• Sonuç bulunamadı

Ankara'da Cenabı Ahmed Paşa Camii ve Cenabı Ahmed Paşa

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ankara'da Cenabı Ahmed Paşa Camii ve Cenabı Ahmed Paşa"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Cenat>t A.l-&mect pa^a

HİKMET TURHAN OAâLlOâlU

Ankara'da üncebeci'de Mazınıb«y mahal­ lesinde Kardeşler sokağmda İstanbul camile­ rine benzeyen kurşun kubbeli ve M i m a r S i n a » yapısı bir cami vardır L " ] . Camiin Saerindeki kitabelere nazaran bu mâbed K a n u n i Sultan S ü l e y m a n devri ri­ calinden olub Ankara'da yirmi yıl kadar Beylerbeyliği hizmetinde bulunmuş olan (J c-n a b i A h m e d P a ş a tarafuıdac-n ic-nşa et­ tirilmiştir.

Bu cami Ankara'da halk arasnıda H u-y a l i A h m e d P a ş a , adiu-yle şöhret bul­ muştur. Bu güzel eser 973 U. 1 5 0 5 • 1 5 0 6 M. tarihinde yani Cenabı Ahmed Paşama ölü­ münden dört sene sonra ikmal edilebilmiştir. Mimari üslûb itibariyle bu caminin tamamiy-]» S i n a n atölyesi mahsulü olduğuna şüp­ he yoktur [ 1 ] .

Sai'nin Teskire-tül-bünyan adlı eserinde Mimar Sinan'ın yaptığı eserler zikredilirken C e n a b ı A h m e d P a ş a ' n ı n yaptırmış olduğu bu camiden de bahsedilmektedir [ 2 ] .

Caminin karşısmda iki türbe ile vaktiyle Mevlevihane olarak kullanılan ve bugün as­ keri idare altında lıulıınan bir binu mevcııl-mt,

Mevlevihane, larikallurın il};asıııa kadar Ankara mevlcvilerinin ranlı bir fiialiyel mer­ kezi idi t3J.

Camideki kitabelere na/aran S i n a n yapısı bu kıymetli eser, İ 2 I 7 / I « 0 2 ve IH05,/

l « 8 7 senelerinde olmak üzere iki defa tamir l»l Ctnabl AKmed pat» camU. hemen hemen «««•rMcfct «Tl Mehmed pata camiiM kndınr. B H «••mt de Sinan'ın eeeTİerlndvndlr.

m inm*r S « d ı ı d Ç e t l n t a s ' ı n tetklk-f î ] Tetkire-tül-Bünyan, Sal İkdam kutup-ncfrlyatından. No. 13. »ene. 131S. U u n b u i .

131 Evkar Umum Müdürlüsü Wr kac «ene ^t'tvnak euntlyle bu camii adeU yent t>a«un

»»l^rcatına tamir ctUrmttUr. Tamir amellyetl JMO Mneıtnde hâU devam etutekte tdl.

Ankara Arkeoloji müsesl müdüriutünde bu-lımurken caminin cmrek umirl ve «erek ciheti aa-tarafından tahliyesi için hayil çalı»mı»tım.

görmüştür. 1217/1802 senesi tamirini Zafran-Iwlu'lu Hacı A l i m e k a d ı n yaptırmıştır. Bu kadının Abdüliâzizzade Hacı Ahmed ağa­ nın zevcesi olduğunu camideki kitabenin mün-dericâtından anlamaktayız. Son tamirinde de Ankara lalifi Abidin l'afu'nm ve Abdülcelil-zade Hacı Hidayet'lin başlıca hizmetleri do­ kunmuştur.

Caminin minberi sade olub mermerden yapılmıştır, üzerinde şu beyit vardır.

1305

Camiin içindeki tezyinat bir çok tamirler yüzünden orijinalitesini kaybetmiştir. Kubbe tarafında bulunan pencerelerin camları renk­ lidir.

Camido bulunan kitabeler ve di­

lber yazılar:

Caminin dış kapısı üzerindeki mermer kitabe iki sütun üzerinde ve üç beyitten iba­ ret olub Mislü bir yaziyle yazılmıştır. Beyit­ ler birbirlerniden amudl ve kalınca hatlarla ayrılmıştır. KitaİH* şöyledir:

AsaJ-ı sultan Sülrynıan rmı Connb Ahmed Pofa Eyledi tamir-ü-yuplı der cihan hayr-ül-makam Ola yarah hu bina sahil v« kuth ender sel/at Hadi zıl-lı âlLyn her ehl-i âlem mihledam Hu hunutyun camiin ilnunmnu M ah f i dedi Etse tarih ca hinay-ı secdeffih-ı has-u-ûm.

Sene 97:^

\ i l Jt o<<4 ö ^

(2)

214 HİKEMET TURHAN DAGUOGLÜ

Bu kitabeye nazaran camiin yapılmasına o devirde merkezi Ankara'da bulunan Ana­ dolu Beyierbeyisi C e n a b ı A h m e d Pa­ ş a tarafmdan başlanmış ve cami, paşanuı vefaUndan dört sene sonra yani 973. H/1565. M . Urihinde ikmal edilmiştir. Bu caminin ik­ malinde Mimar S i n a n ' m oğlu Ankara Mirlivası M e h me d B e y ' i n himmeti do­ kunmuştur [4J.

Çünkü Sinan'm Mehmed Bey isminde bir oğlu olduğunu Edimede İstanbul yolu üzerin­ deki bir mezar kitabesinden anlamaktayız. Lâhid şeklindeki bu mezar Mehmed Beyin k m Fatma hanıma aid olub 981. H . tarihli­ dir. Bu kitabede Mehmed Beyin Ankara Mir­ livası olduğu yazılıdır.

