• Sonuç bulunamadı

Hasan Hüsnü Erdem'in İlahi Hadisler adlı eserindeki hadislerin tahriç ve değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hasan Hüsnü Erdem'in İlahi Hadisler adlı eserindeki hadislerin tahriç ve değerlendirilmesi"

Copied!
100
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GİRİŞ

A. ÇALIŞMANIN ÖNEMİ VE MAHİYETİ

Hasan Hüsnü Erdem’in İlâhî Hadisler adlı eserinin, kudsî hadisleri konu edinen ilk müstakil Türkçe çalışma olmamakla birlikte son asırda, kudsî hadisler mevzuunda telif edilmiş ilk ve en meşhur Türkçe derleme çalışması olduğu söylenebilir.

Esas itibariyle, söz konusu eserde yer alan rivayetlerin tahriç ve tahlilini konu edinen bu tez çalışması, ilâhî hadis kavramına da temas etmek suretiyle şu temel hedefe yönelik olarak hazırlanmıştır: Eser, mukaddimesinde de belirtildiği üzere, Münâvî’nin el-İthâfâtü’s-Seniyye'si esas alınarak oluşturulmuştur. Münâvî’nin bu kitabının, Arap dünyasında tahriçli baskılarının bulunduğu araştırma neticesinde tespit edilmiştir. Ne var ki rivayetlerin, teferruatlı olarak – ki bununla benzer rivayetleri de kastediyoruz – tetkik edildiği ve değerlendirildiği bir Türkçe çalışma mevcut değildir.

Bu durum bizi, eserde yer alan haberlerin, benzer rivayetleriyle beraber, tahricine ve senetlerin tenkidine yönlendirmiştir. Bu yönüyle çalışma, eserde yer alan hadislerin kaynak değerinin tespitini esas almaktadır.

B. ÇALIŞMANIN KONUSU VE KAYNAKLARI

Kudsî hadis kavramını, tavsifini ve Hasan Hüsnü Erdem’in bu mevzuda kendi derlemesiyle vücuda getirdiği İlâhî hadisler'de yer alan haberlerin tahriç ve tenkidini konu edinen çalışmada, Sahîhayn hadisleri dışındaki rivayetler araştırma kapsamına alınmıştır. Buhârî ve Müslim’in Cami'lerinin sıhhati üzerinde cumhurun ittifak etmesi sebebiyle, müellif tarafından, bu eserlerde nakledildiği belirtilen ve tahriç esnasında esasen Sahîhayn hadisi olduğunu öğrendiğimiz haberleri, araştırmanın dışında tuttuk.

Kudsî hadisler konusunda ülkemizde yapılan akademik araştırmalar kapsamında, tespit edebildiğimiz tek çalışma Hayati Yılmaz’ın Hadîs İlminde Kudsî Hadisler isimli basılmamış yüksek lisans tezi ve bu tezin özeti niteliğindeki Hadis İlminde Kudsî Hadisler ve Bu Konuda Yapılan Çalışmalar adlı makalesidir.

(2)

Kudsî hadislerin Hadis Usûlü açısından, diğer hadislerden farklı olup- olmadığı meselesinin zihinleri meşgul eden bir problem olarak tahlile tâbi tutulduğu görülmektedir. Bu itibarla birinci bölümde işlenen “kudsî hadis kavramı, hususiyetleri ve kudsî hadis mecmuaları” bahisleri için Hayati Yılmaz'ın isimleri zikredilen çalışmaları, temel kaynak olarak alınmıştır.

İkinci bölümde, sınırları çizilen rivayetlerin tahricinde takip edilen metod ve başvurulan kaynaklara “tahriç metodu” başlığı altında işaret edilmiştir. Çalışmanın sonunda, hadislerin kaynak değeri hakkında bir değerlendirme sunulmuştur.

(3)

BİRİNCİ BÖLÜM

HASAN HÜSNÜ ERDEM VE KUDSÎ HADİS KAVRAMI

A. HASAN HÜSNÜ ERDEM’İN (1889-1974) HAYATI VE ESERLERİ

1. Hayatı

a) Doğumu ve soyu

“1305 senesi Zilka’detü’ş-Şerif'in onuncu günü yevm-i isneyn, vakt-i duhada oğlum Hasan Hüsnü dünyaya tulû eyledi” cümlesiyle, doğum tarihi babası tarafından Kadı Beydavi tefsirinin, birinci cildinin ilk sayfasına el yazısıyla belirtilen Hasan Hüsnü Erdem, 8 Temmuz 1889 tarihinde Antalya'nın Akseki ilçesinde, Sâdıklar köyünde dünyaya gelmiştir.

Müderris Hacı Sâdık Efendi’nin oğlu, Şeyh Hasan Efendi’nin torunudur. Annesi de Hacı Bekir Ağa’nın kızı Fatma Hatun’dur.1

b) Tahsil Hayatı

Hem klasik hem de modern eğitim kurumlarında öğrenim gören Erdem, başarılı bir tahsil hayatı geçirmiştir. İlk tahsilini doğduğu köyde yapan Erdem, Arap dilinin gramerini ve mantık ilmini babasından okumuş, bir müddet de Konya’da tahsiline devam etmiştir. Buradaki hocalardan faydalanamayacağını anlayınca babasına Arapça yazmış olduğu bir mektup üzerine, babasının muvafakatiyle İstanbul’a gitmiş ve orada Fetva Emini Muğlalı Ali Rıza ve Fatih Dersiâmlarından Bayındırlı Mehmet Şükrü Efendi’den ilim tahsil etmiş ve icâzetnâme almıştır.2

1912 yılında imtahanla girdiği Dârü'l-Fünûn Ulûm-i Âliye-i Dîniye şubesine devam ettiği sırada bu bölümün kapatılması üzerine, üçüncü sınıfına nakledildiği Dârü'l-Hilâfet Medresesi Âlî kısmını tamamlamıştır.3

1916 yılında, mülâzemet-i ruûs imtihanını birincilikle kazanmıştır.4

1 Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sabık Diyanet İşleri Başkanı Hasan Hüsnü

Erdem", c. XIII, sy., 1 (Ocak-Şubat), s. 379.

2 Diyanet İşleri Başkanlığı arşivindeki özlük dosyası; Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, " Riyâzü's-Sâlihîn

Mütercimi Sabık Diyanet İşleri Başkanı Hasan Hüsnü Erdem", c. XIII, sy., 1 (Ocak-Şubat), s. 379; Diyanet Gazetesi, sy. 336, s. 15, 1987.

3 Riyâzü's-Sâlihîn Tercemesi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sâbık Diyanet İşleri Başkanı", c. III, sy. I-VI, s.

(4)

1920’de, sonraları Medrese-i Süleymaniye adını alan, Medresetü’l-Mütehassisin’in fıkıh ve usûl-i fıkıh şubesinden pekiyi dereceyle mezun olmuştur. Böylece üstadın tahsil derecesi, altı yıllık yüksek tahsil sayılmıştır.5

c) Meslek Hayatı

1920’de Antalya Daru’l-Muallimin'i ile Mektebe-i Sultani’sinde din dersleri öğretmenliği yapan Erdem’in, bu görevi süresince özellikle milli mücadeleyle ilgili vaaz ve hutbeleri halk üzerinde büyük tesir yapmıştır.

Ayrıca 1922 yılının Ramazan Bayramında Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde vermiş olduğu vaaz, Ankara gazetelerinde, Hakimiyet-i Milliye ve Öğüt'te, hakkında övgü dolu yazıların yayımlanmasına vesile olmuştur.6

1922-1924’te Ankara Darü’l-Hilafet Medresesi, Fıkıh ve Mecelle Müderrisliği ve Müdürlüğüne tayin edilmiştir. Bu müessesede kısa zaman içinde gösterdiği başarısından dolayı, Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti Tedrisat Heyeti Âzâlığı'na tayin edilmiştir

Adı geçen vekaletin kaldırılması üzerine 1924-1937’de Antalya İmam Hatip Mektebi’nde, tevhid, tefsir, hadis ve pedagoji sınıflarını muhtevî orta okulda din derslerinde asâleten; pedagoji kısmında da ruhiyyât, ictimâiyyât ve pedagoji derslerinde vekâleten öğretmenlik yapmıştır. .7

1931-1944’te din derslerinin kaldırılması üzerine, Antalya Orta Okulu ve Antalya Lisesi ile Isparta Orta Okulu’nda, Türkçe öğretmenliği görevinde bulunmuştur.

1944’te, Diyanet İşleri Başkanlığı Müşâvere Heyeti âzâlığına tayin edilmiştir.

Doktora için yazdığı “Dört Mezheb İmamının Nokta-i Nazarlarına Göre Ahkâm-ı Rıdâ” adındaki tezi, müderrsiler meclisinde birinciliğe layık görülerek kendisine “İstanbul Müderrisliği Ruûsu” verilen (1918) Erdem, akademisyen

4 Veli Ertan, "Erdem, Hasan Hüsnü", DİA, X, 283.

5 Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sabık Diyanet İşleri Başkanı Hasan Hüsnü

Erdem", c. XIII, sy., 1 (Ocak-Şubat), s. 379.

6 Ertan, "Erdem, Hasan Hüsnü", DİA, X, 283.

7 Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sabık Diyanet İşleri Başkanı Hasan Hüsnü

(5)

kimliği ile de, 1952 yılından itibaren Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde tefsir ve tefsir tarihi dersleri öğretim görevlisi olarak vazife almıştır.8

1961’de Ömer Nasuhi Bilmen’in emekliye ayrılmasından sonra, Diyanet İşleri Başkanlığına getirilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri’nin altıncı başkanı olmuştur. Burada yaptığı en önemli hizmet, başkanlığın kuruluş ve görevleri hakkında bir kanun hazırlatması ve Diyanet teşkilatına mensup din adamlarının bilgisini, müspet ilimler ışığı altında geliştirmek gayesiyle, tekâmül kursları açtırmasıdır. 9

Ayrıca başkanlığı zamanında, Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Anlamı adını taşıyan üç ciltlik meal çalışması neşredilmiştir.10 Çalışma, Erdem ve Yusuf Ziyaeddin Ersal'ın nezaretinde, Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay tarafından hazırlanmıştır. Ayrıca çalışma, Mahir İz, M. Ziya Bilgin, Osman Keskioğlu ve Mahmut Öğütçü'den kurulan redaksiyon heyetinin tetkikinden geçmiştir.

1964 yılında emekliye ayrıldıktan sonra; 1966 yılında on ay kadar Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu üyeliği yapmıştır. Erdem, bu kurumda tam olarak üç yıl, altı ay, yedi gün hizmet vermiş ve pek çok öğrencinin yetişmesinde faydalı olmuştur.11

Hasan Hüsnü Erdem, halk arasında öğrencileri ve arkadaşları yanında, ilmiyle âmil ve fazlıyla kâmil bir insan olarak tanınmıştır. Dürüst ahlakı ve tevâzusuyla, herkesin muhabbetini kazanmıştır.12 İslam dininin temellerine sadık

kalmak suretiyle, şeri meselelerde zamanın durum ve gereklerine göre karar vermiştir.13

Hasan Hüsnü Erdem, Arap ve Fars dillerini bilir. Bilhassa Arap Edebiyatına hakkıyla vakıftır. Zengin bir kütüphanesi vardır. Bir kısım kitaplarını da Konya Yüksek İslam Enstitüsü’ne vermiştir. Şarkın ilim ve felsefesi kadar, garbın ilmini

8 Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, "Diyanet İşleri Başkanı Hasan Hüsnü Erdem'in Hal Tercemesi", s. 258,

1961.

