• Sonuç bulunamadı

Evin İlyasoğlu'nun 'Cemal Reşit Rey' kitabı üstüne Rey'in iki öğrencisinden izlenimler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Evin İlyasoğlu'nun 'Cemal Reşit Rey' kitabı üstüne Rey'in iki öğrencisinden izlenimler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Evin îlyasoğlu nun ‘Cemal Reşit Rey

'

kitabı üstüne Rey’in iki öğrencisinden izlenimler

Ulu bir çınardı Cemal Resit Rev

AYDIN KAR LIBEL

E

vin îlyasoğlu ile tanışmam bundan yaklaşık yirmi yıl öncesine kadar uzanıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nin görsel-işitsel bölümü arşivlerinde kart ka­ talogları ve plaklar arasında notlar tutar, dtiz araştırmalar yapardı. Yıllar boyunca yazdığı makalelerle, hazırlayıp sunduğu TV programlarıyla Türk müzikseverleri­ ne ışık tuttu. Üniversite öğretim görevi­ nin yanı sıra yazınımıza değerli kitaplar da kazandırdı.

Evin tlyasoğlu’nun kitaplarından ‘Ce­ mal Reşit Rey-Müzikten İbaret Bir Dün­ yada Gezintiler” başlıklı çalışması 1 lazi- ran 1997’de Yapı Kredi Yayınlan tarafın­ dan basıldı. Kitabın tanıtımı “Bir Usta Bir Dünya Sergisi” çerçevesinde Sermet Çif­ ter Kütüphanesi’nde gerçekleşti. Aynca bu sergi kapsamında Fatma T üre ve Meh­ met Uîusel tarafından hazırlanan bol re­ simli bir belgesel kitapçık da aynı tarihde yayımlandı.

Evin îlyasoğlu yetmişli, seksenli yıllar­ da çantası ve teyp kayıt cihazı ile birlikte defalarca Cemal Reşit Bey’i Serence- bey’deki Yasemin Apartmanındaki da­ iresinde ziyaret etmiş, üstadın anılarını kendi ağzından teybe almış ve kaleme ak­ tarmıştı. Bu söyleşiler TRT radyosunda, televizyonunda ve Milliyet Sanat dergi­ sinde de yayımlanmıştı. Bunlardan unu­ tamadığım bir sahne, Cemal Bey’in Bechstein piyanosunda ilk çokseslendir- me denemesi Sarı Zeybek’i çalışıdır. Ve­ fatından sonra piyanosunun taşındığı De­ ri Show pavyonunda Evin 1 lanım’ın öne­ risi ile Cemal Reşit’in piyanosu üzerinde de TRT için bir çekim gerçekleştirmiştik.

Kitabın başlığı, “Müzikten ibaret Bir Dünyada Gezintiler”, Cemal Bey’in bir piyano eserine atıftır: “Hatıradan İbaret Kalan Şehirde Gezintiler”. Bu piyano ese­ rinin nefis icralarını Ergican Saydam, Ju­ dith Uluğ ve Seher Tannyar’m tuşclerin- den anımsıyorum. Eser için Cemal Bey’in bizzat yazdığı notlar ilginçtir. Onun iç dünyası hakkında bize bilgiler vermekte­ dir. Örneğin, Ulu Çınar bölümü asırdide, koca ağaç, görmüş geçirmiş bir insan ka­ rnidir. Ağaçlara, do­ ğaya, iyiye, doğruya ve güzele aşık olan dar filozof ve haşmetli

ğaya, iyiye, doğruya v<

Cemal Reşit, bir çınarda bir filozof edası

bulabilmiş!

Evin Ilyasoğlu’nun 336 sayfalık kitabı son derece akıcı bir dille yazılmış. Bir so­ lukta tümünü bitirmek istiyorsunuz. Pi­ yanist-virtüöz, orkestra şefi, pedagog veç­ helerinin yanı sıra besteci Cemal Reşit, geçirdiği üç ayrı eVre içinde ele alınmış; parçalar halinde bulunan Cemal Reşit Rey labirenti görkemli bir biçimde gözler önüne serilmiş.

Cemal Reşit Rey, aysberg

Yazar bu belgesel biyografiyi hazırlar­ ken yetmişten fazla kişi ile görüşmüştü. Onbeş bölümden oluşan eser Rey’in doğ­ duğu yıllardaki güzel sanadara dair bir gi­ rişten sonra bu soylu Osmanlı ailesinin Kudüs günlerinden başlayıp Paris’e, İs­ viçre’ye ve tstanbul’a uzanan yaşantısını geniş bir yelpaze içinde ele almış. Kitabın ner bölümü îlhan Usmanbaş’m tabiri ile

“Cemal Reşit Rey aysberg”inin katman­ larım bize sunmakta.