Camide bulunan diğer kitabeler şunlar­ dır:

içerdeki kapmm üzerinddei kitabe: 1 2 1 7

BihamdiUâh erüb lûtf-ı-hidayel ehli hayrata Muhabbet ile mevlâya halâUnden edüb fta Zagıfranborlu Şerife elhacce Alime kadın AbdiUâzizzade ehli esseyyid xlhac Ahmed ağa Murad etti Cenab Ahmed Paga merhum bina­

sını Muammer eylemek mahza niyazı cennet-ül-me'va Hicreti Fahri Âlemden bin iki yüz on yedide Edüh bu camii ta'nür ve tezyin eyleyvtb ihya Ebâ an ceddine rahmet 'içüb havzı

Muham-medden Miiberra ola nirandan azâb görmiyeler asla.

<Jk jrÜ-l *i> j ^ J j ^ l > i l j

J - ^ (r-'^ ^-^ -^^ v^=î- yS->^.^

[<} H. T. U k S l ı o g l u, Edime Mezarlan. 8. 17, İstanbul. 1939. S l u m ' ı n oğlu M i r l i v a M e h m e d B e y ' i n hangi tarihlerde Ankara'da bulunduğunu kat't olarak bilmemekle beraber C e n a b I patanın vefatından sonra Ankara'ya gelmlf olmasını kuvvetle tahmin edebtUrlT:. ÇünkU enabl Ahmed pa$anın vefatından sonra oraya git­ mesi ve Inıaatı yanm kalmış olan camlı babasına tamamlatmış bulunması çok mlUnkündür.

Ankarada bu camiden başka bulunan başlıca ndlhlm camUer şunlardır : Haabayram, İncirli, T e -şllahl, Ahielvan, Sultan Al&eddin, Kurşunlu, Ars-lanlıan, Yenlcaml 1241 tarihinde bina edUmi^tlr, Kııltaniye mahalleslnded!r> Haseki DabaSh&n^, iı.-necl, Akşemseddin, Taceddin, aesulefendi, Sarıkadı, Hacunusa, Hatunlye, Haci tiyas. Hacettepe, Mu­ kaddem. Leblebici. Kızılbey, İmaret. Abdulhadl, Leblebici. Esklcloglu. İpUkçUer fyanmışUr;.

B u camilerden başka .\nkarada birçok mes-rldler vardır.

Jjh C'-- iSjÇ liU-l

. J . J . ÖJ> 3j» ^.1 »iU jA\c ^

ö^jf Jty. J ^ J C - f j * ^

Kitabede vezin çok bozuktur. Bunu her halde çok acemi bir adam yazmış olsa gerek­ tir. Bu yazı esasen duvar üzerine siyah boya ile yazdnuş alelade bir yazıdır.

Cami kapısmm sağmdaki pencere üze­ rinde de şu yazılar vardır:

Vücudri pâki mihri feyizdir Abdülhamid ha­ tun Ki asrında teceddüd buldu her efya o lıaku-ntn Umur-ı hayr ile ihya kılub ^er ta bepa mülkin Medarı iftiharı oldu cümle padi§ahanın Ezencümle bu cami ki harabezâre dönmüftü Tehattur etmemişti bunca yıldır kimse ümra­

nın Vezir-i binaziri A bid in Paja edüb him­ met Duasın aldı hakka bir nice ehli imaıun Kemali fevk ile ana yazdım igte tarihin Bu ta'mİTot bin üç yüz be} yılında oldu dev­

ranın 1305 Pencerenin soulnda da şu beyitler var­ dır.

Sehavet ehline cennet müyesser eyledi Allah Mesabih hadisinde buyurmuştur Resulultah Sene bin iki yüz on yedi tarihinde mâbedden Bu cami tafrasın tezyin muradıdır rizaen Hi­

lâli (Sene 1217) Abdülcelil zade merhum seyyid

elhac Hidayet Gülistan ola kubri ruhunu §ad eyliye Allah.

Sene 1305 M e h m e d S a b r i Bu kitabeler camiin tamir tarihlerini göstermektedirler. Manzum şekilde yazılan bu yazıların vezni bozuk olduğu gibi yazı ba­ kımından bediî değerleri azdır. Yazılarm M e h m e d S a b r i adında birisi tarafın­ dan yazıldığı kitabe altındaki imzadan anla­ şılmaktadır. 1305 tarihinde yapılan tamirde Ankara valisi Abidin Paşa ile Abdülcelil za­ de elhac Hidayet'in himmetleri dokunmuştur. Fakat bu tamirin camiin dış kısmına münha­ sır kalmıştır.

(3)

CENABı AHMET PAŞA

2 1 5 Camiin isinde kadınlara mahsus bir

Biahfil vardır, Mihrab basit fakat zariftir. Caminin bazı yerlerinde çiçek tezyinatı var­ dır [ 5 ] .

Caminin şark tarafında i k i türbe vardır ki bunlardan birisi bizzat C e n a b ı A h-p ı e d P a ş a ' m n türbesidir. Bu türbede üs­ lûbuna nazaran S i n a n'ın eseri olduğuna hiç şüphe yoktur. Türbe sekiz köşeli olub 8İtlı üstlü olmak üzere sekiz penceresi vardır, pencerelerin üzeri sivri kemerlidir. A l t pen­ cereler demir parmaklıklı üstleri ise beyaz renkte ve petek şeklinde lezyinatlıdır. Türbe­ nin üzeri kurşun kubbelidir. Kapı üzerinde 1228 rakamı görülmektedir k i bunun türbe­ nin tamir tarihini göstermiş olması tahmin edilebilir [ 6 ] .

