alman nesir örneklem eleri A hla­ ki m esajlar am acıyla kullanılın aş, bu­ nu n m aterial kaynakları da Tarihçiler tarafından bu şekilde günüm üze de ak ­ tarılm ak suretiyle vurgulanm ıştır. Troya savaşlarını içeren efsanelerin sevilen ölümleri (1392’de H ans M air von Nörd- lingcn ta ra fın d a n derlenm iş) ta rih se l önem olarak ışık tu tm u ş vc sonraları çı- ğaltılarak bu yönden çıkarak "Schönen history” (güzel tarih) kapsam ında sohbev konusu olm uştur.

D aha önce bahsettiğim iz Kontes Eli- sabeth von N assau S aarbrücken Şövalye ro m an ların d an tercüm elerinde F ransa k ay n ak lı o la ra k b a h s e tm iş tir (1430- 1440) b u n lar arasında; Hug Schapler (tarihsel öneemi olm ayan ve F ran sa Ka- rolinger dönem inde yaşayan bir k a h ra ­ man) “Herzog H erpin” ve de “Loher ile M aller “ en çok basılan Halk rom anları­ dır. Fransız nesrinin 13. yüzyıl şövalye geleneği ve m acera rom anı k a h ra m a n la ­ rın d a n “Lancelot” konulu çevirileri ve ör­ neklem eleri 15. yüzyılın son çeyreğine k a d ar N esir tü rü n d e yap ıtların oluşm a­ sında konu olm uştur. Çok yönlü bir çevi­ ri u stası da Agnes B ernauerin dam adı Doktor Jo h an H artlieb idi (olum 1468). Ç alışm alarının odak noktası, Albertus M ulierum ” (Gizli ilimler) bunları Bran- don Efsaneleri altında topladı, konu k aynakları arasın d a ayrıca; 1472 de ba­ sılan İskender kitab elerin in taslakları Eleonore, Tirol’u Herzogin, Avusturya ve

(4)

Yıl: 10 S ayı: 40

A lm an 1455/56 önceleri ve Innsbrucker Hofe ile d ah a sonraları I.M axim ilianın Şövalye hikayeleri ile “Pontus ve Sido- n ia” adlı Aşk rom anları vardı. B u n lar­ dan az sonraları da “Soloman ve Mar- kolf’(1482) b u n la r K aba kuvvetin üstün olduğu dönem in öncüleri ile Ahm aklığın tem sili olan “V alenten ile Nam enlos “ vede F ran sızcad an “”Yedi bilge u s la ” (1470) ortaya çıkm ıştır. M ütakip listede ise hin d li “P a n ts c h a ta n tr a ”k a y n a k lı “A ntonius vor P forr” ile “Tyrus’Iu Apollo- nius “ un hikayesi, H ayvan epiği “Rein- kc de Vos” 1498’e doğru Lübek 'de o rta ­ ya çıkm ıştır am a tam A lm anca olarak

1545’de F ra n k fu rt (Main)de çıkmıştır. 1500’e k a d a r d ah a çok Rönesens e t­ kisi altın d a eserler oluşm uştur, bunlar (Steinhövel’in P e tra rc h çevirileri) “Gri- seldis”, sonraları “H istorie vom Markg- ra f W alther” (M arkgraf W alther H ikâye­ si) “uriolus und L ucretia” (Euriolus ve Lucretia), A eneas Silvius Piccolomi- ni’den; F ransızca bir Nesil hikayesine dayalı Aşk rom anı “M elusine” “der R itter von StaufYenberg”; F ransızca b ir nesil hikayesine dayalı Aşk rom anı “M elusi­ ne” der R itter von Stauffenberg” (Sta- ufenbengli Şövalye), “Wilhelm von Ös- terreich” “A vusturyalI wilhelm), “T ristan und Isolde” (Triston ve Isolde), Schwank kolleksiyonundan, “Pfaff von Kalen- berg", “Sigenot”, “Wilhelm von O rleans”, “T h u rn ’lu Şövalye” F ran sız M arq u art von Stein dan alınan bir Roman kitabı olan “VVigalois", “B avyerah E ra s t”, “Flo- rio und Bianceflora” (Florio ve Bianceflo- ra) (bu sonuncusu Fulocolo des Boccac- cio alıntılı), “B ruder R ausch” (Kardeş Raushc), S a n ıla n “B aykuş hikayele- ri”n in ilk baskısı “Eulenspiegel” (ilki 1510 ve de an laşılır tam A lm anca 1515 de b u lu n m u ştu r)

1500 yılından sonra ortaya çıkan fa­

k a t Reform öncesi döneme a it önemli eserler arasında : “B arbarossa", “Ki t tur T h o rc llc ’ (Şövalye Thorelle), "Oliver und A rtus” (Oliver ve A rtus) ile “Valemin und Orso” (1521) sayılabilir.

Reform rüzgarının büyük etkisinden sonra, ki bu etki Geçici etkili ve İncil ağırlıklı halk okum a m alzem eleri olm uş­ tur; sıra ile : “F ierab ras” (1533), “Oktavi- an ” “Megalone” “H aim onskinder” (He- im ons çocukları) ve Jö rg W ickram ’ın “R itter Galmy aus S chottland” (1539» (İskoçyalı Şövalye Galmy) gelmektedir. Yüzyılın başına k ad ar önemli sayılabile­ cek “Thedel von Walmoden’\ “Ismeniııs" ve “Das Buch der Liebe” (Aşkın, Sevgi­ nin Kitabı), (bu sonuncusu şövalye ve aşk rom anlarının en sevilenlerinden olu­ şan bir koleksiyon) (F ran k fu rt 1578 ve 1587) so m aları ince baskılar halinde çı­ kıp hep jıalk hikayeleri olarak kabul edi­ len (Scvvankbücher) Joh. paulister beri “Schim pf und E rn st” (1522) ve Yalan hi­ kayelerden oluşan Bebcl’in “Facctien” den gelme “P ete r Leu” “F inkenritter. C laus Narr, H ans C lau ert” gözükm ekte­ dir. Scw ank koleksiyonu “Ncidbart. F uchs” d ah a önceleri yeri ve yılları belir­ siz olarak 1500’dan öncede ortaya çık­ m ıştır.

Komarlı -Jörg Wickram (1505—15fi2> çok yönlü dram atisyen vc Anlatımcı ola­ rak, yeni Alman N esir tü rü rom anının k urucularındandır. Halk hikayelerinin ru h u n a ve am acına ulaşm asındaki yolda onun yeri de tartışm asızdır. O nun ve onun takipçilerinin halk hikayelerine ve k a ra k te rin e etkisi kesindir, “Velet ayna­ sı” (K raben spiegel) “GabriotLo und rem ­ li ard ” ve özellikle ince k itap lard an olu­ şan “rollvvagenbüchlein” (Tornet kitapçı­ ğı) başk a yazarları da olan “G artenge- sellschaft” (Bahçe kuruluşu). "Wegkür- zer” (P üf n oktalan), “Katzipori",

(5)

“Rast-büchlein” (Dinlenm e kitapçığı), “Wen- d u n m u th ” bazılarıdır.

1597’de “laleb u ch ” (K ısa hikaye- ler-S chw arksam m lung) ve serisi ortaya çıkıyor, ondan 10 yıl öncesinde ise “Fa- u stbuch” (Yaşam sırları üzerine) 1587) ilk baskı, ve onu m üteakip “Wagner- buch” çık tı.

