“e v ”
deyince
E * EMLAK BANKASI
" D a h a U y g a r B i r Y a ^ a m İ ç i n "—
72. Yi
SAYI26478 /15800 Tl
(KDV içinde)C u m h u r i y e t
KURUCUSU: YUNUS NADİ (1924-1945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (1945-1991)11 THVHVRIZ1986 SAU
O bir
bayrakü
Myftfctetıyınay*!AZİZ NESİN
Ö Z E L E K İ s mSûTizizim
4zk*~ te! N* kj r ”-.ö*tetadm , ytukiatetó«, «İteyteti* jöçyaşt veA
. .•Nj
İlk gerçek savunmaİV T
*
Son KonulumAzız i»«s! JNesın
ib i
konuğum a mektup--- paatÖzel
— LiiBSfitİ- --- --- —-E3HB3---- JMahkeme ve hapishane günlerini anlatıyor
B u g ü n
C u m h u r i y e t ’ l e
b i r l i k t e
Dünya Bankası, Başbakan’ı uyararak satışın bu yıl yapılmamasını istedi
Ç iller T ’yi satam ıyor
‘Projeden çekiliriz' uyarısı
Dünya Bankası, T hisselerini, altyapı çalışmaları
tamamlanmadan, tahvil aracılığıyla satarak bu yıl içinde 3 milyar dolar gelir elde etmeyi düşünen Çiller’i uyardı. ÖİB, Dünya Bankası’nın, “Tahvil yoluyla satış yapılırsa projeden çekiliriz” uyarısı üzerine, ‘T tahvili’ satışından vazgeçti. Dünya Bankası’ndan ayrıca, tahvil çıkarılması durumunda, uluslararası finans kuruluşlarının da danışmanlık yapacak firmanın seçimi için açılacak ihaleye katılmayacakları uyarısı yapıldı.
ESRA YENER'in haberi
■ S. SayfadaDanışman firma ihaleyle seçilecek
► Türk Telekomünikasyon A Ş’nin özelleştirme çalışmaları, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile finansmanı Dünya Bankası tarafından verilecek 4 milyon dolarlık krediyle karşılanacak olan uluslararası bir danışman firm a tarafından yürütülecek. PTT’nin T ’sinin satışında danışmanlık yapacak firma, Dünya Bankası’nm gözetiminde eylül ayında
yapılacak ihalede seçilecek. Danışman firmanın, özelleştirme için gereken altyapı çalışmalarını, ancak 8 ayda
tamamlayabileceği kaydedildi. ■ 8. Sayfada
Çiller, tahville para arayacak
Erken seçim beklentileri ile birlikte 1996’ya kalan P T T ’nin T ’sinin satışından bu yıl 7.5 milyar dolar gelir elde etmeyi hedefleyen Çiller, seçim yatırımlarının finansmanının karşılanabilmesi için diğer K IT’lerin satışını da hızlandırmak istiyor. Çiller, Hazine’ye, sonbaharda tahvil ihracı yoluyla yaklaşık 2 milyar dolarlık dış borç bulunması için çalışma başlatılması talimatı verdi. A B D ’ye giden Çiller’in başdanışmanı Emre Gönensay’m, bankacılarla bu konuda görüşmeler yaptığı bildirildi. ■ 8. Sayfada
Yunan Büyükelçisi’nin
Cumhuriyet’e demeci:
‘Türkiye
P K K
dosyası
verm edi’
► Yunanistan Büyükelçisi
Nezeritis, “Ülkemde PKK
kampları bulunduğu ve PKK
teröristlerine pasaport temin
ettiğimiz gibi iddialarla ilgili,
Türkiye’den ne kalın, ne ince
tek bir dosya aldık”
açıklamasını yaptı.
LALE SARİİBRAHİMOĞLU ANKARA - Yunanistan’ın Ankara’da
ki Büyükelçisi Dimitrios Nezeritis. Tür kiye’nin resmen açıklamasına karşın, Yu nanistan’daki PKK faaliyetlerine ilişkin olarak, “kalın ya da ince bir dosyanın” Ankara’dan Atina’ya iletilmediğini söy ledi. Terörün her türlüsünü kınadıklarını öne süren Nezeritis, PKK’yi “terörist ör
güt” olarak tanımlamaktan kaçındı. Ne
zeritis, Yunan Parlamentosu Başkanveki- li Panovotis Sguridis’in, PKK lideri Ab
dullah Öcalan ile görüşmesini parlamen
tonun onayıyla yaptığını açıklamasına karşın, “Parlamento tatüde, onay alması
mümkün değil” dedi. Yunan Büyükelçi,
Türkiye’de, “savaş tehdidi” de içerdiğini öne sürdüğü üst düzeyli açıklamaların sona erdirilmesi halinde ikili ilişkilerde
■
Arkası Sa. 19, SiL 5 ’teH A L K B A N K
2 trilyonluk
yolsuzluk
davası
► Eski Halk Bankası Genel
Müdürü Sezgin Taşkıran,
Genel Müdür Yardımcısı Rıfkı
Metin Selçuk ile Şakir Yırtıcı
ve Leyla Atar’m 3 yıla kadar
hapisle cezalandırılması
isteniyor. ■
19. SayfadaYüzlerce ev sular altında; kentte yaşam felç
Birçok ev ve işyeri sular altında kaldı. Belediye ekiplerinin yam sıra ‘yağmurzedeler’ de kendi imkânlarıyla su boşaltma çalışmalarına katıldı.
İstanbul boğuldu
Sabah ve atv’de büyük hasar
Ayamama Deresi’nin taşmasıyla Sabah Grubu’na
bağlı gazete ve dergiler ile atv televizyonunun da
içinde yer aldığı Medya Plaza’nın alt katlarında
büyük maddi hasar meydana geldi. Binanın
bodrum katında bulunan haber stüdyosu ile yayın
arşivi ve rejisi, su baskınında zarar gördü.
Bir kişi yaşamını yitirdi
İkitelli D eresi’nin taşmasıyla sular altında kalan bir
gecekonduda bulunan Hüsniye Ateş, boğularak can
verdi. Belediye sınırlan içindeki birçok bölgenin
altyapı hizmetlerinden yoksun olmasının, yağışın
maddi hasanmn artmasına neden olduğu
belirtilirken İtfaiye Müdürü Muhittin Soğukoğlu,
_ ^
.
su baskınlan ve kurtarma çalışmalanna itfaiye
Sağanak yağış, kanaletlenn tıkalı olması nedeniyle birçok cadde ve sokakta trafiğin e k in le r in in v e tis m e k te ö n d ü k r e k tiö in i cftvlprii
kilitlenmesine neden oldıı. Belediye araçlarının yetersiz kalması da İstanbul trafiğini
P
Y §
S Ç
Ç
gim söyledi.
gün boyunca aksattı. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL)
■
19. SayfadaOLAYLARIN
A R D IN D A K İ
GERÇEK
Ay bar ’ı
Yitirdik.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çok partili rejime geçen Türkiye’de, ne yazık ki, çağ daş demokrasi kurulamadı.
Bu olguyu ülkenin gelişmiş lik düzeyine bağlamak doğru
yaklaşımdır; çünkü, ancak be lirli bir sanayi aşamasına ulaş mış olan toplumlarda demok rasi gerçekleşebiliyor.
2000 yılına 5 kala ülkemiz de tam anlamıyla bir demok ratik rejim geçerli değildir. Bu olguya bakarak 1940’lı yıllar da toplumun ne durumda ol duğunu saptayabiliriz. Dün yaşamını yitiren Mehmet Ali
Aybar, 1946 yılında İstanbul
Üniversitesi’nde devletler hu kuku doçentiyken demokrasi üzerine yazdığı yazılar yüzün den üniversiteden atılmıştı.
Bu olay Aybar’ın yaşamında belirleyici oldu, genç doçentin bir ömür boyu sürecek
‘ba-ğımsızlık-demokrasi-sosya- lizm’ yörüngesindeki yürüyü
şü böylece başladı.
Aybar, 1949’da yazdığı bir yazısında cumhurbaşkanına hakaretten hapis cezasına çarptırıldı. 1950’li yıllar boyun ca avukatlık yaptı. 1961’de bir grup sendikacının kurduğu
'Türkiye İşçi Partisi'n\n baş
kanlığına getirildikten sonra doğrudan siyasal yaşama atıl mış oldu.
