• Sonuç bulunamadı

Karnusyan:Hedefe varmak için belki 50 yıl bekleyeceğiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karnusyan:Hedefe varmak için belki 50 yıl bekleyeceğiz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

22 TEMMUZ 1983

A LT A N Ö YM EN Lozan'dan bildiriyor

KARNUSYAN: «HEDEFE V A R M A K

İÇİN BELKİ 50 YIL BEKLEYECEĞİZ»

L

O ZA N ’da toplanan “ Er­ meni Kongresi” organiza­ törü, İsviçreli Papaz Ja­ mes Kamusyan, kongre için dü­ şündüğü amacı, bu amaca var­ mak için izlenmesini öngördüğü metodlan ve A S A L A terörü hak- kındaki düşüncelerini en geniş şek-îde İsviçre gazetesi Trages- Anzeigere’e açıkladı.

#Ermeni kongresi organizatörü, “Yakın hedefimiz, dünyaya yayılmış olan Ermenilik olgusuna yeni bir örgüt biçimi vermek” dedi

— Ama sizin biraz önce sözü­ nü ettiğiniz “ çıkmaz sokağa” gö­ türen yol da şimdi “ akıl ve man­ tık yolu” dediğiniz şiddete baş­

vurmayı reddeden yol değil

miydi?

Türk hükümetinde değildir, ama o 1915’de olup bitenleri kabul etmelidir. O zaman yavaş yavaş bir diyaloga gidilebilir ve sorun akıl ve mantık yoluyla bir çözü­ me bağlanabilir.

Gazete yazan Emmanuel la Roche’un Kamusyan’la yaptığı Ermeniler arasındaki gelişmelere de ışık tutan görüşmenin fam metni şöyle:

— Bay Karnusyan, Lozan’ da­ ki bu ikinci Ermeni kongresi hangi hedeflere yönelmiş bulu­ nuyor?

— Yakın hedefimiz, dünyaya yayılmış olan Ermenilik olgusu­ na yeni bir örgüt biçimi vermek. Çoğu zaman kendi aralarında sa­ vaşan Ermeni gruplanmn dışan- ya karşı birlik ve bütünlük içinde tutum almak üzere buluşabile­ cekleri, tartışabilecekleri bir platforma ihtiyaçlan var. Bunun Lozan’da gerçekleşip gerçekleşe­ meyeceğini bilmiyorum. Hayal kurmuyorum. Ancak yeni temel­ ler atmaya başlamak zorundayız. Çünkü biz Ermeniler ülkemizin kaybolmasından sonra, bir yan­ dan metodlanyla heyecan uyan­ dıran radikal gruplar ve bir yan­ dan da yerlerinde sayıp duran hareketsiz geleneksel partiler arasındaki bir çıkmaz sokağa gir­ miş durumdayız. Şimdi söz konu­ su olan şey, dünyaya yayılmış Ermeniliğin "susan çoğunluğu­ na” söz hakkı vermektir.

— Niçin Lozan’da toplanıyor­ sunuz?

— Çünkü, tam 60 yıl önce, 24 Temmuz 1923’te Ermeni soru­ nunu yasal açıdan bir cenaze gibi

toprağa gömmüş olan barış

andlaşması burada imzalandı. Türkiye’yle Batılı müttefikler ve Yunanistan arasında... O za­ manki İsveçre Federal Devleti Başkanı.Scheurer, bir halk toplu­ luğunun (Türkleri kasdediyor) haklarını elinden almanın sakın­ calarını belirtmiş ve andlaşmanın bölgedeki bütün milletlere mut­ luluk getirmesini dilemişti. Peki, Ermenilerin haklan ne oldu? Bi­ zim mutluluğumuz ne oldu? Biz bu dünyada öksüz çocuklarız. Bi­ zim sorunumuz unutuldu ve gör­ mezlikten gelindi.

%

Toplantıya gelenler

— Lozan’a (Kongre’ye) kimler geliyor, hangi yetkilerle?

— Gelenler 17 ülkeden 200 kadar, davaya angaje olmuş Er- menilerdir. Ermeni partilerinin dışındadırlar. Çünkü bu partiler

başarısızlığa uğram ışlardır.

Artık yeni bir yol aranmalıdır. Radikal olmayan, terörist olma­ yan bir yol... Aklın, mantığın yolu...

— Bu doğrudur. Ermeniler de­ vamlı olarak davalarına siyası planda dikkatleri çekmek iste­ mişlerdir. Ama bu çabalar bir işe yaramamıştır. Ancak şunu ilave etmek gerekir: Uzun bir zaman boyunca hareketi 1890’da Tiflis’­ te kurulan TAŞN AK adlı “ İhti­ lalci Ermeniler Federasyonu” tek başına temsil ediyordu. Bütün girişimler ondan geliyordu. Bu parti bütün dünyaya yayılmış Ermeniler adına konuşuyordu. Bu, büyük iç gerginliklere neden oldu. Bizim siyasal açıdan bir türlü ilerleyememiş olmamızın nedenleri budur.

Terörist metodları

— İsviçre’deki yaklaşık üç bin Ermeni terörist metodlara her za­ man şiddetle karşı olduklarını

açıklamışlardır. Fakat acaba

itiraf etmek gerekmez mi ki, Ermenilerin devamlı olarak şika­ yet ettikleri “ davalarıyla kimse­ nin ilgilenmemesi” olgusunu so­ na erdiren metodlar maalesef bu metodlar olmuştur. Ermeni me­ selesinin bugün yeniden konu­ şulur hale gelmesi, o terörist me­ todlar sayesinde değil midir?