B u n ların çıkışını m ütakiben ne asil­ ler ne de eğitim li v ata n d a şla r tarafın d an artık hikayeler k itab a aldırılm adı yada alınm adı. A rtık bu konu derinleşerek bir sosyal k ü ltü r aşam asın d a geçerek bir Yazar kitlesi oluşturdu. “F o rtu n a tu s” bu am aca uygun hizm et ederek N esir tü rü ­ n ü n H alk hikayeleri safhasına geçişine örnek verilebilir. Bu ticari hikaye anla­ tım ların ın yazarı A ugsburglu bir v a ta n ­ daş olm uştur. 1500 yılı öncesi yazılm ış hikayelerin özeti T anrının nim etleri sa ­ yesinde (Dilek keseleri ve şans torbacık­ ları) m uhteşem bir şekilde refah a u laşan bir Aile ile onların Ş ansları ve sonrada oğullarının rehaveti ile çöküşüdür. Bu hikayede tıpkı Apollonius hikayesi gibi doğu m otifleri ile süslenm işti (1509).

17. yüzyılda ilk defa “Ewige Ju d e ” ' (1602) (ö lü m sü z Yahudi) ile M artin von

Cochem’in o rtay a çıkardığı eski b ir efsa­ ne olan Pfalzkortesi “Genoveva” ortaya kondu (1687).

18. yüzyıla ait olarak ise d ah a az bil­ gi gözükm ektedir. Yenilikler d ah a çok 1700 ile 1726 arası, “H istorie vom ge- hörnten Siegfried” (Boynuzlu sigfriedin hikayesi) ile d a h a önce H ans Sach’ın k a h ram a n lık k arek teri olarak işlediği d ra m a tik “Lied vom h ü rn e n Seyfrid” (Boynuzlu Seyfrid’in türküsü). Sihirbaz Vergili us un H alk hikayeleri ise Simrock vasıtasıyla te k ra r gündem e gelecektir. B unların y an ın d a şu gerçeği de kabul e t­ mek gerekir ki baskı im kanı olm ayan m alzem e ve gecikm eler onların pay sah i­ bi olm asını önlemiştir.

Sonuçta tüm eğitim yetersizliğine rağm en ve her yüzyılın oluşturduğu öğ­ renm e k ısasların a rağm en hepsi kendi H alk hik ay elerin i o rta y a çıkarm ıştır, b u n la r Halk için okum a m alzemesi te ­ mel edebiyat ve k av ram lar olarak o tu r­ tulup H alk hikayeleri olgusunu gelişti­ rip sü rd ü rm ü ştü r ve de soru işaretlerini silm iştir. Bu uzun bir süre böyle gitm iş­ tir, h e r ne k a d a r b asit k ah ram an lı hika­ yeler, “Robinson ve C um a”, H ebelin ta k ­ vim hikayeleri ya da seyahatler “Şöval­ ye” ve “h ay d u t” rom anları, “Aşk rom an­ ları (18. ve 19. yüzyılda) konularında de­ nem eler ve y a p ıtlar olduysa da temel y a­ pıdaki H alk hikayelerinin yerini alam a­ m ış ve e tk isin i silem em iştir; “C esur Schvvejk A skerleri” hikayeleri dahi Halk hikayesi olarak sayılm ayıp Hak hikaye­ lerinin önceki yüzyıldaki kalıbını boza­ m am ıştır.

M adde 4. Halk hikayeleri som ut ki­

tap ve okum a aracı (Ciltlenm iş kitap) olarak fazla bir önem arz etm em ektedir. 19. ve 20. yüzyıllarda b unlar toparlanıp edebi e stetik bilim inin parçası haline ge­ tirilm ek istenm işse de 3. yüzyılın böyle sosyal, tarih i ve edebi bir m iras olarak algılanm ayacağı anlaşılm ıştır. Bu konu zam an dilimi göz önüne alındığında ve ol ajan daha tam oturm adığı varsayıldı­ ğında anlam sız olduğu görülür.

15. ve 16. yüzyıla ait ilk Resimli ve Büyük sayfa form atlı özenli Halk hikaye tem silcileri elbette refah içindeki v a ta n ­ d a şlarla Asillere nasib olm uştur. F ak at bun u n Halk hikayelerinin yaygınlaşm a­ sı teorisi ile bir ilgisi yoktur. Geniş for- m at ve özenliyi aram a k ü ltü rel bir olgu­ nun sonucudur, küçük form ak (tür ola­ rak) ve ucuz b ask ılar asıl yaygınlaşm aya yardım cı olm uştur. Baskı ve yayın a şa ­ m asında ilk alm an şehirleri olan (B askı­ nın geliştiği) Augsburg, Ulm, -Nürnberg

(6)

Yıl: 10 S ay ı: 40

çok yardım cı olmuş, sonrasında F ra n k ­ furt, Basel, N ürnberg gelişmeye k atk ıd a bulunm uş kıizey ve o rta A lm anya ise da­ ha sonra olayın içine girm iştir.