27 Mayıs Devrlmi’nin sağla dığı özgürlük ortamında, sos yalist partiye de yer vardı. 1965’te Türkiye İşçi Partisi,
★ ★ ★
■
Arkası Sa. 19, Sü. 9 ’daRusya, silah akıtıyor
Silah satışlarını arttırmayı hedefleyen Moskova, belli başlı silah üreticilerinin dış pazara açılmaları için teşvik tedbirlerini çoğaltıyor. ■ 77. Sayfada
Turizmcilere istihbarat görevi
İçişleri Bakanlığı’nın, turizm bölgelerindeki terörü engellemek amacıyla yayımladığı genelgede turizm danışma bürolarına, topladıkları istihbaratı güvenlik güçlerine iletme görevi verildi.
■
3. Sayfada‘Çıplak’
Ali özgentürk, yapıtında, çıplak poz veren iki kadınla onların gariban kocalarının gerçeküstü serüveni içinde ahlak, estetik, toplumsal kurallaraDOLAR MARK ALTIN
û D ü n 4 4 . 5 0 0 ö n c e k i 4 4 . 4 0 0 û D ü n 3 1 . 9 0 0 Ö n c e k i 3 1 . 8 5 0 û D ü n 5 5 5 . 0 0 0 Ö n c e k i 5 5 2 . 5 0 0
yönelttiği eleştirilerle bir kara mizah örneği ortaya koymuş. ■ 77. Sayfada
Tanışma konseri
Cazseverler bu gece Açıkhava Tiyatrosu’nda Joshua Redman Dörtlüsü’nden önce Kerem Görsev Dörtlüsü’nü dinleyecekler. ■ 75. Sayfada
İşçi ‘sadaka’ istemiyor
680 bin kamu işçisi için sendikalarla pazarlık masasına oturan hükümetin,
ortalama yüzde 5.41 ’lik zam önerisi ‘sadaka’ olarak nitelendirildi.
■
3. SayfadaKüba’da rüşvet
Castro, rüşvet ve yolsuzluktan yakındı. M 10. SayfadaM. AH
Aybar
öldü
► Akciğerlerindeki
rahatsızlık nedeniyle
bir hafta önce
Florance
Nightingale
Hastanesi’ne
kaldırılan ünlü
siyaset adamı ve
yazar Aybar, dün
saat 16.00
sıralannda kalp
yetmezliği sonucu
yaşamını yitirdi.
► Türkiye’de sosyalizm mücadelesinin
önderlerinden biri olan Mehmet Ali Aybar,
öğretim üyeliği sırasında yazdığı bilimsel
yapıtların yanı sıra ‘Bağımsızlık
Demokrasi Sosyalizm’, ‘12 Mart’tan
Sonra’, ‘Neden Sosyalizm’, ‘Örgüt
Sorunu’, ‘TİP Tarihi’ adlı kitaplarını da
yayımladı. ■ 6.
Sayfada‘ Dem okrasi olm adan
sosyalizm olm az’ / /.
ez
► Yazarımız Uğur Mumcu’nun, 12
Ağustos 1990 tarihinde Mehmet Ali Aybar
İle yaptlğl SÖyleşİ. ■ 7.
SayfadaSAYFA CUMHURİYET 11 TEM MUZ 1995 SALI
6
H ABERLER
AB heyeti
Ankara'da
Sınır ötesi operasyona katılan askerlerden önemli bölümünün geri çekildiği belirtildi
■ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa Birliği
(AB) Komisyonu Türkiye Masası Şefi Serge Abou ve yardımcıları Benoit Hambuckers, Patrick Simone ile Chantal Bruetschy dün Ankara’ya geldiler. Esenboğa Havalimanı’na inişte yağmur ve fırtınanın şiddetlenmesi üzerine Abou ve beraberindekiler, yanm saatten fazla uçakta beklemek zorunda kaldılar. Dışişleri Bakanlığındaki temaslarına bugün başlayacak olan Abou, yarın Türkiye’den ayrılacak.
Yılmaz'dan
DYP'ye suçlama
■ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz, anayasa değişikliği görüşmelerinin yanm kaldığı yerden devam etmesine hazır olduklannı söyledi. Yılmaz, ANAP Başkanlık Divanı
toplantısından sonra yaptığı açıklamada, ikinci tur görüşmeler sürerken bir maddenin reddedilmesi üzerine, Başbakan Tansu Çiller’in değişiklik çalışmalannı askıya aldığını kaydetti. ANAP lideri, ara seçim konusunda DYP’nin verdiği mesajlann bu partinin mevcut •anayasaya “ne kadar saygı gösterdiğinin tipik bir örneği” olduğunu belirterek, “ Meclis’in yapması gereken, ekim ya da kasım ayı için erken seçim karan alıp, kendi kendini feshetmesidir” dedi.
Trafik
29 can aldı
■ Haber Merkezi - Yurdun
çeşitli yerlerinde dün meydana gelen trafik kazalarında 29 kişi öldü, 67 kişi yaralandı. Kazada yaşamlannı kaybedenlerin isimleri şöyle: Balıkesir’de Mehmet Tandemir, Ersin Tuncel, Abdulbaki Ekinci; Tekirdağ’da Betül Çalık; Trabzon’da Emrullah Dilber, Alaaddin Bilgin, Songül Bilgin, Fatma Bilgin; Adana’da Tamer Metin; İzmir’de Recep Işıksungur; Sakarya’da İbrahim Bilir, Hakkı Bulan, Cemalettin Günay, Sevi Günay, Selin Günay, Güler Bulan; Konya’da Mümin Çöven, Erol Erman; Kayseri’de Ahmet Yaşar, Mustafa Bay gül; Karamanda, Mehmet Demirci, Şefika Berber, Zeynep Berber; Lüleburgaz’da Nurgül Bahadır, Ebru Bahadır; Samsun’da Süleyman Gündoğdu, Osman Atmaca, Yaşar Şeker; Şanlıurfa’da Ahmet Güler.
Orman yangım
kampanyası
■ Haber Merkezi
-İzmir’in Urla ilçesi yakınında 5 ayrı yerde başlayan ve 3 bölgede kontrol altına alman orman yangınında şu ana kadar
120 hektarlık alanın zarar gördüğü bildirildi. Almanya ve Hollanda da yaşayan Türk aydınlarının öncülüğünde, orman yangınlarının söndürülmesinde kullanılacak uçak ve helikopterin alınması için yardım kampanyası başlatıldı.
Ö ldürülen PK K ’K sayısı 1 4 6
► Irak Kürdistan
Demokratik Partisi,
Talabani liderliğindeki Irak
Kürdistan Yurtseverler
Birliği’ne bağlı güçlerin
önceki sabah saatlerinden
itibaren Şaklava bölgesine
saldırdıklarını ileri sürdü.
IKDP yetkilileri, IKYB
güçlerine ağır kayıplar
verdirdiklerini savladılar.
ANKARA (Cumhuriyet Büro su )-Türk Silahlı Kuvvetleri’nce
4 temmuzda başlatılan ve dün de sürdürülen sınır ötesi operasyon da öldürülen PKK militanı sayısı 146’ya yükseldi. H ak k âri’ye bağlı Çukurca ilçesinin Kuzey Irak sınırına yakın kısımlarında gerçekleştirilen operasyonlarda dün sabah 26 PKK militanı öl dürüldü.
Askeri kaynaklar, sınır ötesi operasyona katılan 3 bin asker den önemli bölümünün çekildi ğini bildirirken, birkaç gün için de bölgenin boşaltılacağını ak tardılar. Yetkililer, sivillerin za rar görmemesi için azami dikkat gösterildiğini yinelediler.
70 kilometre uzunluğunda, 40 kilometre derinliğinde bir alanda
G ali’den K. Irak’a yardım önerisi
ATİNA (AFP) - Üç günlük bir ziyaret içinYunanistan’a giden BM Genel Sekreteri Butros
Gali, BM’nin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
operasyon düzenlediği Kuzey Irak’a insani yardım yapmaya hazır olduğunu söyledi. Atina’da Başbakan Andreas Papandreu ve Dışişleri Bakanı Carolos Papoulias ile görüşen Gali, daha sonra düzenlediği basın toplantısında
“Kuzey Irak, birim için insani açıdan önemlidir. Irak’ta bizden yardım isteyen çevrelere yardım edebilmemiz önemlidir” şeklinde konuştu.
Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut
Barzani. Türk birliklerinin harekât sırasında
Kürt köylerini bombaladıklarını ileri sürmüştü. Ancak Ankara, harekât bölgesinde Kürt köylerinin bulunmadığını vurguluyor. sürdürülen sınır ötesi operasyon
da, Ç elik-1 Harekâtı sırasında terörist unsurlardan temizlenen 10’u aşkın PKK kampı yeniden gözden geçiriliyor.