9 Ertan, "Erdem, Hasan Hüsnü", DİA, X, 283.

10 Riyâzü's-Sâlihîn Tercemesi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sâbık Diyanet İşleri Başkanı", c. III, sy. I-VI, s.

IV, 1976.

11 Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sabık Diyanet İşleri Başkanı Hasan Hüsnü

Erdem", c. XIII, sy., 1 (Ocak-Şubat), s. 383.

12 Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sabık Diyanet İşleri Başkanı Hasan Hüsnü

Erdem", c. XIII, sy., 1 (Ocak-Şubat), s. 381.

13 Riyâzü's-Sâlihîn Tercemesi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sâbık Diyanet İşleri Başkanı", c. III, sy. I-VI, s.

(6)

de benimseyen Erdem, fazilet ve ferâgat sahibi, herkesin iyi olmasını candan dileyen bir zattır.14

Erdem 20 Ağustos 1974 tarihinde vefat etmiştir. Kabri kendi köyünde aile kabristanındadır.15

2. Eserleri a) Kitaplar

Basılmış Olanlar:

1. Riyazü’s-Sâlihîn ve Tercemesi: Nevevi’ye ait üç ciltlik eserin tercümesi olup, bu ciltlerden birinci ve ikinci ciltlerini merhum Kıvâmüddin Burslan ile müştereken, üçüncü cildini de müstakilen tercüme etmiştir. Diyanet İşleri Yayınları arasında basılmıştır. Eserin daha sonra on beş civarında baskısı yapılmıştır.

2. Riyazü’s-Sâlihîn Hadislerinin Ravileri Olan Ashâb-ı Kirâmın ve Hadis İmamlarının Hal Tercümeleri: Üç yüz küsür zâtın hal tercümesini muhtevîdir. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları arasında basılmıştır. (Ankara, 1964)

3. Kırk Kudsî Hadis: Ali el-Kârî’nin el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye'sinin tercümesidir. Müellif İlâhî Hadisler adlı eserinin telifinde takip ettiği metodu kullanmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılmıştır. (Ankara, 1952, 1982, 5. bs. 1987)

4. İlâhî Hadisler: Abdurrauf Münâvî’nin el-İthafü’s-Seniyye'si esas olmak üzere, çeşitli eserlerden istifade edilerek derlenen kudsî hadislerin tercümelerini içermektedir. Eserin çeşitli baskıları yapılmıştır. (Ankara, 1952, 1963, 1982, 1985, 1987)

5. Oruç ve Ramazan İbadetlerine Dair 101 Hadîs: Eser, müellifin kendi derlemesiyle oluşan oruç ve ramazan ibadetlerine dair 101 hadisten müteşekkildir. Giriş bölümünde orucun farziyetiyle alakalı Kur’an-ı Kerim ayetlerinin sunumundan sonra; semavi dinlerde, cahiliye devrinde ve İslam dininde oruç

14 Riyâzü's-Sâlihîn Tercemesi, " Riyâzü's-Sâlihîn Mütercimi Sâbık Diyanet İşleri Başkanı", c. III, sy. I-VI, s.

IV, 1976.

(7)

ibadetlerinin keyfiyeti hakkında kısa bilgiler verilir. Ardından konu ile ilgili 101 hadis sıralanır. Tahricli olarak sunulan 101 rivayetin yer aldığı eser 48 sayfalık küçük bir risale hacmindedir. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından çeşitli baskıları yapılmıştır.

6. 250 İslam Büyüğünün Hal Tercümesi: Hukukçular, muhaddisler ve müfessirlerden oluşan 250 civarında biyografi maddesi İslam Türk Ansiklopedisinin “Abd” maddeleri arasında yayınlanmıştır.

7. Berat Gecesi Hakkında Bir Tetkik: Kur’an-ı Kerim’de mevcut dualardan bazıları ile Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) muhtelif zamanlarda ümmetine öğretmek için buyurdıkları özlü duaları da ihtiva eden eser; Berat gecesi, ehemmiyeti, o gecede yapılacak ibadetler gibi bir takım hususların işlendiği 16 sayfalık bir risaledir.

8. Ağaç Sevgisinin Önemi Hakkındaki Ayet ve Hadislerin Mealleri:.Bu çalışmasında yazar, ağaç ve ormanların önemi hakkındaki, 12 surede yer alan toplam 30 ayeti ve 8 adet hadis-i şerifi derlemiştir. Başkanlık Yayınları arasında Ağaç Sevigisi adlı eserde yayımlanmıştır Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılmıştır.(Ankara, 1952)

9. Abdest Almanın Diş ve Göz Sağlığı Açısından Önemi: Müellifin ağız ve dişlerin korunmasına dair güvenilir kaynaklardan kendi seçtiği hadis-i şeriflerden oluşan derleme çalışmasıdır. Konuyla alakalı 25 hadisi ihtiva eder. 31 sayfadan oluşan çalışma, küçük bir risale hacmindedir. Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında basılmıştır. (Ankara, 1963, 1982, 1991)

10. Ebedî Risâlet: Mısırlı Abdurrahman Azzam Paşa’nın yazdığı er-Risâletü’l-Hâlide adlı Arapça eserin tercümesidir. 280 sayfalık eser Ahmet Hamdi Akseki’nin mukaddemesi ve Kamil Miras’ın takrizi ile başlar ve müellifin, eserin telif sebebini izahı ile devam eder:

Eser, II. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan manzaranın, evrensel ızdırabın, sebeplerini araştırmak ve çare bulmak gayesi ile kaleme alınmıştır. (Ankara, 1948, 1962)

(8)

Basılmamış Olanlar:

1. Dört Mezhebe Göre Süt Annelik ve Süt Kardeşliğin Hükümleri 2. el-Edebü’n-Nebevî Tercümesi: Eserin tam adı, el-Edebü’n-Nebevî Muhtârât min Ehâdîsi’r-Rasûl fî Edebi’d-Dünyâ ve’d-Din'dir. Muhammed Abdülaziz Havlî tarafından telif edilmiş eser, 396 sayfadır.

3. Duanın Âdab ve Şerâiti 4. Müslümanlıkta İlmin Değeri 5. Kur’an-ı Kerîm’in Fezâili

6. Peygamberimizin Okuma Yazma Bilip Bilmediği Hakkında Bir Tetkik

7. Abdullah İbn Ömer Hazretleri'nin Rivayet Ettiği Hadislerden Seçmeler

8. Antalya Paşa Camii Şerîfinde İrad Etmiş Olduğu Hutbeler16

b) Makaleler

1. Hadis-i Şerif (terc.), Sebilürreşad, 4.cilt, 82.sayı, 98.sayfa, İstanbul 1950. 2. Abdullah b. Ömer, İslam, 1.cilt, 12.sayı, 5-6. sayfa, Ankara 1957.

3. Diyanet Reisinin Mühim Beyânâtı, Sebilürreşad, 13.cilt, 323.sayı, 354. sayfa, İstanbul 1961.

4. Kur'an-ı Kerim ve Meali, Sebilürreşad, 14.cilt, 329.sayı, 51-52. sayfa, İstanbul 1961.

5. İlâhî Hadisler, İslam, 3.cilt, 1.sayı, 4.sayfa, İstanbul, 1959. 6. İlâhî Hadisler, İslam, 3.cilt, 2.sayı, 36.sayfa, İstanbul, 1959.

16 Diyanet Dergisi, "Din İşleri Yüksek Kurulu Üyelerinin Hal Tercümeleri, Hasan Hüsnü Erdem", c. V, sy.

(9)

B. KUDSÎ HADİS KAVRAMI

1. Sözlük Manası

Kuds ( سWX ) kelimesi sözlükte, “temiz olmak, bir şeyi mukaddes kılmak ve tenzih etmek” anlamlarına gelir. Aynı kökten (K.D.S) ismi mensub olan “kudsî” ise, kuds kelimesine “temizlik ve tenzihe mensup” anlamı kazandırmaktadır ki, bu şekliyle, “mukaddes ve her türlü noksanlıktan münezzeh yüce bir varlığa ait olan” demektir. Bu hadisleri ilk defa ortaya koyan ve söyleyenin, kendisinden sâdır olanın ve menşeinin Allah Teâlâ olması dolayısıyla kastedilen bu yüce varlık, Cenâb-ı Hakk’tır.17

2. Istılah Manası

Kudsî hadisler daha önceleri, nebevî hadislerle birlikte, çeşitli hadis külliyatı içerisinde dağınık halde bulunmaktadır.18 VI./XII. yy’da, Zâhir eş-Şehhâmî en-Neysâbûrî (v.533/1138) tarafından meydana getirilen ilk derleme çalışması ve daha sonra yazılan birkaç eserle, kudsî hadis ıstılahı ortaya çıkmıştır.19

İlk olarak Ebu’l-Bekâ el-Kefevî (v.1094/1683)’nin el-Külliyât adlı eserinde Huseyn b. Abdillah et-Tîbî (v.743/1342)’den bu konuda bir nakil görülmektedir. Burada Kur’an’ın lafız mana özelliklerinden bahserdeken kudsî hadis de söz konusu edilmektedir.20

Buna göre Tîbî hadis-i kudsî’yi şöyle tarif etmektedir:

17 İbn Balabân, el-Mekâsıdüs-Seniyye, s. 25 (Muhakkıkların Mukaddimesi); İbn Manzûr, Lisanû’l-Arab, VI,

168-170; Acâc, es-Sünne Kablet-Tedvîn, s. 22; Acâc, Muhtasarü’l-Vecîz, s. 20; Tahhân, et-Teysîr, s. 127; Seyyid Muhammed b. Alevî, Menhelü’l-Latîf, s. 53; Koçyiğit, Hadis Istılahları, s. 123; Mustafa b. el-Adevî, es-Sahîhu'l-Müsned mine'l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye, s. 4; Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, s. 188; Uğur, Hadis İlimleri Edabiyatı, s. 163; Yılmaz, “Kudsî Hadis” DİA., XXVI, 318.

18 İbn Balabân, el-Mekâsıdü’s-Seniyye, s. 24 (Muhakkıkların Mukaddimesi); Okiç, Bazı Hadis Meseleleri

Üzerinde Tetkikler, s. 15; İsamüddin es-Sabâbetî, Câmiu'l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye, s. 18-19.

19 İbn Balabân, el-Mekâsıdü’s-Seniyye, s. 30 (Muhakkıkların Mukaddimesi ); Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA.,

XXVI, 318.

