• Sonuç bulunamadı

Kartpostal karikatürü, Abdülhamid ve Türkiye'nin imajı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kartpostal karikatürü, Abdülhamid ve Türkiye'nin imajı"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

/

j

İ

/

' 7 '7 b u V V

KARTPOSTAL KARİKATÜRÜ,

ABDÜLHAMİD VE TÜRKİYENİN İMAJI

Kerem Topuz

Tüm belgeler arasında, tek karikatür olmayanı. 21 Şubat 1897 tarihti sayısında, T e Petit Journal" dergisi Abdüthamid’i kapak yapmış. Her ne kadar iç sayfalardaki yazı eleştiri dolu olsa da, bir Fransız ressamın çizdiği bu portre, Sultan'/ genç ve yakışıklı gösteriy­

or. 3/4 yıl sonra yayınlanan karikatür­

lerinde ise, 40/50 yıl yaşlanmış, yaşlı bir büyücü var karşınızda.

/ s -ansızca bir deyim aklıma geliyor: “l’arb-

re qui cache la forêt”... “Ormanı gizle­ yen (ormanın gözükmesine yol açan) ağaç”... Yani bazen tek bir şey, arkasında bulu­ nan koca bir bütünü görmenizi engeller...

Fransa’da ve de herhalde dünyadaki her ül­ kede, tanınan, medyatik, starlaşmış yazarlar, araştırmacılar, bilim adamları var. Bir de, bu in­ sanların arkasında, hiçbir zaman televizyon ek­ ranlarına çıkmayacak, yayınladıkları kitaplar onar baskı yapmıyacak, büyük manşetlere, uzun röportajlara neden olmayacak, binlerce, onbinlerce, kişilik bir aydınlar ordusu mevcut. Araştıracak, yazacak, çizecek, yayınlayacaklar, üne kavuşmadan göçüp gidecekler... Ama kül­ türü gerçek dokusunu, altyapısını bunlar oluş­ turacak. Eserleri kütüphanelerde yaşayacak, referans oluşturacaklar, öğrenci yetiştirecekler, başkalarına yeni ufuklar, yeni kapılar açacaklar. Uzmanlaştıkları alanlar, dışarıdan bakıldığında, bazen bir ceviz kabuğunu dolduramayacak ka­ dar zayıf gözükse bile, tüm bu araştırma konu­ larını yan yana getirince karşımıza dünya ben­ liğinin bilgi ve kültür birikimi çıkıyor...

Bruno de PERTHUIS, böylesine bir insan. Günlük geçimine yönelik profesyonel

hayatın-da, büyük bir bankada mali uzman olarak çalış­ mış. Bugün emekli. Ama kırk veya elli yıldır asıl ilgi alanı, siyasi karikatür ve de özellikle kart­ postallara basılmış olan karikatürler.

1917-1991 yılları arasında, Sovyet propa­ gandası ve ideolojisinin taşıdığı büyük mitoslar ve Rus siyasi karikatürleriyle ilgili, dünyadaki en önemli belge fonlarından birine sahip. Öte yandan, DREYFUS davası uzmanlarından

bi-Le Petit Journal

SÜPPLEMENT ILLUSTRB

“T l

.

U SnppWawnt U h «W H u i t p a g o * . : C I N Q c e n t i m e s

A B D U L -H A M ID K H A N

(2)

1- Çıplak kadınlardan oluşan Abdülhamid portresi. Harem imajının vurgulandığı bu kart, 1900-1902 arasında basılmış. Anonim.

ri... (Musevi asıllı, casusluk suçlamasıyla ordu­ dan atılan, yargılanıp sürülen, hapis yatan, tüm Fransa’yı ayağa kaldıran uzun mücadeleler so­ nucunda rütbesine geri kavuşan meşhur subay ve meşhur dâvâ...)

Bruno de PERTHUIS, “La Gazette de l’Ho- tel Drout”, Le Collectionneur”, Fransa Ulusal Kütüphanesi yayını “Les Nouvelles de l’Estam­ pe”, Japon-Fransız Derneği Bülteni ve çeşitli üniversitelerin araştırma dergilerine sürekli ola­ rak yazı yazıyor. Aynı zamanda profesyonel bir dağcı olan bu araştırmacının, sanat tarihi ve ta­ rih doktoraları var.

