• Sonuç bulunamadı

Beyoğlu'nda ilk Türk Fotoğrafhanesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beyoğlu'nda ilk Türk Fotoğrafhanesi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B eyoğlu 'nda İlk Türk

Bize Batı’dan gelen fotoğrafın öyküsü hayli il­

ginçtir. Bazı tutucuların karşı çıkışları yüzünden, üç ayaklı sehpa ilk dönemlerde, gayrimüslimle­ rin elinde kaldı. Hatta objektifin karşısına g e ­ çenlerin de çoğu gayrimüslimdi.

Osmanlı Imparatorluğu'nda Türkler, ilk kez Se­ lanik, İzmir gibi kentlerde fotoğrafçılıkla uğraş­ maya başladılar. İstanbul’daki ilk Türk fotoğraf­ hanesi ise, Cağaloğlu Yokuşu’ndaki 59 numaralı binada açıldı. Sahibi, Girit’te “Kandiye Fotoğraf- hanesi”ni kurduktan sonra, bu mesleği İzmir’e getiren Bahaeddin Bey’di. O yıllarda adı “Baha- eddin Baritki” olan sanatçı, İzm ir’de kurduğu “Resne Fotoğrafhanesi”ni, akrabası Hamza Rüs­ tern Bey’e devrederek İstanbul’a yerleşti. Burada “Rahm izâde B ahaeddin” adıyla mesleğini sürdüren Bahaeddin Bey, Türk fotoğrafçılık tarihinin öncülerinden biri ol­ du.

Daha sonraki yıllarda İstanbul’da birkaç Türk fotoğrafhanesi daha açıldıysa da, hiç­ biri Beyoğlu’ndaki ilk Türk fotoğrafhanesi­ ni kuran Ferit İbrahim B ey ’inki kadar uzun ömürlü ve

ünlü o lm a yı b a ş a r a m a d ı.

When photography was first introduced to Turkey in the 19th century, the objections o f a few reli­ gious zealots meant that at first Muslims were not among the Ottoman photographers whose studios sprang up in Istanbul. Even the people being pho­ tographed were mainly non-Muslims.

The first Turkish photographers in the Ottoman E m p ire w orked in p r o v in c ia l citie s such as Salonika and Izmir. The first Turkish photogra­ pher who opened a studio in Istanbul (at number

59 Cagaoglu H ill) was Bahaeddin Bey. He had begun by opening a studio in Crete, then moved to Iz m ir where he opened the Resne Studio. Subsequently he left this studio in the hands o f a

Ferit İbrahim'in yetiştirdiği Meşrutiyet Dönemi fotoğrafçıları birarada./ Photographers trained by Ferit İbrahim during the early 20th century.

relative, H am za Rustem Bey, and settled in Istan­ bul, where he changed his name from Bahaeddin Baritki to Rahmizade Bahaeddin.

Although numerous Turkish photographic studios opened in Istanbul in later years, none was to be as long lived o r fam ous as that established by Eerit Ibrahim Bey.

Ferit Ibrahim Bey devoted 53 years o f his life to this new art, as both runvspaper and war photog­ rapher, not to m ention his work as a cinem a operator, painter a n d musician. This artistic man

The First Turkish Photog

S K Y U F E Ş U B A T F E B R U A R Y 1 9 9 5

By TAHA TOROS

T o to ğ ra fh a nesi

tam 53 yılını veren Ferit İbrahim Bey, gazete ve

savaş fotoğrafçılığı, sinema operatörlüğü, res­ samlık ve müzisyenlik gibi değişik özellikleri kişiliğinde toplamış bir çok yönlü bir sanatçıydı. İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra, 9 Eylül 1908’de İstanbul’da Sirkeci İstasyon Birahane- si’nde ilk Fotoğraf Kulübü’nü Ferit İbrahim Bey kurmuştur. Güçlü bir ressamlık yönü de vardı. Ünlü ressam Hoca Ali Rıza Bey’den dersler al­ mış, yağlıboya ve suluboya ile manzara resimle­ ri yapmıştır.

Ferit İbrahim Bey müzikle de yakından ilgilen­ miş, 1908-1910 yıllarında, musiki nağmeleriyle yaşayan Üsküdar’da “Zöhre-i Musiki Cemiyeti”ni

o f many talents also found ­ ed the fir s t photography c lu b in Turkey, whose h e a d q u a rte rs were the beer house at S irk e c i Station in Istanbul, on 9 September 1908 follow in g

the second pro cla m a tio n o f TVM c o n s titu tio n a l g o v e rn ­

ment. He studied p a in t­ in g u n d e r the fa m o u s Turkish artist, Hoca A li R iza Bey a n d p a in te d landscapes in oils and

Ferit İbrahim'in kullandığı zarfın baslığı./

The heading on Ferit Ibrahim's envelopes, describing him as a "cinema and film operator".