İkinci türbe ise üstü kiremitle örtülü adi bir oda biçiminde olub içinde tek bir mezar vardır. Kitabesine nazaran mezar on dört se­ ne (Emir-i hac) lık vazifesini yapmış olan I s m i l P a ş a z a d e H a c ı E s a d ' a ait­ tir. Mezar taşının kitabesi aynen aşağıya ya­ zılmıştır [ 7 ] .

Cihanın devletine olma mağrur Ana âkil olan olur mu mesrur Nazar kıl ayn-i ibretle bu dehre Eder perverdesin hâkile mestur Bu hac Es'ad tbni ismail Pa$a Şehid-i seyf i kahr-ı ja/ı ı ]ma^fur Olub on dört sene huccaca miri hac Httdaya sayini sen eyle mezkûr Şehadet jerbetin nu$ eyledikte Gören kabrin dedi nur ile me uf ur Dedim tarih tutub vech-i bükâyı .Nuim-i cennet ile ola pür nur

1 1 7 1

Türlülerin yan tarafında ufak bir mev-levi mezarlığı vardır. Mezar taşlarının bir ço­ ğu kırmızı Ankara taşından olub ancak bazı­ larının üzerinde yazı vardır. Bu mezarlarda yatanların hemen hepsi mavlevî tarikatına mensubdurlar. Bunlar arasında Ankara mev-levî dergâhı postnişininden mesnevîhjM» Meh-med, Süleyman, Mustafa Nureddin dedezade ve Ayşe hanım vardır.

[S] Tftmlr edUmekte olan camlnlu »Utun ba*-lıklarınm değiştirilmesine ve M>nraUan yapılmı» olan lüzumsuz ll&velerln kaldınlmtısına geçen sene Svkaf tarafından uSra^ılmakta İdi.

|6| Türbe kapalı ve açtırmağa da ln>k&n ol-madigmdan İçinin tetkikine tırsat bulunamamıştır.

[71 B u türbede y a U n Hacı Esad'ın tercttmel haline ve babası tsmall paşanın hangi tsmalt paşa olduğuna dair bir m a l û m a t a rastlunamamıştır.

Camiin garb tarafında bir çeşme vardır, üzerindeki 1329 tarihi çeşmenin tamir tarihi­ ni göstermektedir. Eski susuz Ankara'da bu çeşmenin hühim bir mevkii olduğunda şüphe yoktur. Üzerindeki kitabe şöyledir:

Ab ı feyzine can verir diltefnesi

Sezadır namına denilse hamiyyet çekmesi Sabıkın görenler $imdi söylesin Allah içün Nu} edene helâl olsun her katresi

Gelince hatıra te^neUb Nuri dedim tarih-i tam İhsan ı fuıda küfad oldu dile eğlencesi.

1329 S a l i h Cenabî Ahmed Paşa camii, bu suretle türbesi, çeşmesi, hamamı ve vaktiyle mevle> vihane olan binasiyle bir kül teşkil etmekle­ dir.

Camiin vakfiyesi bulunub neşredilecek olursa cami hakkında daha etraflı malûmata sahih olacağız

Cenabî Ahnıed Paşa vakfiyesi hak-kuda İsUnbul Vakiilar Başmiidürlügüniin aşa­

ğıdaki tahriratını aynen neşretmeği faydalı bulmaktayız.

4 2 1936 gün ve 177252/289 sayıh • yazıya karşıhktır. Varidat ve tahsilât Md.

Ankarada Hayalî Ahmed Paşa camii şe­

rifi vakfı kütüklerde yazıh olub vakfiyesi kaydına dair bir malûmata tesadüf edileme­ miştir.

Mazbut vakıflardan İstanbuV ve .İpsala'-da vaki şehid M^med Paşa kethü.İpsala'-dası Husrev kethüdanın imareti ve hayratı sairesi vakfının Muharrem 981 tarihli mahfuz ve uzun vak­ fiyesinde (İstanbul'da mevlâna Husrev ma­ hallesinde bir dar-ı kurra' bina ettiler ki bir dershane ve iki bab hücreyi ve bir kcniti ve bir muhavvıtayı müştemildir. Hududu iki ta­

raftan tariki âm ve bir taraftan mevlâna Hus­ rev mescidiyle yine tariki âm ve bir taraftan nalband Ali Bey demekle maruf kimsenin va­ kıf odalarına müntehidir ve bu Kırkkinise ka­ zasında Aleyfendiler kariyesinde kası--ı nainı gibi bir ziba-i darüttalim bina edüb talim-i Kur'an-ı âzim eden etfali mü'minin ve evlâdı nluvahhidin muallimlerind vakfettiler) diye yazılmış ve İpsala'da han, imaret ve çeşme ve İstanbul'da E>nin Sinan knahallesinde kendu sarayı nezdinde üç Lüleli çeşme ve Malkara' da çifte hamam ve mahal-i sairede müsakka­ fat ve müstagillât vakİEeyledigi görülmüş ve 990 tarihli vakfiyesi dahi bunu müeyyid bu-lunmuştur. Ve 10 Şavval 1155 tarilıli keza kütükte yazılı «lâmda vakfı .mezkûrun Ta-tarpazarcıkta müsakkafatından bahsedildiği

maruzdur. 13/11/1936 İstanbul Vakıflar Başmüdürü

(4)

216

HİKMET TURHAN DACUOCW Bu UhrtraU nazaran paşanın hayli vakfı

olduğu

anl«}ilmakUdır-C e n a b ı A h m e d P a ş a camiinin eski umanlarda da Ankara'nm birinci sınıf camilerinden biri olduğunu bazı vesikalardan

anlamaktayız.

