• Sonuç bulunamadı

Tarihi Kilis evleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarihi Kilis evleri"

Copied!
176
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

TARĐHĐ KĐLĐS EVLERĐ

Rıdvan SAVAŞÇIOĞLU Mimarlık Anabilim Dalı

(2)

T.C.

SELÇUK ÜNĐVERSĐTESĐ FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

TARĐHĐ KĐLĐS EVLERĐ

RIDVAN SAVAŞÇIOĞLU

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ MĐMARLIK ANABĐLĐM DALI

Bu tez 11.03.2008 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oybirliği ile kabul edilmiştir.

Yrd.Doç.Dr.M.Emin BAŞAR Yrd.Doç.Dr.E.Hamit OĞUZALP Yrd.Doç.Dr.A.Deniz OKTAÇ (Danışman) (Üye) (Üye)

(3)

ÖZET

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

TARĐHĐ KĐLĐS EVLERĐ

Rıdvan SAVAŞÇIOĞLU

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı

Danışman: Yrd. Doç. Dr. M. Emin BAŞAR Jüri: Yrd. Doç. Dr. E. Hamit OĞUZALP Jüri: Yrd. Doç. Dr. A. Deniz. OKTAÇ

2008, 160 Sayfa

Bu çalışmada, Anadolu’nun her bölgesinde yaygın olarak görülen tarihsel değerlerin ve kültürel mirasın bir halkasını oluşturan Kilis kentinin sivil mimarisi araştırılarak, 20 adet özgün evin mimari özellikleri incelenmiştir. Kilis’in geleneksel mimarisi içerisin de büyük bir yer tutan konut mimarisi plan ve form özellikleri açısından ele alınarak günümüzdeki durumu saptanmıştır. Adana Koruma Bölge Kurulu tarafından tescil edilen sivil mimarisi araştırılmış, 20 adet evin mimari özellikleri incelenmiş ve özellikli olan 5 adet evin detaylı olarak rölöveleri çıkartılmıştır.

(4)

ABSTRACT MASTER THESĐS

HISTORICAL HOUSES OF KĐLĐS

Rıdvan SAVAŞÇIOĞLU

The Univesty Of Selçuk

The Institute of Natural and Applied Sciences The Department Of Architecture Supervisor: Assoc Prof. Dr. M. Emin BAŞAR Jury: Assoc Prof. Dr. E. Hamit OĞUZALP Jury: Assoc Prof. Dr. A. Deniz OKTAÇ

2008, 160 Sayfa

In thıs study,we have tried to find out civil architectural structure in Kilis which is also a part of historical worths widely distrubuted in every area of Anatolia.The residential architecture which has an important place in traditional architecture of Kilis was examined in detail.Đt was investigated by thinking its plan and structure speciailities,then its situaition was evaluated for our time.The civil architecture which had been recorded by Adana Protection of Area Comittee was examined,architectural specialities of 20 house were investigared,the reileves of 5 house were found out in detail and the restoration problems were touched on.

(5)

ÖNSÖZ

Kültür değerlerimize sahip çıkmak, onları korumak ve gelecek nesillere iletmek bir görev olmalıdır. Bu görev doğrultusunda Kilis’te bulunan tarihi evlerin çalışmasını yaparak, Osmanlı kültürünü ve o dönemde yaşayan insanların çevreye ve yeşile değer verdiğini, her türlü ihtiyacın karşılanması için ince hesapların yapıldığı, arazi şekline uyumluluğu, yaşam tarzı ve mahremiyeti gibi özellikleri bize o dönemin kendi çağında ne kadar gelişmişliğini göstermektedir. Bu çalışmada o dönemin kültürünü daha yakından tanıyacağız.

Çalışmam sırasında bana yardımlarını esirgemeyen danışmanım sayın Yrd. Doç. Dr.

Mehmet Emin BAŞAR hocama, restorasyon kararlarındaki yardımlarını esirgemeyen sayın Yrd. Doç. Dr. Osman Nuri DÜLGERLER hocama, proje ölçümlerinde ve çizimlerinde bana

yardım eden sayın Mimar Turgut BAŞ’a, bilgisayar ortamlarında yardımlarını esirgemeyen sayın Mimar S.Ahmet BĐÇER’e, yaptığı proje çalışmalarını esirgemeyen sayın Mimar Barış

GÖREN’e, Kilis evleri hakkında bilgilerini esirgemeyen sayın Yapıcı Duran KALE ve Abdülhamit TEKTUNA’ya, Kilis’teki tarihi yapıların istatistikleri paylaşan Kilis Kültür ve

Turizm Müdürü sayın Rauf TOKEL’e, çalışma sırasında arşivlerindeki kitapları bizimle paylaşan Kilis Kültür Derneği Şubesi Başkanı sayın Muhlis SALĐHOĞLU’na, Manevi desteklerinden dolayı Kilis Belediye Başkanı M. Abdi BULUT’a sosuz şükranlarımı sunarım.

Sevgili aileme bana verdikleri maddi, manevi desteklerinden dolayı sevgilerimi sunarım.

(6)

ĐÇĐNDEKĐLER SAYFA

ÖZET………I ABSTRACT………II ÖNSÖZ………...III ĐÇĐNDEKĐLER DĐZĐNĐ………IV RESĐM VE ŞEKĐL DĐZĐNLERĐ……….VII KISALTMALAR……….XIV 1.GĐRĐŞ….………...1 1.1. AMAÇ VE KAPSAM………1 1.2. MATERYAL-METOD………...2 1.3. LĐTERATÜR ÖZETĐ……… 3

2. KĐLĐS ĐLĐ FĐZĐKSEL VE TARĐHSEL VERĐLERĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ …....5

2.1. KENTĐN COĞRAFĐ YAPISI………...………..….5

2.1.1. Kilis Đli Genel Konumu………...5

2.1.2. Nüfus………...6

2.1.3. Doğal ve Jeolojik Yapı………7

2.1.4. Deprem Durumu……….7

2.1.5. Yeryüzü Şekilleri………7

2.1.6. Đklim………8

2.1.7. Bitki Örtüsü……….9

2.1.8. Ulaşım……….9

2.1.9. Eğitim ve Kültürel Yapı………..9

2.1.10. Ekonomi………..10

2.2. KENTĐN TARĐHSEL GELĐŞĐMĐ………..10

2.2.1. Kilis’in Adı………...10

2.2.2. Kilis’in Tarihsel Gelişimi………..13

2.2.3. Tarihsel Yapılar……….17

2.2.4. Eski Kent Dokusu……….18

3.TÜRK EVĐ VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESĐ EV ÖZELLĐKLERĐ………..21

(7)

3.1.1. Türk Evi Elemanları………..21

3.1.2. Türk Evi Plan Tipleri………22

3.2. ANADOLU’DA BÖLGELERE GÖRE KONUT MĐMARĐSĐ………..23

3.3. TÜRK EVĐ’NĐN GELENEKSEL ÖZELLĐKLERĐ………...23

3.4. GÜNEYDOĞU ANADOLU EV ÖZELLĐKLERĐ………27

4. GELENEKSEL KĐLĐS EVLERĐ KATALOĞU………...………31

4.1. ÜZÜMBALI EVĐ…………..………...31 4.2. TÜMAY EVĐ………...48 4.3. BARIŞKAN EVĐ……….………...69 4.4. NECĐ EVĐ……….………...79 4.5. SALĐHOĞLU EVĐ…...………..93 5. DEĞERLENDĐRME…………...………..…………...104

5.1 KĐLĐS’TEKĐ SOKAK VE EV ÖZELLĐKLERĐ………104

5.2. GENEL PLAN ÖZELLĐKLERĐ………..………107

5.3. PLAN TĐPLERĐ………...109

5.4. GELENEKSEL KĐLĐS EVLERĐNĐN PLAN ELEMANLARI………111

5.4.1. Avlu (Havış)………...111 5.4.2. Eyvan (Livan)………116 5.4.3. Mağara (Kiler)………..…..117 5.4.4. Odalar……….118 5.4.5. Çıkma……….122 5.4.6. Mutfak………122 5.4.7. Tuvalet………...124 5.4.8. Hamamlar………...124

5.5. GELENEKSEL KĐLĐS EVLERĐNDE KULLANILAN YAPI MALZEMELERĐ VE TEKNĐKLERĐ………...125

5.5.1. Taş Yapı Malzemesi………125

5.5.2. Ahşap Yapı Malzemesi………..……….126

5.5.3. Metal Yapı Malzemesi……….………...127

5.5.4. Pişmiş Toprak Malzemesi………...129

5.5.5. Sıvalar……….129

(8)

5.6. GELENEKSEL KĐLĐS EVLERĐNĐ OLUŞTURAN YAPI ELEMANLARI…...132 5.6.1. Strüktür Yapı Elamanları …………..………132 5.6.1.1. Temeller………..………...132 5.6.1.2. Duvarlar………...132 5.6.1.3. Çatılar……….…..132 5.6.2. Yapı Elemanları…………...……….133

5.6.2.1. Avlu (Cümle) Kapıları………..133

5.6.2.2. Oda Pencereleri…...………135

5.6.2.2. Mağara Pencereleri..………...…………139

5.6.2.4. Ara (Bağlantı) Pencereleri………...140

5.6.2.5. Cumbalar Ve Çıkmalar………140 5.6.2.6.Merdivenler………...141 5.6.2.7. Döşemeler ………...143 5.6.2.8.Tavanlar………143 5.6.2.9. Kapılar……….………145 5.6.2.10. Dolaplar (Mahmil)…………...………...146 5.6.2.11. Çeşmeler……….147 5.7. CEPHELER...……….……...148 5.7.1. Cephe Düzeni………. …148 5.8. SÜSLEME...………149 5.8.1. Taş Süsleme………....149 5.8.2. Ahşap Süsleme………152 5.8.3. Metal Süsleme………...…..152

5.8.4. Kalem Đşi Süslemeler………..153

6. SONUÇ………..………..………...154

7. YEREL TERĐMLER SÖZLÜĞÜ………156

(9)