Kuzey Irak’tâki karşıt gruplar arasında son günlerde yaşanan gerginlik silahlı saldırıya dönüş tü. Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokratik Par tisi (IKDP) tarafından yapılan açıklamada, Celal Talabani li d e rliğ in d e k i Ira k K ü rd istan Y urtseverler B irliğ i’ne bağlı (IKYB) güçlerin önceki gün sa bah saatlerinden itibaren Şakla va bölgesine saldırdıkları ileri sürüldü.
2 bin kişilik güçle gerçekleşti rilen saldırının püskürtüldüğünü anlatan IKDP yetkilileri, IKYB
güçlerine ağır kayıp verdirdikle rini savladılar.
IKYB y e tk ilile ri ise, IKDP’nin ağır silahlarla birlikte Balisan ve Zinatir bölgelerine saldırdığını savundular.
Mayın tuzağı: 2 ölü______
Dün akşam Bitlis’in Hizan il- çesi’inin O ym apınar K öyü’ne giden Rıza Gültekin yönetimin deki 13 AU 786 plakalı minibüs, bölücü teröristler tarafından yola döşenen mayının üzerinden geç ti. Tahrip gücü yüksek mayının patlaması sonucu minibüste bu lunanlardan Muzaffer Gültekin ve Şirin GUnal olay yerinde ölürken. Rıza Gültekin, Mehmet
Giinal, Kadri Günal ve Ekrem Gümüş yaralandı.
Bu arada, önceki akşam Kah ram anm araş’ın Ekinözü ilçesi Çiftlik K öyü’nde Hüseyin Sa- k a t ’ın evine g elen b ir grup PKK’li Sakat’ı evinden alarak harman yerinde öldürdüler.
Öte yandan Van-Başkale kara yolunu kesen bir grup bölücü te rörist, Başkale M üftüsü Oğuz
Metin’i kaçırdı. Önceki akşam
saat 22.00 sıralannda bir çocuğu hastaneye götürmekte olan müf tünün aracı durduruldu. Çocukla müftüyü araçtan indiren terörist ler, aracı ateşe verdiler ve müf tüyü yanlarına alarak kaçtılar.
Yanlışlıkla çatışma
E rz in c a n ’ ın M ertek li K ö yü’nde, jandarmayla köy koru cularının ‘yanlışlıkla’ çatışmaları
sonucu bir korucunun öldüğü, bir korucunun da yaralandığı bildirildi. Erzincan Valisi Reeep
Yazıcıoğlu, olayla ilgili soruştur
m anın sü rd ü ğ ü n ü b e lirte re k
“Eğer ortada bir ihmal ya da ka sıt varsa mutlaka hesap sorula caktır” dedi.
Edinilen bilgiye göre olay ön ceki akşam saat 20.00 sıraların da Mertekli Köyü’nün girişinde meydana geldi. Nöbet tutan gö nüllü korucular, b ir m inibüse
‘dur’ uyarısında bulundular. Mi
nibüsün durmaması üzerine ha vaya ateş açtılar. Barikatı geçen minibüste bulunanların civarda ki karakola, “Bize teröristler ateş
açtı” şeklinde ihbarda bulunma
ları üzerine olay yerine giden jandarm alar ile köy korucuları arasında ‘yanlışlıkla’ çatışm a çıktı. Çatışmada Hüseyin Yıldı
ran adlı köy korucusu yaşamını
yitirirken Hayat Sulu adlı korucu da hafif yaralandı. Yıldıran, dün aynı köyde toprağa verildi.
Jandarmanın kendilerine ka sıtlı olarak ateş açtığını öne sü ren Mertekliler, köyde yaşayan ların ‘Alevi’ olm ası nedeniyle jandarm a ekibine komuta eden uzman çavuşun kasıtlı davrandı ğını savundular.
Demokrasi Platformu
TBMM’yi uyan
için tartışma forumu
Haber Merkezi - De
mokrasi Platformu, siyasi p artileri, parlam entoyu uyarmak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla, Ankara’da bir tartışma fo rumu düzenleyecek. “De
mokratik Türkiye İçin, Demokratik A nayasa”
adını taşıyan forum, 14- 15 tem m uz tarihlerinde DSl salonunda yapılacak.
Demokrasi Platformu, yazılı bildirisinde, Türki y e ’de dem okrasinin sesi olabilecek tüm kişi ve ku ru lu ş la rın k a tk ıla rıy la Türkiye’yi 2000’li yıllara taşıyacak çoğulcu, katı lımcı ve dem okratik bir anayasa ile demokratik bir Türkiye tartışması başlat ma karan aldığını bildirdi. Türkiye’de demokratik leşmenin acil bir ihtiyaç haline geldiği belirtilen Demokrasi Platformu’nun bildirisinde şu görüşlere yer verildi:
“82 Anayasası’nın de ğiştirilmesinin toplumu- muzun büyük bir kısmı tarafından talep edildiği herkesçe bilinen bir ger çektir. Anayasanın sınır ve yasaklarından etkilenen bütün kesimler her fırsat ta bu taleplerini dile getir
mektedirler. Ne yazık ki özellikle çalışanların, sen dikalarımızın, meslek ku ruluşlarımızın, demokra tik kitle örgütlerinin hak ve özgürlük taleplerine
‘bu talepler rejimin çök mesine neden olur’ gerek
çesiyle karşı çıkılmaktadır. Ancak anayasa değişik liği anayasanın düşünce açıklama ve demokratik, siyasi örgütlenme ve genel olarak kişi temel hak ve özgürlüklerine kısıtlama getiren maddelere dokun mayan bu haliyle, bırakın demokratikleşmeyi sağla mayı, ülkemizdeki demok rasiyi daha da geri götüre cek bir sonuca doğru git mektedir.”
Foruma çağrılanlar ara sında Akın Birdal, Bay
ram Meral, Erdal Oz, Atıf Yılmaz, Can Yücel, Er- tuğrul Tığlay, Fikret Baş kaya, Genco ErkaL, Müm taz Soysal, Hikmet Çetin- kaya, Murat Belge, Müj dat Gezen, Çağatay Ana- dol gibi ünlü isimlerin ya
nı sıra Türk-Iş, DİSK, Ka mu Çalışanları Sendikala rı K o nfederasyonlaşm a K u ru lu , T ürk T ab ip ler B irliğ i gibi k u ru lu ş la r bulunuyor.
Bican’a Gazeteciler
Cemiyeti’nden ihraç
ANKARA (ANKA)-Anadolu Ajansı (AA) Yö netim Kurulu Başkanı ve B aşb a k a n lık B asın ve H alkla İliş k ile r D aire Başkanı Mehmet Bican, bazı çalışanların işten çı k arılm a sın d a k i tutum u gerekçe gösterilerek Ga zeteciler Cemiyeti üyeli ğinden ihraç edildi.
G azeteciler Cem iyeti Başkanı Nazmi Bilgin, be raberinde Başkan Yardım cısı Şahap Alp olduğu h ald e, işten ç ık arılan Anadolu Ajansı çalışanla rın ın genel m üdürlük önünde gerçekleştirdikleri
oturm a eylem ine destek verdi.
Bilgin, burada yaptığı konuşmada ajansta yaşa nan sorunların aşılmasın da çalışanların işten çıka rılm a sın ın çare o la ra k gösterilmesini eleştirdi.
Bilgin, başkanı olduğu Gazeteciler Cemiyeti’nin geçen cuma günü toplana rak, ajanstaki gelişmeleri değerlendirdiğini ve AA Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bican’ın üyelik ten ihracının kararlaştırıl dığını açıkladı. Bilgin, ih raç kararının oybirliğiyle alındığım da bildirdi.
Aliyev, Başbakan Tansu Çiller’in Bakü ziyaretinin dünya kamuoyunca da dikkatle izlendiğini belirtti.
Başbakan Çiller, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile görüştü
‘Davanız için yardıma hazırız’
Haber Merkezi - Başbakan Tansu Çiller ve Dışişleri Bakanı Erdal İnö
nü’nün Türk cum huriyetlerindeki temasları devam ediyor. Başbakan Tansu Çiller, Azerbaycan Cumhur başkanı Haydar Aliyev’le Gülistan Sarayı’nda bir araya geldi. Türkme nistan’daki temaslarını tamamlayan Dışişleri Bakanı Erdal İnönü ise
“Türkmenistan’ın olumlu tarafsızlık politikasını desteküyoruz” dedi.
Başbakan Tansu Çiller ve Azer baycan Cumhurbaşkanı Haydar Ali- yev’in başkanlığındaki iki ülke he yetleri, dün Gülistan Sarayı’nda bir araya geldiler. Başbakan Çiller, gö rüşme öncesinde yaptığı konuşma da, Azerbaycan'ın milli meselelerini Türk halkının çok yakından izlediği ni ve desteklediğini anlattı. Çiller, Türkiye’nin Azerbaycan’ın haklı da valarım dünya platformlarında dile getirdiğini de belirtti. Çiller şöyle devam etti: “Biz, sîzlerin bütün da
valarınızı yakından izlemekteyiz. Haklı davalarınızı daima dünya plat formlarında dile getirmekteyiz. Bu arada özellikle Ermenistan ile ara nızda bulunan anlaşmazlığın ve sizin haklı davanızın çözümlenmesi için, bilindiği gibi AGİT çerçevesinde giri
şimlerde bulunduk. Minsk Grubu çerçevesinde bunun çözüme ulaşabil mesi için Türkiye’nin katkıya hazır olduğunu bütün dünya kamuoyuna her zaman bildirdik.”
Aliyev de Çiller’in Bakü ziyareti nin dünya kamuoyunca da dikkatle izlendiğini belirtti. Aliyev, “Buraya
kendi evinize, kendi topraklarınıza geldiniz. Kendinizi öz evinizde gibi hissedin” dedi.
A liyev, T ü rk iy e ’nin A zerb ay can’ın sorunlarıyla yakından ilgilen diğini hissettiklerini kaydederek, özellikle en ağır sorunları olan Er menistan konusunda da Türkiye’nin Azerbaycan’a destek olduğunu söy ledi. Ermenistan’la sağlanan ateşke se bundan sonra da uyacaklarını bil diren Aliyev, sorununun barış yoluy la çözümlenmesini istediklerini kay detti.
Başbakanlık Danışmam, Büyükel çi Yalım Eralp’in verdiği bilgiye gö re, Başbakan Tansu Çiller’in Özbe kistan’dan sonra Azarbeycan temas ları sırasında da gündeme getirdiği, Orta Asya’dan Türkiye’ye karayolu bağlantısı, petrol ve doğalgaz boru hattı projelerine, Cum hurbaşkanı Haydar A liyev tam destek verdi.
Eralp, Türkiye’nin, Azarbeycan’ın tahıl ve N ahcivan’ın elektrik ihti yaçlarını karşılayacağını belirterek iki ülke arasında borç erteleme an laşmasının imzalanacağını bildirdi. Başbakan Çiller’in Bakü’ye önemli bir işadamı grubuyla geldiğini hatır latan Eralp, özelleştirmeye gitmekte olan Azarbeycan’da işadamlarının daha fazla yatırım yapmasının Baş bakan’ca teşvik edileceğini kaydetti.
Bu arada Dışişleri Bakanı Erdal İnönü, Türkm enistan’a yaptığı iki günlük ziyaretin sonunda, Türkme nistan Dışişleri Bakanı Boris Şıhmu-
radov ile birlikte bir basın toplantısı
düzenledi.
Toplantıda, Erdal İnönü, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ilişkile rin sevindirici bir düzeye geldiğini, Türkmenistan’ın doğalgaz kaynak larının Türkiye üzerinden uluslara rası piyasalara en etkin ve verimli biçim de ulaştırılm ası için T ürki ye’nin aktif biçimde katktda bulun ma arzusu taşıdığım açıkladı.
İnönü, Çiller’in 17-18 ağustos ta rihleri arasında resmi bir ziyaret için Aşkabat’a geleceğini söyledi. Dışiş leri Bakanı Erdal İnönü, bugün sa bah uçakla İstanbul’a dönecek.
NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR____________________________________________________
Bir ömür boyu davaya bağlılık
Mehmet Ali Aybar’ı kaybettik. Sosya lizmin, tarihimizin, demokrasi tarihimi zin önemli bir köşe taşı daha yok artık. Mehmet Ali Aybar’ı 1960’lı yılların or talarında tanımıştım. Gür sesli, yakışık lı, uzun boylu ve etkili bir konuşmacıy dı. Türkiye işçi Partisi 1962 yılında ku rulduğunda, sosyalist sendikacılar genel başkan olması için ona öneri götürmüş ler o da bunu severek kabul etmişti. 1962’den itibaren Türkiye işçi Parti- si’nin tarihiyle Aybar’ın yaşamı da iç içe geçti. 1960’lar Türkiye’de ve dünya da devrimin yükseldiği, demokrasi ve özgürlük eğilimin güçlü olduğu yıllardı. TİP’in kurulması ve yürüttüğü sosya lizm ve demokrasi kavgası ülkemize bü yük bir dinamizm kazandırmıştı. TtP bu rüzgârı da arkasına alarak 1965 seçimle rine katıldı ve 300 bin civarında oy aldı. TtP’in oylan tüm oylann yüzde 3’üydü. Ama etkisi çok daha fazlaydı.
1965 yılında sosyalistler ilk kez 15 temsilciyle parlamentoya girmişlerdi. Bu başarının önderi Mehmet Ali Ay- bar’dı. Vietnam halkının Amerikan em peryalizmine karşı ateşli bir kurtuluş sa vaşı yürüttüğü yıllardı. ABD’nin Viet nam’da işlediği suçlan yargılayan
Rus-sel Mahkemesi’ne Aybar üye seçildi. Vietnam’a giden bir araştırma heyetine başkanlık etti ve heyetin yazdığı raporla ABD’nin soykırım suçu işlediği kanıt landı.
Aybar, TİP Genel Başkanlığı’na seçil meden önce de tüm yaşamını demokrasi ve sosyalizme adamış, bu nedenle başı dertten derde girmişti. 1946 yılında do çentlik yaptığı üniversiteden uzaklaştı- nlmıştı. Daha sonra dergiler çıkarmış, yazılar yazmış ve başı dertten derde gir mişti. 1949 yılında ‘Tnıman Doktrini’ne karşı çıktığı için tutuklanmış ve 1950 affı çıkana kadar hapis yatmıştı.
Mehmet Ali Aybar, 1968 yılında Sov- yetler Birliği’nin Çekoslovakya’yı işga line karşı çıkan sayılı sosyalistlerdendi. Birçok sosyalist “sosyalizmin yüce çı
karları uğruna” işgali desteklerken Ay
bar işgali protesto ediyordu.
1965 ve 1969 seçimlerinde Aybar, iki dönem milletvekili seçildi. Özellikle 12 Mart döneminde askeri yönetime karşı parlamentoda kararlı bir mücadele yü rüttü. Faşist uygulamalara tek başına kalsa da sonuna kadar direndi. ‘Deniz
lerim idamını engellemek için olağanüs
tü çaba sarf etti.
Aybar, TİP Genel Başkanı iken, biz de 68 döneminin ateşli gençleriydik. Ona birçok noktada kızıyorduk ve mü cadelemize engel olmakla suçluyorduk. Özellikle sosyalizm anlayışı konusunda aramızda derin ayrılıklar vardı. Aradan 30 yıla yakın bir zaman geçti. Birçok önemli noktada, özellikle bürokratik sosyalizme yönelttiği eleştirilerinde, proletarya diktatörlüğüne karşı çıkan ve demokratik sosyalizmi savunan tutu munda haklıydı. Bu gerçeği daha sonra birçoğumuz teslim ettik.
Aybar son nefesini verdiği ana kadar kararlı ve inaçlı bir sosyalistti. Bir ömür boyu davaya bağlılığın sembollerinden biri olarak yaşadı ve öyle öldü. O, 20 yaşında sosyalist olup 30 yaşında düze nin nimetleri peşinde koşanlardan değil di. Çektiği bunca eziyete, karşılaştığı haksızlıklara ve düzenin kendisine ver diği olanaklara rağmen yolundan dön medi, eşitlik, özgürlük ve adalet için yıl madan kavga verdi.
Tıpkı yakın arkadaşı Aziz Nesin gibi düşündüklerini söylemekten çekinme yen bir dava adamıydı.
Aybar, kendisini iyi yetiştirmiş, biri kimli bir entelektüeldi.
işkenceye, faili meçhul cinayetlere, Kürt sorununda şiddete hep karşı çıktı.
Aybar’la son yıllarda yeniden tüm sosyalistlerin partisini kurabilmek için çok zaman beraber olduk. O bütün sos yalistlerin. içlerindeki farklılıklara rağ men birlik olmasını istiyordu. 1965’lerin T tP ’ini yeniden yaratm ak istiyordu. İlerlemiş yaşına rağmen çok çaba harca dı. Her karşılaşmamızda düşündüklerini anlatır, sosyalistlerin birliği konusunda ki önerilerini heyecanla aktarırdı.
Aybar’ı da tıpkı Aziz Nesin gibi her gördüğümde yanaklarından öperken Türkiye’nin bu seçkin insanlarının biz- ler için ne kadar değerli olduğunu düşü nürdüm. ‘Aybarlar’ın kuşağı’, bir büyük insanlar kuşağı...
Türkiye tarihinin son 100 yılı içinde en büyük entelektüeller ve sanatçılar bu sosyalist kuşaktan çıktı. Aybar’ın yakın akrabası Nâzım Hikmet, Aziz Nesin,
Ahmed Arif, Abidin Dino, Sabiha Sertel
gündelik yaşamımızda varlıklarıyla bü yük bir ağırlık oluşturuyorlardı.
Bu kuşak birer birer yitip gidiyor. Türkiye yeri doldurulamayacak insanla rını kaybediyor.
60’lı yıllarda bir genç olarak karşısına
dikildiğim Aybar’m değeri gözümde her geçen gün arttıyordu. Onu son günlerde neden ziyaret etmedim diye şimdi kendi kendime hayıflanıyorum. Türkiye’nin geleceğine ilişkin öğretici sohbetler ya pabilirdik. Gazeteciliğin günlük hayhu yu içinde bunu yapmadığım için şimdi kendime çok kızıyorum.
Türkiye, ‘Aybarlar’ı dışlayarak ve on ları siyaset dışına iterek yeni bir siyasi yapı kurdu. Bu siyasi yapı 12 Eylül’ün yapısıydı. Bu yapıda sosyalistlere yer yoktu. Sonuçları ortada; işte parlamen to, işte 12 Eylül’ün çizdiği siyasi tablo.
Aybar, bütün bu haksızlıklara karşı yaşamının son dakikasına kadar kavga verdi. Sosyalistleri günlük siyasi yaşa mın bir parçası haline getirmeye çalıştı.
Onun anısı sosyalistlere birlik yolunu gösteriyor. Onun anısı onurlu bir aydı nın, bir ömür boyu halkın çıkarlarını her şeyin üzerinde tutmanın örneği olarak önümüzde duruyor.
Mehmet Ali Aybar’ın, 1940’larda ka patılan dergisinin adı “Zincirli Hür riyetti.
Zinciri olmayan hürriyetlere ulaşmak özlemiyle anısı önünde saygıyla eğiliyo rum.
Cenazesi yarın kaldırılıyor
A ybar
öldü
► Akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle
bir hafta önce Florance Nightingale Has-
tanesi’ne kaldırılan ünlü siyaset adamı ve
yazar Mehmet Ali Aybar, dün saat 16.00
sıralannda kalp yetmezliği sonucu
yaşamını yitirdi.
İstanbul Haber Servisi
-Türkiye sosyalist hareketi nin önemli isimlerinden, si yaset adamı, yazar ve öğre tim üyesi Mehmet Ali Ay
bar (87) kalp yetmezliği so
nucu öldü.
Akciğerlerindeki rahat sızlık nedeniyle bir hafta önce Florance Nightingale Hastanesi’ne kaldırılan eski TİP genel başkanlarından Mehmet Ali Aybar, dün sa at 16.00 sıralarında kalp yetmezliği sonucu yaşamı nı yitirdi. Doktorlar öğle saatlerinde Aybar’ın duru munun iyi olduğunu, sade ce ateşlenme nedeniyle bir kaç gün daha hastanede ka lacağını söylemesine karşın Aybar’ın, öğleden sonra fe nalaştığı öğrenildi. Son iki gündür yemek yiyemeyen, ancak şuurunun açık oldu ğunu belirten doktorlar, Aybar’ın, kalp yetmezliği sonucu öldüğünü bildirdi ler. Aybar’ın ölüm nedeni hakkında açıklama yapan uzman doktor Deniz Şener,
“Hastamıza gerek yaşı, ge rek beyin fonksiyonlarında ki azalma, gerekse daha ön ce enfarktüs geçirmesi ne deniyle operasyon yapama dık. Ve bugün saat 16.00’da vefat etti” dedi.
Kapatılan TlP eski Genel Başkanı ve Sosyalist Dev rim Partisi’nin kurucu ge nel başkanı olan Mehmet Ali Aybar’ın iki hafta önce partinin feshiyle ilgili ola rak A nkara’ya gittiği ve dönüşünde rahatsızlandığı bildirildi.
T ü rk iy e’de sosyalizm mücadelesinin önderlerin den biri olan Mehmet Ali Aybar, öğretim üyeliği sıra sında yazdığı bilimsel ya pıtların yanı sıra ‘Bağımsız
lık Demokrasi Sosyalizm’, ‘12 Mart’tan Sonra’, ‘Ne den Sosyalizm’, ‘Örgüt So runu’, ‘TİP Tarihi’ adlı ki
taplarını da yayımladı. Mehmet Ali Aybar, siya si kim liğinin yanı sıra 1930’da başlayan Balkan O yunları’nda Türkiye’yi temsil eden birkaç atletten biriydi. Balkan rekoru kır dı, birincilikler aldı.
M ehm et Ali A ybar’ın cenazesi, yarın Bebek Camii’nde kılınacak öğle
namazından sonra Aşiyan M ezarlığındaki aile kab ristanında toprağa verile cek.
Değerli bir sosyalist
Mehmet Ali Aybar’ın ani ölümü üzerine bir mesaj yayım layan CHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar dımcısı Hikmet Çetin, Türk siyaset yaşamının ve sporu nun seçkin isimlerinden bi rinin yitirildiğini belirtti.
işçi Partisi Genel Başka nı (İP) Doğu Perinçek, yap tığı açıklamada, Mehmet Ali Aybar’ın hayatı boyun ca emekçilere güvendiğini, T ürkiye’nin ve sosyalist hareketin bağımsızlığı için mücadele ettiğini söyledi.
Birleşik Sosyalist Parti tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye sosya list hareketinin önde gelen bir isminin yitirildiği belir tildi.
Yazarlarımızdan Memet
Fuat, Mehmet Ali Aybar’ın
ölümü üzerine şunları söy ledi: “Nedir bu! Acının biri
bitmeden öbürü bastırıyor. Toptaşı Cezaevi’nde Nâ- zım’la konuşmaları geliyor gözümün önüne... ‘Birlikte
resim yapıyoruz, ama o benden daha iyi ressam ’
demişti Nâzım. Çok inana rak okuduğum bir yazardı.
‘Hür’ü, ‘Zincirli Hürriyet’i
ne kadar severdim. Siyasa alanında Türkiye’den iler deydi.”
PEN Yazarlar Derneği Genel Sekreteri Alpay Ka-
bacah da yaptığı açıklama
da, onur üyeleri Mehmet Ali Aybar’m Türkiye halkı nın demokrasi savaşımına önemli katkılarda bulun muş değerli bir aydın ve eylem adamı olduğunu vur guladı.
SDP Genel Başkanı Ce
nan Bıçakçı, Aybar’ın belki
de dünyada ilk kez dünya ve Türkiye tahlillerini ger çek haliyle ölmeden göre bilen bir insan olduğunu belirtti.
Sol/Onur Yayınları sahibi
Muzaffer İlhan Erdost, Ay
bar ile 1969-70 yıllarında, daha sonra da 78 yılında sosyalizme bakış açısından tartıştığını belirtti.
B ağım sız Türkiye
sosyalizm inin
yılm az
savaşçısı
MEHMET A Iİ
AYBAR’ı
yitirdik.
Eserleri m ücadelem ize
ışık tutacaktır.
SD P’li arkadaşları
Onur Ü yem iz,
Türkiye’nin yetiştirdiği
sayılı aydınlardan
MEHMET A U
AYBAR’ı
yitirmenin
acısı içindeyiz.
A nısı önünde
saygıyla eğiliyoruz.
PE N YAZARLAR
D ER N EĞ İ
11 TEMMUZ 1995 SALI CUMHURİYET SAYFA
Yazanmız Uğur Mumcu’nun, 12 Ağustos 1990’da Mehmet Ali Aybar’la yaptığı sosyalizmin son durumuyla ilgili söyleşisi:
Demokrasi olmadan, sosyalizm olmaz
Mehmet Ali Aybar Türk solunun en eski isimlerinden birisi.
Yıllardır sosyalizm teorisi ve pratiği üzerine çalışan, TİP gibi
Türkiye tarihinde önemli yeri olan sosyalist bir partinin
başkanlığını yapan Aybar, aynı zamanda daha 60’lı yıllarda
“ güler yüzlü insancıl sosyalizm ” görüşünü ortaya atarak
Sovyetler Birliği’nde 80’li yıllarda başlayan “ glasnost,
perestroyka” reformlarına yol açan eleştirel bakış açısının
öncülüğünü yapmıştı. Aybar, Leninist parti modeline karşı
çıkarken sömürüye ve kapitalizme karşı mücadelenin
demokratik sosyalizm temelinde süreceğini söylüyor. Aybar ile
Sovyetler’deki ve dünyadaki son gelişmeler üzerine Uğur
Mumcu konuştu.
SÖYLEŞİ UĞUR MUMCİİ
T
Sayın Aybar, sosyalist ülkelerde şaşır tıcı değişiklikler yaşanıyor. Bu olayları nasıl yo rumluyorsunuz? Bu bir kaçınılmaz son muy du, bir sonun başlangıcı mı? Nasıl değerlendi riyorsunuz bütün bu olayları?
İsterseniz ben sonundan başlayayım. Pek çok kimse böyle soru sorm uyor da diyor ki “sos
yalizm bitti.” Ben de hemen soruyu onlara çe
virerek şöyle soruyorum: İnsanın insanı sömür mesi bitti mi?
Böyle bakıyorlar yani düşünm üyorlar. H a ni diyorum, bir işçinin, bir emekçinin, bir köy lünün ürettiği artı değere, o kadar fabrikanın sahibi yahut o tarlanın sahibi el koyuyor ve ona belli bir ücret veriyor. İşte söm ürü de bu. Bir insanın başka insanları sömürmesi olayı, bu bitti mi dünyada?
tKKKKBBHele Türkiye’de.
Hele Türkiye’de ve dünyayı tüm olarak alır sak kuzeydeki Amerika, Batı Avrupa, kapita list dünya kapitalizmini elinde tutan çevreleri, bütün dünyayı elinde tutuyor. Am erika’yı, Af rika’yı, Asya’yı bunların hepsini sömürüyor. Şimdi böyle devam eder denebilir mi? M uhak kak bir yerde patlak verecek. Nitekim işaretle rini de görüyoruz.
Mesela A rjantin “Borçlanmı ödemeyeceğim.
Buna bir çözüm yolu aransın” diyor, ideolo
jik bakım dan d a belki şunu da söyleyebiliriz. Kurtuluş Savaşı’nd a Türkiye ilk bayrağını aç tı. Sömürüye, sömürgeciliğe son verilmesi için. Afatürk o zamanki konuşmalarında gayet açık söyler, “Kapitalizme ve emperyalizme karşı” mücadele edeceğini, “Bizi mahvetmek isteyen
eınparyalizme ve bizi yutmak isteyen kapita lizme karşı savaşmak, işte bizim en büyük amacımızdır” der. Söm ürüyü ortadan kaldır
mamız gerekir. İnsanlar böyle, hep kendi eme ğine başkalarının el koymasına rıza göstermez ler.
■ ■ İ H I Peki Sovyetler Birliği kaldırmış mıy dı sömürüyü?
Hayır kaldırmamıştı, çünkü yani sömürülen insan işçiliği açısından işe bakalım , işçi, farz edelim, ayakkabı yapıyor. Buna bir ücret veri yor patron. İki ayakkabı yapıyor. İşçi açısından patronun özel bir kişi olması ile devlet olması arasında hiç fark ypk. “Efendim o devlet onun için harcar!” Bırakalım da harcar mı harcamaz mı? Onun iradesi, daha doğrusu, üreticinin ira desi doğrultusunda.harcanm ası lazım.
Onun için Sovyetler Birliği’nde de hâlâ, Gor- baçov, işte perestroyka, yeniden yapılanma, fi lan buraya parm ak basm ak lazım.
Son kongrede partinin yeniden düzenlenmesi gibi, uzaktan bakılan ve tam parmağını bas mayan konular ortaya atılm ak istendi. Ama asıl üzerine gidilmesi lazım gelen şey “Leninist
parti modelinin” kendisidir. Çünkü Leninist
parti modeli öncülerin modelidir. Öncüler fe dakârdır, nam usludur, dürüsttür, am a halkın kendisi değildir. Sovyetler Birliği’nde de dev rim den halk dışlandı! Yani birtakım liderler geldiler, “ Devrim budur, sosyalizmi şöyle kur duk. İşte çarlığı şöyle yaptık. Böyle yaptık!” falan am a halk açısından bakınca, o tarafa ge çip de bakınca, “Ç arlar da böyleydi, böyle ida re ediyorlardı!’ Birtakım adam lar geldiler Çar ları kovdular. O nlar da böyle idare ediyorlar, yapacakları şey bizim lehimize olan, çıkarla rımızı savunan. A m a bize soran yok. Benim görüşüm , sosyalizmin asıl büyük devrimi bu alanda olacaktır.
■ ■ ■ ■ ■ Sovyetler’de de alana doğru bir kay ma var mı?
Şimdi çok açık bir kayma var desem doğru olmaz. Benim izlenimim değil bu. Yani gene parti başka partilerde kuruluyor. Şimdi belki bugün Gorbaçov’un isteği irafını bir dolambaç lı yoldan yerine getirecektir. Yani bütün mese le gerçek anlam da demokrasinin uygulanm a sıdır. Sosyalizm demokrasisiz olmaz. Sosyalizm demokrasi ile beraber olacaktır. Ve söm ürü de mokrasi olursa kalkar. Yani millet meclisinde emekçiler, çoğunlukta, büyük çoğunluğu emekçi olacak. Sosyalizm budur. Binaenaleyh, oraya bütçe geldiği zam an birtakım uzm anlar bana çok söylüyorlar. D iyorlar ki “hayal senin söylediğin şey!’ Yani nedir bu fukara emekçi? Neden anlar? Maliye mi bilir? iktisat mı bi lir? Dış politika mı bilir? Ben diyorum ki “Ca- anım , bizim beyefendiler biliyor m u?” Bütçe yapılırken uzm anlar geliyor anlatıyor onlar da para veriyorlar.
■ ■ M i Tabii şimdi elektrik mühendislerinden ekonomi uzmanları daya da hukukçudan sağ lık bakanlan. Onlar da uzmanlarla çalışıyor lar. Kendilerini uzman saydıkları zaman da f e laket oluyor!
Binaenaleyh şimdi de böyle oluyor. O zaman başka bir şey mi olacak? Evet işçi olacak par lam entoda, köylü olacak. Mâliyeden hiç an la mayacak. Ekonom iyi de bilmeyecek. Hiç kuş ku yok. Hele başlangıcından sonra okullardan çıkacak onlar da entellektüel olacaklar, onlar da aydın seviyesine ulaşacaklar. Ama emekçi aydın olacaklar. Yalnız şöyle birşey var. Büt
çeyi hazırlayan uzm anlar sosyalist olacak. O n lara hayatını adam ış insanlar olacak. Ve bütçe komisyonunda adam bilecek, arkadaş diyecek bizim o köylü ya da işçi. “ Bak sen bunu böyle söylüyorsun, am a ben anlam adım anlat bana b u n u ” diyecek. “ Sen diyorsun ki efendim dış ticareti bilmem kısmalı da şimdi yatırımları fi lan yere yapmalı. Ne demek bu yatırım ne de mek? Oraya yapmalı, ne dem ek?”
Şimdi o hızla orda canı gönülden anlayacak. Ç ünkü kendisi de sosyalist, buna inanmış adam .
Yani siz sosyalist öncü yerine, işçile rin öncülüğünde ya da yanında sosyalist ay dınlar gereklidir diyorsunuz.
Evet böyle diyorum. Aydınlar öncü değildir, beraberdirler. A m a ağırlıkta değillerdir. Ç ün kü memleketin çoğunluğu ve o tip aydın da za ten emeğiyle geçinen insan. Yani o da sevine cektir buna. Bir kere anlatacak. Bir d ah a an latacak. O diyecek ki arkadaş kusura bakm a biz cahil adam ız gene de kavram adık. H er se ferinde o daha basit anlatm ak için bir tembel talebeye bir hocanın gösterdiği emeği göstere- cekir ve severek gösterecektir. Sonra diyecek, aaa şimdi aklım yattı bu işe, mesela olm az di yecek. Olmaz dedi mi aklım yattı ve olmaz, ol m ayacak bu da.
■ ■ ■ Gorbaçov’un yeniden yapılanma siya setini savunduğunuz ve özlediğiniz modele açık bir gidiş olduğu kanısında değilsiniz?
Yani tam değil, çünkü daha G orbaçov’un bütün düşüncelerini açıkladığını da pek san mıyorum.
WKK^KKiPeki Batı dünyası özellikle A B D niçin bu kadar destekliyor Gorbaçov’u.
Zannediyorum ki dünya barışını kurtarm a bakımından Gorbaçov’un da samimiyetine ina nıyor. Yani bir oyun karşısında olmadığına ina nıyor başta Amerika. Gorbaçov bir reform ya pıyor ve bu reform u da şimdi onlara sempatik görünüyor, çünkü diyor ki “ Piyasa
ekonomi-Ünlü bir siyaset adamı ve yazar olan Mehmet A li Aybar 5 Ekim 1908 İstanbul doğumlu. Galatasaray Lisesi ve İstanbul
Üniversitesi H ukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra aynı fakültede asistan, hukuk doktoru ve daha sonra Devletler H ukuku Doçenti oldu. Vatan ve Gün gazetelerinde yazdığı siyasi yazılar nedeniyle
üniversiteden uzaklaştırıldı. ÇeşilU dergiler çıkardı. 1949’da Truman doktrinine karşı çıktı ve Cumhurbaşkanına yayın yoluyla hakaretten dört yıl hapse mahkûm edildi. 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte Han edilen genel afla hapisten çıktı. 1952’de avukatlığa başladı. 1962'de kurucusu olduğu sosyalist eğilimli Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) gene! başkan oldu. 1965-69 arası partisinden İstanbul milletvekilliği yaptı. Parti içi
anlaşmazlığın derinleşmesi üzerine 1969'da genel başkanlıktan, 1971’de de partiden istifa etti. 1975’te, daha sonra Sosyalist Devrim Partisi adını atan Sosyalist Par!i’yi kurdu. Parti, 12 Eylül 1980 askeri
darbesinden sonra diğer siyasi partilerle birlikte kapatıldı. 1986‘da yeni bir sosyalist parti kurulması için girişimlerde bulundu.
IŞimdi efendim bu Ortadoğu'daki ge lişmeleri nasıl yorumluyorsunuz? Bugün, tabii belli bir yargıda bulunmak erken, bir savaş çık tı çıkacak, belki çıkacak, belki çıkmayacak? Nasıl yorumluyorsunuz son olayları?
Şimdi ben, O rtadoğu’da, A m erika’nın Sov yetler Birliği’ne karşı temel stratejisinde O rta doğu’ya verdiği öneme bakıyorum . Bu strate jiye Türkiye’nin liderliğinde bir İslam devlet leri ittifakı projesi şeklinde bakıyorum . Cum- huriyet’te çıktı bundan 3 ay evvel. Bir A m eri kalı, “Türkiye’ye yeni görev düşüyor” gibi böy le dilinin altında kaydırarak yeşil kuşak teori
sini doğruladı. Şimdi olaylara bakılırsa da h a
kikaten İslam devletleri tarafından kuşatılan bir Sovyetler Birliği için Am erika’nın Vietnam yenilgisinden sonra ürettiği yeni bir stratejidir bu denebilir, diye düşünüyorum .
Yani bu resmen açıklanm adı, am a onun ye rine birtakım askeri ittifaklarla Sovyetler Bir- liği’ni sarm ak, İkinci Dünya Savaşı’ndan son raki geçerli strateji değil.
Bundan sonra İslam, İslamcı teoriler, Viet nam ’da koptu ve kendileri de iştirak ettikleri halde yenildiler. Ve artık SEATO’dan, CEN- TO ’dan kim bahsediyor? Var mı? Sesi, soluğu kesildi. Bunun yerine diyorum 2000 yıllarında dah a da geliştirilecek olan bir yeni teori düşü nüyor Amerika. Demin de söyledim. İki bin yı lından sonra M üslümanlar çoğunlukta. Sovyet ler Birliği’nde ağırlıklı olarak giderek artan çok da doğurgan millet M üslüm anlar. O ağırlıkta bir strateji düşünüyor A m erika. O nun için Türkiye’ye bu yolda bir rol düşebilir. Yalnız ne var bu son zam anlarda özellikle bu Irak me selesinde Gorbaçov ile Bush’un aynı doğrultu da birleşmeleri ve Sovyetler Birliği’nin de ilk kez dünyaya düzen vermek için Amerika ile ele- le vermesi önemli bir adım , ki ilerde bu seme relerini verirse o zam an İslam larla Sovyetler Birliği’ni kuşatm ak fikrinden vazgeçilebilir.
Özellikle Am erika, sosyalizmin Sovyetler Birliği’nde iflas ettiği kanısına varırsa.
Bugün yargıya varm ak için zam an çok er ken. Açık pazar ekonom isine yöneliyoruz de mesi G orbaçov’un gerçekten sosyalizmin iflas ettiği anlam ına gelmez, am a benim görüşüm odur ki bu yoldan sosyalizme varılmaz.
■ ■ M i Şimdi herhalde devlet eliyle kapitalist üretilecek Sovyetler Birliği’nde, bâşka çaresi var mı?
O ldukça komik bir şey olur bu. Yalnız bir örneği var bizde. Biz de bunu yaptık. Ve hâlâ da yapıyoruz. Yani Kurtuluş Savaşı’nın ilk yıl larında yaptığımız buydu. İktisat Kongresi ile ondan sonra geri adım atılmış. Ç ünkü yapıla mamış, olmamış o. Yani öyle bir yol kapitalizm için, devletin kontrolunda bir kapitalizm Türki ye’nin macerasına bakarak yüreklenebilirler ya ni. Amerikan kapitalistleri filan, am a onların istediği de bu değildir. Ben hep Gorbaçov, d a ha birçok adım lar atacak diye düşünüyorum . Mesela bu kongreden başarılı çıktı. A m a teh likeli zam anlar da geçirdi. Bu belki de adım larını yavaş yavaş atıyor. H asım larını da göz
meyeceklerdir, hedef söm ürüşüz bir düzen ol malıdır. Ekonomik söm ürü ve ona bağlı söm ü rü. Yani bir insanın sırtından geçinme sistem i ne son vermek lazımdır.
Şimdi efendim bakın, olm adı işte, devletleş tirme oldu. Başka yol aram ak lazım. Sosyalizm bugün orada başka yol. İlk kabul edilmesi la zım gelen yol dem okrasidir. Bu durum Sovyet ler Birliği’nde 72 yıl sonra gelinen du ru m de mokrasisiz sosyalizm olmadığım kahıtlamıştır. M utlaka demokrasi olacak. Yani bildiğimiz in san haklarına dayalı çok partili rejim olacak.
■ H Efendim, bir endişem var. Bu 70 yıl resmi ideoloji Leninizm, okullarda okutuldu.
Tabii ki bu Sovyet Silahlı Kuvvetleri’ne de oku tuldu. Bütün dünya orduları tutucu. Kendi dünya görüşü içinde tutucu. Acaba Sovyetler Birliği’nde bir general, bir cunta kalkıp ya da ordunun tümü kalkıp Leninizmin ilkelerine ay kırıdır gibi bir müdahale edebilir mi?
Yani teorik olarak öyle bir yaklaşım da hak lısınız. Yani şimdi G orbaçov’a Leninizmi inkâr ediyorsun, ki doğru, tam etmedi, işte o da söy lemedi böyle bir şey.
H P d T çok kimse
‘sosyalizm bitti’ diyor. Ben
hemen onlara şunu
soruyorum: ‘Sömürü bitti
mi?’ Sömürü bitmediyse
artı değere hâlâ el
konuyorsa işçinin,
köylünün, emekçinin
sömürüye karşı mücadelesi
de devam edecektir.
Sömürü kalkmadıkça
kapitalizm de başarısız
demektir. Kamulaştırma ile
sömürü ortadan
kalkmıyor. Sovyetler’de bu
görüldü.
Aybar, ABD’nin SSCB’ye karşı yeni Ortadoğu stratejisinin, Türkiye liderliğinde İslam devletleri projesi şeklinde gündeme geldiği kanısında. (Erdoğan Köseoğlu) sini öğreneceğiz biz”
iflas etti sosyalizm.’
diyor. O diyor ki “tamam ’ Değil!
Efendim, Sovyetler Birliği’nde Müslü man halklarla, Müslüman azınlık da zamanla çoğunluğa dönüşecek. Dönüşecekse aynı za manda geniş bir alan sosyalizm, bu İslamcı
^Sovyetler Birliği’nden 72
yıl sonra gelinen nokta,
demokrasisiz sosyalizm
olmadığını kanıtlamıştır.
Mutlaka demokrasi olacak.