İstanbul'da Başvekâlet arşiv dairesindeki miihimme defterlerinden 41 sayılı defterin 392 inci sahifeslnde Cenabt Ahmed Paşa camiine dair 3 Cemaztyelevvel 987 (1S79) Urihli söyle bir

hükOm vardır:

Ankara sancağt Beğine ve kadısina hüküm W.

Pir noiö nam kiın«*n« kapuvM golüp be-ni £ n 0 ü r i'd« vaki merhum Cenabı Ahmed

Pafa camiinde dört akçe ile türbedar ve jer. rot olub öyle olsa elimde olan berof» feri/ mucibince edoi Mtmet edüb müstalutk oldu­ ğum vazifeden iki «enenin vazljesİA hâlâ vak­ fı mexhura mütereMi olon Kodrt »ermekte teallfil eder. hay/dir bu babda elimde fetuva-yi lerife dahi vardtr deyu bildirdi. İmdi ha-zanci dmirede mahfuz olan cifiat deftertne na­ zar olundukta zikrolunan" türbedarlık ve fer.

TOfltfc vevmî dört okçe ile mezkûr l'ir naib

üzerinde olmojm büyürdüm ki hükmi jeri/im vardıkta tkzan kıuama önünde olan fetvayı ferifem ve beratı hümayunuma nazar ve ehli vukuftan hak ve adi üzere teftiş ve tefahhv» edüb göretin. Filvaki mezbuıun elinde olan beratı mucibince cdai hizmet edüb müttalıak oiduğu vazifetinden ol mikdar zamanın vazi­ fesin mütevellit mczbur vermeyüb bivech te-aUül eylediğü vaki ise ve elinde olan fetavası dtufosına muvafık ise elinde olan berat muc<« bince edai hizmet edüb mü«talıa<c olduğu va-zi/c«inden kenduye vdtti oldukta fer* il« ne mikdar vazifesi zuhure gelirse teveccüh eden­ lerden bifcusur aUverüb hHâfı fer'i gerif ve muğayiH fetavayi münif Mmemeye if ettir, meyüb zulüm hayf olmaktan hazer ediib hak­ kı sariha tâbi' olasın. Ve muhtacı arz olursa yozub fcapuma arzedesin.

Caminin inşasma hangi tarihlerde baş­ lanmış olduğunu şimdilik kat'î bir şekilde bilmemekle beraber inşasmm on sene kadar sürmüş olduğunu kabul edebiliriz.

Ankara'da bu kadar güzel bir cami yap­ tıran, bugüne kadar admı unutturmayan C e-n a b î A h m e d Paşa kimdir? Bulabildi­ ğimiz malûmata göre tercümei halini ve şah­ siyetini aydınlatmağa çalışalım:

Teskirelere göre C e n a b ı A h m e d P a ş a Kanunî Sultan Süleyman devri rica­ linden olııb yirmi sene gibi uzun I)ir zaman

Ankara'da J J J Ü Anadolu BeylerbeğiUği Uh. metinde bulunmuştur. Küçük yaşında saraya intisab etmiş, haremi hümayunda kilercibaşı-İlk [ • ] çaşnigirbaşılık L*] hizmetinde, mira-hurlukta [*] bulunarak Kanunî'nin teveccühü­ ne mazhar olmuş bu suretle kat'ı meratib ettik, ten sonra o zaman merkezi Ankara'da bulu­ nan Anadolu Beyierbeğiligine tayin edilmiş, tir. Bu vazifede yirmi yıl âdilâne hizmette bulunduktan sonra 969 H . 1561 M . senesi Kamazanında Ankara'da vefat elraij ve yap. tırmış olduğu caminin yanıbaşındaki türbeye defnedilmiştir. Vefatına Celâl Bey tarafından

(.Rahmet beruh-ı pâki Cenabı J ( ^^U>. mısraı Urih düşürmüştür [ÖJ. Aşık

talebi kendisinden bahsederken (gençliğinde hüsnü verd gibi taze vü ter i d i ) demekte ve eğer yaşasaydı vezir olacağına kani bulundu­ ğunu ilâve etmektedir [8J. Kastamonulu Lâ-tıfl ise (Cenabı Bey (Padişahımızın seferde ve hazarda bus-i rikâb kâmyabile müşerref ve müstes'ad olan makbHİ ve mukbel bendelerin-dendir)diye kendisinden bahsetmektedir [ 10].

Künhülbahar sahibi  1 î, Cenabi Ah­ med Paşadan bahsederken son memuriyeti o-lan Ankara'da Anadolu Beylerbeğiliği vazife-sile yirmi yıldan ziyade kalmasını Padişahın nezdindeki makbuliyetinden ileri geldiğini ve bilhassa müddeti örmünde kahkaha ile gül­ düğü ve tenhada dahi olsa bağdaş o t u r d u ğ u

l * J KIlârcıbMiUk: Eski saray t««kU&ttı<a aid İstılahlardandır, Padifahlann yemeklerine, s u l a r ı n a , mutbak levasunına, çlal. ragfur tabaklarla m e r ı c -banllere, pcKlrbafi, mumcubagılarla perde o ğ l a n l a r ı ­ n ı n ve padifah yemek ylylnoeye kadar yemek u b -lasının ba«ında bekltyen b a ; k u l l u k ç u ve «erbetçi, yemlffl, turfucuba«ıların İdlerine b a k a n l a r ı n babına kllarcıbafi denirdi.

[•] Ca«nlglrba«ı : Eski «amy te«kllAtıınızda padl^ıhlkrın yiyecekleri yemeklerin leszet ve ne­ fasetine bakmağa memur olanların Ixvjlarma de­ nirdi, fTaKel cafni<lran> İse yeniçeri te^kliatmda divan ve merasim günlerinde verilen ziyafetlerde hizmet etmekle mUkellef bir bölük asker idi.