PERTHUlS'nin siyasi karikatürde aradığı imajların nasıl ve ne şekilde oluştuğunu gör­ mek. Halk kültüründeki, toplumun günlük ko­ nuşmalarındaki klişelerin, grafik lisanla nasıl yorumlandığını hep merak etmiş.Buruno De

PERTHUIS, asıl önemli olanın, karikatürde bir 2-v a n d o c k sembolün nasıll değiştiğini, nasıl yıpranıp Tahminen 1905 veya

ölldüğünü, başka bir sembolün nasıl dünyaya 1904- “Türk"subayı

girdiğini izlemek olduğunu söylüyor. En son ça- lışmalarından biri, Rus-Japon harbiyle ilgili ola­ rak, zamanında yayınlanmış karikatürler. Şu anda üzerinde çalıştığı konu ise, bir başka il­ ginç örnek: PIERRE LOTI’nin “ Madame

(3)

3- ORENS, 1903. “Türk Kasabı"adlı, altı adetlik siyah-beyaz bir seri kartpostal. Kartta yer alan yazı şu: “Abdülhamid Avrupa 'ya sesleniyor: 500.000 Ermeniyi yok etmeme izin verdiniz. Makedonya'daki hıris- tiyanların katliamına niçin karşı çıkacaksınız ki?"

4- ROSTRO. Şubat 1904. Şubat 1904de Rus-Japon Harbi başlıyor. Batılı devletler Uzakdoğu ile ilgileneceği için, Rostro, Adbülhamid'in derhal yeni katliamlara başlay­

acağını vurguluyor. Üst yazı: “Abdülhamid- Birinci Sınıf Kasap". Alt yazı: “Aman ne şans! Onlar başka yerde meşgulken, birkaç Ermeni daha kese­

bileceğim. 5- ORENS, 1908. TActualiste" (Gündemci) adlı kartpostal dizisinden. Bosna-Hersek'i kendi topraklarına katan Avusturya-Macaristan imparatoru François- Joseph odunlarını (Bulgaristan- Sırbistan- Yunanistan) ateşlemek üzere. Kızgın Abdülhamid, “Yakacağın ataşe Makedonya'yı da koyarım" diyor. Kartın üst yazısı, “Kundakçı François-Joseph"..

Chrysanthème” (Bayan Krizantem) adlı kitabı, Fransa’da basıldıktan sonra, Fransız karikatü­ rünün Japonya’yı konu edinmesine ve Japonya ile ilgili birtakım imajların kök salmasına neden olmuş, de PERTHUIS, bu araştırmayı sürdürü­ yor...

Bizim ele aldığımız konu ise, XIX. yüzyıl so- nu-XX. yüzyıl başlarında, Fransız karikatürün­ deki Osmanlı-Türk imajı. Radyo-televizyon-si- nema gibi iletişim araçlarının olmadığı bir dö­ nemde, desenin işlevi tabii ki çok önemli. Kamu oyundan etkileniyor ve kamuoyunu etkiliyor.

O zamanlar, Osmanlı denince akla ilk gelen “hasta adam” imajı. En azından Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar da, Batı’nın kafasın­ daki en değişmez klişe bu olacak. Formülün “mucidi” ise, 1853 yılında Çar I.Nikola, Batı’nın OsmanlI’ya ilişkin geliştireceği politikayı dile getiren Çar, durumu şöyle özetlemiş: “Kolları­ mızın arasında ... çok hasta bir adam var. Gü­ nün birinde, gereken tüm önlemleri alamadan bu adamı elimizden kaçırırsak, açık söyleye­ yim, bu bizim için büyük bir felâket olur...” Doğ­ rudan doğruya politikadan kaynaklanan bu imaj, Şark sorunu Batılı devletler arasında

re-İ;R6DjÜL-HAMİD s

İP O IK H E R J E ■ ¡ f e DE

f

VlİntMO«**! PeIK M M T Ç U 'lL S SONT O t t l f İ s it vnİs pouvons SaicnéPs iNcone 9<ıfi.

