OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
CVMHURİYET/2
____________________________
İlkM eclis:
K tı varı M illiye Ruhu
H IF Z I V E L D E T V E L İD E D E O Ğ L U
Yarın 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayram ı’nı kutlayacağız. Tam 70 yıl önce 23 Nisan 1920’de An k ara’da toplanan ilk Büyük Millet Meclisi, ulusal egemenlik ve kuvayı milliye ruhunu temsil eden bir meclisti.
Ne demekti “ kuvayı milliye ruhu” ?
Ulusal güçlerin bütün milletçe benimsenme ve özümsenmesinden oluşan bir ruh, ulusal bir kük reyiş demekti bu. Yunanlılar İzm ir’e çıkmış, A na dolu’nun içlerine doğru ilerliyordu. Millet her yerde te d irg in d i. Yer yer “ M ü d a fa a -i V a ta n ” , "M üdafaa-i H ukuku Milliye” , “ Red-di İlhak” , “ Vilayatı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” gibi türlü adlar altında dernekler kurulm uştu.
Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında direniş odakları böyle dağınık ve güç süzdü. M ustafa Kemal’in parolası “ Kuvayi milli-
yeyi âmil, iradei milliyeyi hâkim kılmak" idi. Bu
parola Amasya buluşmasından Erzurum Kongre- si’ne, oradan Sivas Kongresi’ne ulaştı. Sivas Kongresi’nde, yurttaki bütün müdafaa-i hukuk der nekleri “ A nadolu ve Rumeli M üdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirildi; “ Kuvayi milli - yeyi âmil, iradei milliyeyi hâkim kılm ak” (ulusal güçleri harekete geçirmek, ulusal istenci egemen kıl mak) sloganı Sivas’tan A nkara’ya ulaşarak ilk Bü yük Millet Meclisi’nin parolası oldu. Bu nedenle yukarıda bu Meclis’in kuvayı milliye ruhunu tem sil ettiğini söyledim.
İlk Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndçki m em ur
luğumdan bu sütunlarda birkaç kez söz ettiğim için, bugün anıları bir yana bırakıp bu Meclis’in anato misini ve karakterini kısa çizgileriyle belirtmek is tiyorum.
★ ★ ★
tik Meclis’i kendi içinde iki evreye ayırmak gerekir:
Birinci evre, 23 Nisan 1920’de A nadolu’dan ivedi
olarak seçilmiş olan milletvekilleriyle başlar ve İn gilizlerce M alta’ya sürülmüş olan İstanbul Mebu- san Meclisi üyelerinin geri dönüp büyük bir bölü m ünün A nkara’ya gelerek Meclis’e katılmasına ka dar sürer.
Birinci evrede milletvekili sayısı 110-140 arasın daydı. Meclis Başkanı ve İlk Bakanlar Kurulu 120 üyesi olan Meclis tarafından seçilmişti. Birçok önemli karar da bu birinci evrede alındı.
İkinci evre, M alta’dan gelenlerle A nadolu’nun
türlü yerlerinden yeni seçilen milletvekillerinin ka tılımıyla oluşan Meclis evresidir. Bu son evrede bi rinci ve ikinci grup adıyla, iki ayrı grup, sanki ik tidar ve m uhalefet partileri gibi karşı karşıya gel mişti.
Birinci Grup Meclis Başkanı M ustafa Kemal ta
rafından kurulan “ Müdafaa-i Hukuk G rubu” dur. H enüz bir siyasal parti niteliği yoktu. Ama temel de, ülkenin hemen her yanında şubesi bulunan ve etkinlik gösteren m üdafaa-i hukuk cemiyetlerine dayanıyor ve ilerici bir görünüm taşıyordu.
ikinci Grup ise bir tür muhalefet partisi görü
nümünde olup parti değildi. Belirli bir lideri de yok
tu. Konuşmalarına bakılınca, Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni (Ulaş), ikinci grubun başkanı ola rak görünürdü. İkinci grup üyeleri, Ulusal K urtu luş Savaşı’nda cephelerdeki durum un denetimine bile karışır, bu konudaki eleştirilerini Meclis’te dile getirirlerdi. Sanki iktidar karşısında, muhalefette bulunan tutucu bir siyasal partinin hüküm et icra atını denetleme görevini yapıyorlardı. Kimileyin bu yüzden Meclis’te çok sert tartışm alar olurdu. Bu nunla birlikte iş yurt savunm asına, Y unanlılar ve onları destekleyen Batılı devletler karşısında karar laştırılacak tutuma gelince, kuvayi milliye ruhu ken dini gösterir, her iki grup, tek bir topluluk halinde birleşiverirdi.
İlk Meclis’in karakterinin bir yönü de diktatör niteliğiydi. Bütün devlet güçleri, yani yasam a, yü rütm e ve yargı, onun elinde toplanm ıştı. Yunanlı ların A nadolu’da ilerlediği o ölüm kalım günlerinde ülkenin türlü yerlerinde çıkan ve İstanbul hüküme tince kışkırtılıp desteklenen iç isyanlarla savaşmak ve türlü propagandalarla ayartılıp, ordudan gizli ce ayrılarak şurada burada eşkıyalık yapan asker kaçaklığını önlemek için ilk Meclis kendi üyeleri arasın d an seçtiği m illetvekilleriyle “ İstiklal M ahkem eleri” kurm uş, bunları A nadolu’nun tü r lü yörelerine göndermişti.