RESĐM VE ŞEKĐL DĐZĐNLERĐ

Resim 1. Kilis il haritası………..5

Resim 2. Kilis ilinin genel görünümü……….6

Resim 3. Resul Osman Dağından Kilis ilinin görünümü………...8

Resim 4. 1915 yılında yıkılan Katolik Kilisesi ve Kilis Kenti………..12

Resim 5. Eski Kent dokusu………...19

Resim 6. Eski Kent dokusu………...19

Resim 7. Yerleşim Haritası……….…..20

Resim 8. Eski Kent dokusu (Cumhuriyet Meydanı)………...……..20

Üzümbalı Evi Resim 9. Avludan Görünüm ………..…..32

Resim 10. Yaşama Odasındaki dolaplar………...33

Resim 11. Yemek odasından yukarı kata çıkış……….34

Resim 12. Bodrum Kat……….….35

Resim 13. Taş Bezeme………..35

Resim 14. Yaşama Odası Eşik Detayı………..44

Resim 15. Avludan Görünüm………...45

Resim 16. Birinci Kat Odalar Arası Bağlantı Penceresi………...45

Resim 17. Yemek Odası ve Servis Penceresi………...46

Resim 18. Tuvalet ………46

Resim 19. Kuzey Cephe………47

Tümay Evi Resim 20. Yapının genel görünümü……….49

Resim 21. Avludan Görünüm………...51

Resim 22. Yaşama Odası………..52

Resim 23. Sofaya açılan kapılar………53

Resim 24. Çatı arası (yıkılan balkon kapısı)………...54

Resim 25. Çatı makasları ve üzerindeki kiremit görüntüleri………54

Resim 26. Çatı örtüsü………55

Resim 27. Yapı genel görünümü………...56

(10)

Resim 29. 2.Dönem yapı eki………...66

Resim 30. Đptal edilen çatıya çıkış merdiveni………...66

Resim 31. Çatı oluğu………...67

Resim 32. Yakın dönem betonarme eki………67

Resim 33. Avlu cephesinden görünüm………...68

Resim 34. Ocak………...68

Barışkan Evi Resim 35. Yapının doğu cephesi……….……..71

Resim 36. Yapının avlu(havış)dan görünümü………..72

Resim 37. Yapının batısındaki yıkılmış olan odalar………...72

Resim 38. Eyvan(livan)dan görünüm………...76

Resim 39. Odadan görünüm………...77

Resim 40. Avlu giriş kapısı………...77

Resim 41. Eyvandan oda giriş kapıları………...78

Resim 42. Eyvanın kemerinin üzerindeki kitabe………...78

Neci Evi Resim 43. Yapının giriş cephesi………...80

Resim 44. Eyvan(livan)dan görünüm………...81

Resim 45. Mağara ………82

Resim 46. Avludan mutfak, giriş koridoru ve wc kapısı………..89

Resim 47. Giriş koridoru………...89

Resim 48. Mutfakta bulunan ocak………90

Resim 49. Ahır………..90

Resim 50. Avludan görünüm………91

Resim 51. Eyvanda bulunan dolaplar……..………...91

Resim 52. Taş merdiven………..………...92

Resim 53. Ahşap dolaplar…..………...92

Salihoğlu Evi Resim 54. Yapının genel yerleşim durumu…………..………...95

Resim 55. Tuvalet ve üst örtüsü……..………...96

Resim 56. Avlu(havış) dan görünüm…………..………..96

(11)

Resim 58. Odadan görünüm…………..………..102

Resim 59. Puharı (baca)………..………102

Resim 60. Süyük………..………...103

Resim 61. Sokak dokusu……….104

Resim 62. Salihefendi Sokağı Kabaltı Görünüşü ………...105

Resim 63. Salihefendi Sokağı Kabaltısı………..105

Resim 64. Çıkma ve Üst kat Plan düzenlenmesi………106

Resim 65. Akıncı Konağı………107

Resim 66. Avlu (havış)’lu ev (Kilis Belediyesi evi)………...108

Resim 67. Avlu (Tümay evi)………...108

Resim 68. Avlu, eyvan, süyük ve berbah örneği (Kilis Belediyesi Evi)……….112

Resim 69. Harpuşta (Üzümbalı evi)………113

Resim 70. Curun (Sevim Yağcı evi)………...114

Resim 71. Su kuyusu ve Havuz (Yamakoğlu evi) ………114

Resim 72. Havuz ve ekinlik (Mimaroğlu evi)……….115

Resim 73. Su arığı ve giriş dehlizi (Salihoğlu evi)……….116

Resim 74. Eyvan (Livan) (Uygur Evi)………117

Resim 75. Mağara (Sevindi Evi)……….118

Resim 76. Mağara avlu ilişkisi (Sevindi Evi)……….118

Resim 77. Oda düzeni, tavanı ahşap direklidir ve kapı yanında “tazar” bulunmaktadır. (Mimaroğlu Evi)………...119

Resim 78. Kapının arkasına takılan çengel ve giriş eşiği (Üzümbalı Evi)………120

Resim 79. Tazar (YOYAV evi)………..120

Resim 80. Çıkma (Uygur Evi)………122

Resim 81. Puharı (Salihoğlu Evi)………...123

Resim 82. Ocak (Mimaroğlu Evi)………...123

Resim 83. Küllük (Tümay Evi)………...123

Resim 84. Tuvalet (Üzümbalı Evi)……….124

Resim 85.Havara taşı , topak taş ve bazalt taşlar………125

Resim 86. Bazalt, beyaz mermer, kırmızı mermer ve topak taşın dekoratif mozaik şekilde eşikte kullanılması (YOYAV evi) ……….….126

(12)

Resim 88. Çinko kaplama cumba (Mimaroğlu evi)………128

Resim 89. Saç kaplama avlu kapısı……….128

Resim 90. Berbah’lar………...…...129

Resim 91. Dökülmüş Beyaz Sıva Örneği (Tümay evi)………...130

Resim 92. Kara(kürsümbül) sıva ile zemin yapılması………131

Resim 93. Saç kaplama çatı örtüsü ve düz dam (YOYAV evi)………..133

Resim 94. Cümle kapısı (Mimaroğlu Evi)………..133

Resim 95. Hacca gidiş geliş tarihlerini gösteren tabelanın kapıya asılması………...135

Resim 96. Oda pencereleri ve korkuluklar (Mimaroğlu evi)………..136

Resim 97. Yuvarlak kuş pencereleri (Çalık Cami Yanı)………137

Resim 98. Pencereler (Üzümbalı Evi)……….…137

Resim 99. Oda pencereleri arkasında bulunan çengel (Uygur evi)……….138

Resim 100. Mağara, Oda, Kuş Pencereleri (Neci Evi)………...139

Resim 101. Eyvana bakan ara Pencere (Onat evi)………..………..…….….140

Resim 102. Cumba………..141

Resim 103. Çıkma………...141

Resim 104. Merdiven ve avlu döşemesi (Uygur Evi)……….142

Resim 105. Zemin döşemesi (Akıncı Konağı)………143

Resim 106.Pencere kapakları,tavan süslemeleri ve mum yeri bulunan avize(ÜzümbalıEvi)144 Resim 107. Kapılar (YOYAV evi)……….145

Resim 108. Dolaplar (Uygur Evi)………...146

Resim 109. Çeşme ve yanında kuyusu (Mimaroğlu Evi)………..………….148

Resim 110. Yıldız süsleme (Üzümbalı Evi)………150

Resim 111. Taş Pencere Söveleri (Tümay Evi)………..151

Resim 112. Taş Süsleme ve sütun başlığı (Akıncı Konağı)………151

(13)

Üzümbalı Evi

Şekil 1. Yapının yerleşim durumu………31

Şekil 2. Zemin Kat Planı……….…..36

Şekil 3. Birinci Kat Planı……….….37

Şekil 4 .Bodrum Kat Planı………38

Şekil 5. I-I Kesiti……….…..39

Şekil 6. II-II Kesiti………39

Şekil 7. III-III Kesiti……….….40

Şekil 8. IV-IV Kesiti………...40

Şekil 9. Kuzey Cephe………41

Şekil 10. Güney Cephe………..41

Şekil 11. Taç Kapı……….42

Şekil 12. Bodrum Kat Pencereleri……….42

Şekil 13. Kapı Detayları………43

Şekil 14. Dolap Detayı……….43

Şekil 15. Çörten Detayı……….44

Tümay Evi Şekil 16. Yapının yerleşim durumu………..48

Şekil 17. Yapının farklı dönem ekleri (Birinci kat planı)………50

Şekil 18. Zemin kat planı………..57

Şekil 19. Birinci kat planı………...58

Şekil 20. Çatı kat planı………...59

Şekil 21. Borum kat planı………...60

Şekil 22. I-I Kesiti………...61

Şekil 23. II-II Kesiti………...61

Şekil 24. III-III Kesiti………62

Şekil 25. Kuzey cephe………...62

Şekil 26. Batı cephe………..63

Şekil 27. Güney cephe………..63

Şekil 28. Doğu cephe………64

Şekil 29. 1.Kat yol cephesi pencere görünüşü………..64

(14)

Şekil 31. Ahşap merdiven korkuluğu………65

Şekil 32. Ahşap kapı detayları………...65

Barışkan Evi Şekil 33. Yapının vaziyet planı………...69

Şekil 34. Yapının bölümlerini, kat sayısını ve dönemlerini gösteren vaziyet planı…….…….70

Şekil 35. Zemin kat planı……….…….73

Şekil 36. I-I Kesiti……….…....74

Şekil 37. II-II Kesiti……….….74

Şekil 38. III-III Kesiti………...74

Şekil 39. Batı cephe………..75

Şekil 40. Doğu cephe………75

Şekil 41. Kapı ve pencere detayı………...75

Şekil 42. Mukarnas ve Taş korniş detayları………..76

Neci Evi Şekil 43. Yapının yerleşim durumu………...79

Şekil 44. Bodrum kat planı………...83

Şekil 45. Zemin kat planı………..84

Şekil 46. A-A Kesiti………..85

Şekil 47. B-B Kesiti………..85

Şekil 48. C-C Kesiti………..85

Şekil 49. D-D Kesiti……….86

Şekil 50. E-E Kesiti……….…..86

Şekil 51. F-F Kesiti………...86

Şekil 52. G-G Kesiti………..87

Şekil 53. H-H Kesiti………..87

Şekil 54. Giriş cephesi………..87

Şekil 55. Cümle kapısı………..88

Şekil 56. Mukarnas detayı………...88

Salihoğlu Evi Şekil 57. Yapının vaziyet planı………...93

Şekil 58. Yapının tek avlulu iken konumu………94

(15)

Şekil 60. I-I Kesiti………...98

Şekil 61. II-II Kesiti………..98

Şekil 62. III-III Kesiti………99

Şekil 63. IV-IV Kesiti………...99

Şekil 64. Kuzey görünüşü………...100

Şekil 65. Batı görünüşü………...100

Şekil 66. Ocak detayı ………101

Şekil 67. Kapı görünüşü………..101

Şekil 68.Yaşama Odası Planı (Üzümbalı Evi)………121

Şekil 69. Cümle kapısı şekli………...134

Şekil 70. Pencere kapağı (Üzümbalı Evi)………...138

Şekil 71. Merdiven ve demir korkuluk detayı (Neci evi)………...…142

Şekil 72. Kapı detayları………...145

Şekil 73. Dolap detayları……….147

Şekil 74. Cephe Düzeni (Neci Evi)……….149

Şekil 75 .Çörtenler………..150

(16)

KISALTMALAR Kor. :Koruma Amç. :Amaçlı Đmr. :Đmar Pln. :Planı Kül. :Kültür Trz. :Turizm Env. :Envanter Cum. :Cumhuriyet Synm. :Seyahatname

(17)

1.GĐRĐŞ

Geleneksel Kilis evleri ekonomik, toplumsal ve mimari yapısı, iklim özellikleri ve kullanılan malzeme ile kendine özgü bir yapılaşmanın oluşturduğu ve kültürel mirasımız içinde önemli bir yer tutmaktadır. Taş işçiliğinin en güzel örneklerinin sergilendiği Kilis evleri, Güneydoğu Anadolu’daki geleneksel konut mimarisi içinde önemli bir yere sahiptir.