(4)

6

kabete yol açıp gündeme geldikçe, “Osmanlı” krize girip yeni topraklar kaybettikçe karikatür­ lerin çoğalmasına neden olacaktı.

“Hasta Adam”ın dışında, Avrupalı’nın bilin­ çaltında yatan (ve bugün bile sık sık uyanan...) en olumsuz imaj, şüphesiz Abdülhamid’le ilgili. Yazılarda ve karikatürlerde nelerle suçlanıyor diyeceksiniz...

- 1895’ten itibaren Ermenileri, daha sonrala­ rı İse, Makedonya’daki Hıristiyanları kesmek­ le...

- 1876 Anayasasını uygulamayıp, despot bir rejim sürdürmekle...

Abdülhamid’in karikatürdeki adları birbirin­ den kötü:

- Türk Kasabı - Kırmızı Sultan

- “Grand Saigneuri’ün anlamı “Hükümdar”. Ancak, “a” ile yazılınca, “Saigneur”, “Kan Akı­ tan” anlamına geliyor. Abdülhamid oluyor, böy- lece, “Büyük Kan Akıtıcı”...

O dönem Fransız karikatüründe sadece katliam sorumlusu ve acımasız bir despot ola­ rak yer alan Abdülhamid’in, birazcık daha yu­ muşak bir biçimde değerlendirildiği tek durum,

6- ORENS, 1908.

“L'Actualiste" (Gündemci) adlı, elle boyama litografik bir kartpostal serisinden. Üst yazı: “Devrimden sonra’. Sağdaki yazı: (Abdülhamid konuşuyor...) “Tahtım bu mu olacak artık... Ama ya kabızsam neye yarayacak ?.." “Jön Türkler gerekeni yaparlar..." Oturağın üzerinde ise şu yazı yer alıyor: “Abdülhamid’e armağan. Jön Türkler." 7- MİLLE, Kasım 1905. İngiltere, Avusturya, Fransa, İtalya ve Rusya, Makedonya'nın mali kontrolünü elde etmek için Abdülhamid üzerinde baskı yapıyor, Su İtan'a gözdağı ver­ mek için Midilli ve Lemnos Adalarına çıkartma hareketi düzenliyorlar. Kartta, perdenin gerisinde durup Abdülhamid’i destekleyen Alman imparatoru II. Guillaune kılıcını çekiyor...

(5)

9- ORENS, 1908. Üstteki yazı: “Hey! Kargalar! Haydi pas­

taya..." Fransız, İtalyan, Rus, İngiliz, Alman, Bulgar ve AvusturyalI kargalar, çaresiz ve gözlerini kapamış Abdülhamid'in önünde Osmanlı pastasını paylaşıyor­ lar... 10- ORENS, 1908. “l ’Actualiste" (Gündemci) dizisi. “Bir zulmün sonu". “Anayasa-Özgürlük- Eşitlik-Kardeşlik- insanlık" yazılı hilâl, Abdülhamid’in kafasını kesiyor. Kartın alt kısmında doğan güneşte de, “1908-Bravo Jön Türkler" yazılı.

8

- 1898. Abdülhamid ile ilgili ender kartlardan biri. Ama Alman basımı ve II.

Guillaune'un İstanbul'u ziyaretiyle ilgili.

bulmasına bir yıl kalmış..), karikatüristler Abdül- hamid’i affetmiyorlar. Sultan asılıyor, kazığa ge­ çiriliyor, kafası kesiliyor... Türkiye ile ilgili bir di­ ğer olumsuz imaj da, Almanya’nın emrinde bu­ lunan bir çırak gibi yorumlanması. Bu klişe, 1918 yılına kadar devam edecek...

XIX. yüzyıl sonu XX. yüzyıl başlarında Fran­ sa’daki gerçek siyasilerin tutumuna gelince, sosyalistler, tamamen Abdülhamid’e karşı. Ama bu, ille Türklere karşı nefret veya ırkçılıktan kaynaklanmıyor. İlerici Fransızlar, zaten kilise­ ye karşı mücadele ediyorlar. Kavgaları, Fran­ sa'da laikliğin temellerinin atılmasıyla, kilise ve devlet işlerinin tamamen ayrılmasıyla sonuç buluyor. Abdülhamid, hem halife, hem İslam’ın başı, hem Padişah, hem “Allah’ın yeryüzünde- ki gölgesi”, vs... Tüm dinleri eleştiren sosyalist ve anarşistler için, bu “karanlık inançlar” sade­ ce ruhu körletmeye yarıyor. Kendiler için, tek geçerli olan “Aklın Dini”. Abdülhamid, bu yüz­ den, TAssiette au Beurre" gibi dergilerde çok sert biçimde değerlendirilecektir.