20 Yılmaz, “Hadis İlminde Kudsî Hadisler”, s. 17 (M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü); Ayrıca Bkz. Ebu’l-Bekâ

(10)

“Hadis-i Kudsî, Allah’ın, manasını ilham ya da rüya yoluyla haber verdikleridir ki, Nebi (s.a.v.) bunları ümmetine kendi ibaresiyle bildirmiştir. Diğer hadisleri, Allah’a izafe edip, O’ndan rivayet etmemiştir.”21

Tîbî’den sonra kudsî hadis teriminin çeşitli eserlerde yer almaya başladığı görülmektedir: Seyyid Şerif Cürcânî (v.816/1412), İbn Hacer el-Heytemî (v.973/1565), Ali el-Kârî (v.1014/1605) ve Tânevî (v.1158/1745) gibi alimler eserlerinde çeşitli tarifler ortaya koymuşlardır.22

Buna göre Seyyid Şerif Cürcânî’nin kudsî hadis tarifi şöyledir:

“Kudsî Hadis, manası Allah’tan, lafzı Rasulullah'tan (s.a.v.) olan hadistir. Bu durumda Kudsî hadis, Allah’ın Nebi’sine (s.a.v.) uyku ya da ilham yoluyla haber verdiği, O’nun da bu manayı kendi ibaresiyle naklettiği hadis olmaktadır. Kur’an, kudsî hadisten üstündür; çünkü onun lafzı da nazil olmuştur.”23

Tânevî ise kudsî hadis için “Nebi'nin (s.a.v.) Rabbi’nden rivayet ettiği hadistir. Nebevî hadis ise böyle değildir.” şeklinde bir tanımda bulunmuştur.24

Ali el-Kârî’nin kudsî hadis tarifinde ise şu ifadeler yer almaktadır: “Rasulullah’ın (s.a.v.) dilediği ibare ile ifade etmek üzere, bazen Cibril (a.s) vasıtasıyla, bazen de vahiy, ilham veya rüya yoluyla, Allah’tan rivayet ettiği hadislerdir."25

Bu tarifler çerçevesinde, genel olarak hadis-i kudsî'yi şöyle tanımlamak mümkündür:

Allah Teâlâ tarafından vahyin geliş yollarından herhangi biriyle sınırlı olmayarak, ilham yoluyla, rüyada veya miraçta, anlamı Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ulaştırılan ve Hz. Peygamber'in de (s.a.v.) Kur’an-ı Kerim’in üslûbundan tamamen farklı, kendi ifade ve üslûbu ile ayet olmayarak ve icâz vasfı da bulunmaksızın, Allah’a nispet ederek rivayet ettiği hadislerdir. 26

21 Ebu’l-Bekâ el-Kefevî, a.g.e., s. 722; Ayrıca bkz. Mısır Din İşleri Yüksek Kurulu Kur’an ve Hadis

Komisyonu, el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye I – II, s. 6 (Muhakkıkların Mukaddimesi).

22 Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA., XXVI, 318; Yılmaz, Hadis İlminde Kudsî Hadisler ve Bu Konuda Yapılan

Çalışmalar, SA.Ü İlahiyat Fakültesi Dergisi, sy. I, s. 169.

23 Cürcânî, Ta’rifât, s. 83 – 84. 24 Tânevî, Keşşâf, I, 629.

25 Ali el-Kârî, el-Ehâdîsü’l-Kudsîyyetü’l-Erbaîniyye, s. 2.

26 Nevevî, el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye, s. 11 (Muhakkıkın Mukaddimesi); İbn Balabân, el-Mekâsıdü’s-Seniyye, s.

24 (Muhakkıkların Mukaddimesi); Acâc, a.g.e., 22; Tahhân, a.g.e., s. 127; Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 65; Çakan, Ana Hatlarıyla Hadis, s. 22; Itr, Menhecü’n-Nakd, s. 302; İsâmüddin es-Sabâbetî, a.g.e., s. 13; Karaman, Hadis Usûlü, s. 8; Okiç, a.g.e., s. 13; Subhi es-Sâlih, Hadis İlimleri ve Hadis

(11)

Bu hadislerin “kudsî” diye anılmaları, Allah Teâlâ’ya izafe edilmeleri dolayısıyladır ki böylece onlara bir çeşit ihtiram söz konusudur. Allah Teâlâ’dan sâdır olan bu sözlere “hadis” lafzının ıtlakı ise bunların Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından Rabbi’nden nakl ve hikaye olunmaları sebebiyledir. 27

3. Özellikleri

Kudsî hadisler mana olarak Allah Teâlâ’ya, lafız olarak Hz. Peygamber'e (s.a.v.) izafe edilen hadislerdir. Allah’a ait sözleri ihtiva etmeleri dolayısıyla “kavlî sünnet" sayılmaktadırlar.

Hadis Usulü İlminde rivayetler, sahip oldukları pek çok özelliğe binâen, değişik sınıflandırmalara tabi tutulurlar28 Bu sınıflandırmalardan biri olan “senedin müntehâsına göre yapılan taksim” kudsî hadislerin incelendiği yer olmaktadır. Bir diğer taksim de, rivâyetlerin “sıhhat açısından” durumlarının değerlendirilmesidir ki kudsî hadisler hakkında, farklı açılardan değerlendirilmeye müsait olmakla birlikte, sıhhat açısından sahih ve zayıflarının varlığı, ravilerinin durumu, senedinin yapısı, gibi özelliklerin bahis mevzuu oluşu; onları da nebevî hadisler gibi, tenkit edilebilir, kılmaktadır. Dolayısıyla, kabul veya red edilebilirler. Görüldüğü gibi kudsî hadislerin, hadis ilminin diğer kriterlerine göre, tenkide tâbi tutulmak konusunda, diğer hadislerin hiçbir farkı bulunmamaktadır.29

Hadis-i Kudsîlere “İlâhî” veya “Rabbânî” hadis de denilmektedir. Daha önce de belirtildiği üzere, özel olarak kudsî hadislere tahsis edilmiş ilk eser, h. VI. asırda telif edilen Zâhir b. Tahir en-Neysâbûrî’nin (v.533/1138), Kitabu’l-Ehâdîsi’l-İlâhiyye’sidir VI. asrın sonlarına doğru (599/1201) İbn Arabî (v.638/1240), Mişkâtü’l-Envâr adıyla kudsî hadisleri derleyen bir eser ortaya koymuştur. Onun eserinin bir bölümüne isim olarak “ilâhî hadisler” terimini kullandığı görülüyor ki bu durum “ilâhi” terim veya nitelemesinin “kudsî” nitelemesinden daha eski kullanıma sahip olduğu izlenimini verse de, İbn

Istılahları, trc. Yaşar Kandemir, s. 8; Uğur, a.g.e., s. 163; Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA, XXVI, 318; Yılmaz, a.g.m. s. 170.

27 Kâsımî, Kavâidü’t-Tahdîs, s. 67-68; Itr, a.g.e., s. 302; Koçyiğit, a.g.e., s. 123. 28 Bkz. Çakan, Hadis Usulü, s. 104.

(12)

Arabî’nin konuyu teorik ve metodik olarak tartışmaması, bu hususta kesin bir söz söylemeyi engellemektedir.30

Kudsî hadisler, sayı itibariyle çok değildir. Bu hususta farklı rakamlar verilmektedir. Bu farklılık, hadisleri sayma metodundaki değişiklikten kaynaklanmaktadır. Verilen rakamlar genellikle bu konuda yapılan derleme çalışmalarına dayanmaktadır ki bu sayıların, 100'den fazla, 200, 300, 550 olarak verildiği görülmektedir.31 Ancak bu konudaki en hacimli klasik eser olan Medenî (v.1200/1785)’nin el-İthâfâtü’s-Seniyye fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsîyye'sinde mevzû ve zayıf rivayetler dahil, 864 hadis bulunmaktadır. İsâmüddin es-Sabâbetî’nin Cami’u’l-Ehâdîsi’l-Kudsîyye adlı eserinde ise 1150 kudsî hadis yer almaktadır.32

Kudsî hadisleri, bilhassa nebevî hadislerden ayıran en belirgin özellik, rivayetinde kullanılan, farklı ifadelerdir. Çoğunlukla kudsî hadisler şu iki rivayet sigası ile usûl kitaplarında nakledilirler:

Z[ و ]^ _`ر b^ _cوdc efgh ijk و _gj^ lا njo lا لqkر لeX

“Rasulullah (s.a.v.) Rabbi'nden rivayet ettiği hadiste şöyle buyurdu:”

Selefin kullandığı ifade budur. Daha sonraki alimler ise kendilerine has bir tabir kullanarak:

ijk و _gj^ lا njo _ﻝاا لqkر _s^ tاور efgh nﻝeuv lا لeX

“Rasulullah’ın (s.a.v.) rivayet ettiği hadiste Allah Teâlâ şöyle buyurdu.” demişlerdir. Ayrıca kudsî hadisler;

" lا لeX " ... , " lا لqwc "... , " ix`ر لeX "... , " ix`ر لqwc " ... , " lا yzوأ ... نأ "...

gibi sigalarla da nakledilirler.33

30 Hıdır, İsrailiyyât – Hadis İlişkisi: Hadis – Yahudi Kültürü Tartışmaları, s. 319 – 320 (M.Ü Sosyal Bilimler

Enstitüsü).

31 Tânevî, a.g.e., I, s. 629; Acâc, a.g.e., s. 22; Tahhân, a.g.e. s. 127; Koçkuzu, a.g.e., s. 42; Okiç, a.g.e., s. 14. 32 Yılmaz, a.g.m., s. 170 – 171.

33 Nevevî, a.g.e., s. 12 (Muhakkıkın mukaddimesi); Tânevî, a.g.e., I, 630; Tahhân, a.g.e., s. 128; Çakan,

Hadis Usûlü., s. 114; Itr, a.g.e., s. 302; İsâmüddin es-Sabâbetî, a.g.e., s. 13; Karaman, a.g.e., s. 11; Koçyiğit, a.g.e., s. 124; Okiç, a.g.e., s. 14; Subhi es-Sâlih, a.g.e., s. 9; Seyyid Muhammed b. Alevî, a.g.e., s. 53.

(13)

Kudsî hadislerin ele aldığı konular ve muhtevası bunların genellikle îtikât, terğîb ve't-Terhîb konularında yoğunlaştığını göstermektedir. İslam’ın temel rükunlarından olan ibadetler hakkında yok denecek kadar az vârid olan kudsî hadisler fıkhî hüküm bahislerinde hiç bulunmamaktadır.

İlâhî hadislerin konularını, ihtiva ettikleri bütün konuları kapsayacak nitelikte olmaları itibariyle, genel olarak şu dört madde altında toplamak mümkündür:

a) Allah’ın büyüklüğü b) Rahmetinin genişliği c) Hükümranlığının güçlüğü d) İhsan ve ikramının bolluğu34

Kudsî hadislerin uslûbu, Kur’an-ı Kerîm’in ve nebevî hadislerin uslûbundan farklılık arzetmektedir. Bu farklılık bilhassa rivayetlerde, “Ey kullarım!...” veya “Benim af ve keremim….” gibi Kur’an-ı Kerimdeki “biz” ifadelerinin yerine “ben” mütekellim zamirinin kullanılması ve dolayısıyla Allah’ın doğrudan doğruya birinci şahıs olarak hitap etmesi suretiyle tezahür etmektedir.35

Rabbânî hadisler, vahiy keyfiyetinden birine münhasır değildir. Rüya, kalbe ilham veya melek lisanı gibi herhangi bir sebeple vahyolunması mümkündür.36

Kudsî hadisler bize âhad yolla ulaşmıştır. Aralarında mütevatir olanı yoktur. Kudsî hadislerin Cenâb-ı Hakk’a nispet edilmiş olmaları onların kesinkes sabit ve sahih oldukları anlamına gelmemektedir. İlâhî hadislerin içerisinde sahih, hasen, zayıf hatta mevzû olanlarına da rastlanmaktadır. “kudsî” ifadesi hadisin sadece bir vasfı olup kabul veya red açılarından bir hüküm değildir. Haber-i vâhid olarak nakledilen kudsî hadisler de diğer nebevî hadisler gibi senet ve metin tenkidine konu olabilmektedirler. 37

34 Çakan, Ana Hatlarıyla Hadis, s. 23; İsâmüddin es-Sabâbetî, a.g.e., s. 19; Şaban M. İsmâil, a.g.e., s. 29;

Yılmaz, a.g.m., s. 171-172. Konuları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Yılmaz, a.g.t., s. 24 – 26.

35 Kâsımî, a.g.e., s. 67; Karaman, a.g.e., s. 10.

36 Ali el-Kârî, a.g.e., s. 2; Ebu’l-Bekâ, a.g.e., s. 722; Tânevî, a.g.e., I, 630; Kasımî, a.g.e., s. 65; Itr, a.g.e., s.

303; İsamüddin Sabâbetî, a.g.e., 31 – 32; Mustafa el-Adevî, a.g.e., s. 4; Okiç, a.g.e., s. 13; Subhi es-Sâlih, a.g.e., s. 9; Uğur, a.g.e., s. 163.

37 Tânevî, a.g.e., I, 630; Acâc, Muhtasarü’l-Vecîz, s. 21; Itr, a.g.e., s. 304; İsâmüddin es- Sabâbetî, a.g.e., s.

(14)

Kudsî hadislerin delil olmaları, kavlî sünnet olmaları dolayısıyla, genelde sünnetin;38 haber-i vâhid şeklinde nakledilmeleri dolayısıyla özelde, haber-i vâhidlerin, delil olmasına bağlıdır.

Haber-i vâhidlerin yalnızca teşride delil olmaları daha çok kabul görmüş olmakla beraber39; itikatta da delil kabul edenlerin yaklaşımları, sünnetin büyük bir kısmını gözardı etmemek adına, daha haklı görünmektedir.

Dolayısıyla haber-i vâhid olarak ulaşan kudsî hadisler, itikât ve teşride delildir. Ancak muhtevaları, teşride delil olma sahasını daraltmıştır.

C. KUR’AN-I KERÎM VE NEBEVÎ HADİS İLE KUDSÎ HADİS ARASINDAKİ FARKLAR

1. Kur’an İle Kudsî Hadis Arasındaki Farklar:

Esasen kudsî hadisler, ilâhî kelam olmak bakımından Kur’an ve nebevî hadislerle eş değerdir. Ancak ilâhî hadislerin daha iyi anlaşılabilmesi açısından, Kur’an ve nebevî hadislerden farklarının belirtilmesinde fayda mülahaza ediyoruz. Bu farklar gösterilirken, ulemanın takip ettiği yol benimsenmiş; dolayısıyla Kur’an ve nebevî hadislerin hususiyetleri ortaya konmak suretiyle, kudsî hadislerde bu özelliklerin sabit olmadığı belirtilmiştir.

1. Kur’an vahiy katiplerine yazdırılmıştır. 2. Hem mana hem de lafzıyla vahyolmuştur. 3. Kur’an sadece Allah’a nispet edilir.

4. Hz. Peygamber’e (s.a.v.) uyanık iken vahyedilmiştir. 5. Sadece Cebrail (a.s.) vasıtasıyla indirilmiştir.

6. Îcaz vasfını haizdir.

7. Kıyamete kadar sürecek bir mucizedir. 8. Tevâtür yoluyla nesillere intikal etmiştir. 9. Manasıyla nakli caiz değildir.

10. Tebdil, tağyir ve tahriften korunmuştur. 11. Kur’an ismi ona hastır.

38 Şaban M. İsmail, a.g.e., s. 68.

(15)

12. Satışı yasaktır, (İbn Hanbel’e göre) veya mekruhtur (İmam Şafiî’ye göre).

13. Bir cümlesine “ayet” ve ayetlerden mürekkep bölümüne “sûre” adı verilir.

14. İnkar eden kafir kabul edilir. 15. Üslûbu değişiktir.

16. Kur’an lafızları levh-i mahfuzda kayıtlıdır. 17. Abdesti olmayanın dokunması haramdır. 18. Cünüp, hayız v.s.nin dokunması haramdır.

19. Gerek namazda gerek namaz dışında okunarak ibadet edilir. 20. Namazda okunması namazın rükunlarındandır.

21. Her harfine on hasene verilir.

Ancak kudsî hadisler için söz konusu vasıflardan hiçbiri sabit değildir.40

Belirtilen bu farkların üç ana başlık altında toplandığı görülmektedir.41 a) “Vahiydeki konumundan” ortaya çıkan farklar (ilk 5 madde)

b) “İlâhî kitap oluşundan” kaynaklanan farklar. (6-17 maddeler arası) c) “İbadetlerdeki yerinin” verdiği farklar (son 5 madde)

2. Nebevî Hadis ile Kudsî Hadis Arasındaki Farklar

1. Kudsî hadisler, Allah Teâlâ’ya nispet edilerek rivayet edilmektedir. Nebevî hadisler, Hz. Peygamber'den (s.a.v.) nakledilmektedir.

2. Kudsî hadisler, âhad olarak nakledilmişlerdir; içlerinde mütevâtir olan bulunmamaktadır. Nebevî hadisler arasında mütevâtir rivayetler vardır.

3. İlâhî hadisler, kendilerine has sigalarla rivayet edilmektedir.

40 Nevevî, a.g.e, s. 11 – 12( Muhakkıkın Mukaddimesi); İbn Balabân, a.g.e., s. 25 – 26 (Muhakkıkların

Mukaddimesi); Ali el-Kârî, a.g.e., s. 2; Ebu’l-Bekâ, a.g.e., s. 722; Tânevî, a.g.e., I, 629-630; Kâsımî, a.g.e., s. 66 – 67; Acâc, es-Sünne Kable't-Tedvîn, s. 22; Acâc, Muhtasarü’l-Vecîz, s. 21 – 22; Tahhân, a.g.e., s. 127; Çakan, Ana Hatlarıyla Hadis, s. 24; Itr, a.g.e., s. 303 – 304; Koçyiğit, a.g.e., s. 124; Mustafa b. el-Adevî, a.g.e., s. 4 – 5; Okiç, a.g.e., s. 13; Seyyid Muhammed b. Alevî, a.g.e., s. 54 – 55; Şaban M. İsmail, el-Ehâdîsü’l-Kudsîyye ve Menzîletühâ fi’t-Teşrî’, s. 24 – 26; Uğur, Hadis Terimleri Sözlüğü, s. 189; Yardım, a.g.e., s. 45; Yılmaz, a.g.t., s. 37 – 39.

(16)

4. Allah Teâlâ’nın sözü olarak nakledilmeleri sebebiyle O’na ait mütekellim zamirlerini ihtiva ederler.

5. Hadis-i Kudsîler, genellikle Allah Teâlâ ile ilgili konularda vârid olmuşlardır. Nebevî hadisler ise, İslam’ın hayata aktarılması, helal-haram, vaad-vâid gibi konuları dile getirmektedir.42

3. Nebevî Hadis ileKudsî Hadis Arasındaki Farklar Mevzuuna Farklı Bir Bakış

Buraya kadar anlatılanların özeti sadedinde şunları söylemek mümkündür. Kudsî hadisler lafız olarak Hz. Peygamber'e (s.a.v.) atfedilen, mana olarak ise Allah’a izafe edilen hadislerdir. Bu hadislerin “kudsî”diye nitelendirilmelerinin esası, kaynağının, bizzat Allah Teâlâ oluşu dolayısıyladır.

Bizler, kudsî hadisleri ancak, bir takım karinelerle bilebilmekteyiz. Kudsî hadislerin, “Rasaulullah (s.a.v.), Rabb'inden rivayet ettiği hadiste şöyle buyurdu” veya “Rasulullah'ın (s.a.v.) rivayet ettiği hadiste Allah Teâlâ şöyle buyurdu” şeklinde nebevî hadislerden farklı rivayet sigalarıyla nakledilmeleri, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) “Ben” ifadesini kullanarak sözü Allah Teâlâ’ya isnad etmesi, açıkça bu rivayetlerin ilâhî kaynaklı olduklarını, manalarının Allah Teâlâ’ya ait olduğunu göstermektedir. Şayet lafız olarak ifadesi de Allah Teâlâ’ya ait olsa idi, Kur’an ayetleri arasında yer alması icab ederdi.

O halde, niçin konuşmasının vahiyden başkası olmadığı bilinen43 -en azından sünnetin tamamını vahiy kabul edenler açısından durum böyledir. Sünnetin bir kısmının Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ictihadı olduğu görüşünü savunanlar bakımından da kudsî hadislerin ictihâdî olmayışlarının mezkur karinelerle görülmesi, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ictihâdının da vahyin onayını almak suretiyle takrîri vahiy olarak değerlendirilmesi ve netice itibariyle Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hiçbir zaman vahiyden müstağni olmayışı dolayısyla da durum aynıdır – Hz. Peygamber'in (s.a.v.) hadisleri için "manası kendisine ait olan" ve "manası Allah’a ait olan" diye bir taksimata gidilmiştir. Niçin sayısı, hadis külliyatındaki hadislerin toplamıyla dahi bilinemeyecek kadar çok olan

42 Kâsımî, a.g.e. s. 65-67; Acâc, a.g.e., s. 22; Itr, a.g.e., s. 303; İsamüddin es-Sabâbetî, a.g.e., s. 27; Karaman,

a.g.e., s. 10-11; Koçyiğit, a.g.e., s. 124; Okiç, a.g.e., s. 13; Seyyid Ahmed b. Alevî, a.g.e., s. 53 – 55; Uğur, Hadis Terimleri Sözlüğü, s. 188; Yılmaz, a.g.t., s. 39.

(17)

hadisler içinde, adedi en fazla üçyüzleri – ortalama bir rakam – bulabilecek kadar az ve sınırlı miktarda bir hadis nev’i mevcuttur?

Şu halde kaynağı vahiy olan kudsî ve nebevî hadislerin ayrımını vahyin keyfiyetinde aramak, vahiy yollarından birini veya bir kısmını kudsî hadislere inhisar etmek, kanaatimizce yerinde bir tespit değildir. Çünkü sünnetin bilinen bütün vahiy şekilleri ile inzâli mümkündür.

Öyleyse meseleyi kudsî ve nebevî hadislerin vürûd-i hikmetlerinde aramak icab eder:

Hadis-i Şerifler umumu şamil olmaları dolayısıyla, bu hadislere ittibâ ile Rasulullah'ın (s.a.v.) ahlâkıyla, dolayısıyla Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanmak, böylece Allah’ın rızasını kazanmak elbette mümkündür. Ancak şu nokta dikkatlerden kaçmamalıdır ki, Hakk’a yakınlık kesb etmek, yani mukarreblerden olmak, ümmetin her ferdi için söz konusu değildir. Ya da her bir bireyin Allah yolunda gidiş derecesi aynı değildir. Dolayısıyla kudsî hadislerin, Allah Teâlâ’yı kuvvetle talep eden, bir hadis-i kudsîde de belirtildiği üzere “…Ben o kulumun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum…” derecesinde bir yakınlığı iştiyak ile dileyen ve Rabbi'in de (c.c.) o kulu, bu derece bir yakınlıkta görmek istediği, özel kulları için indirildiğini düşünüyoruz.

Aynı şekilde Kur’an-ı Kerim’de kısas ayetinde44 yine bu iki zümre insan için iki ayrı hüküm vardır:

İnsanların çoğunda kendilerine yapılan kötülüğe karşı öc alma ve öfke duygusunun bu kötülüğe mukabele etmekle dineceğini bilen Rabbi’l-Âlemin “size yapılan bir kötülüğe kısas yapabilirsiniz” ruhsatını vermiştir; daha yüksek zümre için ise kötülüğe karşı kısas yapmayıp, affetmelerini istemiştir.

Bu derecede bir yakınlık, kudsî hadislerin hakikatine vâkıf olma, ümmetin bir zümresi için, ancak, ilâhî lütufla mümkündür. Yani hadis-i nebevîler ile Allah yolunda gidiş söz konusu iken; hadis-i kudsîler, gerçekten ve tam manasıyla kalbinden dünya sevgisini ve mâsivayı çıkarmış olan, hatta âhiret sevgisini ve âhiret hesaplarını da çıkarmış olan, yönelişi sadece Zât’a yahut Zât için ya da Zât hakkında olan bu özel ve nadirin nadiri olan, azın azı olan, özün özü olan bu kulların, mukarreblik derecelerini yükseltmek üzere, ilâhî kattan bu kullara lûtfedilen ilâhî ipuçlarıdır. Dolayısıyla kudsî hadisleri, nebevî hadislerden farklı

(18)

bir cüz kılan da, onun vahiy keyfiyeti değil; kudsî hadislere muhatap olan kişinin keyfiyeti, Rabbi taleb edişi ve onun da taleb edilişidir.

D. KUDSÎ HADİS KONUSUNDAKİ ÇALIŞMALAR

1. Mecmualar

Kudsî hadîsler, bütün hadislerin derlendiği tasnif döneminde – ki bu dönem h. II. yy.’da başlamış, özellikle h. III. yy.'da altın çağını yaşamıştır. – diğer hadisler arasında, dağınık bir şekilde yer alırken; ilk defa özel sahalarda eserlerin verildiği h. VI / XII yy.’da, nebevî hadislerle arasındaki farklara işaret edilerek, müstakil çalışmalara konu olmuştur.45

Muhtevasını kudsî hadislerin oluşturduğu eserleri şu üç grupta toplamak mümkündür:

1. Derleme niteliğinde olanlar. Bunlarda belli başlı bir sayı şart koşulmamakta, 15 ilâ 1150 arasında değişen sayılarda kudsî hadis ihtiva etmektedirler.

2. Sınırlı sayıda hadis toplamak amacıyla kaleme alınanlar. 3. Bir kudsî hadisin şerhi olan eserler.46

Aşağıda listesi verilecek olan kudsî hadis mecmuaları, bu sınıflandırmadan ziyâde, müelliflerin vefat tarihleri dikkate alınarak oluşturulmuş ve ihtiva ettikleri hadis sayıları belirtilmiştir.

Müelliflerin vefat tarihi verilmeyenler ya bu tarihlerin tespit edilemeyişi ya da muasır çalışmalar olmaları dolayısıyladır. Listenin sonunda ise, sadece isimleri bilinen eserler kaydedilmiştir.

1. ve 2. Derleme nitelikli ilk çalışma Gazzâlî’nin (v. 505/1111) Kitâbü’l-Mevaiz fi’l-Ehâdisi’l-Kudsîyye'sidir. 38 mev’ızadan müteşekkildir. Ancak eserin Gazzâlî’ye aidiyetinin şüpheli olması47 dolayısıyla ilk eser Zahir b. Tahir eş-Şehhâmî'nin (v. 533/1138) Kitâbü’l-Ehâdisi’l-İlâhiyye'sidir. Günümüze ulaşmamıştır

45 ; Okiç, a.g.e., s. 15; Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA., XXVI, 319. 46 Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA., XXVI, 319.

(19)

3. Erbain min Kelâmi Rabbi’l-Âlemîn:

Takıyyuddin b. Ali el-Makdisî (v. 600/1203). 40 kudsî hadis ihtiva eder.

4. Şerhu Hadîsi Küntü Kenzen ve el-Hadîsü’l-Kudsî:

Fahreddin er-Râzî (v. 606/1209). Küntü Kenzen tek hadis şerhidir. Hasan Kamil Yılmaz, Tasavvufi Hadis Şerhleri ve Konevî'nin Kırk Hadis Şerhi adlı eserinde, Râzî’nin bu risalesinin tavsifini ve tanıtımını yapmıştır.

5. el-Erbaînü’l-İlâhiyye:

Ali b. Mufaddal el-Makdisî (v. 611/1214). 40 kudsî hadis ihtiva eder.

6. Mişkâtü’l-Envâr fi mâ Ruviye ani’llahi mine’l-Ahbâr:

Muhyiddin İbn Arabî (v. 638/1240). 101 kudsî hadis ihtiva eder. Üç bölümden oluşan eserde sırasyla 40, 40, 21 hadis bulunmaktadır. Muhammed Valsan tarafından Fransızca’ya ve Fransızca çevirisi esas alınarak Mehmet Demirci tarafından Nurlar Hazinesi adıyla Türkçe'ye tercüme edilmiştir.

Bu eser aşağıdaki isimler altında da tanınmıştır:48 - el-Ehâdîsü’l-Müsnede ve’l-Merfûa

- el- Ehâdîsü’l-Müsnede ilallâhi Teâlâ - el-Erbaîn fî İrşadi’s-Sâirîn

- Hadîsü’l-Erbaîn

- Hadîsü’l-Erbaîn el-Kudsiyye - Mie Hadis Kudsî

- İhdâ ve Işrîn Hadîsen - er-Rıyâdu’l-Firdevsiyye

7. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye:

Ziyâüddin el-Makdisî (v. 643/1245).

8. Şerhu Hadîsi Küntü Kenzen:

Sa’deddin el-Hamevî (v. 650/1252). Tek hadis şerhidir. Farsça kaleme alınmıştır.

(20)

9. el-Mekâsidu’s-Seniyye fi’l-Ehâdîsi’l-İlâhiyye ve mâ udife aleyhâ mine’l-Hikâyâti’l-Va'ziyye ve’l-Eş’âri’z-Zühdiyye:

Ebu’l-Kâsım b. Balabân el-Makdisî (v. 684/1285). 100 kudsî hadis ihtiva eder.

10. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye:

Muhyiddin b. Şeref en-Nevevî (v. 676/1277). Kütübi Sitte’den derlenmiş 95 kudsî hadis ihtiva eder.

11. el-Erbaun fi’r-Rivâyeti an Rabbi’l-Âlemîn:

İbn Dakîk el-Îd (v. 702/1302). 40 kudsî hadis ihtiva eder.

12. Miftâhu’l-Künûz ve Misbâhu’r-Rumûz:

Huseyn b. Ahmed et-Tebrîzî (v. 761/1359). Eser 40’ı kudsî hadis olmak üzere toplam 80 hadis ihtiva eder.

13. el-Mu’temed mine’l-Menkûl fî mâ Ûhiye ile’r-Rasûli fi’l-Hadîs: Bahauddin Haydar el-Fâşî (v. 776/1274).

14. el-İthâfâtü’s-Seniyye fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye: Muhammed b. Ahmed el-Medâinî (v. 881/1476).

15. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye ve’l-Âsâru’l-Mustavafiyye:

Cemâl-i Halvetî (Çelebi Halife, Muhammed b. Mahmud Cemaleddin Aksarâyî) (v. 899/1494). 40 kudsî hadis ihtiva eder.

16. Şerhu Hadîsi Küntü Kenzen:

Bâlî Halife es-Sofyâvî (v. 960/1553). Tek hadis şerhidir.

17. İs’âfu’l-Ebrâr Şerhu Mişkâtü’l-Envâr:

Ahmed b. Muhammed İbn Hacer el-Heytemî (v. 974/1567). Muhyiddin b. Arabî’nin Mişkâtu’l-Envâr adlı eserinin şerhidir.

(21)

18. el-Ehâdîsü’l-Kudsîyyetü’l-Erbaîniyye:

Ali el- Kârî (v. 1014/1605). Kudsî hadisler sahasında yapılan çalışmaların en meşhuru ve ilk akla gelenidir. 40 kudsî hadis ihtiva eder. Hasan Hüsnü Erdem tarafından Kırk Kudsî Hadis adıyla ve Harun Ünal tarafından Kırk Kudsî Hadis ve Muhtasar Hadis Usûlü adıyla Türkçe'ye çevrilmiştir.

19. el-İthâfâtü’s-Seniyye bi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye:

Abdurrauf Münâvî (v. 1031/1621). 272 kudsî hadis ihtiva eder. Hasan Hüsnü Erdem İlâhî Hadîsler adıyla, bu eseri esas alarak bir derleme çalışması yayımlamıştır.

20. el-Metâlibü’l-Aliyye fi’l-Ed’iyyeti’z-Zehiyyeti’l-Muhteteme bi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye:

Abdurrauf Münâvî (v. 1031/1621). Yedi bölümden oluşan eserin son bölümü 40 kudsî hadis ihtiva eder.

21. el-Cevherü’s-Seniyye fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye: Muhammed el-Hurr el-Âmilî eş-Şiî (v. 1073/1662).

22. Belâğu’l-Mübîn fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyyeti an Seyyidi’l-Mürselîn: İbn Fellâh el-Huveyzî (v. 1087/1676).

23. el-Erbaûn mine’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye:

Abdülvâsi el-Alefî (v. 1107/1696). 40 kudsî hadis ihtiva eder.

24. Abdülganî b. İsmail b. Abdülganî en-Nablusî’nin (v. 1143/1731) kudsî hadisleri topladığı bir kitabı.

25. 319 Hadîs-i Kudsî’yi câmi' eser-i âlî (319 Kudsî Hadis Mecmuası): Carullah Veliyyüddîn Efendi (v. 1151/1738). Bu esere Abdullah b. Muhammed Salih Eyyûbî (v. 1252/1836) tarafından bir şerh yazılmıştır.

26. Risâle fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye:

(22)

27. Erbaûne Hadîsen mine’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye:

Ebu’l-Hasen es-Sindî (v. 1187/1773). 40 kudsî hadis ihtiva eder.

28. Risâle-i Ehâdîs-i Kudsiyye:

Edirneli Nazira İbrahim Efendi (v. 1188/1774).

29. Menhecü’l-Kemâl ve Simtu’l-Leâl fî mâ câe fi’l-Hadîs min Kemâli’l-Celâl:

Cemâluddin Ali el-Kevkebânî (v. 1191/1171).

30. en-Nefhatü’l-Ünsiyye fî ba’di’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye: Vecühiddin Abdurrahman el-Ayderûsî (v. 1192/1778).

31. el-İthâfâtü’s-Seniyye fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye:

Muhammed et-Trabzonî el-Medenî (v. 1200/1785). Büyük ölçüde Suyûtî’nin Cem’ul Cevâmi'inden derlenmiş, 864 kudsî hadis ihtiva etmektedir.

32. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye: Sâlih el-Fulânî (v. 1218/1803).

33. Dürretü’l-Yetîme fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye:

İbrahim Sıtkı el-İşkodravî (v. 1247/1831). Eser telif tarzı ve kaynakları itibariyle Münâvî’nin el-İthâfâtü’s-Seniyye'sine benzemektedir.

34. el-Feyzu’l-Muğnî fî Şerhi Hadîsi men Talebenî:

Kemaleddin Muhammed el-Halebî (Harîrizâde) (v. 1299/1881).

35. et-Tuhfetü'l-Merdıyye fi’l-Ahbâri’l-Kudsiyye ve’l-Ehâdîsi’n-Nebeviyye ve’l-Hikâyâti’s-Seniyye ve’l-Eş’âri’l-Merdıyye:

Abdülmecid el-Adevî (v. 1303/1886). 40 kudsî hadis ihtiva eder.

36. Ehâdîsü’l-Erbaîni’l-Kudsiyye mine’s-Suhufi’l-İbrâhimiyye ve’l-Mûseviyye:

(23)

37. Edebü’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye:

Ahmed eş-Şerâbâsi. 75 kudsî hadis ve şerhini ihtiva eder. Hadislerin kaynaklarının Medenî’nin el-İthâfâtü’s-Seniyye'siyle aynı olması sebebiyle, bu eserin, İthâfât'tan yapılan seçmelerle oluşmuş olması muhtemeldir. Eser, Naim Erdoğan tarafından 75 Kudsî Hadisin Tercüme ve Şerhi adıyla Türkçe'ye çevrilmiştir.

38. Kitâbü Câmii’l-Kudsî ve’n-Nebevî:

Muhammed Ali b. Muhammed Ruhâvî. Üç bölümden oluşan eserin, ikinci kısmı 40 kudsî hadis ihtiva eder.

39. er-Risâletü’l-Kâşife fî Şerhi Hadîsi Küntü Kenzen Mahfiyyen: Sabahaddin el-Balıkesrî.

40. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye:

Yusuf Ali el-Bedîvî. 398 kudsî hadis ihtiva eder.

41. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye:

Mısır’da Din İşleri Yüksek Kurulu Kur’an ve Hadis Komisyonu tarafından hazırlanan eser, Kütübü Sitte ve Muvatta’dan seçilmiş, mükerrerler dahil 400 kadar kudsî hadisi ihtiva eder. Ahmet Varol tarafından, Kudsî Hadisler I – II adıyla Türkçe'ye tercüme edilmiştir. Ayrıca Kadir Kabakçı tarafından, Kaynak Hadis Kitaplarına Göre Kudsî Hadisler ismiyle, mükerrerler dışındaki 146 hadis Türkçe'ye çevrilmiştir.

42. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye:

Neş’et el-Mısrî. Muasır çalışmalardan olan eser, Mısır Din İşleri Yüksek Kurulu Kur’an ve Hadis Komisyonu tarafından hazırlanan el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye ile Ahmed eş-Şerâbâsî’nin Edebü’l- el-Ehâdîsi’l-Kudsiyye'sinden faydalanılarak hazırlanmıştır.

43. Câmi’u’l-Ehâdîsü’l-Kudsiyye:

İsâmüddin es-Sabâbetî. 1150 kudsî hadîs ihtiva eden eser, konuyla ilgili günümüzde hazırlanan en kapsamlı ve en kullanışlı eser niteliğindedir.

(24)

44. Sahîhu’l-Ehâdîsü’l-Kudsiyye:

İsâmuddin es-Sebâbetî. Müellif, Câmi’u’l-Ehâdîsü’l-Kudsiyye adlı kitabındaki sahih ve hasen hadislerden oluşan 550 kudsî hadisi tek cilt halinde neşretmiştir.

45. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye min Sahîhi’s-Sünneti’n-Nebeviyye:

Mecdi Fethi es-Seyyid. Sahih ve hasen hadislerden oluşan 225 kudsî hadis ihtiva eder.

46. es-Sahîhu’l-Müsned mine'l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye: Mustafa b. el-Adevî.185 kudsî hadis ihtiva eder.

47. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyyetü’d-Daîfe ve’l-Mevzû’a:

Ebû Abdullah Muhamed b. Ahmed el-Îsevî. 100 kudsî hadis ihtiva eder.

48. en-Nefehâtü’r-Rabbâniyye fi’l-Ehâdîsü’l-Kudsiyye: Yusuf İbrahim es-Semerrâî.

49. Mevsûatü’l-Ehâdîsü’l-Kudsiyyeti’s-Sahîha ve’d-Daîfe:

Yusuf el-Hâc Ahmed. Sahih ve zayıf olmak üzere 920 kudsî hadis ihtiva eder.

50. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye ve Menzîletühâ fi’t-Teşrî’i’l-İslâmî: Şaban Muhammed İsmail. Şerh ya da derleme çalışması değildir.

51. er-Risâle fi’l-Fark beyne’l-Hadîsi’l-Kudsî ve’l-Hadîsi’n-Nebevî: .49 Nuh b. Mustafa.

52. Forty Hadith Qudsi:

İbrahim Ezzeddin ve Denys Johnson Davies’in, kudsî hadislerden seçtikleri 40 hadisin, İngilizce'ye tercümesidir.

49 50 ve 51. maddede yer alan eserler, teorik anlamda kudsî hadisler konusunu ele almıştır. Şerh ya da

(25)

53. Min Ehâdîsil-Kudsiyyeti’n-Nebeviyye.

54. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye bi Tarîki’l-Mev’ıza.

55. Hadîs Kudsî.

56. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyytü’ş-Şerîfe.

57. Kitâbü’l-Ehâdîsi’l-Kudsî:

Pamuk yayınları tarafından, el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye ve Şefaâtü Nebiyyinâ Muhammed adıyla neşredilen, iki risaleden ilkidir.

58. Erbaûn Hadîsen Kudsiyyen: 40 Kudsî hadis İhtiva eder.

59. Şerhu Erbaîni li Ali el-Kârî mine’l-Ehâdîsü’l-Kudsiyye.

60. el-Hadîsü’l-Erbaûn fi’l-Ahbâri’l-Kudsiyye50

2. Türkçe Tercüme ve Derleme Çalışmaları 1. Kenzi Mahfî:

İsmail Hakkı Bursevî (v. 1137/1724). Müellifin “Küntü Kenzen Mahfiyyen” hadisine yazdığı şerhtir.

2. Kırk Kudsî Hadis:

Hasan Hüsnü Erdem (v. 1974). Ali el-Kârî’nin, el-Ehâdîsü’l-Kudsîyyetü’l- Erbaîniyye adlı eserinin tercümesidir.

3. Kırk Kudsî Hadis ve Muhtasar Hadis Usûlü:

Harun Ünal. Ali el-Kârî’nin, el-Ehâdîsü’l-Kudsiyyetü’l-Erbaîniyye adlı eserinin tercümesidir.

50 1-15, 17-38, 41 ve 53-60. maddelerde yer alan eserler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Yılmaz, “Hadis

(26)

4. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye ve Şefâatü Nebiyyinâ Muhammed:

Pamuk yayınları tarafından neşredilmiştir. İki risaleden oluşmaktadır. Risalelerden ilki, müellifi belli olmayan, Kitabü’l-Ehâdîsi’l-Kudsî adlı eserin tercümesidir. Ancak herhangi bir tanıtım yazısı veya önsöz bulundurmaması sebebiyle, ilmi olmaktan uzaktır. 51

5. 75 Kudsî Hadisin Tercüme ve Şerhi:

Naim Erdoğan. Ahmed eş-Şerâbâsî’nin, Edebü’l- el-Ehâdîsi’l-Kudsiyye adlı eserinde yer alan 75 kudsî hadis ve şerhinin Türkçe'ye tercümesidir.

6. Nurlar Hazinesi:

Mehmet Demirci. Muhyiddin İbn Arabî’nin, Mişkâtü’l-Envâr adlı eserinin tercümesidir. Tercümede, eserin, Muhammed Valsan tarafından yapılan Frasızca çevirisi esas alınmıştır.

7. İlâhî Hadisler:

Hasan Hüsnü Erdem. Münâvî’nin, el-ithâfâtü’s-Seniyye'si esas alınarak hazırlanan derleme çalışmasıdır.

8. 40 Kudsî Hadis:

Ali Fikri Yavuz. Muhammed b. Mahmud Medenî Trabzonî’nin, el-İthâfâtü’s-Seniyye'sinin tercümesi olduğu belirtilen eserin, Medenî’ye nispeti doğru değildir. Tercüme edilen kitabın, Muhammed b. Ahmed el-Medenî'nin (veya Medyânî), el-İthâfâtü’s-Seniyye fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye adlı eseri olması muhtemeldir.

9. Kudsî Hadisler I – II:

Ahmet Varol. Mısırda Din İşleri Yüksek Kurulu Kur’an ve Hadis Komisyonu tarafından hazırlanan Kütübü Sitte ve Muvatta’dan seçilmiş, 400 kadar kudsî hadisten oluşan, el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye adlı eserin tercümesidir.

10. Kaynak Hadîs Kitaplarına Göre Kudsî Hadisler:

(27)

Kadir Kabakçı. Yukarıda Ahmet Varol tarafından tercüme edildiği belirtilen eserin, mükerrerler dışındaki, 146 hadisi ihtiva eden tercümesidir.

11. 100 Kudsî Hadis:

Fatih Güngör. Ali Kârî’nin, Ehâdîsü’l-Kudsiyye, Münâvî’nin, el-İthâfâtü’s-Seniyye ve İbn Arabî’nin, Mişkâtül’-Envâr adlı eserindeki hadislerden oluşan, derleme çalışmasıdır.

12. Buhârî ve Müslim’de Geçen Kudsî Hadisler:

İrfan b. Müslim tarafından hazırlanan eser, Abdullah Tuncer tarafından tercüme edilmiştir.

13. Kırk Kudsî Hadis:

Arif Pamuk. İmam Gazzâlî’nin Kitabü’l-Mevâiz adlı eserinin -mütercim tarafından eserin adı zikredilmemiştir- tercümesi olduğu belirtilen çalışma, 40 kudsî hadis ihtiva eder. Ancak el-Mevâiz' de 38 hadis bulunmaktadır.

14. Hadîs-i Kudsîler:

L. Doğan ve Cemal Akşit tarafından hazırlanmıştır.

15. İnsanlığa İnsanlığını Öğreten Kırk Hadis-i Kudsî: Kemal Pilavoğlu tarafından hazırlanmıştır.

16. Hadis-i Kudsî:

Mevlüt Topbaş tarafından hazırlanmıştır.52

17. Kırk Kudsî Hadisin Tercüme ve İzahı: Ramazan Yıldız. Derleme çalışmasıdır.53

52 14, 15, 16. maddede yer alan eserlerin muhtevası hakkında malumat sahibi olamadığımız için, sadece

eserlerin isimlerini vermekle yetindik.

53 İsimleri zikredilen hadis mecmuaları için şu kaynaklardan istifade edilmiştir: Kettânî,

er-Risâletü’l-Müstetrafe, s. 120 – 121; Fatih Güngör, 100 Kudsi Hadis, s. 12 – 15; İbn Arabî, Nurlar Hazinesi, trc. Mehmet Demirci, s. 49; Uğur, Hadis İlimleri Edebiyatı, s. 163-164; Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA., XXVI, 319 – 320; Yılmaz, a.g.t., s. 44 – 90.

(28)

3. Makale ve Tezler

a) Makaleler:

1. Hadis İliminde Kudsî Hadisler ve Bu Konuda Yapılan Çalışmalar

Hayati Yılmaz, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, sy. I, s. 163–197, Adapazarı, 1996.

Kudsî Hadisler konusunda, Türkiye’de yapılan akademik çalışmalar kapsamında, tespit edebildiğimiz tek makaledir. Aşağıda içeriğinden bahsedeceğimiz, yüksek lisans tezinin özeti mahiyetindedir.

2. “The So-Called Hadith Qudsi” Samuel M. Zwerner

Makalede Zwerner, kudsî hadîsler meselesini tenkîdî bir yaklaşımla incelemiş; bu hadislerin Eski Ahit ve Yeni Ahit’ten alınmış parçalarla, sonradan ortaya çıkmış sözler olduğunu iddia etmiştir.54

3. “Comme il Est Ecrit” A. L. De Premare

Makalede; Premare: “Ben kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşerin gönlünden geçirmediği şeyler hazırladım.” mealindeki sahih, kudsî hadisin geçmiş kitaplarla ilgisini araştırmıştır.55

4. II Problema dei Hadith Qudsi

Agostino Cilardo’nun bu başlıklı incelemesi, Batı’da yapılan bir başka çalışma örneğidir.

5. Ayrıca Goldziher ve ardından Junboll, İslam Ansiklopedisi'nin ilk neşrinde kudsî hadisler hakkında kısa bilgiler vermiştir.

6. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye fî Dâireti’l-Cerh ve’t-Ta’dil

54 Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA., XXVI, 320; Ayrıca bkz. Hıdır, a.g.t., s. 325-326. 55 Hıdır, a.g.t., s. 326.

(29)

Abdülğafûr Abdülhak el-Belûşî, Mecelletü’l-Câmi’ati’l-İslâmiyye, cilt. XXI, sy. 83-84, s. 95-123, Medine 1409.56

b) Tezler:

1. Hadis İlminde Kudsî Hadisler

Hayati Yılmaz, M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1992.

Türkçede bu konudaki tek müstakil çalışmadır. 105 sayfadan oluşan tezde; sünnetin vahiyle ilgisi ve kudsî hadis kavramının incelenmesinin ardından, kudsî hadislerle ilgili eserler ayrıntılı olarak tanıtılmıştır.

2. İsrailiyyât – Hadis İlişikisi: Hadis-Yahudi Kültürü Tartışmaları

Özcan Hıdır, M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul 2000. Kudsî hadislerle ilgili, müstakil bir çalışma olmamakla birlikte, Yahudi kültürünün hadislere etkileri bağlamında, İslam alimlerinin ve şarkiyatçıların, kudsî hadis kavramı hakkındaki değerlendirmelerine yer vermektedir.

3. Divine Word and Prophetic Word in Early İslam: A Reconsideration of the Sources with Special Reference to the Devine Sayings or Hadith Qudsi.

W. A. Graham, Doktora Tezi, Paris, 1977.57

4. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye: Cem' ve dirâse.

Ömer Ali Abdullah Muhammed, Doktora Tezi, el-Câmiatü'l-İslâmiyye bi'l-Medîneti'l-Münevvere Külliyyeti'l-Hadîs'iş-Şerîf ve'd-Dirâsâti'l-İslâmiyye, Suudi Arabistan, 1413.

5. el-Ehâdîsü’l-Kudsiyye : Dirâse fi’l-Bünyeti’l-Lüğaviyye ve’n-Nazmi’l-Uslûbî.

Ali Abdullah Ahmed en-Naim, Doktora Tezi, Suudi Arabistan.58

56 4, 5 ve 6. maddeler için bkz. Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA., XXVI, s. 320. 57 Yılmaz, “Kudsî Hadis”, DİA, XXVI, 320.

58 Son iki çalışmaya Suudi Arabistan Kral Faysal Araştırma Merkezi’den ulaşılmıştır. Ancak muhtevaları

(30)

İKİNCİ BÖLÜM

İLÂHÎ HADİSLER ADLI ESERDEKİ HADİSLERİN TAHRİÇ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

A. ESERİN GENEL TAVSİFİ

İlahi Hadisler isimli tercüme çalışması, Hasan Hüsnü Erdem tarafından derlenmiş, bir kudsî hadis mecmuasıdır. Abdurrauf Mûnavî’nin el-ithâfâtü’s-Seniyye’sine dayanılarak oluşturulan eser, bu mevzudaki diğer muteber kaynaklardan da faydalanmak suretiyle meydana getirilmiştir.

Münâvî'nin (h.1031/ m.1621) eserinin tam adı el-İthâfâtü's-Seniyye bi'l-Ehâdîsi'l-Kudsiyye'dir. Eser, Muhammed Münir ed-Dımeşkî tarafından şerh edilmiştir. Ayrıca Arap dünyasında tahriçli baskıları da bulunmaktadır. Eserde 272 hadis bulunmakta ve bunları toplayanın Münâvî'nin oğlu, Muhammed Tâcüddin el-Münâvî olduğu belirtilmektedir.

Eseri şerh eden Muhammed Münir ed-Dımeşkî el-İthâfât'ın oğlu tarafından toplanmış olmasını şöyle izah etmektedir: "Müellif eserini tamamlayamamış, onu müsvedde olarak bırakmıştır. Sonra oğlu Muhammed Tâcüddin gelip, temize çektikten sonra eseri tamamlamış ve kendisine nisbet etmiştir. Çünkü babası Abdurrauf Münâvî ömrünün sonuna doğru hastalıklardan dolayı pek çok eserini tamamlamaktan aciz kalmıştır."59

Esasen kitap, iki bab üzere tertip edilmiştir. Birinci babda, Hz. Peygamber'den (s.a.v.) lا لeX ifadesiyle nakledilen rivayetler bulunmaktadır. İkinci babda ise lا لeX ifadesiyle başlamadığı halde içinde Allah sözü bulunan rivayetler yer almaktadır. Müellif her iki babı da alfabetik olarak düzenlediğini ve eserinde takip ettiği metodu kendisinden önce kimsenin kullanmadığını belirtmektedir.60 Ne var ki tahriçli baskılarda, söz konusu tasnif gözetilmeksizin, rivayetlerin sadece alfabetik olarak düzenlendiği görülmektedir.

Ayrıca eserde, hadisler senetsiz olarak zikredilmektedir. Sonlarında tاور diyerek hadisi tahriç edenler belirtilmekte, sahabe ravilerine de işaret edilmektedir.

Hasan Hüsnü Erdem, İlâhî Hadisler adlı kudsî hadis derlemesini oluştururken Münâvî'nin bu eserini esas almıştır. İlâhî Hadisler'de yer alan 92 rivayetten 73'ünün söz konusu eserde bulunduğu tespit edilmiştir ki bu durum, Erdem'in kitabının %80'lik bir oranla el-İthâfât hadislerinden teşekkül ettiğini göstermektedir.

59 Münâvî, el-İthâfât, s. 6-7. 60 Yılmaz, a.g.t., s. 53.

(31)

Erdem eserini, ahlakî açmazlar içinde bocalayan günümüz insanına bir fayda olması düşüncesiyle telif etmiştir. Bu nedenle eserinde, terğîb ve't-terhîb ile ilgili hadislerin yoğunlukta olduğu; kudsî hadislerin dört temel konusundan, Allah'ın azameti ve büyüklüğüne dair haberlerin, yok denecek kadar az bulunduğu görülmektedir. Buna göre, hadislerde ağırlıklı olarak üzerinde durulan konuları şu şekilde sıralamak mümkündür: *İman esasları

*Allah’ın ikramı ve cennet nimetleri *Allah’a hüsnü zan beslemek

*Allah’ı zikretmenin fazileti *Allah’ın rahmetinin bolluğu *İyiliği emr, kötülükten nehy *Zayıflara karşı merhametli olmak *Akrabayı ziyaret

*Alçak gönüllülük *Duanın önemi

*İnsanların birbiriyle olan ilişkilerinin kardeşçe olması *Belalara sabretmenin fazileti

*Allah dostlarına düşmanlık etmenin cezası vb.

Erdem, eserdeki doksan iki rivayetten ilk sırayı tevhid ve tevhid esaslarına tahsis etmektedir. Ne var ki rivayetlerin genel dağılımında herhangi bir tasnif gözetilmemiştir.

Umumiyetle bir veya birkaç cümlelik kısa rivayetlerden oluşan eserde, bazen uzun metne sahip haberler de yer almakta ve rivayetler senetsiz olarak kaydedilmektedir. Hadis metinlerinin tercümelerinin ardından, haberi nakleden sahabi ve rivayeti eserine alan müellif zikredilmektedir. Dolayısıyla, hadislerinin büyük bir kısmını el-İthâfât'tan derleyen Erdem'in, tahriç metodu olarak da Münâvî'nin usûlünü benimsediği görülmektedir. Bununla birlikte, rivayetlerin sonunda işaret edilen kaynaklara, müellifin yaptığı ilaveler de dikkatlerden kaçmamaktadır.

Müellifin, tercümelerde, metinlerin aslına sâdık kalmakla beraber, bazen dilimizin akıcılığını sağlayabilmek ve edebî güzelliğini yansıtabilmek için biraz serbest hareket ettiği görülmektedir.

Genel olarak Erdem’in açıklama ve yorumlarına rastlanmamakla beraber, bazı hadislerle ilgili kendi açıklayıcı bilgileri dipnotlara eklenmiştir.

Müellifin, bazen, rivayetlerin sıhhat durumları hakkındaki değerlendirmelere yer verdiği görülmektedir ki, bu değerlendirmelerin yapıldığı hadislerin sayısı oldukça azdır.

(32)

Eserin sonunda sahabi ravilerin ve hadisleri eserlerine alan müelliflerin bir kısmının tercüme-i halleri sunulmuştur. Buna göre, hadislerin sonunda, isimleri zikredilen yirmi altı sahabi ravi ve rivayet ettikleri hadis sayıları şöyledir:

1. Hz. Ebû Bekr (r.a) (v. 13/634): 2 rivayet 2. Muaz b. Cebel (r.a) (v. 20/640): 2 rivayet 3. Hz. Ömer (r.a) (v. 23/643): 3 rivayet 4. Ebu’d-Derdâ (r.a) (v. 32/652): 4 rivayet

5. Ebû Zerri’l Gifârî (Cündeb b. Cünade) (r.a) (v. 32/652): 6 rivayet 6. Abdullah b. Mes'ud (r.a) (v. 32/652): 3 rivayet

7.Huzeyfe b. Yemân (r.a) (v. 36/656): 1 rivayet 8. Hz. Ali (r.a) (v. 40/660): 5 rivayet

9. Ebû Mes'ud el-Ensârî (r.a) (v. 40/660): 2 rivayet 10. Ebu Musa El-Eş'arî (r.a) (v. 44/664): 1 rivayet 11. Iyâz b. Hımâr (r.a) (v. 50/ 670): 1 rivayet 12. Fedâle b. Ubeyd (r.a) (v. 53/672): 1 rivayet 13. Ebû Hureyre (r.a) (v. 58/677): 22 rivayet 14. Hz. Âişe (r.a) (v. 58/677): 2 rivayet 15. Şeddad b. Evs (r.a) (v. 58/677): 1 rivayet 16. Ukbe b. Âmir (r.a) (v. 58/677): 1 rivayet 17. Cündeb b. Abdillah (r.a) (v.58/677): 1 rivayet 18. Abdullah b. Abbas (r.a) (v. 68/687): 10 rivayet 19. Abdullah b. Ömer (r.a) (v. 73/692): 5 rivayet 20. Ebu Said el-Hudrî (r.a) (v. 74/693): 6 rivayet 21. Cabir b. Abdillah (r.a) (v. 78/697): 3 rivayet 22. Ebu Umâme (r.a) (v. 81/700): 5 rivayet 23. Enes b. Mâlik (r.a) (v. 90/708): 20 rivayet 24. Amr b. Abese (r.a): 1 rivayet

25. Ümmü Hanî (r.a): 1 rivayet

26. Beşîr b. el-Hasâsiyye (r.a): 1 rivayet İsimleri geçen, üç tâbiin ravi ise şunlardır:

el-Hasan el-Basrî (v. 110/728); Mâlik b. Dinar (v. 131/789); İbnü'l- Mübârek (v. 181/797). Münâvî, eserine aldığı hadisleri şu kaynaklardan nakletmektedir.

Ahmed b. Hanbel (v. 241/855) : Müsned; Bağavî (v. 244/858): Müsned; Abd İbn Humeyd (v. 249/863) : Müsned; Buhârî (v. 256/869): Sahih; Müslim (v. 261/874): Sahih;

(33)

Ebû Dâvud (v. 275/888): Sünen; Tirmizî (v 279/892): Sünen; İbn Ebi’d-Dünyâ (v. 281/894): Kitâbu'l-İhvân; Nesâî (v. 303/915): es-Sünen; Bezzâr (v. 307/919): Müsned; Ebû Ya'lâ (v. 307/909): el-Müsned; İbn Cerîr et-Taberî (v. 310/922): Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk; İbn Huzeyme (v. 311/924): es-Sahîh; el-Hakîmü't-Tirmizî (v. 320/932): en-Nevâdiru’l-Usûl; Ukaylî (v. 322/932): ed-Duafâü'l--Kebîr; İbn Adiy (v. 323/934):el-Kâmil; Harâitî (v. 327/939): Mekârimu’l-Ahlak; İbn Hıbbân (v. 354/965): Sahih; İbn Sünnî (v. 354/965): Amelü'l-Yevm ve'l-Leyle; Taberânî (v. 360/970)’nin üç Mu’cem’i; İbn Şâhin (v. 381/991): Kitâbü’s-Sünen; el-Askerî (v. 382/992): el-Emsâl; Dârekutnî (v. 385/995): Sünen; Hâkim en-Neysâbûrî (v. 405/1014): Müstedrek; Temmâm (v. 414/1023): el-Kavâid; Ebû Nuaym (v. 430/1038): Hılyetu’l-Evliyâ; Kudâî (v. 454/1062): Müsnedü'ş-Şihâb; Beyhakî (v. 458/1065): Sünen; el-Hatîbü'l-Bağdâdî (v. 463/1070): Târîhu Bağdad; İbn Abdilber (v. 463/1070): Câmiu Beyâni'l-İlim ve Fadlihî; Deylemî (v. 509/1122): el-Firdevs; İbn Asâkir (v. 571/1175): Târîhu Dimaşk; er-Râfiî (v. 623/1226): Şerhu Müsnedü’ş-Şâfiî; İbn Neccâr (v. 643/1245); Kamerü'l-Münîr; Sağânî (v. 650/1252): Meşâriku’l-Envâri’n-Nebeviyye; Nevevî (v. 676/1277): Riyâzü’s-Sâlihîn; Suyûtî (v. 911/1505): el-Câmiu’s-Sağîr.

B. TAHRİÇ METODU

H. Hüsnü Erdem'in İlâhî Hadisler isimli eserinde tahricine çalıştığımız hadisler, Buhârî ve Müslim’in Câmi'lerinin sıhhati üzerinde ittifak edilmesi sebebiyle, bunlar dışındaki kaynaklarda yer alan haberlerdir.

Buna göre, eserde yer alan 91 rivayetten61 22'si, Sahîhayn hadisidir. Bu 22 rivayetten 18'i, Erdem'in tahriçlerinde görülmektedir. Diğer 4 rivayet ise araştırma esnasında tespit edilmiştir. Bu durumda geriye kalan 69 rivayet, tahrici ve değerlendirilmesi yapılmak üzere, incelemeye alınmıştır.

Hadislerin kaynaklarının tespiti noktasında öncelikle "Elfiyye" CD’si taranmıştır. Bunun neticesinde temel kaynaklardan, özellikle Kütübü Tis’a'da ve Ebû Ya'lâ, Tayâlisî, Humeydî'nin Müsned’leri, İbn Ebî Şeybe ve Abdurrezzak b. Hemmâm’ın Musannef'i, Beyhakî’nin Sünen'i ve Taberânî’nin Mu’cem'leri gibi, Şah Veliyullah Dehlevî'nin tasnifiyle, hadis külliyatının üçüncü tabakasına dahil

olan eserlerde göremediğimiz hadisler için, Mevsûatü Etrâfi'l-Hadîsi'n- Nebeviyyeti'ş-Şerîfe'ye başvurulmuştur.

(34)

Tetkikine çalıştığımız 69 rivayetten 2 tanesinin İncil’de; 2 tanesinin de Tevrat'ta yer aldığı belirtilmektedir ki bunların tespiti için ABC Dizini'nden yararlanılmıştır. Gümüşhânevî'nin (v.1311/1893) Râmûzu'l-Ehâdîs isimli eseri adet olarak fazlaca kudsî hadisi ihtiva etmesi nedeniyle, gözden geçirilmiş ve ilgili hadislerin %50'sinin burada yer aldığı görülmüştür.

Hakkında ihtilaf edilen hadis ravilerinin, tam isimleri (künye-lakab) verilmiş ve ilgili değerlendirmeler için özellikle şu kaynaklardan istifade edilmiştir:

İbn Ebî Hâtim’in el-Cerh ve’t Ta’dîl 'i, kendinden önce telif edilmiş rical kitaplarının özeti niteliğindeki İbn Adiyy'in el-Kamil'i, bu eserin muhtasarı niteliğindeki Zehebî'nin Mîzânü'l-İ'tidâl'i, Mîzan’ın muhtasarı el-Muğnî, Mizzi'nin Tehzîbul- Kemâl'i, Tehzîb’in muhtasarı olan İbn Hacer’in Tehzîbu't- Tehzîb'i ve yine İbn Hacer’in Lisânü'l –Mîzân'ı.

Ayrıca İlâhî Hadisler adlı eserin, Münâvi’nin (v.1031/1622) el-İthâfâtü's-Seniyye'sinin esas alınarak oluşturulması sebebiyle, rivayetler Münâvî’nin bu eseriyle mukayese edilerek, hadis ve sayfa numaraları dipnotta gösterilmiştir.

Eserde yer alan hadislerin benzer nitelikli varyantları, haberlerin sıhhat durumları hakkında daha net bilgilere ulaşmak gayesiyle, değerlendirme kapsamına alınmış ve dipnotlarda ayrıca belirtilmiştir.

Hadis metinlerinin tercümesinde, Erdem'in kendi tercümesini esas almakla birlikte, yer yer tasarrufta bulunulmuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Veteriner Fakültesi’ne Türkiye’nin farklı coğrafik bölgelerinden gelen öğrencilerin sucuk tercih ve tüketim alışkanlıklarının araştırıldığı bu

Patellar tendon otogrefti kullanarak ÖÇB rekonstrüksiyonu yaptığımız hastalarımızda 3 ay gibi kısa bir sürede aktif yaşantıya dö- nüşün sağlanması,

Çekilen toplar torbaya geri bırakılmadığı için aynı sayı art arda çekilemez. çekilen top torbaya bırakılmayacağından 5

The main reason behind Russia’s willingness to attain Turkey as an ally was to convert the republican regime of Turkey to a communist one while Turkish government had

Astımlı olgular ile sağlıklı bireylerin denge ve koordinasyon test sonuçları karşılaştırıldığında statik denge total skorunda, dinamik denge total skorunda, beş kez

Yüksek serum VEGF, düşük serum TSH ve albumin seviyeleri kötü tüm sağkalım süresi ile istatistiksel anlamlı ilişkili saptandı (sırasıyla p=0.001, p=0.03

臺北醫學大學神經損傷及再生研究中心發表「脊椎骨折微創千斤頂復位手術」 本校神經損傷及再生研究中心主任 蔣永孝教授

İntihar saldırganları hakkında tek tip bir profil ortaya çıkarmak oldukça güç olmakla birlikte, literatürde bireyi intihar saldırılarına iten temel faktörler