İnönü Sayayı'nin yıldönümünde zafer alanına yapılan ziyaret. Ferit İbrahim ortada gözlüklü./ Visit to the Kendisi ilk Türk foto muhabirlerindendi./ He İnönü battlefield on the anniversary of the victory. Ferit İbrahim is in the centre wearing spectacles. was one of the first Turkish photojoumalists.

kurmuş, yine Kadıköy’deki “Şark Musiki Cemi- yeti”nin kurucuları arasında yer almıştır.

Ferit İbrahim, 1882 yılında, Üsküdar’da doğdu. Babası, Şam askeri ve mülki kaymakamı İbra­ him Bey’in ölümü üzerine küçük yaşta yetim kaldı. Üsküdar İdadisi’ni bitirdikten sonra, bir süre Miilkiye’ye devam etti. Sonra hukuk eğitimi gördü ve hukuk alanında doktora tezi hazırladı. Eğitimini tamamladıktan sonra Şura-yı Devlet’te (Danıştay) göreve getirildi. Ne var ki, fırça tut­ kusu, fotoğraf sevgisi ve müzik aşkı onu bu

res-watercolours.

Between 1908 and 1910 he found ed the Venus Music Society, which still exists today, in Üsküdar, and was one o f the founders o f the Oriental Music Society in Kadıköy.

Ferit Ibrahim was bom in Üsküdar in 1882. His fa th e r Ib ra h im Bey, a g overn m en t o ffic ia l in Damascus, died when his son was a young child. A fte r g ra d u a tin g f r o m s econ d a ry s ch o o l in Üsküdar, F erit Bey studied law, g o in g on to receive his doctorate. Although he was appointed

raph Studio in Beyoğlu

(2)

mi görevinden kopardı.

Ferit İbrahim Bey’in fotoğraf sanatına yönelme­ sinde annesi Asiye Hanım’ın büyük rolü olmuş­ tur. Bu aydın kadının, oğlunun okuldaki başan- sını bir fo toğ ra f makinasıyla ödüllendirm esi, onun bu sanat dalıyla tanışmasını sağladı.

16

yaşındayken bir fo toğ ra f makinasının sahibi olan Ferit İbrahim, bu sihirli meslekteki geliş­ meleri yakından izlemek ve bilgilerini güçlen­ dirmek amacıyla, yabancı ülkelerden dergiler ve kitaplar getirtti. Fotoğrafçılıkta çağa ayak uydur­ maya çalıştı. Batı anlamında fotoğraflar çekti. Çektiği fotoğraflar, Meşrutiyet Dönemi’nin “Şeh- bal”, “Resimli Kitap”, “Y eni Gazete” gibi ünlü kültür dergilerinde yayınlandı. Hatta bazı fotoğ­ rafları, Avrupa’da yayınlanan dergilerde yer aldı. Böylece ilk Türk foto muhabiri olarak tanınma­ ya başladı.

Ferit İbrahim Bey, önemli bir boşluğu doldur­ mak ve yanlış bir inanışı kökünden kazımak için, mesleğini atölye açarak sürdürmeye karar verdi. Bu amaçla evindeki atölyesini, şehrin g ö ­ beğindeki bir semte taşıyıp bir fotoğrafhane kurdu. Trablusgarp ve Balkan savaşları sona ererken Ferit İbrahim Bey, Sirkeci’de, Büyük Postane’nin karşısında ilk fotoğrafhanesini açtı. Galiçya Savaşı’na katılıp ordu fotoğrafçılığı yap­ maya başlayınca, fo to ğ ra fh a n es in i kapattı. 1919’da tüm fotoğrafhanelerin gayrimüslimlerin elinde bulunduğu Beyoglu’nda yeni bir fotoğ­ rafhane açtı.

Cumhuriyet’in ikinci yı­ lında Ferit İbrahim Bey Ankara’ya çağrıldı. Mus­ tafa Kemal Paşa’nın hem Selanik’ten, hem Harbi- y e’den arkadaşı olan ve bir dönem içişleri Ba­ kanlığı ile CHP G en el Sekreterliği görevlerinde bulunan C em il (U yb ad ın ) Bey, onu Mustafa

to a post at the Council o f State, his love o f art, photography a n d music p ro ve d overwhelming,

an d he resigned.