Kilise-devlet ayrımına karşı olan milliyetçiler Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş ve parça­

lanmasıyla ilgili. Hem genel olarak “Türk’e” karşı, hem de kendi aralarında kıskançlık, in­ tikam ve nefret duygularıyla çalkalanan Avru- pa’lı güçlerin Osmanlı pastasını bölme kav­ gaları, karikatürcüler tarafından sert bir şekil­ de eleştiriliyor. Leş paylaşmaya yönelik bu amansız iç rekabet, Batılı hükümdarları, kari­ katürlerde, Abdülhamid kadar gülünç ve de­ ğersiz kılıyor...

“Hasta Adam" ve “Sultan” aslında iki ayrı imaj olmasına rağmen, Abdülhamid bazı de­ senlerde hasta bir insan olarak çizilecektir. 1908’deki Jön Türk devriminden sonra ise, karikatürde sembol olarak hilâl ağırlık kaza­ nacak, bazı durumlarda hastalanmış hilâl çi- zimlerine rastlanacaktır. Öte yandan ve de ilk defa olarak, Türk insanı Fransız karikatürün­ de yer almaya başlıyor. Jön Türk’lerin iktida­ ra gelmesiyle, Sultan’ın daha az sorumluluğu var artık. Karikatürlerde devlet işlerine bak­ mayan ve sadece hareminde vakit geçiren bi­ ri olarak gösteriliyor. Ancak, her ne kadar tahttan düşmüş gibiyse de (Saltanatın son

DH5 ÎLES COADEAUX

(6)

11- ORENS, 1908. “L'Actualiste" (Gundemci) dizisinden. Sağdaki yazı: “François Babanın oyunu.."Avusturya-Macaristan imparatoru Françocis-Joseph, Abdülhamid'den Bosna-Hersek'i çalıyor...

ise, Osmanlı topraklarında yaşayan Hristiyan haklarının savunulması uğruna belirli bir süre Abdülhamid’e yumuşak davranıyorlar. Ancak, 1900’den itibaren çizgileri net bir biçimde deği­ şiyor. Haçlı Seferleri zihniyeti yaygınlaşıyor. Av­ rupa’nın tüm toprakları, hatta ve hatta İstanbul, İslam’dan, yani Osmanlı boyunduruğundan kurtarılmalı... Ayrıca, Fransızlar Ruslarla ittifak imzalıyorlar. Arkasından, 1907 yılında İngiltere ile birlikte Üçlü Alyans dönemi başlıyor. Tabii, düşman Almanya ve Almanya demek Osmanlı demek. 1912’de Balkan Savaşı patlak verince, OsmanlI’nın parçalanması ve Almanya’nın za­ yıflaması için en uygun senaryo başlıyor...

Tüm bu döneme ilişkin Bruno de PERTHU- IS’nin asıl uzmanlaştığı alan, kartpostallar. Kartpostal üzerine ilk siyasi karikatürler, 1898 yılında DREYFUS davasının başlamasıyla çizi­ liyor. Nitekim, “l’Assiette au Beurre” veya “Le Rire" gibi bazı hiciv dergilerinin yöneticileri, ya­ yınladıkları desenlerden yararlanarak, gayet ucuza, tipografi tekniğiyle kartpostal serileri ba­ sıyorlar. Ancak gerçek anlamda özgün siyasi

kartpostalın başlangıç tarihi 1902. Baskı ade­ di, 10 ile 250 arası değişiyor. Büyük çoğunlu­ ğu elle boyanıyor. Bu siyasi kartların reklam­ ları, “Le Cartophile” adlı ve tüm kartpostallar­ la ilgilenen bir dergide düzenli olarak basıldı­ ğından, çok kısa bir sürede koleksiyoncu bor- sası oluşuyor. Her ay, değiş-tokuş, alım-sa- tım günleri düzenleniyor. Piyasaya yeni giren bir kartpostalın fiyatı 1 Frank. İki ay içerisin­ de, en aranılanları 70 Franga kadar fırlıyor, yani o zamanlardaki bir işçinin ortalama aylı­ ğı kadar bir paraya. Dolayısıyla, bu siyasi kartpostallar, sert eleştirileri hoşgörüyle kar­ şılayabilecek liberal ve varlıklı insanlara hitab ediyor.