D aha geniş bir okuyucu kitlesine Halk hikayelerine Toplu ü retim (basım) şeklinde o rtalam a küçük form atlı olarak hazırlam a 16. yüzyıl ortalarındadır. Bu­ rad a d ah a az a ra ştırm a konusu olan olay ise k itap lard ak i Kesimler ve kalın ta h ta kaplı ciltleri olmuş ki b unlar 16. yüzyıl­ dan itibaren san atçıların uğraşı haline gelmiş. Çoğu zam an görülen bir olay re ­ sim için ku llan ılan baskı m alzem esinin sınırlı olm ası dolayısıyla b u n ların alak a­ sız an latım lar için kullanıldığı, bu ta h ta ­ dan yapılan resim kalıpları an latım a pa­ ralel yerlerde kullanıldığı gibi an latılan ile alakasız olarak da kullanılm ış ve dik­ k a t çekm iştir. Bu resim lerin a n la tıla n kolaylaştırm ak amacı güddüğünü d ü şü ­ nürsek inanılm az bir çelişki doğuyor. Bu değişkenlik gösteren Edebi akım içeri­ sinde okuyucu zevkinin gelişmesi ile b ir­ likte Halk hikaye k itap ları edebi anlam ­ da bir sınırlı değer olm aktan çıkıp artık ucuz kitle aracı olarak içerik ve konu sapm alarıyla birlikte, p az a rla rd a seya­ hatlerd e kolaylıkla b u lu n a n araçlar hali­ ni alm ışlardır. Ucuz fiyatın kaliteyi d ü ­ şü rd ü ğ ü u n u tu lm a z sa , G öthe (Goet- he)’nin bunları H ay at hikayesinde ucuz silik k ağ ıtlar olarak tanım lam ası h a tır­ lanm alıdır.

M ad d e 5. D aha eskiye d a y a n a n

Halk hikayelerindeki (parça) text ve bı­ raktığı tem a etkisi kadar, Güncellik ve değişkenlik gösteren okuyucu talebi be­ ğenisi de yansıtılm aktadır. Bu yolla p a r­ çalar zam anın beğenisine göre birçok de­ fa kısaltılıp, yenilenip üzerinde çalışıl­ m aktadır, h a tta içerik olarak değiştiril­ m ektedir. Bu te rs ve yanlış m a n a la ra yol açıp, H alk hikayelerinin bu h a ssa s özün­

deki dengeyi bozm aktaydı. F a k a t aydın­ lan m a dönemi tem silcilerinden göze ç a r­ p an la rd an G ottsched ve takipçileri Halk hikayelerini şiirsel (poetik) ve toplum sal yetiştirm e tem ellerinden dolayı değersiz edebiyat olarak tanım lam ışlardır. E leş­ tirm enlerin H alk hikayeleri m alzem ele­ rinin değişimine yönelik b ask ılara örnek "F austbuch eines C bristtich -M e in en ­ den” (Hı-istiyanca düşünen birinin Kulu- be kitabı) dır, b u n u n la birlikte başka p arça ların d a k u rb an verilm esi M artin von Cochem ile hızlanm ıştır. B ütün bun­ la ra rağm en yeni döneme kalan Halk hi­ kayelerinin çoğu özde değişm em iş bir bi­ çimde k o ru n m u ştu r; ü stelik m aterial açıdan Lessing, H erder ve Goethe gibi rom antiklerce nazım değerlendirm esi ile zenginleştirilm iştir. A. Wschlegel in Ber- liner Vorlesung’u nda (H itabesi) ve J. Görres (1807)’in H alk hikayelerini derle­ yip H alk tü rk ü lerin i oluşturduğu dö­ nem lerde Halk hikayeleri aksine edebi tarihçe ve poetik açıdan yüceltilm iştir. B unları sonradan Jo h an n G ustav Büsc- hing ve Friedrich Heinrich von der Ha- gen K u tla m a gecelerini-n yeni tü rü “Buch d er Liebe” (Sevginin kitabı ile iz­ lem işlerdir, Ama bunları takiben, Gott- hold Osvvald M arbach (1838—67)”, G us­ tav Schvvab (1836) ve son olarak Kari Simrock geniş Koleksiyonu (1845-67) ta ­ kip etm iştir. Bu koleksiyon “Salam on ve M orolf’, “G regorius”, ve “E ulenspiegel” (Baykuş hikayeleri, ile o zam an ele alı­ nabilecek herşey vardı, “Sieben Schwa- ben” (7 Schwabenli)’den “Schvvannerrit- te r” (Schwanen Şövalyeleri) ne kadar. B ununla birlikte Simrock ve G örrres’de gözardı edilmeyecek b ir husus, öğretici eserler “D eutsche R atsellbuch” (Alman Bulm aca Kitabı), Ev işleri alışkanlıkları, Eyerci ve Demirci alışkanlıkları, Deyim­ ler - Konuşm a kılavuzu koleksiyonu, Al­ m an çocuk m anileri ve tü rk ü leri ile Dr.

(7)

F au st’un çocuk oyununu; ortaya koym a­ larıdır. Hu eserleri l ‘J bölüm den oluşan veni biri takip etti. Simrock ayrı zam an­ da, tecrübelerine d ay an arak , eserlerinde en eski parça b ü tü n ü n ü ve baskılarını vermeye çalışıyordu. Hu şekilde daha sonra Richard Benz’in yenilem elerinde olduğu gibi aslına sadık kalm ıştır.

H alk hikayelerinin edebiyata teme ve Y üksek bazda etkisi yoğun olarak Ro­ m antik ve ondan biraz önceki dönemde görülm üştür. W ielend’in Abdertifliler h i­ kayelerinde kısa hikayeler k o leksiyo­ n u n d an etkilendiği dönem de Lessing d a ­ ha pozitif yönde F a u st m aterialın d an esinleniyordu, bu sırada H alk hikayele­ rinin değişik aşam aların d a yön arayan Goethe. dünya edcbayatm ı etkileyecek dram atik aray ışlara girm işti. Bu a rad a G oethe’nin en iştesi C h ristia n A ugust Vulpius Halk hikayeleri trendine, dah a sonra H einrich Daniel Zschokke ve b aş­ kalarının da takip edeceği, “Rinaldo Ri- naldini” isimli H ırsız rom anını katm ıştı. Bu etkiye Bavyeralı Hiesel ile H aydutlar kralı S chinderhannes ve 20. yüzyıla gi­ re rk e n C ari Z u ck m ay er’in D ra m atik kah ram an ları baskısı dahil edilebilir.

Bu akımı genişleten diğerleri ise De­ dek tif ve m aceralı seyahat rom anları (Kari M ay v.b) ile Toplumsal içerikli Aşk ve iş rom anları olm uştur. B urada tabi Toplumsal içeriğin y anında yabancı e tk i­ si de olm uştur, Dafoe (Robinson Crusoe), Cooper (Lederstrum pf) ve Geleceği y an ­ sıtan rom anlarıyla Ju le s Verne b u n ların başlıcal arıdır. B u rad a belirginleşen nok­ ta şu ki: Edebi olgunluğa doğru giden bir Oral ve Sohbet tü rü oldukça zor bir dö­ nem eçten geçirilerek b u ray a geliyor, y a­ ni anlatım ile bilinen edebi kav ram lar Edebiyat ta rih i içinde yerini alırken zor bir dönem eçten geçiyor. Bu gösteriyorki edebiyatın bu tü rü sadece H alkın k ulla­

nım ına direkt yönelik bir Kdehiyat ve ezellikle halk için olu ştu ru lm ak tad ır. Fonksiyonu ise "Halk ile birlikte; yaşa­ yan ve tepkiyen” (K.V. Riedel) ve Resim ­ li, Melodili aksesuvarları olan edebiyat etkileşim i.

