8
T Ü R K İY E T U R İN G ve O TOM OBİL K U R U M Ur-sorvb*
İstanbulda Rüstern Paşa Hey eti
İstanbul’un mütevazi bir köşesinde, Halic’in çukur bir semtinde Rüstem Paşa’mn 1556-1558 M. tarihinde Sinan’a inşa ettirmiş olduğu mi mari manzume, bence büyük ve azametli şa heserle boy ölçüşecek değerde bir eserdir.
Rüstem Paşa, devrinin satvetiyle boy ölçüşe cek zenginliğini Osmanlı Ülkesinin her tarafına büyük küçük mimari eserler halinde serpiştiren bir sadrazamdır. Mimar Sinan, şehrin kalabalık ve ticaretgâh bir semti olan Tahtakalede, ren gin, mimarî ölçü ve çizginin inşam vecde getiren muhitini yaratırken mabedin sükûnunu da ih mal etmemiş, dar bir vaziyet plânı içinde bina heyetini bugün dahi depo şeklinde kullanılan bir sokl üzerinde yükselterek dış alemden tecrit im kânını bulmuş ve dünya âlemi ile mana âlemi arasındaki fasılayı yanlara gizlenmiş birer mer diveni çıkmakla hal etmek kudreti göstermiştir. Gürültü ve kalabalık arasından camiin son ce maat mahalline çıkılınca avlu revaklarındaki gölgelerin kubbelerin loşluğuna kadar harele- lenerek yükseldiğini gören ve yorgun gözlerin pasım silen renk hüzmeleri ile bezeli duvarlarda oynaşan ışıkların ahengine kendini kaptıran in san, etraftaki gürültünün kesildiğini ve ruhunun dinlendiğini hissederek fani âlemden uzaklaşır. Son cemaat mahallinden başlıyarak camiin her köşesine kadar nüfuz eden beyaz, mavi, lacivert, kırmızı ve yeşil renklerin ahenkli çini dekoru pencerelerin üstünde bir taç gibi oturan beyaz zemine lacivertle çekilmiş Türk yazı san’atmın en nefis ve üstadane hatları, Hataî, Rumî ve bir kısmı natüralist san’at anlayışı ile bezeli m otif lerden mürekkep çiçek bahçesi ölçülerindeki ke mal ve ebediyet ifadesiyle ruhları doyuran mi marî çizgiler hepsi iç âlemimizi vecde getirmeye kâfi varlıklardır.
Mimar Sinan bu mütevazi görünüşlü eserin de bile fevkalâde bir kompozitördür. Onun kit lelerin ritmlerine, mimari formların mükemme liyetine düşkünlüğü kadar üstadane işçiliklere, hislerimize ve güzellik mevhumlarımıza tesir eden canlılığa da kıymet verdiğini bu eserinde daha iyi anlarız.
Cami müstatil plânlı, bir merkezi kubbelidir. Büyük kubbenin dört köşesini yarım kubbeler örtmektedir. Müstatil plânı itmam eden cenah lardaki maksurelerle büyük kubbenin oturtul
duğu sekizer dılıh dört ayak, binanın iç mimari sini zenginleştirir. Camiin haricine açılan tak kapısının üstünde müezzin mahfili ve cenahlar da maksureleri vardır. Maksureler bu ihtişam içinde daha ağır bir tesir uyandırmasın diye maini başlıklara oturtulan sade mermer kemer lere istinat ettirilmiştir. Mihrabın çini nişi mer mer istilaktitli bir çerçeve ile nihayet ve etrafı yazılarla bezeli çini bir kuşakla çevrilmiştir. Bu camideki çini yazı ahşap ve kalem işleri ve bun ların mimariyle vücuda getirdikleri kompozis yon kadar manzumeyi teşkil eden, medrese, han, şadırvan, mahkeme ve hamam binaları ile dük kânların cami etrafında vücuda getirdikleri ahenkli toplulukta fevkalâde ve modern bir şe hircilik anlayışının ifadesidir. Bu manzumedeki müştemilat; dükkânlar bir mahsen üzerine fev- kâni olarak inşa edilen cami ile alâkaları nisbe- tinde yakın veya uzak mesafelerde vaziyet plâ nına yerleştirilmişlerdir. Cami, ufkî hatlarla sü kûn ifade eden revaklı kubbelerin arasından fışkıran ehrami kütlesiyle çukur olan bu
mın-Istanbül — Rüstem Paşa Camii İstanbul — La Mosquée de Rustem Pacha
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi