• Sonuç bulunamadı

Açık mektup:Ressam bay Şevket'e

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Açık mektup:Ressam bay Şevket'e"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

™ 7 2 XI g-jö

Sahile 3

Açık

mektup

Ressam bay Şevkete -Azizim, mademki soruyorsun; işte düşündüklerimi sana açıkça ve her­ kesin önünde söylüyorum:

İnkılâbın kendisi ne kadar zengin­ se ona ait resim sergisi de o kadar yoksul!

Bir kaç tablo bir yana konulduk­ tan sonra görülen şu kıtlık karşısın­ da iç çekmemek kabil değildir. Aca­ ba ilham ve sanat fıkaralığmın bu derecesi nereden geliyor? İşte üze­ rinde durulacak bir mevzu.

Bir çok genç sanatkârımızın eser­ lerinde müşterek bir vasıf var: Cüret ve iktidarsızlık. Büyük ekseriyetin Orijinalitesi hemen hemen bundan ibaret.

İnkılâbın taliine mi, yoksa artist­ lerimizin kültürsüzlüğüne mi acıma­ lıyız? Galiba ikisine de!

Öğrenmeyi ihmal edenlerin başka­ larına öğretebileceği şey daima pek az veya hiçtir. İşte gençliğin dik* katinden sık sık kaçan bir nokta!, de­ sen bilmem; menazırdan anlamam; Anatomiyi değersiz bulurum; tabiati mütalea etmem ve kitab okumam... Sonra?.. Sonra da dâhi olurum! Ha­ yır arkadaş! Binde dokuz yüz doksan dokuz buçuk defa olamazsın! Hatta dâhiyi bırak; iyice resim yapan biri­ si olmana bile imkân kalmıyor. De­ mek ki gençliğin dimağı sonsuz bir 1 anarşi içindedir ve kanaatimce bu anarşidir ki bir çnk ciddî kabiliyetin verimli bir istiklâl sahibi olmasına engel teşkil ediyor.

Yetişmekte olan sanatkârlarımız­ da bir kaç vasfa dikkat edelim:

1 — Tabiati nasıl görüyor, cihanı nasıl anlıyorlar?

2 — Gördükleri gerçekten yeni bir şey var mı?

3 — Şayet varsa onu bize ne suret­ le göstermek niyetindedirler.

Zannımca vaziyet şu:

1 — Bu arkadaşlar çok defa tabia- te değil, mukallidi oldukları şahıs veya mesleklerin paletine bakıyorlar! Şahsî şuurdan ve muhakemeden mahrum olup ta yalnız duyduğunu en büyük iddia ile söyliyen kimseler gibi.

2 — Herhangi bir mevzuda yalnız artistin görebileceği noktalar, gözle­ rinden çok defa kaçıyor. Ve kendile­ rinde hazin bir fikir kansızlığı var.

İnkılâba dair resim... Çok güzel ama bundaki gaye o büyük soysal devrimi sanatin estetik adesesi arka­ sından görmektir. Ve bu suretle hal­ kın zevkine sanat yolile büyük mef­ humları akıtmaktır. Yoksa kahveha­ ne duvarı manzarasım inkılâb mev­ zuu üzerine bulaştırmak değil ki!

Ah bu dünü hatta bugünü bilmi- yen yarın!

Anlıyorum ki Güzel sanatler aka­ demisine düşen vazifeler günden gü­ ne genişlemektedir. Orası, yeni Tür- kiyenin sade yurddaşına değil, artis­ te de bir estetik terbiye vermek mec­ buriyetinde olduğunu unutmasın. Aksi takdirde, sanat ismini âdeta gasbederek ortaya çıkan bir çok süp­ rüntü memleketin zevkine tamamile musallat olacak. Tıpkı Mecidiyeköyü- ne üşen sinekler gibi!

Sanati, dört beş kaidenin hapisha­ nesine sokarak havasızlıktan öldür­ mek gibi büyük bir kabahat yoktur. Evet. Fakat estetik bir cinayet daha

(2)

Açık mektup

(Baş tarafı 3 üncü sahifede vardır ki o da her insanın aklına ge­ len her herzeyi (art) diye ileri sürme­ sine müsaade etmektir! Şu halde bele­ diyeler de kokmuş et, mahlût yağ, ek­ sik terazi ve saire karşısında kolları bağlı dursun. Ve kabul edelim ki tuz- ruhunun üzerine kolonya, kuyu su­ yunun üzerine de (Taşdelen) yafta­ sı yapıştırmak caizdir! Duyduğuma göre Avrupada şöyle bir yol takib ediliyormuş: Bir taraftan devlet ken­ di resmî burumlarında her türlü ile- ıilcmeye hassas fakat inzibat içinde bulunan sağlam kudretler yetiştirme­ ğe çabalıyor. Diğer tarafdan da müs­ takil olarak çalışan ve mevcut dok­ trinler dışında bulunanları himaye­ den mahrum etmiyor. Acaba biz na­ sıl bir yol tutmalıyız?

Memleketimizin bütün artistleri­ ne, bu sorguyu açıkça soruyorum.

Fazıl Ahmed Aykaç

Referanslar

Benzer Belgeler

Seri numaraları dört rakamdan oluşan biletlerin ilk iki rakamının toplamı, son iki rakamının toplamına eşit ise bu biletleri Şanslı Biletler olarak adlandıralım?.

[r]

Venter’i genom dünyas›n›n gündemine tafl›yansa, flu ana kadar oldu¤u gibi yaln›zca anneden ya da yaln›zca babadan gelen tek bir kromozom dizisinin de¤il, her ikisinin

On iki yıl sonra, Sultan Macit bu köşkü yaktırarak, yerine daha büyük bir köşk yaptırdı ve Dolmabahçe sa­ rayını inşa ettirdikten sonra, Be­ şiktaş -

Peynirli sos üzerinde pazı yapra­ ğına sanlmış, levrek, karides ve m an­ tardan oluşan pazık levrek gratine en az dil baliğ; şişte ızgara ve karides ız­ gara

giden sahil yolunda Üsküdar Meydanı'nı 100 metre geçtikten sonra Kız Kulesi'ne yan bakan bir mevkide Şemsi Paşa'nın camisi.. 420 yıldır, tarihi yarımadayı tam

Foto:120- Ebû Said Bahadır Han'ın sikkesi Mardin Sürekli Definesi, Arka Yüz Görünüşü Foto:121- Ebû Said Bahadır Han'ın sikkesi Amasya Müzesi Env.. Arka Yüz Görünüşü

Osmanlılar zamanındaki ismine gelin­ ce: Evliya Çelebiye göre İkinci Beyazıt (1481-1512) Şehzade Birinci Selimi Trab- zondan getirttiği vakit neden olduğu bu-