• Sonuç bulunamadı

Orhan Veli'ye mektup

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Orhan Veli'ye mektup"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ORHAN VELI’YE MEKTUP

Jg

B

ÜYÜKELÇİ Ergun Sav, ge­ çen hafta piyasaya yeni bir kitabını daha sürdü: Rakı Sohbetleri.

Ergun rakıyı sever. Bunu zaten saklamıyor. Kitabında rakı ile ilgili ne biliyorsa anlatmış: Rakı nasıl ya­ pılır? Nasıl içilir? Rakipleri hangi iç­ kilerdir? Ne zaman içilir? Mezeler. Beyaz peynir başta gelilyor. Ünlü rakıcılar: Atatürk (çalışırken asla), Ahmet Rasim, şair Eşref, Neyzen Tevfik ve Orhan Veli. Sonra rakı sohbetleri ve anason kokan yaşan­ mış kısa öyküler.

Sav'a göre rakıyı bilen içmeli. Bilmeyen rezil olabilir.

Orhan Veli'ye bir mektup yaz­ mış. Hoşuma gitti. Kısaltarak mek­ tubu yayınlıyorum:

"Hele bir şiirin var. Rakıyı sev­ meyenlerin anlamak için kafaları ermez. Yürekleri yetmez.

Eskiler alıyorum Alıp yıldız yapıyorum Musiki ruhun gıdasıdır Musikiye bayılıyorum. Şiir yazıyorum

Şiir yazıp eskiler alıyorum Eskiler verip musikiler alıyorum BİR DE RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLSAM."

Yazdıklarını anlayamadılar. "Rakı şişesinde balık olmak" iste­ din ya Orhan ağabey. Eksik bırak­ mışsın isteğini. Şimdi kardeşin gibi soruyorum. Ağabeyim olarak ce­ vap ver.

"Hangi rakı şişesinde balık o l­ mak isterdin?

Kendi düşüncemi söyleyeyim. Sen düzelt.

Rakının türünde kuşkum yok. Yeni Rakı'dır. Senin öyle Kulüp'le- re falan rağbet edeceğini sanmam. Rakı şişesi kolay. Onu buluruz. Ge­ lelim balığa.

Torik olmaz. Senin zarafetine ya­ kışmaz. Hantal bir balık. Hem de o boy posla rakı şişesine sığmaz.

Hamsi güzel a

tefek. Canit Sıtkı ya da Ümit Yaşar ama, o efe çok ufak isteseydi. Hamsi olurdu. Sana git­ mez (Aslında Lazlara sorsan hamsi derler). Ama sana olmaz. Boydan

kaybediyor.

Ben lüferi yakıştırı­ yorum. Boğazın lüferi. Sen de R um elihisa- rı'ndansın. Bence ta­ mam. Yeni Rakı şişe­ sinde lüfer. Bence ya­ kıştı."

Sav, kita b ın ı bana "Semih Günver'e ağız tadı, neşeyle" diye im­ zalamış. Rakı içmekten pek hoşlanmam. Tansi­ yonum var. Mezelere ve öykülere bayıldım. (Bilgi Yayınevi, Mayıs 1994)

★ ★ ★

GÜNERİ C ivaoğlu, 12 Mayıs 1994 akşamı ATV'de ve ertesi gün Sabah'taki makalesinde, Adnan Menderes'in 9 Aralık 1955 tarihin­ de TBMM'de Demokrat Parti Grup toplantısında kendisini kurtarmak i- çin isyan halindeki parti grubunda üç bakanını nasıl feda ettiğini an­ lattı. O tarihte Dışişleri Bakanlı- ğı'nda Genel Müdür Yardımcısıy- aım. Olayı, yanımda mesleğe yeni girmiş olan Kamran inan'la beraber yaşamıştık. Hatırladıklarım Civaoğ- lu'nun anlattıklarından biraz farklı. 1955 sonunda Türkiye sıkıntılı gün­ ler geçiriyordu. Ekonomi sarsıntı i­

Semih

GÜNVER

çindeydi. ithalat kı-silmişti. Döviz gelmi

du

Kredi ve hele döviz

l

o rd u . Dış tic a re t lorçları b irik m iş ti. talepleri karşılanamı- yorau. Dış yardımlar durmuştu. Menderes bir D öviz Komitesi kurmuş, Ticaret Ba­ kanı Sıtkı Y ırca lı, M aliye Bakanı Ha­ şan Polatkan ve Dı­ şişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, bu ko­ mitenin üyesi olmuş­ lardı. Bu üç bakan birbirlerini sev­ meyen, aralarında anlaşamayan in­ sanlardı. Komitenin başı dertteydi. Ne yapılsa beğenilmiyor, eleştirili­ yor, istekleri yerine getirilemeyen- er ortalığı karıştırıyorlar, iftiralar,

re

suçlamalar durmadan yağıyordu. Türk siyasi hayatının cadı kazanları kaynatılmaya başlanmıştı.