Kartpostal ayrıca, sanatçıya tam bir ifade özgürlüğü veriyor. Bir ok gibi hedefini dele­ cek, istediğini ısıracak, sansürden de etkilen­ meyecek. Fransa’da siyasi sansür her ne ka­ dar 1880 yılında kaldırıldıysa da, ahlâkla ilgi­ li veya bu kalıba sığdırılan çeşitli konular da o yıllarda devam ediyor. Öte yandan, İngiliz veya Rus diplomatlar, türlü elçilikler, dergiler­ de kendi ülkelerini ilgilendiren desenlere

tep-12- ORENS, 1908. “Bulgaristan'ın bağımsızlığı." Sol tarafta, Abdülhamid, “Eski Türkiye" yazılı bir oturağın üzerinde, elinde, parçalanmış uluslararası anlaşmaların kağıtlarını tutuyor. Sağda, “bağımsızlık" yazılı kılıcıyla Sultana nanik yapan Bulgar “Çarı" I. Ferdinand, “Elveda yaşlı kolera” diyor...

13- MOLYNK, 1908. Elle boyama, litografik bir kart­ postal dizisinden.

Giysilerinin alt bölümü yüzünden daha çok bir Yunanlı’yı andırsa da, ilk kez “Türk halkı” karikatürde yer alıyor. Halk, elinde kırbaç, “Anayasa” dizginiyle elleri bağlı Abdülhamid'i yönetiy­ or. Kartın üst yazısı şu: “Bugünkü durum" Hukuk, güçten kuvvetli..."

(7)

ki gösterip, dergileri toplatamasalar bile, sokak­ lardaki afişlerin kaldırılmasını sağlayabiliyorlar. Bir de, kartpostalın getirdiği bir başka önemli avantaj var: Görüntü, mesaj, tüm dünyayı dola­ şabilecek. Ama ne var ki, koleksiyoncuların merakı yüzünden, siyasi kartpostalların sadece yüzde 15’i pullanıp seyahat edecekti...

Siyasi kartpostal karikatüristleri arasında en tanınan, ORENS DENIZARD adlı sanatçı. Mart 1902’den itibaren bir gazeteci gibi düzenli ola­ rak aktüaliteyi izleyen ORENS, kısa zamanda üne kavuşuyor. Tek ifade aracı olarak kartpos­ talı benimseyen ORENS, “eau-forte” ve litogra- fi tekniklerini kullanacak ve bazı gravürleri, sanki birer tabloymuş gibi zamanın koleksiyon­ cuları tarafından kapışılacaktı. ORENS, Mayıs 1903’ten itibaren, “Le Burin Satirique” genel adı altında, aktüaliteyle ilgili geniş karikatür kartpostal serileri yayınlamaya başlıyor. Her kartpostal, 6 değişik renkte toplam 250’şer adet basılıyor. Teker teker, ya da yıllık abon­ manla satışa sunuluyor. Bu serinin çok iyi sat­ ması, başka karikatürcülerin de bu işe soyun­ masına yol açıyor. MİLLE, “eau-forte” ve litog- rafi olarak 75 ile 100 adet arası basılan, elle boyanan “l'Arc-en Ciel” (Gökkuşağı) adlı

seri-15- MOLYNK, 1908. Jön Türk devrimin- den önceki durum. Abdülhamid, halka kan kusturuyor. Üst­ teki yazı, “Dünkü durum: “Güç, hukuk­ tan kuvvetli..."