Eski H alk hikayelerinin tornalarım rom antik B rentano ve Fouque’nin y a n ın ­ da serbest nazım da fan tastik olarak epik ve d ram atik yazan ("Melusine, Magelo- ne, O ktavian, Genoveva”) en etkili isim L. Tieck yenilem işlerdir. Goethe gibi Ti- eck de Halk hikayelerinin m alzem eleri­ nin dram atizasyonunu Halkın h u z u ru n ­ da o lu ştu ru lan yenilem e geleneği olarak görm üş bunu çalışm alarında özellikle 17. ve 18. yüzyılda o lan lard a ve de bazı 15. ve 16. yüzyıldakilerde denem iştir.

Bu ara d a 20. yüzyılda filoloji ve Halkbilim a ra ştırm a la rı ilerleyen halk hikayeleri b una bağlı olarak tek st ve te­ m a olarak toparlanm aya çalışılm ıştır, e ste tik anlam verilm eye gidilm iş (R. Benz), kayıp k ü ltü r m irası olarak a ra n ­ m ış ve kişilik k azandırm aya gidilmiş (N aum ann), “Halk içm Hizmet eden Ki­ tap” adı altında temel eğitim e yardımcı gösterilm iş fak at okul m alzemesi olm a­ mış. Çeşitli aşam alar ve baskılar altında bir yere sığdırılm aya zorlanm ışsa da ye­ rini önemli bir biçimde kitle edebiyatı adı altında alm ıştır. Thom as M ann her defasında F a u st gerçeğini ve du ru m u n u h a y a ta geçirmeye çalışmış ve zam an di­ limi gözetm eksizin uygulam ıştır, aynısı­ nı C harles de Coster Ulen aynası Figü­ ründe, H alk epikleri ve Isp an y a’ya karşı özgürlük savaşında k u lla n a ra k Halk hi­ kayelerini O rtaçağdan günüm üze kadar ulu slararası boyutta ortaya çıkartm ıştır.

* “Rellaxion D eutsshen L iteraturgesohictho" Mannheim 1988 4. cilt.

Referanslar

Benzer Belgeler

iletişim araçlarındaki reklamlara ve bilgilere dayalı olarak insanların kendi inisiyatifleri ile kullandığı bitkisel ürünler, çok ciddi sağlık sorunlarına hatta ölüme

«Mütekaid sanatkâr», hele memle­ ketin en büyük sanatkârlarından bi­ ri olursa, onun sergi açmasını temin ve yeni eserler vermesini teşvik et­ mek, başta

1) Bir kadın, ardarda 41 perşembe günü çamaşır yıkarsa zengin olur. Ancak, şafak vakti işe başlamak gerekli şarttır. 2) Cumartesi günleri yatak, çarşafla

Fayda başlıklarında görülen konular güzel ses hakkında hadislerle başlar, daha sonrasında güzel ses, müzik tanımları, pestlik ve tizlik oluşumu, on iki devir/makam,

  通識中心曾美芳老師至聖約翰科技大學分享推廣自主學習課程經驗 聖約翰科技大學於 2017 年 9 月 7

SnO 2 yarı iletken malzemesinin ve yüksek basınç fazlarının yapısal özellikleri, faz geçişleri ve bu fazların mekanik özellikleri, elastik sabitleri ve basınç ile

A lt katı ve terası kafe, üst katı ise konferans, konser, ve kokteyl salonları olarak kullanılacak olan köşkün terası, Boğaz’ı en güzel açıdan alıyor..

Daha az koltuk sayısı bulunan bu modern salonlar, kon­ foru, ses düzeni ve bütün dünya ile vizyona aynı anda giren yeni filmle­ riyle sinemaseverlerin hizmetinde..