• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet döneminde operanın ilkleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cumhuriyet döneminde operanın ilkleri"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAHNE

¡4,’ittir £ J

f ş r f i

İlk sanatçılar, ilk sürekli izleyiciler

Tosça operasının unutulmaz sanatçısı Semiha Berksoy (solda). Türkiye'de operanın ‘yükseldiği’ dönemde İsmet İnönü, yanında Milli Eğitim Bakanı Haşan Ali Yücel ile ‘ Cumhurreisi locası’ nda.

Cumhuriyet döneminde

Operanın ilkleri

A ta tü rk ’ ün Türk o p e ra sın ı kurm a yo lu n d aki g irişim i, parlak,

in a n ılm a sı güç bir g ö ste rim le , ‘Ö z s o y ’ o p e ra sı ile

s o n u ç la n m ış tı... Operayı A h m et Adnan S aygım ça rça b u k

b e s te le m iş ti. Elde h içb ir şey yokken b ö y le sin e k ıs a sü re d e

olgun bir yapıt h a zırla n m a sın ın bir örneği d ah a yoktur.

Me t in An d

O

n dokuzuncu yüz­yılda İstanbul’da, Avrupa’nın mer­ kezlerini aratmaya­ cak kadar düzenli opera gösterimleri veriliyordu. Öyle ki bazen bir opera, Pa­ ris’ten önce İstanbul’da gösterili­ yordu.

Nitekim Verdi’nin ‘II Trava- tore’ operası, Paris’ten önce İs­ tanbul’da oynanmıştı.

Ancak bu gösterimler dışarı­ dan, özellikle İtalya’dan ve Fran­ sa’dan İstanbul’a gelen opera

topluluklarınca veriliyordu. Türk sanatçıların opera göste­ rimleri için, Cumhuriyet döne­ mini beklemek gerekiyordu.

Her alanda olduğu gibi, Türk operasının kuruluşunda da ilk adımı Atatürk atmıştı. Önce seçtiği konularda opera libretto­ ları yazdırıyor, bunları dil ve dü­ şünce bakımından kendi el yazı­ sıyla düzeltiyor, sonra bu opera librettoları, bestelenmek üzere Ahmet Adnan Saygun, Necil Ka­ zım Akses, Ulvi Cemal Erkin gi­ bi genç bestecilere dağıtılıyordu.

‘ÖZSOY’UN ŞAŞIRTICILIĞI Atatürk’ün Türk operasını kurmak yolundaki girişimi, par­ lak, inanılması güç bir gösterim­ le sonuçlandı. 1934 yılının Hazi­ ran ayında Ankara’ya Iran Şahı Rıza Pehlevi geliyordu. Atatürk konuğu onuruna, iki ülke ara­ sındaki dostluğu pekiştirecek bir konuda opera hazırlanmasını is­ tiyordu. Bunun için Firdevsi’nin ‘Şahnâme’sinden Hükümdar Fe­ ridun ile ilgili bölüm seçildi. Bu­ rada Feridun’un iki oğlu olur: Tur ile Iraç...

(2)

Operalarda, dekordan kostüme Türk sanatçılar

Semiha Berksoy ve Nurullah Şevket Taşkıran Tosca’da (solda). Turgut Zaim’ in ‘ Madame Butterfly’ afiş tasarımı (ortada). Mesude Çağlayan, Madame Butterfly rolünde (sağda). Turgut Zaim’in dekor çalışması (altta).

■UCCİNİ: opSBTV£LaDf SKilü»^ ANKARA H A L K E V İ

Tur’dan Türkler, Iraç’tan İranlılar türer. Münir Hayri Ege- li’nin yazdığı librettoda Tur, Atatürk ile özdeşleştirilmiştir.

Operayı Ahmet Adnan Say- gun çarçabuk besteler. Belki de elde hiçbir şey yokken böylesine kısa sürede her şeyi hazırlaması­ nın da bir benzeri yoktur. Koro­ su, solistleri, orkestrası olmayan bir ülkede hepsi bulunmuştur. Semiha Berksoy, Nimet Vahit, Nurullah Taşkıran önemli rolle­ ri paylaşırlar.