Ev mimarisi ürünleri ve bunların oluşturduğu geleneksel doku toplumumuzun tarihini, kültürünü, yaşama biçimini ve hayata bakışını yansıtan canlı bir müze gibidir. Geleneksel ev mimarisinde kimlikler, gelenekler, inançlar ve kültürler tekdüzeliğe saptanmadan özgürce ifade edilmiştir.

Kilis Evlerin de çevreye ve yeşile değer verildiği, Avlu(havış)’nun büyük tutulduğundan anlamaktayız. Her türlü ihtiyacın karşılanacağı mekanlar ince hesaplarla yapılmış ve bölümler dizayn edilmiştir. Kilis Evleri’ nin büyük bahçeli olması şehrin geniş bir alana yayılmasına neden olmuştur. Bu yayılmaya rağmen karşımıza bir sürpriz olarak dar, çıkmaz sokaklar çıkmaktadır.

Son yıllarda gittikçe yaygınlaşan Türk Ev Mimarisi’ne yönelik araştırmalarda, Anadolu’nun birçok yöresindeki geleneksel konut mimarisi örnekleri çeşitli açılardan ele alınıp incelenmiştir. Bu güne kadar yapılan çalışmalarda Kilis Evleri ile ilgili yüzeysel bazı çalışmalar ve bir adet konağın restorasyon projesi dışında incelenmediği görülmektedir. Bu sebeple bu çalışmanın özgün bir çalışma olacağı kanaatiyle Kilis Evleri plan özellikleri açısından ele alınacaktır.

Tez kapsamında Birinci bölümde giriş, Đkinci bölüm Kentin coğrafi durumu ve tarihçesi, Üçüncü bölümde Türk Evi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Ev Özellikleri, Dördüncü bölümde, Kilis Evleri Katalogu, Beşinci bölümde Değerlendirme, Altıncı bölümde Sonuç, Yedinci bölümde Yerel Terimler Sözlüğü ve Sekizinci bölümde Kaynakça yer almaktadır.

1.1.Amaç ve Kapsam

Çalışmanın amacı; Geleneksel Kilis Evleri’nin incelenerek değerlendirilmesi ve Türk ev mimarisi içindeki yerinin belirlenmesinin yanı sıra elde edilecek verilere dayanarak, orijinalliğini yitirmiş olanların yıkılmadan korunması yönündeki çabaları güçlendirerek Tarihi Kilis evlerini hak ettikleri yerlere gelmelerini sağlamaktır.

(18)

Bu çalışma kapsamında Geleneksel Kilis Evleri’ni araştırmaya başlamadan önce, Anadolu’daki Konut mimarisinin çekirdeğini oluşturan Türk Evi’ ni incelemeye aldık. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki ev tiplemelerini inceleyerek buradan Kilis evleri’nin özelliklerini belirttik. Yaklaşık 208 adet tescilli konut içerisinde özellikli olanları incelenerek, 20 adet ev fotoğraflanarak yerinde incelenmiş, tescilli olan yapıların sokak cepheleri ve durumları üzerinde çalışmalar yapılarak 5 adet evin detaylı olarak ölçümleri alınmış ve projeleri yapılmıştır.

1.2.Materyal – Metot

Đlk aşamada kentin fiziksel ve tarihsel verileri belirlenerek, amaca yönelik kaynak ve yayın taramaları yapılmış, böylece bilgi birikimi sağlanmıştır. Bu çalışmayı gerçekleştirirken ilgili belgeler, fotoğraf ve evler bizzat yerinde incelenerek ölçümleri alınarak tespitler ölçüsünde rölöveleri çizilmiştir. Evlerin plan ölçüleri alınırken ilk önce dış cephe ölçüleri alınmış, daha sonra iç hacim ölçüleri köşegen yöntemi ile belirlenmiştir. Ölçüm alınırken bir sıfır noktası belirlenmiştir. Sıfır kotunun altında kalan ölçüler eksi değer olarak belirlenmiştir. Alınan ölçüler bilgisayar ortamında çizgisel değerler ile girilerek plan, kesit ve görünüşü çıkarılmıştır. Bunun dışında benzer özelliklere sahip olan Güneydoğu Anadolu evleri (Hatay, Antep, Diyarbakır, Urfa) incelenerek bu çalışma desteklenmiştir.

(19)

1.3. Literatür Özeti

Çalışmanın amacı doğrultusunda konuyu ortaya koyabilmek için Türk Evi ve Güneydoğu Anadolu Evleri konusunu içeren yayınlar ve akademik çalışmalar incelenmiştir.

• Kilis’teki Osmanlı Devri Mimari Eserleri, Abdulkadir DÜNDAR

Çalışmada Osmanlı döneminde yapılmış olan külliye, cami, mescit, medrese, türbe, tekke ve zaviye, han, hamam, çeşme, bedesten ve çarşılar hakkındaki mimari eserler hakkında detaylı olarak incelenmekte, ayrıca bu yapıların Türk Đslam Sanatları ve Mimarisi açısından değerlendirmesini yaparak, Kilis’in Türk Kültür ve medeniyetindeki yeri ve önemini ortaya koymaktadır.

• Antep Evleri, Ali Atalar

Kitapta Geleneksel Antep Evlerinin yapı elemanlarını, plan elemanlarını ve süslemelerini kısa bilgiler vererek görsel bir fotoğraf albümü şeklinde bir çalışma meydana getirilmiştir.

• Kilis Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Đmar Planı Açıklama Raporu

Kilis’in sosyal, ekonomik, eğitim gibi yapılarını inceleyerek Kilis’in genel mimari dokusu üzerinde yüzeysel çalışma yaparak, Kilis’in Sit Alanı içerisindeki yeni yapılaşmanın ortaya konulabilmesi için planlama ilkelerini içermektedir.

• Kilis Tarihi, Đbrahim Hakkı Konyalı

1968 yılında yapılan bu çalışma Kilis’in o dönemdeki sosyal, ekonomik, eğitim gibi yapılarını inceleyerek Kilis hakkında birçok tarihi bilginin bulunduğu bir kitaptır. Yüzeysel olarak Tarihi yapıların mimari özelliklerine değinilmiştir.

• Kilis’te Yaşayan Gayrimüslimler, Kadriye GÜNVER, (Yüksek Lisans Çalışması); Çalışmada 1850–1925 tarihleri arasında Kilis’te yaşayan gayrimüslimlerin sosyal, ekonomik ve kültürel durumlarını ortaya koymaktadır.

(20)

• Geleneksel Gaziantep Evleri Plan ve Form Özellikleri, S.Erkan ATACAN, (Yüksek Lisans Çalışması);

Çalışmada Anadolu’nun her bölgesinde yaygın olarak görülen tarihsel değerlerin ve kültürel mirasın bir halkasını oluşturan Gaziantep kentinin sivil mimarisi araştırılarak, çok sayıda farklı kültürel tesirlerin oluşturduğu özgün mimari tarzın örnekleri incelenmiştir.

• Restoration and revitalization Project of Đslam Bey Hause in Kilis, Ayça DAĞLIOĞLU, (Yüksek Lisans Çalışması);

Kilis’te 19.yy’da yapılan Kilis Evi özelliklerini taşıyan Đslam Bey Konağının rölöve projesidir. Bu çalışmada, yapı ve çevresinin detaylı bir tanıtımı yapılmakta, tarihi araştırma ve yapının özgün durumunu araştırmak için karşılaştırmalı çalışma ve restitüsyon projesi hazırlanmıştır. Yapılan değerlendirmeden sonra restorasyon projesi hazırlanmıştır.

• Kilis Kültür ve Turizm Envanteri,

2007 yılında Kilis Kültür ve Turizm Müdürlüğünün hazırladığı Kilisin sosyal, kültürel ve ekonomik yapısının anlatıldığı görsel bir çalışmadır.

• Gaziantep Kültür Envanteri,

Gaziantep’in tarihi dokusu içerisinde bulunan külliye, cami, mescit, medrese, türbe, han, hamam, çeşme, bedesten, kilise ve Antep evlerinin bütün örneklerinin kısa olarak anlatıldığı bir çalışmadır.

Ayrıca konu ile ilgili Ansiklopedilerden, Vakıflar Dergisi, Yapı Dergisi, Tasarım Dergisi, gibi birçok süreli yayınlardan konuyu destekleyici makalelerden yararlanılmıştır.

(21)

2.KĐLĐS ĐLĐ FĐZĐKSEL VE TARĐHSEL VERĐLERĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

2.1.Kentin Coğrafi Yapısı

2.1.1. Kilis Đli Genel Konumu

Kilis ili, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ nde, Hatay-Maraş oluğu ile Fırat ırmağı arasında uzanan Gaziantep Platosu’ nun güneybatı kısmında, Türkiye-Suriye sınırı boylarında 360 K enlemi ve 320 G boylamı değerleri arasındadır. Bu konumuyla saha, Akdeniz ve Güneydoğu bölgeleri arasındaki geçiş kuşağı üzerinde bulunur.

Ortalama yüksekliğinin fazla olmadığı (680 m.) bu sahanın değişik kısımları arasında büyük yükselti farkları bulunmamaktadır. 1995 yılında il statüsüne kavuşan Kilis’ in sınırları, güneyden Türkiye-Suriye sınır, batı ve kuzey batıdan Đslâhiye, kuzey ve kuzeydoğudan Gaziantep merkez ve doğudan Oğuzeli ilçeleriyle çevrilidir. Musabeyli, Polateli ve Elbeyli olmak üzere 3 adet ilçesi bulunmaktadır. (Resim 1)

Đl Alanı 1521 km2 kadardır. Đlin merkezini oluşturan Kilis, Suriye sınırı yakınında (sınıra uzaklığı 5 km.) plato kenarına tutunmuş, Antep-Halep yolunun geçtiği eski bir yerleşme yeridir (www.kilis.bel.tr).