(•] Mirahur ; araydaki atların ahvalinden me­ sul olan adam. B u memuriyet lo saray t e s k l i a t ı n -dandı. Daha sonraları adı ^Istablı ftmlrc m ü d ü r ­ lüğü; ne c«vrllml«tlr. Eski te«kll*tta ayni z a m a n ­ da Istablı âmire müdürlüğü bir unvan ve paye olarak ta kuUanılmifUr.

[*J Kafzade Falzt teskiresl. Ülnverslte K ü t ü p ­ hanesi, Türkçe yazma eserler k ı s m ı No. İ640.

Memâllkl Osmaniye'nin Tarih ve offra/sıa

lû-OİU. A l i C e v a d , Cilt, 4. 8. i076. Cenabl p a ­

şanın vefat u r l h l n l m H. olarak g ö i t e r m e k t e İse de yanliftır.

[»] Âşık Çelebi Teskiresl. Veliı/eddln i / e n d f

KUtUbhanesl nüshası, No. 2658. Varak 90,

[İO] Latifi Tezkiresi, matbu, »ahlfe J23, fikdam n*»rlyatındanj. tııtanbul 1314

(5)

CENABI AHMET PAŞA

217 vc yastığa dayandığı görülmediğini ve bunun

Iceınali edeb ve terbiyesine delâlet etliğini l i -gani siuyişle yazmaktadır [11J.

A 1 i , Ayrıca Cenabı Ahmed Pajanm, as­ len Gürcü olduğunu ve sırasiyle kal'ı mera-lib ettikten sonra öldüğünü ve Ankara'da yapürmış olduğu caminin yanma defnedildi­ ğini yazmakta ve yalnız bir tek kusurunun şarab i s t e ğ e mübtelâ olmaktan ibaret bulun­ duğunu fakat bundan ferağat ettiği takdirde helakinin etibbaca muhakkak sayıldığını ve mahlasmın Cenabı olduğunu yazmakta, eş'ar söylediğini ve ziyade edib bulunduğunu da ilâve etmektedir [12J.

Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Cenabı Ahmed Paşayı (Cenablı Ahmed Paşa) diye yazmakta ve hakkında ancak (haremden ha­ sıl olub yirmi yıl Anadolu'da hâkim iken E n g ü r i ' d e bir hamam ve bir mevlevîhane bina ettirmiştir.) diye malûmat vermekte­ dir L13].

Peçevî de Cenabı Ahmed Paşadan şöyle bahseder:

Cenabı Ahmed Pa}a, haremi muhterem­ den çikiM} ve yoliyle Anadolu eyaletine vâsıl olmuf^ ve yirmi yıl ol diyarda adi ile hükü­ met etmi) bir edib ve kâmil adam idi. GâlU fiir demek vâki olurdu. Ancak }ürb-i müdama mübtelâ idi. Ve aybi jalü^i ol idi. Naklolu­ nur ki müddeti ömründe murabba' oturmak vâki olmamij ve zamanı handede dendanı gö­ rülmemiştir 114].

Kmalızade Hasan Çelebi de kendisinden bahsederken çaşnigirbaşı, mirahur ve Anado­ lu Beylerbeğisi olduğunu, eş'armm letafetten ve güftarmın melâhattan hali olmadığını ve şiirlerinin kâsebazlar ve canbazlar arasında taammüm etmiş olduğunu ve % 9 senesi Ra-mazanmda (1561 M . ) vefat ettiğini ya-îar [ 1 5 ] .

Hammer ise Ali'nin verdiği malûmat hi­ lâfına olarak Cenabı Ahmed Paşanın B o s-na'da doğmuş olduğunu kaydetmekte­ dir [ 1 6 ] .

un Ân, KUnhülahbar. Üniversite kUtübhanesl,

"iMız kısmı. Yazma nüsha. No. 2292.

[12] Aynı eser - K a n u n i şuara faslı, clld w. varak 364.

[ « ] Bvllya Çelebi seyahatnamesi. Clld I . Sa. 169, l»tanbul. 1314.

Ii41 Peçevl terlhl matbu Cıld. I . S a . 37.

U-t*nbul 1273.

f « ] Hasan Çelebi teskiresl. Yazma bir nüsha. US} Hammer tarihi. A U Bey tercemcsI. CİM 6. ba. 2S6.

Tayyarzade Ahmed Ata Bey merhum ise kendisini çaşnigirbaşı, Anadolu Beylerbeyisi

(Kilârî Cenabı) Paşa diye tavsif etmekte vc kuvvetli bir şair olduğunu da ilâve etmekte­ dir [17J.

Mehmed Süreyya Bey ise teskire ve tarih­ lerin verdiği malumatı tekrardan sonra âdil, edib, kâmil ve şair olduğunu yazmakta­ dır [ 1 8 ] ,

Ş a i r N e d i m , M ü n e c c i m b a ş ı Ş e y h A h m e d D e d e E f e n d i'den ter­ cüme ettiği Sahaijül-ahbar adlı eserde (cild, i , sa. 510) de C e n a b ı A h m e d P a ş a -y 1 (Cenabîzade Ahmed paşa) şeklinde -yaz­ maktadır.

Bütün bu izahattan çıkaracağımız netice Cenabı Ahmed Paşanın muvaffak olmuş bir idareci ve gayet ciddî bir insan ve bir devlet adamı olması keyfiyetidir.

C e n a b ı A h m e d P a ş a , Kanunî SuUan Süleyman'm şehzadeleri arasındaki mücadelelere de karışmış Selim ile Beyazıd arasında vuku bulan muharebelerde mühim roller oynamıştır. Bu meseleyi kısaca aydın­ latmayı faydalı bulmaktayız.

Sultan Süleyman'ın saltanatı sonlarma doğru Sultan Selim ile Sultan Beyazıd'dan başka şehzadeleri kalmamıştı. Sultan Selim sefih ve ayş-u-iştere mübtelâ olduğundan her­ kes ve bilhassa sadrazam Rüstem Paşa salta-natm Beyazıd'a intikal etmesine taraftar i d i . 965 senesi Zilkade ayının b ^ i n c i günü (Milâdî 1557) Sultan Süleyman, Selimi, Ma­ nisa'dan Konya, Beyazıdı da Kütahyadan A-raasya valiliklerine naklettirdi. Selim babası­ nın emrine itaat ederek kalkıb Konya'ya gitti. Fakat Beyazıd evvelâ Amasya'ya gitmek iste­ medi. Üçüncü vezir Mehmed Paşanın Selim, dördüncü vezir Pertev Paşanın da Beyazıd'ın yanına bazı nasihatları havi hattı hümayun­ larla gidişi tesirini gösterdi ve bunun ü-zerine Beyazıd babasının emrine itaat ederek Amasya'ya hareket eyledi. Ankara'ya geldiği zaman Cenabî Ahmed Paşa kendisini fevka­ lâde tazim ve tekrim ile istikbal etti ve Ço-rum'a kadar kendisile birlikte gitti. Çorum'da da Rum Beylerbeyi A l i Paşa ayni şekilde kendisini karşıladı [ 1 9 ] . Beyazıd Amasya'ya

[17] Tarih-l Enderun. Tayyar zade Ahmed Ata Bey. Clld 4. Sa. 122.

[ M ] SlclUl Oimant. Clld I . Sa. 199.

(6)

muharc-218

IIİKMKİ İUKU.İf^ ijACl.lOCl.U

gcldiklcu 5UIIIU l'adijalı, lk.>a/.nJ ııı bii>ük

oğlu Orhaıı a (»ioruın, di^cı uglu .Muıad a ta-iııL saiıcaguu Ivvcilı elli. Fakal Ikyazıd Liı türlü kardfji .Scliıııiıı kendisine tvıcilı edil­ melini lıazıiK-denıi)utdu \e ona j>ek a^ır ınek-tublar yazıyordu, . \ l i ye jjüre >elızadelerin a-ra^ındaki karılı ^ar|ıi;iııahıra U M I nui»eM.>i!j Lala .My^talu Tabadır, (^.üııkü iiıuuıaileylı La­ la Mu»lala l'a>aıııiı di\aıı kâlibi \e .Şaik ^e• ferleri »erdai lığında le>kireti>i \e ınalıreıııi esrarı i d i . Filhakika ewela in-yazıd'ın liizıne-tinde buluııuıuş ulan Lala Muştala l'asa sad-rıazam Kü»leın jıasanın keııdi>ine olan iıılia-linden ürkmüş \ e bir türlü ketıditiııi ona al-feltirenjemijti. Lala .Muştala l'asa kurtuluş Çare:>iııt aitcak selızadeler arasında ııilak »e fc$ad »okınokta bulmuş ve bir yolunu bula­ rak ik'yazıd'ııı yanından ayrılmak bultan be­ lime inlisab etmiş \e Beyazıd'ın lelaketiııe :>eİM:b olmuştur.

22 5^ban 900/155u tarihinde iki şeh­ zade aracında \ukua gelen ıtıuhaıebede 2>(iJl.ııı Selim tarafından Lala .Muştala raşanııı ida­ resi allında toplanmış olan ordu arasında Ka­ raman beylerbeyi Solak Ferlıad Taşa, .Mar.ış Ueylerbeyi Lala . \ l i l'aja, .\dana valisi H.ı-tıiazanzade l ' i r i I'asalarla birlikte Anadolu JJeylerbeyi tenabi .Ahmed l'asa'da lyani ölü­ münden bir ay kadar ewel; bulunmuş­ tur, konya ovasmda kırk altı saal devam e-dcn kanlı bir cenkleıı sonra Üeyazıd'ın ordusu maglüb olmuş kendisi de bir hayli maeer.ı-dan sonra sel .mcli İ r a n a iltica etmekle bul­ muştur.

Cenabı Ahmctl l*asaııııı şııiı-liği:

Paşa değerli ve kuvvetli divan .şairlerin­ dendir. Gazelleri buna canlı bir .şahiddir. kendisi bazan llurji malılasiyle'de şiirler söylemiştir, t ııiversile külüjdıanesinde bulu­ nan ıDivaıı yahut gazeliyat Cenabı l'a-şa) adir mecmua kendisinin hassas vc değer­ li bir şair olduğuna delalet etmektedir [2UJ.

beleri bıııun OMitanlı u ı l h l ı rl bahsederler. Fakaı i/U-nıın ıçın mufassal ve mUsUkU eser yazan  l i ­ dir kt Nadirulmuhaılb adU eser Kanuni sultan Su-icynıanın «eh/adeleri Vuka^ınut tarihidir.

H a m m e r »Ata boy lercümehU. cHd «. *. SO. dr bu vakayı hakkında malumat verir. Kanuni /aınn-nında İHunbuldn cKlllk etmlf olan Busbceq (Turk meklublarwadli r«erlndc de bizzat AmaNva da Bcy»/ld İn karargAhındakı müşahedelerinden uzun u/adıya bah.vdrr. /Bakınız. Tıirk ııırktubları. Hvt-icyin d: hid Yalçın trrcıimoif K, 7t. lU:*. U3. İli.