Parti Meclis Grubu 9 Aralık'ta toplandı. Döviz Komitesi üyesi üç bakan ekonomik durumu izah ede­ ceklerdi. Grup kararlıydı, Mende­ res hükümetini devirecekti. Fatin Rüştü Zorlu, işin farkında değildi. Aklı yapacağı konuşmadaydı. Beni de teknik bilgiler ve istatistik

tablo-nan'la birlikte Meclis'e gittik. Top­ lantı salonu arı kovanı gibiydi. Zor­ lu bu arada konuşma metinine son rötuşlarını yapıyordu. Adnan Men­ deres kendisine hiçbir şey söyleme­ mişti. Önce Sıtkı Yırcalı ve Haşan Polatkan kürsüye çıktılar. Konuş­ malarına olanak verilmedi, istifaları istendi. Onlar da istifa ettiler. En son sıra Zorlu'daydı. Kürsüye çıktı, "Arkadaşlar..." diye söze başlama­ ya teşebbüs etti. "Fatin Rüştü Zorlu, En Uzun Boylu. İstifa, istifa." sesleri yükseldi. Zorlu şaşırdı, kekeledi. Is­ rar üzerine "Peki, peki. İstifa ediyo­ rum" dedi. Prof. Fuat Köprülü, Dı­ şişleri Bakanlığı makamını elinden alan Zorlu'ya çok kızgındı. Parti içi muhalefetin ayaklanmasında bü­ yük rol oynamıştı. Fatin Rüştü Zor­ lu 29 Temmuz 1955'te Dışişleri Bakanı olmuştu. Birlikte Bakanlığa döndük. Kendisini bir koltuğa attı. "Ne oldu? Anlayamadım, dedi. N i­ ye istifa ettim. Menderes bizi niye savunmadı ve harcadı." Başbakan hazırlanan oyundan ona haber ver­ mek lüzumunu duymamıştı.

O gün yalnız üç bakan görevle­ rinden ayrıldı. Menderes onları ge­ çici olarak feda etti. Ayaklanmayı önledi. Grubu yatıştırdı. Zorlu bir süre Ankara'da köşesine ç e kilip bekledi. Zorlu, 1957 Eylül ayında yeniden Dışişleri Bakanlığı'na geti­ rildi. Adnan Menrderes, Zorlu'nun eşi tarafından akrabasıydı ama, ge­ rektiği zaman onu aslanların kafesi­ ne atmakta sakınca görmemişti.

★ ★ ★

GALATASARAY Şampiyon oldu. Bursaspor maçını radyodan dinle­ dim. Yorumcu anlamsız gevezeliği ile sinirlerimi bozdu. Kimi spor ya­ zarları ve Fenerbahçe idarecilerinin maç öncesi sinir harbine GS'li fut­ bolcular iyi dayandılar.

Haziranda sanayide, ağustos ve eylülde tarımda büyük bunalımlar bekleniyormuş. Çiller, Almanya'da­ ki gurbetçilerden mark istemiş. DYP'li gençler, Başbakan'a "Ana- türk" adını vermişler. Daha neler duyacağız?

Bayramda Marmaris'e g id iy o ­ rum. Bir süre tatsız gelişmelere ku­ laklarımı tıkayacağım. Sizlere de iyi

[-jp .t/r-iroİT r r - li lo r im

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

BIANET adresinde yay ınlanan ANAYASA TASLAĞI GENEL GEREKçESİ İLE MADDE GEREKÇELERİNİN TÜMÜNÜ (pdf dosyası/ 414 KB) indirebilmek için

In this study, levels of depression and anxiety with adult attachment style within the obese and overweight individuals are analyzed by comparing to normal weight individuals.. As

Aref’eva ve Volovich’in hesaplar› da kurt delikleri ile mini karadeliklerin LHC’de ortaya ç›kma flanslar›n›n ayn› oldu¤unu, hatta her birkaç saniyede bir kurt deli¤i-

Gerek duyar­ lık, gerekse biçim yönünden büyük dalgalanmalar gös­ termez Cahit Sıtkı’nın şiiri.. Tersine, bir tekdüzelik

Osmanlı Devleti‟nde her alanda geniş bir etkisi olan medreseler, buralardaki eğitim faaliyetleri ile düşünce anlamında en önemli etkinliklerden biri olan felsefi

bir zeberced peltesi halinde akmı yor gibi, sanki biraz sonra başm gelecek bâdireyi anladığından du raklamış gibi görünen nehir bir denbire beş altı

Eğer kimyasal tepkimenin oluşması ısı gerektirirse, yeni maddenin kütlesi, tepkimeye giren mad- delerinkinden (çok az fark etse de) daha fazla olur.. Kimyasal

Zihinden belli düşünceler geçirildi- ğinde tetiklenen beyin fetkinliklerini kaydeden bilim insanları bunların bir bilgisayar sistemine girerek ne tür düşünceler sırasında ne