L

e

S

ultan assassin abdul

-

hamîd '

¿UPfLİftNT QUO ıv £ SA VIE . . . . L U I

Q u i R EG N A DANS UNE PE

14

14-ORENS, 1909. “L’Actualiste" (Gündemci) adlı kart­ postal dizisinden. Abdülhamid'in tahttan indirilmesini konu edinen bu kartın üst bölümünde şunlar yazılı: “Katil Sultan Abdülhamid (Jön Türk yazılı orak ensesin dayalı...) hayatının bağışlanması için yalvarıyor. Oysa kendisi, bir kan gölünün hükümdarıydı..."

16- MOLYNK, Ekim 1908. Abdülhamid, Balkan ülkeleri ve Batılı devletlerin emperyalist emelleriyle parçalanıyor. Kopmak üzere olan sağ bacağı Girit, sol bacağı Bulgaristan, sağ kolu Bosna-Hersek, sol kolu demiryolları. Üst yazı şu: “Abdülhamid sesleniyor: Sizi korsanlar çetesi... ”

(8)

ye, Leal de CAMARA, 70 ile 100 adet arasında basılan T e Carillou” (Çanlar) adlı seriye başlı­ yorlar. Siyasi kartpostal işine koyulanların bazı­ ları, tanınan dergilerde çalışan karikatürcüler (CAMARA- ROSTRO, MOLOCH), bazıları dük­ kan ve iş sahibi (MİLLE), bazıları ressam (JOS- SOT, BIGOT), bazıları anarşist (GRANDJO- AUN)... Geriye kalan ve büyük çoğunluğu oluş­ turan sanatçı grubu ise, sadece ve sadece, öz­ gün kartpostal karikatürleri üretecektir.

1902-1914 yılları arasında, çeşitli karikatü­ ristlerin çıkardığı 40 küsur değişik seri yayınla­ nacak, 3000 değişik kartpostallık bir koleksiyon oluşacaktır. 1904 yılında TActualiste” (Gündem- ci) adlı bir başka büyük seriye geçen ORENS, tüm kartların 1000’den fazlasına imza atarak si­ yasi kartçıların yıldızı olacaktır. BüyüK güçlerin diplomatik oyunlarını adım adım izleyecek, yayı­ lım a politikalarını eleştirecektir 1914’ten sonra siyasi kartpostal yavaş yavaş tükenecek, 1919’a varınca da tamamen sönecektir. Nitekim, Birinci Dünya Savaşı sırasında çok kötü kağıda bası­ lan binlerce “Vatan-millet" kartları nedeniyle ko­ leksiyoncular bu işten soğuyacak, buluşma ve alış-veriş yerleri kapanacaktır.

17- ORENS, 1909. “L'ActuaHste" (Gündemci) dizisin­ den. ‘Türk Devriminin Ateşi”, Abdülhamid'i uçurumdan aşağı fırlatıyor. Sağdaki yazının çevirisi şu: “Aziz temeli temizle­ nen biri daha...”

18- ORENS, 1909. “L Actuatiste" dizisi. “Sonunu bekleyen Abdülhamid.” 19- ORENS, 1909 (“LActualiste”) 24 Nisan 1909da Abdülhamid’in tahttan indirilmesi ORENS 'e yeterli bir ceza gibi gelmiyor. Kartın üst yazısı şu:

“Abdülhamid'in sonu ne olmalıydı. ’

(9)

"Uvv •&X/vVwU£/ırtJ''

2.'?uywm^-'majßA&fi. *

2 2 -ORENS, 1912. “L’Actualiste" dizisi. Balkan harbi. Montenegro, Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan'ın baş harflerinin yazılı olduğu kürek, Alman alkolüyle sarhoş olmuş, gözleri bağlı, ip boynunda Sultanin ayağını kaydırmak üzere...

20- 1912, ANONİM. Balkan Harbi’nin başlamasıyla haçlı seferleri zihniyeti de kısmen uyanıyor. Karttaki yazı, “Hat, hilâli Avrupa dışına kovuyor...” Hilalin üzerinde 1453 tarihi yer almakta.

j •Ä/Tui^-uie.

u?dU.