;/*. ise. m. :ıj,

İ30J Dıvtın yahut t:'i/i'lıy.ıiı CVııabı p:t-a. Ünl-trrxlte edebiyat kiiiiiiiliuiici. No. lo)?. S'aruK adedi

01. <l3t::2ISı Satır 17. Y;ı/m;ı. tnr»- vı- \i<\.-f\ tahk

l'aşanııı lariside de ııa/ını ej'ara ııuikledii olduğunu divaiıındaki farisî Ijeyil ve yazelle-riııdcn anlıyoruz. Cenabi .Alııncd l'aşaya aid olan bu di\aııda tam beş yüz on beş gazel metaıltur. l'aşanuı divanında her harfin hi­ tamında bir ka^; gazellik gazcliyat yazılnus bir el mecmuası olduğu veya böyle bir mec', muadan aynen islin.-'alı edildiği talıınin edile­ bilir. Çünkü beş yüz gazel söyliyebilen bir şair cihette kaside, tarih, münacat, na't ve saire de söylemiş olması tabiidir.

I'aşanın:

Oha iK-ydu dud-i ûlıım gözlt-rim airyan olur t'.br-i zulınvl zâlıir olsa lâceran burun olur. Matia'lı gazeli pek meşhur olub iıenK-n hemen kendisinden bahsedeni bütün tezkire ve kilablar da vardır 121J. Kendi divanında gör­ düğümüz bu gazelin tamamını aynen yazalım Ousa peyda dud-i ûlıım gözlerim şiryan olur t.hr-i zulmet oha zâlıir lûcervm bûrun ulur l)ü.\mvn-i ııcjs-ü lıavarun ketli bir bir bâdını . tr.Mi i uzlt Ue .şvl kim ti^ıeş uryun olur 6«/ı şurub ı la Un iü^;b meal olur cûn u (^öniil Cûlt-ı hâlin habbesini eklcdüb hayran olur Şiıei reflardu tabaya eğmez bâ.\ını

Knmel-i balâsı yârin gör nc âfişan olur Seyl i erkimden C E S .1 H 1 cisminin nıtı

-nıurc.M Kalh i âşık şiilıi bir };iin yıkılıb l irân olur.

Varak: 11 Te>kire Mihibi Kınalızade Hasan (^ielebi i.uniı şöyle tanzii eylemiştir.

Eylesen uzm i srjer cunâ gözüm giryun olar l'tıdişeliter bir yana azmeylese buran olur [_'1'J

Ccııulıi l'açuııın Imska bir gaxcii

/ii: ki derya olmuşuz işbu kenarı neyleriz Haşlan aştı meıeimiz ya rüzgârı neyleriz Sakin i kün^;-i belâyız unlasın mihnet bizi Derde mutud olmuşuz biz gamküsarı neyleriz

ve nesih hatlarla ya/ılı vc koyu kırmızı k a b a n ı n a kuKitlu ııuıcellfddır. Divanın baş taralınd.ı gurdu-(•uınıız 'Mehmed Emin ınir-l cııdcrun-l ııur.myun-ı hazine ı * ^ . J i - öjf)^ ö j v - * ' * ö j * * -"^ ) tft<>lrlndcn bir nrahk. kll:tbın bu zata İntikal cttl-l.ıııi anlamaktayız.

Cenabı Alımcd p a i a n r ı g n z c l i y a t ı n d a n bahseden kltub hakkındiıkl mah'ıınatı Ü'ilvtr.-ıtr ktıtilbh'ıncM emekli memurianndan m u h ı e ı e ı n vc Fazıl Sabrı nin kıymetli yazına eserler Için tanzim etnilç olduğu ve halen t)nivor'iitc k u t u b l ı a n e s l n d c bulunan katnloudan aldım. ..dilerin'.- ve oı^lu CnıviT-ue kııuıbhaıır>i mcmurl:ırıııdıııı Nuretidiiıc n-sı-kkuru bir va/ılc bilirim.

Yine l>tunbul da E tn i r i l.iıtııbhancsiain man­ zum eserler kı>nııııd.ı No. S3 üf kayıdlı . c çlı't M I -tunlu 77 varaktan ibaret ı D i v a n - ı Cenpbi ı>a;;'

(7)

CENARÎ AHMET PAŞA OülsUaıı ı sinede bir ^ül-diırür her dağ ı ^aın

^tyr i bağ ı nuhnet ellili lûtecun neyleriz KalU i buntin akUınm nur-ı gama yuklı beld

1 ok ııvecal-ü sabr-u lukul ihliyun neyleriz Uir dıraht-i nieyvedur idik hazan urdu bizi ty C i .V A ii I kenduye biz berg-U-oan ney­

leriz. Varak: 17 l'uzulîyi Unziveıı soyıedigi b u bajka ga­ zeli:

Ajikuz dervuze-i geliri melûmcl bekleriz Zahid âsa sunma kim kûy-i selâmet bekleriz BisuUuı-ı ("J Ufka çalındı lubU sinemiz HİZ dalU. t'erluuiveı derbend-i mihnet bekleriz Hm-i dil nujelmegc peymanesinden dağımın Meclisi U}}akda erbabı sohbet bekleriz

Hacei ufkuz bugün bazar-1 mihri yârda Nakdi canı almağa kalay-ı vuslat bekleriz Zulmet-i }ebisây-i züljunda kaldı gönlümüz Ruyet-i didar subh-i saadet bekleriz

Ey CENABI dergehinde gah-ı gerdûn rij-alin Ajitab-ı âlem-âr(^ gibi göhret bekleriz.