(22)

2.1.2.Nüfus

2007 yılı genel nüfus sayımına göre Kilis il merkezi toplam nüfusu 72.823 kişi, köyleri ile birlikte 83.253 kişi, Musabeyli ilçe ve köyleri ile 12.874 kişi, Polateli ilçe ve köyleri ile 4.077 kişi, Elbeyli ilçe ve köyleri ile 5.786 kişidir. Kilis ilinin toplam nüfusu 107.079 kişidir. (Resim 2)

Kilis ilinde 1950–1990 yılları arasında 7500’den fazla ailenin yaşadıkları yeri terk ettikleri tahmin edilmektedir. Göçler çoğunlukla bölgesel merkezlere yönelmiş, göç eden ailelerin %95’e yakını çevredeki şehirlere gitmişlerdir. Tüm göçlerin 1/3’ünden fazlası Gaziantep iline yönelirken, bu göçlerin 1/3’ü Kilis kırsalından kent merkezine, diğer göçler ise çevre illere olmuştur. Kilis’e olan göç kentin olanaklarının daha fazla oluşundan değil, kırsal kesimdeki sosyal ve ekonomik rahatsızlıklardan kaynaklanmaktadır. Kırsal nüfus hareketindeki genel eğilimin aksine, Kilis kentinden yakın kentlerin yanı sıra uzak metropollere de göç olmaktadır (Kilis kor.amç.imr.pln.2003).

(23)

2.1.3.Doğal ve Jeolojik Yapı

Bölgedeki yerbilimsel (jeolojik ve jeomorfolojik) anlamda oluşum 2. ve 3. zamanlarda gerçekleşmiş olup; geniş bir alan, bu zaman dilimlerinde oluşan yaşlı bazalt ve doleitlerle kaplıdır.

Yörenin jeolojik yapısını Afrin Vadisi’nin batısında yer alan “Orojenik Fliş Zonu” ile vadinin doğu yönündeki “Gaziantep-Adıyaman Ön çukuru Sedimantasyon Havsası” oluşturur.

Bu yapı üst kretase formasyonları üzerinde tersiyer yaşlı tortullar ve kuvarterner bazalt tabakaları içermekte olup; miyosen sonunda oluşan faylarla, fay sistemleriyle yarılmıştır (Kilis kül.trz.env.2007).

Kalker ve bazalt taşlarının Kilis çevresinde çok çıkarılması yapı malzemesi olarak kullanılmışlardır. Özellikle kalker taşı ocaktan çıkarılırken yumuşak oldukları halde sonradan sertleştiklerinden dolayı daha müsaittir.

2.1.4. Deprem Durumu

Kilis ili 3. derece deprem bölgesinde olup çok nadiren şiddetli deprem olmuştur. Ara sıra hafif depremler meydana gelmektedir.

Kilis’te 1738, 1807 ve 1820 yıllarında olmak üzere üç defa önemli deprem olmuştur. Bu depremlerden 1820 yılındaki en şiddetlisi olup, günlerce devam etmiş, birçok bina yıkılmış ve evlerin kuyularından sular fışkırmıştır. Kadı cami bu depremde kısmen yıkıldığından sonradan tamir edilmiştir. Ayrıca, Ulu Cami’nin minaresi 1807 yılındaki depremde hasar görmüş ve 1809 yılında tamir edilmiştir (Dündar 1999).

2.1.5. Yeryüzü Şekilleri

Kilis ilinin başlıca dağı olan Resul Osman Dağı, Gaziantep Platosu’nun batısı ile Hatay-Maraş Grabeni arasında uzanmakta ve ili, batı ve kuzeybatıdan sınırlandırmaktadır. (Resim 3) Güney ucunda Suriye sınırının üzerinden geçtiği Darmik Dağı’ndan başlayarak kuzeye doğru Hazil, Karruca, Kartal, Büyük Arabdede ve Sof Dağları ile devam eden kuşağın ortalama yükseltisi 1250m olup en yüksek nokta Sof Dağında 1496m’dir.

(24)

Kilis ilinde yer alan düzlüklerin en önemlileri yaklaşık 110km²’lik alanı ve 600-650 metrelik yükseltisi ile Kilis Ovası ve yaklaşık 70km²’lik alanı ile Elbeyli Ovasıdır (Kilis kor.amç.imr.pln.2003).

Havza genişliği ve su miktarı bakımından yörenin en önemli akarsuyu Afrin Çayı’dır. Gaziantep’in kuzeybatısındaki Külecik Dağı’ndan doğan bu akarsu Musabeyli ilçesi sınırları içinde vadi tabanını genişleterek, Kilis’in batısından il sınırları dışına çıkar.

Kilis ili sınırlarında 70 kilometrelik bir uzunluğa sahip olan Afrin Çayı, Bakırcan Deresi ile Karadere’nin birbirine karıştığı yerlerde “Kara Afrin” adını alır.

Sabun suyu (50 km), Balık suyu (45 km), Sinnep Suyu (30 km) ilin diğer akarsuları olup; bu akarsular üzerinde Seve Barajı, Üçpınar, Balıklı, Konak, göletleri bulunmaktadır. Sapkanlı Göleti de yapım aşamasındadır (Kilis kül.trz.env.2007).

Resim 3. Resul Osman dağından Kilis ilinin görünümü 2.1.6. Đklim

Kilis’te iklim Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri arasında bir geçiş özelliği göstermektedir. Kışlar genelde serin ve yağışlı olurken; yazları sıcak ve kurak geçmektedir.

Kilis’te yıllık ortalama sıcaklık 16,8ºC’dir. En yüksek sıcaklık 43ºC, en düşük sıcaklık -12ºC’dir. Gece-gündüz ısı farkı ise 10-15ºC’dir. Kilis’in yıllık ortalama yağış miktarı

515.8mm’dir. Yılın 2-3 günü karlıdır.

Yıllık ortalama nisbi nem %56 (en yüksek kış aylarında, en düşük nem haziran) olup, yıllık ortalama basınç 942.0mb.dir.

(25)

Yörede batıdan ve kuzeyden esen rüzgârlar etkilidir. Soğuk ve kuru bir etkisi olan poyraz, kış mevsiminin habercisidir. Batıdan esen rüzgârlar nemli ve serin olduğundan yöre halkının beklediği rüzgârlardır (Günver 2003).

2.1.7. Bitki Örtüsü

Genellikle zeytinlikler, bağlar ve Antep fıstığından oluşmakta olup, ormanlık alanlar oldukça sınırlıdır. Kilis’te taş malzemenin yaygın olarak kullanılmasının diğer bir sebebi de bitki örtüsüdür. Ayrıca bu bölgede yetişen ağaçlar iklim kurak olduğundan dolayı set, budaklı, işlenmeye ve inşaat malzemesi olarak kullanılmaya müsait değildir (Dündar 1999).

2.1.8. Ulaşım

Kilis’e en yakın il Gaziantep ilidir ve 60 km mesafede olup Kilis’in en önemli bağlantısıdır. Düşük kaliteli yolla da Đslâhiye üzerinden Adana’ya, Hassa üzerinden de Antakya ve Đskenderun’a ulaşılabilir. Đlin Suriye sınırında bulunan Öncüpınar sınır kapısına 6 km mesafede olup, Suriye ile sınırı 111 km’dir.

Kilis’in denize bağlantısı Đskenderun üzerindedir. Büyük illere uçak ile bağlantısı 40 km uzaklıkta Gaziantep yolu üzerinde bulunan havaalanı iledir. En yakın demiryolu istasyonu Çobanbey kasabasıdır. Kasabaya uzaklık 40 km dir.

2.1.9. Eğitim ve Kültürel Yapı

Kilis’te ilk, orta ve mesleki öğretim dışında 2007 yılında açılan “Kilis 7 Aralık Üniversitesi” bulunmaktadır. Kilis ili merkezinde 64 adet ilköğretim, 6 genel ve 7 mesleki ve teknik lise bulunmaktadır.

Kültürel açıdan baktığımızda tarihsel süreç içerisinde pek çok ırk ve kavmin gerek yerleşmek gerekse ticaret yapmak gibi nedenlerle konduğu, konakladığı ya da uğradığı bir yerleşim birimi olan Kilis’te “demirci, bakırcı, kalaycı, çulhacı, hasırcı, kendirci, yemenici, taş yontucu, köşker, çilingir, dülger, kuyumcu, nalbant, kafaf, debbağ(deri işleyen), hallaç(pamuk ve yünü özel aracıyla kabartan) iş bulmuş ve iş yeri açmıştır.

Zanaata dayalı bu iş yerleri yöre halkının bazı temel gereksinimlerini karşıladığı gibi, usta-çırak geleneği çerçevesinde pek çok usta yetişmesini sağlamış; istihdam yaratarak geçim

(26)

kaynağı olmuş; ama teknolojiye yenik düşerek, zamanla kaybolmuştur (Kilis kül.trz.env.2007).

2.1.10 Ekonomi

Nüfusun 2/3’e yakın bölümü şehirde yaşamasına rağmen ilde tarımsal faaliyetler hakimdir. Ekili alanların yaklaşık %53,2’sinde tahıl, baklagil, endüstri ve yem bitkileri, %46,8’inde bağ, zeytin, antepfıstığı, sebze-meyve türü ürünler yer almaktadır. Tarımsal ürünler arasında buğday, arpa, nohut, mercimek, tütün, pamuk, antepfıstığı, zeytin, biber, kavun, karpuz ve üzüm başta gelmektedir. Tarıma elverişli olan 105.000 ha alanın 10.000 ha’lık kısmında sulu tarım yapılmaktadır. 21.000 ha’lık bağ alanından yılda ortalama 225.000 ton yaş üzüm ve 16.000 ha’lık zeytin alanından yılda ortalama 22.000 ton zeytin ile 8.000 ton zeytinyağı elde edilmektedir.

Yöre hayvancılığı çoğunlukla mera hayvancılığına dayandığından otlak alanların geniş olduğu köylerde bu sektör bir geçim kaynağı olmakla birlikte tarımsal faaliyetler kadar önemli değildir (Kilis kor.amç.imr.pln.2003).

Kilis’te sanayi yeterli düzeyde gelişmemiştir. Çalışan nüfusun %18,4’ünün istihdam edildiği sanayi sektörü daha çok yöresel ürünleri işleyen küçük imalathaneler görünümündedir. Son yıllardaki sanayiciye verilen imkânların hafifletilmesiyle bir miktar fabrika inşaatları çalışmaları başlanmıştır.