19 Haziran 1934 gecesi, İran Şahı ve Atatürk’ün huzurunda opera verilir. Operanın adı önce ‘Özsoy’ iken sonra ‘Feridun’ ol­ muştur. 198l ’de operanın birin­ ci perdesi oynadığında şaşırdım; bu kadar çabuk hazırlanan ‘Öz­ soy’ bir olgunluk eseriydi.

Devlet Konservatuvarı’nda opera ve tiyatro, Cari Ebert’in sorumluluğundaydı.

TATBİKAT SAHNESİ

Konservatuvarın yanı sıra bir de ‘Tatbikat Sahnesi’ kurul­ muştu. Burada hazırlanan tiyat­ ro ve opera gösterimleri halka sunuluyordu. Tatbikat Sahne- si’nde Cari Ebert 8 opera hazır­ lamıştı: Mozart’tan ‘Bastien ve Bastienne’, Puccini’den ‘Tosça’

ve ‘Madame Butterfly’, Smeta- na’dan ‘Satılmış Nişanlı’, Beet­ hoven’den ‘Fidelio’, Mozart’tan ‘Figaro’non Düğünü’, Bizet’den ‘Carmen’ ve Rossini’den ‘Sevil Berberi’... Bunların ikisi dışında hepsini seyrettim. Seyredeme- diklerim ise ‘Satılmış Nişanlı’ ile ‘Sevil Berberi’ oldu. Ankara se­ yircisi bu yenilikle sanki büyü­ lenmişti. Bunları görmek için, Ankara dışından da çok sayıda gelenler oluyordu.

UNUTULMAYANLAR

1939-40 mevsiminde başla­ yan operalarla ilk kez opera sey­

rediyordum, o zamandan bugü­ ne geçen yıllar süresince belki yüzlerce opera seyrettim; ancak bu ilk operaları sanki bugün sey­ rediyormuşum gibi izlenimimi canlı olarak taşıyordum. Semiha Berksoy’u Tosça rolünde, Mesu­ de Çağlayan’ı Çoço San’da nasıl unutabilirim?..

‘Fidelio’ operasında, zindan­ cı Rocco’da Ruhi Su’nun o er­ keksi, gür sesi hâlâ kulaklarım- dadır. Ancak kim derdi ki ‘Fide- lio’da zindancı olarak parmak­ lıkların dışındaki Ruhi Su, 1952’de beş yılını parmaklıklar arkasında geçirecekti?.. ■

Popüler TARİHİ Ekim 2000 * 1 0 7

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kızılcık dalındaki gelin sara­ yın en güzel, en ele avuca sığ­ maz kızı Çeşmidilber Hanım­ dı.. İşte büyük bestekâr Hacı Arif Bey hayatını ilk

Elon Musk 2006’da Tesla’nın Gizli Planı başlığı ile yazdığı bir blog yazısında Tesla’nın gelecek planını anlatmıştı.. Plan özetle dört aşamadan

Bu çalışmada yoğun bakımda bakteriyal ve viral menenjitli hastalarda serum iyonize kalsiyum (iKAL) düzeyinin, yoğun bakıma geldiklerindeki ve süperenfeksiyon

Programın diğer bölümlerinde Enis Fosforoğlu ve Ergin Orbey, yönettikleri oyunları anlatacaklar ve “Şıpsevdi” ile “kafes Arka­ sında” adlı bir oyunlardan

[Cosopt 5ml/bot 康舒目 點眼液劑 ] - [Dorzolamide 2%, Timolol 0.5% ] 藥師 藥劑部藥師 發佈日期 2011/10/10 <藥物效用>

Buna karfl›l›k baflka baz› uzmanlar da, daha önce keflfedilen re- simli ma¤aralarda insan kemiklerine rastlanmad›¤›n›, ayr›ca yeni keflfedilen ma¤aradaki iskeletler-

Ders kitaplarının basımevi ve adreslerinin eksiksiz olması, İndeks eklenmesi, belge (pul, mektup, minyatür, gravür vb.) kullanımının artırılması, ders kitaplarının

Bugünkü dünyada, değil böyle bir topluluk, medeniyet merdiveninin ilk basamağına yeni ayak atmış toplumlar için bile Orhan Kemal gerçekten çok zengin