21) ORENS, 1912. “L’Actualiste" (Gündemci) adlı diziden. Balkan Harbi. Sultan Reşat, elleri bağlı olarak, “1912 Türkiye’si" yazılı hilale asılmış. Baş karga Avrupa, hilalin kenarına konmuş. Diğer bütün kargalar, “Kadavra'yı" paylaşmaya geliyorlar (JuAJnrUL. "

1 3

a

23- ORENS, 1912. “l'Actualiste". Balkan harbi. Sultan yerine hilâl başrolde bu sefer. Sırbistan kralı I. Pierre hilâli ayakta tutarken, Bulgar “Çan" Ferdin and, “Hasta adama mutlaka gereken ilacı" şırıngalıyor...

(10)

27- 1914. L.G. monogramlı bir kartpostal. Tarih olarak her ne kadar ele aldığımız ana konu ve dönemin dışında kalsa da, 1905'den itibaren Fransız karikatüründe işlenen bir imajı vurguluyor: “Türk'ün arkasında Alman gizli..." Kartın yazısı ise, “Enver Paşa: Herşeyiyle Hans..."

24- ORENS, Aralık 1912. “TActualiste". Balkan Harbi. “Ekmek Saati" Savaşın uyandırdığı ölüm iskeleti, ‘Türk ekmeğini’ balkan köpeklerine dağıtmak üzere.

D t* $CLtKou*M 25- ORENS, 1912. TActualiste" dizisi. I. Ferdinand, Bulgaristan ve Balkanların yeni Çarı artık. Sultan Reşat, nakavt olmuş durumada.

-i5"~

T>ti)-WVÄVl2 "I**

26- ORENS, 1912. TActualiste" dizisi. Balkan Harbi “KRUPP" yapımı Alman topları kul­ lanan Türk topçuları, Fransız malı top kullanan Balkan topçularına yenik düşüp, yenilginin simgesi olarak şehrin “anahtarını" teslim ediyorlar. Almanya, hayretle durumu izliyor...

(11)

S U M M A R Y

Postcard Caricature-

Abdul Hamid and Tur­

key’s Image

Bruno de Perthius is an expert on political caricature and espe­ cially of the genre which was printed on postcards around the turn of the century. He made his living as a banker and is now re­ tired, yet for over fifty years his main interest has been in col­ lecting and documenting post­ cards featuring political satire. He is in possesion of one of the world’s most important sources of political caricature and pro­ paganda emanating from the Soviet period (1917-1991). He is also one of the foremost experts on that great political scandal of turn of the century France- the Dreyfus Affair.

Perthius has always been fascinated by how the image so­ ught in political caricature has been constructed and develo­ ped. He has investigated mass

A B D U L - H A M ID K H A N S o u v o r n l n c lo l ' E m p i r a o t t o m a n

culture, the daily discourse of society that is the genesis of cliche and how language formu­ lates graphic depiction. His es­ sential task has been to follow how sym bolism in caricature changes and how new symbols evolve in their place. Our main topic in this piece concerns the Ottoman-Turkish image as port­ rayed by French caricaturists at the turn of the nineteenth cen­ tury. Caricature was of great im­ portance as a communications media in a time without radio/te- levision and other such vehic­ les of modern mass-communi­ cations.

The first image that came to mind at the mention of the word Ottoman was that of the “sick man of Europe.” In the west this image lasted well up until the end of the First World War. This image was first profered in 1853 by Czar Nicholas I who stated that There is a sick man among us. If we don’t take the neces­ sary precautions this patient may slip away.... and this wo­ uld be a disaster..”. This image was of course of a purely politi­ cally motivated nature and in fact signaled the begining of western intervention and com­ petition within the nations of the “East”. With the ensuing crises

and loss of Ottoman territory caricature expanded rapidly on the subject of the “Turkish

Qu-Perhaps one o f the few real life portrayals o f Abdulhamid, “Le Petit Journal" featured him on its 21 February, 1897 cover. Even if the contents o f the article was highly critical, the French artist portrayed him as a young and handsome monarch. In later caricatures he was always shown to be 40-50 years older, a sinister and malevolent persona.

1-Abdulhamids profile composed of naked women. This card was publis­ hed in 1900-1902 and emphasized the harem image. Anonymous.

estion”.