2.2. Kentin Tarihsel Gelişimi

2.2.1. Kilis’in Adı

Kilis, Anadolu’nun ilk yerleşim yerlerinden biri olarak bilinmektedir. Đngiltere’deki British Muzeum’da bulunan çivi yazılı kitabede, Kilis’in bundan 2800–3000 yıl önce var olduğuna dair bilgiler yer almaktadır. Asurlar’ın Kuzey Suriye’de egemen oldukları dönemde (M.Ö. 1840–1770), Ki-li-zi diye bir yerden söz edildiği çivi yazılı bir belgede (Cune Đferme) geçmektedir (Konyalı 1968). Ancak Irak topraklarında, Bağdat ile Musul arasında bir yere de aynı adın verildiği görülmektedir.

Konumuz ile ilgili başvurulabilecek en güvenilir kaynaklardan biri olan Halep Salnamesinde, Kilis hakkında şu bilgiler yer almaktadır: “Kilis kasabası Halep’in şimal cihetinde ve 10–12 saat uzaklığındadır. Kilis’te lisan-ı ahali Türkçedir. Kilis kasabasının

(27)

tarih-i binası malum değilse de, 491 sene-i hicriyyesinde ehl-i salibin vürudunda mevcut ve Kalçıs namıyla olduğu gibi, VII. Asır hicretinde de mevcut ve Kilize ismiyle mevsum idiğü ebu’l-feda tarihinde görülmüştür… Kilis’te vakı Tekye veyahut Canbolad Bey Cami’nin 961 tarihli olan …evkaf namesinde… Kilis dahi Medine-i Kilis namıyla mesturdur (Günver 2003).

Halep Salnamesinde de yer aldığı gibi, kasaba 1073’te Haçlı ordularının Anadolu’ya gelişi sırasında Kalçıs, daha sonraları Gizle (Kilize) olarak anılmış ve nihayetinde Kilis adını almıştır. (Solmaz,1954)

M.Hartmann, eski Kilis’in Tarzime Han (şimdiki Kilis’in güneybatısında) mevkiinde

olduğu ihtimaline önem verirken; Kiepert, haritasında Kilis’in 2 km kadar güneydoğusunda bulunan Đlizi (Đlezi) bahçesi denilen yeri, eski şehrin veya onun bir kısmının mevkii olarak göstermiştir. (Darkot,B-Đslam Ansiklopedisi)

Makedonya-Pella yakınlarındaki Cyrrhus denilen kentin, Osmanlı kaynaklarında

“Bosna Kilisi” veya Kilis Kalesi olarak anıldığı, Güneydoğu Anadolu’da bulunan kentin de “Halep Kilisi” olarak geçtiği görülmektedir. “Cyrrhus” in okunuşu Kiris olup, Kilis

sözcüğüne fonetik bakımdan benzemektedir. Kiris, Kiristiki Eyaleti’ne bağlı olup, Fırat’ın batı kıyılarından Đskenderun Körfezi’ne kadar uzanmaktadır. Araplar tarafından “Kiliz” olarak adlandırılan bu kentte, Türkler Kilis adını vermişlerdir (Konyalı 1968). Salahattin Çolakoğlu, bu iki ayrı yere Kilis adı verilmesi ile ilgili iki olasılık üzerinde durmuştur. Olasılıklardan ilki; Asya’dan batıya gelen Türkmen boylarının bir kolunun bu iki ayrı bölgede yaşam sürmüş ve ilk çıkış yerlerinin ismini gittikleri iki yere de taşımış olabilecekleri şeklindedir. Diğeri ise; Kilis sözcüğünün bir anlamı olduğu ve bu anlamın yaşatılmak istendiği şeklindedir (Çolakoğlu,1998).

Bu olasılardan hangisinin doğru olduğu kesin olarak bilinmese de, Kilis adında birden çok mekân bulunduğu bir gerçektir.

Kilis adının VIII. yüzyılda bölgeye gelen Müslüman Türkmenler tarafından konulduğu veya Türk-Yakut ağzında Kilis sözcüğünün düz, perdahlanmış anlamında kullanılması nedeniyle günümüze böyle ulaştığı tahmin edilmektedir (Cum. 75. yıl. Kilis). Kilis adının Keyhüsrev, Kurus, Kiruş ve Korus şekillerinde yazılan Đran hükümdarının bir yadigârı olması ihtimali olduğu gibi; Kiliz ve Kilis’in Orya Nebi’ye verilen Kirus adından bozma olduğunu yazanlarda mevcuttur (Konyalı,1968).

Kilis’in eski çağlarda bir surla çevrili olduğu, bu sebeple de “Kuris Kalesi” veya Korus Kalesi olarak kaynaklara geçtiği anlaşılmaktadır. Dünyanın en eski gezginlerinden

(28)

Nebi’nin mezarının da burada bulunduğunu belirtmiştir. Bu kale, Kilis yakınlarındadır (Konyalı 1968). Kentin şu anki yerinde bir kale yoktur. Çünkü burası küçük bir yerleşim yeridir ve askeri açıdan önemli bir konumda değildir. Şimdiki Kilis’e Osmanlılar döneminde kale yapıldığı söylenmektedir. Ancak bu görüş pek gerçekçi olarak görülmemektedir (Cum. 75. yıl. Kilis).

Evliya Çelebi, Celaliler ve Com (yakın vakte kadar Kilis’e tabi bir nahiye) Kürtlerin korkusundan şehrin kale gibi yüksek duvarlarla çevrildiğini belirtmiştir. Bu tespit, o bölgede evleri kerpiç veya taş yapılı bir takım köylerin bugün de göze çarpan dairevi şekilleri ve dışardan bakıldığında bir sur gibi çevrilişleri görünüşe uymaktadır (Cum. 75. yıl. Kilis). Çelebi, “Bu duvarın dört tarafında tedribe dediği bitişik, dışa penceresiz, kırsal alanlara çıkışı sağlayan sekiz kapının bulunduğunu, bu kapılar arasında bazı evlerin dirsek-dirsek kule şeklinde ileri doğru inşa edildiklerini ve eğer önlerinde bir de hendek olsaydı, sağlam bir kale olabileceği” yorumunu yapmıştır (Çelebi Syhn türçeleştirilmesi 1971). Sait Đpekçioğlu , “Eski Kilis” adlı şiirinde “caddeleri döşeli, bir evin metin kale” mısrasıyla Kilis evlerinin kaleyi andırdığını belirtmektedir. (Cum. 75. yıl. Kilis).

Rahipler Şehri olarak ta tanınan Kilis, Roma Đmparatorluğu döneminde Ciliza sive Urmagiganti olarak adlandırılmıştır (Darkot,B). (Resim 4) Kilis adına Orta Çağ’da nadir

olarak rastlanmaktadır. 817 yılında, Tellmahre’de Patrik Dionysius’a karşı çıkarılan isyanda da Kilis adı geçmiştir (Darkot,B-Đslam Ansiklopedisi).

(29)

Memluklar zamanında (1250–1517), Kiris veya Kuris diye bir kentten söz edilmemekte olup, daha çok Azaz adı geçmektedir. Azaz’ın Timur tarafından yakılıp yıkılmasından sonra, Kilis önem kazanmış ve adı sıkça geçmeye başlamıştır.

1568–1574 yılları arasında Halep’e bağlı bir sancak olan Kilis 1609’da Ekrad-ı Kilis, 1653’te ise Kilis olarak adlandırılmıştır (Baykara 1988). Kilis’in Liva-i Ekrad olarak adlandırılmasına rağmen, Kürtler burada sadece göçebe bir hayat yaşamışlardır. Kilis halkı Kürt değil, Türkmen’dir (Konyalı 1968).

2.2.2. Kilis’in Tarihsel Gelişimi

Kilis’in önemli bir yerleşim yeri olduğunu, buğüne kadar ortaya çıkarılan höyükler göstermektedir. Kilis’te şimdiye kadar Yavuzlu (Tilhabeş), Körahmet, Murat, Leylit, Öncüpınar, Oylum, Kumludere, Arap, Çörtan, Yeniyapan ve Tilmiz Höyükleri ortaya çıkarılmıştır (Güzelbey, 1992). Oylum höyük’te Prof. Dr. Engin ÖZGEN başkanlığında yapılan kazılarda, geçmişi 9000 yıl öncesine dayanan kent kalıntılarının bulunması, Kilis’in çok eski bir tarihe sahip olduğunu kanıtlamaktadır. Đngiltere’deki müzede yer alan çivi yazılı kitabeye göre, Kilis en aşağı bundan 2800–3000 yıl öncesi vardır (Konyalı 1968).

Kilis’in tarihi, orta tunç çağına kadar uzanmaktadır. Önceleri Babil’e bağlı olan Kilis, Hititler, Hurrimitanniler ve Asurlar arasında sürekli el değiştirmiştir. M.Ö. 1460’larda Halep kırallığı içinde yer alan Kilis, Hitit egemenliği altına girmiştir (Kilis’i kur. Kahramanlar). M.Ö. 1525’te Hitit kralı I. Hattuşil’in (M.Ö. 1650–1620), Toros geçitlerini aşarak Kilikya üzerinden Kargamış’a kadar olan bölgeyi ele geçirdiği bilinmektedir (Konyalı 1968).

Tilhabeş (Yavuzlu) civarı ve Ravanda’da yapılan araştırmalar sonucunda, birçok Hitit yapısı bulunmuştur. Ayrıca Kuzeyne Köyü’nde, Hitit taş un değirmeni ortaya çıkarılmıştır. Bu da Kilis’in Hitit hâkimiyeti altında kaldığını göstermektedir (Konyalı 1968).

Kilis, M.Ö. 1450’de Mısırlıların ve daha sonra da Asurlar’ın hâkimiyetine geçmiştir (Konyalı 1968). 1200’lerden sonra Aramiler ve Asurlar’ın eğemenliğinde kalan Kilis, Persler döneminde II. Kiros tarafından ele geçirilmiştir (Günver 2003).

Makedonyalı Đskender (M.Ö. 356–323), M.Ö. 356’da Đskenderun Körfezi’ne kadar

inmiş; Đsus’ta (Ayas Köyü) Pers hükümdarı Daryüs ile yaptığı savaşı kazanmıştır. Zaferini ebedileştirmek için M.Ö. 320’de Đskenderun şehrini kuran Makedonyalı Đskender, Daryüs’ü takip etmemiş; Suriye ve Finike sahilleri boyunca Mısır üzerine yürümüştür. Makedonya’daki

Kiris Kenti’ne adını verdiği yere gelmiş; satraplıkla idare edilen Halep ve beraberinde Kilis,

(30)

Kralı’nın egemenliğinde kalmıştır. Đskender’in M.Ö. 323’te ölümü ile, imparatorluk üç generali arasında paylaştırılmış, Kiris ve çevresi de General Selefki’ye düşmüştür (Günver 2003).