Yani bildiğimiz insan
haklarına dayalı çok partili
rejim olacak. Bu sisteme
de demir kumandayla
geçmek kolay değil,
insanlık sosyalizme yalnız
kamu mülkiyeti ile
geçilemeyeceğini öğrendi.
akımlar için Sovyetler Birliği’nde ki Müslüman halklar arasında da bir İslamcılık akımı baş- gösterdi. Bu olguyu nasıl yorumluyorsunuz?Çok kısa olarak sosyalizmin hakkıyla uygu lanm am ış olmasından tabii. Ç ünkü sosyaliz min hakkıyla uygulanması ve adil bir düzenin olması demin de altını çizmeye çalıştığım gibi
emekçilerin iktidar olmasıyla ancak m üm kün olur. Şimdi efendim öbürü Erm eniym iş, mil liyetler meselesinin de önemi kalmıyor. Tabii efendim, “Sen Erm enisin, sen Azerisin, sen Türksün, fakat kardeşçe bir düzenimiz var bi zim. Ben sana ta k a sa etmeyeceğim sen Ermenisin” diye, sen de bana bir la f söyleme yeceksin. Vay efendim bu da “ Gürcü.” Şimdi bu olaylar da sosyalizmin uygulanmadığının işareti oluyor benim için. Böyle olaylar için, 72 yıl bu dile kolay. Bir yüzyıla yakın. Bundan sonra ne o, “Sen Azerisin, ben Ermeniyim, iş te, sen Özbeksin.” Böyle olacak şey değil, ol maması lazım bunun. Olduğuna göre sosya lizm uygulanmıyor.
Sosyalizm uygulansa, yani halk gerçekten ik tidar olsa ve herkes kendi nüfus içindeki ço ğunluğu oranında temsil edildiği bir parlam en to var. Şu kadar Rus var, şu kadar Ermeni var, şu kadar Çerkeş var falan filan. Şu kadar da Kürt var ne olacak yani?
■ ■ ■ ■ ■ ¡¿ u dinsel akımlara yeniden dönersek şöyle bir kaba benzetme yapmak mümkün mü? Sovyet devriminin hemen sonrasında Müslü man halklar Lenin tarafından kapitalizme karşı kullanılmak istendi. Son yıllarda da bu silahı kapitalizm sosyalizme karşı çevirmedi mi? Pen tagon teorileri? İşte, “Müslümanlık en büyük anti-komünist teoridir ” diye desteklemedi mi?
Yeşil kuşak teorisinin de payı yok mu?
Bence bupun payı çok. Çünkü biliyoruz 2000 yılından sonra M üslüm an azınlıklar çoğunluk olacak. M üslüman dini de m üsam ahalı, baş ka görüşlere açık ve dünyadaki gelişmelerle uyum sağlayabilme yapısından oldukça yok sun. Açıkçası bu. Çünkü İslam dini totaliter bir din. Ve dini liderle politik lider aynı kişinin şah sında temsil ediliyor.
önünde tutarak bunları hesaba katarak adım atıyor. Am a herhalde ekonom ik çıkmazı Sov yetler Birliği’nin kolay çözülecek bir iş değil. H azır çözüm de yok. Bir kere devlet eliyle ka mulaştırılmış teşebbüsler eliyle sosyalizm ku rulmadı. Binaenaleyh yeni bir şey lazım. Bu de neme nasıl olacak? Hele çok partili olursa,
ku-7
C
l
S
i
İ üzerine gidilmesi
gereken şey ‘Leninist parti
modeli’nin kendisidir.
Çünkü Leninist parti
modeli öncülerin
modelidir. Sovyetler
Birliği’nde de devrimden
halk dışlandı. Birtakım
liderler geldiler, devrim bu
dur, sosyalizm budur falan
dediler. Benim görüşüm,
sosyalizmin asıl devrimi bu
alanda olacaktır.
rulursa ve bir de bunların yanında birtakım li beraller ayrıca kapitalist ekonomiyi de getire cek olursa, G orbaçov bir arayış içinde. Henüz aşam a aşam a gidebileceğini düşünürsek. Yani ben hep dönüp dolaşıp şuraya geliyorum. Sö m ürüye son verm ekten vazgeçilmemesi lazım. Demin de altını çizerek belirtmeye çalıştım. Çünkü insanlar ila nihayet sömürüye boyun
eğ-IA m a şimdi Lenin’in yapıtları, yazdık ları ortada. Onları bir tarafa koyarsınız, Gor baçov’un yaptıklarını bir yana.
O zaman pazar ekonomisine Leninizmde yer yok.
■ ■ ■ Bizdeki Türk İslam sentezcilerinin Atatürkçülüğü ne derece Atatürkçülükse Gor baçov’un Leninciliği de o derece.
Lenin’in teorisi gayet açık. Öncü teori. Ken disi de diyor, öncüler diyor, ö n cü le^ teorisinin de bir şartla bağdaşabileceğini gene Lenin söy lüyor. Lenin diyor ki “Sosyalist Sovyet dem ok rasisi kişisel yönetimle bağdaşm az değildir. Ve çoğu kez bir diktatörün yaptığı işler işçi sınıfı na çok daha yararlı olm uştur”, Lenin’in seçme yapıtları var, orada 30. ciltte. Gayet açık. “ Ki şi diktatörlüğü ile sosyalizm bağdaşm az değildir” dedikten sonra nasıl bağdaşırsa de mokrasi kişi diktatörlüğüyle ilave ediyor, diyor ki çoğu kez bir kişinin yaptığı işler işçi sınıfı için çok daha yararlı neticeler tevdi etmiştir.
Şimdi efendim bence M arxizm genel hatla- rıyla bilimsel bir teori. A m a her bilimsel teori icat edildiği zam andaki koşulların içinde ka lam az. M utlaka onu aşm ası icap eder ki ger çeği daha derinden kavrasın. Binaenaleyh sos yalizmin de bu yola girmesi şu yakın geçmiş teki deneyimlere de bakarak, Rusya’nın, Sov yetler Birliği’nin başından geçen olaylara da b ak arak yeniden bir atılım yapm ası şarttır.
Bu da Leninizm teorisi, öncüler teorisiyle sosyalizm olmaz. Ö ncüler teorisiyle devlet ele geçiriliyor. Zaten o teoriyi sosyalizm ortaya çık m adan evvel bütün diktatörler, bu teoriden h a reket ederek devleti ben ele geçiririm, ondan sonra ben icabına bakarım demişlerdir. Yani buradan hareket ederek m utlaka Leninist teo rinin bir tarafa bırakılm ası zam anı geldi.
■ ■ ■ ■ ■ i Uygarlık tarihi için 70 yıl çok büyük bir zaman dilimi değil belki de?
Değil değil de, çok kaba keskin bir şey. Yani ismini söylemek lazım. Öncülerle sosyalizm olam az. Sosyalizm çünkü artı değerin bölüşü mü teorisidir. A rtı değerin bölüşüm ü niye? Sö m ürüyü kaldırm ak için! Efendim , peki, am a artı değeri eğer yaratan bölüşüm ü kendisi yap mıyorsa ya da kendi seçtiği arkadaşı gidip mec liste yapmıyorsa, kamulaştırmayı da katmıyor. Bu kişisel bir ilişkidir, söm ürülen ile onu sö m üren arasında bir ilişki.
Bunu kaldırmak için m utlaka sömürülen in sanın söz ve karar sahibi olması lazım. İşte Le ninizmde ve M arksizm de eksik olan nokta bu. Açık bırakılmış olan bu. M arx demiş ki “Ka m ulaştırırsın oldu bitti!’ ö z e l mülkiyeti kaldı rırsın kamulaştırırsın üretim araçlarını oldu bit ti. Söm ürü kalm adı. Söm ürü kalkm adı, baş ka bir şekilde devam etmiş. Şimdi asıl nedene parm ak basm ak lazım. O neden de mutlak üre ticinin iktidar olması ve on u n milli geliri bö lüştürm ekte söz ve karar sahibi olm ası şarttır. Böylece de dem okrasi ile sosyalizm kucak ku cağa olmuş ve ayrılm az iki doğru olgu da ka nıtlanm ış olacaktır.
Kısacası, Doğu B loku’n da yaşanan olaylar dan sosyalizmin iflas ettiği sonucu çıkartıla maz. Söm ürü devam ettiği sürece sosyalizm in sanlığın gündem inde kalacaktır. İflas eden bir sistem aranıyorsa önce kapitalizm in iflas ede ceği kuşkusuzdur. Sol cephede ise iflas eden Le ninizm.
Ç ok teşekkür ederim Sayın Aybar.
Taha Toros Arşivi