Ferit Ibrahim B e y ’s mother, Asiye H am m , played a significant role in her s o n ’s decision to become a professional photographer when she bought him a ca m era as a rew a rd f o r his high grades at s c h o o l w h en he was 16 y e a rs old. Ferit B e y ordered magazines a n d books fro m abroad about photography an d so kept up with the latest devel­ opments in this rapidly advancing technique. His photographs were published in such fam ous early 20th cen tu ry Turkish m a ga zin es as “Ş eh ba l”, “Resimli Kitap” a n d “Yeni G azete”, a n d in some European magazines.

Soon his photography business was doing so well that he decided to open a studio. As the wars in Tripoli an d the Balkans drew to a close he moved his eq u ip m e n t f r o m his hou se to p rem ises in Sirkeci, opposite the m ain post office. When he jo in e d the fighting in Galicia as a military pho­

tographer during the First World War, he closed the studio down. In 1919, he opened a new studio in Beyoğlu, where there were a num ber o f photog­ raphers in sta lled a lrea d y, a ll o f them n o n - Muslims.

In 1925, two years after the establishment o f the Turkish Republic, Ferit Ibrahim Bey was invited to Ankara, the new Turkish capital. Cemil Uybadin, a frien d o f Mustafa Kemal Atatürk from his home

Ferit İbrahim’in objektifinden Osmanlı Devletinin kuruluş yıldönümünde Beyazıt Heydam'nda yapılan tören./ Ferit Ibrahim’s photograph of the ceremony in Beyazıt Square to commemorate the founding of the Ottoman State.

58

-S K Y L I F E Ş U B A T - £ ■ F E B R U A R Y 1995

(3)

tanıt-tı, Ankara’ya ilişkin bir film yap­ ması ve Çankaya’nın fotoğraf­ çısı olmasını istedi.

Ferit İbrahim Bey, 1925’de Beyoğlu’ndaki fotoğrafhanesini kapa­ tıp Ankara’ya yerleşti. Mustafa K em al’in ve arkadaşlarının çok sa­ yıda fotoğra fın ı çekti. Ama, İstanbul özlem ine d ayan am adı v e bir süre sonra yine istiklal Caddesi’nde başka bir fotoğra fh a n e açtı. Duvarlarını Mustafa K em al’e imzalattığı büyük boy fotoğraf­ larla süsledi.

Ferit İbrahim, fotoğrafçılığı, babadan evlada ge­ çen bir meslek haline getirdi. Oğlu Naim Gören, Cumhuriyet Dönemi Ankara’sının ilk fotoğrafçı- larındandır. Babası onu 1925’te Ankara’ya götür­ müştü. Naim Bey, sonraki yıllarda Ulus semtin­ deki meşhur “Karpiç Lokantasının sırasında, fo­ toğraf malzemeleri satan, amatör fotoğrafçıların filmlerini banyo eden ve baskılarım yapan bir mağaza açtı. Kısa sürede bütün AnkaralIların ya­ kından tanıdığı, sevdiği bir fotoğrafçı oldu. Fotoğraf kadar doğayı da seven Naim Bey, Kü- çükesat semtinde bahçe içerisinde bir ev yaptır­ dı. Burada, doğa ile kucak kucağa yaşamını

sür-tow n o f S a lo n ik a a n d the W ar C ollege, in tro d u c e d h im to Atatürk and proposed that he make a film about Ankara an d be appointed presi­

dential photographer. In 1925, Ferit Ibrahim Bey closed down his stu­ d io in B e y o ğ lu a n d m o v e d to A n k a r a . H e took m any photographs o f Mustafa Kem al a n d his col­ leagues, before he b e c a m e so hom esick f o r Ista n b u l that he returned to open yet another stu­ d io o n istik lâ l C a d d e s i in Beyoğlu. O n the wall he hung large signed photographs o f Mustafa Kemal. In his old age, he m oved his studio to Kadıköy, where he died in

1953-F erit B ey’s son, N a im Gören, fo llo w e d in his father’s footsteps to become one o f the first photog­

raphers in A nka ra. As a you n g m an he had a ccom p a n ie d his fa th e r to A n k a ra where he opened a shop in downtown Ulus selling photo­ graphic equipment and developing and printing films. Before long he was the best known photog­

rapher in the city. When it came obligatory f o r every adult citizen to take surnames, father and son chose different names, Özgünar and Gören

Ferit İbrahim'in objektifinden İstanbul'da Hamallar Cemiyeti'nin yaptığı bir gösteri./ A display by the Porters Society in İstanbul as photographed by Ferit İbrahim.