Kaybolan partisyon

Kitap, “usta”mn kayıp eserlerinin tra­ jedisini de bütün çıplaklığıyla ortaya ser­ mektedir. Vedat Uşaldıgilile seslendirdi­ ği Dört El İçin Sonat, Güneş Manzaraları, Lafonten Baba Çocuk Müzikali An opera­

sının çoğu. Antal Dorati’ye gönderdiği

Karagöz Senfonisi kim bilir nerededir? Pe­

ki ya operalarıPRaoul Laparra’nın “Bu eserinizle Prix de Rome alabilirdiniz” de- Lİş olduğu Sultan Cem Operası, Yann Ma- ‘k Operası neredeler? Filarmoni Deme­

ği tarafından Varan Kargo’ya verilerek Ankara’ya gönderilen Ç elebi O perasının

el yazması şef partisyonu nerede durmak­ ta acaba? Vaktinde teslim alınmadığı için Varan Kargo koskoca partisyonu imha mı etmiştir? Biz, onun yakın öğrencileri, bu mı:

re,

OsmanlI'dan Cumhuplyete

akan bir kimlik

ıiBiMgOTMMiwwııııiMMwmı<wra«mmrownMiiMMMMiiMWiOT

YÜKSEL KOPTAGEL

E

vin llyasoğlu’nun yazdığı Cemal Reşit Rey - Müzikten ibaret Bir Dünyada Gezintiler” başlıklı ki­ tabı okurken Cemal Bey’le yıllar boyu beraberliğimiz sayfa sayfa gözlerimin önünden geçti.

Yazı dilinin güzelliği yamnda titiz bir araştırmayla toplanmış zengin materya­ lin seçilmesi ve sıralaması yönüyle bu ki­ tap son yıllarda okuduğum en mükem­ mel biyografi örneği oldu. Oysa îlyasoğ­ lu çok zor bir insanı seçmişti. Cemal Bey şefliği, piyanistliği, besteciliği, hoca­ lığı ve Türkiye Cumhuriyetinin müzik devrimindeki önderliği ile çok yönlü bir sanatçıydı.

Dayısı Osman Hamdi, babası Ahmet Reşit ve ağabeyi Ekrem Reşit, her biri ayrı değer taşıyan geniş bir aile ile koca

ılıln - •

ırıyet

taşıyordu. îlyasoğlu bu kimliği zamanın yaşlı Osmanlı İmparatorluğumdan genç Türkiye Cumhuriyetine akan bir kimlik

toplumsal ve sanatsal oylarına paralel olarak anlatmış. Cemal Bey’in çok yön­ lülüğünü kitaba eklediği kompakt disk­ lerle canlı olarak kanıtlamış. Cemal Bey çok titiz bir insandı. Giyimi, hareketleri, çevresinin hareketlerine karşı reaksiyo­ nu ile son yılına kadar tiyatro, konser ve edebiyat yayınları karşısında keskin algı­ lamalarından bir şey kaybetmedi. Or­ kestra şefliği yıllarında topluluk içinde bir sazın bozuk entonasyonunu yakalar, derslerinde öğrencilerinden egzersizleri bile ezber isterdi. Son gününe dek çini mürekkebiyle yazdığı inci gibi partis­ yonları kopistlere teslim etmedi. Kaza­ ya, hataya mediocrite’ye toleransı yoktu.

Beni heyecanlandıran, güzel bir şey bulunca koşup götürürdüm. Hemen okur, ertesi günlerde benimle konuşur, tartışırdı. Bu kitabı da (onun bizden ay­ rılışını anlatan son bölümünü kopartıp/ koşup ona götürmek isterdim. Gözleri parlar, mutlaka yazarına telefon açar ve “Evinciiim! Bravissimo” demez miy­ di?»

mal Bey’in onları bir hattat gibi işlerken yıllarca çektiği meşakkati, göz nurunu gör­ dük ve yaşadık. Salonundaki yuvarlak cam masasının üze­ rinde çalışırdı. Sayfalar ince bir örtünün üzerinde durur, çini mürekkebi ile yazar, ha­ talarını jiletle kazıyarak düzeltirdi. Israrla evinin ar­ kasındaki karanlık odaya gi­ rerek eserlerini tasnif etmek isteğimi geri çevirmişti, çün­ kü hatıralarına geri dönmek istemiyordu.

Cemal Bey’in müzikolog yönüne ışık tutacak bir bilgiyi burada nakletmek iste­ rim. Ünlü Fransız müzikolog Baron d’Erlanger Farabi’nin ünlü eseri “Kitab- al Musiki al Kebr”in Fransa’da Cemal Bey için özel bir nüshasmı bastınmış ve kendisine takdim etmek üzere Tunus’ta­ ki sarayma davet etmiştir.