Dışarıdan sanıldığı gibi Birinci Meclis, M ustafa Kemal Paşa’nın her dediğini yerine getiren bir “ uy du meclis” değildi. Zaman zaman üyelerden kimi leri herhangi bir konuda Mustafa Kemal P aşa’nın görüşlerine karşı çıkar, Paşa konuşma kürsüsüne gelerek düşüncelerini tekrar tekrar savunma zorun da kalırdı. Yani yetkileri bakım ından diktatör ni teliğinde olan bu Meclis, iç işleyişi yönünden tam demokrat bir meclistir; her üye istediğini söyler, ge rekli gördüğü konularda yasa önerisi verirdi.
O kuyanlar için biraz çelişkili gelecek am a, dik tatör nitelikli bu Meclis, öte yandan tam halkçı, halka açık bir parlam entoydu. H alktan her yurt taş Mcc,'s ’e kendi özel isleri ¡cin dilekçeyle başvu
rabilirdi. Meclis’in dilekçe komisyonu bunları in celer, gerekiyorsa, bakanlıklara yönerge (talimat) verip bu dilekçeleri ilgili mercie gönderirdi.
B akanlar doğrudan doğruya ve ayrı ayrı oyla ma ile Meclis Genel Kurulu tarafından seçildiği için, örneğin tarım , sulama ya da cephedeki bir durum konusunda Meclis, ilgili her bakanı sorguya çeke bilirdi; bu durum ortak sorum luluk taşıyan hükü met (kabine) sisteminin değil, tek tek bakanlıkla rın sorumluluğu üzerine dayalı, kendine özgü bir sistemdi.
1919 yılında İstanbul Mebusan Meclisi’ne gön derilecek milletvekili seçimleri o dönemdeki seçim yasasına göre düzenli olarak yapılmıştı. Ama İs tanbul’un 16 M art 1919’da işgal edilmesi, Mebu san Meclisi’nin kapatılm ası sonucunda çok ivedi olarak A nkara’da toplanm ası kararlaştırılan Bü yük Millet Meclisi üyeleri, İstanbul mebusları gibi tam düzenli olarak seçilemedi. Denebilir ki A na dolu illerinde birçok kişi, böyle bir Meclis’e katıl m aktan çekindiği için, kim yürekli ise ve yurt sa vunması için böyle olağanüstü yetkili bir meclisin toplanmasını gerekli görüyorsa, sanki gönüllü ola rak başvurmuş, çoğunca onlar seçilmiş ve gelmişti bu Meclis’e. Bu nedenle milletvekillerinden çoğu, sözünü sakınm ayan atılgan insanlardı. Cepheler de askerleri yüreklendirmek için mavzer kurşunları taşıyan kuşaklar kuşanıp tüfeği om uzuna takarak at üzerinde savaş boylarında gidenler vardı. Ö rne ğin, İsparta milletvekili sarıklı Hoca Hafız İbra him Bey, bunlardan biriydi.
Bu anlattıklarım gösteriyor ki, ilk Meclis’in üye lerinden bir bölüm ü A nadolu’nun türlü yerlerin den hemen koşup A nkara’ya gelmiş, belki öğrenim düzeyi düşük, am a yurt savunması konusundaki is tenci çok güçlü kişilerden oluşuyordu. Bir kısmı da İstanbul Mebusan Meclisi’nin kapatılması üzerine kurtulup kaçan ve türlü tehlikeyi göze alıp A na dolu’nun o dönemdeki yolculuk zahmetlerine kat-
(Arkası 17. Sayfada)
T
T
________
22 NİSAN 1990
Onlar yalnızca su içiyorlar
biz onlara su götüreceğiz
Yıldız Sargın
Sıdıka Su
Sebahat Türkler
Aynur Hayrullah
22.4.1990-SAAT: 11.00
Sosyalist Parti İl Merkezi Balabanağa Mah. Ahmet Şuayip Sok. Ufuk Apt. No; 13, D. 11 Laleli
AYDIN SULH CEZA HÂKİMLİĞİNDEN
25.1.1990 tarihinde Gıda Maddeleri Tüzüğüne Muhalefet Suçun dan sanık Mahmut ve Hüsna’dan olma 1959 D .’lu Siirt ili Baykan ilçesi Çevrimtepe köyü nüfusuna kayıtlı ve halen Aydın ili Osman- yozgatlı Mahallesi 34 Sokak No: 8’de oturur Sabri Tutuş hakkında Aydın Sulh Ceza Mahkemesi’nin 30.3.1990 gün ve 1990/249 esas ve 1990/384 karar sayılı ilamı ile TCK’nın 396, 402, 402, 72 ve 647 S.K.’nın 4 maddeleri gereğince dört yüz doksan bin lira ağır para ce zası, üç ay müddetle cürme vasıta kıldığı meslek ve sanatının tatili ne, yedigün müddetle iş yerinin kapatılmasına karar verildiği ilan olu nur. 5.4.1990
Basın: 22936
SEZONLUK EV
Erdek Narlı köyünde bahçe içinde denize yakın
Bayramhk + sezonluk ev kiralıktır.
Tel: 9 1977 1137
Taha Toros Arşivi