59

(4)

Ferit İbrahim'in objektifinden İstanbul'da Müdafaa-i Milliye Cemiyeti'nin düzenlediği bir miting./ A meeting organised by National Defence Association in Istanbul as photographed by Ferit Ibrahim.

respectively.

N a im Bey lo v e d the c o u n try a n d b u ilt a house at Kugiikesat, a district long since swal­ low ed up by the c ity sprawl. In those days, this was an area o f scat­ tered country houses sur­ ro u n d e d by o rch a rd s and gardens. His house was at the last stop on the municipal bus route, and buses ran only two o r three times a day. This stop was named after the fam ous photographer by A n k a ra M u n ic ip a lity . Late in life, Naim Goren moved back to Istanbul, w here he d ie d on 17 A u g u s t 1977. Like his father, Naim Bey worked as a photographer f o r 53 dürdü. O yıllarda Küçükesat, bağlar ve bahçe­

ler içinde, seyrek evlerden oluşan tenha bir yerdi. Naim Bey’in evi, Belediye otobüslerinin her gün iki veya üç defa uğradığı bu semtin son durağındaydı. Onun için Ankara Belediye­ si, bu durağa ünlü fotoğrafçının adını verdi. Na­ im Gören, yaşantının son yıllarında, Ankara’da­ ki işini İstanbul’a nak­

letti v e burada, 17 Ağustos 1977 günü öl­ dü. N aim B ey (1904- 1977) de baba mesleği­ ni, onun gibi, 53 yıl sür­ dürmüştü.

Baba-oğul ayrı soyadı aldılar. Ferit İbrahim Bey “Ö zgünar”ı, Naim Bey “Gören”i seçmişti. Ferit İbrahim Özgünar, fotoğrafhanesini yaşlılık döneminde Kadıköy’e nakletti. 1953 Ocak’ında burada öldü.

Ne yazık ki, Meşrutiyet D ö n e m i’nin, B irin ci Dünya S a va şı’nın v e Mütareke’nin acılı yılla­ rının yüzlerce negati­ finden oluşan arşivi gü­ nüm üzde kaybolm uş­

tur. •

years.

The hundreds o f negatives o f photographs which Ferit Ibrahim Bey took in the early years o f this century, p a rticu la rly those depicting the First World War and the years o f occupation, have never been found. This sad loss is still felt by histo­ rians and those interested in the history o f Turkish

photography.

Birinci Dünya Savaşı sırasında rozetle yardım toplanırken. Ortadaki gözlüklü kişi dönemin Dahiliye Nazırı İsmail Canbolat'tır./ Collecting public donations in return for rosettes during World War L The spectacled man in the centre is Minister of Interior İsmail Canbolat.

60

Æ K Y L IF E Ş U B A T F E B R U A R Y 1995

Kişisel Arşivlerde Istanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

腦瘤病人出院衛教 一、認識腦瘤 所謂腦瘤,是泛指長在顱腔內的腫瘤,所以應該稱為顱內腫瘤較正確,但一般人 已經使用慣了腦瘤這個名詞。

Ancak bunun için alglerin fotosentez sürecini b›rak›p, günefl enerjisi yerine glükoz ya da baflka bir karbon bilefli¤i.. kullanman›n yollar›n›

Avrupa Danışma Komitesi, Uluslararası Je- odezi ve Jeofizik Birliği (IUGG) ile diğer uzman- laşmış bilimsel Avrupa kuruluşlarına danışılarak, Avrupa

Deniz biyologları, felaketle baş edebilmek için önce Mnemiopsis’in baş düşmanı olan başka bir taraklı de- nizanası türünü, Beroe ovata’yı da Ka- radeniz’e

Bu eserinde de bütün kurulu nizam lara, bütün geleneklere ve bunun netice­ sinde bütün toplum a karşı, yarı deli varı akıllı Jim m y”nin ağzından v u r

Kirli yollardan kazanılmış servetlere karşı tepki gösteren, bunların sahihlerine kapılarını ka­ payan bir sosyete, bu kirli yollara düşmeye meyli olan bir

Çok sıcak ve bunaltıcı bir günün ardından Uludağ’dan çekilen bu fotoğrafta puslu hava katmanının altındaki köylerin ışıkları ile bu katmanın üzerinde kalan

Mars akşam gökyüzünde olmasına karşın ufka yakınlığı ve sönüklüğü nedeniyle göz- lemciler için pek uygun bir konumda değil.. Gezegen 18 Ekim’de günbatımında Ay’la