Besides the “sick man” ima­ ge, within the subconscious of Europe the figure of Sultan Ab­ dulhamid featured prominently. He became the lightning rod for caricaturists decrying the sla­ ughter of arm enians in 1895 and other Christians in Macedo­ nia. He was an absolute mo­ narch who had revoked the constitution of 1876 and was thus identified with such nega­ tive epitaphs as despot, Turkish butcher, the Red Sultan. In the French caricature of the time he was always portrayed as one responsible for massacres and ruthless absolutism. The only mitigating factor, or softening of tone, occurred in terms of the derisive caricatures produced to portray the European's greed and mutual suspicion in their conflicts with each other over who would get what from the crumbling empire and how

(12)

inf-127 TOMBAK

fmkk

S U M M A R Y

Abdulhamids profile composed of naked women. This card was pub­ lished in 1900-1902 and empha­ sized the harem image. Anony­ mous.

ORENS. 1912. A drunken Germany

I Is about to be tripped up by the be­

neficiaries of the Balkan War-Monte- negro, Serbia and Greece.

luence would be allocated. With the coming of the Yo­ ung Turks to power, Abdulha- mid’s image as the one respon­ sible for the horrors of the bre­ ak up of his empire changed to that of a neutered lion who was no Inger concerned with affairs of state and only concerned himself with his harem. Yet still the caricaturists were unforgi­ ving. He was portrayed on the gallows, the victim of accidents, he suffered decapitation... Anot­ her negative image concerning Turkey was one in which the state was portrayed as a pup­ pet of Germany.

Postcard political caricatu­ res began in 1889 w ith the Dreyfus Affair. The publishers of such journals as “L’assiette au Beurre” and “Le Rire” took ad­ vantage of the inexpensive op­ portunity afforded by the medi­ um to promote the contents of their publications. The real po­ litical postcard had its genesis in 1902. Anywhere from 10 to 250 cards were produced and they were m ostly painted by hand. Within a short period a magazine came out known as “Le Cartophile” which featured these postcards and the medi­ um became a collector’s field. These cards also provided the artist with a true medium for fre­ edom of expression. They we­ re not censored and they cut­ tingly expressed the artist's vi­ ews on a wide range of political issues. Even if the magazines that promoted the cards were withdrawn from circulation at the behest of the representati­ ves of certain nations, the post­ cards themselves circulated fre­ ely from hand to hand, so to speak. They freely wandered the world with their message.

Modern Furnishings in

ORENS. 1909. Abdulhamid awaits his end.

O R E N S .1912. A fte r the Balkan W ar a h e lp le s s S u lta n R e sh a t presides over the feasting o f the crows o f Europe on the cadavre of his empire.

Referanslar

Benzer Belgeler

Horizontal göz hareketlerinin düzenlendiği inferior pons tegmentumundaki paramedyan pontin retiküler formasyon, mediyal longitidunal fasikül ve altıncı kraniyal sinir nükleusu

• Uygulamayı değerlendiren ise ölçüte göre değerlendirme yaparak eleştirel düşünme becerisi kazanır... CEVAP: E Öğretmen adaylarının eğitiminde, hazırladıkları

On peut en effet souffrir voire être détruit dans sa dignité et son honneur, par un effet de bêtise, c’est-à-dire une action qui sans intention précise de nuire n’a pas tenu

Avrupa Sözleşmesi m.2’ye paralel olarak, Tasarı m.4/(2) hükmü- ne göre, suç failinin bulunamaması veya hakkında herhangi bir soruş- turma yapılamaması halinde de, suç

değeri olan Osmanlı toprakları üzerinde, kendisine bağlı küçük devletlerin kuruluşunu destekleme politikasına uygun olarak özellikle Doğu Anadolu da yaşayan

2 Türkiye’nin Filistin Gündemi – Ekim 2020 Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi..

• Partiler, animasyon programları ve diğer tüm aktiviteler; hava şartlarına, misafir profiline, sezona ve fiziksel etkenlere göre değişiklik gösterebilir veya

Yani elinizde tuttu¤unuz harekete duyarl› kablosuz ku- manday› oynad›¤›n›z oyuna ba¤l› olarak bazen tenis raketi gibi sallaman›z, ba- zen golf sopas› veya