— Doğrudur, hatta artık Tür­ kiye’de bile Ermenilerin konusu konuşulur olmaya başladı. Bun­ dan 10 yıl önce bu konu bir tabu halindeydi. “ Terörist metodlan” diyorsunuz. Benim fikrim şu: Bu metodlar kamuoyunun ilgisinin harekete geçirilmesine katkı yap­ mışlardır. Fakat bununla, elle tu­ tulur bir sonuca ulaşılamamıştır. Her şeyden önce bizim toprakla- nmızm kurtanlması açısından... Bu, Ermeni davası için birinci planda zorunluluktur.

— Kongre çağrısında da for­ müle edilmiş bulunan “ Türkiye tarafından işgal edilmiş Ermeni topraklarının kurtarılması” mese­ lesi bu toplantının uzun vadeli hedefi midir?

— Evet. Önce, aşağı yukarı “ Dünya Siyonist Kongresi” ve “ Filistin Kurtuluş Hareketi” arasında bir yapıya sahip olacak yeni bir örgüt kurulmalıdır. Bu, dünya hükümetlerinin soykırım­ la ilgili Birleşmiş Milletler maddesinin Ermeniler için de kullanılmasını sağlamaya yol aç­ malıdır. Türkiye, nihayet Federal A lm an ya C u m h u riy eti’ nin, “ Üçüncü Reich” m soykırımın sorumluluğunu üstlendiği gibi daha önceki hükümetlerin ey­ l e m l e r i n i n s o r u m l u l u ğ u n u üstlenmelidir. Kabahat bugünkü

Uzun vadeli hedef

— Bu, kısa vadeli hedefiniz... 1915 soykırımının kabul edilmesi gerçekçi görülebilir ama, uzun vadeli hedefiniz bana tamamen hayal gibi geliyor.

— Size öyle gelebilir, ancak bunun tarih içinde örnekleri var. Hayal gibi görünen böyle ütopi- lerin daha sonra gerçek haline geldiğini gösteren... Bugün mu­ hakkak ki politik durum elverişli değil. Fakat bu durumun böyle kalacağını kim garanti eder? Biz bugünden yarma sonuç almak i- çin çalışmıyoruz. Belki 30 yıllık, belki .)0 yıllık bir perspektif için­ de çalışıyoruz.

— En büyük örneğiniz İsrail değil mi?

— Tabiî, tabiî...

— Fakat Siyonist düşüncelerin uygulanması da şiddete başvur­ madan mümkün olmamıştı. Bu açıdan şiddet metodlarmı red­ detme yolundaki tutumunuzla güç bir durum içindesiniz de­ mektir.

— Maalesef... Dünya öyle bir dünya ki, sadece böyle metodlar- la bir yerlere varılabiliyor. Bun­ ları önlemek bizim baş hedefi­ miz. Ermeni halkı temelde barış­ çı bir halktır. Hiçbir saldırı sava­ şı yapmamıştır. Sadece kendisini savunmuştur ve 600 yıllık Os­ manlI egemenliği altmda birkaç isyan hareketi olmuştur.

Sovyet Ermenistanı

— Peki, Ruslar tarafından iş­ gal edilmiş Ermeni topraklarını da kurtarmayı niçin düşünmü­ yorsunuz?

— Bu bizim için bir sorun de­ ğildir. Biz hiçbir Ermeni’nin ya­ şamadığı toprakların kurtarıl­ masından söz ediyoruz. Sovyet- ler Birliği Ermenistanı’nda üç milyon insan yaşıyor. Tabiî k o­ münist egemenliği altmda... Fa­ kat onlar bizim bu dünyaya yay­ gın halimizde içinde yaşadığımız tehlikeli durumla karşı karşıya değiller. Onlar Ermeni olarak

kimliklerini kaybetmiyorlar...

Halbuki biz bu hailimizle gittikçe kötü duruma gidiyoruz. Artık bir şeyler yapmak zorundayız.

— Burada 32 yıl yaşadıktan sonra yeni bir Ermenistan kurul­ sa oraya döner misiniz?

— Evet. Bu açıdan Lozan’daki kongre belki Basel’deki ünlü “ Siyonist Kongresi” ile mukaye­ se edilebilir. Onlar da bu kongre­ den sonra .>0 yıldan fazla bir za­ man süresince beklemek zorunda kalmışlardı.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

en çok ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke.. Türk ihracatçısı, yıl içerisinde ortaya çıkan hızlı talep değişiklerine de seri reflekslerle yanıt verdi..

-dedi sessizce gel kuşluk vaktinde yol ağzında ah sevmek seni karşılıksız uzattı ellerini. -kül gibi sesi dağıldı tenimde saçlarına değdi

bu yol azın kaygısı çoğun kederi deliksiz karanlığı güneşin kötü havaların feneri bu şüphe yelken aç çağırınca seni korkma tut nefesini yum gözlerini hatırla

Mevcut orman yol ağı planı ile yapımı tamamlanmış orman yolları, teknik açıdan ve orman nakliyatı açısından incelendikten sonra % 100’e yakın işletmeye açma

Nitekim “ Tanrı” dedikleri bizim adımlarımız ile gidişimizin arasında oluşan akışsal bir görüngüdür yalnızca derdi bizim bu Bizdenyeglerbilimci Yoloğlu (- Bir de

Evrenin paletindeki en nadide renkler ile süslenmiş kelebekler, aslında doğanın dansı olarak algılanabilecek küçücük kanat çırpışlarıyla yarattıkları görsel

Dr. Yapılan incelemelerde, bu yolun çift şeritli olarak, her bir şeridinin 3 m. olmak üzere toplam 6m. genişliğinde, taş döşeli bir yol olduğu anlaşılmaktadır.

Bu yaklaşımla birlikte yeni kamu yönetiminin devletin asgari fonksiyonlarına çekilmesi ilkesiyle paralel bir biçimde refah devletinin işlevlerinin yeni sosyal risklere