Varak: 19 C E N A B I Ahmed Paşadan başka par­ çalar:

Geldi gül devri gelür badeyi ifret demidir Sakıya hog görelim bu demi fırsat demidir

Mazlutn kudret deyu icad-ı âlem eyledin Hikmetin isbaltdır dünya-vu-ukbadan garaz

U ü j U s f c j ^ ^ i J »dil bir aivan <J»ha bardır. T*hk yazlyle >azılmı$ bu divan 12S3 senesi 28 reblUlahırinde Esseyytd Ahmed M a h » J i U j U t j \ ^ f V j T U

-tarafından İstinsah cdllnufUr.

Dlvanıu İç Kabında rjuara-yl-devr-l S ü l e y m a n JVJL)J«-^1'0« hazretlerinin ça$nlglrl C e n a b i pa­ şadır, dokuz y ü z altmış dokuz tarihinds fevt ol­ muştur; ibaresi vardır. Buradaki gazellerden ba­ zılarında C e n a b i ^ U»> bazılarında da H a r I i j j » . adlarına rastlanmaktadır. "Bu divandan ? u beyti örnek olarak alıyoruz :

D i l i bir m a h - ı bedre gönUl verdi bu Har/i klıu Cemaline kul etmiştir Felekte mihr-i relışanı

121} Kamus-ul-âlam. Clld. 3 S. 1S3». Cenabi Pa}a maddesi.

Atık Çelebi teskeresi. Veliyeddin Efendi k ü t ü b -hanesl. No. zess. Varak 90.

[22] Hasan Çelebi tezkeresi, KöprUlU kUtUbha-nesi. Asım Bey kısmı No. 3se. Varak 104.

[•] Blsutun : Ferhadın şirln'ln aşkına deldlftl dağ rvechl t ı s m i y e . dafim direksiz y»nl ağaçsız ol­ masıdır.)

2 1 d Saiwdir a}k-u muhabbet her dilâradan garaz. Cilevegâlı-ı Jıüsnün etlin dilrubalar iaVatın 5er vermek olur sır beyan etmek olmaz

***

Bin naz-u }ive eylese her demde kıl sükûn Gördün zamane uymadı sen uy zamaneye Gâh zitlet-ü- nedamet, gâh izz-ü itibar Gördün zamane uymadı sen uy zamaneye

***

Her harabın Padişahım eyledin tamirini Hatırımdan gayri dehrin kûjei viranı yok yaslın idrâk eyeldim ömrüm gibi der muh^

tasar Firkatin tâl i emeldir haddi yok payanı yok.

***

Görmedi {âdi yüzün eUem içre Har fiya Lâle-i de§t-i belâdur çejmi hun balâya bak

***

Bir gazel didim CENABİ fevkiU ol maha

kim

Minnetim var gögedek tab''-ı sühan perdazıma

**«

Ehli afka Har fiya çünkim nasib imif belâ A§ıka farzoldu kim rüsvay-ı âm-u lıâs ola.

***

Şeh Süleymanım sağ olsun ey Cvnabî dünyede IJiİfın eksik eylemez ben mür-ı pamal üstüne

C e n a b i A h m e d P a ş a , Ankara'da valilik etmiş olan devlet adamları içinde eser-lerile yaşıyacak olan şahsiyetlerdendir. Namı­ na izafetle yâd edilen cami admı her zaman rahmetle zikretmemize vesile olacaktır. Onun­ cu asırda devlet adamlarınm sık sık nekbete, felâkete uğradığı bir devirde kendisinin yir­ mi yıl o zaman da mühim bir merkez olan Ankara'da Beylerbeğilik vazifesini adâlet ve istikametle yapması ve mevkiini muhafaza et­ mesi herhalde dikkate şayan bir meseledir.

Paşanm evlâdlarmdan kimsenin bulunub bulunmadığı hakkında hiçbir yerde ufak bir malûmata tesadüf edemedik. Belki türbesinde - şayed varsa - kendisinden başkasına aid me­ zarlar varsa ailesi hakkında da malûmata sa­ hih olabiliriz. Muhakkak olan nokta şurasıdır ki Cenabî Ahmed Paşa merkezin ve Kanunî'-nia şahsan itimad ve teveccühünü kazanmış hir şahsiyet olmak itibariyle Ankara'da çok iyi günler geçirmiş ve Ankara'nm imar ve in­ kişafına hizmet eylemiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Normal olarak geli ş en bir abuli tablosunda ailelerce ilerleyici bir yava ş lama, sessizle ş me, sü- rüncemede b ı rakma, nedeni anla şı lamayan hareket- sizlik dönemlerini tan

It is clear that given its present shape, the small naiskos with all its architectural elements was a complete building worthy of Augustus in the Hekate sacred precinct.. In

臺北醫學大學活動成效報告表 活動 名稱 臺北醫學大學 品德教育系列活動 活動 時間 98 年 03 月 01 日 至 98 年 04 月 30 日 活動

artan merak duygularıyla bilgi almak için kullandıkları stratejilerinde değiştiği sonucu James’ın (1990) yer verdiği bilgilerle koşutluk sergilemektedir. Araştırmada

metatarsal kemik ile arka yüzü de os naviculare’nin ön yüzünde ve lateral kısmında bulunan eklem yüzü ile eklem yapar.. Dorsal yüzü dikdörtgen şeklinde ve arka-dış

Venedik’e hiç güvenmediği gibi, açıkça güvenlik nedenleriyle Osmanlı bağlaşıklığını yeğlemiş olan Sırbistan despotuna da güvenmiyordu, öyle ol­ duğu için

Bu hasta­ lığın ilk ânından beri kendisi ıs­ tırabının m ahiyetini biliyordu ve lıunu doğuşundan beri son derece sağlam olan din’e bağlı­ lığından

Yatırım harcamaları, gelecek dönemlerde reel getirileri olan harcamalardır ve bu harcamalar borçlanma yoluyla finanse edildiğinde, reel borç faizlerinin reel