Kaybolmaktan kurtulan belgeler

îlyasoğlu’nun kitabının 5. bölümünde Atatürk’ün müzik devrimi içinde Cemal Reşit Rey’in yerinden söz ediliyor. 75 ya­ şındaki Cumhuriyetimiz’in tarihi içinde Rey’in ve Türk Beşleri’nin kurduklan te­ melin önemli bir değerlendirmesidir bu. Bir Onuncu Yıl Marşı'dır ki, Ulu Önder

güftesi ve bestesi ile her zaman aklında tutmuş, yurt gezilerinde otomobilini dur­ durarak yurttaşlarına öğrenip öğrenme­ diklerini hep sormuştur.

Cemal Reşit’i yalandan tanımış olan müzisyenler üzerinde onun müziği ve şah­ siyeti derin hayranlık uyandırmıştır. 1990- 93 yıllan arasında Viyana’da katıldığım Master kursları süresinde hocalarımdan Alexander Jenner’e Cemal Bey’den söz etmiştim. Jenner, kendisi ile yıllar önce İstanbul’da bir Beethoven Konçerto çal­ mıştı. Cemal Bey’e değinirken, Liszt için kullanılan “le grand seineur” tabirini kul­ landı. Bir anma konserinde aziz Bülent Tarcan’ın konuşmasını hatırlıyorum. O da Cemal Bey’in Liszt gibi mızrağını çok ilerilere fırlatmış olduğunu söylemişti.

Ilyasoğlu’nun kitabı, zamanın acıma­ sızca savurup dağıttığı nice belgeyi kay­ bolmaktan kurtarmış, bir arada toplamış­ tır. Kitaba ekli iki adet kompakt diskin bi­ rinde Cemal Bey’in kendi sesi yer alıyor. eliğini, bestelerinin evrelerini, İstanbul Şe­ hir Orkestrası’m nasıl kurduğunu anlatı­ yor. O kendine özgü, Osmanlıca-Fransız- ca karışımı vurgularıyla. Uzun yıllar rad­ yoda yaptığı “Piyano Dünyasından Ge­ zintiler” programlarından bir alıntıyla onun Chopin Muzarkalan çalısını duyu­ yoruz. Bir orkestra provasındaki disipli­ nine, bir öğrencisine Chopin Etüdleri açıklarken Chopin’e hayranlığına, ope retlerini anlatırken biraderi Ekrem Re şit’in anılarına uzanmasına ve kendi sesiy­ le Lüküs Hayat’ı söylemesine tanık oluyo­

ruz. ikinci CD’de Türk Manzaraları ve Enstantaneler başlıklı orkestra yapıdan; Andante A llegro başlıklı keman ve yaylı

orkestrası için yapıtı, iki pivano için yaz­ dığı 12 Prelüd v e Füg den beşi ve Onun­ cu Yıl Marşı yer alıyor. Böyfece sesiyle,

müziğiyle Cemal Reşit Rey aramızda ya­ şamaya devam ediyor.

Biz öğrencileri olarak henüz Cemal Bey’i yeterince tanıdığımızı sanmıyoruz. Yüzyılın yüz sanatçısı anketinde onun adı geçmeliydi. Arzumuz, hâlâ piyanosunun ve özel eşyalarının bir araya getirilerek korunma altına alınması, kaybolan eser­ lerini araştırmak üzere bir heyetin oluştu­ rulması ve nihayet tüm eserlerinin kayıt ve basım projelerinin gerçekleşmesidir. Umudumuz bu kitabm aracılığı ile bütün bunlar gündeme gelsin. Hizmetleri için Evin îlyasoğlu’nu yürekten kutluyoruz.»

C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 4 5 1 S A Y F A 7

Referanslar

Benzer Belgeler

Konser­ den sonra bizi sahneye getirmeleri ve kırmızı kur- delâlarla sarılı armağanlarımızı almamız ve hediyeyi aldıktan sonra da çarçabuk sahneden koşarak

Zekâya hay­. ran, duyguyas

tın bu keşmekeşleri içinde yavaş ya­ vaş vücudünün tabii inhitatlarını duy- mıya başlaması, bazı davetlerini din­ lediği ve bazı seslerini gönlünde

Ancak, onun saray tarafından ne kadar tutulduğunu bilmediğinden kendi azledilerek yerine Cevat Paşa tayin olundu ve bir süre sonra da mareşallik rütbesi

Necip Fazıl ’ın eserleri, oğullan Mehmed ve Osman Kısakürek tarafından devam ettirilen Büyük Doğu tara­ fından yayınlanıyor. Hitabeleri, makaleleri, sohbetleri,

Ancak ne yazık ki Schumacher’in erken takipçilerinden pek çoğunun gayreti, teknik açıdan yetersiz veya deneyimden yoksun kalmıştır: gelişmekte olan neredeyse

Soğuk bir gün olduğu için çorbayla başlamaya k arar verdik ve birimiz Çinliler için havyar kadar değerli bir yemek olan balık yüzgeci çorbası, di­ ğerimiz

Osman Hamdi’nin tablosu ile sayısı 30’u bulan ve hepsi Türk ressamlarına ait olan tablolarla birlikte vakıftan müzayedeye çı­ karmak için alman eserlerin toplamı