Kilis, Antakya merkez olmak üzere kurulan Selefkiler Devleti’ne 227 yıl bağlı kalmıştır (M.Ö. 281- M.Ö. 64). Nitekim Oylumhöyük kazılarında Selefkiler’e ait sikkeler bulunmuş olması, bu durumu kanıtlamaktadır. Bu dönemde Kilis Halep’ten daha önemli olup, o zaman adı Birva olarak geçen Halep, Kilis’e bağlıdır. Romalılar’ın gelişi ile Selefkiler Devleti ortadan kalkmış ve M.S. 95 yılına kadar Kilis bir Roma eyaleti olmuştur. Kent, bu dönemde daha fazla gelişmiştir (Cumhuriyetin 75.yılında Kilis). Konyalı, Kilis çevresinde birçok Latince kitabeye rastlandığını belirtmiştir (Konyalı 1968). Karnebi Köyü’nde tuğladan yapılmış ve 2500 yıl öncesine ait olan lahit, Tahtalı Köyü’ndeki tanrıça ve Türkiye-Suriye hattı üzerindeki Horoz kalesi kalıntıları, Kilis’in Roma döneminde var olduğunu kanıtlamaktadır. M.S. 175’te Roma Đmparatoru Marcus Ovaliyus’un ölümüyle, Kilisli General Ovidiyus Kasiyus, Đmparator ve Doğu illeri Genel Valisi tayin edilmiştir (Çolakoğlu 1968).

Roma Đmparatorluğu’nun parçalanması ile Doğu Roma Đmparatorluğu’nun (Bizans) sınırlarında kalan Kilis, o dönemde Suriye eyaletine bağlıdır (Konyalı 1968). Bu tarihten itibaren önemini kaybeden Kilis, birçok savaşa meydan olmuştur. Bu savaşlar yüzünden Kilis harabeye dönmüş; şehir halkının doğuya doğru göç etmesi, bugünkü Kilis’in oluşmasını sağlamıştır (Kilisli K.1932).

Hz. Ömer’in Şam ve çevresini almak için görevlendirdiği askerlerin başkumandanı olan Ebu Ubeyde bin Cerrah, Kilis’i savaşsız bir şekilde Đslam topraklarına katmıştır (638). Bu dönemde Azez’e bağlı olan Kilis, Müslümanların Bizans’a yaptıkları akınlar sırasında,

avasım denilen sınır bölgesi olarak kullanılmıştır. Kilis, ΧΙ. Yüzyıla kadar Müslümanlar ile

Bizans arasında el değiştirmiştir (Günver 2003).

Kilis’in özellikle ilmi ve mantık müesseseleri, cami ve ziyaretgâhları Đslam dünyasında önemli bir yeri olduğunu ispatlar. Hicret’in 110. yılında (732) yapılmış olan Ulu Cami Emeviler’e ait olup, Kilis’in Emeviler döneminde önemli bir yerleşim yeri olduğunu gösterir. Harun Reşit ve El Mehdi dönemlerinde Abbasi hizmetine giren Türkmenler, VIII. yüzyılda Kilis’e yerleştirilmişlerdir. Nitekim Roma stili Arap mimarisi tarzında yapılmış olan Ravanda Kalesi’nde, Abbasiler’e ait bir kitabe bulunması, Kilis’in Abbasi hâkimiyeti altında kaldığına delalet eder (Özalp, 1966).

Avasım denilen sınır boylarına yerleştirildikten sonra güçlenen ve sayıca çoğalan Türkmenler, çeşitli bölgelere vali olarak atanmışlardır. Orta Asya’dan gelen Türkmen göçlerinin artmasıyla, Büyük Selçuklu Devleti kurulmuş; Suriye Valiliği de Tutuş’un

(31)

yönetimine bırakılmıştır (Darkot, Cumhuriyetin 75. yılında Kilis). Türkmenler, Anadolu Selçukluları zamanında göçebe bir hayat sürdürürlerken; Osmanlı döneminde Arap ve Kürtlere karşı bir güvenlik unsuru olarak Halep ve çevresinde iskân ettirilmişlerdir. Bu çevreye yerleşenler arasında bulunan Kayılar’ın, Kilis’te kent yaşantısına geçtikleri ve Kilis ağzının oluşmasına etki ettikleri bilinmektedir. Kilis Türklerinin, Kıpçak lehçesiyle konuştukları da ileri sürülmektedir (Günver 2003).

Χ. yüzyılda Hamedanoğulları’nın hâkimiyeti altında bulunan Kilis, Selçuklu atabeyleri yönetiminde de kalmıştır. M.S. 1065’te, Zengiler’in Halep Atabeyi Nureddin

Mahmud Zengi’nin (1146–1174) askerleri buraya yerleştirilmişlerdir. Bölgeye yerleştirilen

Türkmenler, Haçlı Seferleri sırasında Hristiyanlar’a karşı bir kale vazifesi görmüşlerdir. Kilis Haçlı saldırıları sonrasında Urfa (Edessa) Kontluğu’na bağlanmıştır (1151). Kısa bir süre sonra tekrar Türkmenler tarafından alınan Kilis, 100 yıl kadar atabeylerin yönetiminde kalmıştır (Günver 2003).

Selahaddin Eyyubi, Mısır’daki valiliğini bir devlete dönüştürüp, Kilis’i de bu bölgeye

katmıştır. 1250’den sonra bölge, Halep’le beraber Memluk egemenliğine geçmiş; 1516’ya kadar 226 yıl Memluk hâkimiyeti altında kalmıştır. Kilis, Memluklar’ın hâkimiyeti altında kent olarak gelişmemiş, köy-kent yaşamını sürdürmüştür. Bu sebeple, Memluk döneminde Kilis’ten çok, Azez’in adı geçmektedir (Konyalı 1968).

Kilis 1393’te Bağdat, Kuzey Irak, Halep ve Azez ile birlikte Timur’un eline geçmiştir. Azez’in Timur tarafından yakılıp yıkılmasından sonra, halk Kilis’e göçerek burayı kurmuş veya mevcut köy Kilis olarak gelişmiştir (Darkot ,Cumhuriyetin 75. yılında Kilis).

Kilis Dulkadiroğulları Beyliği tarafından da yönetilmiştir. 1515’te Memluklardan Ayıntab’ı alan Dulkadiroğulları’nın bölgedeki hâkimiyeti, 1516’ da son bulmuştur (Yılmaz Öztuna, 1977).

Kilis asıl önemini, ΧVI. yüzyılda Yavuz Sultan Selim (1512–1520) tarafından Osmanlı topraklarına katıldıktan sonra kazanmıştır. Daha önce köy-kent niteliği taşıyan Kilis, Mercidabık Savaşı sonrasında kentleşme özelliği göstermiştir. Kilis, Mercidabık Savaşı sırasında Osmanlılara yardım eden Canbolad Ailesine yurtluk olarak verilmiştir. Canbolad Bey’in kentte yaptığı imar faaliyetlerinin karşılığı olarak Kilis sancak, kendiside sancakbeyi olmuştur (Komisyon, Cumhuriyetin 75. yılında Kilis).

Kilis, Kanuni Sultan Süleyman (1520–1566) tarafından en sevdiği zevcesine hediye olarak verilmiştir. Valide sultanlara has olarak verilen Kilis, bazen mütesellimler tarafından da idare edilmiştir. Bunu Evliya Çelebi’nin Kilis ile ilgili verdiği bilgilerde de görebilmekteyiz: “Kilis, Halep Eyaleti’nde sancaktır. Fakat valide sultanların hassıdır. 70 yük

(32)

(100.000 akçe=1 yük) akçe ile iltizam olunur. 300 payesi ile sadaka olunur bir şerif kazadır.” (Günver 2003).

ΧVIII. yüzyıl ortalarından ΧΙΧ. yüzyıl başlarına kadar, bazen mütegallibe ve derebeylerinin emrine girmiş olan Kilis, 1831’de Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın oğlu Đbrahim Paşa tarafından işgal edilmiştir. Bu işgal sırasında, şehrin batı tarafında halktan alınan ağır vergiler ile büyük bir kışla yapılmış; Mısırlı askerler gittikten sonra bu kışla harap olmuştur (Darkot, Cumhuriyetin 75.yılında Kilis).

1869 yılında, Azez’in de bağlanması ile Kilis daha da büyümüştür.

24 Ağustos 1914’de Halep’ten ayrılarak Antep’e bağlanan Kilis, 25 Şubat 1915’de Antep’ten ayrılarak, tekrar Halep’e bağlanmıştır. Kilis I. Dünya savaşı sırasında Halep’in Đtilaf devletlerince işgal edilmesi üzerine bağımsız bir sancak olmuştur (Günver 2003).

Atatürk, 27 Ekim 1918’de saat 20.00’de, Yaveri Cevat Abbas Bey ile Kilis’e gelmiş ve burada düşmana karşı milis birliklerinin kurulmasından memnun olmuştur. Konuk edildiği Mevlevihane’de Kilis ileri gelenleri ve halkı toplayan Atatürk, “Savaşın henüz bitmediğini, asıl bundan sonra Kurtuluş savaşı’nın başlayacağı ve ona göre hazırlanmaları gerektiğini” söylemiş; halkın olumlu yaklaşımından da memnun kalmıştır (Güzelbey 1984).

Halep ve çevresini işgal eden Đngilizler’in misafir sıfatı ile liman ve Đskenderun-Halep yolundan yararlanabileceklerine dair, Ahmet Đzzet Paşa Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığı’na bir telgraf göndermiştir. Đngilizler, birkaç subay ve yiyecek alma bahanesiyle Kilis’e gelip mahalli idareden izin almışlar; kışı burada geçireceklerini söylemişlerdir. Daha sonra Hint askerlerini getirip, Kilis’i 6 Aralık 1918’de resmen işgal etmişlerdir. Đdare binasına yerleşerek eğitimi durduran Đngilizler, telgrafhaneyi işgal ederek bütün haberleşmeyi ele geçirmişlerdir. Kentte bulunan Ermenilerin kışkırtmaları ile Đngilizler, halka baskı uygulamaya başlamışlardır. Đngilizler evleri basarak silah toplamışlar; ayrıca halkın elindeki tarım ürünlerini değerinin altında bir fiyatla ya da zorla elde etmişlerdir (Günver 2003).

Đngilizler yaptıkları gizli anlaşmalar gereğince, Paris Barış Konferansı’ndan sonra Antep, Urfa ve Maraş’ı Fransızlara bırakmışlardır. Fransızlar kenti 29 Ekim 1919’da Đngilizlerden devralmışlardır. Kilis’in siyasi hududu Ankara Antlaşması’na kadar şöyle belirlenmiştir: Kazanın en verimli toprağı ayrılarak Azaz’ın bir saat güneyine kadar olan kısım Kilis’e bırakılmıştır. Bu hudut, General Allanbi Hattı ile sınırlandırılmıştır. Kentin Fransızlar tarafından işgal edilmesi üzerine 1919 sonlarında Kilis’te Kuva-yı Milliye birlikleri oluşturulmaya başlanmıştır. Kilis halkı, Fransız işgallerinin Ermeni işgalleriyle birleşmesinden sonra tepki göstermeye başlamıştır (Günver 2003).

(33)

Fransızlar ve Ermeniler ile yapılan mücadeleler neticesinde 20 Ekim 1921’de Fransa ile imzalanan Ankara Antlaşması ile tespit edilen sınır çizgisi, Kilis bahçelerinin büyük bir kısmını Suriye topraklarında bırakmıştır. Bu arada Kilis, 1924’te yapılan genel bir düzenlemeyle ilçe olarak Gaziantep’e bağlanmıştır (Günver 2003).

1926’da Türkiye-Suriye arasında yapılan sınır incelemeleri sonucunda, bu durum bir dereceye kadar düzeltilmiş; bahçelerin bir kısmıyla birkaç köy yeniden sınırlarımıza dahil edilmiştir. 03.06.1995’te Bakanlar Kurulu kararıyla il statüsü kazanan Kilis, Türkiye’nin 79. ili olmuştur (Günver 2003).

2.2.3. Tarihsel Yapılar

Kilis çeşitli dönemlere ve yapılara ait tarihi eserlere sahiptir. Toplam 292 adet Tescilli Taşınmaz Kültür Varlığı vardır.

Sivil Mimari Örnekleri 223

a)Konut 208 b)Đmalathane

Mahsere (Zeytinyağı Đmalathanesi) 2 Masmana (Sabun Đmalathanesi) 2 Pekmezhane 1 c)Ticarethaneler 3 d)Kullanılır Durumdaki Kamu Yapıları 7

Dinsel Amaçlı Kullanımlar 31

a)Cami 19 b)Minare 2 c)Havra 1 d)Mevlevihane 1 e)Tekke/Tekye 2 f)Türbe 3 g)Anıt Mezar 1 h)Bazilika Kalıntısı 1 ı)Nekropol 1

(34)

Toplumsal Amaçlı Kullanımlar 12

a)Çeşme/Kastel 5 b)Hamam 5 c)Han 1 d)Şehitler Parkı 1

Askeri Amaçlı Kullanımlar 1

a)Ravanda Kalesi 1

Doğal Anıt 4

a)Çınar Ağacı 3 b)Çam Ağacı (Kızılçam) 1

Arkeolojik Sit Alanları 20

a)Höyük 18 b)Ören Yeri 2

Kentsel Sit Alanları 1

a)Eski Kilis Yerleşim Alanı 1

Genel Toplam 292

2.2.4.Eski Kent Dokusu

16. yüzyıl sonunda 600 civarında hane ve 100 kadar dükkânın yer aldığı 6 mahalleden oluşan Kilis kasabası, klasik doğu şehirlerinde olduğu gibi bir merkez cami, han, hamam ve dükkânların bulunduğu bir çarşı etrafında kümelenmiş durumdaydı. Dar ve çıkmaz sokakları ile ilk başta dikkati çeken bu kısım, oldukça sıkışık bir yapı göstermektedir. (Resim 5-6-7-8)

Kilis, 16.yy sonunda 6 mahalleli bir kasaba iken, 19.yy sonunda 32 mahalleye sahip bir şehir haline gelmiştir. Bu tarihten günümüze kadar şehrin nüfusu 3 katından fazla artmışken, mahalle sayısı %6 oranında artarak 34’e çıkmıştır. (Kilis kor.amç.imr.pln.2003)

(35)

Resim 5. Eski Kent dokusu (DÜNDAR, 1999)

(36)

Resim 7. Yerleşim Haritası (Bebekoğlu, 2008)

(37)

3.TÜRK EVĐ VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESĐ EV ÖZELLĐKLERĐ

3.1.Türk Evi Elemanları ve Plan tipleri

Türk Evi, Osmanlı Devleti’nin sınırları içinde eski tabiriyle Rumeli ve Anadolu Bölgesi’nde yerleşmiş, yayılmış, beş yüz sene kadar tutulmuş ve kendi özellikleriyle belirginleşmiş bir ev tipidir.

Türk Evi ilk olarak Anadolu’da kendine has karakterini bulmuş, buradan zamanla yayılarak ve çeşitli dış tesirleri benimseyerek Osmanlı fetihlerini takiben Avrupa’nın çeşitli yerlerinde kökleşmiştir. Türk Evi, 15. ve 16. yüzyıldan itibaren buralardaki mevcut diğer tiplerin yerine geçmiştir. Bu bölgeler kesin bir sınır ile belirlenemezler. Çünkü toplu yayılmalarının yanında, bölgeler tesirler olarak ta yansımıştır. Bölgesel tesirler, Kırım’a kadar uzanmış ve tamimiyle Türk tarzında inşa edilen saraylarda en önemli eserlerini vermiştir. Doğu ve Güneyde ise durum böyle değildir. Burada Türk evi Anadolu’dan daha öteye yayılmamıştır. Bir taraftan Kafkasya, Irak, ve Arabistan’a kadar uzanan Đran tesiri Suriye’yi içine alan Arap Evi, Türk Evi’nin hakim olduğu bölgeye doğal bir sınır çekmiştir (Atacan 1996).

Türk Evi en büyük yayılma eğilimini 17.ve 18. yüzyıl’da göstermiştir. Bu devirlerde Đstanbul ve Edirne Evleri Yakındoğu ve Doğu Avrupa için her zaman taklit edilen tip haline gelmiştir. 19.yüzyıl’da süratle gerilemeye ve yok olmaya başlamıştır. Teker teker sınırlarımızdan çıkan bölgelerdeki mevcut Türk Evleri yıkılmaya başlamış ve izleri tamamen silinmiştir (Sözen 1992).

3.1.1.Türk Evi Elemanları

Sedat Hakkı Eldem’e göre planı oluşturan başlıca elemanlar şunlardır: 1. Odalar

2. Sofalar ve Müştemilat 3. Geçit ve Merdivenler

Diğer unsurlar plan tipi üzerine az veya hiç tesir etmezler.

1. Odalar: Odaların sayı ve şekilleri, uygulanacak plan tipinin oluşmasındaki en önemli unsurlardır. Bazı plan tipleri ancak belli oda sayısıyla oluşturulabildiği gibi bazı plan tiplerinin de fazla odalı olmaları mümkün olmamaktadır. Örnek

(38)

olarak orta sofalı planda en az dört oda gereklidir. Hâlbuki köşe sofalı evlerde oda sayısı iki veya üçten fazla olamaz.

2. Sofalar ve Müştemilatı: Sofa bir geçit olmakla beraber aynı zamanda bütün ev halkının toplandığı düğün ve eğlenceler tertip edilen bir yerdir. Sofanın şekli doğrudan doğruya ev tipini tayin eder. Oda sırasının önünde, arasında veya odaların ortasında olmasına göre üç plan tipi meydana getirir. Türk Evi’ni, Batı Avrupa Evi’nden ayıran en önemli nokta odaların ayrı ayrı sofaya açılmaları ve sofanın evin içindeki sirkülâsyonu oluşturmasıdır. Bu farkı, kullanış bakımından önemli bir üstünlük sağlamaktadır. Sofa bölgelere göre değişik isimlerle anılır. 3. Geçit ve Merdivenler: Geçitler iki odayı birbirine bağlayan bölümlerdir. Bunlar

yüklük bölmeleri içinde gizli kapılı bağlantılar şeklindedir. Zamanla bu şekilde yapılan geçitler için planda yer ayrılmış böylece koridorlar meydana gelmiştir. Merdivenler, sofa içinde yer aldığında plan üzerinde fazla etki etmezler. Ancak sofanın dışında ve kendilerine ait ayrı bir yerde oldukları zaman planı etkilerler.

3.1.2.Türk Evi Plan Tipleri

Türk Evi’ni belirli plan tiplerine ayırarak incelemek zor iştir. Planlar coğrafi bölgelere bağlı olarak değiştiği gibi aynı bölgede farklı plan tipleri ve malzeme özellikleri ile de karşılaşılabilmektedir.

Türk Evi plan tipleri üzerinde yapılan çalışmalarda iki ana noktadan yola çıkılmıştır. Birincisi S. Hakkı Eldem’in sofasız ev içindeki yerine göre yaptığı tiplemedir (Kuban 1995).

a)Sofasız plan tipi b)Dış sofalı plan tipi c)Đç sofalı plan tipi d)Orta sofalı plan tipi

Bu tiplemedeki planlar dışında tipe uymayan ev tiplerine de rastlanmıştır. Fakat bunlar genellikle uygun olmayan koşullardan doğmuş planlar olduğu için ve tekil örnekler olduklarından bir tip olarak kabul edilmezler (Esmer 1992).

Plan tiplemelerinde ikincisi ise Önder Küçükerman’ın yaptığı ve iklim bölgelerine dayanmakta olan ayırımdır. Küçükerman’a göre Anadolu’da birkaç değişik iklim bölgesi vardır. Bu nedenle her değişik iklim bölgesindeki Türk Evi kuruluş biçimi açısından değişiklikler gösterir. Anadoluda’ki Türk Evi’nin oluşumunda bölgesel iklim değişikliklerinin etkilerini saptayabilmek için üç değişik bölge incelenebilir:

(39)

a)Ilıman iklim bölgesi b)Sert iklim bölgesi

c)Sıcak iklim bölgesi (Atacan 1996).

3.2. Anadolu’da Bölgelere Göre Konut Mimarisi:

Yüzeysel bir inceleme ile konut mimarisi bakımından Anadolu’yu şu bölgelere ayırabiliriz;

• Güneydoğu Anadolu’nun kuzey Suriye ile ortak kültürünün ifadesi, taş konut mimarisi

• Erzurum’dan öteye Kuzeydoğu Anadolu’nun güney Kafkasya ve Dağıstan ile akraba, ahşap hatıllı taş mimarisi

• Doğu Karadeniz Bölgesi’nde görülen karakteristik ahşap iskeletli ev mimarisi

• Eğe ve Akdeniz Bölgesi’nin düz damlı kübik taş mimarisi

• Orta Anadolu’nun özellikle Niğde ve Kayseri (Eski Kapadokya) bölgesinin kaynakta yine Kuzey Suriye bulunan, taş mimarisi

• Orta Anadolu’nun daha çok köy ve küçük kent ortamında kalan ve kökü yenitaş çağına kadar uzanan, kerpiç mimarisi

• Esas yayılma alanı Anadolu’nun kıyıları ile Orta yayla arasında bir ikinci çember gibi dolanan ve Sivas dolaylarından batıya ve Đç Ege’den Toroslar’ın kuzey yamaçlarına kadar uzanan ve yer yer diğer bölgelerde ve Balkanlar’da görülen taşıyıcı sistemi ağaç, kerpiç dolgulu, zemin katı genellikle taş ile yapılan bir yapı tekniği olan hımış ile inşa edilmiş olan konut mimarisi (Gaziantep Kor. Amç. Đmr. Pln. 1991).

3.3. Türk Evi’nin Geleneksel Özellikleri

Geleneksel Türk Evi’nin mekânsal yapısının, tasarım özelliklerinin oluşumundaki temel etkenleri; iklim ve arazi yapısı, yerel yapı malzemesi ve strüktür, geleneksel ev kültürüdür.

Türk Evi’nde plan daima serbest ve daima araziden ve vaziyetten en çok istifadeyi mümkün kılan bir şekilde olurdu. Her şey yerli yerindedir. Evin bölümlerinde her şeyden önce rahat oturmaya önem verilirdi. Konfor, mimarlık kompozisyonu ve gayelerine feda edilmezdi.

(40)

Genellikle hiçbir zaman düzenli olmayan bir arazi mülkiyeti sonucu yapı parselleri düzgün değildi. Üst katlarda düzgün bölümler elde etmek istendiği için onları alt beden duvarları üzerinden taşırmak genel bir tutumdur.

Anadolu yapılarında kullanılan yerel malzeme ahşap, taş ve kerpiçtir. Kullanılan yapı malzemeleri ve bu malzemelere göre seçilen yapı sistemleri hep yerel olanaklar doğrultusunda ustanın geleneksel yapı bilgisinden kaynaklanan becerileri sayesinde eşine az rastlanacak düzeye ulaştırılmıştır. Anadolu’daki Geleneksel Türk Evi’nin yapımında kullanılan malzeme daha çok ahşaptır. Bu da oldukça dirençsizdir. Buna bağlı olarak evlerin ömrü de oldukça kısıtlıdır (Atacan 1996).

Taşıyıcı eleman olarak taş kullanılan yapı tipine Anadolu içinde dağılmış olarak her bölgede rastlanabilir. Fakat taşın esas yapı malzemesinin teşkil ettiği bölgeler Ege ve Akdeniz sahili, Güneydoğu’nun Kuzey Suriye ile geleneksel ilişkili olan kısımları, Orta Anadolu’da Erciyes çevresindeki volkanik topraklar üzerine kurulmuş şehirler ve Doğu Anadolu’dur (Gaziantep Kent Bütünü Analitik Etütleri, Đller Bankası Yayınları).

Döşeme kaplaması olarak toprak, pişmiş toprak, taş ve ahşap çok kullanılmıştır. Odalarda döşemenin doğruca topraktan oluşması çoğunlukla Orta ve Güneydoğu Anadolu’da yaygındır. Çünkü bu bölgelerdeki yaygın yapı gereci taştır.

Türk evleri, genellikle tek katlıdır. Ancak zamanla kat âdeti çoğalmıştır. Buna rağmen yine de esas kat en üsttekidir. Tek katlı evlerde bile zeminden 1,5–2 m yükseklikte mekânlar oluşturulur. Đlk dönemlerde nemden korunmak için alt kat tamamen direkler üzerine alınmaktayken zamanla duvarlarla kapatılarak depo, ahır samanlık, arabalık ve taşlık olarak kullanılmıştır (Gaziantep Kent Bütünü Analitik Etütleri, Đller Bankası Yayınları).

Zemin katın sokak yönüne uyarak geniş veya dar açılarla birbirine bağlanmış az pencereli duvarları üzerinde üst kat çıkmalarla mekânları büyüterek ve planları dikdörtgen haline getirerek şekillenir (Yeni Türk Ansiklopedisi, 3.cilt).

Üst kat genellikle ev yaşantısının servisler dışındaki bölümlerini içerir. Depoları, kileri, ahırı, samanlığı ve avluda varsa mutfağı, hamamı, fırını, tuvaletleri, içeren zemin katlar genellikle düzenli bir şemaya uymaz. Bu genel çerçeve içinde en yaygın tip olan iki odalı şemayı incelersek; iki oda ve aralarındaki eyvanın önünde bahçe veya avluya dönük bir sofa vardır. Merdiven, sofanın bir kenarında bazen dışarıdan asılarak ve genellikle evin avlu veya bahçeye açılışını ifade eden bir rahatlıkla düzenlenmiştir.

Üç katlı evlerde orta kat genellikle asma kat biçimindedir. Ara katlarda daha küçük pencereli ve basık tavanlı kolay ısınabilen kış odaları yer almaktadır.

(41)

Türk evini biçimlendiren öğeler odalar, sofa ve hizmet mekânlarıdır. Odalar ihtiyaca göre değişik büyüklüktedir. Đki taraftan pencere açılan köşe odalar daha değerlidir ve bu yüzden daha büyük tutulmuşlardır. Tek yöne bakan orta odalarda, iki üç yönden pencere açılabilmesini sağlamak için çıkmalar yapılmıştır. Odaya birden fazla yönden pencere açılması, odanın daha uzun süre güneş almasını ayrıca sıcak mevsimlerde güneş gelen taraftaki pencere kapaklarının kapatılarak diğer yöndekilerin açık bırakılması ile odanın güneşsiz, aydınlık ve serin olması sağlanmıştır.

Odaların boyutları arasında büyük farklar yoktur. Đç düzenlemeleri birbirine benzer. Odaya girilen kısım seki altı veya pabuçluk adını taşır. Burası oda zemininden bir basamak kadar alçaktır. Türk odasının vazgeçilmez öğesi olan yüklükler, evle beraber inşa edilen ilginç bir elemandır. Bütün odalar yatma işlevini de gördüğü için yüklük her odada bulunur. Akşam olunca yorgan döşek yüklükten çıkartılıp ortaya serilecektir.

Pencere, kapı, dolap, ocak gibi elemanlar insanların kollarıyla uzanabileceği yerden 2.20 m yükseklikteki üst sınırda son bulurlar. Artık kullanım alanı sona ermiş, odanın soyutlanmış, görsel zenginliği başlatılmıştır. Renkli camlar kullanılarak yapılmış alçı pencere “tepe penceresi” kalem işleri, resimler ve nihayet çıtalarla oymalarla alabildiğine süslenmiş tava bu güzel örneklerini oluştururlar (Gaziantep Kent Bütünü Analitik Etütleri, Đller Bankası Yayınları).

Yüklük denilen derinliği fazlaca olan dolapların bir kısmı bölünmüş ve burası gusülhane yani günlük yıkanma yeri olarak kullanılmıştır.

Odaların birbirine bağlandıkları yer sofadır. Sofa odalar arası ilişkilerin sağlandığı ortak bir alandır. Evler nasıl bir sokağa veya caddeye açılıyorsa, ev içindeki her oda da sofaya açılır. Sofa Türk Evi’nde bulunduğu yere göre ev planını etkiler Anadolu’da değişik bölgelere göre “hayat”, “sayvan”, “çardak”, “divanhane” gibi isimler almıştır.

Türk Evleri’nde sofasız plan tipide bulunmaktadır. Sofasız plan tipinde odalar arası ortak alan kurulmamıştır. Türk Evi’nin en yalın durumudur. Odaların birbirleri ile bağlantıları için evin dışına çıkılır. Bu nedenle zorunlu durumlar dışında daha çok sıcak iklim bölgelerinde uygulanmıştır (Yeni Türk Ansiklopedisi, cilt3).

Oda ile sofa arasında pencerelerle görsel bir ilişkide kurulmuştur. Đklimi müsait yerlerde sofanın etrafı açık ve yalnız üstü örtülü olabilir.

Evin kapısı, ailenin iç dünyasını koruyan bir küçük kalenin kapısıdır. Bu kapıdan girince havuzu, şadırvanı, kuyusu, çeşmesi yani su öğesi, ağacı, bahçesi, hiç olmazsa saksı ve çiçeklerle süslü genişçe bir taşlığı ile ailenin iç dünyası açılır. Genellikle bu iç avludan üst kata çıkılır (Türk Ansiklopedisi, cilt 17, 1969).

Şekil

Şekil 3. Birinci Kat Planı
Şekil 4. Bodrum Kat Planı
Şekil 6. II-II Kesiti
Şekil 7. III-III Kesiti
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Proje kapsamında Konya ilinin Taşkent, Hadim ve Bozkır; Karaman ilinin de Ermenek, Sarıveliler ve Başyayla ilçelerinde meyve üretiminin yoğun olduğu alanlarda

Buna göre aşağıda verilen metinlerin özelliklerini tablodan bulunuz.. Palindrom; “niçin, kelek” sözcüklerinde olduğu gibi tersten okunuşu da aynı olan cümle, sözcük

Kalabalıklardan uzak Telendos, sessiz bir zaman geçirmek için harika bir yer olduğu gibi, kaya tırmanışı için de gözde bir noktadır.. Buradan Patmos’a doğru yola çıkacak

Körfezin büyük adalarından biri olan Orak Adası’na demirleyeceğiz; zengin deniz yaşamı ve kristal berraklığında deniziyle bilinen ada maske ve şnorkelle deniz dibini

Namrun fay› uzan›m› bo- yunca, Jura-Alt Kretase yafll› Cehennem Dere Formasyonu ile Oligosen yafll› k›r›nt›l› kayaçlar- la temsil edilen Gildirli ve Alt–Orta

Hattice dediğimiz bu dil, onlar siyasi ve kültürel olarak benliklerini kaybettikten sonra da Hititler tarafından ibadet dili olarak kullanıldı.. Özellikle Hititçe

NUH AYDIN KILIÇ Sınıf Öğretmenliği Sözlü sınava girmedi. ORHAN KÜTÜKOĞLU Rehberlik Sözlü

Fouchier’e göre bu iki mutasyon ve başlan- gıçta kasıtlı olarak oluşturulan üç mutasyon, yani toplamda sadece beş mutasyon, virü- sün deneyde kullanılan kokarcalar arasında